Nişanlımdan ayrıldım..

evet evet bizim hayatımızda her şey mükemmel, bizim babamızla annemizin arası harika, en iyi babalar en iyi sevgililer, arkadaşlar hep bizde ama en kötüleri sende.

bu ülkede çık dışarı insanlara sor bakalım, kaç tane "baba" karısına ve çocuklarına gerçekten iyi davranmış? kaç tane aile "sorunsuz", kaç tane genç kız gerçekten "özgür", kaç tane anne gerçekten "mutlu"? ben sana söyleyeyim, çok az.

hayatınızda, ailenizde sizi üzen birkaç şey gördüğünüz zaman dünyanın en kötü hayatını yaşayıp da en büyük sorunlarına sahip olduğunu düşünmeniz beni benden alıyor.

senin baban anneni öldürdü mü?
senin baban sana tecavüz etti mi?
sen anneni ya da bir başka çok sevdiğin insan hastalıktan kaybettin mi?
senin kardeşin ya da ailenden bir başkası trafik kazasında cesedi tanınmaz hale gelecek şekilde öldü mü?
senin evin depremde yıkıldı ya da yangında küle döndü mü?
senin birinci dereceden bir yakının kendini asarak intihar etti de sen onun cesedini sabah uyandığında evinin salonunda buldun mu?
senin ailendeki bir yaşlı büyüğünü evlatları sokaklara attı mı, döverek ve üç kuruşluk maaşına el koyarak?

sen bu saydıklarımın hangisini gerçekten yaşadın da böyle üç kuruşluk erkek müsveddesi için tedaviler görecek ve burada bana kafa tutacak hale geldin? anlat dinliyorum. sen ne yaşadın da rezil rüsva bir herif seni bırakıp gitti diye burada üzülüp buna bir de "dert" diyorsun?

işinize gelmez, babanız size "gece dışarı çıkma" dedi diye özgür değilim dersiniz, sonra ciğeri beş para etmez biri gelir sokağa çıkmak için izin istersiniz, peşinde kul köle olursunuz. biraz kendinize değer verin kızım, değer verin. biraz gerçek hayatın farkına varın ve böyle pislikleri başınıza taç yapmayın ve bizi de kadınlığımızdan utandırmayın. Günün birinde değerinizi bilen biri mutlaka karşınıza çıkar, o zaman da öyle adamları üzmeyin işte.

bi silkelen!
 
Ben kendimle
yuzlestim sadece hatalarimla yuzlestim kusura bakmayin ben asagilanmayi goze aldim sadece meslekten vurulup yargilamaniz dogru degil yoksa diger mesajlari da okuyorum. Hic bisey de zoruma gitmedi. Yuzlestim diyorum size. Kalkip asagi cekmekten bahsediyorsunuz sizin yaptiginiz yorumu dikkate almiyacagim.
 
Tamamını okudum ama çok bir şey yazmıycam.
O kadınla çok afedersin 2 saat şey yaparken ahlaklıydı da, sen mi bir erkekle konuşunca orospu oldun.
Kendine yapma bunu canım benim. Sen değerlisin.
 
Saydiklarinin ikisini yasadim. Onlari acmayacam. Haklisin haklisin benim tek derdim yuzlesmek kendi hatalarimi yuzume vurmakti. Aile ile saydigin her halti yasadim
 
Öğretmen olmanıza şaşıranlara kızmışsınız, beni mesleğimden vurmayın diye.
Burda kimse sizin mesleğinizi kötü yaptığınızı iddia etmiyor, bir noktayı kaçırıyorsunuz. Toplum içinde öğretmenler genel olarak saygı duyulan, özel hayatıyla çocuklara örnek olan,yeri geldiğinde öğrencilerine aklı başında tavsiyeler verebilecek kişilerdir.
Öğrencileriniz elbette sizi çok seviyordur, doğrudur. Ama insan ister istemez bir öğretmenin, kendisini defalarca aldatan, olan hakaretleri yiyen buna rağmen bu adamın kapısında kul köle olan biri olduğunu görünce endişe ediyor, yarın bir öğrenciye hayat dersi vermesi gerekse nasıl verecek, nasıl örnek olacak diye.
Hala ne yapacağımı bilmiyorum demeniz bile endişe verici.
Umarım yaşadıklarınızdan ders çıkarmışsınızdır fazlasıyla, unutup bir an önce yolunuza bakmanızı dilerim.
 
Tek derdim gercekten bu yasadiklarimi anlatabilmek ve hatalarimla yuzlesmekti neden bu kadar agir sekilde elestirildim. Neden sanki nefes almam bile sucmus gibi hissettirildi. Her insan hata yapmiyor mu yuzlesmek birilerine anlatmak istediklerinde hep bu sekilde yargilanacak mi. Toplumdan uzaklastirilcak mi ben suanda bunu sorguluyorum
 
Yazarken
Bu yaziyi yazarken sunu dusunerek napacagimi bilmiyorum dedim bunu nasil atlatacagimi bilmiyordum. Yazdığınız yazida haklisiniz oyle dusununce kendimden bi kere daha nefret ettim
 
insanların böyle olaylara müsaade edip de bir de bunların öğretmen olmasına tepkilerinin sebebi şu:
öğretmenlik çok kutsal bir meslek ve eskiden beri toplumun en saygın meslekleri arasında gösterilir. ama öğretmen dediğimiz şey artık günümüzde sadece branşını öğretip maaşını alıp gitmekten ibaret bir hale getirildi öğretmenler tarafından. bana göre öğretmen bu değildir. öğretmen dediğimiz insan yeri gelir öğrencisine hayatı öğretir, tavsiye verir, nasihat verir, gençlere sadece matematiği falan öğretmez. yeri gelir hayatı öğretir, tecrübelerini aktarır. ışık olur, nefes olur, ses olur öğretmen. öğretmen, aydınlık yüzün temsilcisidir ve karakteri güçlü olmak zorundadır. psikolojisi sağlam olmak zorundadır. her insan hayatında talihsiz olaylar yaşayabilir, bu çok normal, kimse burada bir öğretmeni elinde olmayan sebepler yüzünden güçsüz ya da hatalı görmez. ama elinde olan sebeplerden dolayı kendi bireysel saygısını ayaklar altına alan, bir adam bozuntusunun kendisine kötü muamele etmesine izin veren, ayrılmayan, hakaret yemeye hatta dayak yemeye devam eden ama "o özünde iyi biri, ben onu seviyorum" diyen, aldatıldıktan sonra "seviyorum" diyerek hazmeden, affeden, dayak yemesine rağmen hala o adamlara kul köle olan bir insan benim gözümde ne yazık ki bir hiçtir. sizin toplumdan saygı görebilmeniz için önce kendinize saygı duymanız lazım. yazık değil mi sana, ailen seni bir şekilde yetiştirmiş, okutmuş öğretmen olmuşsun ama elin adamı dayak atıyor, aşağılıyor, hakaret ediyor ama sen ayrıldın diye üzülüyorsun? bir öğretmenin her şeyden önce kendine saygıyı, birey olmayı öğrenmesi lazım. "özel hayatım ilgilendirmez" diyorsunuz. özel hayatınız ilgilendirmez ama özel hayatınızda yaşadıklarınız karakterinize ve tecrübelerinize yansımıyor mu? hayatın başka alanlarına bulaşmıyor mu? özel hayat özelde kalmıyor. akşam evde dayak yiyip de "ben seviyorum" diyen bir öğretmen benim çoluğuma çocuğuma nasıl bir ışık olabilir? dayak yemeyi, hor görülmeyi, aldatılmayı, aşağılanmayı kendisine layık gören ve ısrarla bunu yapan heriflerin peşinde koşan bir öğretmen kız öğrencilerinden hiç mi utanmaz? bakın elinizde olan, değiştirebileceğiniz, düzeltebileceğiniz, karşı gelebileceğini durumlardan bahsediyorum ben. öğretmenliği siz sadece branş öğretmek olarak mı görüyorsunuz? bu anlayışla mı öğretmen oldunuz siz? günün birinde kız öğrenciniz size gelip bir sıkıntısını anlatıp akıl danıştığında ne diyeceksiniz o kıza? dövmesine sövmesine izin veren, seviyorum diye böyle ruh hastası herifleri koynuna alan bir öğretmen olarak, ne diyeceksiniz? "güçlü ol, ezdirme kendini" diyebilecek misiniz?

insan kendisinin aynasıdır. başkalarına ışık olabilmek için, ayna olabilmek için önce kendiniz güçlü olacaksınız, haksızlıklara karşı en çok sizin sesiniz çıkacak. eğer böyle değilseniz o öğretmenliğinize saygı beklemeyi kimseden. Atatürk'ün "yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" dediği insanlar öğretmenlerdir, hanımlar. sizin güzel bir nesil yetiştirebilmeniz için önce kendi hayatınızda güçlü olmanız, kendinize saygı duymanız ve gururlu olmanız gerekiyor. yoksa sen sana dayak atan adamın hala peşinde pervane olacaksan sokaktaki eğitimsiz vatandaştan ne farkın var?

bu ülkenin öğretmeni bu halde olacaksa vay bize.

yapmayın, öğretmen arkadaşlar, yapmayın. "ben ister dayak yerim ister ihanete uğrarım, kime ne" deyip de "mesleğime laf ettirmem" diyorsunuz. burada bize kabarıyorsunuz, kafa tutuyorsunuz. peki sizi rezil rüsva eden üç kuruşluk adamlara neden kafa tutamıyorsunuz? "mesleğime laf ettirmem" diyen insan kendisine böceğe davranır gibi davranan heriflerin karşısında eziliyor da eziliyor. bana mesleğime laf ettirmem diyeceğine seni insan yerine koymayan adama karşı çık, öylelerini hayatından temizle ondan sonra gel burada bana konuş. mesleğini savunabilmen için o mesleğe uygun karakterde olman lazım, kimse kusura bakmasın. bunlar benim düşüncelerim. ben güçlü kadınlar, kendisine saygı duyan ve duyduran kadınlar, örnek olacak kadınlar istiyorum ülkemde, kendisini rezil edene yarabbi şükür diyen kadınlar, öğretmenler değil.

kendinize saygı duymuyorsanız ders verdiğiniz, yetiştirdiğiniz çocuklara bir parça saygı duyun ve değişin, silkelenin. kendinize gelin.
 
bu hata değil.
bak canım benim, hata insanın elinde olmadan gerçekleşen şeylerdir. yanlışlıkla yapılır, pişman olunur genelde. ama bir daha tekrarlanmaz.

sen yazdıklarını, ilişkini yeniden gözden geçir.

bak, bir adamla tanışırsın. iyi biri gibi gelir, hoşuna gider. seni sevdiğini düşünürsün, aşık olursun ya da olmazsın ama seversin. bir gelecek düşünürsün onunla, iyi biri olduğunu düşünürsün.
sonra o adamın sana karşı bir yanlışını görürsün, mesela senin sokağa çıkmana laf etmesi gibi, sana küfür etmesi gibi, seni aldatması gibi, seni dövmesi falan filan gibi şeyler. kötü bir hareketini görürsün. olabilir, yapabilir çünkü karşındakinin içinden ne çıkar bilmiyorsun. her şey gayet güzel giderken birden bire sana kötü davranmaya başlayan bir adama dönüşürse ne yapacaksın biliyor musun? "ben bu davranışlara izin vermem. bu adam ya kendini düzeltir ya da ben onu hayatımdan çıkarırım" dersin. kendini düzeltmezse basarsın tekmeyi. öyle seviyorum, ölüyorum, aşığım, ayrılamam denmez. bizim burada sinir olduğumuz şey senin bunlara izin vermen. hadi bir kere düzelir dedin şans verdin, düzelmedi. bas tekmeyi ya! neden peşinde dolanıyorsun? neden sana bunları yaşatmasına "izin veriyorsun"?

toplumda hiç kimse "kocam beni dövdü, gittim şikayetçi oldum ve boşanma davası açtım. böyle biriyle evli kalamam, ben dayak yemeyi hak etmiyorum" diyen bir kadına kızmaz.

ama "kocam beni dövdü/kötü davrandı, yuvam bozulsun istemiyorum, o özünde iyi biri, bazen dövüyor küfür ediyor/beni aldatıyor ama ben seviyorum, ayrılamam" diyen bir kadına herkes kızar.

sen kadınsın diye erkekten eksiğin yok. sen küfür yemeyi, dayak yemeyi, ihanete uğramayı, aşağılanmayı, kötü muameleyi hak etmiyorsun. kendine bunları layık görebilmen için hiçbir sebep yok. kendi başına düşünemiyor olabilirsin, mantıklı karar alamıyor olabilirsin o zaman git bilene sor... git birilerine sor, aynı burada olduğu gibi. o bilen kişi sana kızsın, sana nasihat versin, seni eleştirsin, ne olacak? ama sana doğru yolu gösteriyor sonuçta. biz burada seni eleştirdik diye sana kötü davranan o adamdan daha mı çok üzdük seni? bize seni eleştirdik diye kızıyorsun, neden sana bunları yapan adama kızmadın, kafa tutmadın? senin yanlışın bu. ne oldu ben sana şimdi laf ettim diye? nişanlından daha mı kötü oldum? yapma, yapma, yapma. toparlan, silkelen, kendine gel.

sen insansın, sen kadınsın, sen bu toplumu iyileştirecek olansın, öğrencilerine ışık olacaksın, hayat dersi de vereceksin, onlar sana akıl danışacaklar. bazıları seni idol gibi görecek, rol model alacak, sana özenecek dışarıdan baktığında. bazılarının gözünde sen kahraman olacaksın. sen bu toplumun "okumuş öğretmen olmuş, kutsal meslek, helal olsun" dediği insansın.

silkelen!
 
Bırak ilk yazdıklarını,tüm yorumları bile okudum ya la
Şimdi uzun yazacam sen okuda gör bak nasıl oluyormuş

Sevgili Halime bacı.. Laflarıma başlamadan önce sana bi tokat atayımda kendine gel
Seni yaylım ateşine tutacaktım emmeee,sonra yaşadığın bazı özel problemlerin olduğunu okudum vaz geçtim.
Seni sanki tanıyor gibiyim 2 yıl önce tanıştığım bir arkadaşım senin yaşadıklarına çok benzer olaylar yaşamıştı.
Öğretmen olmuştu ama zerre beyni yoktu.
Kız aklını başına bir türlü devşiremedi,Adam onu s..tir ediyor,o aman beni bırakma pokunu yiyim demediği kalıyordu.
Belkide diyordu,kızarım diye söylemiyordu
Adam onun Üniversitedeki ilk aşkıydı kuull 'du denişik bi tipti,yada kız sadece onun şeyinin altın kaplama olduğunu sanıyordu.
Kızın babası cins bir adamdı aile kavramları yoktu.Kızın babasından taciz gördüğünü hissediyordum o ara ,emin olmamakla beraber. Sonra annesiyle babası ayrılmıştı kendisi yurtta kalıyordu.
Adam onu aldatıyordu,Küfürler hakaretler gırla..bu salakta biliyordu,ama olsun, o bana kızdı ondan yapıyor yoksa beni çok seviyor diyordu.
diye kala kalıyordum. Hayatımda hiç bir canlının duymadığı değişik küfürleri onlar sayesinde duydum
Adam onun ilkiydi yani bakirelik mevzuuları,o yüzden kız ondan başka erkekte şey yok sanıyordu sanırım.
Yada aile çevre korkusu,kandırılmış düşüncesi,eşim olacak nasılsa sahiplenmesi.Hem sever hem döver kafası.
Onun psikolojisine giremiyorum şuan.
Velhasıl kelam; Kız adam ondan bıkınca,kızında dengesiz hareketlerinden soğuyunca ki;Eminim adam onu elinde keklik görüp,yatmadığı kız yoktu.Kıza gel canım istedi diyordu kız geliyordu;Git canım istemiyor deyince kız salya sümük gidiyordu.
Adamı katletme fantezileri bile kurduğuna şahit oldum
Kendi kendime yaww olum; yok böyle bir aşk,ben hayatımda böyle bir şey daha görmedim diyordum.
Kız psikolojik destek almayı kabul etti benim zorumla.Çünkü 2. ihtiharın senaryolarını yazıyordu.
Bu arada oda öğretmenliğe devam ediyordu ama hep bir melankoli halinde geziyordu.
Neyse kısa kesiyorum kız şuan dünyalar tatlısı ve ahlaklısı bir adamla evli 2 aylıkda hamile.
Ona bu günleri anlatınca gülüyoruz ve bana ;anlatma çok iğrenç ve utanç verici diyor.
İnanılmaz mutlu ve sağlıklı,Çok şirin tatlı bir evleri var.

Al sana kıssadan hisse

Yani ne yapıyomuşuz ? hayatımıza sokruğumuz adamlara köle olmuyor muşuz.
Hayatımıza sokmalarına izin vermiyormuşuz ok.
 
Artık bir şeylerin farkına varmış sana iyi ve ya kötü doğruları görmende yardımcı olmuşuzdur.
Bundan sonra sende ona göre hareket edersin.

24 yaşındasın profilinde yazanlara istinaden, geçsin hayat kısa kendini boş şeyler için telef etmeye değmez .

Gerçekleri gör.
 
Tek derdim hatalarimla yuzlesmek
Yazarken

Bu yaziyi yazarken sunu dusunerek napacagimi bilmiyorum dedim bunu nasil atlatacagimi bilmiyordum. Yazdığınız yazida haklisiniz oyle dusununce kendimden bi kere daha nefret ettim
Ti Gercekten cok guzel yazmissin cok teşekkür ederim. Benim kizdigim nokta bu degildi ben bunlari icimde yasadim ve gordunuz mu bilmiyorum bi tek buraya yazdim yasadiklarimi. Size kizmadim o adama kizdim en basinda kendime kizdim beni tutan neydi neden vazgecemedin diye sorguladim bak sadece bir olayda millet ne mal oldugunu anladi sen neden anlamadin gozunu kor eden sey neydi. Yazilanlarla kendimden igrendim agir geldi ama iyi geldi beni kimse karsisina alip da bunlarla yuzlestirmemisti ben buna cesaret edememistim. Kendime bunu neden yaptim bilmiyorum ama agir bir ders aldim. Ve dün diyolar ya olgunlasmamis dun gece ben olgunlastim. Ben gururu unutmustum kendimin degerli oldugunu unutmustum dedim ki kendine geldin mi iste akillan. Gor dedim herseyi ve ben vazgeçtim herseyden ben basarcam mutlu olabilmeyi hayata daha da ski baglanip aslinda hayatin ne kadar degerli oldugunu kendimin ne kadar degerli oldugunu fatkettim teşekkür ederim
 
Beni kendime getirdiğiniz icin tesekkur ederim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…