Bu ülkede özel sektördeki en akıllıca şey kendi işini kurmak sanırım. Ben böyle okuyorum da kendi işini kurup başarılı olabilen girişimcileri falan, hepsinin ortak bazı özellikleri var. Bu ülkede küçük esnaf bile, bakkal bile (bakkal diyorum çünkü karı düşüktür) akıllı davranırsa tatmin edici gelir elde ediyor hatta ev bark sahibi oluyor, çoluk çocuğa miras bırakıyor. Benim teyzem yıllarca özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra kendi işini kurdu, bildiğiniz esnaf. Toptan ve perakende. Yaklaşık dört sene içinde piyasayı çok iyi öğrendi, müşteri kitlesi vs tek sorunu işinin ilk zamanlarında elde ettiği parayı kendi özel taksitlerine vs harcadılar bence bu strateji hatasıydı, orada bi dengesizlik oldu ama başkası olsa yapmaz mesela. İşler biraz daha oturduktan sonra yapmaları gereken bişeydi o, acele ettiler. Yine de şu an hem kendi işi olduğu için daha çok seviyor hem de daha fazla kazanıyor. Sadece dükkanın (perakende) aylık kazancı 10.000'in altına düşmüyor. Devlet memuru olsaydı 10.000 TL kazanabilecek miydi ayda? Pek sanmıyorum. En iyisini yapmışsınız.canım ben genetik okudum ,ama bizim okuduğumuz zamanlarda herkes türkiye derecesiyle girmişti bölüme :) çok popülerdi. sonra ne oldu devlete ataması olmuyor diye puanlar yerlerde, eğitimi de yerlerde, saçma sapan yerlere açtılar bölümü.
yani kısacası tr'de bir bölüm ne kadar devlette çalışabiliyorsan o kadar iyi diye bakılıyor.
yarın devlet doktor almasa, amaaaan tıp mı, yaramaz derler. emin ol.
iktisattada durum belli, kadro çok az rekabet çok. herkes de memur olma derdinde.
sana şunu da söyleyeyim ben KPSSye kpss'de ne soruklarını ve kaç soru olduğunu bilmeden girdim 85 aldım. devlette iş yapacağımdan değil zaten kadrom yok. ama genel kültürüm sağlam, kafa da rahat girince çok rahat aldım. 1 tek soru çözmeden 1 tek hazırlık yapmadan. Neden bu kadar rahatım çünkü önce yurrtdşında eğitim aldım, sonra özelde işe girdim sonra tecrübe kazanınca kendi işimi kurdum (ingilizceyi ana dil gibi konuşuyorum ben, başka eğitimlerim de var tabi ki) Develtte benim alacağım maksimumu para 3 bin lira ki ben bu bölümü bunca zorlukla, bunun için okumadım. şu anda 2 katından fazlasını kazanıyorum. üstelik kendi işim olmasının rahatlığı, mesaisi olmaması, patronu olmaması, kılık kıyafet zorunluğu olmaması gibi benim için çok önemli olan faktörler var. tabi bunlar herkes için çok önemli olmayabilir ama ben sabah 6da kalkıp fönlü saçla işe gidebilecek insan değilim 30 sene memur zihniyeti çekebilecek insan hiç değilim. ben halimden çok memnunum.
ama ne mücadeleler verdim ne mücadeleler. babam bile küstü bana tercihlerim böyle diye. şimdi evimi filan alınca, paramı kazanınca kimsenin sesi çıkmıyor ama ben de 33 yşaındayım , daha da bi karışmasınlar...
sen daha gençsin ve yolun başındasın bunları duyacaksın, başarılı olursan susarlar. olamazsan maalesef başının etini yerler. Ne yap et mutlu olacağın yerde olmaya bak :)
Ağrıma gitmiyor, ben küçük görmüyorum. Görmem de zaten çünkü herkesin kendi hayatı. Burun da kıvırmıyorum kıvırıyor olsam kpss b planım olmazdı. Ego çok başka bişey çünkü. Benim kızdığım, insanların hem çok karamsar olması hem de başka alternatifleri tamamen yok sayıp tek bir şeye odaklanıp sadece onu doğru kabul etmesi ve başkalarına da bunu dayatması. Gerçekçi olmak lazım. Ben "özel sektörde işler beni bekler" demiyorum. Ya da "çok kolay, çok kazançlı" demiyorum. İnsanlar gerçekliğe özel sektörün attığı kazıkları, zorluklarını, maaş adaletsizliğini vs katıyorsa kpss konusunda da atanmanın zorluğunu, kadroların azlığını, başarısız olunması halinde boşa geçen maddi manevi zamanı da katmalı. Birçok insan bunu katmadan konuşuyor, onları gözümde sığ yapan da bu. Pazar günkü kpss'ye de girdim bu arada, çalışmamıştım öylesine girdim. Zor bir sınav değil, bana kolay geldi. Ama mesele sınav değil zaten. Bana kolaysa herkese kolay. Atanmak mesele. 90+ alıp açıkta kalan var yazık günah. Emeği sömüren tek kol özel sektör değil...Ben de mezun olana kadar burun kiviriyordum kamuda çalışmaya. Ki ben mezun oldugum zaman bu kadar talep de yoktu kamuya, en azından benim mesleğim için. 2 sene özel sektör kovaladim. Master falan derken pes ettim ben de. 3 dil de kurtarmadi. Kamuya girdim. Şans meselesi biraz da. Karşına çıkan fırsatlarla alakalı. Bazen ne kadar zorlarsan olmuyor. Bu tarz konularda kamuyu tercih etmiş insanlarin küçük görülmesi komik geliyor bana. Tercih meselesi bu. Ne tembelim, ne bi tarafimi devlete dayadim ne de yan gelip yatıyorum. Üstelik tehlikeli bir işte çalışıyorum. Özelde çalışıp benden daha fazla masabasi çalışan arkadaşlarım var. Ben araziye de çıkıyorum. Neyse sandığınız gibi değil sonuç olarak. Ama bence de ozeli dene. Daha okurken sınava girenler var, bana da fazla geliyor o. İçinde kalmasin hiçbir şey. Zorla sonuna kadar, dediğin gibi kamu b planın olsun. Ama olmuyorsa da kamuda çalışmak agrina gitmesin. İnan emeğinin hakkını alan çok az insan var bu ülkede. İnsanlık dışı şartlarda çalışıp 3 kuruş kazanmaktansa daha insani şartlarda çalışmayı tercih etmek kimseyi salak yapmaz.
O hale getirdiler çünkü. Mecliste kadro için aglamalar falan. Ben ilk girisimde atandim, açıkçası öyle yillarimi vermedim kpss ye. O yüzden vakit kaybı gibi gormezdim olmasaydı. Ama 5 6 defa girip inatla baska bir seyle ugrasmayanlarla ilgili ben de senin gibi düşünüyorum. Tabi ki tek seçenek bu değil. Dediğim gibi ozeli de muhakkak dene. Kendin tecrübe et. Ya hocalarının dediği noktaya geleceksin ya da onları yaniltacaksin sonuç olarak. Ülkenin durumu çok parlak değil. Ne insanların ne makamlara geldiğini gördükçe bu karamsar psikolojiye sahip olmayı çok görmedim ben cevrendekilere.Ağrıma gitmiyor, ben küçük görmüyorum. Görmem de zaten çünkü herkesin kendi hayatı. Burun da kıvırmıyorum kıvırıyor olsam kpss b planım olmazdı. Ego çok başka bişey çünkü. Benim kızdığım, insanların hem çok karamsar olması hem de başka alternatifleri tamamen yok sayıp tek bir şeye odaklanıp sadece onu doğru kabul etmesi ve başkalarına da bunu dayatması. Gerçekçi olmak lazım. Ben "özel sektörde işler beni bekler" demiyorum. Ya da "çok kolay, çok kazançlı" demiyorum. İnsanlar gerçekliğe özel sektörün attığı kazıkları, zorluklarını, maaş adaletsizliğini vs katıyorsa kpss konusunda da atanmanın zorluğunu, kadroların azlığını, başarısız olunması halinde boşa geçen maddi manevi zamanı da katmalı. Birçok insan bunu katmadan konuşuyor, onları gözümde sığ yapan da bu.
Evet, Melis şu an çok fena atarlandı: YA KES!!!!! KES!!!!W Wurstria Öncelikle şu güzide profil resmini görünce senin yazılarını melisin ağzından dinliyormuşum gibi oluyor sanki Melis anlatıyor gibi okuyorum
Konuna gelirsek aynı durumdayız seninle. Bende bu sene mezun olacağım hatta oldum sayılır sınavlarım bitti benim :) Şu karamsar durumlar benim çevremde de çok hakim.Ben mühendislik mezunu olmama rağmen insanlar kpss ye girelim vs gibi yorumlar yapıyorlar hatta sınava giren dahi oldu yani kimse ne akademi düşünüyor ne de özel sektör de bişeyler yapmak.Bir yandan hak veriyorum kapitalizm'i özel sektörde doruklarına kadar yaşıyorsun özellikle bankadaysan gecen gündüzün yok.Diyorum kendime fazla yükleneceğim emeğimin karşılığını da alamayacağım insanlarda haklı maaş düzenli işten atılma olasılığı yok denecek gibi tatiller ve saatler genele göre iyi devlette çalışmak bir harika ama ya hedeflerimiz beklentilerimiz daha iyi mevkilere gelme olasılığımız ? Bunları hiçe sayıp daha başlamadan kendimi köreltmek istemiyorum hiç olmadı özelde yapamadım akademiye girmek için uğraşayım diye düşünüyorum. Bence işinde en iyi şekilde gelişebileceğin tam olarak istediğin alan üzerinde uzmanlaşabileceğin yurt dışına konferanslara seminerlere hatta doktoro post doktora ile gidebileceğin yegane meslek akademisyenlik.Fakat gel gör ki avuç içi kadar olan akademisyenlerimize yeni beyinler yeni fikirler yeni insanlar getirmekte YÖK 'e bakıyor ve istediğimiz hatta girebileceğimiz iyi üniversitelere bile kadro bulupta giremiyoruz.Bu genel bişey mi bizim bölüme mi has bilemiyorum tam sizde nasıl sen akademiye nasıl bakıyorsun merak ettim ? Velhasıl özel sektör ne kadar zor olsada iyi olan herkesin emek veren herkesin sonunda istediği yere geleceğine inanıyorum her ne kadar karamsarlığa düşsem de arada kendimi başarının benim ellerimde olduğuna inandırmaya çalışıyorum.Sende kimseyi dinleme eğer maddi olarak çok aciliyeti yoksa gerçekten içine sinene kadar istediğin sektör de iş ara mutlaka bulacaksın.Azimli insanların başaramayacağı şey yoktur.Sana ,bana ve tüm yeni mezunlara bol şanslar :)
Kursa ihtiyacım yok, ben kişisel olarak onun üzerine çok düştüm, kurslara para yedirmektense kendim kastım, iki yıldır özellikle gayet iyiyim İngilizce konusunda. Hiçbir zaman da öyle iş için öğreniyorum, şunun için bunun için falan diye ilgilenmedim, kendim istediğim ve sevdiğim için uğraştım. Bi meziyet değil tabi onu bilmek ama seviyesi düşük olanın önüne geçiyorsun işte. Yurtdışı imkanım yok şu an, ileride olursa gideceğim. Dil için falan değil, kendim için. Ama size de hak veriyorum, default olarak İngilizcemin sıfır ya da düşük olduğunu düşündünüz muhtemelen çoğu Türk üniversite öğrencilerinin halini baz alarak. :) Çünkü çoğunun öyle.
Hangi kriz o? Merak ettim. Hangi ülkenin kriziydi yani? Krizlere özel bir ilgim var da.
Zaten benim yakınmamın sebebi kpss ve devlet değil aslında. İlk mesajımda da belirttim. İnsanların başka alternatif yokmuş ve çok kolay bişeymiş gibi devlete gir bilmem ne ısrarı ve bakış açısı yüzünden yakındım. Her şeyi çöpe at, 2 sene 3 sene de olsa kpss için uğraş, başka bişey yapma kafasındalar. Ve ben bu kafayı kabul etmediğimi ifade ettim, diğer mesajlarımda var. Kpss benim B planım, zaten bir süre duruma bakacağım kafama yatmazsa kpss'ye kolları sıvarım herhalde, o kadar da öngörüsüz değilim. Sizin yaşadığınız duruma gelince; iş güç gayet iyi giderken insan bu işi bırakayım da kpss çalışayım diye düşünmez bence. Yaşadığınız şey her ülkede her insanın başına gelebilecek türde birşey. Koskoca ABD krize girdi, Lehman Brothers falan battı, bir sürü insan işsiz... Kriz olmasına gerek de yok, çalıştığınız yerle alakalı bir kriz olur şirket küçülmeye gitmek adına personel çıkarır. Şaşırmadım başınıza gelene ben. Kendi işinizi kurarsınız iflas edersiniz, yöneticilik yaptığınız şirket batabilir ya da devlete girip işinizi garanti altına alırsınız ama psikolojinizi darma duman eden olaylar yaşarsınız özel hayatınızda vs. Risk hayatın her alanında var, bu hayatta batarız da çıkarız da. Ve bu hep maddiyat kaynaklı olmak zorunda değil. Hayatın genelinde insanın ne olacağı belli değil. Şimdi ne yapıyorsunuz merak ettim?
Orası öyle evet ama bu insanlar yaşayacak hayat enerjisini nereden buluyorlar ben asıl onu merak ediyorum. Kendi çocuklarına da böyle mi konuşuyorlar acaba. Neyse ki kendi annem babam bunlar kadar karanlık değil.O hale getirdiler çünkü. Mecliste kadro için aglamalar falan. Ben ilk girisimde atandim, açıkçası öyle yillarimi vermedim kpss ye. O yüzden vakit kaybı gibi gormezdim olmasaydı. Ama 5 6 defa girip inatla baska bir seyle ugrasmayanlarla ilgili ben de senin gibi düşünüyorum. Tabi ki tek seçenek bu değil. Dediğim gibi ozeli de muhakkak dene. Kendin tecrübe et. Ya hocalarının dediği noktaya geleceksin ya da onları yaniltacaksin sonuç olarak. Ülkenin durumu çok parlak değil. Ne insanların ne makamlara geldiğini gördükçe bu karamsar psikolojiye sahip olmayı çok görmedim ben cevrendekilere.
Kursların yurtdışı imkanını ben hiç düşünmemiştim, mantıklı aslında. İleride değerlendirebilecek durumda olursam öyle bir fırsat yakalayıp değerlendiririm. Bilmiyorum belki de henüz çok genç olduğum için kpss çok monoton geliyordur bana, yaş aldıkça bu düşüncem değişebilir. Kriz sebebiyle işten çıkarılmanıza şaşırmadım derken, spesifik bir krizi kastetmemiştim. :) Herhangi bir kriz gibi düşünün, krizin etkisi olarak. Tabi haklısınız, çoluk çocuk vs işin içine girince devlet memurluğundan iyi iş yok. Benim öyle pek çoluk çocuk, evlilikle alakalı planlarım olmadığı için o açıdan bakmıyorum kendim için olaya şimdilik. Zaten dediğim gibi gidişata göre bişeyler yapacağım artık. Çok temkinli bir insanımdır, yarını değil bir hafta sonrasını da hesaba katarım (mikro örnek) ve garanticiyimdir de aslında. Belli olmaz, belki de bu özelliklerim yüzünden özel sektörden koşarak uzaklaşıp kendimi kpss kollarında bulabilirim. :) Kapılarımı kapatmıyorum, sadece karamsarlık ve sığ düşünceden bunalmışım.Dil bilginiz hakkinda hic dusunmedim, dil kursu ile yurt dışına cikis cok kolay hatta pek cogu hediye olarak veriyor diye kurs fikrimi söyledim. Bir TOEFL iyi oluyor :)
Fransa nin krizi vurdu bizi :))) kafiyeli oldu hee :)))
Seni sasirtmamis ama biz yaklasik ( taseronlarda calisanlar dahil) 350 kisi epey şaşırdık :)))
Kolay degil haklisin. KPSS bir sans olarak görülmemeli ama tabloya bakınca en az isten cikarma devlette oluyor, en fazla maas, en rahat izin onlarda. Yani basit bir raporla haftalarca ise gitmeyen memur ornegi verebilirim... Patronculuk yok devlet isinde, sendikali oldugun icin kovulmazsin misal. Ozel sektorde bu biraz sorun oluyor tabi. Hem eskiden memura kiz verilmezmis ya hani, simdi memur epey one gecti :))
Risk evet hep var ama ben riski sevmiyorum. Eskiden severdim ama annelik daha kontrolcu yapti beni
Simdi calismiyorum, iki cocugum var bir suredir onlarla ve okullari ile ilgileniyorum. Zira ikiside ilkokula basladiklarinda yanlarinda 1 saat bile olamayip cok uzulmustum. Ayrica özel durumu olan bir cocugum var ve artik daha ozel ilgilenmem lazim.
Is gorusmelerine gidiyorum arada. Eski şartlarda calismak istemediğim icin simdilik kendime uygun bir is bulamadim.
Yani esnek calisma saati dediklerinde nasil yani saat 10.oo da ise gelip 5.oo te cikabilir miyim diyorum olmuyor tabi :) Ben kendime gore esnemek istiyorum :)))
Eskisi gibi seminerler, konferanslar, tanitim toplantilari, egitim planlari, kocluk programlari istemiyorum hayatımda. Aksam herkes uyumadan evde olayim, gunduzleri okula ugrayayim, pazar uykum olsun diyorum :)) Gecenlerde oldu bu tarifime yakin bir is ama pozisyonu askiya aldik diye mail attilar. Sanirim beni görünce dukkani kapatip gittiler :)))
Aklima yatan bir is olana kadar evdeyim yani boyle kpss dedigime bakma, sen en basindasin diye soyluyorum kpss yi. KPSS benim planlarimin hic birinde yok, sinav vs bana gore degil yaslandim ben :) Esneyecek is yeri bulamazsam evde devam ben :)))
Bizim insanımızda var galiba :)Takma kafana. Şimdi hepinizin işi yok öyle geliyor insanlara. Hepiniz iyi kötü bir yerler yerleşirsiniz. Bazıları moral bozmaya çalışıyor. Geçen arkadaşım hastanede tahlil sonuçlarını aldı. Hiç sorun yoktu. Yanında oturan bir kadın: Böyle iyi sonuçlara sevinmeyin boşuna, birden birşey çıkıverir dedi. Ne denir.......
Kursların yurtdışı imkanını ben hiç düşünmemiştim, mantıklı aslında. İleride değerlendirebilecek durumda olursam öyle bir fırsat yakalayıp değerlendiririm. Bilmiyorum belki de henüz çok genç olduğum için kpss çok monoton geliyordur bana, yaş aldıkça bu düşüncem değişebilir. Kriz sebebiyle işten çıkarılmanıza şaşırmadım derken, spesifik bir krizi kastetmemiştim. :) Herhangi bir kriz gibi düşünün, krizin etkisi olarak. Tabi haklısınız, çoluk çocuk vs işin içine girince devlet memurluğundan iyi iş yok. Benim öyle pek çoluk çocuk, evlilikle alakalı planlarım olmadığı için o açıdan bakmıyorum kendim için olaya şimdilik. Zaten dediğim gibi gidişata göre bişeyler yapacağım artık. Çok temkinli bir insanımdır, yarını değil bir hafta sonrasını da hesaba katarım (mikro örnek) ve garanticiyimdir de aslında. Belli olmaz, belki de bu özelliklerim yüzünden özel sektörden koşarak uzaklaşıp kendimi kpss kollarında bulabilirim. :) Kapılarımı kapatmıyorum, sadece karamsarlık ve sığ düşünceden bunalmışım.
Belki tanıdık çıkar diye ilk mesajda bilinçli olarak yazmadım. İktisat. İngilizcem de vhtsyor naym'dan çok daha ileride. Ama ikinci dil için kararsızım. Bana kalsa hepsini öğrenirim ama birine yönelip iyi seviyede olmak önemli.
O da sığ bir bakış açısı bana göre. Haklılık payı şu: bir ünvan kazandırmıyor. İş alanı çok geniş olduğu için spesifik değil. Yani İktisat okuyup insan kaynaklarında da görev alabilirsiniz, dış ticarette de çalışabilirsiniz, bankacı da olabilirsiniz gibi. O saydığı bölümler hali hazırda bir ünvan veriyor, İİBF bölümleri o ünvanı vermiyor. Çoğu kişinin kafasının karışık olması da bu yüzden. Bizim fakültede ünvanını çalıştığın iş belirliyor. Hiçbir şey olmayacaklardan kastı muhtemelen bu. Eğer gerçekten İİBF bölümlerinin hele İktisat'ın hiçbir şeye yaramadığını düşünüyorsa onun profesörlüğüne gülerim ben. Bir profesörün bu düşünceyle bunu söylemesi komik olur çünkü.Yıllar önce bi konferansta bi profesör söylemişti.tıp okuyan doktor hemşire olur. Hukuk okuyan hakim savcı, vb. sonra bu işletme ve iktisatçılar buradan mezun olduğunda hiç birşey olmayacaklar ve geride başlaacaklar diye.
İşe başvuruda görüşmeye çağırmak için eğitiminize bakıyorlar. Ama görüşme ve daha sonrasında tecrübenize.
O da sığ bir bakış açısı bana göre. Haklılık payı şu: bir ünvan kazandırmıyor. İş alanı çok geniş olduğu için spesifik değil. Yani İktisat okuyup insan kaynaklarında da görev alabilirsiniz, dış ticarette de çalışabilirsiniz, bankacı da olabilirsiniz gibi. O saydığı bölümler hali hazırda bir ünvan veriyor, İİBF bölümleri o ünvanı vermiyor. Çoğu kişinin kafasının karışık olması da bu yüzden. Bizim fakültede ünvanını çalıştığın iş belirliyor. Hiçbir şey olmayacaklardan kastı muhtemelen bu. Eğer gerçekten İİBF bölümlerinin hele İktisat'ın hiçbir şeye yaramadığını düşünüyorsa onun profesörlüğüne gülerim ben. Bir profesörün bu düşünceyle bunu söylemesi komik olur çünkü.
Yıllar önce bi konferansta bi profesör söylemişti.tıp okuyan doktor hemşire olur. Hukuk okuyan hakim savcı, vb. sonra bu işletme ve iktisatçılar buradan mezun olduğunda hiç birşey olmayacaklar ve geride başlaacaklar diye.
İşe başvuruda görüşmeye çağırmak için eğitiminize bakıyorlar. Ama görüşme ve daha sonrasında tecrübenize.
İktisat profesörü müydü kendisi?Siz bir ise baslayin, profesorun ne demek istedigini o zaman anlarsiniz.
Bişey olmayacak özel sektöre. Asıl kamuya dayanırsak daha kötü oluruz geçmişte bunu çok yaşadık.A grubu memuriyet diyen hocaya yatır sen paraları... Macera aramaya gerek yok makro geleceğe bakarsan ülke bilinmeze doğru sürükleniyor özel sektör kalacak mı bakalım yapabiliyorsan meb bursu ile yurtdışında yuksek ve doktora başvuruları yap. Sonra coğu dönmüyor zaten...