- 3 Mart 2025
- 346
- 402
- 18
- 42
Ben bunu kendi evliliğimde çok düşündüm.İnsanlar neden çocuklarının huzurunu bozacak şeyler yapıyor anlamıyorum. Düşünemiyorlar mı acaba “ben bunu yaparsam, bunu söylersem gelin/damat alınır, hoşuna gitmez bu sefer benim çocuğumla sorun yaşarlar huzurları kaçar” diye neden düşünmüyorlar acaba…
Hatta 2 erkek çocuk annesiyim, bende mi öyle olacağım diye çok korkular yaşıyorum dönem dönem.
Bence evlatlarına olan bağımlılıktan kaynaklı.
Gözleri görmüyor hiç bir şeyi.
Benim kayınvalidem sorunlu bir insan gerçekten.
Eşim de bunun çok farkında.
Ben elimden gelen iyi niyeti gösterdim hep, her şeylerine elimden geldiğince de koştum.
Bir eltim var, benden çok önce evlenmiş, o benden beter şeyler yaşamış.
O da örnek oldu bana, ne yapmamam gerektiği konusunda ve ne kadar sınır koymam gerektiği konusunda.
Koyduğum sınırlara rağmen yeri geldi beni kendi evinde yok saydı, yeri geldi tüm geniş ailenin oturduğu sofrada beni yok saydı.
Ha ben pabucuma bastırmam, yok sayanı doğmamış sayarım, o kadar da inatçıyımdır ve belli ederim tavrımı.
Ama gelinen nokta, ben tamamen koptum onlardan, duygusal bağım kalmadı.
Eşimin durumları anlaması, aslında benim art niyet beslemediğimi, saygı duyulmak istediğimi anlaması çok zaman aldı.
İlk 5 sene anlaşılmak ile mücadele verdim, bir gün anlamıyorsan çık hayatımdan sana da ihtiyacım yok zaten dedim.
Bir o zaman toparladı kendini, aslında konunun annesi olmadığını anladı, konu eşin destek vermesi.
Yapılan ve söylenenleri görmesi, bir dur demesiydi.
Onu anladı ama annecilik var ya ruhunda, bunu yenemedi.
Oturduğumuz semtten taşınmaya karar verdik 2. hamileliğimde, annemin oturduğu semte geleceğiz.
Yapmadığını bırakmadı kayınvalidem, ne ardımdan konuştuğu kaldı ne önümden.
Bende eşime anlatıyorum durumu anlamıyor, haklı buluyor, boşver diyor.
Attım kapının önüne, git dedim annene istemiyorum bana destek olmayan kocayı.
Annene git ve onda kal ve benim seni attığımı boşanacağımı söyle ve annen demezse sana "ben sana demiştim oğlum bu evlilikten hayır gelmez, bu kadından sana eş olmaz" diye benim adım Cihandan değil dedim.
1 gün kaldı annesinde, ertesi gün evin önünde araba içinde yatmış, bir sonraki gün geldi kapıya, haklısın özür dilerim diye.
Bu bizim kırılma noktamız oldu zaten.
Anladı aslında benim derdim ne anası ne babası, iki tatlı dil bir güler yüz ile ben yaşarım.
Ne kimseden beklentim var, ne de kimsenin beni poh pohlamasına ihtiyacım var.
Tek derdim huzur.
Onu da vermiyorlar zaten, ayda yılda bir görüşüyoruz, yetiyor herkese.
Ama çocuklarım mesela çok sever babaannelerini ve dedelerini, ben de cesaretlendiririm onları bu konuda.
Bilinçli bir insanım, ama benim gözümde hiçler.
Ona rağmen tatillerde çocuklarımı kalmaları için gönderirim onların evine (aynı şehirde olmamıza rağmen).
Ben gitmem evlerine, çok ayda yılda bir, işte bayram olucakta anca.
Bana davet etmem, kıymet bilmeyenlere benim evimde yer yok.
En son eşim dedi maç izlemeye çağırayım babamı, gelsinler yemek yeriz.
Dedim beni sokma bu strese, hiç dedim içimden gelmiyor.
Sen istersen al çocuklarını istediğin zaman git onlara, istediğin kadar dur, hiç rahatsız olmam.
Çocuklar için iyi bile olur, ama eve çağırma, yeter salak yerine konduğum, bu kadar saygının bitmesi hiç iyi birşey değil dedim.
O günden beri teklifte etmez.