Hiç başlamayalım mı hayata, ben anlamadım?

Birisi bir profesörün dediği bir lafı söyledi, ben de söylenen şeyden ne anladığımı söyledim. Bence şunu demek istemiştir dedim. Daha sonra başka birisi iş hayatına girince anlarsın dedi. Sen profesörü anlamamışsın falan dedi, ben de anlatın o zaman dedim. Ardından birisi de kpss dershanesine gitmediğin için bilemezsin falan dedi, ben de gitmediğimi nerden biliyorsunuz ki dedim. Sonra aynı kişi "memurlar sırtını devlete dayıyor" algısından rahatsız olmuş sanırım ben de öyle demediğimi sadece çevremdeki insanların sığ düşüncesinden rahatsız olduğumu söyledim. Öyle. :KK70:
Ay anlatmışsın bir de üşenmeden :KK70: teşekkür ederim..
Bak az önceki yorumumda da yazdım. Kişilik özelliklerin neyse o, ona göre yapabilirsin kariyer planlarını.. Mesela sana inatçı diyenler de olmuş :-) gerçekten inatçıysan çok iyi, inat edip de istediğinin peşinden gider ve sonunda başarılı olursun. Gerçi o zaman bile çevrenden bir kulp bulan olur, çünkü onların doğrularına hakaret etmişsin gibi algılanıyor bazen farklı seçim yapınca.

Özetle, kendini tanıyıp da kendin için doğru olan kararları verebilirsin umarım :KK66:
 
Rica ederim... Anneciğini artık idare edeceksin, yapacak bir şey yok :KK66:

Devlet - özel konusunda da bence insanlar anlayamadığı şeyi eleştiriyorlar. Hele ki onların seçimlerine sırtını dönersen bazen insanlar bunu kişisel algılayabildiğinden eleştiriler sertleşebiliyor. Sadece burası için demiyorum. Dışarıda da buna hep hazır ve dayanıklı olmaya çalış. İktisat mezununu çevirmen olarak söylüyorum sana bunu :KK66: Ne istiyorsan git peşinden, ama önce kendi kişilik özelliklerini tanı. Hırslı isen özelde, finans sektöründe başarılı olma ihtimalin çok daha fazladır, hele ki fazla mesailere tamam dersen, stres altında çalışabilirsen - ki bazı insanlar daha başarılı oluyor stres altında - biçilmiş kaftandır sana, daha rahat yükselirsin de... Ama dersen ki benim iş saatim belli olsun, ben öyle o kadar rekabet ve strese gelemem, o zaman tamam, memuriyet.

İnsanlar keşke biraz buna göre yönlendirse yeni hayata atılacak olan gençleri. Her insana memuriyet olur mu? Birinin mutlu olduğu yerde diğeri bağlasan durmaz, ama sanki hepimiz bir örnekmişiz gibi yaklaşılıyor bu konularda genelde. Memuriyetin mutsuz edeceği insanlar olabilir desek, savunma hemen: önemli olan gelir ve şartlar diye gelir, sorulur hemen, hangi iş sevilerek yapılıyor ki? diye - ki ben buna inanmıyorum. Ayrıca sanki özelde çalışan kimse evine ekmek götüremiyor :işsiz:

Neyse, daha fazla uzatmayayım, tekrar bol şans..
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim :)
Genel algının dışında olduğum için de burada tepki görüyorum ben bazen. Siz de bilirsiniz, İktisat'ta tek bir doğru yoktur, bazen yaşanan iktisadi bir gelişmenin olumlu sonuçları olduğu gibi olumsuz sonuçları da vardır. Bi açıdan bakarsınız iyi görürsünüz, diğer açıdan bakarsınız kötü görürsünüz. Olumlu gözüken bişey olumsuz da çıkabilir. Tek bir göstergeye aldanmamak lazımdır, bu da biraz buna benziyor. Belki de genel algının dışına çıkmamın sebebi böyle bir bakış açısına sahip olmamdır. Sonuç olarak Türkiye'nin her konuda volatilitesi yüksek. İşsiz olan özel-devlet demeden bir işi olan insana özenir, özel sektördeki bunalınca devlettekine özenir, devletteki bazen özeldekine bakıp acır bazen de kendi işinden sıkılır... Sonra halk da hep ona imrenir ve der ki "8-5 çalışıyorsun, tatilin bol, daha ne istiyorsun?" falan yani herkes herkese ilginç yaklaşıyor aslında. :)
 
Ay anlatmışsın bir de üşenmeden :KK70: teşekkür ederim..
Bak az önceki yorumumda da yazdım. Kişilik özelliklerin neyse o, ona göre yapabilirsin kariyer planlarını.. Mesela sana inatçı diyenler de olmuş :-) gerçekten inatçıysan çok iyi, inat edip de istediğinin peşinden gider ve sonunda başarılı olursun. Gerçi o zaman bile çevrenden bir kulp bulan olur, çünkü onların doğrularına hakaret etmişsin gibi algılanıyor bazen farklı seçim yapınca.

Özetle, kendini tanıyıp da kendin için doğru olan kararları verebilirsin umarım :KK66:
Benim hoşuma gitti öyle demesi :KK53: Teşekkür ederim
 
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim :)
Genel algının dışında olduğum için de burada tepki görüyorum ben bazen. Siz de bilirsiniz, İktisat'ta tek bir doğru yoktur, bazen yaşanan iktisadi bir gelişmenin olumlu sonuçları olduğu gibi olumsuz sonuçları da vardır. Bi açıdan bakarsınız iyi görürsünüz, diğer açıdan bakarsınız kötü görürsünüz. Olumlu gözüken bişey olumsuz da çıkabilir. Tek bir göstergeye aldanmamak lazımdır, bu da biraz buna benziyor. Belki de genel algının dışına çıkmamın sebebi böyle bir bakış açısına sahip olmamdır. Sonuç olarak Türkiye'nin her konuda volatilitesi yüksek. İşsiz olan özel-devlet demeden bir işi olan insana özenir, özel sektördeki bunalınca devlettekine özenir, devletteki bazen özeldekine bakıp acır bazen de kendi işinden sıkılır... Sonra halk da hep ona imrenir ve der ki "8-5 çalışıyorsun, tatilin bol, daha ne istiyorsun?" falan yani herkes herkese ilginç yaklaşıyor aslında. :)

Kesinlikle katılıyorum, özellikle de işaretlediğim yere :KK39:
 
Kesinlikle katılıyorum, özellikle de işaretlediğim yere :KK39:
Cidden ama, memur olunca da birileri kalkıp bişey söyler. Öğretmenlere hep diyorlar ya "3 ay yatıyonuz yaa, 3 ay yaz tatili, ooh" falan diye :KK53: Herkesin kendi doğrusu deyip geçemiyorum da, içim elvermiyor böyle laflar duydukça.
 
Bence seçeneklerinizi geniş tutun kendinize imkanlar yaratın. Yani "şunu yapmam bunu yapmam" gibi şeyler söylemeyin.
Okudunuğunuz bölümde çok mezun olduğu için rekabet de fazladır. Yabancı dil öğrenip kendinizi gelişitirin ve de tecrübe edinin. Hatta bir yandan farklı bir bölüm bile okuyabilirsiniz yani seçenekleri mümkün mertebe çoğaltın.
Kimsenin dediğini de bu kadar takmayın, tabii dinleyin ama herkesin tecrübesi farklıdır. Eski hocaların çoğu zamanında hasbelkader koyunun olmadığı yerde akademisyen olmuşlar, yazdıkları tezleri açın bakın. Çoğu aynı şeyleri tekrarlar durur. Eskiden bu işler bu kadar zor değildi. Ne literatür bu kadar genişti ne de yükselme şartları bu kadar ağırdı. İnternet ve dolayısıyla akademik çalışmalarla alakalı bir veri tabanı bile yoktu yani allah bilir o karanlık dönemde nasıl yazdılar tez, kitap, makale vs intihal mi yaptılar belli değil. O zamanlar ne ales gibi standart bir sınav vardı ne de yabancı dil sınavları bu kadar zordu. Hatta üds, yds vs. bile yoktu 2000 li yıllarda standartlar yavaş yavaş oturdu ve de çıta çookkk yükseldi. Sadece akademiye adım atmak bile çok zorlaştı. Yrd.doçentlik, doçentlik kriterleri ağırlaştı. Şimdi bana kızanlar olacaktır ama ben kendim de araştırma görevlisiyim, üniversitelerde durum bu, o yüzden o kelli felli profesörleri o kadar gözünüzde büyütmeyin. Hocalarımıza saygımız sonsuz tabii ama gerçekler bunlar, hatta bir kısmı kabul de ediyor, yeni nesil akademisyenlerin çok daha donanımlı olduğunu...
 
Maliye okuyorum. Maliye okuduğumu öğrenen herkesin tepkisi genelde aynı. KPSS'ye gir, devlete atan vergi dairelerinde çalış şudur budur. Bir kulağımdan girip ötekinden çıkıyor bile desem yalan olur çünkü kulağımdan dahi girmiyor. Direkt KPSS devlet memurluğu filan düşünmek bence son çare olmalı insan için.Evet garanti maaş evet sabah 9 akşam 5'te bakalım ben bu genç yaşımda devlet dairesinde çay içip akşamı etmeye çalışan ruhu geçmiş gençlerden miyim? Bakalım hayattan istediğim amaaan para gelsin akşam olsun yeter mi. Varsa aranızda devlet memuru olup vergi dairelerinde postanelerde şurda burda çalışan arkadaşlar lütfen alınmasın ama büyük bir çoğunluğunun devlet memurluğuna bakış açısının bu olduğu yadsınamaz bir gerçek. Ve bu yüzden KPSS düşünmek devlete atanmak en son çare benim için. Mesela mali müşavirlik istiyorum, bağımsız denetçilik istiyorum. Gelen tepkiler vay defter tutmak kolay mı yok denetçi olmak kolay mı vay defter bulabilicek misin bilmemne. Ööööffff yani. En azından ben çalıştıkça başarılı olabiliceğim daha fazla kazanma ihtimalim olan bir mesleği seçmişim. Etiket seçmişim falan yani. İnsanlara bunu anlatmakla dahi uğraşmıyorum ama, benim hedefim bu diyip çekiliyorum kenara gelen yorumlarada he diyip geçiyorum. Sende öyle yap. Gerçekten kimseye laf anlatılmaz devlete sırtını dayama mantığıda baştan 1-0 yenik başlamak bence. Daha aydın görüşlü daha çabalamaya başarmaya yönelik bi tutum sergilenmeli. tabi ki kpss kazanmakta kolay değil, ben çalışma aşamasından bahsediyorum sadece. Bu sebeple en doğrusu insanları önemsememek.
 
Cidden ama, memur olunca da birileri kalkıp bişey söyler. Öğretmenlere hep diyorlar ya "3 ay yatıyonuz yaa, 3 ay yaz tatili, ooh" falan diye :KK53: Herkesin kendi doğrusu deyip geçemiyorum da, içim elvermiyor böyle laflar duydukça.

Kardeşim de öğretmen ve ona yata yata para kazanıyorsun" dediklerinde "evet yata yata para kazanıyorum hatta yanlarım ağrıdı yatmaktan" diyor. :KK70: Herkes herşeyi söyler ve dediğiniz gibi herkesin kendi doğrusu...
O yaz tatili olmasa öğretmenler ya karacaahmet te ya da ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yatarlar haberleri yok...:KK53:
 
Özel sektör bitebilir yorumlarını da yeni gördüm. Yani hiç böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar, küçük esnaf mı ki bu bitsin?

Aslında hepimizin bildiği bir yapı ama yine de özel sektör neden bitemez, mümkün olduğunca kısaca ve basitçe anlatmaya çalışayım ben de. Öncelikle bir ekonomide üretim oldukça her şey iyidir. Çarkı döndüren üretimdir yani. Devlet üretenin ve tüketenin vergisini almak için dahi iş alanları yaratmıştır. Bir çok kadro aslında sadece devletin varlığını sürdürebilmesi içindir sadece, yani işleri sadece bürokrasidir. Dolayısıyla da devlet cephesinde tam anlamıyla bir üretim bu yıllarda artık yoktur. Seksenlerden sonra liberal politikalarla ekonominin yapısal bir dönüşüme girmesi sonucu, önceden makarnaya kadar üreten devlet artık olabildiğince küçülmüş durumdadır. Devlet artık pek üretmez ama tüketir, yani kaynakları kullanır. Üretimin olduğu özel sektör de vergiler ve büyüttükleri ekonomi ile bu kadroların tabiri caizse maaşını öder. Bu kadrolar da özel sektör güçlendikçe ve nüfus arttıkça şişer. Çünkü, yine vergi bürokrasisinden örnek vermek gerekirse, daha fazla kişiden daha fazla vergiyi toplamak için daha fazla işgücü ve kaynak gerekir.

Tüm bu koşullarda özel sektörün bitmesi demek ise krizin dibi demektir ve bittiği an devlet, kendi kadrolarına da ödeyemez hale gelir. Ekonomi darmaduman olur. Evet bugün bütçe açığı olabilir, yabancı sermaye kaçabilir, faizler dalgalanabilir ve hatta kobiler yok olma tehdidiyle karşılaşabilir, birer ikişer devrilebilir, fakat bunların hepsi krizin şu sürekli söylenen teğet geçtiği hallerdir olsa olsa, özetle özel sektör bunlar yüzünden bitmez, devlet de öyle izlemez bitişi. Çünkü biterse ortada ekonomi de kalmaz. O ülke öyle bir yuvarlanır ki o zaman içindeki herkes de beraberinde gider. Bu yüzden de liberal ekonomilerde özel sektörün daha da büyümesi için devlet kurar mekanizmayı, kenara çekilir, arada mekanizmanın işlerliğini denetler, gerekli durumlarda da müdahale eder. Önümüzdeki birkaç on yılda sosyalist politikalara veya tam kapalı ekonomiye geçilmesi gibi bir senaryo olmadığına göre öyle özelin bittiği bir senaryo da yoktur sanıyorum. Olursa da devleti özeli hep birlikte aynı gemide batarız zaten :KK51:
 
Yorum yapanlarin, ozellikle "ooo ozelde cok calisirsin, hemen yukselirsin, sonra gelsin basari, gelsin paralar!!" tarzi yorum yapanlarin kaci calisiyor merak ettim dogrusu. Oyle ogrenciyken bi yerde part time calismaktan bahsetmiyorum, adam gibi full time sabah 8 aksam Allah kerim kac kisi boyle yorumlar yapiyor?

Hayatin cemberinden gecmisler mi yoksa ana baba, koca, sevgili, veya hayallere mi siginiyorlar?

Walla karamsar olma tabii ama sana sunu soyleyebilirim, mezun olduktan sonra saltanat bitiyor. Su gunlerinin tadini cikar. İs gelir zaten pek kafa yorma. İyi kotu, duse kalka, gule aglaya gidersin nereye gitmek istiyorsan
 
Hocalarınız bence iş bulamama durumuna hazırlıyor kendilerince sizleri. Ha doğrumu kesinlikle değil ama sizlere çok umutlu konuşup iş bulamadığınızda karamsar olmamanız adına, "okul bittiğinde iş bulamazsanız bakın burada kpss var b planı olarak "deniyor bir anlamda sanki. Nedense ben öyle algıladım. Doğru bir bakış açısı değil tabiki ama maalesef devlet işi = garanti maaş kafası değişmez.
Sizin yerinizde olsam,kulaklarımı tıkar,kendi hayalimin peşinden giderdim,muhakkak zorlanabilirsiniz her yeni mezun gibi ilk zamanlarda ama kendinizi geliştirebilir,yükselebilirsinizde aynı zamanda, umutsuz olmayın. Sadece bilin ki zorluklar her daim olacak ama üstesinden gelebilirsiniz.
Başarılar dilerim
 
Fakülteye başladığım gün bir hocam siz şimdi iyi bir şey yaptığınızı sanıyorsunuz hukuk Fakültesine gelerek ama hayatınızı daha baştan kısıtladınız, bunu mezun olunca anlayacaksınız demişti. Her fakültede var bölümün negatif yönünü one çıkaran hocalar. Buna alışmış olmanız gerekirdi. Insanlarımız da boş boğaz ne yazık ki. Bunlara takılmak yerine ne yapmak istiyorsanız ona odaklanın.

Ben sizi cok stresli görüyorum. Son açtığınız konular ciddi heyecanlı ve karamsar.. Kendinizi boş yere yıpratıyorsunuz biraz sakin olun.
 
Tüm bölümlerde ayni yaklasim var. Ben de ogretmenlik icin hazirlandim bu sene kepesese'ye, dershanede 21 22 yasinda kizlar, yeni mezunlar, herkes atanmak istiyor ve ta uni 3. 4. Siniftan kursa gitmeye baslamislar.
Ozelde de bircok iş imkani var, hatta benim esim de finans uzmani :-) ama bu kepesese artik putlaştirilmiş durumda ve dedigin gibi insani rahatsiz ediyor.
 
Seni cok iyi anliyorum.. Gecen sene bu zamanlarda mezun olma telasesi icindeydim bi yandan gece yarilarinda proje bitirmeye calisiyodum bi yandan dusunceler dusunceler.. ve tamamen sansima ama mezun olmadan ise girdim ozelde hem de istedigim sekilde bi isti tabiki de alt seviyeden girdim. Calistigim sure boyunca hatta bi kac ay oncesine kadar annemler kpss diye soylendiler. Ama ben bunca yil bosa okumadim dedim yani hem de burslu basarili bi ogrenciydim. Kimse ustune alinmasin tabi de neden son secenek olarak dusunmem gereken seyi tek secenegim gibi kullancakmisim. Valla ne anneme ne millete baktim. Ozel sektorun degil is hayatinin zorluklari var bence yani devlette calisanin hic mi derdi yok. Insanlar bi garip bi degisik ozelde de boyle eminim devlette de boyledir..
Ha su anda ilk calistigim yerden cok daha guzel bi yerde daha iyi durumda calisiyorum nazar degmesin.

Kisaca sen kafanda ne istiyosan onu yap, cok istersen zaten firsatlar senin karsina cikacaktir ya da sen bi yerden bulur alirsin o firsati. Kimsenin hayali degil senin kafandakine odaklan bosver kim ne derse desin:rapci:
 
Mesajları okuyorum ama cevapları akşam yazmayı düşünüyorum. Şimdi dersim var :)
 
Yorum yapanlarin, ozellikle "ooo ozelde cok calisirsin, hemen yukselirsin, sonra gelsin basari, gelsin paralar!!" tarzi yorum yapanlarin kaci calisiyor merak ettim dogrusu. Oyle ogrenciyken bi yerde part time calismaktan bahsetmiyorum, adam gibi full time sabah 8 aksam Allah kerim kac kisi boyle yorumlar yapiyor?

Hayatin cemberinden gecmisler mi yoksa ana baba, koca, sevgili, veya hayallere mi siginiyorlar?

Walla karamsar olma tabii ama sana sunu soyleyebilirim, mezun olduktan sonra saltanat bitiyor. Su gunlerinin tadini cikar. İs gelir zaten pek kafa yorma. İyi kotu, duse kalka, gule aglaya gidersin nereye gitmek istiyorsan

2005'te mezun oldum, öğrenciyken de çalışıyordum mezun olduğumdan beri de çalışıyorum.
 
2005'te mezun oldum, öğrenciyken de çalışıyordum mezun olduğumdan beri de çalışıyorum.
Bizim sınıftan çocuğun biri bilinen giyim mağazalarından birinde birinci sınıftan beri tezgahtar olarak çalışıyor. Okula başlamadan önce de bir sene kadar sanırım mağazanın kendi memleketindeki şubesinde çalışmış. 4 yıldır part time olarak çalışıyor ve ünvanı satış temsilcisi. Kendini de sevdirmiş. Diplomasını aldıktan sonra mağaza yöneticisi olmayı hedefliyor, sınavları varmış galiba onlara girecek. Ki bu mümkün de yani, çocuk çevre falan yapmış. Olmaz diye bişey yok, şimdi mağaza yöneticisi olmak istiyor, yıllardır çalıştığı için ortamını da biliyor vs. Eğer yönetici olursa o işten ayrılması durumunda başka iş başvurularında yöneticilik yaptığını söyleyecek.

Ben çalışmadım mesela öğrenciyken ama bilinçli olarak çalışmadım. Çok mecburi değilse çalışılmaması gerektiğini düşünüyorum zaten ömür boyu çalışacağız.
 
Bence seçeneklerinizi geniş tutun kendinize imkanlar yaratın. Yani "şunu yapmam bunu yapmam" gibi şeyler söylemeyin.
Okudunuğunuz bölümde çok mezun olduğu için rekabet de fazladır. Yabancı dil öğrenip kendinizi gelişitirin ve de tecrübe edinin. Hatta bir yandan farklı bir bölüm bile okuyabilirsiniz yani seçenekleri mümkün mertebe çoğaltın.
Kimsenin dediğini de bu kadar takmayın, tabii dinleyin ama herkesin tecrübesi farklıdır. Eski hocaların çoğu zamanında hasbelkader koyunun olmadığı yerde akademisyen olmuşlar, yazdıkları tezleri açın bakın. Çoğu aynı şeyleri tekrarlar durur. Eskiden bu işler bu kadar zor değildi. Ne literatür bu kadar genişti ne de yükselme şartları bu kadar ağırdı. İnternet ve dolayısıyla akademik çalışmalarla alakalı bir veri tabanı bile yoktu yani allah bilir o karanlık dönemde nasıl yazdılar tez, kitap, makale vs intihal mi yaptılar belli değil. O zamanlar ne ales gibi standart bir sınav vardı ne de yabancı dil sınavları bu kadar zordu. Hatta üds, yds vs. bile yoktu 2000 li yıllarda standartlar yavaş yavaş oturdu ve de çıta çookkk yükseldi. Sadece akademiye adım atmak bile çok zorlaştı. Yrd.doçentlik, doçentlik kriterleri ağırlaştı. Şimdi bana kızanlar olacaktır ama ben kendim de araştırma görevlisiyim, üniversitelerde durum bu, o yüzden o kelli felli profesörleri o kadar gözünüzde büyütmeyin. Hocalarımıza saygımız sonsuz tabii ama gerçekler bunlar, hatta bir kısmı kabul de ediyor, yeni nesil akademisyenlerin çok daha donanımlı olduğunu...
Çok doğru. Yaşlı, orta yaşlı ve genç hocalarımıza bakıyorum da, genç olanlar gerçekten çok donanımlı, çok bilgili. Alanlarına ve konularına daha çok hakim. Eski hocalar zamanında talep de olmadığı için akademisyen olmayı başarmışlar. Bizim Finans hocamız kendi ağzıyla "doçent olmak çok kolay, ben çok kısa süre içinde doçent oldum. Ordudam ayrıldım ve kısa süre içinde doçent oldum" demişti. Tabi kendi zamanına göre konuşuyor, orta yaş grubunda o. Genç bir akademisyenden bir dönem ders aldım, adamın derse hazırlanışından tutun konuyu anlatışına kadar farkı ortadaydı. Kademe atlayınca da durmadı zaten bizim okulda, gitti. :)
 
Özel sektör bitebilir yorumlarını da yeni gördüm. Yani hiç böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar, küçük esnaf mı ki bu bitsin?

Aslında hepimizin bildiği bir yapı ama yine de özel sektör neden bitemez, mümkün olduğunca kısaca ve basitçe anlatmaya çalışayım ben de. Öncelikle bir ekonomide üretim oldukça her şey iyidir. Çarkı döndüren üretimdir yani. Devlet üretenin ve tüketenin vergisini almak için dahi iş alanları yaratmıştır. Bir çok kadro aslında sadece devletin varlığını sürdürebilmesi içindir sadece, yani işleri sadece bürokrasidir. Dolayısıyla da devlet cephesinde tam anlamıyla bir üretim bu yıllarda artık yoktur. Seksenlerden sonra liberal politikalarla ekonominin yapısal bir dönüşüme girmesi sonucu, önceden makarnaya kadar üreten devlet artık olabildiğince küçülmüş durumdadır. Devlet artık pek üretmez ama tüketir, yani kaynakları kullanır. Üretimin olduğu özel sektör de vergiler ve büyüttükleri ekonomi ile bu kadroların tabiri caizse maaşını öder. Bu kadrolar da özel sektör güçlendikçe ve nüfus arttıkça şişer. Çünkü, yine vergi bürokrasisinden örnek vermek gerekirse, daha fazla kişiden daha fazla vergiyi toplamak için daha fazla işgücü ve kaynak gerekir.

Tüm bu koşullarda özel sektörün bitmesi demek ise krizin dibi demektir ve bittiği an devlet, kendi kadrolarına da ödeyemez hale gelir. Ekonomi darmaduman olur. Evet bugün bütçe açığı olabilir, yabancı sermaye kaçabilir, faizler dalgalanabilir ve hatta kobiler yok olma tehdidiyle karşılaşabilir, birer ikişer devrilebilir, fakat bunların hepsi krizin şu sürekli söylenen teğet geçtiği hallerdir olsa olsa, özetle özel sektör bunlar yüzünden bitmez, devlet de öyle izlemez bitişi. Çünkü biterse ortada ekonomi de kalmaz. O ülke öyle bir yuvarlanır ki o zaman içindeki herkes de beraberinde gider. Bu yüzden de liberal ekonomilerde özel sektörün daha da büyümesi için devlet kurar mekanizmayı, kenara çekilir, arada mekanizmanın işlerliğini denetler, gerekli durumlarda da müdahale eder. Önümüzdeki birkaç on yılda sosyalist politikalara veya tam kapalı ekonomiye geçilmesi gibi bir senaryo olmadığına göre öyle özelin bittiği bir senaryo da yoktur sanıyorum. Olursa da devleti özeli hep birlikte aynı gemide batarız zaten :KK51:
Ekonominin en kötü tarafı, sokaktaki Memet amcanın bile canı istediği zaman Ekonomist kesildiği bir bilim olması. 4 sene okudum artık, ekonomiyle alakalı içi boş ve dolu yorumları çok kolay ayırt edebiliyorum. İnsanlar bunun eğitimini almamışsa ne konuştuklarını kendileri de bilmiyorlar. Milletin özel sektöre güven duymamasının sebebi devletin aksine her an işten çıkarılma ihtimalinin olması aslında. Devlet her şeyden vergi toplamaya çalışıyor çünkü eskiden Merkez Bankasının kaynaklarını kullanıp finansman sağlayabiliyordu şimdi o kaynaklara başvuramıyor, acısını halktan çıkarıyor. TCMB'nin bağımsızlığı çok önemlidir, bunu da sürekli her lafı siyasete getiren tipler kendilerince çürütmeye çalışıyorlar günümüzde ama bu tarz konularda sadece bilgi birikimi içeren yorumları ciddiye alıyorum.
 
X