çıktığın kapıyı çok sert kapama diye bir söz vardı o hesap olmuş :) ne olursa olsun insan ailesiyle o derece ters düşmemeli, sırt dönmek sorun oluyor.Bence hayatinizda birtakim bosluklar var. Tam tatminlik yasamiyorsunuz ve o sebebten bu konuya takmissiniz gibi geldi bana.
Ayri eve tasinmak bence özgürlestirmiyor. Tersine daha fazla sorumluluklar biner insana.
Benim bir akrabamin oglu ailesine sizinle yasamak istemiyorum deyip ayri bir ev tutmustu.
Yarim sene gecmeden daha pisman olup geri dönmek istedi. Bu seferde ailesi onu artik istemedi.
Ama tabi karar sizin.
Eger ani verilmis bir karar degilse ailenizle acikca konusun.
tatil iyi fikir aslında. tek başıma kaçsam bir yerlere, gerçekten o zaman daha iyi anlayabilirim belki bu isteklerim konusunda kendimi.Yani nasıl biri olduğunuza bağlı, ben mesela evim pis olsun diyemiyorum. Hem okula gidip hem çalışıp hem ayrı eve çıkmıştım. Maddi olarak bir sorunum yoktu ama gelir gider ev temizlemek isterdim. Yemek yapmak falan derken gerçekten zor oluyor. Tabii siz okumuyorsunuz. Bir de biriyle ev paylaşmak yapamayacağım bir şey benim. Gerçekten bir kere bir hareketine sinir olunca her şeyi batıyor insana, hele ki stüdyo daire asla. Siz kendinizi daha iyi bilirsiniz tabiiBu yalnız kalma isteğinizi ara ara tatillere çıkarak falan da giderebilirsiniz sorun sadece buysa
işte denemek konfor alanını terk etmek ya hani. ona cesaret edemiyor insan. ya hep ya hiç gibi. çok fazla masraf. ha yapar mıyım, yapabilirim, eğer beceremezsem de ailemin bana sırt dönmemesi için, ayrılırken iyi ayrılırım.Denemeden tum bunlari bilemezsiniz. Yaparsaniz en azindan denemiş olursunuz? Yapamazsaniz aileniz sizi bir daha istemeyecek degildir saniyorum.
Bir de bizde ayri eve evlenmeden cikinca sanki ailesini istemiyor, problemi var gibi algilaniyor ki siz de ailenizi ne kadar sevdiginizi cok kez belirtmissiniz. Ayri ev aileyi sevmemek degildir bir ihtiyactir ve illa evlilik gerektirmiyor.
hayır düzenini bana güvenerek ya da ben istedim diye bozmadı. düzen zaten bozuktu. bizim o düzende mutsuz olmamız etkilemiştir tabii kararını. maddi anlamda en çok annem sömürülüyordu. en çok onun iyi niyeti suistimal ediliyordu. boşandıktan sonra bizimle birlikte anneannemin yanına taşındı ama o evi -ki 10 seneden fazla zamandır birlikte oturduk- kendi evi gibi görmedi. şöyle söyleyeyim, biz anne ve kızları olarak sadece 3'ümüz mesela yemeğe çıkamazdık ya da kahvaltıya gidemezdik dışarı, sorun olurdu. son zamanlarda çok ciddi bir iki kavga oldu anneme de yeter dedirten.bilemedim.
mesela sen tek eve çıkmış olsaydın annen ayrılır mıydı yine de dayın ve anneannenin evinden?
düzenini sana güvenerek yada sen istediğin için mi bozdu?
onun kardeşi bir söz daha vardı,Biliyorsunuz biz de hayvanlar aleminde memeli hayvan sınıfına dahil olan canlılarız. Genelde bu sınıfta yavruya belli bir zamana gelene kadar annesi tarafından bakılır ve sonrasında canlı kendi yaşam mücadelesi içine girer. İnsan içinde içgüdüsel olarak böyledir.
Her şey bu kadar basit aslında, bazen çok komplike durumlar içine sokuyoruz kendimizi insanlar olarak. Bence bir insanın ergenlik çağını atlattıktan sonra, yani 18-19 arası, artık kendi hayatının şeklini kendisinin çizmesi gerekiyor. Yabancı ülkelerin çoğunda da durum böyle ama özellikle bizim ülkemizde insanlar evlenmeden aile evinden ayrılmamalı gibi bir düşünce yapısı söz konusu.
Tekne limanda güvendedir ama teknenin amacı bu değildir.
Benim çok sevdiğim bir söz :)Umarım hayatınızda istediğiniz şeyleri gerçekleştirebilirsiniz.
o tamir işi beni baydı zaten. pandemi zamanı, yasaklar da var diye evin mobilya ihtiyaçlarını internetten aldık tabii demonte şekilde geliyor siz kurmak zorundasınız kendiniz. kitaplık aldık, masa falan aldık. kurana kadar canımız çıktı üstelik elimizde şarjlı tornavida falan da olmasına rağmen. kardeşimin masası hala yarım mesela, benim kitaplık istediğim gibi olmadı. sırf kurulumla uğraşmamak için tv ünitesini mağazadan aldık adamlar gelip kursunlar diye, herhalde internettekinden 2-3 kat daha pahalıya patladı.Biz de 3 kadınız sizin gibi bir de yeğen hemen hemen aynı travmalarla fakat kadın olarak var olmaya çalışmak çok zor. Mesela evde tamir edilecek bir şey var dışardan tamirci çağırmak zor. Arabayı park ediyorsun garaja alkolik biri tam arkana park ediyor çık çıkabilirsen. Stres oluyor insan. Tek başına hiç düşünemiyorum. Ülkede çok sorunlu insanlar var, dikkatli olmak zorundasın.
doğru. ben sadece sizlerin düşüncesini merak ettim :) içimi döktüm, belki haklısın lafını duyup biraz destek almak istedim psikolojimi rahatlatmak için...Bu yoruma açık bişey değil gibi sanki
Siz eksikliğini hissediyorsanız pekala eksikliktir
İşte yoruma açık değil derken bunu demek istedim aslında, yani sen bi eksiklik olarak hissediyosan bunu hayatında haklısındır mutlaka. Hiç o sebeplere de, onaylanmana da gerek yok ki, canın yalnız yaşamak istiyordur bu bile başlı başına bir sebepdoğru. ben sadece sizlerin düşüncesini merak ettim :) içimi döktüm, belki haklısın lafını duyup biraz destek almak istedim psikolojimi rahatlatmak için...
Bende boyle hıssedıyorum.Ama ayrı eve cıkmama aılem ızın vermıyor.merhaba kk'nın güzel ve akıllı hanımları. yine bir iç dökme konusu :) malum, bir derdim var bu bölümün adı. benimki dert sayılır mı, aslında şükredecek çok fazla şeyim varken hayır. ama kafama takılıyor. genç ve bekar birinin (kadın ya da erkek demiyorum, insan olarak düşünmeli) kendi hayatını kurmamış olması sizce bir eksiklik mi?
annem ve kardeşimle yaşıyorum. belki eski konularımdan anımsayanlar vardır, biraz daha kalabalıktı ailemiz sonra annem ben ve kardeşim olarak ayrı bir eve geçme kararı aldık ve taşındık. annem de ben de çalışıyoruz annemin kendi işi. ben de maaşlı çalışanım. işim iyi mi? eh, geleceği parlak bir iş. istesem dışarıdan ek işlerle daha fazla kazanmama imkan veriyor. pandemi döneminde çalışıyor olmak ayrı bir nimet bir açıdan bakınca. şükür.
ben 27 yaşındayım, gelecek ay 28 olacağım. evlenmek ufukta yok şu an için. hiçbir zaman yuva kurayım meraklısı da olmadım açıkçası. annemle babamın evliliği ve boşanması sayesinde zaten bu fikre bir tık daha uzağım.
sanki hayatımı hiç yaşayamamış ve 20'li yaşlarım bomboş tükenmiş gibi hissediyorum. başkasının evinde kalmam, başkası evime gelmez, tek başıma tatile çıkmam, aslında yalnız kalmayı çok sevmeme rağmen hep ailemle yaşadım. diyorum ki artık bir bireyim, elim para görüyor, ekmeğimi kazanıyorum. ailem başımın tacı, derdim onlarla değil derdim kendimle. hep hayatımda ya anneanne ya da anne otoritesi inceden kendini hissettirdi. hiç diklenmedim, hiç kafa tutmadım, hiç saygısızlık etmedim, hiç merakta bırakmadım. hep onlarla yaşadım ama ne kadar kendim olabildim ki? içimde hep tek başıma bir eve çıkıp kendi ayaklarımın üstünde durma isteği var ama cesaret edemiyorum. evimde hep bir gürültü... ayrı odam falan var ama sanki hiç kendime ait bir alanım, huzur payım yok gibi hissediyorum. taşınacağımız zaman mesela saçma sapan bir semte taşındık annemin işine çok uzak olmasın diye. halbuki ben daha başka yerlerde oturmak istiyorum, daha güzel, daha nezih yerler istiyorum. kiracıyız, eşek yüküyle kira ödüyoruz. bunalıyorum böyle, şu an olduğu gibi geliyorlar bana bazen. kapana kısılmışım gibi geliyor. bu ne biçim özgürlük diyorum. her zaman pratik çözümler üretebilen bir insan oldum ama artık ufak sorunları bile büyütüyorum. yeter diyorum. artık o çözümleri de üretemiyorum.
bugün mesela bir kadın şarkıcının röportajını dinledim, 34 yaşında iyi para kazanan biri. sonuçta yani. ben olmaktan, bağımsızlıktan, özgürlükten hatta insanları cinsiyetleriyle değil direkt kendi benlikleriyle falan kabul etmekten bahsediyordu. farkındalığı çok yüksek biri. hani bilmiyorum aileyle yaşıyor olmak, tek başına olmamak sanki insana kendini hala çocukmuş gibi hissettiriyor. özgüvensizlik mi oluşturuyor anlayamadım. moralim bozuk, yüzüm asık annem ısrarla soruyor neyin var neyin var diye. sorup durma diye tersledim kadıncağızı. sanki bu evde istediğim gibi yüzümü asıp bu akşam da canım sıkkın modunda odamda kendi halimde oturmak da yasak gibi hissediyorum.
bilmiyorum hanımlar sanki zaman geçiyor, hayat bitiyor ama ben hep aynı yerdeyim gibi. son 1 sene zaten herkesin yaşamından çalındı. böyle mi devam edecek? dedim ya semti sevmedim, yeni de taşındık ama bu eve. aileme burdan taşınalım, sevmedim demek istemem. bundan sonraki taşınmam olsa olsa kendi evime, kendi düzenime olur herhalde diye düşünüyorum. kimseyi sürüklemeye hakkım yok ki sonuçta. annem ne istersek yapıyor, allah başımdan eksik etmesin. ama ben böyle hissediyorum, dedim ya kendimle alakalı diye...
hani bilmiyorum aileyle yaşıyor olmak, tek başına olmamak sanki insana kendini hala çocukmuş gibi hissettiriyor.
düşünmemeye çalışıyorum ama takıyor işte insan. 2 kişi tanıyorum, rezidansta oturuyorlar,
estağfurullah kaale almamak olur mu :) kaale almak için konu açtım zaten bakalım hangi farklı sesler çıkacak bu düşüncem hakkında diye.şimdi buraya kadar okuduğumda bağımsızlık isteği diye düşünmüştüm
ama bunu okuyunca biraz bu modern dizi hayatlarına özenme mi var
yani benim aklıma gelen ayrı eve çıkma düşüncen rezidansta değildi
aksine işine yakın en ucuz yaşamı sunan olağan bir mahalledeki olağan bir daire idi
ya da bu şehirde öğrenci semti var mesela 1+1, 2+1 eşyalı evler var ama bildiğin apartmanlardan oluşuyor öyle lüks bir artısı yok
sen işten geleyim spora gideyim, oradan kafeye geçeyim vs diye düşünüyorsun galiba
ha bu da olur ama sanki biraz pandemi bunalmışlığının, o ışıltılı hayatlara özenmenin bir yansıması gibi
kulelere kapatılmış yaşamlar olarak da değerlendirmek lazım esasen, market online, her türlü tamirat vs zaten rezidanstan, spor, eğlence vs de orada
yani sana yaşamını burada konumlandır diyor
evet bir yerden bakınca çok konforlu, yolda zaman kaybı yok, her istediğin elini altında ama insan çevren daralıyor, hep aynı tarz insanlarla oluyorsun
(tamam, ben iyice yaşlandım, sen kayle alma beni, yolun açık olsun)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?