• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Öğretmenim ve kurumda azarlanıyorum.

İşe alınırken sadece İngilizce konuşacağım, etkinlik yapacağım söylendi. Tuvalet, üst değiştirme benim işim değildi, sınıfta asla yalnız kalmama gibi bir şartım da var (Neden bilmiyorum, sınıf öğretmeni çıkınca yanıma biri geliyor)

Fakat sınıf öğretmenleri tuvalet üst değiştirme vb şeyler yaparken bir kenarda oturup "Bunlar benim görevim değil" demek istemedim, yardımcı olmak istedim sonuç bu... Su da taşıyorum, aşağıya getir götür de yapıyorum.
yapmayacaksınız. ne anlaştıysanız onu yapacaksınız. net.

bazı insanlar iyi niyetten anlamaz, bedava iş gücü buldum diye sömürdükçe sömürürler.
 
Cok sukur zekam yerinde. Benim de 3×24 ogrencim oluyor, ve ad ogrenmek en onem verdigim seylerden biridir. Ogretmenseniz ogrencinin adini ogrenirsiniz. Azicik caba yeterli bunun icin. Ogrenciler, kac yasinda olurlarsa olsunlar, buna onem verirler. Benim ogrencilerim universite ogrencisi. Daha ilk dersten isimleriyle seslendigimde deger verildiklerini hissediyorlar. Size de tavsiyem ad ogrenmek icin bir iki taktik gelistirin.

Öyle mi? Kıyasladığınız öğrenci grubunun yaşı ve olduğu konumu göz önünde bulundurarak yorum yapmalısınız o halde. Üniversite öğrencisi tabii ismini söyler, İngilizce bilmese bile temel şeyleri anlar ve kendi hakkında bilgi verir. Burada bir çocuk ile full time İngilizce konuşuyorum, adını sorduğumda söylemeyenler var, yeni gelen öğrenciler var, hiç muhabbetim olmayan 2.5-3 yaş aralığında çocuklar var.
 
Yeğeniniz kendi ayakkabısını ve montunu bilmiyor mu? Anaokuluna giden çocuk ayakkabısını da montunu da tanır diye biliyorum. Ben iki sene gittim anaokuluna ve kimsenin beni giydirdiğini de hatırlamıyorum. Şimdiki anaokullarında öğretmenin böyle bir görevi varsa bilemem tabii.

Küçük yaş grubuna giydiriyorum, büyük yaş grubuna dokunmuyorum.
 
Öyle mi? Kıyasladığınız öğrenci grubunun yaşı ve olduğu konumu göz önünde bulundurarak yorum yapmalısınız o halde. Üniversite öğrencisi tabii ismini söyler, İngilizce bilmese bile temel şeyleri anlar ve kendi hakkında bilgi verir. Burada bir çocuk ile full time İngilizce konuşuyorum, adını sorduğumda söylemeyenler var, yeni gelen öğrenciler var, hiç muhabbetim olmayan 2.5-3 yaş aralığında çocuklar var.
Peki ogretmen hanim. 🤷‍♀️
 
Öğretmen arkadaşıyla nasıl konuşacağını bilmeyen, üslupsuz insanların çalıştığı bir kuruma çocuğumu emanet etmezdim ben.
Yetişkin, üstelik öğretmen sıfatı taşıyan birine böyle davranılan bir kurumda kendini savunamayan çocuklara nasıl davranılıyor acaba?
Kendini müdür zanneden o çapsıza biri haddini bildirmeli.
Not : Özel bir anaokulunda müdürüm.
 
Ya yehenimin velisiyim ben🤣🤣🤣anasinifinda cocuga hep baska kiyafet ayakkabi giydirip eve yolluyorlardi ondan tiltim🤣

Normalde bir çocuğa "Bu senin ayakkabın mı? Bu ceket senin mi?" diye sorulduğunda evet ya da hayır derler. Yeğeniniz söyleyemiyor mu bunu?
 
Öğretmen arkadaşıyla nasıl konuşacağını bilmeyen, üslupsuz insanların çalıştığı bir kuruma çocuğumu emanet etmezdim ben.
Yetişkin, üstelik öğretmen sıfatı taşıyan birine böyle davranılan bir kurumda kendini savunamayan çocuklara nasıl davranılıyor acaba?
Kendini müdür zanneden o çapsıza biri haddini bildirmeli.
Not : Özel bir anaokulunda müdürüm.

Ahh ahhh... Böyle yazayım siz anlayın.
 
Merhaba hanımlar,

Çalıştığım kurumla ilgili sorunlar var ve ben çok mutsuzum. Bu konuyla ilgili bir başlık açmıştım, okuyabilirsiniz; Pes etmek istemiyorum...

Her ne kadar pes etmek istemiyorum desem de bu azarlanmalara gücüm yok, anaokulunda hem İngilizce ders veriyor hem de sınıf öğretmeniyle aynı şeyleri yapıyorum (Yemek yedirme ve üst değiştirme)
Buna rağmen paraya ihtiyacım olduğu için gocunmadan canla başla gitsem de kurum içinde diğer öğretmenler ve psikolog'dan azar yiyiyorum.

Örneğin; Geçen gün yaptığımız bir etkinliği kapıdan alamadım çünkü o anda başka bir etkinlik ile meşguldüm, ardından adı sorumlu müdür olarak geçen fakat aslında sınıf öğretmeni olan bir çalışandan Whatsapp üzerinden uzunca bir mesaj aldım. Mesajın içeriği şu: "Bir işi de düzgün yap... Daha kaç kere söylemeliyim, kafayı yedirteceksin bana. O etkinlikler orada kalsın mı? Sorumsuzluk hat safada" vb şeyler, daha önceden de bir çocuk okulun eşyasını kırdığı için yerine ben kendi cebimden para ödeyerek almak durumunda kaldım, onda da çok azar işittim, daha fazla işitmemek için olay kapansın diye yerine koydum. Bir de aynı ada sahip bazı öğrencileri karıştırdığımda o sınıfın hocası genellikle bana kızıyor, neden karıştırıp yanlış kişiyi gönderiyorum diye afra tafra oluyor. İstifa etmeyi düşünüyorum.

Yaşın mı küçük, deneyimin mi az bilmiyorum ama önce bir sakinleş.

Şimdi, çalıştığın hiçbir kurumda kimse seni pamuklara sarıp pohpohlamayacak. O yüzden yeni iş bulmadan, mevcut işinden istifa etmek manasız.

Öncelikle bir öğretmen olduğun için çocukların ismini bilmen lazım. Burda kendini savunmazsın. Yani çocuk aranıza yeni katılmadıysa, bilmemen olmaz.

Diğer yandan, haklı olduğun konularda hakkını savunmayı öğrenmelisin. Bunun için kavgaya filan gerek yok. Zaten size haksız yüklenen birine bahane değil gerçekçi bir cevap verdiğiniz zaman, o kişi %90 geri adım atacaktır. Bazı çingenler var, sizi bastırmak için ses yükseltir filan. Onlara da gayet sakinlikle savunmanızı yapabilmeniz lazım. Yani size “ O etkinlikler orada kalsın mı” dendiğinde “orada kalmasın ama ben de süren etkinliği mi bırakayım, hangisi bunun doğru olanı” diyin, bakalım ne diyecek. Kendinizden emin olun, iş arkadaşlarınızla öz ve net konuşun.

Ayrıca kendi sorumluluğunuzda olmayan işleri yapmayın. Bu sizin kendi işlerinizi aksatmanıza neden olur. Mesela çocuğa yemek yedirmek, görev tanımınızda var mı yok mu? Yoksa sınıf öğretmeni yemek yedirirken sizin yardımınızı isterse, ben şu etkinliği hazırlamalıyım diyin, gidin kendi işinizi yapın.

Müşterilerle her zaman iyi anlaşın. Sizin durumda müşteriler aileler oluyor. Onlar sizi severse, kurum da sizi sevmek zorunda kalır. Ailelere jestler yapın, çocuklarının o gün yaptığı bir şeyi ballandıra ballandıra anlatın. İnanılmaz ama böyle çok küçük şeyler insanları gaza getiriyor.

Yani bu iş, bunu unutmayın. Profesyonel olmanız lazım. Kendi işinizi iyi yapmanız, insanlarla ilişkinizi profesyonelce yönetmeniz lazım. Mızmızlanmayın, harekete geçin.

Sevgiler
 
Alisma dönemindesiniz.
1 dönem içinde herkes birbirinin dilini çözecek.
Kusursuzluk beklentisini anlayamadım.

Size kafayı yedireceksin bana üslubunda yazan hadsizi " Bana bak ben senin kiz kardesin değilim, haddini bil düzgün konuş benle . " diye terslemeniz gerekir.

Insan gibi insan olan bir kul varsa koca kurumda cikin derdinizi paylasin yoksa da kendinizi ezdirmeyin. İstifa icin erken. Dişlerinizi çıkarın derim.
 
Ahh ahhh... Böyle yazayım siz anlayın.
Moralinizi bozmayın.
Hepimiz mesleğin ilk yıllarında hatalar yaptık.
Hiç birimiz annemizin karnında öğrenmedik bu işleri.
İnsanı uyarmanın bir yolu, yordamı, adabı vardır.
Biraz dişinizi gösterin.
Hangi şehirdesiniz bu arada?
 
Back