- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.557
- 598
Evet beni çok iyi anlamışsınız ve çözmüşsünüz. Yaşım küçük değil. 34 yaşındayım. Önceden bu kadar sorun etmiyordum bu durumu. Ama yalnızlaşınca içimde bi boşluk oluştu. Tarif edemediğim bir bunalma hissi. Pandemi süreci de bunu destekledi. Sorunlarımın yüzeye çıkmasını sağladı. Kendimi dinledikçe bir yerlerde problem var nedir diye sorguladım. Bu yaşima kadsr tek başıma tek bir karar bile alamadığımı farkettim. Mutlaka etrafımda beni yönlendirecek destekleyecek kişiler bulundurdum. Hata yapmaktan korktum. Birey olamadım. Ben sorunum bağımlı kişilik olmamdan kaynaklandığını düşünüyordum. Bunun özü de histriyonik durummuş aslında. O kadar saçma sapan şeylerle kendi değerimi ölçüyorum ki.
Güzel bir sonuç ortaya çıkardığımda evet içsel olarak tatmin oluyorum ama kameralara oynamak o konuyu benim için çok daha keyifli hale getiriyor.
Bi de madalyonun diğer yüzü var. Birileriyle sorun yasayıp ters düşersem hatayı kendimde arıyorum. Asla kendime iyi davranmıyorum. Çünkü başkaları daha iyisini bilir diye bi algı var zihnimde.
Umarım Ben de bir an önce duygusal ve psikolojik olarak ayakları yere sağlam basabilen biri olurum.
Sonuçta düşünüyorum. Yetiştirme yurdunda büyümüş, annesiyle babasıyla halasıyla dayısıyla hiç tanismamis insanlar var. Onlar ayakları yere gayet nasıl güçlü basıyor diye hayret ediyorum. Çok iyi yerlere gelebiliyorlar. Kimseye ihtiyaç duymadan mutlu olabiliyorlar. Bu durum bile benim akıl sınırlarımın dışında. Bir insan nazini çekecek biri olmadan nasıl yaşar? Sevilmeden nasıl mutlu olabilir ?
Işte olunması lazım. Biz aslında yalnız insanlarız. Yalniz doğduk yalnız öleceğiz. Işte tam olarak burası bana korkunc geliyor.
Aynı insanlar değiliz, bir yetiştirme yurdunda büyüseydiniz "Arkamda duracak kimse yok, kendim başa çıkmalıyım" diyebilir, hayatın mücadeleci yönü ile daha çabuk tanışarak insansız olmayı zorundalık olarak görüp bu yönden törpülenebilirdiniz; bir ailenin güven ve koruması altında, diğer insanlara güvenmek ve barış içinde kalmak fikri daha baskın olabilir, dış dünyada hüsrana uğradıkça mücadele fikri zamanla oluşur ya da bir süre bunun hayal kırıklığını-bocalamasını yaşayabilirsiniz. Yani "Onlar güçlüydü, ben zayıfım" diye bir durum yok, herkes neresinden, hangi mevsiminde ne zaman budandı, kim nasıl bir ağaçtı ve ne çeşit meyveler verdi bunlar farklı.
Klişe olacak ama, bir kiraz ağacı olmak isteyip kiraz meyvesi vermeye kendinizi zorlamanın, bunu sorgulayıp kendinize haksızlık etmenin manası yok; elma ağacısındır ve yapabileceğin şey de elma vermektir. Güzel bir elma vermeyi öğrenin. Sadece kiraz ağacı dolu bir bahçe, başka renk ve tatlardan mahrum tekdüze, sıkıcı bir yer olurdu.
Kusura bakmayın ama konunuzu okurken iki dakika kendisiyle ilgilenilmezse küsen, her an ilginin onda olmasını bekleyen, bilmiş bilmiş konuşan 7 yaşında bir kız çocuğu belirdi gözümdeSosyal çevremde çok sevilen çok değer gören biriyim. Sevilmeseydim durumum nasıl olurdu kestiremiyorum ama normal olup olmadığımı anlamak için size kendimden bahsetmek istiyorum.
Yakın çevrem bazen benim çok bunaltıcı olduğumu söylüyor. Son 1 senede bu yönüm azaldı ama hala var bu durumlarım.
1. . Bu zamana kadar 7 farklı yerde çalıştım. . Norm fazlalığı, , tayin vb. Sebeplerden. Her başladığım ve ayrıldığım okulda inanılmaz mutluydum. Övgü aldığım zaman çok mutlu oluyorum ve bu bütün günümün güzel ve keyifli geçmesine sebep oluyor. Bu durum benim için ihtiyaç gibi bir şey. Ancak övgü almak için bir şeyler yapıyor muyum abartılı davranislarim oluyor mu bilmiyorum. Hep mutlu ve pozitif biri olarak hatirlandim. 8 sene önce çalıştığım kurumdan bile arkadaşlarımla hala görüşüyorum.
2. Ilişkilerimin bitme sebebi hep hayal kırıklığına uğramam. Çok değer vererek başlıyorum ilişkiye ama karşımdaki kişi istismar edince resmen yıkık biri gibi dolanıp günlerce gözyaşı döküyorum. Ornek vermem gerekirse, benim arabamla okula birlikte gittiğimiz bir arkadaşım her sabah evinin önünde beni 6 dakika beklettiği için gergin bir şekilde tepkimi gösterdim ve mesafe koydum. Ama anlamadı bile beni. Sonra bir daha onu almaya gitmedim evinin önüne. Sorunları çözmek için üslubum çok heyecanlı ve hadsiz oluyor. Mantıklı ve olgun davranamıyorum. Hakli bile olsam rahatsizim demek yerine trip atarak anlamasını istiyorum. Bu yönümü çözemedim.
3. Sevgililerimle ilişkilerimin bitme sebepleri hakettigim değeri alamamak. Çok mu abartıyorum bilmiyorum ama sıcak ve damağıma yapışan taze baklava getir gelirken dediğim erkek arkadaşım bunu unuttuğu için bana değer vermediğini düşünüp, sürekli bunu test etmek için şansımı zorlamaya başladım. Zaten 3 ilişkim oldu birinde terkedildim birinde aldatildim sonuncuyu da ben terk ettim bencil olduğunu düşündüğüm için. Hayatıma alacağım kisinin bana çok emek vermesi gibi beklentilerim var. Bazen cidden b.kunu çıkarıyorum. Uyuyamazsam o da uyuyamasın falan istemek gibi.
4. Ailemle de sorunlar çok yaşadım. Ama bu konularda da her zaman ki gibi çok haklıydım. Son 10 senedir onlardan uzak şehirlerde yaşıyorum. Ve ben her memlekete gittiğimde bir araya gelelim birlikte vakit geçirelim istiyorum ama onlar hep yorgun oluyorlar. Çok trip attim zamanında ama artık tek tek görüşüyorum onlarla. Istiyorum ki ben geldim diye havai fişek patlasalar da mutlu olsam falan. Abartıyorum tabii ki. Abartmayi da çok seviyorum Her konuda.
5. Arkadaşlarımla sorun yaşarsam, en ufak sorunda kendimi çok değersiz hissedip iletişimi kesmek istiyorum. Bazen kırıcı konuşuyorum, sonra geriye dönüp haklı olduğum konularda bile kalp kırdığım için özür dilemek zorunda kalıyorum.
6. Yalniz yasayan bir kadınım. Ve evde çok canım sıkılıyor. Yaptığım değişik yemekleri, ekmek yaparsam mesela kabarmasını, kendime güzel bir sofra kurarsam onun fotosunu, ya da yeni bir kıyafet alırsam eşya alırsam onu mutlaka birileriyle paylaşmak istiyorum. Bazen kitap okurken resmimi çekip tek tek arkadaşlarıma kuzenlerime gönderiyorum. Napiyorsunuz yazıyorum.
7. Insanlara hemen ısınıp hemen bağ kuruyorum. Tehlike algılayacak antenlerim bozuk galiba. Sorulan her soruya cevap verme gibi bir özrüm var. Konuşmak istemedigim zaman geçiştiremiyorum kimseyi. Parkta mesela otururken yaşlı bir teyze bana evli misin dese, bir kaç zorlasa aldatildim diye anlatırım yani. Böyle olmak istemiyorum gerçekten.
8. Ben sosyallikten çok beslenen biriyim. Genelde hayran olduğum özellikler soğuk mesafeli herkesle bağ kurmayan ketum insanlar. O tiplere hayranlık duyuyorum onlar gibi olmak istiyorum.
Sizce ben çok mu anormalim? Eve kedi almayı düşünüyorum. Yalnizliģimla mutlu olmaya çalışıyorum. Biraz kendimi yalnız hissetsem hemen telefona sarılıp benimle uzun uzun konuşacak zamanı olan arkadaşlarımı arıyorum.
9. Aşırı samimiyetten de hoşlanmıyorum ayrıca. Samimî davranıyorum sonra sınırlarımı çizmekte zorlaniyorum.
Benim gibi olan var mi ? Histriyonik kişilik olduğumu söyledi psikoloğum.
Dipnot= zayıf noktalarımı paylaştım diye linç etmek isteyenler olabilir ama önemli olan işte kendi karanlık yanlarımızla yüzleşebilmek ve itiraf edebilmektir diye düşünüyorum. O yüzden önce aynada kendinize bakın.
Anladım. Sosyallikten hoşlanan bununla beslenen biriysem, sırf hayran olduğum için soğuk mesafeli kişileri taklit etmem özüme aykırı olur.
Sosyallikten besleniyorsam, duygusal zekami gelistirmeli , iletisim becerilerimi kuvvetlendirmeli, içimde beni insanlara karşı dolduran kısmı düzeltip, insanları olduğu gibi kabul edip, insanlara hem yakın olmak isteyip hem de mesafe koymamalıyım.
Yakınlaştıkça çevremi yoracak düşünce kalıplarımı törpülemeliyim. Çevremi yorarak ilgi bekleyerek değil de faydalı ve üretici olarak oluşturabilirim.
Gerçekten Anladim bu sefer ne demek istediğinizi. Kendimi de olduğum gibi kabullenmem lazım. Böyle yaratıldım sonuçta:)) çok tatlı ve haklıyım falan dermişim
Aslında bütün mesele kendimi tanımamam değer vermemem. Bu yönlerimi geliştirmem lazım.
Çok çok çok çok çok teşekkür ederim yorumlariniz için yordum sizi biraz ama bence değdi. Çok iyi anladım konuyu.
Siz de bu olgunluğa ve empati duygusuna ulaşmak için eminim çok şey yaşadınız tecrübe ettiniz. Ne kadar güzelsiniz. Insan sadece kalemini kullanarak başka insanların hayatına bu kadar güzel dokunabilir. Sizi çok sevdim
Sosyal çevremde çok sevilen çok değer gören biriyim. Sevilmeseydim durumum nasıl olurdu kestiremiyorum ama normal olup olmadığımı anlamak için size kendimden bahsetmek istiyorum.
Yakın çevrem bazen benim çok bunaltıcı olduğumu söylüyor. Son 1 senede bu yönüm azaldı ama hala var bu durumlarım.
1. . Bu zamana kadar 7 farklı yerde çalıştım. . Norm fazlalığı, , tayin vb. Sebeplerden. Her başladığım ve ayrıldığım okulda inanılmaz mutluydum. Övgü aldığım zaman çok mutlu oluyorum ve bu bütün günümün güzel ve keyifli geçmesine sebep oluyor. Bu durum benim için ihtiyaç gibi bir şey. Ancak övgü almak için bir şeyler yapıyor muyum abartılı davranislarim oluyor mu bilmiyorum. Hep mutlu ve pozitif biri olarak hatirlandim. 8 sene önce çalıştığım kurumdan bile arkadaşlarımla hala görüşüyorum.
2. Ilişkilerimin bitme sebebi hep hayal kırıklığına uğramam. Çok değer vererek başlıyorum ilişkiye ama karşımdaki kişi istismar edince resmen yıkık biri gibi dolanıp günlerce gözyaşı döküyorum. Ornek vermem gerekirse, benim arabamla okula birlikte gittiğimiz bir arkadaşım her sabah evinin önünde beni 6 dakika beklettiği için gergin bir şekilde tepkimi gösterdim ve mesafe koydum. Ama anlamadı bile beni. Sonra bir daha onu almaya gitmedim evinin önüne. Sorunları çözmek için üslubum çok heyecanlı ve hadsiz oluyor. Mantıklı ve olgun davranamıyorum. Hakli bile olsam rahatsizim demek yerine trip atarak anlamasını istiyorum. Bu yönümü çözemedim.
3. Sevgililerimle ilişkilerimin bitme sebepleri hakettigim değeri alamamak. Çok mu abartıyorum bilmiyorum ama sıcak ve damağıma yapışan taze baklava getir gelirken dediğim erkek arkadaşım bunu unuttuğu için bana değer vermediğini düşünüp, sürekli bunu test etmek için şansımı zorlamaya başladım. Zaten 3 ilişkim oldu birinde terkedildim birinde aldatildim sonuncuyu da ben terk ettim bencil olduğunu düşündüğüm için. Hayatıma alacağım kisinin bana çok emek vermesi gibi beklentilerim var. Bazen cidden b.kunu çıkarıyorum. Uyuyamazsam o da uyuyamasın falan istemek gibi.
4. Ailemle de sorunlar çok yaşadım. Ama bu konularda da her zaman ki gibi çok haklıydım. Son 10 senedir onlardan uzak şehirlerde yaşıyorum. Ve ben her memlekete gittiğimde bir araya gelelim birlikte vakit geçirelim istiyorum ama onlar hep yorgun oluyorlar. Çok trip attim zamanında ama artık tek tek görüşüyorum onlarla. Istiyorum ki ben geldim diye havai fişek patlasalar da mutlu olsam falan. Abartıyorum tabii ki. Abartmayi da çok seviyorum Her konuda.
5. Arkadaşlarımla sorun yaşarsam, en ufak sorunda kendimi çok değersiz hissedip iletişimi kesmek istiyorum. Bazen kırıcı konuşuyorum, sonra geriye dönüp haklı olduğum konularda bile kalp kırdığım için özür dilemek zorunda kalıyorum.
6. Yalniz yasayan bir kadınım. Ve evde çok canım sıkılıyor. Yaptığım değişik yemekleri, ekmek yaparsam mesela kabarmasını, kendime güzel bir sofra kurarsam onun fotosunu, ya da yeni bir kıyafet alırsam eşya alırsam onu mutlaka birileriyle paylaşmak istiyorum. Bazen kitap okurken resmimi çekip tek tek arkadaşlarıma kuzenlerime gönderiyorum. Napiyorsunuz yazıyorum.
7. Insanlara hemen ısınıp hemen bağ kuruyorum. Tehlike algılayacak antenlerim bozuk galiba. Sorulan her soruya cevap verme gibi bir özrüm var. Konuşmak istemedigim zaman geçiştiremiyorum kimseyi. Parkta mesela otururken yaşlı bir teyze bana evli misin dese, bir kaç zorlasa aldatildim diye anlatırım yani. Böyle olmak istemiyorum gerçekten.
8. Ben sosyallikten çok beslenen biriyim. Genelde hayran olduğum özellikler soğuk mesafeli herkesle bağ kurmayan ketum insanlar. O tiplere hayranlık duyuyorum onlar gibi olmak istiyorum.
Sizce ben çok mu anormalim? Eve kedi almayı düşünüyorum. Yalnizliģimla mutlu olmaya çalışıyorum. Biraz kendimi yalnız hissetsem hemen telefona sarılıp benimle uzun uzun konuşacak zamanı olan arkadaşlarımı arıyorum.
9. Aşırı samimiyetten de hoşlanmıyorum ayrıca. Samimî davranıyorum sonra sınırlarımı çizmekte zorlaniyorum.
Benim gibi olan var mi ? Histriyonik kişilik olduğumu söyledi psikoloğum.
Dipnot= zayıf noktalarımı paylaştım diye linç etmek isteyenler olabilir ama önemli olan işte kendi karanlık yanlarımızla yüzleşebilmek ve itiraf edebilmektir diye düşünüyorum. O yüzden önce aynada kendinize bakın.
bu mesaja bayıldım bende de biraz bu var ama sizin olduğunuz gibi değil konu sahibesiarkadaşlıklarınızda ve romantik ilişkilerinizde bu denli şımarıklıklar yapabildiğinize göre bir insanı kaybetme korkusunu gerçekten hiç yaşamamışsınız derim. bu ya hep ya hiççi tavır dünyanın kendinden sonraki kısmını pek de önemsemeyen insanlara has bir durum olsa gerek. bence esas soru neden olmalı. arkadaşlarınızı ve sevgililerinizi arkadaş ve sevgili olarak değil yönetebildiğiniz organizmalar olarak görüyorsunuz. onları yönetim yönlendirebildiğiniz sürece olumlu ama kafanızdaki çerçevenin dışında onları terk ediyorsunuz. bence yaptıklarınızın aynısını onlar size yapsa siz o insanlarla arkadaş olmak istemezdiniz. 6 dk bekletti diye arkadaşla tartışmak, baklava getirmedi diye sevgiliyle küsmek bunlar bana çok ütopik geliyor. belli ki arkadaş ve sevgililerinizle hiç gerçek bir konuda tartışma yaşamamışsınız. bu beni çok korkuturdu açıkçası. çünkü yaş ilerledikçe insanlarla kurduğumuz iletişimde daha seçici oluyoruz ama bunu baklava getirmedi diye değil örneğin kötü niyetli bir insan diye yapıyoruz. çünkü edindiğimiz deneyimler bize bunu görebilmeyi öğretiyor. siz öyle ufak detaylarda boğuluyorsunuz ki insanları gerçekten tanıyacak bir bakışınız bile olmuyordur sanıyorum.
gittikçe size benzer özelliklerim ortaya çıkıyor bende kesinlikle birşeye kızdığımda agresif bir şekilde hemen kırıldığım noktayı belli ederim karşı taraf da alttan almaz genelde ve ağzımdan bana yakışmayan şeyler çıkar ama normalde asla öyle biri değilken sinirlenince kendimi tanıyamıyorum ve bende siz gibi sonradan hakaret ettiğim için özür dilemek zorunda kalıyorum ve çoğu zaman haklı iken haksız konuma düşüyorum ve bende aynı siz gibi o konuya o an tepki vermezsem içim soğumuyo sürekli o konuyu düşünürüm aklımdan çıkmaz ve o an tepki vermezsem daha sonra zaafıma oynar tepeme çıkar karşımdaki gibi geliyor bana ulaşırmısınız15 20 dakika geçmeli biraz düşünmeliyim. Ama bu sefer de zamanında tepki vermediğim için iş işten geçmiş olmaz mı? Aslında çok haklısınız. Fevri oluyorum öyle de. Şuan da her şeye bi savunma moduna girdim farkındayım. Aslında yapmam gereken şey normalin ne olduğunu bilmek. Belki de bu şekilde kendimi törpüleyebilirim.
Mesela sağlıklı insanlar haksızlığa uğrayınca sessiz kalırlar sonra düşünüp tepki verirler.
Ben ne yapıyyorum? Susuyorum susuyorum sonra fevri fevri konuşup pişman oluyorum. Rahatsız olduğum an sakince dile getirsem düzelir mi bilmiyorum. Hiç denemedim açıkçası. Ama düşüneceğim bu konu üzerinde. Çok teşekkür ederim.
bu mesaja bayıldım bende de biraz bu var ama sizin olduğunuz gibi değil konu sahibesibu biraz da neyden kaynaklanıyor biliyor musunuz hayatınıztaki insanlar bensiz yapamaz beni bırakmaz modunda olup hor görmedkten yani arkadaşın dediği gibi kaybetme korkusu yaşamamaktan bence ikili ilişkilerinz de sizin değil daha çok karşı tarafın sizi daha çok sevdiği ilişkilerdi kendimi sizinle sadce şu konuda benzer buldum bende mesela bir olay karşısında sevgilimin benim düşündüğüm tarzda düşünmesi ve istediğim tarzada istediğim zamanda yapılması gibi gereksiz bi tavrım var mesela bişey istesem ve yapılmasa ben de siz gibi değer vermiyo diye düşünürm demek ki sallamamış derim bişey benim kafamda istediğim tarzda olmazsa ve istediğim zamanda olmazsa yüzüm düşüyor sabırsızlık huyunuz da var mı bende bu da var mesela erkek arkadaşım ben zaten alacaktım sabretmeyi bilmiyorsun tarzı çok duyarım mesela
Da birleşik. Dahi anlamında değil. SevgilerAyna da kendime bakıp gelicem bir dakika
işte bu yüzden hani anlayışlı demişsiniz yaYazdığınızın ekran görüntüsünü aldım. Tekrar okuyacağım.
"Bir insanı kaybetme korkusu yaşamak " demissiniz ya. Sanırım ben çok güveniyorum etrafımdaki insanlara. Sevme kapasitem de kısıtlı bu yüzden. Değer verme kapasitem de. Ben insanlar hayatımdan çıkınca onların kıymetli olduklarını anlayıp çok acı çekiyorum sonra tekrar sistemime alıyorum. Sağolsunlar arkadaşlarım da hep anlayışlı çıktılar.
Ama yazdıklarınızı tekrar okuyacağım. Içimde bir yerlere dokundunuz.
sizi anlıyorum benim hayatımdaki erkek arkadaşımda çok fedakarlıklar yaptı ama benim aklıma hep yapmadığı şeyleri gelir en yakın arkadışm der çocuk bak şöyle yapıyor böyle yapıyor ama gene kötü huyları ve özelliklerine odaklanırım maalesefEvet çok sabırsızım. Çok kolay telkin olurum ama kendi kendimi sakinleştirmek konusunda da çok zorlaniyorum. Beklentim yüksek oluyor duygusal ilişkilerimde. Evet çok sevildim çok fedakarlıklar yapıldı bana. Ama mutlu olamadım yine de
Neden böyleyiz peki? Ilişki bitince de dönüp arkaya bakıyorum cok haksizlik etmisim diyorum.sizi anlıyorum benim hayatımdaki erkek arkadaşımda çok fedakarlıklar yaptı ama benim aklıma hep yapmadığı şeyleri gelir en yakın arkadışm der çocuk bak şöyle yapıyor böyle yapıyor ama gene kötü huyları ve özelliklerine odaklanırım maalesef
hayatımızdayken kıymet bilemiyoruz bence daha sonradan da pişmanlık oluşuyor kaybedince değeri anlaşılıyor her şeyde olduğu gibi aslında bu insanın fıtratında olan birşey bazıları ise bununla daha kolay başa çıkıyor ve kıymet bilip küçük şeylerden de mutlu olmaya bakıyor ama bazılarıda biz gibi illa farklı birşey bekliyoruz bizi sevdiğini anlamamız için mesela ben de tam olarak sevgi sevmek nasıl birşey bilmiyorum sankiNeden böyleyiz peki? Ilişki bitince de dönüp arkaya bakıyorum cok haksizlik etmisim diyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?