gerçekten objektif anlattım. çünkü objektif olmazsam buradaki yorumların da bir anlamı olmaz. hatta kalkıp gittikten sonra kendimi kötü hissettim, empati yaptım ve bu yüzden ona yazdım. ha şimdi diyorum hak etmemiş o mesajı, yazmasaymışım hiç. tamam benim başkalarıyla da enerjim tutmadı ama bu tarzda değildi. yani bi kahve bi yemek sohbet muhabbet kurabildik en azından enerjimiz tutmayan insanla da. devamı gelmedi desek daha doğru olur onlar için. hiç böyle karşımda her konuda zıtlaşan biri denk gelmedi. bi de ben yan yana gelince bu kez daha çok kaynaşırız diye düşünüyordumHızlı bi fos olmuşBen sizde bi problem görmedim tabi objektif anlattıysanız. Daha bikaç buluşmada böyle davranan adam yıllar içinde ne hale gelir hayal bile edemedim. Enerji tutmayan insanla yürümez. Bir daha görüşmeyin bence.
ay bi yüzü gülmedi ya ne kadar rahatsız edici bişey. bak hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor. bunu da yazarken bi görsen ölüyor bitiyor. planlar yapıyor hayaller kuruyor falan. ama karşımdaki insan dün resmen beni istemiyorduOluyor W Wurstria böyle şeyler flört aşamadında. Ben bir tanesiyle buluşmadan önce gayet heyecanlıydım. Çalıştığım restaurantta güllerle masa donattım. Sonra adam bir geldi. “Sevimsiz, kasıntı, ukala” Yemek gelmeden yaka paça attım
Yazışma diliyle gerçek hayat çok farklı. Gülen emoji yollamakla içten bir gülümseme aynı şey değil. Sende risk almışsın olmamış. Önündeki maçlara bakacaksın artık.
Diğer konunuzu okumadım nasıl tanıştınız falan bilmiyorum ama özellikle sanal ortamlarda görüşülüp sonra buluşulunca böyle sürprizler çok oluyorgerçekten objektif anlattım. çünkü objektif olmazsam buradaki yorumların da bir anlamı olmaz. hatta kalkıp gittikten sonra kendimi kötü hissettim, empati yaptım ve bu yüzden ona yazdım. ha şimdi diyorum hak etmemiş o mesajı, yazmasaymışım hiç. tamam benim başkalarıyla da enerjim tutmadı ama bu tarzda değildi. yani bi kahve bi yemek sohbet muhabbet kurabildik en azından enerjimiz tutmayan insanla da. devamı gelmedi desek daha doğru olur onlar için. hiç böyle karşımda her konuda zıtlaşan biri denk gelmedi. bi de ben yan yana gelince bu kez daha çok kaynaşırız diye düşünüyordum
kalkıp gittikten sonra vicdan yaptım çünkü kimseye böyle yapan, böyle davranan biri değilimdir. bütün ilişkilerimde yıkıcı değil yapıcı olmaya çalışırım hep. eskiden daha fevriydim onu törpüleme modunda olmaya çalışıyorum son yıllarda. ama eminim artık, kalkıp gitmemi hak etti, o mesajı hak etmedi. zerre iyi niyetimi hak etmedi.Bir daha sizi tersleyip kötü davranan birisine mesaj falan atmayın, sizin mesajınızı özür olarak algılamıştır, iyice şımarmıştır.
o an kalkıp gitmesem zaten kahveleri bitirdikten sonra kalkalım mı diye ben teklif edecektim ve bu görüşme yine ona göre kısa sürmüş olacaktı. çünkü onun kafasındaki şey, saat 10'a kadar birlikte zaman geçiririz tarzındaydı. 19 gibi buluştuk ben 20.30 civarı bastım gittim işte. ben kalkıp gitmesem de o yine memnun olmayacaktı çünkü yanından erken ayrılmış olacaktım. diğer türlüsüne de ben dayanamacağımı anladım zaten.Duygular paralel ilerlemeyince böyle yanlış anlaşılmalar çok normal. Adam hızına yetişememenizden sıkılmış olabilir. Sonuç olarak her halukarda birbirinize uygun değilmişsiniz çok kafaya takılacak bir durum değil. Masadan kalkıp gitmeniz de çok normal sizi tanıyordu sonuçta istediği gibi davranmıyorsunuz diye mızmızlanması çok haksız. O tepkiyi haketmiş. Arabayla bırakmamayı da baştan konuştuysanız adam olayı bitirmeye gelip bilinçli olarak damarınıza basmış olabilir bence
Ben de cekip giderdim ama sonradan asla mesaj atmazdim. Keske atmasaymissiniz siz de. Olan olmus, onunuze bakin.günaydın hanımlar, bu aralar sık konu açar oldum :) ama buradan fikir almak özellikle de yorumların doğru olduğunu görmek hoşuma gidiyor ve kendimi yalnız hissetmemiş oluyorum. yazılarım uzun oluyor haberiniz olsun ama.
en son, ilişki kurmakta zorlanıyorum diye bir konu açmıştım, merak edenler bakabilir. ilişki kurmakta zorlanıyorum o konumda, son zamanlarda görüştüğüm birinden bahsetmiştim. bu kişi tanışmayı kendisi isteyip bütün ilk adımları (ne önemi varsa) kendisi atmıştı ve ben de kesip atmak yerine şans vereyim demiştim. bir kere görüşüp kahve vs içmiştik kötü bir görüşme değildi. kendisi bana o kadar aşırı ilgi gösterip o kadar çok üstüme düştü ki bi ara, ben ciddi ciddi kaçmak istedim çünkü zırt pırt aramaları, sürekli mesaj atıp mesaj beklemeleri falan bunaltmıştı. bir iki kez de biz zıtlaşınca devam edip etmemeyi sorguladım kendi içimde. artık kendimi biliyorum, tanıyarak seven bir insanım. anlık beğenilerden ziyade karşımdakini çözdükçe seviyorum ya da uzaklaşıyorum ben. bu yüzden kimseyi ilk görüşte, ilk baş başa buluşmada elemiyorum. zıtlaşma dediklerim çok minik şeyler ama beni uzaklaştıran şeylerdi ve uzaklaşmamı istemediği için arayıp uzun uzun kendini anlatıp, konuşmaya çalışıp devam etmek için çabalıyordu. yine başka bi saçmalığında rest çekip bi daha yazma dediğimde bile ısrarla arayıp devam etmek için ikna etmişti. bu esnada bunlar 2 hafta içinde falan oldu, araya bayram girmesi ve onun il dışına gitmesi sebebiyle 2 hafta sonra ancak dün tekrar buluşabildik.
hanımlar, bu buluşmayı güyaaa karşımdaki insan iple çektiğini söylemesine rağmen hayatımdaki en kötü buluşma olduşu an güldüğüme bakmayın ama berbattı ve kendimi çok kötü hissettim. ve bana burada şey demiştiniz, başta çok ilgi gösterenler sonra fos çıkıyor falan demiştiniz. karşımdaki insan sanki zorla gelmiş gibiydi. arabayla aldı beni ortak bir noktadan, bi negatiflik var yani hissettim. çok yoğun bir gün geçirmişti, herhalde ondan dedim üzerime alınmadım önce. ama yani hiç hayal ettiğim gibi değildi. beni bi mekana götürdü ama trafikte ona söyleniyor buna söyleniyor, ben ortamı yumuşatmak için bi espiri yapıyorum ya da bi konu açıyorum ama sohbet edemiyoruz. bişey diyorum, bi cümle ile geçiştiriyor. zaten şeye sinir oldum, yüksek sesli müzik açmıştı ve şarkıları tamamen kendi kafasına göre değiştiriyordu. insan bi sormaz mı yanındaki kadına? belki önemsiz bişey ama çok bencil bir hareketti benim gözümde. neyse sonunda yemek için mekana gelebildik. zaten zor bulduk. gittik, doluydu, 10 dk ayakta bekledik. bu esnada biraz olsun konuşabildik karşılıklı. neyse masa boşaldı geçtik oturduk, dünya mutfağından bi yere gitmiştik. siparişin gelmesini beklerken yine bi sessizlik. sohbet muhabbet yok. bişey diyorum devamı gelmiyor, akmıyor falan aşırı tutuk. ama böyle tutuktan ziyade zorla gelmiş gibi. kendimi kötü hissettim ve yemekten sonra evlere dağılmak geldi içimden. (yemek sonrası kahve içeriz diye plan yapmıştık) bişey demedim, yemekler geldi. yemeği hiç sevmedim maalesef, damak tadımıza ters oluyor sonuçta bazı yemekler, mutfaklar. çok da aşırı aç değildim, bir iki çatal aldım bıraktım. bu yemek olayına taktı kafayı. 10 kere sordu neden yemiyorsun diye. çok sevmedim dedim, nesini sevmedin falan diyor. ay bana daral geldi kızlar öyle böyle değil. neyse onun yemesini bekledim falan yedi kalktık. kahve için bi mekana girdik. ama gerginiz yani bişey diyorum yanlış anlıyor, ters yapıyor, asla gülmüyor inanılmaz rahatsız edici bi enerji, aura var. oturduk, kahveler geldi. dedim ya sohbet edemiyoruz, yüzüme bakmıyorsun sen farkında mısın? dedim. başladı bu sen kendi tavırlarına bakmıyorsun, gelen yemeği bile yemedin, sürekli dalga geçiyorsun (espirileri dalga olarak algılamış) bi ayna olsa kendine baksan anlarsın, gıcıksın şöylesin böylesin diye konuşmaya başladı. ama öyle bi konuşuyor ki benden nefret ediyor gibi bana dedi ki, sana günümün nasıl geçtiğini anlattım ekstradan daha ne anlatayım? ne istiyorsun? insanların içinde napayım gibi saçma sapan cümleler kurdu. o kadar gerildim, enerjim o kadar aşağı çekildi ki daha fazla katlanamadım ve çantamı alıp kalktım, daha kahvelerden bir iki yudum içilmişti. ben gidiyorum, zaman ayırdığın için teşekkürler kendine iyi bak dedim, kasada kendi kahvemi ödeyip yanından ayrıldım. çok bozuldu ama bişey demedi.
tabii bu hareket benim hiç yapmadığım bişey ama o kadar dayanamadım ki yapmak zorunda hissettim kendimi. zaten evime çok uzak bir noktada buluşmuştuk ve araba olmasına rağmen beni evime bırakmayacağını söylemişti. açıkçası bu da bir flört için benim açımdan eksi bir hareket. ben erkek olsam kız arkadaşımı akşam vakti 2-3 vasıtayla evine göndermek yerine arabamla bırakırdım. erkek kadın olma meselesi de değil aslında, araba bende olsa ben de onu evine bırakırdım, hem bi faydam dokunur hem de birlikte daha çok zaman geçiririz diye düşünürdüm. neyse bu da böyle bi detay. ama ben o kadar salağım ki vicdan yapıp ona bi mesaj attım, kendimi açıkladım. hani böyle olsun istemezdim ama karşılıklı gerildik ve ben kalkıp gitmek zorunda hissettim, karşımda benimle olmak isteyen birini görmemedim (mesajdaki halinden eser yok demek istedim burada) falan yazdım. bi baktım beni sosyal medyadan silmişmesaja cevap vermedi sabah da numaramı sildiğini gördüm, ben de onunkini sildim.
velhasıl kelam uzun oldu ama gerçekten dediğiniz gibi, başta ilgi bombardımanına tutan insan karşıma gelince gerçekten o kadar farklıydı ki, son zamanlarda çok sayıda farklı insanla görüşmüş olmama rağmen hiç bu kadar kötüsünü yaşamamıştım. tamam yanından kalkıp gitmek kibar bi hareket değil, benim tarzım da değil çünkü ben hep nazik olmaya özen gösteririm, bana yapılsa çok üzülüp bozulurum ama ne olursa olsun ben karşımdaki insanı bu kadar germem açıkçası. o kadar sorguladım ki kendimi, yakın arkadaşımı arayıp anlattım dedim ben geren biri miyim, benim kötü bi enerjim mi var sence diye sordum. hayır aksine sen çok keyiflisin, iletişim sorunu yaşamıyorsun, belli ki siz uymamışsınız dedi.
siz ne düşünüyorsunuz, siz olsanız benim yaptığımı yapar mıydınız?
güzel şeyler hissetmenin gösterilen ilgi ile bir alakası var, bunu kabul ediyorum ama asıl niyet ve hisler bence biraz uzaklaşınca, zıtlaşınca ortaya çıkıyor. istediği bişeyi yapmadığında, ona ters gelen bişeyde hemen saçmalıyorlar. halbuki insan değer veriyorsa istemediği şeye saygı gösterir. benim karşımdaki, sipariş ettiği yemeği sevmemişse ben buna bozulmak yerine anlayış gösterip üzerine bir iki komik şey söyler modunu yükseltirim mesela. veya başka bişey sipariş etmeyi teklif ederim. başka restorana gitmek de dahildir buna. ve değer veriyorsam bunu bir anı haline getiririm. trip gibi algılamam neden trip için aç kalayım.Şu yaşıma kadar gördüm ki çok ilgi gösteren üstüne düşen erkek karşıdan sınırsız memnuniyet görmek istiyor. Biraz uzak dursan hemen tersoya bağlıyor. O kadar uğraştım yine de memnun olmuyor bundan bir cacık olmaz mı diyorlar nedir öyle bir kafa…
vicdan yaptığım için attım ya. empati yaptım ne bileyim. bana göre bir hareket değil çünkü aslında ama sahiden içimden öyle geldi ve kalkıp gittim.Ben de cekip giderdim ama sonradan asla mesaj atmazdim. Keske atmasaymissiniz siz de. Olan olmus, onunuze bakin.
yemeği hiç sevmedim maalesef, damak tadımıza ters oluyor sonuçta bazı yemekler, mutfaklar. çok da aşırı aç değildim, bir iki çatal aldım bıraktım
hesabı o ödemedi :) kart bile uzatmadı :)O yemeği sevmiyorsan, damak tadına uygun değilse, daha önce denemediysen neden oraya gitmeye tamam dedin ki? Kim olsa uyuz olur, adam kaçyüz lira hesap ödemiş, iki çatal ucuyla alıp masada öyle oturmussun.
Hangi mutfak olduğu belli, içinde ne olduğu belli. Sevmeyeceğin bir şeyse almasaydin. Yeni tatlara açık degilsen pizzaciya gitmek isteseydin. Yemeyen insana ben de uyuz olurum:) bir sevgilide en aradığım şeylerden biri iştahlı olmasıdır.
Burada adama hak verdim.
Onun dışında adam da senden hoşlanmamis,sen de adamdan hoslanmamissin. Olur bazen böyle şeyler. Hayatına devam et.
Ama bence adam üstüne düşünce değer vermemen ama seni sallamayinca üzülüp tekrar ona yazman, okundu okunmadı takip etmen falan geçen konuda yazdığın bağlanma stili probleminle ilgili olabilir. Çünkü rest çektin gittin, daha ne yazıyorsun.
Bence sen kavgalı , barismali, olaylı ,ihtiraslı ask sevenlerdensin
yemeği severim diye düşündüm içeriğine bakınca ama gelince sevmedim yani napabilirim ki, zorla yiyecek halim yok.Bu cok kotu bir hareket bence ya. Daha yeni buluştugun tanimadigin insanla cikmişken tadini bilmedigin bir yemeği sipariş edip sonra da olduğu gibi birakmak kotu gorunuyor. Bilmedigin bir yerse gitmemekiydiniz.
Yeni tat denemek için uygun vakit bu tarz buluşmalar değil.
Adam da kaba o ayri. Arabayla aldiysa arabayla birakmali. Bu yemekten olayindan sonra mi birakmamaya karar verdi?
yemeği severim diye düşündüm içeriğine bakınca ama gelince sevmedim yani napabilirim ki, zorla yiyecek halim yok.
bi dahakine bilmediğim tatlara gitmem ama bana da ders oldu. bana yapılsa ben takılmam üstüne malzeme çıkarır anı yaratırım. olabilir, insan sevmeyebilir zaten yemeğe düşkün biri değilim o da biliyor.
hayır araba meselesi buluşmadan önce konuşulmuştu. neymiş efenim yolda çok zaman gidecekmiş, çok uzakmış bilmem ne. ben de ona karşı negatif enerji yaymış olabilirim aslında bu nedenden ötürü. çünkü ben olsam kız arkadaşımı asla akşam saati 3 vasıta ile uğraştırmam, fizanda da olsa bırakırım arabayla. arabam olsa ben de onu bırakırdım bu arada, uğraştırmazdım. kadını erkeği yok aslında.
Bazıları tabağı bitirmeye takıntılı, ben de ilk kez İskender yediğimde yağlı ve yoğurtlu diye yiyememistim, yanımdaki arkadaşım yemem için ısrar edip durmuştu.Bazilarına göre pahalı bir yemekte yemek tabağı silip süpürmek zorundasın, diğer türlü narin görünmeye çalışan nazlı bir kızsın.Siz yemeyince ya saygısızlık olarak algıladı, ya dediğiniz gibi trip olarak algıladı ya da narin görünmek için rol yaptığınızı düşündü. Gerçekten toplumda neden yemeği bitirtme takıntısı var acaba?güzel şeyler hissetmenin gösterilen ilgi ile bir alakası var, bunu kabul ediyorum ama asıl niyet ve hisler bence biraz uzaklaşınca, zıtlaşınca ortaya çıkıyor. istediği bişeyi yapmadığında, ona ters gelen bişeyde hemen saçmalıyorlar. halbuki insan değer veriyorsa istemediği şeye saygı gösterir. benim karşımdaki, sipariş ettiği yemeği sevmemişse ben buna bozulmak yerine anlayış gösterip üzerine bir iki komik şey söyler modunu yükseltirim mesela. veya başka bişey sipariş etmeyi teklif ederim. başka restorana gitmek de dahildir buna. ve değer veriyorsam bunu bir anı haline getiririm. trip gibi algılamam neden trip için aç kalayım.
o an kalkıp gitmesem zaten kahveleri bitirdikten sonra kalkalım mı diye ben teklif edecektim ve bu görüşme yine ona göre kısa sürmüş olacaktı. çünkü onun kafasındaki şey, saat 10'a kadar birlikte zaman geçiririz tarzındaydı. 19 gibi buluştuk ben 20.30 civarı bastım gittim işte. ben kalkıp gitmesem de o yine memnun olmayacaktı çünkü yanından erken ayrılmış olacaktım. diğer türlüsüne de ben dayanamacağımı anladım zaten.
arabayla bırakma meselesi şöyle, evlerimiz ve onun iş yeri epey ters kalıyor işten çıkıp geldi. bizim ofis yolunun üstündeydi. hatta ben plan yaparken ona "benim oradan akşam saati eve toplu taşımayla gitmem zor oluyor, 3 vasıta yapmak istemiyorum akşam akşam, hafta sonu falan buluşalım" demiştim o ısrar etmişti dün görüşmek için. ben de o zaman beni eve bırakırsın dedim. seni bırakırsam benim de eve gitmem çok geç olacak, yolda çok zaman geçecek bilmem ne dedi bana. yani bu da gayet saçma bir gerekçe.
Hesabı odemekle iyi yapmışsın bence. Adaminsa ilgiisi de sevgisi de zaten samimi değil, o yüzden yaptığı hareketlerde anlam aramaya gerek yok. Zavallı türk erkekleri ne yapsın ki, ortaokuldan beri kız nazlıyorlar..çünkü sevgisini belli etmezse, jestler yapmazsa kız onla çıkmaz, ilerleyen yillarda türlü türlü romantiklikler yapmazsa kız onu opmez, daha ilerleyen yıllarda tüm ortamları hazırlayıp aylarca ayak yapıp hazırlamazsa kız onla yatmaz...hesabı o ödemedi :) kart bile uzatmadı :)
aslında ben ödeyecektim, kartı uzattım, kasiyer hepsini bundan mı çekeyim dedi evet dedim. bu hemen araya girip ayrı ayrı alın dedi. ben de tamam deyip sadece benimkini ödedim.
menüye baktığımda yemeğin içeriğinde güzel şeyler vardı. ama önüme gelince aynı olmuyor maalesef. onun da ilk kez denediği bişeydi, o yedi gayet. kaldı ki bu insan benim aşırı iştahlı biri olmadığımı biliyor, bir önceki buluşmamızda ikimizin de sevdiği bişey yemiştik ama tabağımda yemek kalmıştı. ben küçük porsiyonlarda yiyen bir insanım, sorduğunda da böyle söylemiştim. yemekle arasının süper olmadığını bildiğin birinden iştahlı olmasını bekleyemezsin. bu arada bu yemeği beğenmeme olayı bana başka birinde de denk geldi, o hiç bozulmamıştı mesela. konusunu bile yapmamıştı o kişi.
onun üstüme düşme şekli sevgiden kaynaklı bir üzerime düşme değildi tamamen kendi egosuyla alakalıydı bence. ya da kendisi boşluktaydı, belki de o da aşırı ilgi almak istedi. kusura bakma ama toplantıda olduğumu bildiği halde zır zır arıyorsa, yoğun olduğumu bildiği halde zırt pırt yazıp bi de cevap bekliyorsa, aileme zaman ayırdığımı bildiği bir anda neden yazmadım aramadım diye trip atıyorsa, onunla aynı anda yatıp uyumuyorum diye bozuluyorsa (saat 23 civarı uyuyordu ben gececiyim 2'lere kadar otururum) ben kendimi geri çekerim. bu durumu onunla konuştum ben zamanında, biraz değiştirdi kendini, eskisi gibi darlamaz oldu. o darlamayı bırakınca ben kendiliğimden yazdım, aradım zaten. demek ki neymiş, ilgi göstermek ile darlamak arasında fark varmış ona da dank etti bu. rest çekip gittim sonra vicdan yaptığım için yazdım. hatta ona, yazdığım mesajda veda da ettim. yani böyle olsun istemezdim ama ben çok gerildim ve kalkıp gitmek zorunda hissettim, anlaşamıyoruz minvalinde bişeyler yazdım kendimi bi açıklama ihtiyacı hissettim yani. geri dön barışalım tarzı bi mesaj değildi. o da sildi zaten her yerden.