Yanlış anlasilmek istemiyorum.Aslında senin konulardan biri diye hatırlıyorum boşanma konusunda benim de düşündüğümü fakat çok zor geldiğini, senin zor kısmı başardığını bundan sonrasının çok daha güzel olacağını yazdığımı hatırlıyorum ama görmemiş olabilirsin belki. Hatta ben de senin konun muydu emin olamadım bakıcam konuna.
Evliliğimi sorunsuz olarak yansıttığımı da düşünmüyorum, keza kimsenin kolay kolay kabul edemeyeceğini düşündüğüm eşimin hatalarını görmezden geldiğimi buradaki arkadaşlar da önceki konularımdan biliyor...
Evet sevgisini hissetmiyorum ama olsun sorun değil diyemiyorum, herşeyi yok sayabilirim, maddi olarak sömürülmeyi bile kabul edebilirim ama sevgi yoksa ben de yokum ... İşte sevgi var mı onda yok mu bundan kesin olarak emin olmak istiyorum...
Yok öyle bir durum olsa yakalardım diye düşünüyorum, çünkü güvensizliğim evliliğin ilk gününden beri hat safhada... Dediğim gibi tlf dökümlerinden uzun süre takip ettim, bakmayı bırakalı hemen hemen 1 yıl oluyor..
eşiniz sadece kendini düşünüyor
bu 1 numaralı sorun. diğerleri tali sorunlar.
bu kadar ben merkezci bir adamın bir kadını içtenlikle sevmesi zor, yani bu sevgi durumu bence düzelmez. en baştan aşktan ölmüyormuş zaten. şimdiden sonra olmasını çok zor görüyorum.
siz adam için güzel, fedakar, iyi geliri olan, onu hep alttan alıp herşeyine OK diyen mis gibi bir eş olmuşsunuz..valla ben de istiyorum böyle bir tane..ohh kebap. bir tek belki sizi kaybedeceğini anlarsa azcık çekidüzen vereiblir kendine. ama çok sanmıyorum. neden? boşanan erkek gidip bekar kız alıyor bu memlekette...aile etraf sorsanız herkes diyecek ki adamın içkisi kumarı yok, karı kız yok, işi gücü var Xperia'ya rahat battı boşandı...
bir de keşke daha geç evlenseydiniz sanırım 25-26 yaşında evlenmişsiniz adam daha hayatını oturtmamış, ataması olmamış, yüksek olmamış, mevcut işi sanırım istediği bir iş değil ki alternatif dükkan vs. uğraşmış..kredi çekilmiş, sizin gelirinizin onunkinin 3 katı olması...bunlar hep yıpratıcı şeyler. adam bi 30 filan olsaydı tüm bunlar bitmiş gitmiş olurdu önünüzü görürdünüz. şimdi ayrılsanız tabi ki evlilikte ortak laınan herşeye misler gibi %50 ortak olur. hiç çekinmez.
(bu arada ben de holding sahibi falan değilim sadece benim maaşım onunkinin 3 katı)
Ama profilinde ogretmen yazıyor adam da polismis bu nasıl oluyor ki ?
Ayrıca yaşadıkların gercekten zor.
Ev aldık, onun ödemeleri var, ev benim isteğimle alındı ama..Hala evde birşeyler ödüyor musun
Esim cimri dediğin için soruyorum
Çıkarı var mi diye düşündüm
Buarada ben eşimi gondermem on gun 20 gun . Otursun evinde yapsin ne yapcaksa
Ayy bilemedim şimdi ben olsam rest cekerdim sanırım ya ilgisini gostersjn degissin yada herkes kendi yoluna gibi.Ev aldık, onun ödemeleri var, ev benim isteğimle alındı ama..
Gidecek olan mal mülk para umrumda değil.. Ben şu an mevcut ne varsa versem de bikaç seneye hepsini kendi başıma hallederim zaten.. Annem de babam da çalışıyordu maddi sıkıntı üniversite dönemi dışında çekmedik, ünide de mesleğim zaten belliydi, 3-5 sene sonra rahata ericem zaten dedim dert etmedim yokluğu.. Eşimin annesi çalışmıyor ev hanımı, babası da eşim daha ortaokulda iken emekli olmuş, defter kitap isterken bile korka korka gitmiş babasının yanına hatta iş eğitim dersinde babası malzemeleri almadığı için öğretmeninden dayak yediğini falan anlatır.. O daha sıkıntılı bir hayat geçirmiş ve okuduğu bölüm de fen edebiyattan atanması zor bir bölüm, iş garantisi yok , hani bikaç sene dişimi sıkayım da diyememiş ailem bana yardımcı olur da..
Onun paraya karşı düşkünlüğünü pintiliğini hep bunları düşünerek hoşgördüm. Ama olmadı işte...
Bir süre ayrı kalmak en iyisi olacak ama bende çalışıyorum burası da küçücük ilçe , işim gereği de tanımadığım kimse yok ilçede.. Ayrı ev tutayım falan olmaz.. Aileme boşanmaya kesin karar vermeden durumumu anlatmaya hiç niyetim yok. Annemle çok problemli bir ilişkim var zaten, en son onlara duyururum durumu, memleket yakın işe ordan git gel yapayım desem annemin sorularını cevaplamaktansa otururum evde konuşmam diyorum...
Eşimin tayini çıktı gidecek ama aralık yada haziranda, bunca ay dayanabilir miyim bilmiyorum.. En güzeli o gitsin ben tayin istemiyim burda kalayım bir süre, duruma bakayım olacak ama çok var daha..
çok üzüldüm. sadece bir noktaya dikkat çekmek için yazıyorum. eşinin iyi huyları diye bahsettiklerin zaten olması gereken şeyler. yani yemeği sen yapmak zorunda değilsin, ütüsünü de keza.. sadakat desen zaten olması gereken.. yani evet bunları yapmayan nice adamlar var işin doğrusunu konuşacak olursak durum bu. ne hayallerle evleniyoruz oysa bazen gerçekler çok acımasız olabiliyor. maddi kaygınız yok, manen güçlü olduğunuzu izlenimledim. tanımıyorum sizi ama yorumlarınıza denk geldim. size aşkla bakacak, mutluluk getirecek bi birliktelik dilerim. şimdiki eşinizle veya değil. ama unutmayın siz değerlisiniz ve kimsenin gelip size değersiz hissettirmeye, mutsuz etmeye Hakkı yok!Özet: eşimin sevgisini hissedemiyorum, bu tek başına boşanma sebebi mi karar veremiyorum....
nerden başlasam bilemiyorum kızlar... eşimle alakalı bazı sorunlardan bahsetmiştim daha önce. gittikçe uzaklaştığımı hissediyorum kendisinden. evlendiğimizden beri benden uzaklaşmak için hep bahane aradı sanki..
eşimin bazı mide bulandırıcı durumlarını da nikahımız yapıldıktan sonra faceinin şifresini kırarak öğrendim, o zaman başımdan aşağı kaynar sular aktı bu nasıl bir adam böyle diye.. o konuyu da bilenler var.. ama işte basiret bağlanması mı ne , "benden önce olmuş hepsi" dedim ve kapattım konuyu o zaman, nikah yapılmamış olsa sevgili olsak trilyon kere ayrılırdım ondan eminim... O olayla eşimin aşk sevgi adamı olmadığını anladım, kadınlara yaklaşımı maalesef ki berbat durumda...
evlendik evimize gideli 1 hafta olmadan ısrar kıyamet annesini çağırdı yanımıza (ailesine hiç düşkün biri değil oysa) , 1 hafta 10 gün kalır döner diye sesimi çıkarmadım ama annesi gitmek istedikçe hele dur daha yeni geldin dedi durdu. 20. gün ben "benden bu kadar çabuk mu sıkıldın niye göndermiyosun anneni" diye ağlama krizine girince "yaa ayıp olur diye göndermedim niye sıkılayım senden" dedi ve sonraki gün ben annesini de alıp memlekete döndüm , tayin için evrakları bahane ederek, ve sonra tekrar eşimin yanına gittim.
evliliğimiz aşırı hızlı oldu bilenler var, tanıştık 5 ay sonra nikahımız yapılmıştı tayin işi için, nikahtan 3 ay sonra da düğün oldu zaten. eşimi flört ve nişanlılık döneminde sadece günde yarım saatlik tlf konuşmalarından tanıyorum , onlar da "seni çok özledim keşke yanımda olsan"lardan ibaretti. ben o dönem de hep şikayetçi idim durumdan. seni hiç tanımıyorum bırakalım bu özledim sevsem öpsem muhabbetlerini başka konu yok mu konuşacak, paylaşımımız yok hiç diye şikayet ederdim , eşim "evlenince zaten herşeyi senle paylaşıcam merak etme" diye konuyu kapatıyordu.
eşimi tanımıyordum, o da beni tanımıyordu hiç. bu da bende benle acaba maddiyatı düşündüğü için mi evlenmek istiyor sorusunu ister istemez düşündürttü. ki keza arkadaşlarına "nasıl biri ?" diye sordurttuğum arkadaşlarım hep "maddiyatçı , çıkarcı, bencil, eşşeği alnından öpüyorsun" diye tarif ettiler eşimi. (bu arada ben de holding sahibi falan değilim sadece benim maaşım onunkinin 3 katı) ben de bunlar üzerine eşimin yaklaşımını anlamak için "evlendikten sonra 1-2 sene işten ayrılmayı düşünüyorum, sınava hazırlanıp şansımı deneyeceğim" dedim. eşim de "sen bilirsin ben sana çalış da diyemem çalışma da diyemem, çalışmazsan her türlü ihtiyacını da elimden geldiğince karşılarım" tarzı konuştu ve ben de "nasıl böyle kötü düşünebildim ne kadar ayıp ettim" diye kendi kendimi yedim. tayin istedim çıkarsa çalışayım yea , çıkmazsa da sınava çalışırım bir sene diye düşündüm. o dönem sülalesinin yüreğine iniyordu, annesi babası sanki çok vahim bir olaymış gibi vah vah tüh tühlerini eksik etmedi ve eşim tayinimin çıkması için bakanlıkların kapısında saatlerce koşturdu, araya birilerini sokmaya çalıştıben şok içerisinde izledim sadece ve tayinim onun yanına çıkmayınca ortak nokta olarak avuç kadar bir şehre geldik ikimizde....
ve eşim buraya yerleşir yerleşmez ticarete atılma heveslerine kapıldı. ben istifa edicem zaten yük olmayayım ona diye evlenirken hiçbir talepte bulunmadığım gibi mobilyalarımı inanılmaz uygun fiyatlara aldım. perdelerimi pazardan seçtim düşünün! eşim alelacele girdi ticarete , benim bir senelik maaşı kredi çektirdi bana, dükkan ödeyecek borcu hiç düşünme dedi. benden gizli de gitti kredi çekti, yakaladım, kavga gürültü... o dönem 6 ay bir sene kadar her boş saniyesinde dükkana koştu, avuç kadar şehirde ne arkadaşım var ne arkadaş edinebileceğim bir çevrem var ne de bir sosyal aktivitem.. kafayı yiyordum. her ay eşşek gibi gidip maaşımı yatırdım dükkanın kredisine! o ise kendi işi yeterince yoğun değilmiş gibi dükkana koştu her fırsatta.. bahanesi de boş bırakırsak çalışanlar para çalar vs idi.. neyse dükkan konusu zaten hayatımın en berbat olayı... sonunda ortağından kazık yedi yatırdığımız paranın yarısını alabildik devrettik ve ordan ilçeye tayin istedim ben geldik buraya...
bu sefer eşim sınava hazırlanıcam dedi, yıllık iznini aldı memlekete gitti ders çalışcam diye, sesimi çıkarmadım kazanamazsa bana patlamasın diye.. oysa evde çoluk çocuk yok pek rahat çalışabilirdi evde, ben zaten sabah 8 akşam 5 işteyim ev boştu...
o bitti çocuk konusu ile ilgili ameliyat oldu 20 günlük raporunu yine memlekette geçirdi bensiz(3. günde ayağa kalkmıştı öyle yatak döşeklik durumu yoktu) burda da bahanesi yüksek lisansımı tamamlayacağım olmuştu(oysa evlenmeden önce bana yüksek lisansını bitirdiğini söylemişti)
memlekete ne zaman gitsek, birlikte gezme teklifinde bulunsam ,bir saatin var ona göre derdi, sonra dakika sayardı 43 dakikan kaldı haberin olsun gibi.. benim bütün hevesim kaçar , git sen deyip yollardım arkadaşlarının yanına..
benden her fırsatta kaçtı , uzaklaştı... bin kere benle zaman geçirmekten hoşlanmıyorsan bitsin diye boşanmayı teklif ettim asla razı olmadı. ve ben şu anda zerrece sevildiğimi hissetmiyorum... hiç umrunda değilim onun sanki... kendi halinde yaşıyor... bu arada ne yüksek lisansı bitirdi, ne sınavı kazandı o dönemlerde. şimdi yeniden sınav açılmış ve her boş anında ders çalışcam diye gidiyor yanımdan.. izinler kapalı ama açıldığında ilk fırsatta izin alıp ders çalışcam diye gideceğinden de eminim...
bu sevgisizlik hissi her geçen gün daha çok evliliğimi sorgulatıyor.. yatakta da hissediyorum bunuhani şöyle bir bakış olur aşk dolu, ne bileyim bir okşayış, bir kokumu içine çeksin... yok böyle şeyler... afedersiniz film çekiyor sanki!! İlişkiden sonra kendimden bile nefret ediyorum o kadar aşktan sevgiden uzak oluyor ki...
Şimdi düşünüyorum işte.. Bu evliliği neden devam ettireyim ki diye... Yuva kurmak zor yıkmak kolay tamam da ben evliliğimi yuva olarak tarif edemiyorum ki...
Eşimin iyi huyları da var yemek temizlik olayına evde ise %80-90 yardım eder, eğer ki evde yoksa ve ben yapmamışsam hiç dert etmez niye yemek yok yada niye ev dağınık diye.. Ütüsünü kendi yapar, ailesi için benle hiç tartışmaya girmedi, ailesine para yedirme derdi yok, kıskanç yada kısıtlayıcı değil, sadakatsizliğini yakalamadım...
Kafam çok ama çok karışık
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?