hiç yapmadığım birşey yaptım.

Genel olarak haklı olduğunuzu düşünmekle beraber bazı noktalarda çok talepkar ve ince ayrıntıya kafayı takan biri olduğunuzu düşünüyorum. Mesela müzik değiştirme konusu. Ben de öne oturunca kafama göre değiştiririm kardeşim ya da babam kim varsa dursun der. Durur. Onlara fiziken her seferinde dursun diye sormam onlar söylerse söyler.

Bunu neden belirttim açıkçası keyifsizdi, konuşmadı diye belirttiğiniz noktaların aslında öyle olmayabileceğini ama sizin fazla beklentinizden ötürü size öyle gelmiş olabileceğini düşünüyorum.
 
maalesef anlattığım şekilde oldu.
attığım mesajı aslında sadece kendi içim rahatlasın diye attım çünkü ne olursa olsun ben bir insanım, ne kadar sinirlenmiş olsam da masada bırakıp gitmek, hani kendi başıma gelse herhalde aşırı kötü hissederdim. yazdığım mesaj zaten veda mesajıydı, hareketimle çelişen bi mesaj değildi.
ben masadan kalkana kadar ne hissettiğimi ona söyledim, anlattım ama hep ters tepki aldım. resmen bana saygısızlıktı ben de kalktım, napayım...
bence de öyleleri yalnız kalmayı hak ediyor.
 
yani bilemiyorum ilk kez arabada yolculuk yaptık, takılmanın gereksiz olduğu bir konu olabilir zaten bişey demedim ona bununla alakalı. müzikleri hiç beğenmedim o ayrı konu

fazla beklenti mi bilmiyorum ama ben kimseyle konuşmadan, çok özür dilerim de mal mal etrafa bakınmak için buluşmuyorum. o buluşma bana "benim burada ne işim var" diye sorgulatmamalı. görüştüğüm insanın sohbet etmesini beklemek, bu görüşmenin keyifli geçmesini beklemek gayet doğal şeyler. konuşalım, sohbet edelim dediğimde ya da sohbet başlatmaya çalıştığımda bana dik dik bakıp "ne istiyorsun wurst? anlatılacakları anlattım sana ekstra daha ne anlatayım?" dedi. yani bence bunun bana öyle gelmişlik bir tarafı yok.
 
Aynen kendi modunun dusuk oldugu gibi baskalarininda modunu dusuruyor. Yani insan hic tanimasa bile havadan sudan muhhabbet edebilir kaldi ki ilk bulusmalarda konudacak konular daha fazla oluyor yeni tanismanin verdigi şeyler. Cok degisik insanlar var gercekten ya boylesine aslinda aciklama bile yapmamak lazim duygularimizi dusuncelerimizi soyluyoruzda ne oluyo adam com farjli kafalarda umursamiyor bil. Boyle oldugunda eve gittikten sonra nosunu silmek lazim gorupte salak olsunlar gereksiz salaklar
 
Güvensiz bağlananlar yine güvensiz bağlanan kişileri çekerler, birbirlerinden etkilendikleri için hep bu “bana bunlar denk geliyor” sızlanmalarını yaşarız. Kaçınganlar için yakın ilişki zordur çünkü dediğiniz gibi ideal sevgilileri vardır, hayatlarındaki kişiler onlardan uzaklaştıklarında ideal sevgili silüeti onlara dönüşür. Yaklaştıklarındaysa sanki bir ruh bir bedenden ayrılır gibi, hayatınızdaki kişinin üzerine denk gelen o ideal silüeti uçar gider, uzaklaşır. Bu yüzden sonu hep yalnızlıktır ve ne olduğunu bile anlamazsınız,
Bu işlerden uzaklaşın o ayrı, sizin tercihiniz ama sırf ilişkilerle ilgili diye bağlanma sorununuzu boşvermeyin, kendinize odaklanın, kendinizi seçin. Güvenli bağlanmaya nasıl evirilebilirsiniz, bunun üzerinde durun, zaten siz iyileştikçe ilişkileriniz de iyileşecek
 
Cok guzel yazmissiniz bu sorunlar bende var mesela hayatimda kimse tam anlamiyla var olamiyor ne bi baslangic ne bir bitis ne hissediyorum karsiya ne hissettiriyorum hic bilmiyorum ama yalnizlik ustume yapismis gibi hissediyorum artik
 
bak mesela bunlar çok doğru söylemler oldu benim için.
bende genelde şöyle oluyor, o kişiden etkileniyor olsam bile sanki uzaktayken daha çok etkileniyor gibiyim. yan yana gelince o insan sanki gözümde bi sıradanlaşıyor. ama yan yana değilsek, telefonda ve mesajlaşırken sanki daha mutlu gibiyim. bi yandan sevdiğim kişinin yanında olmak evet hoşuma gidiyor ve yan yana zaman geçirmeye çalışıyorum. ama yan yana gelince de çok sıradan geliyor gözüme. fiziksel yakınlaşmalar çok hoşuma gidiyor o kişiyle, kendimi iyi ve mutlu hissediyorum. ama bana uzakken sanki daha büyülü gibi geliyor. en son gerçek bişeyler hissedebildiğim insanla 2 ay konuşmadığım ama sosyal medyadan takipleştiğim bir dönem olmuştu. o dönem yaptığı her paylaşım, o her yeni hikaye beni aşırı heyecanlandırıyordu. merak ediyordum acaba hayatında ne olup bitiyor diye. mesela bi video çekilmiş o da paylaşmış, küçük bir çocuğun doğum gününü kutluyorlar. o videoda gözüme aşırı tatlı gelmişti. ama benimle konuştuğu dönemler bana attığı resimlerde ve videolarda onu aslında çok da çekici bulmuyordum, bayılmıyordum. hatta hiç unutmuyorum bana gelirken attığı bi resim vardı. çok çok bayılmamıştım. geçen gün maillerimi kurcalarken rasgele o fotoğrafını buldum uzun uzun inceledim. daha çok hoşuma gitti. bu insan benim hayatımdayken en ufak bişeyde onu silip atmak geliyordu içimden. seviyor muyum emin değildim. sevsem neden bu kadar kolay vazgeçeyim ki? sonra biz yeniden konuşmaya başladık, paylaşımlarına konuşmadığımız dönemdeki gibi odaklanmaz oldum, pek bakmaz oldum. elimin altında gibiydi çünkü, yeniden konuşuyorduk, belli ki o da beni düşünüyordu. evet, gerçekten benden ne zaman uzaklaşsa o zaman sanki daha değerli oluyor gibiydi. bir de bu kişi karakter anlamında değil de maddi imkanlar anlamında kafamdaki profile çok yakındı. öyle zengin değildi tabii ama işi, gücü, kendi düzeni, yaşamı, hayatı, fazla para sorununun olmaması falan derken öyle yani...
 
peki ne yapmak lazım güvenliye biraz olsun yaklaşabilmek için?
 
peki ne yapmak lazım güvenliye biraz olsun yaklaşabilmek için?
Öncelikle “bağlanma: aşkı bulmanın ve korumanın yolları” adlı kitabı okuyun, kargo vs beklemenize gerek yok e-kitap olarak da satılıyor
En önemlisi “ilişki=atraksiyon” kafasından çıkmak. Uzakken daha çok heyecanlanmak, “acaba” sorusuyla ilişkiye daha çok bağlanmak biz güvensiz bağlananların yanlış işlenmiş duygusal döngülerinden ibaret. Daha bağlı ve daha heyecanlı hissetmemiz gereken şeyler sakin, olaysız, dramasız, sorunsuz ilişki yaşantıları. Bunları fark ettikçe zaten güvensiz hislerinize dur demeyi öğreniyorsunuz. Bahsettiğim kitapta tüm yapılması gerekenler de ayrı bir bölüm halinde yazıyor.
Bu konudaki öküzlük yapan arkadaş sizin numaranızı silince eminim bi’ “noluyoruz” diye heyecanlandınız mesela, ispatlayamam ama yemin edebilirim
Halbuki normal şekilde güvenlenen insanlarda bu olay “aa ne ayıp” cümlesiyle tezahür ediyor ve son buluyor, en fazla arkadaş ortamında “başınıza gelen öküzlükler” gibi konular açılırsa hatırlıyorlar.
Eğer dünkü görüşmeniz çok güzel geçseydi de “ya bi ısınamadım adama ://“ olacaktınız.
Bunların sonu yapayalnız bırakıyor insanları. Kaygılılar için durum daha da vahim üstelik. Farkındalığı artırıp iyileşmek gibisi yok
 
Nasıl ki adamın surat asıp konuşmaması, sizi evinize bırakmayacak olması yanlışsa sizin de ilk buluşmada iki çatal alıp yemeği bırakmanız aynı derece yanlış. Damak tadınıza uymamış olabilir o zaman uyan bir yemek seçip risk almayacaktınız en başta. Sonrasında kahve içmeye gitmeseymişsiniz keşke. Belli ki iki tarafta birbirinden çok hoşlanmamış. Herkesle iletişim tutacak diye bir şey yok elbette gayet normal. Siz çok takıyorsunuz ama bu buluşma meselelerini. Konular hep birbirine benziyor
 
Bu konudaki öküzün numaramı silmesine şaşırmadım çünkü öncesinde instagramdan silmişti. Ama o bişeyler hissettim dediğim kişiden bahsetmiştim bir önceki yorumumda. O mesela beni engellemişti iki ay sonra da engeli kaldırmıştı instagramda. Engelimi kaldırmış olması beni heyecanlandırdı, acaba neden kaldırdı diye üzerinde düşündüm hatta birkaç gün. Ha kaldırmış olması herhangi bi eyleme dönüşmedi. Kitaba bakacağım bu arada :)
 
İlk buluşma değil ikinci buluşma idi. İlk buluşmada yapmam öyle bişey
 
Çok bir şey farketmiyor aslında, hiçbir buluşmada hiç kimseye yapmamalısınız bence
Beğenmediğim yemeği birine ayıp olmasın diye yiyecek halim yok. Ha ilk buluşma olsa o riski almazdım ama bildiğim bir yemek kötü de gelebilirdi. Kaldı ki yemeğin hesabını o ödemedi, kendim ödedim. Bu durumda ayıbın a'sı bile söz konusu olamaz. Kimsenin karşısında olmadığım biri gibi davranıp sevmediğim halde sevmiş gibi yapamam. Bu bir yemek de olabilir, insan da olabilir.
 

Ben de kaygılı-kaçıngan bağlanan biriyim mesela bağlanma sistemimin harekete geçmesini çoğu zaman aşkla karıştırıyorum. Bu farkındalığı kazandım ama yine de tam amanasıyla uyguluyabiliyorum diyemem

ayrıca ben de bi noluyoruz olurdum valla doğruya doğru
 
yo yo ben sahiden noluyoruz olmadım çünkü böyle bişey yapmasını bekliyordum. hatta şöyle söyleyeyim, daha kalkıp gitme aşamasına gelmeden, yemek yeme aşamasında üst üste o kadar zıtlaşmanın olması üzerine ben "bununla son görüşmem, ben bi daha yazmam buna" diye geçirdim kafamdan hep. sonra bi anda kahvecide bulduk kendimizi ama orada kayış iyice koptu bende. kalkıp gittim, aslında geç bile kaldı benim numaramı silmekte o. önce sosyal medyadan silmiş

ama başka birisi olsaydı noluyoruz derdim tabii.

robot, ben dün o kitabı ekitap olarak aldım, telefona da uygulama indirdim okumaya başladım :) okumadıysan sen de al istersen, 22.50 fiyatı.
 
aa tamam alayım ben de teşekkür ederim. bu arada şeyi de oku kuzu Amir Levine'in bağlanma kitabını çok güzel o da.

evet gerçi şmdi sen yazınca düşündüm kafamda neticelenmiş biri ne yaparsa yapsın bağlanma sistemime çok etkisi olmuyor artık. Daha muallak durumlar çok tetikliyor beni de.
 
Ben olsam ben de kalkıp giderdim. Tamam kötü bi gün geçirmiş olabilir ama daha ikinci buluşmada birbirinizi tanımazken bunu sana geçirmesi olmamış. Hevessiz gibi. Bi de eve bırakmıcam ı nasıl söylemiş anlamadım. O kısmı da baya kötü

Onun dışında yemeği yerim yemem ona ne. Hesabi ödeyeceği için mi gerildi anlamadım
 
bahsederken tekrar tekrar gözümün önüne geliyor ya gerçekten hayatımın en kötü buluşmasıydı aşırı gerilmesi, gerçekten neye kızacağı neye ne tepki vereceğinin belirsiz olması beni inanılmaz diken üzerinde hissettirdi. bi de ben alışık değilimdir çünkü konuşkan, rahat ve enerjik biriyim ben yani genelde keyifli geçer benim muhabbetlerim, 29 yaşındayım bu yaşıma kadar sohbetimden sıkılana pek rastlamadım. konu açamayan, kendini ifade edemeyen biri hiç değilim. diksiyonum da düzgündür yani kitap okurum vs. insanları, ortamı geren biri değilimdir ben. gerçekten çok çok kötüydü ya, ne konuşacağımı bilemedim, ne desem suç çünkü, her şey yanlış anlaşılıyor, kendisi aşırı diken üzerinde zaten, bi yüzü gülmedi, onunla her şey aşırı keyifsizdi ya. hevessiz bile diyemiyorum sanki sataşacak yer arıyor gibiydi.

yemek konusunda ben de senin gibi düşünüyorum. tam tersini söyleyenler oldu mesela burada. ama yemek benim, yerim veya yemem kime ne ki. üstelik hesabı o ödemedi, cüzdana bile yeltenmedi ki bu da ayrı bi rezillik. ilk buluşmada da ödememişti, ayrı ayrı ödemiştik.

anlattıkça tekrar tekrar o ana gidip masadan kalkarken kahveyi de suratına dökesim falan geliyor ahahah
 
evet neticeye ulaşmış şeyler bende de bişey yaratmıyor.
yazın tanıştık diye bahsettiğim kişiyle ben çok fazla belirsizlik yaşadım mesela zamanında. neticelenmiş olsa, kötü bile olsa 3 gün üzülüp 4. gün hayatıma bakardım. bakamadım. tamamen belirsiz geçen 2 ayımız olmuştu hiçbir şey neticelenmemiş ama konuşmuyoruz, silmiyoruz da, bazen göndermeli bi paylaşım geliyor acaba bana mı falan diyorum. post atıyorum beğeniyor falan ahahah tam ruh hastası işi ya şimdi düşününce... sonra ben bunu sildim 2 ay boyunca hiç ses çıkmadı diye. 2 ay yazmayan insan ben silince o "noluyoruz" krizine girerek bana mesaj attı falan, silmişim diye tepki gösterdi bana. neymiş benim hislerim gerçek değilmiş, ben silerek yine "gitmiş" oluyormuşum. sonra tekrar bi konuşmaya başladık, görüşelim dedik tekrar ama görüşemedik ben de sinirlenip bi kavga çıkarıp komple bitirdim her şeyi. ya düşününce ne manyakça falan diyorum. ama bişey diyim mi ilahi adalate çok inanıyorum. şu an tam da hak ettiği bir ilişkinin içinde. boynuzlayan eski sevgilisine dönmüş. benim gözümde bir ilişki ihanet yarası aldı mı o işten hayır gelmez. eminim şu an en ufak bi olayda deli gibi şüphe içine girip tekrar ihanete uğrama korkusu yaşıyordur. ben çok ah ettim hislerimle oynadığı için ve hakkımı da helal etmedim. ilahi adalete devrettim. yaşasın şimdi ne yaşıyorsa.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…