- 6 Temmuz 2015
- 4.638
- 14.562
- 208
- Konu Sahibi Bahar Yildirim
-
- #81
O Komünistler, hayatlarını her türlü hak için ortaya koyacak kimseler.
Eğer aralarında biraz vakit geçirdiysen, yedikleri baskınları, dayakları nasılda boşverdiklerini görmüştürsün.
Ve gün gelir, "o eteği giymeseydi, o saatte çıkmasaydı, orada ne işi vardı, sarhoş olmasaydı" sözlerini bir kadın cinayeti akabinde burada paylaştığımda bana karşı çıkarsan, o an'dan itibaren yukarıda saydığım sebeplerden ötürü öldürülen, şiddete maruz kalan, özgürlüğü kısıtlanan herkesin sorumluluğunu almayı kabul etmiş olacaksın, unutma.
Onları evine almalı, bakmalı ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamalısın.
Ne de olsa, bir yanlışı dile getirmek beraberinde evini onlara açmayı gerektiriyor (sana göre).
TKP üyesi gençlerle konuşmuştum yıllar yıllar evvel, PKK'ya destek verici konuşmalarından sonra notumu verdim. Adamlar kürtler ezilmiş hak, PKK haklarını savunuyor,PKK direnişçi bir gerilla örgütü, o şehit askerlere üzülmüyoruz minvalinde konuşmalardan sonra Türkiye'deki komunist oluşumu sorgulamama sebep oldular.Hepimiz ünv öğrencisiyiz, ben de 22 yaşlarındayım onlar da. Onları dinledim dinledim, arada köpürdüm, delirdim ama sustum dinledim ve aslında ne eşitlik dertleri, ne idealizm, ne halkların refahı, işçilerin huzuru bildiğin anarşizmden beslenip, bu dala tutunma çabasındaydılar. Yani öyle Nazım Hikmet gibi vatan sevdası, Deniz Gezmiş gibi eşitlik, sosyalizm, yaşasın halkların kardeşliği sevdalısı bir nesil değil, kinle nefretle bişeyler yapma derdinde, Türk faşizmin karşısında durup Kürt faşizmi yapma derdinde bir avuç genç gördüm. Bir de kendileri Kürt falan da değildi yani, bunu da belirtti hepsi. Sonra dedim aman bir daha okuyup araştırmadan onun bunun verdiği talimatla beyni yıkananlarla konuşma, 1 hafta kendine gelemiyorsun.
Şimdi söyle bana bunlarla mı ülke refaha erecek?
Not: Dini konuda bende detaylı yorum yapmayacağım, ve ısrarla Hz Muhammed'in 8 yaşında Hz. Ayşe ile münasebeti olup olmadığı net bilgi değildir hatta 17 yaşında birlikte oldukları söylenir ki bu da net değil ve Kuran küçük yaşta evliliğe gönderme yapmaz. Kuran'ın içinde her konu hakkında bilgi verilir sadece günümüz koşulları Kuran ışığında din alimlerince yorumlanır, kafalarına göre değil. Yani Kuran günümüzde yetersiz kalmaz, her ayetinden sayfalarca yorum çıkabilir ve o yorumlar günümüze çok rahat uyarlanabilir. Tefsirli Kuran-ı Kerim'i öneririm.
İnsanların çalışma şartları ağır, aldıkları ücretlerde yetersiz bunda hemfikirim ama dünyaya getirdiğin çocuğun geleceğini sen düşünmezsen kimse düşünmez, maddi imkanın tek çocuk yapmaya yetiyorsa tek çocuk doğurursun, 3 çocuk doğurmaya müsaitse de 3 çocuk yaparsın, bakamayacağın kadar çocuğu yapıp nasılsa bir şekilde büyür demek anne babanın bencilce düşünmesinden başka birşey değildir.Sonuca bağlamıştım aslında.
Ama özet geçmem gerekirse, sonuç olarak; hedefinde senin tabirinle "çatır çatır çocuk doğuranlar" değilde, o doğan çocukların karnını doyuramayanlar, ne kira ne mutfak masrafını karşılayamayan insanları bir de köle gibi 12 saat çalıştıranlar olmalı.
İnsanların çalışma şartları ağır, aldıkları ücretlerde yetersiz bunda hemfikirim ama dünyaya getirdiğin çocuğun geleceğini sen düşünmezsen kimse düşünmez, maddi imkanın tek çocuk yapmaya yetiyorsa tek çocuk doğurursun, 3 çocuk doğurmaya müsaitse de 3 çocuk yaparsın, bakamayacağım kadar çocuğu yapıp nasılsa bir şekilde büyür demek anne babanın bencilce düşünmesinden başka birşey değildir.
Zira bir çocuğun barınma, yeme-içme, giyinme, eğitim ihtiyaçları dışında birde manevi ihtiyaçları vardır, maddi imkanların yoksa kafan geçim sıkıntısıyla dolu olur ve çocuklarına yeterli ilgiyi gösteremezsin.
Bu sebeple herkes kendi çocuğunun geleceğini düşünerek hareket etmeli, çok çocuk yapıp sistemin iyileşmesini beklemek bir hayale kendini kaptırmaktan öteye gitmiyor çünkü.
Bu istenilen, hayali kurulandir.
Fakat maddi yetersizlikle dogru orantili olan egitimde geri kalmislik ile insanlar secim yapma durumunda kaldiklarinda, senin yazdigin gibi mantik yurutemiyor, kosullari iyilestirmek adina, belki tarlada calisacak bir cift fazla el icin bu yola giriyorlar.
Yani, o insanlarin cok cocuga yonelmesi bencillik degil. Ben eminim ki yeterli imkanin saglanmasi halinde bir cogu, cocuksuz ozgur bir hayat icin ugrasacaktir. Fakat icinde bulunduklari sartlar, bunun hayalini bile kurmayi onlara cok goruyor.
Cocuk nufusunun orantisiz bir sekilde cogaldigi bolge, Tc'nin dogusu.
Orada yasayan insanlarin geliri, refah durumunu hepimiz biliyoruz.
Bana gore degisimin kapisi ancak, aile ve cocuk konusunda bilinclendirme calismalariyla degilde, yasam kosullarini iyilestirme ile aralanir.
Cunku egitimsizliginde, fazla cocuga alincak fazladan 100 kusur lira icin ihtiyac duyulmasininda altinda ortak bir neden yatiyor, para.
En onemlisi, insanlarin ozgurlukleri kisitlanamaz. Nasil milyon dolarlari olana cocuk sayisi konusunda karisamiyorsak, ayni tutumu asgari ucretle gecinmeye calisana karsida takinmaliyiz. Aksi halde sure gelen siniflara ayirma, kayirma gibi politikalara halk olarak dolayli yoldan destek vermis oluruz. Kisiye oneride bulunabilir, yol gosterilebilir ama zorlanamaz, aksi halde yuhalanamaz.
Cunku hakki mi, hakki. Gerisini sorgulamak, kisinin gelirine gore kurallari, haklari evirmek insanlara dusmez.
Yegane sucluyu bulmak, isi kokten halletmek gerekir.
Halk, birlik olmak icin vardir, birbirini suclamak icin degil.
Benim, 5000 tl maaşı olan ile 1300'e çalışan kimselere karşı kuracağım cümleler arasında ki tek fark, hakkı sömürülene "gidip onu her türlü yolla" alması gerektiğini söylemek olur.
"Eh, sende çapına göre davran"a varan cümleler ne kadar simli, çiçekli ve böcekli olsada yanlıştır, güce hizmet eder.
Emeğin karşılığını kendi dünya yorumuma göre tanımlamam halinde, "herkes ne kadar kazanıyorsa o kadar" şeklinde olur.
Ben seni açlık ile sınırlamıyorum Bahar. Ben sınırlama koymuyorum. O senin anladığın.Mide, duygularına göre belirlediğin ve sadece kendine koyabileceğin bir kriter.
Bana hiç uymuyor.
Midemin doyması noktasında çok büyük oranda sorun yaşamış olmasamda, asla psikolojik olarak aynı rahatlığa ulaşamadım.
Asla yemeğe önem veren bir insan olmadım, fakat liseden itibaren mideme ağrıların saplanmasına sebep veren sınıf, sömürü gibi konularda dağlara gitmeme sebep olacak kadar sinirlendim.
Aç kalmasamda, her gün kavgalara karıştım. Suçlandım, cezalandırıldım. Dershaneye giden arkadaşlarımın suratına bakmak zorunda kaldım, otobüse binmemek için sabah 5'te yollara düştüm.
Açlıktan öleyim, kendi kanımda boğulayımda biri bana "çay getir ya da istifa et" bakışı atmasın.
Özetle, önceliklerimiz farklı. Sen beni açlık ile sınırlandıramazsın. Bundan çok daha fazla önem verdiğim, nefretimin aklımı, duygularımı hatta yaşama isteğimi ele geçirdiği durumlar oldu.
Ben herkesin doktor, mühendis, avukat, yazar, şair olabileceğine inanmam. Böyle bir şeye inanmak yine insanın tabiatına ters.Yok ben etrafa gülücükler saçan bir hayırsever değilim. Sadece hakkı olana hak ettiğini vermeyi görev bilirim. "Eğitimsiz ve sahil" kitleye olan bakış açımız farklı. Ben, bulundukları konumu hak etmediklerini ve imkan sağlanması halinde doktor, mühendis olamayacak kimselerin bulunmadığını düşünüyorum. Mevki sahibi kimseleri yetenekli değil, şanslı olarak görürüm. Çok azdır ki, aradan sıyrılsın, sistemde bir çatlak açabilsin. Çoğunluğu dediğim gibi.
Atladığın nokta, mendil satacak çok çocuğa sahip olmak isteyenlerin, kolay olduğu, bir masa başında oturmaktan kaçtıkları için o konumda, durumda olmadıkları gerçeği. Ben onların sistemin kurbanı olarak görüyorum. Keşke hesap sorabilme, akıllarını kullanmamadan ötürü suçlama hakkını kendimde bulabilsem. Fakat biliyorum ki, benim yerimde doğsaydı, benim gibi olur, en azından okur, kendi hayallerinin mühendisi olurdu.
Ortada bir seçim olsaydı, yani adam sadece zevk aldığından çocuklara mendil sattırsaydı, bu suç olurdu.
Seçim ile banka soymanın suç sayılması gibi.
Ama ortada bir zorunluluk, hakkı sömürülen insanların farklı yöntemlere yönelişi var.
Tıpkı gerektiğinde banka soyan mağdurlar gibi.
Eşit bir dağılım yine söz konusu olamayacak Bahar. Her zaman batı doğudan kuzey güneyden daha zengindir, bu doğrudan dünyanın şekli ve mevsimsel döngülerle alakalı bir şey. Ülkemizin doğusu coğrafyası gereği sanayileşmeye uygun değil. Bu yüzden de orada yapılabilecek iş kolları belli. Tarım, Hayvancılık, Maden, kısıtlı da olsa turizm.Eğer ortada bir özgür irade, seçim durumu olsaydı tüm çok çocuklu aileler doğuda, daha fakir olan şehirlerde yoğunlaşmaz, eşit bir dağılım olurdu.
Yani insanın, bireyin boyunu aşan bir eşitsizlik söz konusu.
Ve bunun da tek sorumlusu güç ve mevki sahipleridir.
Halka ateşler püskürterek, birliği bozduğumuz gibi gerçek sorumlununda unutulmasına zemin hazırlamış oluyoruz.
Niye ya?Bütün insanlar tümü, aptalı zekisi, yeteneklisi tembeli birbirine eşit olacak demek benim kabul edeceğim bir şey değil.
Tamam sana bir ayrıcalık yaparıkNiye ya?
Benim çok işime gelirdi günde 3-4 saat çalışıp doktorla aynı maaşı almak.
Bahar Yildirim
Öncelikle 2 mesajdır vurgu yaptığın şu cahil lafını açıklayalım.
Tek gözünle mi okuyorsun, yoksa yazılanı çarpıtmak hoşuna mı gidiyor? Ben o insanların cahilliği devletin suçu demiş miyim?
Gebersin cahiller demişim gibi davranmanın bir alemi yok.
Öyle mi? Mesela SSCB'de partiye üye olmadığı için işkence gören/sürülen insanlara da aynı şeyi tavsiye eder miydin? Yoksa senin kafanda da belirli bir şablon mu var? Yoksa senin için de hak sadece senin uygun gördüklerin mi?
Güce hizmet eder?
Hayatta güçlüler vardır, Bahar. Bunu kabul etmen lazım. Bazı insanlar daha güçlüdür, bazı insanlar daha zekidir. İnsanlar eşit değildir.
Sosyal düzenlemelerle gelir farkını min.'da tutmayı hedefleyebilirsin ama bir konserve fabrikasında kavanozun üzerine kapak kapatan adamla, o bantlı sistemi icat eden adama aynı ücreti vermek, ancak senin gerçekten uzak hayal dünyanda olur.
Kısacası gerçek dünyada her zaman biri diğerinden fazla para kazanır.
Bunun senin o hassas duygularını incitiyor olması bir şeyi değiştirmez.
Senin istediğin sistem insan doğasına ters.
Dön bak aslanlara, maymunlara, Kolonideki bütün maymunlar, bütün aslanlar avdan aynı payı mı alıyorlar? Hayır. Başat erkeğin yavruları sürüde diğerlerine göre daha ayrıcalıklı ve daha korunaklı.
Kapitalizm doğal bir sistemdir, Bahar. İnsan doğada ilk varolduğu andan itibaren var olan bir sistem.
Sen kendini kediden, köpekten, aslandan, maymundan daha üstün görüyor olabilirsin. Ben görmüyorum. Güç vardır ve gerçektir.
Bütün insanlar tümü, aptalı zekisi, yeteneklisi tembeli birbirine eşit olacak demek benim kabul edeceğim bir şey değil.
Ben Stephen Hawkingle eşit değilim, o benden daha zeki ve ben de X kişiden daha zekiyim.
Bizi eşit kılmaya senin hakkın yok. Biz doğuştan getirdiğimiz niteliklerle daha zekiyiz ya da daha aptalız.
hiçbir yeterliliği olmayan insan aç kalsın?
Hayır.
Ancak bu iki insana aynı ücreti ve aynı koşulları veremezsin.
O yüzden senin bakış açından her zaman bir "sömürülen" olacaktır. Benim içinse Gelir gruplarında tabanı ve tabanı minimumda tutup orta grubu max.'da tutmak ideal olandır.
Ben seni açlık ile sınırlamıyorum Bahar. Ben sınırlama koymuyorum. O senin anladığın.
Benim için öncelik doymaktır. Lütfen açlıktan midesi kaburgasına yapışmış bir çocuğa anlat "Evet açsın ama pskilojin açlığından daha önemli" lafını. Eğer o çocuk seni yemezse gel tekrar konuşalım.
Kusura bakma ama söylediklerin fazla yeşilçamvari cümleleler.
Öncelik açlıktır Bahar.
Karnı doymayan insanın psikolojisi olmaz. Hani diyorsun ya midemin doyması konusunda bir sorun yaşamadım diye, hah işte tam da bu yüzden psikoloji senin için daha önemli.
Karnı aç olan insanların ideoloji yüzünden midelerine ağrı girmesi gibi lüksleri yoktur Bahar. Onların sorunu senin gibi ideoloji değil, ekmek.
Lütfen git ve karın ağrını Basmane Garında küflü bir kuru ekmek kemiren 6 yaşındaki çocuğa anlat. O çocuğun önceliği ne komünizm ne de kapitalizm o çocuğun önceliği ekmek, et, süt ve su. Psikoloji değil.
İnsanlar bozuk psikoloji ile de yaşayabilirler ama aç olarak ölürler Bahar.
Benim için önce tokluk sonra mutluluktur.
Ben herkesin doktor, mühendis, avukat, yazar, şair olabileceğine inanmam. Böyle bir şeye inanmak yine insanın tabiatına ters.
Beni ne kadar eğitirsen eğit, benim duygusal zekam, matematik zekamdan daha fazla. Kısacası ben doktor olsaydım bile kötü bir doktor olurdum.
Eğer devlet okullarında İzmir'de ve Diyarbakır'da aynı şartlarda eğitimden bahsediyorsan.
Evet. Devlet buna olanak sağlamalı. Gerekirse bana 1.000 lira daha az ücret vermeli ama o çocuklara eşit haklar vermeli.
Dışsal etkenleri eşit olmalı ve ayrışma bireysel yetenekler sonucu olmalı.
Eğer mühendis olmaya yeteneği, becerisi yoksa iyi bir çöpçü olabilmeli iyi bir taksi şoförü olabilmeli, iyi bir teknik servis olabilmeli.
Bunlar mühendis olmaktan daha az "onurlu" işler değiller. Aynı katma değeri doğurmuyor olabilirler, aynı ücreti gerektirmiyor olabilirler ama aynı saygıyı, aynı insanca muameleyi ve çocuğunu sinemaya götürmekten, haftada bir gün kırmızı et, bir gün beyaz et, bir gün balık, düzenli sebze ve meyve yedirmeyi hak eden meslekler.
Bunun için işçiye ne kadar verdiğinin önemi yok Bahar. İşçiye yine 1.300 lira verebilirsin, önemli olan o 1.300 liranın alım gücünün yüksek yani enflasyonun düşük olmasıdır.
Yani senin sandığının aksine gebersin fakirler gibi bir hayat mottom yok benim.
Tam tersine beni Sabancı'nın çocuğu değil, Soma'da ölen madencinin çocuğu alakadar eder. Benim tüm endişem ve tüm çabam o çocuk içindir. O madenci içindir.
Sadece bunu yaparken senin yolunu kullanmıyorum, hepsi bu.
Çocuğa mendil sattırmaya gelince...
Ne kadar da iyimsersin Bahar. Özellikle toplumun en alt gelir segmentine insan onuruna yakışmayan işler teslim edildiği bir gerçek.
Ve fakat, çocuğu mendil satmaya zorlayan adam kader kurbanı falan değil. Öyle olsa tüm fakirlerin çocuklarına mendil sattırması gerekirdi.
Hamallık, amelelik, merdiven silmek, vs vs gibi zibilyon tane seçenek içinden çocuk sömürmek?
O zaman peze...ler de kader kurbanı. Sonuç olarak onlar da doktor, mühendis olma şansı verilmedi.
Aramızdaki fark, ben nasıl ki insanların zeka ve yetenek olarak eşit olmadıklarını düşünüyorsam, ahlaken de eşit olmadıklarını düşünüyorum.
Bazı insanlar sadece kendilerini önemser ve kötü niyetlidir Bahar.
Ve sen Bill Gates'in cebinden trilyonlarını alıp bu adama versen, bu adam onu yine ahlaksızlık için kullanır. Bundandır dünyada fuhuş ticareti yapan insanların olması, bundandır dünyada uyuşturucudan para kazanan insanlar olması.
O adam için çocuğa mendil sattırmak, çocuğu dilendirmek, merdiven silmekten daha kolay olduğu için o çocuk o işi yapıyor.
Eşit bir dağılım yine söz konusu olamayacak Bahar. Her zaman batı doğudan kuzey güneyden daha zengindir, bu doğrudan dünyanın şekli ve mevsimsel döngülerle alakalı bir şey. Ülkemizin doğusu coğrafyası gereği sanayileşmeye uygun değil. Bu yüzden de orada yapılabilecek iş kolları belli. Tarım, Hayvancılık, Maden, kısıtlı da olsa turizm.
Çocuk aynı zamanda iş gücü olduğu için bu insanlar çocuk sahibi oluyor Bahar. Eğitimsiz oldukları için değil temelde. Irgata para vermek yerine kendi ailesi çalışıyor ya da kendisi ırgat olarak çalışıyor 5 kişi 3000 getirecekse 7 kişi 4000 getiriyor, gibi gibi.
Sayı arttıkça para da artsa da aslında fakirlik de artıyor. Çünkü daha çok işçi daha az ücret demek aslında.
Insanlar esit gelirden bunu anliyorsa, biz ne yapalim...Niye ya?
Benim çok işime gelirdi günde 3-4 saat çalışıp doktorla aynı maaşı almak.
Valla ben direkt onu anlıyorum.Insanlar esit gelirden bunu anliyorsa, biz ne yapalim...
Valla ben direkt onu anlıyorum.
Kim ne yaparsa yapsın aynı maaşı alacaksa ben niye bir tarafımı yırtayım ki? Rahatıma bakarım. İnanın sizin gibi komünist olmayan hemen hepimiz aynı düşüncede oluruz.
Forumda bile sanmıyorum ki çok idealist olup "yok ben 10 sene okuduktan sonra 2 saatlik uykuyla 8 saatlik ameliyatlara girmek, gece yarısı yatağımdan kalkıp ameliyat yapmak ama günde dört saat masa başı vasıfsız işte çalışan seninle aynı maaşı seve seve alırım" diyecek insan olsun.
Valla samimiyim eğer yattığım yerden beyin cerrahı maaşı vereceklerse komünist olurum ben sorun yok.
Bu cok yorucu.
Esit gelirin bir takim kosullar ile saglanacagini, calisma saatinde de yine ayni sure olmasinin sart kosuldugunu, kimsenin copculuk ile doktorluk arasinda zorluk noktasinda bir ayrim yapamayacagini, copcu yakini olanlarin onu, tersi durumda bulunanlarin ise otekini secegini ve bu yuzden de sure ve en max. duzeyde emek esas alinarak maas esitliginin saglanmasi gerektigini, bunu uygulayan ulkeler oldugunu, orada yasayan insanlarin sanildiginin aksine "hadi hep birlikte yatalim" demediklerini yazmak, ustune bir de tekrar "ohh yatarim iste" cumleleriyle karsilasmak oldukca yorucu. Komunizm'de kimse seni yatirmaz, korkma.
Olmuyormuş karanfilim ya.Benim iki çocuğum var evden çalışıyorum doktor maaşına talibim
Ben komünist olmuştum bile halbuki. Duygularımızla mı oynadılar? Hani kardeştikOlmuyormuş karanfilim ya.
Öyle yazıp heveslendirdiler ama eksik bilgilendirme olmuş. Az daha gidip komünistlere oy verecektim ben de.
Yol yakınken dön geri.Ben komünist olmuştum bile halbuki. Duygularımızla mı oynadılar? Hani kardeştik
Shot niye alay edercesine cevap yaziyorsun?Hayallerim yıkıldı şimdi.
marilyn monroe yatırmazlarmış beni yaa. Vazgeçtim olmuyorum ben komünist. Korktun ama bir an değil mi komünist olacağım diye?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?