Hiç başlamayalım mı hayata, ben anlamadım?

Fakülteye başladığım gün bir hocam siz şimdi iyi bir şey yaptığınızı sanıyorsunuz hukuk Fakültesine gelerek ama hayatınızı daha baştan kısıtladınız, bunu mezun olunca anlayacaksınız demişti. Her fakültede var bölümün negatif yönünü one çıkaran hocalar. Buna alışmış olmanız gerekirdi. Insanlarımız da boş boğaz ne yazık ki. Bunlara takılmak yerine ne yapmak istiyorsanız ona odaklanın.

Ben sizi cok stresli görüyorum. Son açtığınız konular ciddi heyecanlı ve karamsar.. Kendinizi boş yere yıpratıyorsunuz biraz sakin olun.
Son zamanlarda stres oldum evet. Bir de çevremdeki yorumları üst üste duymak rahatsız etti. Halbuki her şey olacağına varır. Son günlerimi stresle geçirmeyeceğim. Bize yapılan şey öyle alıştıra alıştıra yapılmadı ama, son sınıfa geldik ve bu tarz söylemler birden yapılmaya başlandı. En iyisi okulu bitirmeye odaklanmak. Zaten olumsuz bir sonuç alırsam ben de oturup herkes gibi kpss çalışırım memur olmayı hiç istemesem de. Şimdi yurtta az bi zamanım kalmış olmasının tadını çıkarmak istiyorum açıkçası. :)
 
Merhaba, iyi akşamlar KK'nın güzel hanımları. Akıl danışmak için değil de biraz içimi dökmek için yazayım dedim. Üniversite 4. sınıf öğrencisiyim, bi aksilik olmazsa Haziran sonu gibi mezun olmuş olacağım. Derslerimde bir sorun yok yani şimdilik okulun uzaması gibi bir durum söz konusu değil ama daha son finalleri olmadık :) Benim derdim çevremdeki insanların karamsar yorumlar yapmaları üstelik benim ve sınıf arkadaşlarımın hayatı hakkında. Sürekli bir mezuniyet sonrası karamsarlığı hakim özellikle bizden büyük insanlarda. En başta kendi ders hocalarımız.

Mezuniyet törenimin olduğu gün kadının biri anneme "mezun olduklarına pişman olacaklar" dedi benim yanımda. Aileme yurtta yaşadığım bazı saçmalıklardan bahsedince "iş hayatında daha nelerle karşılaşacaksın" diyorlar. En rahatsız edici olan da hocaların yorumları. Bir hocamız var mesela, derse girdiği günden beri bizi KPSS A için teşvik ediyor, sağolsun varolsun ama sanki ondan başka seçenek yokmuş gibi konuşuyor. "Siz 4 sene bu bölüme kafa yordunuz, gidip de B grubu memurluğu (düz memurluk) hedeflerseniz size yazık olur, ziyan edersiniz, kendinizi harcarsınız, aldığınız eğitim çöpe gider" gibi sözler sarfetti sene boyunca. Hiç demiyor ki "akademik kariyer ya da özel sektörde de iyi yerlere gelmek için uğraşın" diye. Tamam mantıklı aslında söyledikleri ama bazen de anlam veremiyorum. Mesela, "en azından deneyin, 1-1,5 sene eve kapanın en azından deneyin" diyor ama o süre sonunda eğer kazanamazsak çöpe giden emekler ne olacak? Fırsat maliyetini en iyi bilen adam bir de bu. Tabi ki kalıp da "siz bir işe yaramazsınız, o diplomayı boşuna alıyorsunuz" demekten bin kat daha iyidir ama karamsar konuşmalarını yazmıyorum bile.

Bir başka hocamız da "devlet olsun da ne olursa olsun, kapağı atmaya bakın" diyor, zaten ondan aldığımız derste Türkiye'nin ekonomisini tartıştığımız için dersin kendisi ayrı bir hüzünlü. Hiç olumlu da konuşmaz gerçi o. Neyse.

Bir diğer hocamız "kpss ile uğraşmayın zaman kaybı, devletin kadroları, alabileceği sayı belli, zaten çoğunuz açıkta kalırsınız ona çalışacağınıza kendinizi geliştirin. Finans sektörü sizin en kolay iş bulup en iyi parayı kazanabileceğiniz bir sektör ama siz devlete yamanmaya takmışsınız" diyor. Ki ben en çok bu hocaya hak veriyorum.

Öteki hocalarımız da öyle bir konuşuyor ki sanki ölmüşüz de ağlayanımız yok. Sanki mezun olunca hepimiz hayatımız boyunca işsiz kalıp işe yaramaz bireyler olup kendi ezikliğimiz içinde boğularak öleceğiz. Mezuniyet töreninde kendi sınıf arkadaşlarım bile "merhaba işsizlik" diye bağırıyorlardı. Sorsam bu insana, ne okuduğumuz bölümü seviyor, ne hakkında bilgi sahibi, ne İngilizce biliyor, ne bir planı var... Yok. Neden herkes bu kadar negatif? Ne yapalım yani, mezun mu olmayalım? Okulu mu uzatalım? İyice geç mi kalalım? Hadi bi sene uzattın diyelim, o okul hiç bitmeyecek mi? Kendimizi mezara mı atalım ben anlamadım. Bir insan neden etrafındakilere sürekli negatif şeyler söyler doğru düzgün akıl vermek yerine? Ülkenin ekonomisini iyi bilen ve sürekli öğrenmek için çaba sarfeden insanlardan biriyim, işsizlik oranlarını birçok insandan daha iyi biliyorum zaten hep sınavlarımızda da çıkar ama... Bıktım bunların laflarından. Ülkeyi bu hale ben mi getirdim? Bir sürü üniversiteyi ben mi açtım? Ne yapsaydım yani, liseden sonra okumasa mıydım? Ya da kocaya mı gitseydim hemen? Ne yapayım, daha almadığım diplomamı mı yırtayım? Yazdıkça sinirleniyorum...
kulağını kapa önüne bak bence
milletin ağzını durduramıyorsun
sen yine iyisin aileden baskı yok
bizimkiler delirirdi herhalde ben özelde devam etseydim
 
Ekonominin en kötü tarafı, sokaktaki Memet amcanın bile canı istediği zaman Ekonomist kesildiği bir bilim olması. 4 sene okudum artık, ekonomiyle alakalı içi boş ve dolu yorumları çok kolay ayırt edebiliyorum. İnsanlar bunun eğitimini almamışsa ne konuştuklarını kendileri de bilmiyorlar. Milletin özel sektöre güven duymamasının sebebi devletin aksine her an işten çıkarılma ihtimalinin olması aslında. Devlet her şeyden vergi toplamaya çalışıyor çünkü eskiden Merkez Bankasının kaynaklarını kullanıp finansman sağlayabiliyordu şimdi o kaynaklara başvuramıyor, acısını halktan çıkarıyor. TCMB'nin bağımsızlığı çok önemlidir, bunu da sürekli her lafı siyasete getiren tipler kendilerince çürütmeye çalışıyorlar günümüzde ama bu tarz konularda sadece bilgi birikimi içeren yorumları ciddiye alıyorum.
Özel elbette riskli buna itiraz eden sanırım yoktur. Ama işte bitebilir ihtimali korkunç ve abartılmış bir senaryo.. Neyse ki olası görünen bir tablo değil. Mesela benim ailem de memuriyeti bırakıp otuz yıldır özelde kendi işlerini yapıyorlar. Emekli falan olmak hala gündemlerinde değil. Bu ülkede her krizde en dibi de gördük, çıktığımız da oldu. Özeli bilmeden yorum yapıyoruz sananlar oluyor ama ben çocukluğumda öğrendim riskli bir hayat yaşadığımızı. Yine kendim için 12 yıl önce mezun olduğumda riskli bir yol seçtim. Bu karakterle alakalı sanırım. Zaten senin de hayal dünyasında yaşıyor olman pek söz konusu olamaz. Aksine kendi koşullarını tahlil ediyorsun, kursa neden gidemediğini anlatıyorsun. Özel de özel diye de tutturmuyorsun, sadece bir durum tespiti yapıyorsun, kendi yol planını ona göre çizmeye çalışıyorsun. En erken realistliği öğrenenler belki de iktisat öğrencileridir zaten. Mezun olmak üzere olan bir iktisatçı özel sektörün riskli olduğunu da biliyordur diye bakmak lazım zaten konuna en baştan, yaşın küçük diye bilgisiz değilsin netice...

Zaten belli hırslısın da, inşallah biraz şansın da yardım eder, kısa sürede düzenini oturtmuş olursun:KK66:
 
Son düzenleme:
Özel elbette riskli buna itiraz eden sanırım yoktur. Ama işte bitebilir ihtimali korkunç ve abartılmış bir senaryo.. Neyse ki olası görünen bir tablo değil. Mesela benim ailem de memuriyeti bırakıp otuz yıldır özelde kendi işlerini yapıyorlar. Emekli falan olmak hala gündemlerinde değil. Bu ülkede her krizde en dibi de gördük, çıktığımız da oldu. Özeli bilmeden yorum yapıyoruz sananlar oluyor ama ben çocukluğumda öğrendim riskli bir hayat yaşadığımızı. Yine kendim için 12 yıl önce mezun olduğumda riskli bir yol seçtim. Bu karakterle alakalı sanırım. Zaten senin de hayal dünyasında yaşıyor olman pek söz konusu olamaz. Aksine kendi koşullarını tahlil ediyorsun, kursa neden gidemediğini anlatıyorsun. Özel de özel diye de tutturmuyorsun, sadece bir durum tespiti yapıyorsun, kendi yol planını ona göre çizmeye çalışıyorsun. En erken realistliği öğrenenler belki de iktisat öğrencileridir zaten. Mezun olmak üzere olan bir iktisatçı özel sektörün riskli olduğunu da biliyordur diye bakmak lazım zaten konuna en baştan, yaşın küçük diye bilgisiz değilsin netice...

Zaten belli hırslısın da, inşallah biraz şansın da yardım eder, kısa sürede düzenini oturtmuş olursun:KK66:
Birkaç sayfa önce yaptığım bir yorum vardı şu an bulamadım ama, özel sektöre bişey olmaz bu ülke kaç tane kriz atlattı demiştim sanırım. Özeli en iyi İktisatçılar bilir bence. Burada bir Fen-Edebiyat mezunu ve öğrencisi konuşmuyor sonuçta. Neden Fen-Edebiyat dedim çünkü orada okutulan bölümlerde ekonomi analizi yapmıyorlar diye. Ben mezun olunca sudan çıkmış balığa dönmek istemiyorum, hayal kırıklığına da uğramak istemediğim için hiç hayal kurmuyorum bazı şeylerle ilgili. İlk kez çalışacağım bir işe düşük pozisyondan gireceğimi, çok yüksek ihtimalle asgari ücret alacağımı, performansımdan memnun kalınmazsa kısa süre içinde kapı önüne konulabileceğimi, kesinlikle ve kesinlikle kariyer yapabilme imkanımın olacağı bir işe girmem gerektiğini vs. Kursa gerçekten gidebilecek durumda değilim hem kendim kursa para vermek istemiyorum hem de aileme "ben bi sene kpss kursuna gideceğim" dediğim takdirde sıkıntı çıkabileceğini biliyorum. Evet, tarz olarak memur olmak istemiyorum şimdilik ama durumun gidişatına göre kpss'ye kapılarımı kapatmış değilim. Atıyorum bir sene iş aradığım halde bulamazsam İzmir'de, kpss'ye başlarım doğal olarak. O zaman ailem de benim için "çocuk aylarca iş aradı ama bulamadı, yok, bari kpss çalışsın" diye düşünüp en azından destekler. Ben mezun olur olmaz "ben kpss'ye çalışıcam, 1 sene bana kimse dokunmasın" dersem bu defa ailem buna tepki gösterecek "sen niye iş aramıyorsun" diye. Hayatımızda ailelerimiz de var sonuçta. Şu ortamda hayal kurmak en tehlikeli şey. "Ne ummuştum ne buldum" dememek için bazı beklentileri kısmak lazım.

Zaten mezun olduktan kısa süre sonra bayram gelcek. Bizimkilerin bi dükkanı var, toptan ve perakende işi yapıyorlar. Bayram üstü ve zaten genellikle yazın yoğun oldukları için onların yanına giderim yardım ederim. Bi yandan da iş ararım, geri dönüşler bazen çok uzun sürüyor. Bu süre zarfı içerisinde okul hayatının bitmesi sonucu yaşanan boşluğa düşme durumu bende olmamış olur bizimkilerin işine yardım ettiğim için. (ben boş kalmaya gelebilen biri değilim pek) İş bulsam da bulmasam da Aralıktaki SPK Lisans sınavına gireceğim. Bi yandan ona hazırlıklar yaparım. Sonbaharda Ales ve YDS'ye girerim muhtemelen. Banka sınavları yakaladıkça onlara girerim. Önceliğim kurumsal yerler ama küçük yerleri de yabana atmam, zaten ilk bir yıl işi öğreneyim, tecrübe kazanayım gözüyle baktığım için az maaş, fazla mesai gibi şeyleri dert etme lüksüm yok. Çok uzun oldu yazdığım şey ama beni çok iyi anlamışsınız. Halden anlamak bu olsa gerek :) Umarım şansım da açık olur.
 
Birkaç sayfa önce yaptığım bir yorum vardı şu an bulamadım ama, özel sektöre bişey olmaz bu ülke kaç tane kriz atlattı demiştim sanırım. Özeli en iyi İktisatçılar bilir bence. Burada bir Fen-Edebiyat mezunu ve öğrencisi konuşmuyor sonuçta. Neden Fen-Edebiyat dedim çünkü orada okutulan bölümlerde ekonomi analizi yapmıyorlar diye. Ben mezun olunca sudan çıkmış balığa dönmek istemiyorum, hayal kırıklığına da uğramak istemediğim için hiç hayal kurmuyorum bazı şeylerle ilgili. İlk kez çalışacağım bir işe düşük pozisyondan gireceğimi, çok yüksek ihtimalle asgari ücret alacağımı, performansımdan memnun kalınmazsa kısa süre içinde kapı önüne konulabileceğimi, kesinlikle ve kesinlikle kariyer yapabilme imkanımın olacağı bir işe girmem gerektiğini vs. Kursa gerçekten gidebilecek durumda değilim hem kendim kursa para vermek istemiyorum hem de aileme "ben bi sene kpss kursuna gideceğim" dediğim takdirde sıkıntı çıkabileceğini biliyorum. Evet, tarz olarak memur olmak istemiyorum şimdilik ama durumun gidişatına göre kpss'ye kapılarımı kapatmış değilim. Atıyorum bir sene iş aradığım halde bulamazsam İzmir'de, kpss'ye başlarım doğal olarak. O zaman ailem de benim için "çocuk aylarca iş aradı ama bulamadı, yok, bari kpss çalışsın" diye düşünüp en azından destekler. Ben mezun olur olmaz "ben kpss'ye çalışıcam, 1 sene bana kimse dokunmasın" dersem bu defa ailem buna tepki gösterecek "sen niye iş aramıyorsun" diye. Hayatımızda ailelerimiz de var sonuçta. Şu ortamda hayal kurmak en tehlikeli şey. "Ne ummuştum ne buldum" dememek için bazı beklentileri kısmak lazım.

Zaten mezun olduktan kısa süre sonra bayram gelcek. Bizimkilerin bi dükkanı var, toptan ve perakende işi yapıyorlar. Bayram üstü ve zaten genellikle yazın yoğun oldukları için onların yanına giderim yardım ederim. Bi yandan da iş ararım, geri dönüşler bazen çok uzun sürüyor. Bu süre zarfı içerisinde okul hayatının bitmesi sonucu yaşanan boşluğa düşme durumu bende olmamış olur bizimkilerin işine yardım ettiğim için. (ben boş kalmaya gelebilen biri değilim pek) İş bulsam da bulmasam da Aralıktaki SPK Lisans sınavına gireceğim. Bi yandan ona hazırlıklar yaparım. Sonbaharda Ales ve YDS'ye girerim muhtemelen. Banka sınavları yakaladıkça onlara girerim. Önceliğim kurumsal yerler ama küçük yerleri de yabana atmam, zaten ilk bir yıl işi öğreneyim, tecrübe kazanayım gözüyle baktığım için az maaş, fazla mesai gibi şeyleri dert etme lüksüm yok. Çok uzun oldu yazdığım şey ama beni çok iyi anlamışsınız. Halden anlamak bu olsa gerek :) Umarım şansım da açık olur.
Yol planın son derece gerçekçi ve sonuç verici bence. Koşulların içinde en mantıklısı. Boş oturmayı da düşünmüyorsun. Sen motivasyonunu düşürmemeye bak. Beş yıl sonra ben seni güzel yerlerde gördüm :KK66: Çünkü birçok mezun bazı işlere burun kıvırıyor, sen onlardan değilsin, elbet bir yerden yakalarsın fırsatını. Yolun açık olsun canım..
 
Çok doğru. Yaşlı, orta yaşlı ve genç hocalarımıza bakıyorum da, genç olanlar gerçekten çok donanımlı, çok bilgili. Alanlarına ve konularına daha çok hakim. Eski hocalar zamanında talep de olmadığı için akademisyen olmayı başarmışlar. Bizim Finans hocamız kendi ağzıyla "doçent olmak çok kolay, ben çok kısa süre içinde doçent oldum. Ordudam ayrıldım ve kısa süre içinde doçent oldum" demişti. Tabi kendi zamanına göre konuşuyor, orta yaş grubunda o. Genç bir akademisyenden bir dönem ders aldım, adamın derse hazırlanışından tutun konuyu anlatışına kadar farkı ortadaydı. Kademe atlayınca da durmadı zaten bizim okulda, gitti. :)

Aynen öyle. O zamanlar doçentlik için yayın şartı bile yokmuş. Şimdi doçentlik kriterleri çok ağır bir sürü yayın makale isteniyor ve ayrıca mülakata tabi tutuluyor.Alese yds ye bile girmemişler. Teknolojiden zaten çok anlamıyorlar. Bir çoğu interneti bile 40 yaşında görmüş....
 
Aynen öyle. O zamanlar doçentlik için yayın şartı bile yokmuş. Şimdi doçentlik kriterleri çok ağır bir sürü yayın makale isteniyor ve ayrıca mülakata tabi tutuluyor.Alese yds ye bile girmemişler. Teknolojiden zaten çok anlamıyorlar. Bir çoğu interneti bile 40 yaşında görmüş....
Kesinlikle haklısınız, tabi hepsi öyle diyemeyiz ama durum da ortada. Bir yabancı dilleri bile yok çoğunun, bana en çok bu tuhaf geliyor, bir akademisyen literatüre hakim dili nasıl bilmez? Teknoloji meselesi de dediğiniz gibi. Her iş asistanlarının sırtından geçer zaten. Bizim fakültedeki eskilerin çoğu sınavları bile okumazdı, yoklama almazdı, derse bile girmezdi, ona bile asistanlarını gönderirlerdi ve neyse ki biz bundan memnunduk çünkü dersler gerçekten etkileşimli olurdu genç hocalarla, hepsi zehir gibiydi. Tabi ki donanımlı hocalar da vardır eskilerden, mutlaka vardır, ama malesef çok azınlıktalar.
 
Yol planın son derece gerçekçi ve sonuç verici bence. Koşulların içinde en mantıklısı. Boş oturmayı da düşünmüyorsun. Sen motivasyonunu düşürmemeye bak. Beş yıl sonra ben seni güzel yerlerde gördüm :KK66: Çünkü birçok mezun bazı işlere burun kıvırıyor, sen onlardan değilsin, elbet bir yerden yakalarsın fırsatını. Yolun açık olsun canım..
Teşekkür ederim. İnsanlar çok hazırcı, tüketim toplumu olmamızdan mıdır nedir bilmiyorum. Mezunları da bi garip, hep bölüme suç atıyorlar. Adam 4 sene boyunca teori ezberleyip vizeyi finali geçmiş, afedersiniz saf gibi ceteris-paribus'a, likidite tuzağına falan inanmış ondan sonra gerçek dünyada yaşanan olayları anlayamıyor. Anlayamaz tabi, onlar teori. Hayat teori mi? Hayır. Ondan sonra da yok boş bölüm, işe yaramıyor bilmem ne. Kendisi demiyor ki "boş olan benim aslında, işe yaramaz olan da benim çünkü gerçekten anlamaya çalışmadım" diye. :) Özellikle kadın mezunlar çok çabuk pes ediyor. Ülkemizdeki durum aşağı yukarı şu: Bu bölümü bitirir, kısa bir süre özel sektörde çalışır memnun kalmaz. Ondan sonra yaş 30 bile olmadan evlenip çocuk yapar. Sonra çocuk biraz büyüdükten sonra aklı başına gelir, benim bi çalışmam lazımdı falan der ama çocukla özel sektör zor gelir (gerçekten zordur ama) sonra kpss'ye yönelir. 85 ve üzeri alması gerekir şu durumda, ALAMAZ sonra da ben boşuna okumuşum der. Fakat aynı kişi mühendis de olsa hemşire de olmuş olsa işi özel sektörde yoğun olacaktır. Ondan sonra ne oluyor, sizin dediğiniz gibi devlette bi dünya gereksiz kadro vs. sabahtan akşama kadar çay iç dur. Nitelik var mı bu insanlarda, İktisat açısından hayır. Çok merak ediyorum, bu kadar çok İktisat mezunu olup da ekonomisi halen daha sıkıntılar içinde yüzen başka bir ülke var mı dünyada. :) Bir de bilgisiz olup da kafa tutmaya kalkanlara çok gülüyorum; küçük bir örnek: 2016'da asgari ücrette artış yapıldı. Bu artışın bir sürü olumsuz sonucu olacak diye konuştuk, haberlerde bile vardı. Biz şu an Mayıs ayındayız ve enflasyon rakamımızda bir düşüş söz konusu (şimdilik) (enflasyon derin konu ona girmiyorum o yüzden) Hep dendi ya işte asgari ücret artınca talep de artacak, enflasyon yükselecek, kayıt dışı çalışma artacak, işverenler karşılayamaz falan filan. Şimdi o düşük enflasyona bakan tipler bize "ee hani enflasyon artacaktı, o kadar konuştunuz bak bişey olmadı" diyorlar. Dur bismillah, biz daha 2016'nın ilk yarısını geride bırakmadık. Devlet şu anda işverenlere bir süreliğine yardımda bulunuyor bu asgari ücret meselesi için. O yardımı bir süre sonra çekecek. Daha kaç ay geçti ki? Hemen yarın etkisini göstermez böyle şeyler. Şu an belki bişeyler iyiye gidiyormuş gibi gözüküyor ya hani, oh ne güzel merkez bankası faizi de düşürüyor (üst koridor) aslan kaplan ekonomi. Çok ciddi bir şekilde iddia ediyorum, 2016'nın ikinci yarısı iyi geçmeyecek. Ama aslan kaplancılara laf anlatmak ne mümkün. Bir de 2016'yı sonlara doğru görsünler.

Bu sözlerimden "kriz olacak" anlamı çıkmasın bir de "krizciler"le uğraşamam :) Sözün özü ekonomimizle alakalı iyileştirmelere, düzeltmelere odaklanmamız gerekirken biz siyasi şeylere odaklandığımız müddetçe bu sıkıntılardan kurtulamayız. Ekonomimize bakınca başarılı İktisatçılara ne kadar çok ihtiyaç olduğunu görüyoruz aslında. Bu ülkenin doktora, mühendise, hukukçuya ne kadar ihtiyacı varsa iktisatçıya da o kadar ihtiyacı var. "Boş" diyenlerin kendi boşluğu bence.
Ay yine çok uzun yazdım.
 
Konu mezuniyet sonrasi kaygidan ekonomi derslerine geldi. What is the next?
 
Teşekkür ederim. İnsanlar çok hazırcı, tüketim toplumu olmamızdan mıdır nedir bilmiyorum. Mezunları da bi garip, hep bölüme suç atıyorlar. Adam 4 sene boyunca teori ezberleyip vizeyi finali geçmiş, afedersiniz saf gibi ceteris-paribus'a, likidite tuzağına falan inanmış ondan sonra gerçek dünyada yaşanan olayları anlayamıyor. Anlayamaz tabi, onlar teori. Hayat teori mi? Hayır. Ondan sonra da yok boş bölüm, işe yaramıyor bilmem ne. Kendisi demiyor ki "boş olan benim aslında, işe yaramaz olan da benim çünkü gerçekten anlamaya çalışmadım" diye. :) Özellikle kadın mezunlar çok çabuk pes ediyor. Ülkemizdeki durum aşağı yukarı şu: Bu bölümü bitirir, kısa bir süre özel sektörde çalışır memnun kalmaz. Ondan sonra yaş 30 bile olmadan evlenip çocuk yapar. Sonra çocuk biraz büyüdükten sonra aklı başına gelir, benim bi çalışmam lazımdı falan der ama çocukla özel sektör zor gelir (gerçekten zordur ama) sonra kpss'ye yönelir. 85 ve üzeri alması gerekir şu durumda, ALAMAZ sonra da ben boşuna okumuşum der. Fakat aynı kişi mühendis de olsa hemşire de olmuş olsa işi özel sektörde yoğun olacaktır. Ondan sonra ne oluyor, sizin dediğiniz gibi devlette bi dünya gereksiz kadro vs. sabahtan akşama kadar çay iç dur. Nitelik var mı bu insanlarda, İktisat açısından hayır. Çok merak ediyorum, bu kadar çok İktisat mezunu olup da ekonomisi halen daha sıkıntılar içinde yüzen başka bir ülke var mı dünyada. :) Bir de bilgisiz olup da kafa tutmaya kalkanlara çok gülüyorum; küçük bir örnek: 2016'da asgari ücrette artış yapıldı. Bu artışın bir sürü olumsuz sonucu olacak diye konuştuk, haberlerde bile vardı. Biz şu an Mayıs ayındayız ve enflasyon rakamımızda bir düşüş söz konusu (şimdilik) (enflasyon derin konu ona girmiyorum o yüzden) Hep dendi ya işte asgari ücret artınca talep de artacak, enflasyon yükselecek, kayıt dışı çalışma artacak, işverenler karşılayamaz falan filan. Şimdi o düşük enflasyona bakan tipler bize "ee hani enflasyon artacaktı, o kadar konuştunuz bak bişey olmadı" diyorlar. Dur bismillah, biz daha 2016'nın ilk yarısını geride bırakmadık. Devlet şu anda işverenlere bir süreliğine yardımda bulunuyor bu asgari ücret meselesi için. O yardımı bir süre sonra çekecek. Daha kaç ay geçti ki? Hemen yarın etkisini göstermez böyle şeyler. Şu an belki bişeyler iyiye gidiyormuş gibi gözüküyor ya hani, oh ne güzel merkez bankası faizi de düşürüyor (üst koridor) aslan kaplan ekonomi. Çok ciddi bir şekilde iddia ediyorum, 2016'nın ikinci yarısı iyi geçmeyecek. Ama aslan kaplancılara laf anlatmak ne mümkün. Bir de 2016'yı sonlara doğru görsünler.

Bu sözlerimden "kriz olacak" anlamı çıkmasın bir de "krizciler"le uğraşamam :) Sözün özü ekonomimizle alakalı iyileştirmelere, düzeltmelere odaklanmamız gerekirken biz siyasi şeylere odaklandığımız müddetçe bu sıkıntılardan kurtulamayız. Ekonomimize bakınca başarılı İktisatçılara ne kadar çok ihtiyaç olduğunu görüyoruz aslında. Bu ülkenin doktora, mühendise, hukukçuya ne kadar ihtiyacı varsa iktisatçıya da o kadar ihtiyacı var. "Boş" diyenlerin kendi boşluğu bence.
Ay yine çok uzun yazdım.
Çok bilgilisin gerçekten maşallah..sen 1 senede çok iyi yerlere gelirsin..melis konuşuyor gibi hissettim kendimi..fotoğrafınla uyuşmuşsun.
 
Ibf sanirim..umarim diliniz vardir bir cok yer ozelde dil arayacaktir..isterseniz a grubunuda zorlarsiniz kimseyi dinlemeyin onemli olan sizin dusunceleriniz
 
Konu mezuniyet sonrasi kaygidan ekonomi derslerine geldi. What is the next?
The next topic will be 'what will it be the certain question for our first final exam and what should it be the proper answer for the question'

Çok günlük ağızla yazdım yalnız.
Finallere odaklanmış durumdayız. Ben zaten normalde de ekonomi hakkında konuşan biriyim ama burada kendim gibi İktisat mezunu birini görünce konu oralara geldi, laf lafı açtı.
 
Çok bilgilisin gerçekten maşallah..sen 1 senede çok iyi yerlere gelirsin..melis konuşuyor gibi hissettim kendimi..fotoğrafınla uyuşmuşsun.
Ya şu Melis'ten bi kurtulacağım ama başka resim bulamıyorum koyacak :) Teşekkür ederim, hele bi diplomamızı alalım da inşallah iyi yerlerde oluruz.
 
Ibf sanirim..umarim diliniz vardir bir cok yer ozelde dil arayacaktir..isterseniz a grubunuda zorlarsiniz kimseyi dinlemeyin onemli olan sizin dusunceleriniz
Dil var. Dil olmasaydı kaygılanacak bir geleceğim de olmayacaktı muhtemelen. Ama dil öğrenmenin sonu yok, her geçen gün yeni bişeyler öğreniyorum. Eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum vs. Bazı jargonlarla alakalı da bilgi edinmem lazım. İkinci dili de ileride işimin gücümün doğrultusunda öğreneceğim. A grubunu şu an zorlayabilecek durumda değilim fakat o konuyla alakalı hocamızın tavsiyesi şu: Önce B grubundan atanıp hali hazırda kendi paramızı kazanıyorken (iş stresi yokken) A grubu sınavlarına hazırlanmak. Yani B grubu memur olursam zaten ben B'de kalmam. Bence mantıklı, insanın kafası rahat olur. Hem devlette paramı kazanırım hem de haftasonuları kpss a kurslarına giderek sınava hazırlanırım öyle bir durum olursa diye düşünüyorum.
 
Dil var. Dil olmasaydı kaygılanacak bir geleceğim de olmayacaktı muhtemelen. Ama dil öğrenmenin sonu yok, her geçen gün yeni bişeyler öğreniyorum. Eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum vs. Bazı jargonlarla alakalı da bilgi edinmem lazım. İkinci dili de ileride işimin gücümün doğrultusunda öğreneceğim. A grubunu şu an zorlayabilecek durumda değilim fakat o konuyla alakalı hocamızın tavsiyesi şu: Önce B grubundan atanıp hali hazırda kendi paramızı kazanıyorken (iş stresi yokken) A grubu sınavlarına hazırlanmak. Yani B grubu memur olursam zaten ben B'de kalmam. Bence mantıklı, insanın kafası rahat olur. Hem devlette paramı kazanırım hem de haftasonuları kpss a kurslarına giderek sınava hazırlanırım öyle bir durum olursa diye düşünüyorum.
A grubu sandigin kadar zor degil bir yil calismayla sinavi atlatirsin 82yle ihraacatcilar meclisine gidenler var ..mulakat kismi icin torpiln varsa senden iyisi yok :)))
 
A grubu sandigin kadar zor degil bir yil calismayla sinavi atlatirsin 82yle ihraacatcilar meclisine gidenler var ..mulakat kismi icin torpiln varsa senden iyisi yok :)))
Torpille referans aynı şey mi bilmiyorum ama referans için bir hocam var. Adam A grubu mülakatlarında jüride yer almış kaç defa. Ne zaman isterseniz ben size referans olurum dedi. Ama tabi onun dediği şey başarıya dayalı yani mülakattan geçersek hocayı arayacaklar, beni soruşturacaklar falan öyle. Şu an bir senemi o sınava ayırabilecek durumda değilim maalesef. Onu bu hocamız da söylüyor ama bana uygun değil yani şimdilik.
 
X