Her üç çocuktan biri aç yatıyor!

Öncelikle alakasız yerden vuruyorsun, Bahar.
Kadın cinayetleri tam da senin savunduğun hak yüzünden var olan bir sosyolojik sorun esasında. Cahil, eğitimsiz insanların sahip oldukları oğlanlar erkeklikleri kutsandığı için öldürüyor o kadınları.
Bu ülkede kadın cinayetlerini işleyen adamların yüzdesine bak, yüzde kaçı eğitimli anne babaların çocuklarıdır, bir hesabını döküver bize.
Bu kadınların çoğu namus davasına gitti, çoğu yemeği yaktığı için, çoğu "vermediği" için öldü.
Çoğu erkekliği kutsanmış bir erkeğin elinde öldü.
Bu öldüren erkeklerin ciddi bir bölümü alt sosyo-ekonomik gruptan.
Sen bir alternatif getirmiyorsun Bahar. Sorunumuz tam olarak bu. Diyorsun ki Komünist düzende böyle olmayacak. Onu da seninle tartışırım da o kısmı bırakalım şimdi.
Ben de sana diyorum ki Komünizm gelene kadar 3'er 5'er doğurulup kedi enciği gibi sokakta büyüyen çocuklar ne olacak? Devlet bakmalı evet. Bakmıyor. Bakmalı, katılıyorum sana.
Her aileye çocuk yardımı, çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılmalı. Bu çocukların bezlerinden üniversitelerine varana kadar ücretsiz olmalı.
Ama
DEĞİL.
Daha Van'da karın içinde yürüyen mevcut bebelerin ayağına pabuç giydirememişken biz, Doğurun ya Doğurmak sizin Hakkınız, demek insafsızlık Bahar.
Ben ana babanın değil, doğan çocuğun yaşam hakkına bakarım. O çocuğun yaşam hakkı olacak mı? Tepesine bomba düşmezse soğuktan ölmeyeceğinin garantisi var mı?
Ne senin ne benim istediğimiz sistem yok Bahar.
Ben de Kuzey Avrupa ülkeleri gibi, anneye hastaneden çıkmadan beşiğinden battaniyesine, kıyafetinden papasına kadar her şeyi olan bir paket verilsin istiyorum
Ama öyle bir sistem yok.
Cahil bu halk Bahar. Bu onların suçu değil, evet. Devletin suçu ama öyleler ve sen bu halka doğur, doğurmak istiyorsan, bu senin hakkın dediğinde cahilliği de katlamış oluyorsun.
Çünkü çoğu kadının sırtından sopayı eksik etmeyeceksin diyen adamlar yetiştirip kızlarını adet görünce evlendiren insanlar.
Bu onların suçu değil ama durum bu.
Sen bunu katlıyorsun.
 
Yok, ben umut sahibi bir insanım.
Öyle kolay kolay bir kaç diktatöre, haine bakarak umudumu, idealimi kaybetmem.

Bahsettiğin fesat kitle, neredeyse her ülkede var. Fakat bunun yanısıra örgütlenebilecek bir halkta var. Hangisini daha çok beslediğine bakar iş. Eğer yatar ve tv'ler ile uyutulan halinden memnun fakirlerin türemesine izin verirsen sonun pek hayırlı olmaz. Fakat çar karşıtı ihtilalde, Chavez darbesinde vb'de olduğu gibi, onları uyandırmak hatta uyumadan önce sarsmak mümkün.

Bende fakir ve memnun kimseleri gördükçe senin gibi sinirleniyorum.
Özelliklede onların hakkını savunurken dövmeye çalışmaları, taş atmaları, laf saymaları felan dayanılır gibi değil.
O, güç sahibine kapı kulluğu yapmayı dört gözle bekleyen hayran kitle benimde midemi bulandırıyor.
Başlarına gelen her şeyi hak ettiğini düşünüyor bazen insan.
Ama bu yanlış. Benim hayat felsefemde düşene bir tekme daha vurmak yok. Ki o kimseleride düşmüş olarak görüyorum. Yürürken, koşarken bir rüya alemine sürüklenmiş, kandırılmış ve bu yüzden düşmüş insanlar.
Evet, bu varsayım "özgür iradeyi, aklı" hiçe saymak, hatta o halinden memnun kimseleri küçümsemek gibi geliyor.
Fakat tarihin sayfaları bana, nefreti, eşitliğe olan açlığı körükleme halinde kendine gelmeyecek insan olmadığını gösteriyor.

Özellikle faşist kitle için her şey hak'tır görüşünü sürekli beynime kazıyıp tekrar siliyorum.
Tc'de söylediğin gibi güce tapan, elinde kazma kürek tutana karşı nefret besleyen hatrı sayılır bir nüfus var.
Daha da komiği, bir Kapitalist hissetse, eyvallah diyeceğin fakire duyulan nefreti, yine bir başka fakir hissediyor.

Tc'de gerçek sol güçlü değil.
Hizbullah'ın bile dincisini yetiştirmiş bir ülke burası.
Ki, 70'lerin ateşi çok az ülkede kaldı.

Ama ben ülke çoğunluğuna, halkın kendisinden olana karşı takındığı sert tavra felan elimden geldiğince takılmamayı seçiyorum.
Sinirinide çok iyi anlıyorum.
Amacım bu dünyadan en az zarar ve en çok yarar ile gitmek.
 
Bunun çözümü basit bakabileceğin kadar doğur erkeği bulana kadar değil başına taç takmayacaklar ,be kadın !
 
Bunun çözümü basit bakabileceğin kadar doğur erkeği bulana kadar değil başına taç takmayacaklar ,be kadın !

insanlar ne baharın demesiyle doğurur ne marilyn demesiyle doğurmaz
insanlar maruz kaldığı duruma göre inanışına standartlarına göre doğurur yada doğurmaz
çok çocuklu aillelerin şaşılacak bir durum ama en son söz sahibi kadındır
 
Bu konuda yorumunuzu alamadım Bahar Yildirim .
Yukarıda saydığım şartlarda köpeğe sırf olabildiğim için sahip olmam hakkım mıdır?
 
En cahil olanda kadındır , korunma yöntemlerini bilmiyorlar gönülsüz ve çok çocuk doğuruyorlar , ki adamın kazandığı parada çoğalmıyor ama nedense en çok çocuk doğuranlar asgari ücretli kesim ,sonrada ağlanıyorlar sanıyorlar ki çocuklar hep bebek kalacak
 
Ben de sana diyorum ki Komünizm gelene kadar 3'er 5'er doğurulup kedi enciği gibi sokakta büyüyen çocuklar ne olacak?

Zannımca biz bakacağız? :)
Ben de aynı soruyu sormuştum ve aşağıdaki yanıtı almıştım.

 

Hayır Marilyn, tamda senin savunduğun "hadi vurun hakkını kullanana, istediği gibi yaşayan insana" mantığı nedeniyle bu cinayetlere yüzlerce farklı kılıf biçiliyor. Çünkü herkes kendi "önemli" konusunda bir hakkı, doğuştan sahip olunması gereken kutsallığı yok sayıyor. Her zaman olduğu gibi bununda bir sonu gelmiyor.
"Kişi duruma göre davranmalı, yoksa suçludur!" savı, o cahil ve eğitimsiz oğlanların suçları önüne gerilen perdenin renk değiştirmiş halidir. İkiside mağdura uzatır oklarını. Dünya böyle düşünen insanlardan ibaret olsaydı, bir adım ileri gidilebilir miydi?

Marilyn, ben hiç Komünizm'den bahsetmedim ta ki bana karşı sunulana kadar.
Umarım yarın Tc'nin Komünist bir hükümetle yönetileceğini düşünmediğimi biliyorsundur.
Yazdıklarımı Komünist bir ülke için değil, bizzat Tc'nin durumunu göz önünde buludurarak kaleme aldım.
Yani, sürekli öyle sanılmaktan bıkmış bir kimse olarak tekrar söyleyeyim, hayalperest değilim, gerçekleri gayet iyi görebiliyorum.

Tek farkımız sen "ayak ve yorgan" mantığının işe yarayacağını düşünürken ben "hak ve savunucuları" düşüncesini destekliyorum.
Bahsettiğin şekliyle çocuk sayısının önüne geçmek için bir bilinçlendirme harekatı başlatılabilir.
Fakat bir istatistik durum üzerinden, mağdur yakınlarına yüklenmek yanlış.
Benim gözümde yaşamak, doymak kutsaldır, haktır.
Bunun ihlali noktasında mağdura yüzüm kızararak nacizane bir tavsiyede bulunabilir, ona ülkenin kötü durumundan dem vurabilirim.
Fakat asla ama asla, onu suçlamam. Cahil demem. O kişiyi düşünmek zorunda bıraktığım için kendimi kötü hissederim, gerçek düşmana yönelirim.
Yok, söyleyeyim; bu bir ütopya değil. Olması gereken.
Nasıl kadınlar öldüğünde her türlü nedeni yaşama hakkında aşağıda görüyorsak,
söz konusutavrı açlık vb gibi verilerde de takınmamız gerekir.
Kadına özgürlük, çocuk sahibi olurken kısıtlama...Yok öyle bir dünya.
Eğer çocuk sahibi olurken zorlama, kısıtlama şart ve suçlama mübahsa aynı şekilde durumu göz önünde bulundurmadan (söylediğin gibi eğitimsiz, cahil insanlar bu kadar çokken) gezmek, dolaşmak, sarhoş olmakta suçtur, yanlıştır.

Neredeyse her ay bomba patlıyor, o halde ne istanbulda, ne ankarada ne de doğuda hiçbir şehirde (ki bazılarında taa 50 yıl önceden başlayan saldırılar söz konusu) çocuk sahibi olunmasın.

Yorgana göre uzatılan ayak, asla ama asla beraberinde hak getirmez.
Ve bu hadi ölün bende buradan izleyeyim değil, hakkınızı savunun, gerçek suçluyu görün çağrısıdır.
 
peki burda kadın ne kadar suçludur onu eğitemeyen ona korunma yöntemini götüremeyen çocuk büyütmenin sorumluluğunu öğretemeyen bakabilceği kadar çocuk yapmanın aslında doğru olduğunu yanlışın allah rızkını verir olduğunu söylemeyen sistem sorumlu değilmidir
senin yada benim çok çocuklu olmamamız bizim üstün zeka ve kabiliyetimizden mi kayanaklanıyor dersin
 
Bu konuda yorumunuzu alamadım Bahar Yildirim .
Yukarıda saydığım şartlarda köpeğe sırf olabildiğim için sahip olmam hakkım mıdır?

Ben size alacağım köpeklere güzel bir ev, her gün yemek vereceğimi söylemedim ki.

Ben apartman dairemi köpek dolduracağım ama bütün gün işte olup akşam onlarla ilgilenmeyeceğim. Eğitmeyeceğim. Yemek vermeye param yetmeyecek aç kalacaklar. Veterinere götürmeyeceğim. Hiçbir imkan sunmayacağım. Sadece "hakkım, seviyorum" diyeceğim.

Şu durumda bana "helal olsun, hayvanlar açlıktan birbirini yesin ama boşver, senin hakkın" mı dersiniz, "bakamayacağın köpeği alma" mı dersiniz? Ben ikincisini derim şahsen.

Başka yorumlara cevap yazdığım için geç kaldım.

Konuyu "üç çocuktan ikisi aç yatıyor"dan öteye çekmişsin. Bahsettiğin istismardır. Ben, sıcak bir aile ortamı, huzurlu bir ev akabinde yeşerecek açlık sorunu şeklinde değerlendiriyorum olayı.
Açlık ile bu "sıcak" ev hayal kalır dersen eğer, kimsenin ilk hedefinin mutsuz bir aile ortamı olmadığını hatırlatmam gerekir.
Tıpkı zenginlik ile doğru orantılı olmayan huzur gibi.

Onların dışarıda, sokakta daha iyi bir hayat yaşama olanaklarını ellerinden alıyorsan, bir nevi hapsetmeye girer bu.
Fakat, olayı bebek versiyonuna uyarlarsak, ilgilenmeme bir suç sayılabilecek durum iken, açlık ve eğitimden mahrum bırakma kişiye, yani birey olarak sistemi değiştirme şansı olmayan kimseye yüklenemez.

Ben bu durumda sana derim ki, yapmasan iyi olur.
Fakat seni zorlamam, suçlu ilan etmem.
Bu zorunlu, ihmal edilmesi asla normal karşılanamaycak haklar içine "yaşamı-özgürlüğü" da eklediğim içindir.

Bir asır boyunca her "aç kalan hayvanların sayısına karşın" sahiplenen kimseye lanet oku, kötüle, yuhala... sonuç değişmez.
Ama ne zaman ki "bu onun hakkı!" der ve birlik olmayı başarırsan, kazanırsın.

Ve hayır, bu ütopya değil.
 
"Üç çocuktan ikisi aç yatıyor"dan öteye çekmedim, bilakis çocuk durumunu birebir köpeğe uyarladım.

-Ben apartman dairemi köpek dolduracağım ama bütün gün işte olup akşam onlarla ilgilenmeyeceğim.
Özellikle gelir seviyesi düşük çok çocuklu ailelerin çocuklarla ilgilenmediği, sabah tabiri caize sokağa salıp gece yatarken eve aldığı ekseriyetle doğru.

-Eğitmeyeceğim.
Bu ailelerin yine genellikle çocuklarına eğitim aldırmadıkları, özellikle kız çocuklarını okutmadıkları doğru.

-Yemek vermeye param yetmeyecek aç kalacaklar.
Bizzat haberin kendisi, aç kalıyorlar. Doğru.

-Hiçbir imkan sunmayacağım. Sadece "hakkım, seviyorum" diyeceğim.
Dar gelirli ve çok çocuklu aileler çocuklarına bir imkan sunamıyor. Sadece sizin dediğiniz gibi hakları olduğu için çok çocuk yapıyorlar.

Dolayısıyla bu şartlarda hayvan bakmak istismar olurken çocuk yapmak niçin olmuyor?

Bir asır boyunca her "aç kalan hayvanların sayısına karşın" sahiplenen kimseye lanet oku, kötüle, yuhalarken bir yandan, eşzamanlı olarak sistemi düzeltme girişimlerinde bulun.
Sistemi şu an düzeltemiyor olmam insanların gelişigüzel hayvan sahiplenmesini onaylamamı gerektirmez.

Tıpkı sistemi şu an düzeltemiyor olmam insanlara "sen doğur hele bi', bakarız sonra" dememi gerektirmediği gibi.

Ve tekrar ediyorum ki sistem düzelmeden insanların elindeki imkanlara, çocuklarına sunabileceklerine bakmadan, değerlendirmeden kontrolsüzce çocuk sahibi olması aklıselim bir davranış değil.
 

Şehirlere bombalar yagarken sevismenin alemi yok, bugün ki sartlara güvenip de pes peşe çocuk yapmanın da. Bakınız yapılan çocuklar aç bi ilaç ortada. Bir kişi çıkıyor kürsüye en az 3 çocuk diyor evlilik cüzdanını gelin hanima uzatirken. Üstelik 3 çocuk olana para da vericem diyor eee sonuç bizim ülke vatandaslarimiz tavşan gibi doğursun hani dedi ya yüksek mertebeden biri 3 diye.

Yani biz seninle hangi tarafı savunuyoruz ? Birileri doğursun sokağa atsın birileri daha fazla yardım almak için çocuk yapsın diğerleri tepelerine bombalar düşerken sevisip çocuk yapsın. Sonra sonuç nedir ? Tabiki 3 çocuktan biri aç yatar benim ülkemin bir kısmı koyun gibi yasarsa.

Yardım edelim ama hangi birine. Korunmak bu kadar da zor değil. Çok bişey demiyorum kısacası herkes bakabilecegi kadar çocuk yapsın. Nasıl olsa bi bakan bulunur diye değil.
 

Yazdıkların karşısında benim söyleyeceklerim aynı.
Benim için suçlu ortada.
Ve aynı netlikte bir hak durumu var.
En önemliside benim felsefemde haklara kılıf biçilemeyeceği yazar.
Hiçbir koşul, neden yoktur ki bir yaşama ya da özgür seçim hakkı ihlalini destekleyeyim.

Konu bundan ibaret.
Benim için haklar kutsal, sorgulanamaz.
Ve karşısında bulunan her ihmalde, savuncağım taraf gibi düşman olarak seçeceğim kesimde bellidir.

Ceylan Önkol, Dilek Doğan, Uğur, Mazlum, Doğan, Berkin ve daha nicesi haberlere konu olduğunda, yüzümü asla ailelerine çevirmedim. Bu kabul edilemez!
Bu ülkede ne çocuğun ne yetişkinin tam bir can güvenliği söz konusu değil. Aç bırakmazsan okula gidemez, üniversiteye giderse ırkçı bir saldırıda kim vurduya gider...
Tekrar ediyorum, bu ihmallere, suçlara göre hareket edilmesi halinde ortada özgürlük, irade kalmaz.

Sen neden beni aç bıraktın diye isyan edersin, ben ise bomba yağmaya başladı üzerime...
Bir diğeri istatistiklerde sadece bir sayı olacak saldırıya maruz kaldım, öteki jant kolleksiyonu yapanları gördükçe intihar etmeyi düşünüyorum...
Sonu yok.
Ve orana döküldüğünde her biri azınsanamayacak kadar çok.
Eminim bir isveçli Tc'de mühendis olsada çocuk sahibi olmayı ihmalkarlık olarak değerlendirir.
Kim kriter?

Bunları sorduğum noktada, hakkı hiçe saymaya ve birbirimize düşmeye başlamışız demektir.
 
Patronlar bu asgari ücretlinin 300 tl'sini dahi vermiyormuş verdiysede geri alıyormuş , niye versin ki çocuk doğuran çok beleş eleman fakir doğursun ki zengin daha çok zengin olsun ondandır çok doğurun diyorlar biliyorlar işçi olacak üniye gidemeyecek fakirin çocuğuda fakir olacak bu zincir böylede devam edecek ,
 

Sen bu samimiyetten uzak, acı nedir bilmeyen mesajınla, kimseyi düşündüğünü kanıtlayamazsın.
"Bombalar yağarken...." bu ne cidden? Nasıl bir duygusuzluk bu? Sorgulamak kimin haddine? Doğuya 3 gündür değil, yıllardır bombalar düşüyor.
O insanlar sandığın gibi saf ve salak değil.
Durumu senden, benden iyi biliyorlar.
Kürsüye çıkana değil, tam zıttı partiye oy veriyor çoğunluğu.

Seçtiğin kelimeler öyle kötü ki, cevap vermek istemiyorum. Tavşan gibi...nedir?

Sen daha bombanın altında da insanların yaşam tutunmaya çalıştığını, normal bir hayat sürmek için nasıl zorla gülümsediklerini bilmiyorsun.
Sana kalırsa, ölsünler. Düşen bombanın tozu batıyada uçmaz, oh.

Neyse.
 

Hiçte senin düşündüğün kadar acımasız değilim. Üstelik eşim de orda istersen bu konuda üzerime gelme !!
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…