- 4 Şubat 2019
- 3.880
- 8.632
- Konu Sahibi socialscientist
- #1
Merhabalar,
Bu konuyu ifşa olma korkusuyla açmayı erteliyorum ne zamandır. Bugün çok bunaldım, dertleşmek istedim.
Evliyim. Yakın sayılabilecek bir zamanda babamı kaybettim. Bana göre, aramızda çok özel bir bağ vardı babamla.
Vefattan sonra hemen iş ve şehir değiştirmek zorunda kaldım. Eşimle de zaman zaman ayrı kalıyoruz bu sebeple.
Yani evlilik, yeni iş(çok stresli bir iş) , babamın kaybı, yeni şehir derken baya zor zamanlar geçiriyorum.
Hepsini olgunlukla karşılamaya çalıştım. Hayat böyle, hayat devam ediyor gibisinden hep ayakta durmaya çalıştım. Belki de zorunda kaldım çünkü annem çocuk ben ebeveyn gibi bir şey olduk.
Annem zaten olgun bir kadın değildir. Babamın kaybını da metanetle karşılayamadı ne yazık ki. Ona ilk söylendiğinde beni suçladı. Ben iş için uzağa gitmek istediğim için ölmüş, evlendiğim için dayanamamış vs vs. Ben yetişememişim... Bunlar doğru değil biliyorum çünkü babam annemin aksine çok makul bir adamdı, ve hayalimi gerçekleştirdiğim için benimle gurur duyuyordu. Ama yine de içime oturdu tabi. Devam eden günlerde çığlıkla ağlamalar vs.. (tahammülüm yok bu şekilde acısını bağıra bağıra yaşayan insanlara. Bu şekilde düşünmemin sebebi de annemin tarafı her acıyı böyle senelerce sündüre sündüre yaşar sanırım doldum artık) neyse ben ağlayamadım bile milleti sakinleştirmekten.
Ben kısa bir süre sonra yeni işim için başka şehire gittim. Ama annem hayatında hiç bir işi (fatura ödemek, banka işi, kasaba gitmek) kendi halletmeye alışmadığı için çok zorlanıyor ve sürekli işini başkalarına halletirmeye çalışıyor hiç kendisi denemiyor. Ben de uzaktan yetişemiyorum ve aklım hep onda. Faturalarını falan ben hallediyorum zaten ama uzaktan halledemeyeceğim şeyler de var. Maaşını çekemiyor mesela birinden istiyor, vergi dairesinde bir iş var diyelim beni arıyor socialscientist sen ordan yapamıyor musun benim adıma diyor(gece 11lere kadar çalışıyorum ben, zaten kendisini istiyorlar yani yapamam) gibi gibi.
Mesela müşteri hizmetlerini arayıp işini halledemiyor. Ben arayınca hattın yasal sahibini istiyorlar. Annemi arayıp söylüyorum bozuluyor.
Bir de günde 7 kere falan konuşuyoruz. Aşırı evhamlı. Ben de idare etmeye çalışıyorum ama çok zor yani.
Mesela sabah arıyor kalktın mı, sonra mesai saati başlayınca gittin mi diye mesaj, sonra akşam merak etmesin diye geç çıkacağım yazıyorum. Tamam haber ver, yalnız kalma falan yazıyor. Zaten stresliyim, bitmişim yani bu mesaj bana anlamsız geliyor haksız mıyım? Neyse çıkınca haber veriyorum. Eve gidince bir daha arıyor. E üstümü değişiyorum kendime yemek hazırlıyorum falan işim var yani daha duşa gireceğim. Neyse yatarken yatmıyor musun/eşim yanımdaysa yatmıyor musunuz...
Küçük bir örnek anlatıp iyice uzatmadan bitereceğim. Bu sabah beni aramış duymamışım. Lavabodaydım. Eşim de duymamış kahvaltı hazırlıyordu. Saat 9.30 falan. Neyse eşimi aramış baktım içeriden sesleri geliyor. Ama nasıl panik bir ses aman allahım... Bana mesaj atmış cevap vermemişim, aramış açmamışım. Çok merak etmiş. (erkek anası yapınca sövüyoruz burada). Bir de telefonda hep şu yemeği şöyle yap, şunu pişir, pazardan bunu al. Evini temizle, evini düzenli tut, ütünü yapmadın mı ütünü yap, eşimden için salona sokma dağıtır öyle alışmışş, istisnasız hep bunları söylüyor.
Daha neler neler varda sordukça anlatırım artık milletin gözleri kanamasın.
Neyse bir müddet sonra yurtdışı görevine gitmem gerekecek. Uzun bir görev. Ben ülke dışındayken nasıl göz kulak olacağım anneme? Hep bunu düşünüyorum. Gerçekten acımı yaşayamadım hanımlar bunları düşünmekten. Kendimi sıkıp duruyorum.
(Not: annem 60 yaşında. Fiziksel hiç bir sorunu ve rahatsızlığı yok. Yapamam dediği şeyler bilmediği ve öğrenmeye çalışmadığından. Atm'den para çekemez mesela. Kaç kere gösterdim. Gidip çekmez ama)
Bu konuyu ifşa olma korkusuyla açmayı erteliyorum ne zamandır. Bugün çok bunaldım, dertleşmek istedim.
Evliyim. Yakın sayılabilecek bir zamanda babamı kaybettim. Bana göre, aramızda çok özel bir bağ vardı babamla.
Vefattan sonra hemen iş ve şehir değiştirmek zorunda kaldım. Eşimle de zaman zaman ayrı kalıyoruz bu sebeple.
Yani evlilik, yeni iş(çok stresli bir iş) , babamın kaybı, yeni şehir derken baya zor zamanlar geçiriyorum.
Hepsini olgunlukla karşılamaya çalıştım. Hayat böyle, hayat devam ediyor gibisinden hep ayakta durmaya çalıştım. Belki de zorunda kaldım çünkü annem çocuk ben ebeveyn gibi bir şey olduk.
Annem zaten olgun bir kadın değildir. Babamın kaybını da metanetle karşılayamadı ne yazık ki. Ona ilk söylendiğinde beni suçladı. Ben iş için uzağa gitmek istediğim için ölmüş, evlendiğim için dayanamamış vs vs. Ben yetişememişim... Bunlar doğru değil biliyorum çünkü babam annemin aksine çok makul bir adamdı, ve hayalimi gerçekleştirdiğim için benimle gurur duyuyordu. Ama yine de içime oturdu tabi. Devam eden günlerde çığlıkla ağlamalar vs.. (tahammülüm yok bu şekilde acısını bağıra bağıra yaşayan insanlara. Bu şekilde düşünmemin sebebi de annemin tarafı her acıyı böyle senelerce sündüre sündüre yaşar sanırım doldum artık) neyse ben ağlayamadım bile milleti sakinleştirmekten.
Ben kısa bir süre sonra yeni işim için başka şehire gittim. Ama annem hayatında hiç bir işi (fatura ödemek, banka işi, kasaba gitmek) kendi halletmeye alışmadığı için çok zorlanıyor ve sürekli işini başkalarına halletirmeye çalışıyor hiç kendisi denemiyor. Ben de uzaktan yetişemiyorum ve aklım hep onda. Faturalarını falan ben hallediyorum zaten ama uzaktan halledemeyeceğim şeyler de var. Maaşını çekemiyor mesela birinden istiyor, vergi dairesinde bir iş var diyelim beni arıyor socialscientist sen ordan yapamıyor musun benim adıma diyor(gece 11lere kadar çalışıyorum ben, zaten kendisini istiyorlar yani yapamam) gibi gibi.
Mesela müşteri hizmetlerini arayıp işini halledemiyor. Ben arayınca hattın yasal sahibini istiyorlar. Annemi arayıp söylüyorum bozuluyor.
Bir de günde 7 kere falan konuşuyoruz. Aşırı evhamlı. Ben de idare etmeye çalışıyorum ama çok zor yani.
Mesela sabah arıyor kalktın mı, sonra mesai saati başlayınca gittin mi diye mesaj, sonra akşam merak etmesin diye geç çıkacağım yazıyorum. Tamam haber ver, yalnız kalma falan yazıyor. Zaten stresliyim, bitmişim yani bu mesaj bana anlamsız geliyor haksız mıyım? Neyse çıkınca haber veriyorum. Eve gidince bir daha arıyor. E üstümü değişiyorum kendime yemek hazırlıyorum falan işim var yani daha duşa gireceğim. Neyse yatarken yatmıyor musun/eşim yanımdaysa yatmıyor musunuz...
Küçük bir örnek anlatıp iyice uzatmadan bitereceğim. Bu sabah beni aramış duymamışım. Lavabodaydım. Eşim de duymamış kahvaltı hazırlıyordu. Saat 9.30 falan. Neyse eşimi aramış baktım içeriden sesleri geliyor. Ama nasıl panik bir ses aman allahım... Bana mesaj atmış cevap vermemişim, aramış açmamışım. Çok merak etmiş. (erkek anası yapınca sövüyoruz burada). Bir de telefonda hep şu yemeği şöyle yap, şunu pişir, pazardan bunu al. Evini temizle, evini düzenli tut, ütünü yapmadın mı ütünü yap, eşimden için salona sokma dağıtır öyle alışmışş, istisnasız hep bunları söylüyor.
Daha neler neler varda sordukça anlatırım artık milletin gözleri kanamasın.
Neyse bir müddet sonra yurtdışı görevine gitmem gerekecek. Uzun bir görev. Ben ülke dışındayken nasıl göz kulak olacağım anneme? Hep bunu düşünüyorum. Gerçekten acımı yaşayamadım hanımlar bunları düşünmekten. Kendimi sıkıp duruyorum.
(Not: annem 60 yaşında. Fiziksel hiç bir sorunu ve rahatsızlığı yok. Yapamam dediği şeyler bilmediği ve öğrenmeye çalışmadığından. Atm'den para çekemez mesela. Kaç kere gösterdim. Gidip çekmez ama)
Son düzenleme: