ne yapmalıyım ?

@tugcedevran aynen katılıyorum. Adamın karısına saygı gösterilmedi. Adam da göstermelik çabaladı, gerçekten çabalasaydı sorun çözülürdü şimdiye kadar. Nolcak canım çek işte kahrını denmezdi. Hem sevdiklerimizin sıkıntılalarına olur da ilerde benim de aile kaynaklı sorunlarım olursa o da onlara katlansın diye göğüs germiyoruz. Sevgi bunun için yok. Olayın özeti eşine saygısızlık yapılması ve kocanın bunu normalleştirip çek demesi. Kızın incindiği nokta da burası zaten. Kadının fiziksel bir rahatsızlığı vardır, bakıma ihtiyacı vardır ya da maddi yardıma ihtiyacı vardır destek olunur ama kahrı çekilmez. Bize sevgiyi yanlış öğretmişler galiba, beraberinde anasının danasının kahrını eşantiyon olarak almak gibi
 

cansu bir çok mesajında çok mantıklı buldum yorumunu, ama şunu sormak zorundayım,pembesunun eski konularını okudun mu?

bu konu ile tanısaydım pembesuyu ben de senin gibi düşünebilirdim, daha fazla emek vermesi gerektiğini düşünebilirdim.

ama pembesuyu neredeyse bir yıldır takipediyorum,
sürekli farklı duygularla konular açıyor,
yok olmayacak diyor birinde,
bir diğerinde karar verdim bunları arkada bırakacağım diyor,
birinde eşiyle,
diğerinde kv si ile bir tartışmasını anlatıyor.
ve olmuyor.

gerçekten pembesu denenebilecek çok şeyi denedi zaten, çift terapisi önerisini de deneyebilirdi elbette ama herkesin bir burama geldi artık noktası vardır, ben pembesuyu hiç bir şekilde eleştirmeyi doğru bulmuyorum bu sebeple.

bir insan bir başkası yüzünden psikolojik sıkıntılar çekmeye başlamışsa (veya fiziksel) artık o kişi ile ilişkisini sonlandırmalıdır, başka çözümü yoktur....
 


Konu sahibi konunuzu okudum sadece birşey yazacağım . İki erkek kardeşiminde evlerinin anahtarları bizde mevcut . Dünyanın binbir türlü hali var . Gerektiği zaman alıyorlar bizden ve yine bize getiriyorlar , bazen dalgınlıkla evde unutuyorlar . Bizden rica ediyorlar anahtarı verin biz bizimkini evde unuttuk diye .Böyle pek çok durum yaşıyoruz . Ben sizin çok abarttığınızı düşünüyorum .
 

Eminim kardeşlerinizin evine her gün girip sağı solu kurcalamıyorsunuzdur.
Çamaşırları yıkama ve ütüleme gibi mevzulardan sonra gelininiz kavga çıkarıp anahtarı istese verirdiniz en azından dimi?
Hadi vermediniz diyelim kapının kilidini değiştirseler ayılıp bayılıp küsmezdiniz?
Hadi küstünüz her gün sandalye koyup camdan pencereden odaların içini görmeye de çalışmazdınız eminim?
Hatta o cam açıksa ordan eve de girmezdiniz eminim.
Bu kayınvalide bunların hepsini yaptı
 

Bikac konusunu biliyorum açıkçası. Benim sinirlendigim nokta tamamen pembesu üzülecek olması isin sonunda. Hani pembesu dese ki "sevmiyorum, bıktım hu lanet adamdan" tamam diycem ya bosver ne ugrasiyosun cek kapıyı git. Ama burda esini seviyor, ailesinin yanında yeri olmadığını söylüyor, evini seviyor... yani şu durumda cift terapisini de deneseydi keske diye sinirleniyorum. Şu kv'yi tedaviye ikna etmek icin yollar deneselerdi diyorum..

Üzülüyorum açıkçası birbirini seven insanlarn ayrılmasına..
 

Yok yapmam yapmayız mecbur kalmadıkça girmem onlar isterse giriyoruz . Ama bir insan çamaşırlarının katlanıp ütülendiğini farkeder şimdi ben yengeme gidip iş yapsam illaki farkeder ve sen bu anahtarı nereden buldun der eğer bizde anahtar olmasa . Bence konu sahibi daha önce eşine annen bu işleri nasıl yapıyor anahtarı mı var dese . En başından diğer aile üyelerine yansımadan sonuçlanmazmıydı ?
 

anlıyorum kesinlikle.
ama olmayınca ne yapılabilir ki,
ben de kendi hayatımdan örnek verdim, çor zor bir babannem var, benim babannem elbette ben seviyorum, ama baba pembesunun eşi gibi tavır takındı her zaman, annem şimdi 50 yaşında ve hap kullanıyor, sigara içiyor...
pembesunun evliliğinin sonu bu da olabilir,
benim annem babam boşansın asla istemezdim elbette, hala da istemem, ama annemi öyle görmek beni ne kadar üzüyor bilemezsin.
evet pembesu üzülecek, ama en azından akıl sağlığını koruyabilecek gözüyle bakıyorum olaya ben maalesef
 

İlk konusunda kirlileri alıp "iyiliğine" yıkıyordu. Uyarmışlar devam etmiş.
Anahtarı istediler vermedi.
Kapının kilidini değiştirmişler. Bu sefer sürekli sandalye tepelerinde içeri gözetlemiş ve yetmemiş camlardan girmiş bir kadın.
Pembesu anahtar var diye bitirmiyor yani. Kadın laf anlamıyor.
 

Bilmiyorum açıkçası.. belki de şuan ben de sevdigim kisiden ayrı olduğum icin her seyi denemeliydi diyorum. Yani ne biliyim benim icin en önemli kavram "aşk" yaşımla alakalıdır belki de bu.

Ben pembesunun destek almaya başlamasını söylemistim bu evden ayrılma durumlari daha yokken. Çünkü cidden sinirleri yıpratıcı bir süreçten geciyordu zaten suanda da pik yaptı bu stres hali..

Ama nedense kocası bana umut vaadediyor ya, hani gerçekten toparlanabilirmis gibi her şey. Şurda bi ablam bi arkadasım yaşıyor sanki bu durumu cidden Üzgünüm ya.
 
Kocası bana da umut vaadediyor gb geldi ama bir yandan da adam hazır pembesu giderken içindeki herşeyi kusmuş, alakası olmayan eski defterleri falan açmış, nasılsa bitti gidiyor şöyle bi içimdekileri boşaltayım diye mi düşündü anlamadım hiç
 

Aşkla ilgili sorun yaşadığın için böyle seni anladım şimdi.
Ama emin ol evlendiğinde aşkın önüne çıkan şeyler oluyor, mesela huzur.
Kayınvalide kayınpeder vb sorunlarla da ben empati yapıyorum. Ki anahtarım kimse de yok, ayrı şehirdeyim ayda bir görüşüyoruz ona rağmen. Çünkü ne kadar da sevsen eşinin anne babasıyla yaşadığın sorun kendi annenle yaşadığın sorun gibi olmuyor.
Ne kadar da sevsen evine huzursuzluk girerse mutlu olamıyorsun. Aşk bitince huzur ve mutlulukta yoksa sonu hüsran oluyor.
En önemlisi bir insan kendini evinde hissedemiyorsa, evim diye güvende oturamıyorsa o evlilikten de hayır gelmez. Zaten mutlu olamaz.
Odana sürekli annenin girip sağı solu kurcaladığını düşün bir kendi annen olduğu halde özeline girdiği için sinirlenirsin bi de kendi evine yapıldığını düşün. İnsan delirir.
Sabrın da sonu var yani.
 

Hayır, can havliyle söylenen seyler onlar. Kaybetmenin acısıyla bianlık ofkeyle söylenen seyler. Gidiyor ve artık hayatında olmayacak ya, ondan.
 

Ama çocuğu olunca bakması için onu uygun görmüş konu sahibi o zamanda giricekti belkide anahtarı da kendileri verecekti . O yüzden bana tepkisi fazla geldi konu sahibinin .
 

canım biz de üzgünüz,
ayrılmasını teşvik eden arkadaşlar da üzgün.
kim bir yuvanın dağılmasını ister ki.
ama dediğin gibi yaşla ve durumla alakalı olabilir.
ya da seninle alakalıdır, sen her zaman aşk diyen birisisindir, ve öyle olacaksındır.

ben de öyleyimdir kendi içimde, aşk her şeyi yener diye düşünürüm ve inanırım. BDVde yorum yaptığım bir çok konuda çok iyimser olmakla suçlandım...
ama yaşımla alakalıdır belki,
o kadar aşkın yenildiğine şahit oldum ki, her seferinde şaşırıyorum umutsuzluğa kapılıyorum.
ama sanırım biz yanılıyoruz, selvi boylum al yazmalımda Asya ne demişti;

- sevgi neydi, sevgi emekti...

eşinin daha fazla emek vermesi gerekirdi, pembesunun yapabileceği çok da bir şey kalmadı.
 
Ama çocuğu olunca bakması için onu uygun görmüş konu sahibi o zamanda giricekti belkide anahtarı da kendileri verecekti . O yüzden bana tepkisi fazla geldi konu sahibinin .

Yavaş yavaş değişti. İlk zamanlar çamaşırımı karıştırmasın ama eve baksın madem diyordu. Ama zamanla insanı iyi niyetten uzaklaştırıyorlar.
Bilmiyorum ben mi keskinim nedir?
Bizim de yengemiz kuzenlerin çocuklarına bakıyor ama kendi evinde bakıyor. Mesafeli bir aileyizdir kimse de kimsenin anahtarı yoktu ve o evin sahibi evde yokken anne baba dahi girmez. Saygısızlık gibi geliyor bana.
Haliyle çocuk işi de bana yumuşatmıyor. Ben konu sahibinin yerinde olsam ilk zaman o anahtarı vermemek için kavga çıkarırdım. Hiç tahammül edemem özel alanımın anahtarının olmasına.
Benim anahtarım kimse de yok. Anahtarımı evde unutursam çilingir çağırıyorum. Evden çıkmadan her yeri kontrol ediyorum. Herkes birine anahtar vermek zorunda da değil. Bana normal geliyor bu nedenle tepkisi
 

Evet, bu yüzden de düzeltmek icin her seyi denememisken birbirini seven insanlar birbirini bırakmasn diyorum.

Aşkla ilgili sorun yaşayıp yaşamamam da degil açıkçası mesela, çünkü adam umut vaadediyor. Kv ise düzelme ihtimali var. Ya da güzelce konusulsa belki de taşınma konusunda anlaşılabilir.. yani umutlar tükenmemisken henüz, vazgecmek içindaha vakit vardır diye kabul ederim ben hep her konuda.

Huzur elbette en önemlisi, güven duygusu da. Zaten huzur getirmeyen sey de aşk olmaktan cıkıyor. Ama burda tek problem kv iken.. ne biliyim ya üzülüyorum pembesu için, kac yıldır birlikte yaşadığı adam..
 

İnsanlar değişmezler ne yazık ki.
Kayınvalidesi 45 yaşında neyse öyle gider. Hatta annem yaşlandıkça kötü huylar daha da baskın oluyor diyor. Haklı da. Yaşlandıkça daha da kötü huylar da edinecek, huysuzlaşacak.
Haliyle aşk için dahi bir insanın bir kötü huylu insanlarla yüz göz olmasının sonu hep pişmanlıktır. Buradaki konulara bak. Başta aşk için her şeyi kabul ederim sanan ama sonrasında mutsuz olan kadın dolu.
Ha evliyken mutsuz ha boşanmış ve mutsuz bir fark yok. Eninde sonunda o aşk acısı geçer, zamanla unutur insan.
 

O zaman insallah esi de emek verir biraz daha, pembesu da gayret eder.. toparlanabilecek durumdalar çünkü, isi inada bindirmeden sakin kafayla düşünmeleri konusmaları gerek. Anlayamıyorlar birbirlerini, anlayamadıkları için de orta noktada bulusamıyorlar. Iletisimi tam kurabilseler belki de daha kolay olacak her sey.
 

Tabiki, kimse aşktan ölmüyor sonucta. Ve cok şükür insan da unutan bir canlı. Ne diyim eğer pembesu kararnda netse Allah yardımcısı olsun. Bir kadının mutlu olmasi için bir erkeğe ihtiyacı yok elbette tek basına da mutlu olabilir, umarım pisman olmaz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…