- 24 Mart 2024
- 869
- 1.552
- Konu Sahibi ecedemir32
- #141
Özrünüz için teşekkür ederim kırılmadım aslında, sadece yüzde yüz haklı olduğumu düşünürken sizin küçük bir sorunuz dönüp ilişkiyi baştan önüme yatırıp enine boyuna düşünüp hata mı yapıyorum diye sorgulamama sebep oldu.'' Herkes sonunda olmaktan korktuğu insana dönüşür ''
Çok güzel yazmışsınız. Benim de hatam var şu an yazdığınızı okuyunca anladım. Öncelikle teşekkür ederim.
Ben genelde şöyle düşünüyorum. Burada yazan kişi olayı kendi penceresinden bakarak, kendince yorumlayarak yazıyor.
Yani şimdi ben buraya gelip sadece eşimin bana söylediklerini yazsam buraya, eşim Deccal muamelesi görür. İnsan ilişkileri karşılıklı oluyor her zaman. Bir insan sinirleniyorsa onu sinirlendirecek bir mevzu da vardır. Size bu mevzu çok basit geliyor olabilir ama onun iç dünyasında nelerin tetiklendiğini bilemiyoruz.
Mesela benim eşim ailesi konusunda çok hassas. Kendisine hakaret etsem çok alınmaz ama annesine ablasına bir şeyler söyleyince sinir katsayısı birden xⁿ fonksiyon grafiği gibi artıyor. Bunu evliliğimizin 6.ayında farkettim.
Ben mesela eşimin şahsına saydırırım ama ailesine bir şey dememeye çalışırım. Keza kendisi de aynı şekilde aileme bir şey demez. Çünkü bilir ki ailemi eleştirse ben de onun ailesini eleştiririm.
Demem o ki görücü usulü evlilikler harici eşlerimizi tanıyarak, severek evlendik. İnsanlar dönüşüyorsa o dönüşümlerin bir sebebi vardır. Eşleri olarak bu dönüşümleri incelememiz, sebeplerini bulmamız ve sorunu kaynaklarına inerek çözmemiz gerekiyor.
Ha yanlış anlaşılma olmasın, tabii ki tartışma olmadan evlilik olmaz. Sürekli aynı evde vakit geçirdiğimiz insanla tabii ki tartışacağız, anlaşmazlıklar olacak, ufak tefek kavgalar edeceğiz ama bunun dozu çok önemli.
Sizden de özür diliyorum kırdıysam, sadece özeleştiri yapmanız gerekiyor olabilir diye öyle yazmıştım ancak kırılmışsınız. Kusura bakmayın.
Evet herkes kendi hatalarını söylemez belki ama buradaki insanlar ne yazarsa biz onun üzerinden yorum yapıyoruz, veya yapıyorlar.
Sizin konuşma olayları çözümleme tarzınız bana biraz psikologla terapi yaparken konuştuklarımız gibi geldi.
Ama inanın ki insanlar kötü bir muameleye maruz kaldığında, hadi gel senin çocukluğuna inelim, neden böyle yapıyorsun, ben seni tetikleyecek ne yapıyorum? Tarzında sabırla müdahale edemez. Çünkü kendisi bu davranışlarda bulunmuyor ise karşındakinin de bulunmasına anlam veremez.
Eğer herkeste bahsettiğiniz gibi sizde olan yaklaşım olsaydı, biz kadınlar dayak yer dayağı hakedecek ne yaptım? Aldatılır, beni neden aldattı neyim eksikti neyi ona veremedim? Diye düşünür başına gelen her şeyi kendine reva görürdü.
Eski kadınların dediğiniz gibi şikayet etmemesinin sebebi, toplumun suçu hep kadında aramasıydı. Eski kadınlarımız korunma yöntemini bile bilmedikleri için annelerimiz babalarımız 6-8 kardeşler.
En büyüğü, bir küçüğüne bakacak şekilde yetiştirilmişler, bir kalemi baştan bitene kadar beraber kullanmışlar, tarlada doğurmuşlar vs vs. Ben büyüklerimi gözlemlediğimde de çok sağlıklı bireyler görmüyorum demek ki onlar da çekmişler ama bunları kendileri bile farkına varamamışlar.
Ve her şeyden önemlisi, bir başkası tarlada doğurur, 4 tane doğurur nazlanmaz şikayet etmez, bir tanesi özel hastanede bir tane doğurur ama onun için çok zorlu geçer.
Doğum, annelik, eşlik bunların hepsi kişiye özel durumlar. Hepimiz biriciğiz, hiç birimizden bir başkası gibi aynı şeyleri yaşamamız beklenemez.