Çizdiginiz iki kadin profili de uç noktalarda bence. Bu kadar uçlarda olmak zorunda degilsiniz her şeyin ortasi var.
Bana şunu alacaksin, bunu almazsan ayrilirim, bu mekan ucuzmuş diyip trip atan, kavga cikaran kizlarin birlikte oldugu adamlar eziktir net. Bunun degerle alakasi yok adamin karakteriyle alakali. Ailesinin durumu kotu olup hayatinda gormedigi mekanlar icin kavga eden bir kizla kaliteli bir erkegin birlikte olmasinin imkani yok. Hani cok saglam agzinin payini verirler. Once onu bir ayiralim.
Onun disinda erkeklerin yatirim yapmasi icin kavga gurultu cikartmaya, gorgusuzluk yapmaya hiç gerek yok normalde.
Maddiyati olan ve cimri olmayan değer veren erkekler siz kavga etmeden size yatirim yaparlar. Yapmaniz gereken degerli oldugunuzun once kendiniz farkinda olun, bilin o enerjiniz karsi tarafa gecer zaten.
Diger bahsettiginiz profil "hesabi ödenince uyku uyuyamayan kiz" bu da yanliş.
Hiç bir şeyi kendinize layik gormezseniz, onu istemem bunu istemem yeter ki evlilik olsun kafasiyla haraket edip size yapilan alinan en ufak şeyi buyuturseniz. Deger gormezsiniz bu da cok normal.
Hayır canım bu tamamen şununla alakalı:Öncelikle baştan söylemek isterim, bir erkek arkadaşım veya hoşlandığım biri yok. Zaten içinde bulunduğum kaos ortamı buna pek müsait değil şu an (Taktik almaya çalışıyormuşum gibi yorum yapanlar olacaktır, bu yüzden belirtmek istedim bunu.) . "Maddi yatırım" ifadesini de ne anlamda kullandığım anlaşılmıştır. Yoksa bizler elbette parasını verip haklarını alabilecekleri birer eşya değiliz.
Bu, aslında yıllardan beri çok merak ettiğim bir konu. Geçen Instagram'da keşfette dolaşırken popüler bir psikoloğun bir konuşmasına denk geldim (seven sevmeyen vardır, ben kendisini pek tanımıyorum.). "Erkek yatırım yaptığı kadını sever." diyordu. Bu aslında yıllardan beri yaptığım bir gözlemin özet cümlesi gibi oldu.
Evlenen arkadaşlarım var örneğin. Hani bizim 'görgüsüzlük' olarak ifade ettiğimiz bazı davranışlar vardır. Mesela evlilik arifesi "İlla şu kadar takı alınacak. " diyen, eksik gördüğü yerde olaylar çıkartan. Ya da bir arkadaşım vardı mesela. Erkek arkadaşının evlilik teklifi için aldığı yüzüğü maddi açıdan yetersiz buldu. Kendisine, maddi değeri çok fazla olan beş taş bir yüzük aldırıp en baştan evlilik teklifi ettirdi. Bir başka tanıdığım, kendi ailesinin maddi durumu kötü. Ama erkek arkadaşı sıradan bir mekana yemeğe götürdüğünde saatlerce trip atıyor. Hayatında görmediği lüks mekanları bulup "Bu hafta beni buraya götür." diyor. Kuzenim evleneceği zaman düğün için ayarlanan mekanı 'ucuz' buldu. Nişanlısından ayrıldı. Adam kapılarda yattı "Gel, tamam. Nereyi istiyorsan orayı tutacağım." diye. Ve istediği o lüks mekanı tutturup orada düğün yaptırdı gibi gibi... Ve garip bir şekilde bu şekilde davranan kadınların hepsi mutlu ve el üstünde tutuluyor. Hani kendi hemcinsimiz diye durup bir baktığımızda çok ucuz hareketler, naiflikten, kaliteden çok uzak davranışlar olarak görünüyor. Ama derler ya neticeye bakmak lazım diye. İlişki içinde yine bunlar değer görüyor, tapılan o kadınlar oluyorlar.
Bir diğer taraftan hiç böyle olaylara girmeyen kadınlar var. Mesela hesabı karşı taraf ödediğinde gece gözüne uyku girmeyen, aman kimse üzülmesin sıkıntı çıkmasın diye birçok lüks bile sayılmayan sıradan şeyleri dahi istemeyen kadınlar. Bunlar da hiç değer görmüyor. Örneğin bir başka arkadaşım, kendi ailesi çok varlıklı insanlar. Kendisine çok görkemli bir nişan töreni yaptılar. Ama adamın ailesi biraz sorunlu bir tipti. Arkadaşım "Aman nikah neye yetmiyor, ben düğün istemiyorum." dedi. Ucuz olsun diye saçma sapan bir gelinlik giydi. Evleneli birkaç ay olmuştu ki aldatıldığını öğrendi.
Elbette aramızda çıkıp "Yoo, hiç öyle değil. Ben şöyle yaptım şöyle oldu." diyenler olacaktır. Ama benim yaptığım gözlemler hep bu şekilde oluyor.
Şimdi kendime baktığımda ben ailemden bir defa harçlık almadan yıllarca okudum. Kazandığım başarı bursları ile ilkokuldan beri kendi kendime hep yettim, kimseden bir çorap bile istemedim. Yani dışarıdan bakıldığında ailesi hiçbir şeyini eksik etmeyen o havalı tip insanlardan gibi görünüyordum ama esasen çok küçük yaşlardan bugüne kadar hep maddi ve manevi anlamda kendi kendime yettim. Ben de değer görmedim aile tarafından o ayrı tabi.Ama bakıyorum benim gibi olan insanlar nasıl birinin kendisine maddi emek harcamasını sağlayabilir ki, çok imkansız görünüyor.
Sizce ilişkilerde mutlu sona ulaşmak için biraz gurursuz mu olmak gerekiyor?
Bizim gibilerin sorunu kendine değer vermemek, başkasını mutlu etmeye çalışmak, onaylanma ve takdir görme ihtiyacından kaynaklanıyor. Bu da maalesef çocukluktaki yetişme tarzıyla alakalı. Karşıdakine birşey aldırmayıp takdir aferin çok düşüncelisin şeklinde onaylanma bekliyoruz. Kendine değer veren, eşi arkadaşı her istediğini yapan arkadaşlarımın özelliği ise ne istediklerini bilmeleri ve karşı tarafa isteklerini sözlü olarak bir şekilde ifade etmekten kaçınmamaları. Cirkeflesmeden çok güzel istediklerini yaptıran ve eşlerinin de bu talepleri mutlu bir şekilde yerine getirdiği o kadar çok arkadaşım var ki. Onlardan farkım şu ki; benim istemeyi bilmemem, alma verme dengesini saglayamamam, eğer karşıdaki bana birşey verdiyse hemen karşılığını vermem gerektiğini düşünerek ezilip bükülmem ve Karşı tarafin benim zihnimi okumasını bekliyor olmam vs. Erkekler de bizdeki bu eziklik, değersizlik enerjisini alınca değer vermeyi bırakıyorlar ve kendini değerli hisseden başka birine yatırım yapıyorlar, örn annelerine veya gizli sevgililerine. Sadece erkekler mi kendi ailemiz bile bunu yapabiliyor. O yüzden önce kaybettigimiz özşevkat, değerlilik duygularımızı yeniden kazanmamız gerekiyor.Öncelikle baştan söylemek isterim, bir erkek arkadaşım veya hoşlandığım biri yok. Zaten içinde bulunduğum kaos ortamı buna pek müsait değil şu an (Taktik almaya çalışıyormuşum gibi yorum yapanlar olacaktır, bu yüzden belirtmek istedim bunu.) . "Maddi yatırım" ifadesini de ne anlamda kullandığım anlaşılmıştır. Yoksa bizler elbette parasını verip haklarını alabilecekleri birer eşya değiliz.
Bu, aslında yıllardan beri çok merak ettiğim bir konu. Geçen Instagram'da keşfette dolaşırken popüler bir psikoloğun bir konuşmasına denk geldim (seven sevmeyen vardır, ben kendisini pek tanımıyorum.). "Erkek yatırım yaptığı kadını sever." diyordu. Bu aslında yıllardan beri yaptığım bir gözlemin özet cümlesi gibi oldu.
Evlenen arkadaşlarım var örneğin. Hani bizim 'görgüsüzlük' olarak ifade ettiğimiz bazı davranışlar vardır. Mesela evlilik arifesi "İlla şu kadar takı alınacak. " diyen, eksik gördüğü yerde olaylar çıkartan. Ya da bir arkadaşım vardı mesela. Erkek arkadaşının evlilik teklifi için aldığı yüzüğü maddi açıdan yetersiz buldu. Kendisine, maddi değeri çok fazla olan beş taş bir yüzük aldırıp en baştan evlilik teklifi ettirdi. Bir başka tanıdığım, kendi ailesinin maddi durumu kötü. Ama erkek arkadaşı sıradan bir mekana yemeğe götürdüğünde saatlerce trip atıyor. Hayatında görmediği lüks mekanları bulup "Bu hafta beni buraya götür." diyor. Kuzenim evleneceği zaman düğün için ayarlanan mekanı 'ucuz' buldu. Nişanlısından ayrıldı. Adam kapılarda yattı "Gel, tamam. Nereyi istiyorsan orayı tutacağım." diye. Ve istediği o lüks mekanı tutturup orada düğün yaptırdı gibi gibi... Ve garip bir şekilde bu şekilde davranan kadınların hepsi mutlu ve el üstünde tutuluyor. Hani kendi hemcinsimiz diye durup bir baktığımızda çok ucuz hareketler, naiflikten, kaliteden çok uzak davranışlar olarak görünüyor. Ama derler ya neticeye bakmak lazım diye. İlişki içinde yine bunlar değer görüyor, tapılan o kadınlar oluyorlar.
Bir diğer taraftan hiç böyle olaylara girmeyen kadınlar var. Mesela hesabı karşı taraf ödediğinde gece gözüne uyku girmeyen, aman kimse üzülmesin sıkıntı çıkmasın diye birçok lüks bile sayılmayan sıradan şeyleri dahi istemeyen kadınlar. Bunlar da hiç değer görmüyor. Örneğin bir başka arkadaşım, kendi ailesi çok varlıklı insanlar. Kendisine çok görkemli bir nişan töreni yaptılar. Ama adamın ailesi biraz sorunlu bir tipti. Arkadaşım "Aman nikah neye yetmiyor, ben düğün istemiyorum." dedi. Ucuz olsun diye saçma sapan bir gelinlik giydi. Evleneli birkaç ay olmuştu ki aldatıldığını öğrendi.
Elbette aramızda çıkıp "Yoo, hiç öyle değil. Ben şöyle yaptım şöyle oldu." diyenler olacaktır. Ama benim yaptığım gözlemler hep bu şekilde oluyor.
Şimdi kendime baktığımda ben ailemden bir defa harçlık almadan yıllarca okudum. Kazandığım başarı bursları ile ilkokuldan beri kendi kendime hep yettim, kimseden bir çorap bile istemedim. Yani dışarıdan bakıldığında ailesi hiçbir şeyini eksik etmeyen o havalı tip insanlardan gibi görünüyordum ama esasen çok küçük yaşlardan bugüne kadar hep maddi ve manevi anlamda kendi kendime yettim. Ben de değer görmedim aile tarafından o ayrı tabi.Ama bakıyorum benim gibi olan insanlar nasıl birinin kendisine maddi emek harcamasını sağlayabilir ki, çok imkansız görünüyor.
Sizce ilişkilerde mutlu sona ulaşmak için biraz gurursuz mu olmak gerekiyor?
Bilmiyorum hiç bunu. Bakayım bir internette bulursam izleyeceğim.Yıllar evvel su manken vardı Tuğba Özay bana göre güzel bir kadın değil ama bir mafya sevgilisi vardı...adam TV de bogurerek agliyordu resmen"tugbaaaa seni bırakmam ben,sana 500.000 TL harcadım"diyerek...yani adam para harcamış ve kadın terk edince ağlamaya başlamış...en az 15 senesi vardır bu olayın hiç unutmam
Esra ezmecinin o videosunu bende izledim ve haklı yönleri var sanki
Dünkü bu muhabbetin üzerine eşim elinde çiçekle geldi eve. Konunuz için sosyal deney gibi oldumYok ben sizi yargılamadan, daha önce yorum yazdım konunuza ve fikrimi belirtmiştim fakat bugün çok tuhaf bir şeye denk geldim.
Gene kendi söylediğime bağlanıyor biraz da.
Eşim evin Dask ve sigortası için görüştüğü eski aile dostu bir sigortacıya gidecekti bugün. Adam yeni bir dükkana taşınmış.
Giderken ne götüreyim dedi. Malum, hayırlı olsun diyecek yeni dükkan için.
Tatlı al dedim bir kilo. Genelde hayırlı olsun demek için güzel bir hediyedir.
Dedi ki, ya onlar her tatlıyı yemez, her yerin ürününü beğenmez, bizim buradaki tatlıcılardan bir şey alınmaz. Acaba bir çiçek mi yaptırsam?
Ben de güldüm, keşke beni mutlu etmek için de böyle incelikli düşünsen ara sıra diye takıldım. Sen papatyalarla bile mutlu olabilen, yüce gönüllü bir kadınsın dedi.
Ezik miyim yani dedim ben de.
Kafası karıştı. Tatlı alıp gideyim ben en iyisi deyip kaçar gibi gitti evden.
O nedenle dedim, size hak verdim bir an. Memnuniyetsizlik gösteren insanları memnun etmeye çalışmak gibi telaşları oluyor çevresindeki kişilerin. Eşimin ondan hiçbir çıkarı yok halbuki. Sigortamızı yapıyor, ücretini ödüyoruz.
Tuhaf bir andı
Ara sıra evde "Ben dünyanın en güzel çiçeklerini, en güzel mücevherlerini hak eden bir kadınım." diye dolaşın bence. Mesajı alır herhalde.Dünkü bu muhabbetin üzerine eşim elinde çiçekle geldi eve. Konunuz için sosyal deney gibi oldum
Talep etmek olmasa da tam olarak, sitem ettim diye çiçek almış.
Neyse ki çiçekler güzeldi, en sevdiğim renkler:)))
Ne yapsak ara sıra şikayet mi etsek ben de anlamadım.
Konu sahibi, çok kafamı karıştırdınız.
Ben de (Kimsenin tercihi beni ilgilendirmez, her tercihe saygım var sadece kendim için konuşuyorum.) cinsel ilişkilerin evlilik sonrasına ertelenmesi taraftarıyım. Ancak baktığınızda sizin hikayeniz gibi hikayeler de nasıl desem çok büyük hayal kırıklığı gibi duruyor. Evlendiğin kişinin bu şekilde olması veya hoşlandığı cinsiyetin tamamen farklı olması gibi... Bunu bu aşamadan önce anlamanın bir yolu yok mu acaba? Bir de tedavi olmadı mı ne bileyim çözmeye çalışmadı mı?
Altı yılın böyle bir adam ve onun ailesi ile geçmiş olması çok üzücü gerçekten. Mutluluğu bulmuş olmanıza sevindim. Keşke öyle biri hiç olmasaydı ama olmuş artık maalesef ki.Ben çok baskıcı bir ailede büyüdüm. Annem asla cinsel konularla ilgili konuşmazdı benle, babam telefonuma kadar takip ederdi. Neredeyse 0 deneyim evlendim. Ve hayatımın 6 yılı resmen cinsel cahillik sebebiyle hem suçlu hem narsist bir adam ve ailesiyle geçti. Kendi kusurunu kapatmak için bana habire kusur bulmaya çalışırlardı. Düşünün ben bakire boşandım. Bir daha denemeden asla evlenmem dedim, öyle de oldu. Tabi ki her önüme gelenle denemedim, 4 seneye yakın bekar gezdim, düzgün ilişkim olmadı, eşimle tanışınca ona güvendim, evlenmeden önce de denedim ve pişman olmadım, tekrar aynı şeyleri yaşamak zaten ölüm olurdu bana.
Herkesin tercihine saygım var ama en azından çok uyanık olun.
Ben şehrin sayılı zenginlerinden birinin kızı idim. Fakat hayat bu yıllardır görüşmüyorum, oda ztn tüm malvarligini biz küçükken yemeyi iflası ve sağlığını kaybetmeyi seçmiş.
Annem kardeşim ve ben büyüdük yokluğu da gördüm varlığı da. Vermekten çok mutlu olurum bu savunmasız hayvanda olur akraba da ailem de herkese aynıyım.
Cimri insana hiç tahammülüm yok vermekten mutluyum dedim ama sömürülme kokusu anladığım an yüzüne vurur hayatımdan çıkarırım.
Eşimle tanıştığımda bana açıkça herseyi anlatmıştı yaptığı işi kazancını zevklerini. Daha ilk buluşmada hesabı bir şekilde caktirmadan gidip ödeyip gelmisti
Sonra iş evliliğe doğru ilerleyince birikmiş parasını halini açıkça anlattı ben o süreçte benim için önemli 3 şeyi istedim fotoğraf- bu ztn çok şanslı olduğumuz bir konu su an meşhur fotoğrafçılardan biri kardeşimin eşi o zamanlar erkek arkadaşı.
Balayı- Ruslar gelmediği için neredeyse bedavaya geldi
Gelinlik - ortalamanın bir tık üstü olmuştu
O günlerde aldığı hediyeler, tamamen supriz evlilik teklifi, tektas, çiçekler vs beni ne kdr etkiledi bilmiyorum bizim doğalımiz buydu evlendik ayrı şehirlerde idik yine birikim + harcama dengesi ile ilerledik
Pandemide 2 yıl işsiz kaldı 1 kez bile para için tartismadik
Hala senin benim yoktur, hala özel alanlarımız vardır ben onu kendime benzettim evlendiğimde altin almaya korkan adam şu an borsada kriptoda al sat yapıyor
Bazen okuyorum hiç hediye almadı diyorlar biz buluştuğumuzda bile sigara almaya girdiğinde sevdiğim çikolatayı alırdı önemli olan o an görüp hatırlamak
Bazen ne yaparsanız yapın olmaz bu birazda karşıdakinin hayata bakışı ile alakalı belki biraz ilerleyebilirsiniz ama genel anlamda degismez
Ayy ben de öyleyimm.Maddi yatırımı bilmem aslında ben, iki tarafın da geleneklerine uyan bir takı talebinde bulundum. Takılaeın büyük çoğunluğunu ikimiz kredi çekerek yaptık. 10 bilezik demiştik 6sı vardı kalan 4ü düğnden sonra yaparız dedik yapamadıkama kimse bize takı hesabı falan yapmadı. Hep ikimizdik, kimseyi karıştırmadık. Eşyamızı da kendimiz aldık evimizi arabamızı da. Eşime asla bana şunu al demedim. Yalnız manevi açıdan beklentim vardı ve hepsini söke söke aldım. Randevuya geç kaldı kıyameti kopardım. Aramadı burnundan getirdim, ev işlerinde yan çizmeye kalkıştı "ben seninle evlendim, bunlar senin işin, yapacaksın" dedim. Bazı şeyleri üzerine yıktım ve yapmayınca bedelini ödettim. Haklıysam naiflik yapmadım çat çat beklentimi söyledim. bazıları da ricanın çok üzerinde emri vaki kıvamında da oldu.
Yatırımı sadece para olarak görmemek lazım bence, seni memnun etmek için çabalamalı, avcı güdüleriyle ilgilidir belki. Açıkçası ben de sadece benim hoşnut ettiğim bir ilişki istemezdim. O papatyayla gelmeden ben çiçek buketi vermem. İlk aşamada erkek veren taraf olmalı, sonra karşılıklı hale gelmeli. 15 yılın sonunda hala beklentim de var, hoş tutulmak isterim. Elinde çakmak varsa önce benim sigaramı yaksın, mutfak kapısından birlikte gireceksek bir adım geri kalıp yol vermesi lazım. Alışverişi beraber yaptıysak alınanların en az yarısını taşımaya teşebbüs etmesi lazım. Kadın olduğunuzu onun da sizin de unutmamasını sağlamak lazım.
Maşallah sizeBen size kendi hayatımdan örnek verecek olursam erkekler yatırım yaptığı kadınları sevmekten ziyade mutlu ettiği kadınlara daha çok düşkün oluyorlar. Hem okuyup hem çalışan biri olarak ilk zamanlar eşime 20 tl harcatsam gözüme uyku girmezdi. Bana akmayan o para ailesine akardı. Erkeklerin yapısı gereği para güç olarak hissettirdiğinden sanırım.
Şimdi ise eşimden sürekli birşey ister ve teşekkür ederim. Aldıklarını saysam bitmez. Her seferinde de sen mutlu olduğun için daha çok alasım geliyor diyor. Yıldönümlerinde doğumgünlerinde alınan hediyeleri durduk yere alıp supriz yapıyor.
Sevdiğim şişe ayranı alıp bak sana aldım seviyorsun diyor. Param olmasına rağmen daha çok vermek istiyor. Sonuç evet mutluyuz 20 lira harcatmadığım zamanlar için pişmanım :)
Teşekkür ederimAltı yılın böyle bir adam ve onun ailesi ile geçmiş olması çok üzücü gerçekten. Mutluluğu bulmuş olmanıza sevindim. Keşke öyle biri hiç olmasaydı ama olmuş artık maalesef ki.
Bitcoin bile partnerinden kıymetli oluyor mu diyorsunuz yani bazı erkekler için?Size çok katılıyorum.Evlenirken altın istemeyi görgüsüzlük olarak görürdüm ve öyle bir talebim olmadı.Evlenince eşim' isteseydin 'dedi.Gücü varken yapmayınca insan kendini gerçekten değersiz hissediyor.Siz zorlanmasın istiyorsunuz varınızı yoğunuzu saçıyorsunuz ama sizin de katkıda bulunup aldığınız şey için bile 'o benim' diyebiliyor. Kesinlikle istemek lazım.Bazı insanlar ondan anlıyor çünkü.
Erkeklerin bir şeyleri düşünüp yaptıklarına rastlamadım pek.Kesinlikle sizin hissettirip yaptırmanız , aldırmanız gerekiyor.Çoğu parasını maalesef farklı değerlendirmeyi seciyor.Bitcoine yatırır kaybeder yine de sana harcamaz
Bu çok sağlıksız bir davranış gibi görünüyor.Ayy ben de öyleyimm.Daha önceki erkek arkadaşlarım aynı soylediginiz gibiydi ama ben değer bilemedim.. en son ayrildigim kişiye çok bağlandım, daha öncekilerden farklı bir çekim hissediyordum.o ise tam bir okuzdu. Beni çok üzdü.ama ben hep ona değer verdim.hic beklentiye girmedim.ve üzüldüm zamanla.keske daha önce hayatıma giren insanların değerini bilseydim
Beni gercekten seven insanların değerini bilmediğimi düşünüyorum ,anlıyorum yıllar sonra.beni sevmeyen bir insana ise çok değer verdim, hiç olmadığım kadar kibardim..Bu çok sağlıksız bir davranış gibi görünüyor.
hiç doğru görmüyorum bakış açını… ben eşimle tanıştığımda işi vs yoktu ve evlenene kadar da yoktu. Emin ol, bana maddi yatırım yapmadı ancak bunu istemediğim biçe beklemediğim için bana minnettar olduğunu hissediyorum. Kaç yıl geçti hala el üstündeyim.Öncelikle baştan söylemek isterim, bir erkek arkadaşım veya hoşlandığım biri yok. Zaten içinde bulunduğum kaos ortamı buna pek müsait değil şu an (Taktik almaya çalışıyormuşum gibi yorum yapanlar olacaktır, bu yüzden belirtmek istedim bunu.) . "Maddi yatırım" ifadesini de ne anlamda kullandığım anlaşılmıştır. Yoksa bizler elbette parasını verip haklarını alabilecekleri birer eşya değiliz.
Bu, aslında yıllardan beri çok merak ettiğim bir konu. Geçen Instagram'da keşfette dolaşırken popüler bir psikoloğun bir konuşmasına denk geldim (seven sevmeyen vardır, ben kendisini pek tanımıyorum.). "Erkek yatırım yaptığı kadını sever." diyordu. Bu aslında yıllardan beri yaptığım bir gözlemin özet cümlesi gibi oldu.
Evlenen arkadaşlarım var örneğin. Hani bizim 'görgüsüzlük' olarak ifade ettiğimiz bazı davranışlar vardır. Mesela evlilik arifesi "İlla şu kadar takı alınacak. " diyen, eksik gördüğü yerde olaylar çıkartan. Ya da bir arkadaşım vardı mesela. Erkek arkadaşının evlilik teklifi için aldığı yüzüğü maddi açıdan yetersiz buldu. Kendisine, maddi değeri çok fazla olan beş taş bir yüzük aldırıp en baştan evlilik teklifi ettirdi. Bir başka tanıdığım, kendi ailesinin maddi durumu kötü. Ama erkek arkadaşı sıradan bir mekana yemeğe götürdüğünde saatlerce trip atıyor. Hayatında görmediği lüks mekanları bulup "Bu hafta beni buraya götür." diyor. Kuzenim evleneceği zaman düğün için ayarlanan mekanı 'ucuz' buldu. Nişanlısından ayrıldı. Adam kapılarda yattı "Gel, tamam. Nereyi istiyorsan orayı tutacağım." diye. Ve istediği o lüks mekanı tutturup orada düğün yaptırdı gibi gibi... Ve garip bir şekilde bu şekilde davranan kadınların hepsi mutlu ve el üstünde tutuluyor. Hani kendi hemcinsimiz diye durup bir baktığımızda çok ucuz hareketler, naiflikten, kaliteden çok uzak davranışlar olarak görünüyor. Ama derler ya neticeye bakmak lazım diye. İlişki içinde yine bunlar değer görüyor, tapılan o kadınlar oluyorlar.
Bir diğer taraftan hiç böyle olaylara girmeyen kadınlar var. Mesela hesabı karşı taraf ödediğinde gece gözüne uyku girmeyen, aman kimse üzülmesin sıkıntı çıkmasın diye birçok lüks bile sayılmayan sıradan şeyleri dahi istemeyen kadınlar. Bunlar da hiç değer görmüyor. Örneğin bir başka arkadaşım, kendi ailesi çok varlıklı insanlar. Kendisine çok görkemli bir nişan töreni yaptılar. Ama adamın ailesi biraz sorunlu bir tipti. Arkadaşım "Aman nikah neye yetmiyor, ben düğün istemiyorum." dedi. Ucuz olsun diye saçma sapan bir gelinlik giydi. Evleneli birkaç ay olmuştu ki aldatıldığını öğrendi.
Elbette aramızda çıkıp "Yoo, hiç öyle değil. Ben şöyle yaptım şöyle oldu." diyenler olacaktır. Ama benim yaptığım gözlemler hep bu şekilde oluyor.
Şimdi kendime baktığımda ben ailemden bir defa harçlık almadan yıllarca okudum. Kazandığım başarı bursları ile ilkokuldan beri kendi kendime hep yettim, kimseden bir çorap bile istemedim. Yani dışarıdan bakıldığında ailesi hiçbir şeyini eksik etmeyen o havalı tip insanlardan gibi görünüyordum ama esasen çok küçük yaşlardan bugüne kadar hep maddi ve manevi anlamda kendi kendime yettim. Ben de değer görmedim aile tarafından o ayrı tabi.Ama bakıyorum benim gibi olan insanlar nasıl birinin kendisine maddi emek harcamasını sağlayabilir ki, çok imkansız görünüyor.
Sizce ilişkilerde mutlu sona ulaşmak için biraz gurursuz mu olmak gerekiyor?