Kzlar buras da bizim Geyik sohbet yerimiz olsun

Sonra Ankaraya adetime yakın ateş ölçmeye başladım ve son bir hafta ateşim diğer aylara göre daha yüksekti. Ben yinede adetimi geçmesini bekledim. Normalde 26 günde bir adet oluyorum. Ama 28 olduğu da olmuştu onedenle 29. güne kadar bekledim, ateşimde düşmeyince test yaptım ve çok şükür çift çizgiyi gördüm. Ertesi gün kan testine gittim değerim 78,97 idi. Doktor normal dedi ama korktum yinede. Bugün tekrarladım testi ve değerim 169,11 olmuş Rabbime şükür. Şekerim yüksek çıktı o biraz tedirgin etti beni doktor haftaya şeker yüklemesi yapalım yüksek çıkarsa kontrol altına almamız gerekir dedi. Akşam kendi doktoruma gideceğim bakalım ne diyecek. İnşallah sağlıkla devam eder hamileliğim ve bebeğime sağlıkla kavuşurum. Dualarınızı eksik etmeyin. Allah tez zamanda szlere de nasip etsin.

cnmcm ne mutlu sana tebrik ederim.hayırlısıyla kucağınada alırsın inşallah:nazar:darısı bizlere olsun:Saruboceq:
 
amaaaaaaannn harika bu yaaaaa tebrik ederim kaç ay olmuştu senin istiyodun ve tedaviylemi oldu canım
 
Belirtilere gelinceeee. 10 aydır her türlü belirti hisseden ben bu kez pek birşey hissetmedim. Gerçi o kadar çok misafirim oldu ki bu ay belirti düşünmeye fırsatım kalmadı. Göğüslerim dolunlaştı ama öyle çok ağrı, sızı olmadı. Sadece zaman zaman hafif ağrılarım oldu o kadar ki diğer aylar dokunamadığım zamanlar olurdu. Göğüslerimin kahvereni kısımlarında minik kabarcıklar oluştu (daha önce klomen bir kist yapmıştı o zaman da olmuştu böyle, yine kist oldu diye çok korktum), kasıklarımda batmalar oldu özellikle ani hareket edince. sahudan sonra çok üşüyordum, ayaklarımı ısıtamıyordum, sırtım üşüyordu. Bazen de sıcak basıyordu, ayaklarımın altı yanıyordu terliksiz geziyordum fayansların üstünde. Akıntım vardı ama diğer aylardan tek farkı biraz daha sıvıydı (su gibi), çok değildi ama. Belirtilerim çok belirgin değildi kızlar adet olacakmışım gibiydi hep. Ama Rabbim nasip etti bebğim sürpriz yaptı çok şükür inşallah hayırlısıyla doğduğunu, büyüdüğünü de görürüz.
 
cnmcm ne mutlu sana tebrik ederim.hayırlısıyla kucağınada alırsın inşallah:nazar:darısı bizlere olsun:Saruboceq:

amaaaaaaannn harika bu yaaaaa tebrik ederim kaç ay olmuştu senin istiyodun ve tedaviylemi oldu canım

Teşekkür ederim kızlar darısı başınıza. 11. ayımdı bu ay canım doğal yoldan oldu çok şükür.
 
hımmmmm şimdi düştü benim jeton sen sucuğu xara için istiyon hamiş diyeeeeeee
bildimmi CADIARZU :uhm:
 
slm.2009 agustos annelerinin topicinde okudum çok hoşuma gitti.

Bir babanın anneleri kıskandıracak itirafları…

--------------------------------------------------------------------------------

“HAYALLER GERÇEK OLMAZ!”

Elime alıp göğsüme yatırdığım şey, topu topu 51 santimetreydi. “İşte” dedim, kendi kendime “Hayal ettiğin şey bu”... Kafasını göğsüme yaslayıp, kımıl kımıl kımıldıyordu. O sırada başka bir faaliyet göstermemişti. Hatta bir süre sonra uyuyunca, kımıldanmaları da sona erdi. “Yaşıyor mu hala?” diye nefesini kontrol etme ihtiyacı duymuştum. Kızım ilk kez göğsümde uyuyordu. Uzun süredir baba olmayı hayal eden bir erkek olarak, hayallerimin gerçek olduğunu hissetmiştim, hatta emindim.


İtiraf edeyim, sonraları zaman zaman “ben bunu mu hayal ettim be?” dediğim zamanlar da oldu. Örneğin, hayal ettiğim şeyin gazını çıkartması için benim yardımıma da ihtiyacı yoktu (hatta gazı bile yoktu) ... Günde 20 kere altının değişmesi de gerekmiyordu. Hayallerimde uykusuzluktan gözlerimin yanması, neden ağladığını bilmediğin bir yaratığın ciyak ciyak kulaklarımı parçalaması ve benim bu duruma çare bulamamam, gibi bir durum hayallerimin hiç bir köşesinde yer almıyordu.


Mendebur, karımı da elimden almıştı. Ne zaman kafamı çevirsem annesinin memesinde “Cokur cokur” emiyordu... Emmediği zamanlarda ise gazını çıkartmak veya altını değiştirtmek için benim kucağıma geliyordu. Benim görevlerim bittiğinde, tekrar annesinin kucağına geçip, emmeye kaldığı yerden devam ediyordu. Tam karımla baş başa kaldım dediğim anlarda içerden “Haydi hemşerim acıktım!” veya “Altıma yaptım, ilgilenen yok mu?” anlamına gelen ciyaklamalar geliyordu. Eşim de “Hooop!” yavrusunun yanına tabii ki...


Ben, güzel bir ilişki yaşayan karımı ve kızımı dışarıdan seyrediyordum sadece... Ha, bir de onların ayak işlerini görüyordum, biteviye...


Evet anlamıştım artık “yalnızdım”!.. Bu iki kadın birlik olmuş, bana hayatımın kaç bucak olduğunu mahalle mahalle gösteriyorlardı. Baba olmak ne zordu be... “Kurduğun hayale bak, manyak herif” demiştim bir keresinde kendi kendime.


Üstelik bu küçük düşman(!) için kaygılanıyordum da... Kaygılanmak da öyle böyle değildi. Günümün büyük zamanını, onun geleceğini düşünerek, büyüyünce karşılaşacağı badireleri atlatmasını kolaylaştırmak için, baba olarak neler yapmam gerektiğini düşünerek geçiyordu. Daha kızım 1 yaşında bile değildi ve benim onun geleceğine katkılar yapmam gerekiyordu.


Baba olmanın keyifli yanlarını keşfettiğimde daha da acıdım kendime ve tüm babalara... İlk söylediği kelimenin “Baba” olması şeklinde gereksiz zaferlerin keyifleri veya hayatta kimseye yapamayacağım on bin tane şebeklikten sonra aldığım zoraki bir gülümsemeyle duyulan haz mıydı babalığın keyifli yanları yoksa... Allahım!..


HAYALLERİM BU MUYDU YAHU?

Derken kızım iki yaşlarına geldi. Ben bir süredir, her akşam ona masal anlatıyordum. En sevdiği masallar da içinde prenses ve prens olan masallardı. Ve o daima prensesle özdeşleştiriyordu kendisini. Ve bir gün o prensin kim olacağına da karar verdi: Prens bendim...


Bir anda prens olmak insana “Ne oldum?” durumu yaşatıyordu. Kızım beni “Perens” diye çağırıyordu artık. “Baba” dediğinde garipsemeye başlamıştım. Bununla birlikte, o günlere kadar en büyük müttefiği olan eşim de bir anda “Kötü cadı” pozisyonuna geçiş yapmıştı bile... Eee, her masalda bir de kötü karakter olmalı değil mi?


“SENİ SEVİYORUM BABACIĞIM!”

Vay be, baba olmak keyifli bir hal almaya başlıyordu galiba...


Birden, değişimler hızlanmaya başladı. Ufak ufak konuşmaların benim monoloğumdan çıkıp, sohbet haline gelmesi... Vizyona giren filmlere bakarken (isterse o hafta 8 Oscarlı bir film vizyona girmiş olsun) eğer bir çizgi film yoksa, canımın sıkılması... Uçurtma uçurmanın veya piknik yapmanın aslında çok da güzel aktiviteler olduğunun hatırlanması... Beraberce giyilecek kıyafetlere karar vermeler... Traş olurken kızımın “köpük operatörü” olarak bana yardım etmesi ve daha sonrasında öpücükleriyle kalite kontrolü yapıp, “Burada kalmış, burası batıyor” şeklinde rapor vermesi vs.vs.vs...

Bu yazı giderek kızımla ilgili yaşadığım güzelliklere doğru kayıyor galiba... Eyvah!.. Şimdi yer sınırlamasının ne kadar da can sıkıcı bir şey olduğunu anladım. Bu kadar kısa bir yerde ben nasıl baba olmanın ne kadar keyifli, ne kadar yeri doldurulamaz, ne kadar da “ne kadar bir şey” olduğunu anlatabilirim...

Kızım şu anda dört yaşında. En az 7-8 aydır haftasonu sabahları elinde çorabı ve hırkasıyla odama gelip, beni uyandırıyor (güne güzel bir başlangıç)... Anneyi uyandırmamaya çalışarak salona geçiyoruz (parmak ucu modu)... O günkü kahvaltıda krep mi omlet mi yemek istediğini söylüyor (lezzet)... O yumurtaları kırıyor ve karıştırma işlerini hallediyor, ben de ateş gereken yerleri hallediyorum. Sofranın hazırlanması tamamen ortak (işbirliği)... Anneyi kaldırıp, hep beraber kahvaltımızı yapıyoruz (iyi koca ve iyi evlat)... Annenin yoğun çalışması gereken bir haftasonu ise toplanması gereken masayı anneye bırakıp dışarı çıkıyoruz (uyanıklık)... Güzel bir tiyatro veya film bulup izliyoruz (sanatsal aktivite)... Karnımız acıkmışsa bir “bolkepçe aşevi” bulup, karnımızı doyuruyoruz (tutumluluk)... Gündüzü bir şekilde sonlandırıp evimize geri geliyoruz (kürkçü dükkanı)... Deliler gibi oyun oynuyoruz (dinlenme)... Annenin yaptığı süper leziz makarnalar eşliğinde, güzel bir çocuk filmi izleyip, koltukta uzanıyoruz (miskinlik)... Kızımın uyku saati geldiğinde odasına geçiyoruz ve ona bir hikaye kitabı okuyorum (edebiyat)... Uyku modundan çıkıp tekrar azma moduna geçme denemelerine, baba olarak karşı koymaya çalışıyorum (otorite denemesi)... En sonunda onu öpüp iyi geceler diliyorum. Ve beni yanaklarımdan öpüp üç kelime söylüyor: “Seni seviyorum babacığım”...


Evet sahiden de hayaller gerçek olmuyormuş. Çünkü, ben böyle güzel bir şeyi hayal etmeye bile cüret edemezdim...


Haluk Baylan
haluk@netatolye.com

Anne Olunca Anladım - BİR BABANIN ANNELERİ KISKANDIRACAK İTİRAFLARI…
 
slm kızlar nasılsınız bugün tam 30.haftam inşallah kavuşmakta nasip olur yazemuszemus:Saruboceq:
 
X