Lohusalık dönemindeyken yapilanlar unutulur mu ? Veya nasil unutulur ? Sizler unuttunuz mu ?

Bir insan sinirleniyorsa onu sinirlendirecek bir mevzu da vardır.
Hanımefendi, bazı insanar yanında nefes alsan sinirlenebiliyor küfredebiliyor. O zaman nefes almayalım mı mesela onların minnoş sinirleri zıplamasın diye? Benim babam işkolik bir adam, işle ilgili sıkıntı olur sinirini bizden çıkarırdı. Varlığımız bile yeterdi öfkesinin köpürmesi için. Ki safi kötü insanlar da var bu hayatta, onların insanların kalplerini kırmaları için ortada bir sebebe de gerek yok. Bu konuda da kayınvalide ekstra naif davranması gereken bir dönemde taze bir anneyi anneliğinden vurmuş. Sizin için lohusalık diye bir dönem olmayabilir ama hormon konusunu bir kenara dahi bıraksak şu an hamile bir kadın olarak bile doğumdan sonra napacağım, nasıl davranacağım, bebeğime yetebilecek miyim, iyi bir anne olabilecek miyim diye endişelerim var. Hele bir de uykusuzluk bambaşka bir mesele zaten. Sırf bunları yaşıyor olmak dahi normalden daha anlayışlı olunmasını gerektirir, kaldı ki bir de annelikten vurulsun. Düşünüyorum da bana yapılsa gerçekten büyük olay çıkardı. Herkes sizin gibi gülerek "ah anneciğim napayım henüz yeni anneyim senin gibi harika bir anne değilim ki şekerim" diye tepki veremeyebilir. İstediği kadar sinirlensin, oraya güya lohusa kadına yardıma gitmişse anneliğinden de vuramaz. Azcık izana sahip bir insan bunun yapılmasının çok kötü olduğunu anlayabilir.
 
Mesela babanız iş konusunda sinirlendiğinde gidip öpseniz, " boşver baba yaa işler bugün kötü gider yarın düzelir, takma kafana sen bizim için çok değerlisin " deseniz nasıl tepki verirdi? Hiç denediniz mi? Ben annemden genelde öyle gördüm. Babam ne zaman bir şeye sinirlense annem gidip konuşarak yumuşatırdı.

Ben söylenen doğru demiyorum. Tabii ki kayınvalidesi hata yapmış. Böyle bir şey söylenmemesi gerekiyordu. Ama söylenmiş. Durduk yere söylendiğini de düşünmüyorum. Bir tartışma, bir kavga varken söylenen bir söz. Ardından özür de dilemiş. Bu konunun aylar geçmesine rağmen unutulmaması, nefret objesi haline gelmesi garibime gidiyor sadece.
 
Durduk yere iş stresini eşinden çoluğundan çocuğundan çıkaran adamlara bu kadar yumuşak yaklaşırken doğum yapmış bir kadına bu kadar odunsu yaklaşmanızda ilginç açıkçası.
 

Bilim alanında doktor unvanı alarak bilimi sizden daha iyi bildiğimi düşünüyorum. Çok dehşet verici. O yüzden hep derslerde vurgularım. Çocuklarınızı kime emanet edeceğinize iyi bakın. Bilimsellikten uzak, hayatında akademik araştırma nedir hiç görmemiş, kafa yapısını gelenekselci olarak tanımlayan ama aslında çocuk doğasından bir haber kişilere emanet etmeyin. Yarın yaz okulu dersinde Çocuklarda Davranış Problemleri dersi vereceğim. Siz güzel bir örnek olacaksınız. Teşekkür ederim.
 
Mesela babanız iş konusunda sinirlendiğinde gidip öpseniz, " boşver baba yaa işler bugün kötü gider yarın düzelir, takma kafana sen bizim için çok değerlisin " deseniz nasıl tepki verirdi?
Net bir şekilde söylüyorum ki istemsiz şekilde beni iter ve bir yerimi incitmeme sebep olurdu. Sonrasında pişman olur ayrı mesele, ama bazı insanların öfkelerini çok hafife alıyorsunuz. Evde kıyamet kopuyor gidip öpün diyorsunuz. Adamın yanına yaklaşılmıyor barut gibi. Öfkesini attıktan sonra sakinleşiyor.
Aylar geçmemiş ki, 15 gün olmuş diye okudum. Henüz çok taze. Ayrıca bazı özürler yarayı iyileştirmeye hiç yetmez. Anlattığına göre inanılmaz alıngan bir kadınmış ve sürekli ilgi bekliyormuş. Tabii ki kayınvalideden de dinlemek gerekir olayı ama ne olursa olsun yeni bir anneye bu söz söylenmez
 
Osman hocamın dediği ile atak dönemi belirtileri zaten aynı şey. Çocuk mesela keşfetme dönemine giriyor ve bunun sancısını yaşıyor. Çok basit örnek olarak verdim. Buna da atak dönemi deniyor. İsterseniz güz mevsimi deyin adına. Fark etmez. İsim önemli değil. Burada bir psikolog adayının çocukları yaramaz diye etiketlemesini konuşuyoruz aslında. Bizim için çocuk değil, davranış önemli. O davranışın sebebini çözmek ve ortadan kaldırmak önemli. Çocuğu etiketlemek değil.
 
Bence özgür, özgüvenli be mutlu çocuk yetiştirmeyi yanlış anladı bir nesil
 
Eski nesil eti senin kemiği benim desturu ile hareket etmiş. Çok ezmişler çok zorluk yaşatmışlar. O nesilinde ruhani sorunları var. Herkesi kolundan tutup doktora götüremiyorsun. Ama normal olmayan tavırları ve davranışları olanlar var. Teşhiş yok ama çevresinde yaşayanlar anlıyor. Şimdikilerde dur demeyi bilmiyor. Sınır çizmiyor. Ben yaşadım o yaşamasın diye çocuğun zorluk görmesine izin vermiyor.Çocuğunun hiç üzülmemesi gerektiğini düşünüyor. Hata şansı tanımıyor. Bu yüzden çocuk çok çıt kırıldım yetişiyor ve ilk zorlukta oturup kalıyor. Bizim insanımız çocuk yetiştirmekte orta yolu bulamıyor.
 
maalesef hiçbir zaman unutmayacaksınız. benim yıllar oldu hala unutamıyorum ve ilişkimiz de devam etmiyor kendisiyle zaten. iki lohusalığımda da hayatımda görmediğim bir kötülük gördüm. Bunu lohusalığa denk getirmelerinin sebebi, o zaman diliminde insanı güçsüz görmeleri, içgüdüsel olarak bile hissediyor güçsüz olduğunuzu ve tam o zaman diliminde yapıyor yapacağını.sonra siz biraz güç topladığınızda aniden normalleşip özür diliyor olmaları da tam bu sebepten. Benim için artık yok hükmünde bir kişi kendisi. ona sorarsam ben ne yaptım ki diyor, böyle demesi daha da sinir bozucu oluyor karşıdakinin, çünkü sizin üzüntünüze ve kabus ettiği hayatınıza da aynı zamanda saygısızlık yapıyor. asla eskisi gibi hissedemeyeceksiniz maalesef kaynanayla ilgili.
 
Lohusalık döneminin bazı insanlar tarafından çok abartıldığı fikri sizi neden bu kadar rahatsız etti anlayamadım.
Hanımefendi, yakın zamanda lohusalık yaşamış biriyim. Desteğim de vardı, annem eşim kardeşim her daim yanımda olan insanlar vardı. İnançlı, normal hayatında çok ama çok mutlu(şu anda da şükür öyleyim), bebeğini çok isteyerek kucağına almış birisi olarak ölmeyi düşündüm. Anlatabiliyor muyum yoksa prenses sendromunda mıyım hala sizce? Hekimim ve hormonların beyin kimyasını düşüncelerin işleyişini nasıl değiştirebildiğini biliyorum, yaşayana kadar tam olarak anlamamışım bile, yaşayınca emin oldum iyice. Lohusa depresyonu yaşayan insanları ayrıştırıp prenses dediğiniz için hatalısınız, bilimden uzaksınız ve hatta dinen de var olan bir konuyu hala anlamamakta ısrarcısınız.
 
Durduk yere iş stresini eşinden çoluğundan çocuğundan çıkaran adamlara bu kadar yumuşak yaklaşırken doğum yapmış bir kadına bu kadar odunsu yaklaşmanızda ilginç açıkçası.
İnanın kaynanası konuyu açsa ona da derdim ki öyle davranmamanız gerekiyordu. Ama burada sizin anlamadığınız olay, kadın hatasını anlamış ve özür dilemiş. Ne yapması gerekiyor başka? Yani " tamam artık muhabbetinizi kesin, aynı ortamda bulunmayın, selam verirse selamını almayın... Hatta o kadının doğurduğu adama da kocam demeyin " mi demem gerekiyor burada like almam için?

Sorunu anlatan kişilere yapabileceği şeyleri söylüyorum. Verilen örnekte de adamın yaptığı yanlış. Eğer adam gelip" Ben işimde sinirlenince hıncımı eşimden ve çocuklarımdan alıyorum ne yapmam gerekiyor " dese ona yapması gereken şeyleri söylerim.

Ama gelip " Benim babam işinde bir şey sinirlenince bize çok yansıtıyordu " derseniz o adamı yumuşatmak için yapılması gereken şeyleri söylerim.
 
Dil yarası ağır olur. Yapan özür dileyebilir ama affedip affetmemek kişinin kendine kalmış. Hasta zor zamanımda dilinin kemiğini tutmayanı bende affetmem. Hayır bunların hiçbirini demenize gerek yok. Lohusalar abartıyor eskiden yokmuş yok anam nenem yaşamamış dediğiniz için tepki aldınız zaten. İşten gelince hıncını çocuğundan çıkaranın kapı dışarı edilmesine gerektiğine inanıyorum ben mesela. O parayı evdekiler için kazanıyorsanız boğazına da dizmeyin insanların bir zahmet. O yapılan babalikta değil kocalikta değil. Karşındaki insanda az eli maşalı olsa o taviri sergileyemezdi. Nasıl kaynana gücü yetince lohusa kadinı hirpaliyor para bende diye de kötü koca/baba da gücünün yettiğine ailesine zulmediyor...
 

Cevap vermek istemiyorum lakin konu o kadar uzadı ki kendimi tutamıyorum..
Öncelikle en küçük hatada affetmeyen insanlar diyorsunuz ama kimse durduk yere kimseye karşı bu kadar acımasız olmaz. Bahsettiğim kişi esimin annesi normal arkadaşım, akrabam veya dış kapının dış mandalı değil bu yüzden affetmek istiyorum ama yapamıyorum ve biliyorum ki affetmesem bile görüşmek,konuşmak birlikte bir şeyler yapmak zorundayım bu ne kadar ağır biliyor musunuz ? Arkadaşım olsa tek kalemde silerim veya görmezden gelirim hatta kafama takıp kendimi mutsuz bile etmem ama aile öyle olmuyor.

Ayrıca gelelim lohusalık konusuna o günkü psikolojimi,çaresizliğimi Allah kimseye yaşatmasın size göre çok küçük bir şey olabilir hatta güya abartıp şımarıklıkta yapmış olabilirim değil mi ? İnsanda olmasa gereken en büyük özellik bence "Empati" yapıyor olabilmesi kendimi benim yerinize koyun desem şimdi siz dersiniz ki " Ben olsam takmam onlar büyük eski kafalı bir bildikleri var der ve susarim" dersiniz. Ama bu dünyada birçok insan var ve herkesin karakteri, hayata bakış açısı ve hayattan beklentileri farklı sizlerle hayata aynı pencereden bakmıyoruz.

Kucağımda 5 günlük bir bebek var ilk defa anne oluyorum ve haliyle endişelerim var, bu dönemde destek istemem tabiki normal ( destek derken kimseden bebegime baksın, evimin işini yapsın gibi değil) Moral versinler, hatta gerekirse uzak dursunlar ve böyle normal dönemde elle tutulur bir sey yapmadığım halde trip yapıp huzur bozmasın veya anneligime laf etmesin mesela kimse.

Ve ayrıca ben o kadar güçlü biriyim ki sizin dediğiniz gibi ne prenses gibiyim ne de böyle bir dönemde tüm gün yatakta yatip millete mizmizlanip naz niyazda yapmadım, kendime de maşallah diyorum. Siz şimdi bana " ben sana demiyorum genel diyorum toplumda birçok kişi böyle şöyle" diyeceksiniz ama burası sizin toplumdaki insanların davranışlarını belirtip, eleştiri yapacağınız bir yazı köşesi değil. Benim sorum ve insanların benim konum ile ilgili düşüncelerini benimle paylaşmaları.

İsmini hatırlamıyorum ama bir hanımefendi size demişti ki" Benim sorum altına da beni eleştirecek bir şey yazmıştınız, ben haklı olmama rağmen sizin o yazinizdan dolayı kendimi ve yaptıklarımı sorguladım, hatalı olabilir miyim diye" demişti. Aynısını bende yaşadım çünkü hala lohusalik dönemindeyim siz ister böyle bir döneme inanın ister inanmayın.

Şunu da belirtmek istiyorum. Herkes evlendiğinde mutlu olmak ister. Kimse eşimin ailesi ile kavga edeyim sorun cikartayim aksiyon olsun demez. Nişanlıyken eşimin annesini o kadar çok seviyordum ki arkadaşlarıma bile benim kayinvalidem çok iyi birisi derdim onlarda bana gülerdi. ( çok haklilarmis) Evlendik ve kayinvalidem değişmeye başladı. Ve ben birden ona karşı boyle duygular beslemedim . İlla birinin kötü olması için safi kötülük yapması gerekmiyor. Özel alanına saygı duymuyorsa, hep bir beklentisi varsa,sürekli oğluna ajitasyon yapıyorsa, en küçük olayı büyütup sonrasında haklı çıkmak için kırıldım, üzüldüm adı altında duygu sömürüsü yapıp sizi çaresiz hissettiriyorsa buda kötülüktür bana göre.
Mesela benim saçlarım erken yaşta beyazlamaya başladı bu genetik buna bile mana buldu " Ben kaç yaşındayım bir tel beyazım yok" dedi. Kendisi kapalı ve bir arkadasi kayinvalideme açık halini merak ediyorum hiç saçını görmedim dediğinde o dedi ki " Nasıl olsun benim saçımda geliniminki gibi beyaz " dedi. Tezatlıga bakar mısınız? Ki kadın bana saçların beyaz bile demedi . Ve balayindan sonra kendi ailemin yanına gittimizde saçma sapan bir nedenden dolayı eşime küstü, telefonlarını açmadı 2 gün eşimle küs kaldı ve ben ailemin evinde kayinvalidem niye böyle yaptı diye düşündüm sürekli, ne gezdiğim yerden keyif aldım ne de yediğim yemekten. Küsmesi yetmezmis gibi eşimi arayıp ben aslında eşine çok alındım düğün zamanı şöyle yaptı böyle yaptı dedi . Düğün günü dile getirmediği alinganliklarini biz eşimle gezmeye gittigimizde dile getirdi ve dedi ki eşime " Siz gelince ben eşinle konuscam halletmem gereken şeyler var " Bende sinirlendim neden aklımızda soru işareti bırakıyor telefonda konuşsun ne derdi varsa dedim. Asıl amaç küsmek degildi küsen insan dümdüz küser amacı her zaman eşime trip yapıp eşiminde gönlunü almasını sağlamaktı. Yani daha o kadar çok şey var ki ufak tefek... demem o ki bir anda olmuyor ve hala daha diyorum aslında kötü birisi değil ama ben artık çok yoruldum ve yıprandım birçok şeyi sineye çektim ama son yaşadığımız şeyi unutamıyorum ve acılarımın küçümsenerek eleştiri konusu olmasını istemiyorum.
 
Niye açıklama yapıyorsunuz ki. Okurken bana fenalık geldi. Prensesler gibi de yaşamış olabilirsiniz. İnş da yaşamışsınızdır. Sonuçta hepimiz prensesler gibi yaşamayı ve yaşatılmayı hak ediyoruz.
 
Bu olay 15 gün önce yaşandı aylar yıllar geçmedi üzerinden ama aylar yıllar da geçse hala ilk günkü gibi hatırlanacak kadar canımı yaktı. Cevap vermek istemedikçe sürekli bir varsayım yapıyorsunuz? Ayrıca dogumdan bir gün sonrada eşim kaza yapmıştı ciddi bir kazaydı bunu belirtmedim yazıda çok detay vermek istemediğim için hadi beni geçtim oğlunun hatırına anlayışlı olup birçok olay yaşadılar destek olayım şimdi trip zamanı değil insanlar üzgün niye demedi sizce? Hadi size göre ben kötü biriyim kadın haklı olarak bunları yaptı böyle bir dönemde susması alttan alması gerekmez miydi ? Acılarımızın üzerine aci ve huzursuzluk ekledi resmen
 

Öncelikle sizi kırdığım için çok özür dilerim. Hepimiz benzer sıkıntıları yaşıyoruz. Kuşak farkından kaynaklanan sebepler olduğunu düşünüyorum.

Kaynanalarda bir araya geldiğinde gelinlerinden dert yanıyorlar. Onlara karşı da gelinlerini savunuyorum. Kendinize bakın biraz diyorum. Çünkü aksi taktirde gaz vermiş gibi oluyor insan.

Mesela bir kaynana gelip " Gelinim bana böyle dedi, şöyle davrandı" vs dediğinde ona " Ya senin gelinin insan değilmiş, oğluna söyle o kadına para vermesin, tepkisini ortaya koysun" demek yangına körükle gitmek gibi oluyor.

O nedenle şikayet eden kişinin kendisinde bir hata varsa onu görmesini arzuluyorum. Eğer gerçekten kendisinde bir hata olmadığına inanıyorsa o zaman yapacak bir şey kalmıyor. Sizin verdiğiniz örnekler sizin için büyük mevzular olsa da geri dönülemez derecede büyük yıkımlara sebep olan olaylar değil.

Biraz ironi, biraz gülerek laf sokma ve daha az muhatap olarak meselelerinizi çözebilirsiniz. Unutmayın ki birine sinir olarak, ondan nefret ederek en çok zararı kendinize veriyorsunuz. Beyninizde gereksiz yere bellek işgal ediyor.
 
Bu dünyadaki en şanslı kadınlar lohusaligi premses gibi geçirenler... Unutmadım özellikle eski eşin yaptıklarını boşandım zaten kendimi toparlayinca olanlari yazacağım unutursam ders olsun diye...
Lohusanin ettiği dua kabul olurmuş derler bilemiyorum ben çok eziyet.cektim çok dua çok beddua ettim bakalım zaman herkese gösterecek... Siz de affetmeyin affedecekseniz de herşeyi unutun
 
Unutulmaz. Oğlum 8 yaşında halen hatırlıyorum. Bence kendisi de çok iyi biliyor

Bana ders olsun, Allah nasip eder de gelinim olursa ve görürsem ona göre daranmalıyım
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…