- 13 Haziran 2016
- 108
- 196
-
- Konu Sahibi mor dilemma
- #281
Allah razı olsun, güzel duanız için çok teşekkürler.Keşke en başından açıkça belirtseymiş eşiniz çocuk fikrini. Sizin istediğinizi bile bile annelik hakkını elinizden almaya hakkı yokki. Çok zor bir durum. Allahım kolaylıklar versin hayırlı kararlar aldırsın size.
Doktora götürebileceğimi pek sanmıyorum.Muhakkak bilinçaltında ciddi bir sorun vardır bence..doktora gitmeye ikna etmeye çalışın ilk önce..yada belki bir buyugunun konuşması biraz İşe yarayabilir..Sevdiği, görüşlerini beğendiği bir yakını gibi..
Allah razı olsun, içten duanız için çok teşekkürler.Allah yardımcınız olsun. inşallah eşinizin fikirleri sizin için olumlu yönde değişir. şu an istemiyorsa yapsanız da ilişkiniz için sağlıklı olur mu hiç bilemiyorum ama umarım Allah dualarınızı kabul eder.
Bence de olduktan sonra çok sevecek zaten şefkatli ve naif bir yapısı var. Ama işte başta istemeyince elimden birşey gelmiyor.Ya sevgilimin annesi hamile kaldiginda babasi istememis aldiralim demis hatta sevgilim bu mevzuyu cocukken ogrenmis ve hala kirginlik var icinde
Ya baskasinin cocugu ile kendi cocugun bir degil bence bi sekilde ikna olabilir
Ya cocuk dogduktan sonra bi babanin keske olmasaydi diyecegine inanmiyorum ben
İnşallah, yorumunuz için teşekkür ederim.Okuyunca aslinda butun sorunlarda oldugu gibi cevap cok basit ama yaşarken zor.
Hayat secimlerden , yollardan ve acik olmaktan geciyor.
Esiniz malesef en basindan acik olup size secim hakki tanimamis ve hala bu duruma devam ediyor.
Sizinse artik cok seceneginiz yok aslinda, ya cocuk sahibi olmaktan vazgececeksiniz, ya mucadelenizi verip ikna edeceksiniz ya da gercekten cocuk sahibi olmak istemiyorsa net sekilde ve siz bunu kaldiramiyacaksiniz yollari ayirmak.
Esinizle konusa konusa bir yere varacaksiniz mutlaka.
Aslında bende öyle olacağını düşünüyorum, zaten kötü baba olacağını düşündüğüm birinden çocuk sahibi olmak istemem. Ama insan çocuğu riske atamıyor işte. Duanız için çok teşekkürler. :)Haklisiniz,ama sanki esiniz iyi biri baba olinca pişman olmayacak sanki iyiki olmus der gibisinsen düşünmüştum.rabbim gonlunuze göre versin hakkinizda hayirlisi olsun
Psikolojik sıkıntısı olduğunu zannetmiyorum yoksa 4,5 yılda fark ederdim. Ama yapı itibariyle herkesin derdiyle dertlenir ve çok ince düşünen bir yapısı var. Biyolojik sorunu bilmiyorum. Ama baktığım tıbbi kayıtlarda bir bilgi yok.acaba psikolojik sorunu olabilir mi esinizin?? genel hali nasildir mesela cok panik ve sikintili midir herseyi kafasina takar mi belkide oyuzden bu dunyaya cocuk getirilmez diye dusunuyodur yada sizin bilmediginiz onun bildigi yani sperm degerleriyle ilgili bi sorun var ve ilerde ayrilirsaniz bunu sizden sakliyo olabilirmi
Maalesef :-(Sevgili Ayata, size katılmamak mümkün mü. Bence de erkeklerin en büyük problemi kendilerini açıkça ifade etmek istememeleri.
Aminn inşallah. Herkes ve her şey için hayırlısı olsun.Allah size de kolaylık versin. Hayırlısı. Tabi ki şu an büyük bir problemim var ama evlilik gerçekten güzel. Umarım sizi hak edebilen çok iyi birine rastlarsınız ve korkularınızı yenersiniz.
Teşekkürler, umarım dediğiniz gibi olur :)Öncelikle hakkınızda hayırlısı olmasını dilerim.
Yazdıklarınızı okudum, eşiniz bana çok katı ve kararlı değil de, kafası karışıkmış gibi geldi.
Biraz daha zamana ihtiyacı varmış gibi hissettim.
İkiniz de çok gençsiniz zaten.
Siz bu problemi aşacaksınız bence, eşiniz kendi isteği ile ikna olacak.
Bir de ,çocuk sahibi olmamayı tercih eden insanlara ,mutlaka bir sağlık sorunları vardır kafasından çıkabilsek keşke.
Kimsenin bakış açısı e yaşadıkları aynı olmaz.Ama dışardaki göz; insanın anlattığı konudan,kelimelerden,vurguladığı detaylardan kendini ifade etmedinden...başka bir bakış açısı sunar.Bizim göremediğimiz kalıplarımızın dışında.Onlara da hayır ben böyle değilim demek yerine acaba mı olabilir mi demeliyiz.Yorumunuz için teşekkür ederim ama konuyu çözümlemenize ve ulaştığınız sonuçlara katılamayacağım. Sonuçta bakış açılarımız ve yaşadıklarımız farklı. Düşüncelerinize saygı duyuyorum ama dediğim gibi yazdıklarınız beni ve yaşadıklarımı yansıtmıyor.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ki net ifadeden kastım cümle uzunluğu değil. Siz bu kanıya nereden vardınız bilemeyeceğim ama genelde karşımdaki insanın algılama düzeyine göre konuşurum. Malum işim gereği insanlarla iletişimim maksimum düzeyde. Yalnız üslup olarak çok sert üslubum yoktur. Genel olarak sert üslupla konuşmayı sevmem. Emin olun eşimle konuştuğumda eşim tam olarak neyi neden istediğimi biliyor. Gizli ağlamak konusu ise yapı meselesi. Ben küçüklükten beri başkalarının yanında ağlayamam.
Zaman ayırdığınız için tekrar teşekkürler.
Merhaba Arkadaşlar
Artık çözümsüzlüğün dibine vurmuş biri olarak yazıyorum. Yardımlarınızı esirgemezseniz sevinirim.
Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben 31 yaşında 2,5 yıllık evli çalışan bir bayanım. Eşimle severek 2 yıllık tanıma sürecinden sonra evlendik. Halen de eşimi çok seviyorum. Her konuda birbirimizi tamamlayan bir çiftiz. Eşimin de beni sevdiğine inanıyorum daha da doğrusu hissediyorum. Şimdi düşününce 4,5 yıllık sürede adam akıllı aklıma gelen 1 veya 2 kavgamız olmuştur. Birbirimizi incitmekten kaçınırız. Her şeyi konuşarak halletme taraftarıyız. Ve öfkeliyken asla hareket etmemeye çalışırız. Onun sevinci benim mutluluğum, keza benim sevincim de onun mutluluğu. İkimizin de ilk evliliği. Yaşıtız.Ben evin tek kızıyım, eşim evin tek erkek çocuğu. Ailelerimiz genel anlamda anlaşıyor ve çok şükür bir problem yok. Ailesini de seviyorum. İyi niyetli insanlar. Maddi durumumuz çok şükür çok iyi. İkimizin de güzel güzel birer işi mevcut.
Şimdi sorunuma gelelim. Eşim kattiyen çocuk istemiyor. Ve bunu bana yeni söyledi. Evlenmeden çok önce normal arkadaşken eşim bana çocuk ister misin demişti. Bende evet anne olmak isterim demiştim. Allah hastalık vermesin eğer hastalık vs gibi durumlar varsa tabi ki yapacak bir şey yok ama eğer sıkıntı olmazsa isterim dedim. Hatta çocuk istemeyen biriyle evlenmek istemem demiştim. Daha sonra yani eşimle sevgili olduktan sonra eşim evlenir evlenmez çocuk istermisin demişti. Bende hemen istemem, önce evlilik rayına oturmalı, çocuk için sağlam ve iyi bir yuva sağlanmalı, hem bazen iki iyi insan iyi bir evlilik etmiyor demiştim. Önce iyi bir evlilik olmalı dedim. Ama malum yaş da ilerliyor. Eşim de ilk yıl bekleyelim, her şey iyi gidecek, güzel evliliğimiz olacak dedi. 2,5 yıl sadece oyaladı. Ve resmen kendisinin asla ama asla çocuk istemediğini söyledi. Arkadaşlar ben yıkıldım. Şu zaman dese bekle dese yine bekleyeceğim. ama şimdi... Sadece gizli gizli ağlamak geliyor elimden, eşimi asla istemediği bir şeye zorlayacak değilim, ama ben ne yapmalıyım. Güzellikle konuştum hak veriyor ama son noktada hayır yapamam diyor. Nedeni de bu bozuk dünyada iyi bir insan yetiştirebileceğinden emin olmamasıymış. Hastalık olsa anlayacağım. Ama buna ne denir ki. Bende çok güzel yetiştirebileceğimizi düşünüyorum.
Çocukları seviyor, işi çocuklarla zaten. Dünyalar tatlısı bir yeğeni var, ve ona bayılıyor. Çok şefkatli çok merhametli biri. Cömert, iyi ahlaklı, yumuşak huylu. Eşimi gördüğümde ne güzel bir baba olur. Hatta ölüp gitsem benim yerime anne bile olur demiştim. Ama şimdi...
Evet uzun zamandır bu forumu takip ediyorum. Zaman zaman rastlıyorum bu tür konulara. Yorumlayan arkadaşlara katılıyorum. Bir tarafın istemesiyle çocuk yapılması; bir tarafı bunun için zorlamak doğru değil. Ama Allah aşkına söyleyin, ya diğer tarafı çocuktan mahrum bırakmak, evlenmeden önce farklı vaatler varken sonradan çark etmek, her gün başkalarının çocuklarını öpüp koklamak zorunda kalmak, iki aileden gelen çocuk baskılarını acı bir tebessümle geçiştirmeye çalışmak, halen eşi korumaya çalışmak... Ona ne denir. Ne yapılır. Gizli gizli ağlarken kaç gece neden başımı yaktın diye soruyorum kendi kendime. Ama ona karşı kelimelerim bitti, dilim lal, kalbim yaralı.
İşte hayatımın dilemması. Ne yapayım arkadaşlar. Depresyondayım sanırım. Ama çarem hiçbir doktorda yok. Şimdiden yorum yapan herkese çok teşekkürler.
Güncelleme: Arkadaşlar affınıza sığınarak bu güncellemeyi yapıyor ve uzun olan konumu ne yazık ki biraz daha uzatıyorum. Hakkınızı helal ederseniz sevinirim.
Konumda tam ifade edemedim herhalde ama eşimle son 1,5 yılda defalarca açık açık ne istediğimi, niçin istediğimi, benimle evlenmeden önce böyle konuşmadığını, eğer bu düşüncelerini bilseydim muhtemelen evliliğin gerçekleşemeyeceğini, böyle yaparak beni kandırdığını, kandırılmışlık ve nedensiz yere mahrum bırakılmaktan duyduğum üzüntüyü ve içimde artık ona karşı yavaş yavaş kızgınlık oluştuğunu, ve böyle giderse aramızdaki sevgi ve saygının eksileceğini, bunun da evliliğimizi çıkmaza sürükleyeceğini anlattım. Genelde iyi bir hatip olduğumu, kendimi net olarak ifade edibildiğimi, aldığım psikoloji eğitimiyle duygularımı karşımdakine net olarak ifade edebildiğimi söylerler.
Tüm bunlardan sonra cevap veremeyeceği, beni kandırdığı noktasında susuyor. Kendimi nasıl hissettiğim noktasında da teselli edip söz veriyor, kendisi belli bir tarih veriyor. Ben sevinçle bekliyorum, tüm bağışıklık durumumun haritasını kadın doğumcumla çıkardık, kullanmam gereken folik asit vb takviyelere baladım. Son çıkan makaleleri vs okuyorum. Seminer ve kongrelere katılıyorum. Ama o gün geldiğinde eşim vazgeçiyor. Bende defalarca kandırılmışlık, suistimal edilme ve hayali sükut oluşuyor. Tam çıkışa ulaşmış ve peyniri alacakken yeni bir labirente konan küçük bir lab faresi gibi.
Dün gece gücümün tükendiğini hissettim ne yazık ki. Eşim de ben de doktoruz. O yüzden terapi olayına pek inanmıyor. Ben inanıyorum ama eşim tedaviye istekli olmadan hiç bir işe yaramayacağını biliyorum. Aslında psikiyatriye ilgim büyüktü sadece çocuk hekimliğini daha fazla seviyordum. O yüzden vaz geçtim. Size şunu net olarak ifade edebilirim ki özellikle psikiyatride hasta iradesi primerdir. Biz dr olarak sadece o iradeyi iyi ve doğru tarafa kanalize edebiliriz. Bu forumda o kadar şey okuyoruz. Bazıları doktordan fayda görürken bazılarında hiç bir değişiklik olmuyor. O yüzden psikiyatri arzusu hilafına pek yarar sağlamaz.
Şunu da eklemek isterim, yaşadığım ilde tanınan ve sevilen bir doktorum. Eşim de benim kadar olmasa da tanınıyor. Benimle evlendikten sonra çok daha bilinen ve merak edilen biri oldu. Aynı zamanda çok çekineceğini de tahmin ediyorum.
Okuyan, yorum yapan, dua eden tüm arkadaşlarımdan Allah razı olsun.
Benim anlamini yazmaktaki amacim Türkçe'de karşiligi oldugunu vurgulamakti. Eger dilimizde karşiligi olmayan bir kelime olsaydi zaten dikkatimi çekmezdi. Güzel cevabiniz için tesekkur ederim, yuvaniza huzur mutluluk dilerim. İnşallah ikileminizden hayirli olan tarafi seçmişsinizdir.Öğretmen hanım, zaten ben de bu ikilemde kaldığım için bu konuyu açtım. Seçeneklerin farkındayım. Acaba başka güzel fikirler gelir mi dedim ve arkadaşlar sağ olsun çok yardımcı oldular. Zihnimde bundan sonraki adımla alakalı bir sürü fikir oluştu.
Dilemma nın ise manasını bilmeden kullanmam zaten mümkün değil. Yazıyı okuduğunuzda fark edeceksiniz ki mana bilerek kullanılmış. Türkçe'miz de yabancı kelime kullanımından yakınıyor olsaydınız duruma daha uygun olurdu. Ben de bundan muzdaribim ama ne yazık ki günlük konuşma dilimize o kadar girmiş ki üzüntülü anımızda yazı yazarken fark ermeden kullanabiliyoruz.
Eşinizin hayata bakış açısını da merak ettim,genel olarak karamsar mı yoksa pozitif biri mi? Ben genel olarak karamsar yapıda biriyim,pozitif düşünmeyi pek beceremiyorum,kişiliğim böyle değiştiremiyorumAllah yardımcınız olsun. Evet sizin durumunuz da bizimkine benzer sadece roller değişik. Aslında sizin ve eşimin korkusunu anlıyorum. Hele de son zamanlarda eşim de ben de suriye kamplarında geçici görevlendirmeyle çalıştık. Ve oradaki içler acısı durumu biliyorum.Ama iyi yapabileceğimize ve olursa yavrumuza güzel bir gelecek sağlayabileceğime olan inancım daha büyük. Tabi ki bir de çocuğumu yetiştirme isteği. Etraftaki yanlışları görünce evladıma daha doğrusunu öğretme isteği vs vs vs.
İkimizin de sorununun cevabını bilmiyorum. İnşallah hakkımızda hayırlısı olsun.