- 5 Şubat 2015
- 8.379
- 24.176
- 398
- Konu Sahibi Bahar Yildirim
-
- #41
Öncelikle alakasız yerden vuruyorsun, Bahar.O Komünistler, hayatlarını her türlü hak için ortaya koyacak kimseler.
Eğer aralarında biraz vakit geçirdiysen, yedikleri baskınları, dayakları nasılda boşverdiklerini görmüştürsün.
Ve gün gelir, "o eteği giymeseydi, o saatte çıkmasaydı, orada ne işi vardı, sarhoş olmasaydı" sözlerini bir kadın cinayeti akabinde burada paylaştığımda bana karşı çıkarsan, o an'dan itibaren yukarıda saydığım sebeplerden ötürü öldürülen, şiddete maruz kalan, özgürlüğü kısıtlanan herkesin sorumluluğunu almayı kabul etmiş olacaksın, unutma.
Onları evine almalı, bakmalı ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamalısın.
Ne de olsa, bir yanlışı dile getirmek beraberinde evini onlara açmayı gerektiriyor (sana göre).
Yok, ben umut sahibi bir insanım.Bahar benim inanmadığım noktada "düzenin iyi işleyemeyeceği" düşüncesi zaten. Seninle daha öncede sistemler hakkında yazışmıştık. Ben sistemlerin kötü olduğuna değil ütopik olduğuna inanıyorum. Hani dedin ya "bir hain çıkmadıkça"? Etrafına bir bak. Herkes kimden ne koparırsam derdinde.
Benim varsayımımda her zaman bir hainin olacağı. MUTLAK güç suistimal edilir. Bizim ülkemizde güce sahip olan tanrıcılık oynamaya başlıyor. İnsan nefsini körelmedikçe imkansız.
Ha bana dersen ki mevcut sistemde hain başımıza diktatör olacağına, en az azından halk belli bir seviyeyi görsün varsın yine başımızda bir diktatör olsun diyorsan. Ok anlaştık.
Aslında içten içe komünizmin hanelere sağlayacağı (ekonomik, sosyal, kültürel , eğitim, sağlık , yüksek refah düzeyi gibi ) konularda, mevcut durumundan daha iyisini isteyen ve devletten bekleyen kesim neden kapitalizmi besleyen yönetime oy veriyor?
Serbest ekonomi kafasındaki adamlardan bunu neden istiyor, neden onlardan medet umuluyor?
Bunu bile bile gidip ona oy verip bir dünya çocuk yapan insanların, (padişahları öyle emrediyor) çocukları aç kalınca kimin suçu Bahar? Yine mi godomanların? O zaman bir zahmet irade devreye girsin yanlışla doğruyu ayırt etsin?
Önce çevremizden başlamamız gerekiyor ya ondan Türkiye'ye indirgedim bunu. Ben gerçekten bunu çok merak ediyorum.
Yurt dışında yaşayıp sol partilere oy veren yaşamadıkları ülke için sağ partiye oy veren kafa neyin kafası? Bu çelişkinin farklı bir versiyonu ülkemizde yaşanıyor maalesef.
Bunun çözümü basit bakabileceğin kadar doğur erkeği bulana kadar değil başına taç takmayacaklar ,be kadın !
Bu konuda yorumunuzu alamadımBen size alacağım köpeklere güzel bir ev, her gün yemek vereceğimi söylemedim ki.
Ben apartman dairemi köpek dolduracağım ama bütün gün işte olup akşam onlarla ilgilenmeyeceğim. Eğitmeyeceğim. Yemek vermeye param yetmeyecek aç kalacaklar. Veterinere götürmeyeceğim. Hiçbir imkan sunmayacağım. Sadece "hakkım, seviyorum" diyeceğim.
Şu durumda bana "helal olsun, hayvanlar açlıktan birbirini yesin ama boşver, senin hakkın" mı dersiniz, "bakamayacağın köpeği alma" mı dersiniz? Ben ikincisini derim şahsen.
insanlar ne baharın demesiyle doğurur ne marilyn demesiyle doğurmaz
insanlar maruz kaldığı duruma göre inanışına standartlarına göre doğurur yada doğurmaz
çok çocuklu aillelerin şaşılacak bir durum ama en son söz sahibi kadındır
Ben de sana diyorum ki Komünizm gelene kadar 3'er 5'er doğurulup kedi enciği gibi sokakta büyüyen çocuklar ne olacak?
Shot, zannımca halkı desteklemek, düşene bir tekme daha atmaktan çok iyi sonuçlar getirir.
O zaten ezilen, aşağılanan ve hakları sömürülendir.
Halk birbirini desteklemediği sürece, ne düzen değişir ne de rakip bir güç oluşur.
Yani, "çocuk sayına dikkat et, ölüyorsa senin suçun, aç bırakacağın halde neden doğmasına izin verdin" demek beraberinde nefret ve ayrışmayı getirecektir.
Bizler ölen kadınların eteğinden dem vuranlara daima karşı çıkmadık mı?
Ve bu bir güç yarattı.
Akımlar, kitleler oluştu.
Ses yükseldi.
"Karışma, ne istersem yaparım, önemli olan seyahat hakkım, gerisi teferruat" diyen bilinçli insanlar büyüdü.
Bunun yerine, "bende salaklık, keşke o eteği giymeseydim"," daha dün bir kadın öldürülmüştü, aptalmıydım da aynı hatayı yaptım, tek başıma içtim" demelerini mi tercih ederdin?
Bilinç, güven, hak isteme gücü böyle böyle kazanılır.
Aksi halde daima kendinde sorun, suç bulan bir kitle yaratırsın.
"O benim hakkım! Nokta!" demesini bilmeli insanlar.
Ki, bunu bir çok konuda yeniliklere (ülke çapında) imza atarak başardık.
Sistem yuhalamalarla düzelmez. Bu sadece nefreti artırır.
Aynı şekilde "oleey" demekte bir anda aç çocuk sayısını azaltmaz. Ama perdeypey birleşmeyi, ezilenden yana olmayı ve gerçek suçlunun fark edilmesini sağlayacaktır.
Öncelikle alakasız yerden vuruyorsun, Bahar.
Kadın cinayetleri tam da senin savunduğun hak yüzünden var olan bir sosyolojik sorun esasında. Cahil, eğitimsiz insanların sahip oldukları oğlanlar erkeklikleri kutsandığı için öldürüyor o kadınları.
Bu ülkede kadın cinayetlerini işleyen adamların yüzdesine bak, yüzde kaçı eğitimli anne babaların çocuklarıdır, bir hesabını döküver bize.
Bu kadınların çoğu namus davasına gitti, çoğu yemeği yaktığı için, çoğu "vermediği" için öldü.
Çoğu erkekliği kutsanmış bir erkeğin elinde öldü.
Bu öldüren erkeklerin ciddi bir bölümü alt sosyo-ekonomik gruptan.
Sen bir alternatif getirmiyorsun Bahar. Sorunumuz tam olarak bu. Diyorsun ki Komünist düzende böyle olmayacak. Onu da seninle tartışırım da o kısmı bırakalım şimdi.
Ben de sana diyorum ki Komünizm gelene kadar 3'er 5'er doğurulup kedi enciği gibi sokakta büyüyen çocuklar ne olacak? Devlet bakmalı evet. Bakmıyor. Bakmalı, katılıyorum sana.
Her aileye çocuk yardımı, çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılmalı. Bu çocukların bezlerinden üniversitelerine varana kadar ücretsiz olmalı.
Ama
DEĞİL.
Daha Van'da karın içinde yürüyen mevcut bebelerin ayağına pabuç giydirememişken biz, Doğurun ya Doğurmak sizin Hakkınız, demek insafsızlık Bahar.
Ben ana babanın değil, doğan çocuğun yaşam hakkına bakarım. O çocuğun yaşam hakkı olacak mı? Tepesine bomba düşmezse soğuktan ölmeyeceğinin garantisi var mı?
Ne senin ne benim istediğimiz sistem yok Bahar.
Ben de Kuzey Avrupa ülkeleri gibi, anneye hastaneden çıkmadan beşiğinden battaniyesine, kıyafetinden papasına kadar her şeyi olan bir paket verilsin istiyorum
Ama öyle bir sistem yok.
Cahil bu halk Bahar. Bu onların suçu değil, evet. Devletin suçu ama öyleler ve sen bu halka doğur, doğurmak istiyorsan, bu senin hakkın dediğinde cahilliği de katlamış oluyorsun.
Çünkü çoğu kadının sırtından sopayı eksik etmeyeceksin diyen adamlar yetiştirip kızlarını adet görünce evlendiren insanlar.
Bu onların suçu değil ama durum bu.
Sen bunu katlıyorsun.
peki burda kadın ne kadar suçludur onu eğitemeyen ona korunma yöntemini götüremeyen çocuk büyütmenin sorumluluğunu öğretemeyen bakabilceği kadar çocuk yapmanın aslında doğru olduğunu yanlışın allah rızkını verir olduğunu söylemeyen sistem sorumlu değilmidirEn cahil olanda kadındır , korunma yöntemlerini bilmiyorlar gönülsüz ve çok çocuk doğuruyorlar , ki adamın kazandığı parada çoğalmıyor ama nedense en çok çocuk doğuranlar asgari ücretli kesim ,sonrada ağlanıyorlar sanıyorlar ki çocuklar hep bebek kalacak
Bu konuda yorumunuzu alamadımBahar Yildirim .
Yukarıda saydığım şartlarda köpeğe sırf olabildiğim için sahip olmam hakkım mıdır?
"Üç çocuktan ikisi aç yatıyor"dan öteye çekmedim, bilakis çocuk durumunu birebir köpeğe uyarladım.Başka yorumlara cevap yazdığım için geç kaldım.
Konuyu "üç çocuktan ikisi aç yatıyor"dan öteye çekmişsin. Bahsettiğin istismardır. Ben, sıcak bir aile ortamı, huzurlu bir ev akabinde yeşerecek açlık sorunu şeklinde değerlendiriyorum olayı.
Açlık ile bu "sıcak" ev hayal kalır dersen eğer, kimsenin ilk hedefinin mutsuz bir aile ortamı olmadığını hatırlatmam gerekir.
Tıpkı zenginlik ile doğru orantılı olmayan huzur gibi.
Onların dışarıda, sokakta daha iyi bir hayat yaşama olanaklarını ellerinden alıyorsan, bir nevi hapsetmeye girer bu.
Fakat, olayı bebek versiyonuna uyarlarsak, ilgilenmeme bir suç sayılabilecek durum iken, açlık ve eğitimden mahrum bırakma kişiye, yani birey olarak sistemi değiştirme şansı olmayan kimseye yüklenemez.
Ben bu durumda sana derim ki, yapmasan iyi olur.
Fakat seni zorlamam, suçlu ilan etmem.
Bu zorunlu, ihmal edilmesi asla normal karşılanamaycak haklar içine "yaşamı-özgürlüğü" da eklediğim içindir.
Bir asır boyunca her "aç kalan hayvanların sayısına karşın" sahiplenen kimseye lanet oku, kötüle, yuhala... sonuç değişmez.
Ama ne zaman ki "bu onun hakkı!" der ve birlik olmayı başarırsan, kazanırsın.
Ve hayır, bu ütopya değil.
İnsanlar "3 çocuk" söyleminden öte, kendileri istedikleri için bu yola giriyorlar.
"Dünyaya getireceği çocuğun..." ile başlayan cümlelerin sonu gelmez.
Dünyaya getireceği çocuğun bir kolejli ile yarışacağını ve yenilme ihtimalinin %98 olduğunu bildiği halde,
Dünyaya getireceği çocuğun suç oranı dünyada rekor kıran bir ülkede yaşayacağını bildiği halde,
Dünyaya getireceği çocuğun başkentinde en çok bomba patlayan ikinci ülke olmasına rağmen vb...
Bende yukarıda cümleleri senin ve çevremde gördüğüm tüm ailelere karşı kurabilirim.
Yemek kadar büyük bir kriterdi can güvenliği.
O halde Tc'de çocuğu olan herkes suçlu.
Çünkü çocukları nerede, ne zaman bir bombaya, vur kaça, cinayete kurban gidecek bilemiyoruz.
Ki suç oranı, açlıktan daha fazla.
Bu durumda ne yapacağız?
Öldürülen çocukların ailesinede "o halde 3 çocuk diye tutturmayacaktın" mı diyeceğiz?
Bu mantığın sonu nereye gidecek?
"Üç çocuktan ikisi aç yatıyor"dan öteye çekmedim, bilakis çocuk durumunu birebir köpeğe uyarladım.
-Ben apartman dairemi köpek dolduracağım ama bütün gün işte olup akşam onlarla ilgilenmeyeceğim.
Özellikle gelir seviyesi düşük çok çocuklu ailelerin çocuklarla ilgilenmediği, sabah tabiri caize sokağa salıp gece yatarken eve aldığı ekseriyetle doğru.
-Eğitmeyeceğim.
Bu ailelerin yine genellikle çocuklarına eğitim aldırmadıkları, özellikle kız çocuklarını okutmadıkları doğru.
-Yemek vermeye param yetmeyecek aç kalacaklar.
Bizzat haberin kendisi, aç kalıyorlar. Doğru.
-Hiçbir imkan sunmayacağım. Sadece "hakkım, seviyorum" diyeceğim.
Dar gelirli ve çok çocuklu aileler çocuklarına bir imkan sunamıyor. Sadece sizin dediğiniz gibi hakları olduğu için çok çocuk yapıyorlar.
Dolayısıyla bu şartlarda hayvan bakmak istismar olurken çocuk yapmak niçin olmuyor?
Bir asır boyunca her "aç kalan hayvanların sayısına karşın" sahiplenen kimseye lanet oku, kötüle, yuhalarken bir yandan, eşzamanlı olarak sistemi düzeltme girişimlerinde bulun.
Sistemi şu an düzeltemiyor olmam insanların gelişigüzel hayvan sahiplenmesini onaylamamı gerektirmez.
Tıpkı sistemi şu an düzeltemiyor olmam insanlara "sen doğur hele bi', bakarız sonra" dememi gerektirmediği gibi.
Ve tekrar ediyorum ki sistem düzelmeden insanların elindeki imkanlara, çocuklarına sunabileceklerine bakmadan, değerlendirmeden kontrolsüzce çocuk sahibi olması aklıselim bir davranış değil.
Şehirlere bombalar yagarken sevismenin alemi yok, bugün ki sartlara güvenip de pes peşe çocuk yapmanın da. Bakınız yapılan çocuklar aç bi ilaç ortada. Bir kişi çıkıyor kürsüye en az 3 çocuk diyor evlilik cüzdanını gelin hanima uzatirken. Üstelik 3 çocuk olana para da vericem diyor eee sonuç bizim ülke vatandaslarimiz tavşan gibi doğursun hani dedi ya yüksek mertebeden biri 3 diye.
Yani biz seninle hangi tarafı savunuyoruz ? Birileri doğursun sokağa atsın birileri daha fazla yardım almak için çocuk yapsın diğerleri tepelerine bombalar düşerken sevisip çocuk yapsın. Sonra sonuç nedir ? Tabiki 3 çocuktan biri aç yatar benim ülkemin bir kısmı koyun gibi yasarsa.
Yardım edelim ama hangi birine. Korunmak bu kadar da zor değil. Çok bişey demiyorum kısacası herkes bakabilecegi kadar çocuk yapsın. Nasıl olsa bi bakan bulunur diye değil.
Sen bu samimiyetten uzak, acı nedir bilmeyen mesajınla, kimseyi düşündüğünü kanıtlayamazsın.
"Bombalar yağarken...." bu ne cidden? Nasıl bir duygusuzluk bu? Sorgulamak kimin haddine? Doğuya 3 gündür değil, yıllardır bombalar düşüyor.
O insanlar sandığın gibi saf ve salak değil.
Durumu senden, benden iyi biliyorlar.
Kürsüye çıkana değil, tam zıttı partiye oy veriyor çoğunluğu.
Seçtiğin kelimeler öyle kötü ki, cevap vermek istemiyorum. Tavşan gibi...
Sen daha bombanın altında da insanların yaşam tutunmaya çalıştığını, normal bir hayat sürmek için nasıl zorla gülümsediklerini bilmiyorsun.
Sana kalırsa, ölsünler. Düşen bombanın tozu batıyada uçmaz, oh.
Neyse.
Hiçte senin düşündüğün kadar acımasız değilim. Üstelik eşim de orda istersen bu konuda üzerime gelme !!
Evet kuzum. O yüzden ben daha uzatmıyorum, nasılsa uzlaşma gibi bir durum sözkonusu değil.Kısır döngüye girmişsiniz çıkamıyorsunuz kızlar...
Evet kuzum. O yüzden ben daha uzatmıyorum, nasılsa uzlaşma gibi bir durum sözkonusu değil.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?