Geçmiş olsunÇok güzel maşallahbende başladım mecbur başladım artık çünkü kolesterol gözlerime vurmuş ya.. O kadar kilo verdim bana mısın demedi
Tut elimden bırakmabu sefer hedefe ulasıcam hedefime yaklaşıp yaklasp pes etmıcem 103 kilodan bu kilolara dusen benim ve bunu basardıysam fınısh cızgisını goguslıcem boyle bir topık actıgın ıcın cok tesekkur ederim kendimi tek sanırdım yaptıklarımdan utanc duyardım yalnız olmadığımı bilmek benim hissettikleri yasadıklarımı yasayanların oldugunu bilmek bana iyi geldi
Tesekkurl ederim canım ❤103 kilodan mıay maşallah
Eki Görüntüle 2740437
Bunu buraya koyayım ki beni kamcilasinben yanlış bir taktik denedim arkadaşlar asla önermiyorum. Asıl hedefim 55 kiloydu ama 60 a ulaşıncada kendimi iyi hissettiğim için biraz daha sakinledim. Görüntüme güvenerek diyet yaparken yiyemediklerimi biraz yiyeyim hepsinden ayrı ayrı hevesimi alayım ki yeniden başlarken aklımda kalmasın dedim. Evet hepsinin tadını biliyorum ama yine psikolojimi doyurmak adına bir hataya düştüm. 2 hafta tamamen ipleri bıraktım. Ama tamamen. Yani taşkınlık denemez buna. Ödüllendirme denemez. Bayağı abarttım. Midem eski durumunda olmadığı için bulantılar yaşadım. Yani 80 kiloluk halimde yediğim şeyleri yine yiyebildim ama sonrasında midem aşırı bulandı. Sandım ki en fazla 1 kiloluk sıkıntı verir bana. Öyle olmuyormus arkadaşlar.. 3 kilo!! Ben bu 3 kiloyu verebilmek için 1 ay ter dökmüştum eskiden. Eğer bu hafta buna bir dur demeseydim 1 ay sonra 70 e yaklaşıyor olacaktım. Tehlikeyi fark ettim. Hareketi de bırakmıştım o süre zarfinda.
Şimdi eski disipline geri dönüyorum ve asla ama asla böyle bir hataya tekrar düşmek istemiyorum. Biz çok kilolu hanımlarken kilo vermişsek salamayiz arkadaşlar. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Bizim vucudumuz kilo almaya elverişli. Zaten uzun süredir 60 kilo olan bir kadının bunyesiyle bizimki malesef ki bir değil. Bizim salmalarimizin da ölçüsü olmuyor çünkü istemsizce nasıl kilo alınır iyi biliyoruz. Nefsimiz neleri istiyoruz iyi biliyoruz. Ama zaten yıllardır 60 kilo olan bir kadın taşkınlık yapsa bile bir anda bizim kadar kilo alamaz. Çünkü 80lerden 100lerden gelme bir nefisle onunkisi bir değil. O kafayı o bilemiyor. Bizimde onları anlamamız zor oluyor çünkü bizim dizginlemeye çalıştığımız duygusal bir acligimiz var. Bu yüzden canım arkadaşlarım bizim kendimizi odullendirme şeklimiz daima kontrol altında olmalı. Salma bırakma şeklinde olmamalı.
Şuan kendimi nasıl hissediyorum biliyor musunuz. İki haftada 60 kilodan 63 e çıkan bir kadın olarak 80 kilo hissediyorum. Aynaya baktigim zaman geçen seneki kadını görüyorum. Odemli yüz çıkmış karın yağlı vücut. Hayır hayır hayır..
Bir kuralı asla unutmamak zorundayım. Konuda da bahsettiğim gibi, diyeti bozma. Diyeti bozarsan bile diyet kafasından çıkma. Yani asla vazgeçme!
Çok teşekkür ederim canım. Çok geçmiş olsun. Kaç kilosun şu anda cnm.Çok güzel maşallahbende başladım mecbur başladım artık çünkü kolesterol gözlerime vurmuş ya.. O kadar kilo verdim bana mısın demedi
maşallah ya nasıl verdiniz o kadar kiloyu ben pkoslu olduğumdan mı nedir zor kilo veriyorumsüperbenim de doğumdan bu güne 21 kg gitti 2-3 kg daha verse piskolojik sınırımı aşıcam
Pcos ve insülin direnci yada tiroid varsa cok zor gidiyormaşallah ya nasıl verdiniz o kadar kiloyu ben pkoslu olduğumdan mı nedir zor kilo veriyorum
Çoğunlukla emzirmenin faydalı olduğunu düşünüyorum, tabi bir de çok hareketliydim oturduğum anı bilmem ilk 4 aymaşallah ya nasıl verdiniz o kadar kiloyu ben pkoslu olduğumdan mı nedir zor kilo veriyorum
Ayyy harikaa bir motive mesajı başta yazanlar benm. İçinde geçerli ayyyy eskiden daha kolay karar veriodum ama artık okdar zorki iradeli olmakkkCok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum
O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.
Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.
Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..
Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.
Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.
Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..
Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama
Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..
Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.
İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.
Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?
Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız
işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.
Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.
Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin
Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!
Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.
Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.
Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.
Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin için bir anlamı var. Çünkü unutmayacaksin. Belki önemseyeceksin belki de önemsemeyeceksin. Ama şuan da ister istemez bu anın hayatına girmesine izin verdin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.
Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?
Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.
Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.
Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.
Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.
Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.
Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..
Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.
Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..
İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.
Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.
Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.
Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek
Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.
Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.
Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim
Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldımhepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.
Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.
Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur
MuhteşemsinCok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum
O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.
Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.
Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..
Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.
Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.
Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..
Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama
Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..
Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.
İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.
Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?
Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız
işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.
Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.
Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin
Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!
Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.
Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.
Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.
Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin için bir anlamı var. Çünkü unutmayacaksin. Belki önemseyeceksin belki de önemsemeyeceksin. Ama şuan da ister istemez bu anın hayatına girmesine izin verdin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.
Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?
Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.
Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.
Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.
Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.
Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.
Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..
Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.
Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..
İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.
Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.
Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.
Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek
Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.
Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.
Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim
Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldımhepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.
Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.
Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur
kilolu olma süreci bu kadar güzel ifade edilemez. çok duygulandım.Cok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum
O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.
Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.
Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..
Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.
Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.
Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..
Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama
Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..
Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.
İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.
Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?
Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız
işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.
Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.
Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin
Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!
Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.
Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.
Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.
Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin için bir anlamı var. Çünkü unutmayacaksin. Belki önemseyeceksin belki de önemsemeyeceksin. Ama şuan da ister istemez bu anın hayatına girmesine izin verdin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.
Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?
Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.
Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.
Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.
Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.
Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.
Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..
Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.
Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..
İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.
Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.
Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.
Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek
Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.
Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.
Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim
Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldımhepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.
Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.
Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur
Muhteşemsinbir duygu bu kadar mı güzel ifade edilir. Ne desem az sana. Emeğine sağlık. Bana çok şey kattı.
kilolu olma süreci bu kadar güzel ifade edilemez. çok duygulandım.
o zaman hadi bende başlıyorum kızlar
Gel de gör şu mesajlarıBen burda ilk mesaj yazdigimda bir turlu surduremiyodum. Baslayip devami gelmiyodu. 30 eylulde 111 kg ile baslamistim. Bu yazi bende cok etkili oldu. Şuan 89 oldum
Ben burda ilk mesaj yazdigimda bir turlu surduremiyodum. Baslayip devami gelmiyodu. 30 eylulde 111 kg ile baslamistim. Bu yazi bende cok etkili oldu. Şuan 89 oldum
Azıcık vesile olabildiysem benden mutlusu var mıMerhaba arkadaşlar. Bende hep zayıflamak istiyordum ama bir türlü 70 kilo altını göremiyordum. Sürekli bozulan diyet programları, hadi yarın başlayayım demeler, tamam bunuda yedim artık dikkat edeceğim demeler, bunu yesem birşey olmaz havalarından bir türlü çıkamadım. Sonra bir baktım tartiya ne göreyim. Hamile iken olduğum kiloya yaklaşmışım. Tam 73.60. Ben 80 ile doğuma gittim. Bu nedir 73.80. Kıyafetler zaten güzel durmuyor. Bu göbekte neyin nesi . Bu sana yakışmıyor. Bu kadar mı iradesizsin diyerek kendime kızdım. Ve o anda gerçekten zayıflamak istediğime karar verdim. Forumda yazılanları okurken chocolita nin yazısına denk geldim ve kilo verme isteğim dahada pekiştim. Şu anda geriye verilecek 1 kilom kaldı. 73.6 ile başladığım bu yolculukta 4 ay sonunda 64.20 kilo olarak devam ediyorum. Herşey bizim elimizde. Istersek başarırız. Ama ilk başta gerçekten kilo vermeyi istemek gerek.
Sevgiyle kalın
Görmem mi ucanim kacanimm görmem mi çok sevindim ve çok duygulandım
Teşekkür ederim ceydos. İhtiyaç duyarsan hepimiz buradayızkilolu olma süreci bu kadar güzel ifade edilemez. çok duygulandım.
Çok teşekkür ederimMuhteşemsinbir duygu bu kadar mı güzel ifade edilir. Ne desem az sana. Emeğine sağlık. Bana çok şey kattı.