bu konunun bu kadar uzamasının birbirini asla anlamayacak 2 kadın profilinin birbirine kendi doğrusunu ıspatlamaya çalışmasına bağlıyorum. limoncu belli ki hayat kaygısı evinin eşyası ve siparişle yemek yiyebilmek üzerine kurulu bir kadın. konularına girip okudum, tahsilli değil, çalışmayı düşünmüyor, sahip çıktığını iddia ettiği ailesinden kaçarak evlenmiş, eşinin babası onlara ev açmış, 70 bin liralık masraf yapmış içini döşemiş, düğünde kollarını bilezik doldurmuş. kocası da 1700 tl maaşla vardiyalı bir işte çalışıyor, bu maaş limoncunun istediği yaşam standardı için yeterli ve hatta birikim bile yapıyor, nasıl olsa ailem ölünce bana para kalacak, kocam da o paranın farkında, başkasına yedirmez, o yüzden beni de bırakmaz diyor, yanlış mıyım limoncu? bunları senin yazdıklarından okudum hep. kendi içinde çelişkilisin, ailen bir el üstünde tutuyor, bir evde oturduğun süre için senden doğalgaz parası istiyor. eh, senin bakış açınla bu doğalgaz meselesi tam bir paradoks, madem doğurmuş, bakmak zorunda olan, mutlu etmek zorunda olan ana baba ısıtmak zorunda değil? ya da 70 bin liralık eşya alan kayınpeder mi ısıtmak zorunda acaba? o kısmı tam anlamadım. veya kollar boydan boya bilezikle dolduğu andan itibaren sana bakma yükümlülüğü kocana geçiyor da olabilir. neyse. özetle limoncu zaten böyle bir hayal etmiş, tam da kendi hayal ettiği hayatı yaşıyor, doğru bildiği gibi davranmış, istediğine ulaşmış, o yüzden de çok mutlu. limoncu neden çalışsın, zaten karnı tok, sırtı pek, bankada parası, kolunda bileziği var, canı çekti mi iskenderini söylüyor, size ne? :)
diğer gruba gelelim. belli ki çoğunlukla tahsil sahibi, okumuş, kendi ayakları üstünde duran, okumasa bile belli bir hayat görüşü edinmiş, kendi kendine yetebildiği için de başkasının verdiğine tenezzül etmeyen insanlar. bilezik takılsa ne, takılmasa ne. önemli olan evdeki huzur, biz olma hissi, aile olma hissi. baş başa verince herşey yapılır. hem kadın mal mı, bir aileden çıkıp diğerine "verilen" birşey mi? altınla değer biçilmeyi kadınlık haysiyetine yakıştıramayan, gururu, kendi düğünü kendi yaptığı için ödediği kredi yüzünden her estiğinde dışarıda yiyemediği yemeğin önünde kadınlar. Limoncuya "çalışsana" diyorlar. Limoncu neden çalışsın? limoncunun hayatla işi bitmiş. alacağını almış, pardon aldıracağını aldırmış. birbirinizi anlamanız mümkün değil. değer yargılarınız başka. limoncu sizin yastığa başınıza koyduğunuzda hissettiğiniz o "karnı doyduğu için kimseye minnet duymama" hissini anlayamaz. bir de küçümser o hissi. herkesin doğrularını vizyonu belirler. birbirinizden umudu kesin:)