- Konu Sahibi benkahvecanavari
-
- #41
Konu sahibesi anasinifinda yegenime surekli baska mont ayakkabi giydirip gonderiyorlardi oyle dusundumkusura bakmayin o halde.bence pes etmeyin.benimle bu sekilde konusmaniz peeformansimi dusuruyor diye konusun guzelce.duzene girer zamanla
anlamadım hiçbir şey.Kadın her şey olabiliyor ama eğer yaşını almadıysa, bir takım hayat tecrübesi yoksa müdür olamıyor.
Hepsini karıstırıyormuş
Haklisiniz, 16 ogrencinin adini ogrenmek 1 haftada degil 1 gunde olabilecek bir sey.Mesleği öğretmen, resmi kağıtlarda sorumlu müdür olarak geçiyor. Ben daha kuruma başlayalı 1.5 ay oldu, 4 sınıfımız var ve 16 çocuk, bunların her birinin ismi, kıyafeti, ayakkabısını bilmek 1 haftada olabilecek bir iş değil, zaman lazım. Özellikle işe girmeden önce kimse bana kurum içinde şunları, bunları yapıyoruz diye bilgi vermediği için genellikle herşeyi spontane yaşayarak, hata yaparak öğreniyorum. İlk olarak öğretmenliği seviyorum fakat öğretmenlik şu anda en gelip gidenin vurduğu kesim, yani işin özünde her insan aç kalmamak için, para için çalışıyorsa, evet benim de paraya ihtiyacım var ve çalışıyorum.
Kadın her şey olabiliyor ama eğer yaşını almadıysa, bir takım hayat tecrübesi yoksa müdür olamıyor.
ben de merak ettimNe demek istediniz?
Haklisiniz, 16 ogrencinin adini ogrenmek 1 haftada degil 1 gunde olabilecek bir sey.
Mesleki durum ile alakalı degilde genel olarak nerede sessiz,masum,işinde gücünde iyi niyetli birileri varsa hep ona yükleniyor bu millet.
O kadar iyi niyetlisin ki okulun teçhizatın kendi cebinden kardiliyorsun.
Oncelikle onlardan zengin değilsin,bir daha bunu yapma.Ayrica senin hatan da değilmiş.
Bir daha da sana bu şekilde yazlilirsa sineye cekme..
Haddini bilsin insanlar.
Okuldaki öğrencisi,evindeki çocuğu,emrine verilmiş askeri değilsiniz.Konusmayi öğrensin bir zahmet mudurumsu şahıs..
Düşüncem şu, ilk işe girdiğim ay şimdikinden daha çok sorun yaşadım hatta duygularıma hakim olmadığım için direkt damgayı yemiş olabilirim. Bu yüzden de üstüme geliyor olabilirler, duygularımı saklayamadım ne yazık ki üzülünce. Dik duramadım, işime dört elle sarılan biriyim zaten yeni mezunum idealistim, fakat yaptığım etkinlikler bile yarıda kesiliyor bazen, ya da fotoğrafı çekilmediği oluyor. Çocuklara çok güzel statik elektrik deneyi öğretecektim İngilizce olarak, kaldı gitti, çok üzüldüm yine.
siz miydiniz,nicke dikkat etmeden okumuştum :)O mesajı yazan üye benim.
Konu sahibi aslında İngilizce öğretmeni olup İhtiyactan okul öncesi kurumda calıştıgını yazmıştı. Aslında cok da kavrayamadı ve benimseyeöedi gibi. İmkan bulsa dakika durmayacagı bir yerde imkan bulamadığı için kalması zorlama değil mi sizce de. Zorlama iş de bu kadar oluyor.
Kurumda da aksaklıklar var tabi.
Mobing uyguluyorlar, pasif durmayın, kendinize güvenin, saygı çerçevesinde cevaplarınızı verin.
Hem öğretmen hem müdür diyorsunuz, ne laubali ne bayağı bir mesaj bu.
Bu tarz mesaj ve imalara boyun egmeyin, hakkınızı savunun. İstifa ettirmeye çalışıyorlar ama sakın istediklerini vermeyin, daha dik daha kendinizden emin durun.Çoğu sektörde var bu durum. Yeni mezunsunuz, dedipiniz gibi gelecek vaadedenleri sevmezler.
peki o kuruma başvururken hani vasıfla başvurdunuz? yani meslek/iş tanımınız neydi? ne olarak işe alındınız?Çook teşekkür ederim. Filoloğum, Batı Dili Edebiyatını bitirdim, İngilizce öğretmenliği yapabiliyorum, Formasyonum da var.
siz miydiniz,nicke dikkat etmeden okumuştum :)
haklısınız zorlama sayılabilir ama şöyle düşünün, ülkenin durumu ortada, iş yok,çoğu insan alanının dışında mecburiyetten çalışıyor. yani dönem dönem böyle durumlara düşebiliriz. hayat bu. istemediğimiz bir işi yapmak zorunda kalmaktan bahsediyorum.
ama bu istemediği işi yaparken de takındığı tavır önemli bence. yani primer olarak tercih etmeyeceği bir işi yapmak ZORUNDA kalan bir insan,yine de bu duygularını işine yansıtmıyorsa, çocuklara,iş arkadaşlarına karşı bir kusuru/kaba hareketi yoksa, bunda yanlış olan ne ki?
ekmek parası için yapıyor insan işte,kimse istemez alanı olmayan bir işte çalışmak. ama bazen mecbur kalabiliyor insan işte, böyle ekstrem durumlarda bazı kanılar esnetilebilir olmalı bence... :) ( tekrar ediyorum sevmeyerek yaptığını belli etmiyorsa,herhangi bir kusuru yoksa,elinden geleni yapıyorsa :) )
Cok sukur zekam yerinde. Benim de 3×24 ogrencim oluyor, ve ad ogrenmek en onem verdigim seylerden biridir. Ogretmenseniz ogrencinin adini ogrenirsiniz. Azicik caba yeterli bunun icin. Ogrenciler, kac yasinda olurlarsa olsunlar, buna onem verirler. Benim ogrencilerim universite ogrencisi. Daha ilk dersten isimleriyle seslendigimde deger verildiklerini hissediyorlar. Size de tavsiyem ad ogrenmek icin bir iki taktik gelistirin.Zekanıza hayran kaldım.Yalnız tek bir 16'dan bahsetmiyoruz, 4 sınıf var, yani 64 öğrenciden bahsediyoruz...
peki o kuruma başvururken hani vasıfla başvurdunuz? yani meslek/iş tanımınız neydi? ne olarak işe alındınız?
bu angarya sayılabilecek işler size sonradan mı verildi? yoksa en başta görev tanımınızın içinde var olan şeyler miydi?
Yeğeniniz kendi ayakkabısını ve montunu bilmiyor mu? Anaokuluna giden çocuk ayakkabısını da montunu da tanır diye biliyorum. Ben iki sene gittim anaokuluna ve kimsenin beni giydirdiğini de hatırlamıyorum. Şimdiki anaokullarında öğretmenin böyle bir görevi varsa bilemem tabii.Konu sahibesi anasinifinda yegenime surekli baska mont ayakkabi giydirip gonderiyorlardi oyle dusundum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?