Parayı sevmesi, en çok kendini düşünmesi karşı tarafın duygularını hiçe saymaya yetecek şeyler. Sevmişse bile bu önemli değil. Karşılaştırma yapıldığında bencilliği su yüzüne çıktı ve terketti demek istedi.Bazı değerlerin altına attı derken ne demek istediniz? Açar mısınız?
Yorumunuz için teşekkür ederim ☺ Acele edilmesine sebep olan oydu. Aldatmadan sonra seni çok seviyorum, uzatmayalım artık sen benim için çok değerlisin diyerek ve ummadığın şekilde u dönüşi hareketlerle inandırdı kendini bana. Bu yaşadıklarım ders oldu ama bana. Hislerime kulak vereceğim ve inşallah bundan sonra böyle bir şey yaşamayacağım.
Aslında şöyle yaşayadabilirim, hayat bu her şey gelebilir başımıza. Ben bundan sonra ki bonibonun olaylara karşı tutumunu değiştireceğim. Olduysa oldu, gittiyse gitti diyeceğim. Bu acıyı hiç ummadığım anda hiç beklemediğim bir insandan görmek sarstı beni, işimden ve sevdiğim dediğim adamdan oldum deyip karaları bağladım. Sizlerin yorumu ve destekleri sayesinde dünden beri daha iyi hissetmeye başladım. Teşekkür ederim.
Kimseye böyle gereksiz fedakarlıklar yapmayın. Sizinle şehirdışına geldiyse arabanın ne kadar yakacağını gayet iyi biliyordur, bunu karşılayacak parası olmasa gelmezdi zaten.Şehir dışına çıkmıştık arkadaşımın düğününe o da gelmişti. Ben düşünüp buralara kadar geldik içim rahat etmez al lütfen demiştim. Bankamatikten çektim uzatmıştım yok falan dedi ama almıştı.
İlişki içerisinde kendimi çok yetersiz, söylediklerini dinlemediğimi düşünen, eleştiriye kapalı ve kendimde sürekli kabahat bulan bir İnsan haline gelmiştim.Bana şunu diyordu"bonibon sen başlarda çok enerjik, güler yüzlü biriydin eski halini özlüyorum niye böylesin". Diyordu.Rica ederim, ne demek. Narsisistik ilişki döngüsü aslında tam olarak böyledir. İlk başta size bolca övgüler yağdırırlar, şımartırlar, size çok değerli olduğunuzu hissettirirler; sonra ise aşırı acımasızlaşırlar. Sizi duygusal olarak istismar ederler, manipüle ederler; hatta bazen sorunun sizde olduğunu düşünmeye bile başlayabilirsiniz. Gaslighting deniyor buna yabancı literatürde, Beyhan Budak'ın bununla ilgili bir Youtube videosu vardı izleyebilirsiniz. Bu durum sürekli kendini tekrarlayarak kısır döngü haline girer; bu kadar uçlarda gidip gelmek sizi de bozar. Narsisist biriyle ilişki yaşayanlar bunu madde bağımlılığıyla benzer belirtilerde tanımlıyorlar.
Bu ilişki türünü bitirmek çok zor. İçinde istismarın olduğu her ilişkiyi bitirmek çok zor. Zararlı olduğunu bile bile ilişkiyi bitiremeyecek duruma gelebiliyorsunuz, kendinize kızabiliyorsunuz. Bu sizin suçunuz değil; bu konuda kendinizi inandırın. Bu adamı değiştiremezdiniz, tam tersine ilişki devam etseydi yaşadığınız acı katlanarak artacaktı. Sizin değerinizi o adam belirlemedi; siz zaten değerli bir insansınız, biriciksiniz. Siz kendinize o değeri verdikçe bunu dışarı yansıtacaksınız ve başka insanlar da size o değeri verecekler. Çünkü sizden gördükleri o olacak. Yaranız da bir gün kapanacak ve geriye dönüp baktığınızda belki de buruk bir tebessümle hatırlayacaksınız. Siz güçlü bir insansınız, sizden o izlenimi alıyorum. Daha da güzel olacaktır her şey.
Bu arada sonradan öğreniyorum ki benimleyken arkadaş vasıtasıyla birileriyle tanışmaya bile gitmiş. Aramız bozuk olduğunda o kızla konuşmuş.Adam nereden tutsan elde kalıyor.
Pinti, soğuk, kendini beğenmiş, aldatmaya meyilli, ruhsuz, yalancı...
Bence verilmiş sadakan varmış, kurtulduğuna sevinmelisin.
Hayalkırıklığı ve alışkanlıklardan ötürü nasıl bir sorunlu tipten kurtulduğunun net şekilde farkında değilsin belki ama zamanla hafiflediğini hissedecek aslında şanslı olduğunu farkedeceksin.
Yüzü aklıma gelince sinsi bir insan nasıl olurmuş bunu düşünüyorum. Herkes ayrılabilir, insanlar dediğinizi gibi neler yaşıyorlar.Uzuldum adiniza..
Ama evlenmeden bu kişinin dirayetsizliğini görmüs oldunuz.
Evlilik karari alindiginda az cok birseyler belli oluyor..
Sizinle yapamayacģini dusünmüstur diye yorum yapacaktim ama 2 ay önce sinsice bunu yapip kafasinda bitirmesi sana başka söylemesi cok haince..
Kirilmaniz cok normal. Ama ilerde bu kisi icin iyiki diceksiniz siz akli başinda birisiniz bazi seyleri öngörebilmissiniz.. ustesinden geleceginizi düsünuyorum.ve illaki sevicek sevileceksiniz ama bu sefer daha sağlam adimlar aticaksiniz.. Insallah en yakin zamanda yureginiz temizlenir.. guzel gunler yasarsiniz..
Çok üzüldüm her şeyin hayırlısıyla karşılaştırsınız inşallah.Verilmiş sadakan varmış. Nasıl güzel olmuş. Zamanında bende kurtulabilseydim aldatma ve şiddetle biten 5 aylık bir evcilik oynanamış olurdum.
Allah kurtarmış. Bir çocuk sevindir. Kendinde yat kalk şükret.
Teşekkür ederim ☺Bir teşekkürü hakettim o zaman
Allah rahmet eylesin. Söylediğiniz gibi birilerine yardım ettim inşallah devamı da gelecek. Bir beladan nasıl kurtuldum sonuçta.Çok zor bir dönemden geciyorsunuz ama inanin hepsi bitiyor. Karaktersizmis, evlenseydiniz daha cok üzülecektiniz. Beni de hayata küstüren bir pislik gecti hayatimdan. Aylarca kendime gelemedim, herkesten kactim, gece gündüz agladim. Sonra babami kaybedince göz yaslarimi bosuna akitmisim dedim. Gercek aci buymus. Sizi sevenlere ve sevginizi hak edenlere tutunun. Gerisi hayatinizdan defoldugu icin kurban kesseniz yeridir.
Dönemez yüzü yok. Korkak ve pintiydi evetİyi ki evlenmemişsiniz bu adamla.
Korkak insanları arkadaş diye hayatınıza bile sokmayın.
Dimdik durun ve hayatınıza bakın. Emin olun pişman olacak olan o olacak.
Teşekkür ederimBir gün aşık olacak bir kadına ve ne alman usulü hesap kalacak ne bahanesi. Sadece sana aşık değilmiş. İlişkiyi buna rağmen sürdürmesi onun ayıbı gerçekten. Belki sevmiştir ve değişir bir şeyler diye beklemiştir. Adamın ihtiyacı olan “anne” değil zaten bir annesi var, “sevgili”si olmanı istemiş. Olmamış. Hayırlısı olsun hakkında. Allah gönlüne göre birini nasip etsin.
Teşekkür ederimDeğmeyen bir adam için üzülme boş yere. Keşke net olsaydı da seni hayal kırıklığı ile bırakmasaydı. İşten ayrılmaniza üzüldüm ayrılmayıp başka bir türlü devam etseydiniz daha iyi olurdu. Hakkında hayırlısı olsun
Çok teşekkür ederimBirgun üzüntün geçtiğinde zaten bu adamla mutlu olmanın imkanının olmadığını sende görüp çok şükür ki geç olmadan bitmiş diyeceksin. Okuduklarimdan iyi niyetli, iiy kalpli olduğunu görebiliyorum ve bunlara sahip olduğun için çok daha iyileriyle karşılacagina eminim. Fakir fukaraya sadaka dağıt bence.
Arkadaşınızın başına gelenlerde baya kötüymüş. 35 yaşını bire bir yaşadım ve ben de sizinle aynı kanaatteyim. İlginiz ve yorumunuz için çok teşekkür ederimBir arkadaşımın yakın zamanda başına geleni anlatmak istiyorum.
Kendisi 26 yaşında üniversite mezunu, atanmaya çalışıyor.
35 yaşında biri ile tanıştırdılar lise mezunu,lokanta işletiyor.
Evi arabası olan biri.
Ortak arkadaş sayesinde oldu. Herkesin dilinde çok iyi adam, bak şöyle düzgün.
Dedim bebek bak burası küçük yer.
Kızların evlenme yaşı küçük, 20 yi bitiren evlilik düşünüyor.
Bu kadar düzgün adamı 35 e kadar bırakmazlardı.
Bence var bunda bir şey dedim.
Bir kaç buluşma ardından ''Ayaklarım yerden kesilmiyor. Ara verelim.Özleyecek miyiz?'' dedi bizim kız gurur yaptı.
İletişimi kesti. Aradan 20 gün geçip tanıştıranlara tekrar diyor ki pişmanım görüşmek istiyorum.
Bizim kız da saf ya düzgün ama diye bir şans daha veriyor.
Bu kez her şey harika gidiyor sanırken, herifte soğukluk hissediyor.
Neyin var falan arkasına ya işte ailem bir an evvel ciddi bir şeyler olsun istiyor sıkıştırıyorlar.
Nasıl olacak bilmiyorum senle ilgisi yok bıdı bıdı.
Bizim kız tabi delirmiş.
Eee demiş ben miyim seni sıkboğaz eden? Yok.
Ne bana tavrın? Gerçek isteğin ne?
-Ara mı versek acaba?
Biz zaten daha evvel ara vermiştik kusura bakma seni ben anladım hadi güle güle demiş bizim kız.
Sonrasında onu tanıştıranlara ise söyledikleri şunlar '' Ya işte çok oldurmaya zorladım olmadı. Buluşmalara heyecanla gitmiyordum. Kalbim çok çarpmadı. ''
Ulan pislik herif!
Özledim. Ne zaman görüşüyoruz. Hç kimsenin yanında bu kadar huzurlu hissetmedim demiş kızın yüzüne. Benim için çok değerlisin şu bu.
Arkasından dediklerine bak.
Bakın evlenmiş boşanmış olabilir.
İnsanın başına her şey gelebilir.
Şansına mutluluğu bulamamıştır anlarım.
Hiç evlenmemiş 35'ten daha çok korkarım ben..
Sen sevgin icin yapman gerekeni yapacak kadar kararli birisin.ama bu adam evlenince skntı cikaracak biri gibi.. para mevzulari ozellikle.. hic yakismayan şeyler. Uzulmeniz cok normal ama gecicek insallah pisman olucak da.. Rabbim hayirli insanlarla karsilastirsin. Gonul herseye konuyor.Yüzü aklıma gelince sinsi bir insan nasıl olurmuş bunu düşünüyorum. Herkes ayrılabilir, insanlar dediğinizi gibi neler yaşıyorlar.
Madem öyle bir düşünce var kahvaltıya gelme ya. Mobilya baktığımız akşam zorla eve çağırıp annemin yaptığı şeyi yemesini istemiştim. Annem o tek yaşadığı için üstünü getirseydin ütülerdik bile demişti. Nerden baksanız o ailemi ve beni hak etmedi.Dönecek yüzü de yok olmasında zaten. Bunları düşününce terketmeden 1 gün önce nasıl yiyebildi içebildi nasıl anlayamadım diye çok üzülmüştüm. Zor gerçekten zor kimseye yaşatmasın rabbim.
En son hangi kitabı okudunuzMerhaba KK
Burayı yıllardır takip ederim üyeleri de az çok tanıyorum. Herkesten yorum bekliyorum ancak özellikle birkaç üyeden de bekliyorum yorum yaparlarsa çok sevinirim : @nscckts @darkmoreAstoria @Mune @nomunomuchua
İlk konum ve biraz uzun olucak ama yaşadığım şeyden dolayı zaten çok kırılgan ve alınganım uzun demeyin lütfen yorumlarınıza ihtiyacım var.
Öncelikle 29 yaşındayım duygusal anlamda flörtleşmelerim oldu ama yalan aldatma vs gibi konulardan dolayı ciddi bir ilişkiye dönemedi. Eski nişanlımla aynı iş yerinde çalışıyorduk. Aramızda 7 yaş fark vardı. Kendisi biraz sakin, uysal diyeceğimiz,aynı zamanda iyi bir okuldan mezun olmuş,yurtdışı görmüş entelektüel anlamda iyi diyebileceğimiz tiplerdendi. 35 yaşına kadar ilk ciddi ilişkisi ben olmuşum öyle söylüyordu. Çok masum, içinde kötülük olmadığını düşündüğüm, başkası hakkında dedikodu yapmaktan hoşlanmayan biri olması ona karşı şevkatimi artırmaya yetiyor ve böylesine iyi bir insanla beraber olmanın benim için şans olduğunu düşündürüyordum.
Ailesinden ayrı yaşıyordu. Dolayısıyla yemeği var mı yok mu onu bile düşünüp üzülüyordum. Onun sorunlarını kendi sorunlarım gibi görüp çözüm üretmeye çalışıyordum. Belki garip gelecek ama anne şevkati gibi bir his vardı hep ona karşı. Gülüşü içimi ısıtırdı içime katasım gelirdi.
Bu arada memleketimiz de aile yapılarımız da kültürel anlamda aynıydık. Kendisinin maddi durumu iyiydi evi arabası vardı. Çalıştığımız iş yerinde de yöneticiydi ben kariyer hayatına yeni başlamış 1 senelik bir çalışandım.
İlişkimiz mükemmel başladı diyemem. Başlarda ilişki dinamiğini bilmediğini kendisi de söylediği için bir çok şeyi görmezden geldim. Size şöyle söyleyeyim her gün mesaj atmazdı iyi geceler demezdi. Bu benim ilk ilişkim olduğu için hevesliydim böyle şeylere. Yoksa ilerleyen zamanlarda tabiki hergün mesajlaşmasak da olurdu. Neden arayıp sormuyorsun derdim dün yazdım ya derdi.Bir yere giderdik hesabı alman usulü öderdik. Bundan hiç gocunmazdım, ben hem kardeşimi okutup hem de aileme destek çıkıyordum. Yine de kendime yeten kimseye minnet etmeyen biriyimdir. Ama o hep bana buna rağmen erkeklerin parasını yiyen kızlar hakkında örnekler verirdi. Durum böyle olunca ben de zan altında hissedip yeri gelince onun hesabını bile ben öderdim. Birlikte gezmeye gittiğimiz yerin benzin parasına kadar almıştır benden, yok demedi hiç.
Neyse 1 yıl öyle böyle geçti iş yerinden ayrılmış ama bir aralar her gün gördüğüm bir kızla yazışmasını gördüm uzaktan. Tabi okumadı bana haspam. Ama o korku dolu bakışını, ani refleksle teli elimden nası aldığını hiç unutmuyorum.
Bu arada bu durum ailelerin tanışmaya yakın olduğu bir dönemde oldu. Bir de üste çıktı tavır koydu bana. İçime bir kuşku düşmüştü. Kızı tanıyordum numarasını aldım aradım. Düzgünce konuştum. Kız da döküldü. Kız tatildeyken keşke ben de orda olsam demeler ve beraber dans kursuna gidelim mi gibi tekliflerde bulunmalar.. Bu arada bana da tatile gidelim diye ısrarda bulunuyordu ve ciddi düşündüğümüz için ayarlamıştım ve tatile gitmiştik. Ama ben bu mesajlaşma olayını biz tatilden geldikten sonra öğreniyorum.
Tabi ben her şeyi öğrendikten sonra arayıp bittiğini söyledim. Tutuştu tabi kendini affettirmek için her şeyi yaptı. Hatta ilk zamanlarımızda öyle çok buluşmayı istemezdi sporum oyum buyum diye ertelerdi. Bunları bile kendi ağzıyla itiraf etti bazen sana bahane uydururdum ama kıymetini bilememişim diye arkadaşlarımı aradı, ağladı, yalvardı, kendisinin nasıl bir pislik olduğunu bunu yaptığı için çok üzgün olduğuna kadar sözler sarfetti.İkimizin ortak değer verdiği biri tarafından yumuşadım ve pişmanlığını görünce affettim. Benim de ilk ilişkimdi ne doğru ne yanlış çok kestiremiyordum.
Aradan 2 ay geçti bana evlenme teklifi etti. Aileler tanıştı ve nişanı yaptık.Her şey güzeldi. Ben bu arada kariyerimle ilgili farklı bir alanda ilerlemek istiyordum, kendisi de müdürlük istiyor onu da olamıyordu bunun için yeterli değildi herkes farkındaydı ama benim için dert değildi o ise içten içe çok takıyordu itiraf edemiyordu . Ama ben ona bu konuda teselliler veriyor yapabileceği konusunda destekliyordum. Ama o her hangi bir sıkıntım olduğunda çözüm üretemeyen biriydi ve bana sürekli İngilizce çalışsana, kendini geliştirene, benden bilgi birikimimden faydalansana demekten öteye gitmiyordu. Derdime bir çözüm üretmiyordu rahatlayamıyordum öğretmenim gibiydi sanki . Bir gün hatta bana, "Sana bir şey dicem ama yanlış anlama, ben senin hayatında kendimi bir şans olarak görüyorum" dedi. Ben tabi saflığımdan beni ezdiğini, içten içe kendini nasıl yükseklerde gördüğünü anlayamamışım.Bu arada alman usulü ödeme aldatmadan sonra düzelmişti.Bu süre zarfında benim kuşkularım vardı. Acaba mutlu olabilecek miyiz, kendi anlatımıyla tutumlu biriydi.İndirimleri kovalayan, bir alınacak şey için piyasayı alt üst eden, sıkıntımı böyle rahatça ifade edemediğim rahatlayamadığım biriydi. Ben de tutumluyumdur ama gönlüm de geniştir sevdiklerimle geçirdiğimde harcadığım hiç gözüme gelmez, dillendirmem bile.
Bu arada aynı iş yerinde olduğumuz için hem kendi iş sıkıntıları hem de benimkiler eklenince sıkıntılı dönemlerimiz artmaya başladı.
Yine tartıştığımız bi gün düğünü ertelesek mi dedim. Aslında ayrılmayı ve onsuzluğu istemiyordum, belki de sadece onu sahiplenici istekli görmek istedim. Ama o olabilir dedi, kafasında bir ampül yakmıştım sanki. İşler ciddiye binmişti nihayetinde sevmediğim bir adamla beraber olmak hiç bana göre değildi. Kuşkularım vardı ama onun da beni sevdiğini düşünüyordum. Sonuç ise hiç beklediğim gibi olmadı.
Düğüne 2 ay kala, bize kahvaltıya gelişinin ve mobilya baktığımız günden 2 gün sonra, düğün daveti örneğini attığım ve mesajla 'Nasıl sence aşkım' diye gönderdiğim gün soğukluğunu farkettim. Telefonlarımı niye açmadığını, mesajıma neden dönmediğini sordum. Soğuk yaptı ve konuşcaz dedi. Bir yerde görüştük yanaklarımı öptü. Durgun, endişeli, heyecanlıydı. Ağzını açtığı anda kararlı bir adam vardı. Evlenirsek mutlu olamayacağımızı, anlaşamadığımızı, sorunlarımızı çözemediğimizden bahsetti. Ben tabi dondum ve bir şey diyemedim. Gittim wc 'ye ağladım. Geldiğimde bir şey söylememi istedi. Ağlamaya başladı, beni teselli etme çabalarına girdi. Kalktım gittim. 3 4 dk geçti arayan soran yok. Kızım dedim ne varsa elinden gelen yapmalısın. Dayanamadım aradım geldi yanıma, ağladım yalvardım yapma dedim. O da ağlıyor hala olmayacağından bahsediyor. Sarılıyorum öpüyorum o bana tek koluyla sarılıyor. Neden 2 elinle sarılmıyorsun devam edicez zannederim dememden mi korkuyorsun diyorum evet diyor.
Ve...
Bir anda ben ailemle konuştum bile bonibon dedi. bir şok daha geçiriyorum. Ne zaman? dedim 2 hafta oldu dedi. Ne dediler? dedim . Sen nasıl istersen hayat senin demişler. Yıkıldım. Ailesiyle iyiydim oysa. İki aydır kafasında kurduğu planlanmış bir ayrılık varmış ama evimize kahvaltıya geliyor, istersen erteleyelim dediğimde de "hayır Allah korusun" diyordu.
O anın şokuyla içimdekileri söyleyemedim KK. Sadece senden nefret ediyorum diyebildim. O ise olay anında en yakın kız arkadaşıyla (kankasıyla) konuşuyordu. Güya kız kafede bizi görmüş kötüydünüz demiş ona yazıyormuş. İnanamadım tüm bunlar benim başıma gelemez dedim. Kendisi anneme babama yazmadı bile ama ben onun annesinden helallik aldım helalleşerek bitirdik annesiyle her şeyi. Ailesine yazdık sessizce geldiler ve bohçaları alıp gittiler. Aynı yerde çalışamayacağımız için işten ayrıldım düğünümün olucağı gün. Kardeşimi nasıl okutacaktım, düğün için yaptığım borçları nasıl ödeyecektim.. Aileme de destek çıkıyordum.. Neler planlamıştım neler geldi başıma. Ben kendime gelmeye çalışırken o, benim uğraştığım düğün organizasyon işlerine verdiğimiz kaporaların peşine düşmüş. Üstüme dikilen gelinliğimin kaporasını bile istemesi çok zoruma gitti utandım.. İşsiz kaldım o orda çalıştı 2 3 ay. Sonra oradakilerin psikolojik baskına dayanamayıp bu ay istifasını vermiş yurtdışına tatile gidicekmiş. O kadar kendimi kandırılmış, arkasından iş çevrilmiş ve ortada bırakılmış hissediyorum ki. Ben işsiz evde bunları çekerken, borçlarımız için kredi çekmemiz gerekebilir diyen adam, baya masraflı bir yurtdışına tatile gidiyormuş.Kafami dinleyeceğim tek gidiyorum demiş.
Ben ise bende izini bıraktığı değersizlik, yetersizlik hisleri ve işimden olduğumla kaldım. Biraz olsun iyi hissedeyim diye kyk bursu ile ben de Yüksek Lisans'a başladım o çok uğraştığım kariyerimle ilgili bir alanda. Okula gidip geliyorum kendimi iyi hissetmek için uğraşıyorum ama çok ortak arkadaş var ve onunla ilgili haberler geldikçe tekrar kötü oluyorum.
Artık kimseye güvenemiyorum, güven problemi yaşıyorum. Sevebilecek miyim tekrar bilmiyorum.. İçimi dökmek istedim, okuyan herkese teşekkür ederim..
Neden sordunuz?En son hangi kitabı okudunuz
Değmeyen biri için bunları yapan kendi için neler yapmazMerhaba KK
Burayı yıllardır takip ederim üyeleri de az çok tanıyorum. Herkesten yorum bekliyorum ancak özellikle birkaç üyeden de bekliyorum yorum yaparlarsa çok sevinirim : @nscckts @darkmoreAstoria @Mune @nomunomuchua
İlk konum ve biraz uzun olucak ama yaşadığım şeyden dolayı zaten çok kırılgan ve alınganım uzun demeyin lütfen yorumlarınıza ihtiyacım var.
Öncelikle 29 yaşındayım duygusal anlamda flörtleşmelerim oldu ama yalan aldatma vs gibi konulardan dolayı ciddi bir ilişkiye dönemedi. Eski nişanlımla aynı iş yerinde çalışıyorduk. Aramızda 7 yaş fark vardı. Kendisi biraz sakin, uysal diyeceğimiz,aynı zamanda iyi bir okuldan mezun olmuş,yurtdışı görmüş entelektüel anlamda iyi diyebileceğimiz tiplerdendi. 35 yaşına kadar ilk ciddi ilişkisi ben olmuşum öyle söylüyordu. Çok masum, içinde kötülük olmadığını düşündüğüm, başkası hakkında dedikodu yapmaktan hoşlanmayan biri olması ona karşı şevkatimi artırmaya yetiyor ve böylesine iyi bir insanla beraber olmanın benim için şans olduğunu düşündürüyordum.
Ailesinden ayrı yaşıyordu. Dolayısıyla yemeği var mı yok mu onu bile düşünüp üzülüyordum. Onun sorunlarını kendi sorunlarım gibi görüp çözüm üretmeye çalışıyordum. Belki garip gelecek ama anne şevkati gibi bir his vardı hep ona karşı. Gülüşü içimi ısıtırdı içime katasım gelirdi.
Bu arada memleketimiz de aile yapılarımız da kültürel anlamda aynıydık. Kendisinin maddi durumu iyiydi evi arabası vardı. Çalıştığımız iş yerinde de yöneticiydi ben kariyer hayatına yeni başlamış 1 senelik bir çalışandım.
İlişkimiz mükemmel başladı diyemem. Başlarda ilişki dinamiğini bilmediğini kendisi de söylediği için bir çok şeyi görmezden geldim. Size şöyle söyleyeyim her gün mesaj atmazdı iyi geceler demezdi. Bu benim ilk ilişkim olduğu için hevesliydim böyle şeylere. Yoksa ilerleyen zamanlarda tabiki hergün mesajlaşmasak da olurdu. Neden arayıp sormuyorsun derdim dün yazdım ya derdi.Bir yere giderdik hesabı alman usulü öderdik. Bundan hiç gocunmazdım, ben hem kardeşimi okutup hem de aileme destek çıkıyordum. Yine de kendime yeten kimseye minnet etmeyen biriyimdir. Ama o hep bana buna rağmen erkeklerin parasını yiyen kızlar hakkında örnekler verirdi. Durum böyle olunca ben de zan altında hissedip yeri gelince onun hesabını bile ben öderdim. Birlikte gezmeye gittiğimiz yerin benzin parasına kadar almıştır benden, yok demedi hiç.
Neyse 1 yıl öyle böyle geçti iş yerinden ayrılmış ama bir aralar her gün gördüğüm bir kızla yazışmasını gördüm uzaktan. Tabi okumadı bana haspam. Ama o korku dolu bakışını, ani refleksle teli elimden nası aldığını hiç unutmuyorum.
Bu arada bu durum ailelerin tanışmaya yakın olduğu bir dönemde oldu. Bir de üste çıktı tavır koydu bana. İçime bir kuşku düşmüştü. Kızı tanıyordum numarasını aldım aradım. Düzgünce konuştum. Kız da döküldü. Kız tatildeyken keşke ben de orda olsam demeler ve beraber dans kursuna gidelim mi gibi tekliflerde bulunmalar.. Bu arada bana da tatile gidelim diye ısrarda bulunuyordu ve ciddi düşündüğümüz için ayarlamıştım ve tatile gitmiştik. Ama ben bu mesajlaşma olayını biz tatilden geldikten sonra öğreniyorum.
Tabi ben her şeyi öğrendikten sonra arayıp bittiğini söyledim. Tutuştu tabi kendini affettirmek için her şeyi yaptı. Hatta ilk zamanlarımızda öyle çok buluşmayı istemezdi sporum oyum buyum diye ertelerdi. Bunları bile kendi ağzıyla itiraf etti bazen sana bahane uydururdum ama kıymetini bilememişim diye arkadaşlarımı aradı, ağladı, yalvardı, kendisinin nasıl bir pislik olduğunu bunu yaptığı için çok üzgün olduğuna kadar sözler sarfetti.İkimizin ortak değer verdiği biri tarafından yumuşadım ve pişmanlığını görünce affettim. Benim de ilk ilişkimdi ne doğru ne yanlış çok kestiremiyordum.
Aradan 2 ay geçti bana evlenme teklifi etti. Aileler tanıştı ve nişanı yaptık.Her şey güzeldi. Ben bu arada kariyerimle ilgili farklı bir alanda ilerlemek istiyordum, kendisi de müdürlük istiyor onu da olamıyordu bunun için yeterli değildi herkes farkındaydı ama benim için dert değildi o ise içten içe çok takıyordu itiraf edemiyordu . Ama ben ona bu konuda teselliler veriyor yapabileceği konusunda destekliyordum. Ama o her hangi bir sıkıntım olduğunda çözüm üretemeyen biriydi ve bana sürekli İngilizce çalışsana, kendini geliştirene, benden bilgi birikimimden faydalansana demekten öteye gitmiyordu. Derdime bir çözüm üretmiyordu rahatlayamıyordum öğretmenim gibiydi sanki . Bir gün hatta bana, "Sana bir şey dicem ama yanlış anlama, ben senin hayatında kendimi bir şans olarak görüyorum" dedi. Ben tabi saflığımdan beni ezdiğini, içten içe kendini nasıl yükseklerde gördüğünü anlayamamışım.Bu arada alman usulü ödeme aldatmadan sonra düzelmişti.Bu süre zarfında benim kuşkularım vardı. Acaba mutlu olabilecek miyiz, kendi anlatımıyla tutumlu biriydi.İndirimleri kovalayan, bir alınacak şey için piyasayı alt üst eden, sıkıntımı böyle rahatça ifade edemediğim rahatlayamadığım biriydi. Ben de tutumluyumdur ama gönlüm de geniştir sevdiklerimle geçirdiğimde harcadığım hiç gözüme gelmez, dillendirmem bile.
Bu arada aynı iş yerinde olduğumuz için hem kendi iş sıkıntıları hem de benimkiler eklenince sıkıntılı dönemlerimiz artmaya başladı.
Yine tartıştığımız bi gün düğünü ertelesek mi dedim. Aslında ayrılmayı ve onsuzluğu istemiyordum, belki de sadece onu sahiplenici istekli görmek istedim. Ama o olabilir dedi, kafasında bir ampül yakmıştım sanki. İşler ciddiye binmişti nihayetinde sevmediğim bir adamla beraber olmak hiç bana göre değildi. Kuşkularım vardı ama onun da beni sevdiğini düşünüyordum. Sonuç ise hiç beklediğim gibi olmadı.
Düğüne 2 ay kala, bize kahvaltıya gelişinin ve mobilya baktığımız günden 2 gün sonra, düğün daveti örneğini attığım ve mesajla 'Nasıl sence aşkım' diye gönderdiğim gün soğukluğunu farkettim. Telefonlarımı niye açmadığını, mesajıma neden dönmediğini sordum. Soğuk yaptı ve konuşcaz dedi. Bir yerde görüştük yanaklarımı öptü. Durgun, endişeli, heyecanlıydı. Ağzını açtığı anda kararlı bir adam vardı. Evlenirsek mutlu olamayacağımızı, anlaşamadığımızı, sorunlarımızı çözemediğimizden bahsetti. Ben tabi dondum ve bir şey diyemedim. Gittim wc 'ye ağladım. Geldiğimde bir şey söylememi istedi. Ağlamaya başladı, beni teselli etme çabalarına girdi. Kalktım gittim. 3 4 dk geçti arayan soran yok. Kızım dedim ne varsa elinden gelen yapmalısın. Dayanamadım aradım geldi yanıma, ağladım yalvardım yapma dedim. O da ağlıyor hala olmayacağından bahsediyor. Sarılıyorum öpüyorum o bana tek koluyla sarılıyor. Neden 2 elinle sarılmıyorsun devam edicez zannederim dememden mi korkuyorsun diyorum evet diyor.
Ve...
Bir anda ben ailemle konuştum bile bonibon dedi. bir şok daha geçiriyorum. Ne zaman? dedim 2 hafta oldu dedi. Ne dediler? dedim . Sen nasıl istersen hayat senin demişler. Yıkıldım. Ailesiyle iyiydim oysa. İki aydır kafasında kurduğu planlanmış bir ayrılık varmış ama evimize kahvaltıya geliyor, istersen erteleyelim dediğimde de "hayır Allah korusun" diyordu.
O anın şokuyla içimdekileri söyleyemedim KK. Sadece senden nefret ediyorum diyebildim. O ise olay anında en yakın kız arkadaşıyla (kankasıyla) konuşuyordu. Güya kız kafede bizi görmüş kötüydünüz demiş ona yazıyormuş. İnanamadım tüm bunlar benim başıma gelemez dedim. Kendisi anneme babama yazmadı bile ama ben onun annesinden helallik aldım helalleşerek bitirdik annesiyle her şeyi. Ailesine yazdık sessizce geldiler ve bohçaları alıp gittiler. Aynı yerde çalışamayacağımız için işten ayrıldım düğünümün olucağı gün. Kardeşimi nasıl okutacaktım, düğün için yaptığım borçları nasıl ödeyecektim.. Aileme de destek çıkıyordum.. Neler planlamıştım neler geldi başıma. Ben kendime gelmeye çalışırken o, benim uğraştığım düğün organizasyon işlerine verdiğimiz kaporaların peşine düşmüş. Üstüme dikilen gelinliğimin kaporasını bile istemesi çok zoruma gitti utandım.. İşsiz kaldım o orda çalıştı 2 3 ay. Sonra oradakilerin psikolojik baskına dayanamayıp bu ay istifasını vermiş yurtdışına tatile gidicekmiş. O kadar kendimi kandırılmış, arkasından iş çevrilmiş ve ortada bırakılmış hissediyorum ki. Ben işsiz evde bunları çekerken, borçlarımız için kredi çekmemiz gerekebilir diyen adam, baya masraflı bir yurtdışına tatile gidiyormuş.Kafami dinleyeceğim tek gidiyorum demiş.
Ben ise bende izini bıraktığı değersizlik, yetersizlik hisleri ve işimden olduğumla kaldım. Biraz olsun iyi hissedeyim diye kyk bursu ile ben de Yüksek Lisans'a başladım o çok uğraştığım kariyerimle ilgili bir alanda. Okula gidip geliyorum kendimi iyi hissetmek için uğraşıyorum ama çok ortak arkadaş var ve onunla ilgili haberler geldikçe tekrar kötü oluyorum.
Artık kimseye güvenemiyorum, güven problemi yaşıyorum. Sevebilecek miyim tekrar bilmiyorum.. İçimi dökmek istedim, okuyan herkese teşekkür ederim..