Gelin olmak böyle olamamalı yardım edin lütfen

çok haklısın özümle davranışlarım birbirini tutmuyor. beni anlamaman çok normalki yaşadığımı ben biliyorum.benim en çok kendime yediremediğim şey eşimin beni savunmaması o evleniceğimiz zamanlarda karıma kimse birşey diyemez diyen insanın şimdi olanlara susması buraya yazdıklarımı daha hiçbirşey. inan ne zmaan onalra gitsek mutlaka ya mutlaka birşey oluyor.
 
daha geçen gün annesi bize gelcekti babası aradı beni geldilermi dedi. bende gelmediler çıktılarmı ki onlar evden dedim '' uf iyi tamam hadi'' diyip kapattı telefonu ben neye uğradığımı şaşırdım. ne kadar basit bir olay dimi ben bunu dahi kaldıramıyorum benimle böyle konuşulmasını kaldıramıyorum ne yapmam lazım onlarla konuşmadığımımı sanıyorsunuz daha 2 ay öncede kendi akrabalarından annemle ilgili yapılan konuşmaları anlattılar bana bende sinirlendim tabi babasına anlattım durumu bakın bu çok ayıp dedim. bana bağırıp çağırdı yok öyle birşey bana niye söylüyorsun git kim söylediyse ona sor gibi. ben napiyim şimdi. gerçekten benmi büyütüyorum. kendi akrabaları bile eşime karının arkasında durman gerek diyorlar onalrın arkamızdan yaptıkalrını anlatıyorlar eşimd ebenim yanımda duydu şahit oldu bunlara. ben napiyim Allah aşkına ya nasıl bir tavır izlemeli nasıl bir sınır çizmeliyim inanın bunu bilmiyorum.
 
maddi hiçbir beklentimiz olmadan herşeyi kendi istediğimiz gibi, özgürce biz yaptık. Sadece bizim hayatımız olucaktı kendi kararlarımızı aldığımız.


Ve evlendik... 7 ay oldu. O peri masalı bal kabağına döneli tam 7 ay oldu...


Evlendiğimiz gün gerçekleri görmeye başladığım gün olmuştu. Eminim onun içinde durum buydu.

o sıra salonda eşimin annesi halaları benimkileri çekmiş benim altınları napıcağımı soruyolar. tabi bu durum bizimkilerin hoşuna gitmiyor ve kibarca '' şimdiki gençler bizden daha iyi bilirler altınları napmaları gerektiğini'' diyip geçiştiriyorlar.

Ve eşimde karıştırmamıştı.Bana şunu söylemişti ben karıma kimseye laf söyletmem kimse bizim hayatımıza karışamaz diyen adamken öyle şeylere susmuştuki.Kendimi kandırılmış gibi hissediyordum oysa ben eşimle bir hayat kurarken ikimize bir dünya felsefesini sonuna kadar savunabilirdim. Ama öyle olmadı.

SONRALARINDA BU SÜREKLİ AİLESİNİ ZİYARETE gidişimiz aramızda problem olmaya başlamıştı. Bu durumdan duydugum rahatsızlığı eşimle paylaşmış ona yeni evli olduğumuzu evimize birbirimize alışmamız gerektiğini bunu için birbirimize zaman ayırmamız gerektiğini söyledim.Tabi bu duruma ikna etmem çok zor oldu.

Kayınvalidem bana oğluna almayı düşündüğü komşu kızından bahsetti. Kız çok zenginmiş oğlunun evini dayar döşermiş kızın kardeşi biz ablama alcaktık annesi ben oğlunu kızıma alcaktım demiş.

Evlilikte keramet var derler ya şüpheliyim bence bunda lanet var.... İkimizde lanetlenmiş gibiyiz...

hep ailen yüzünden kavga ediyoruz seninle kişisel hiçbir tartışmamız olmuyor bunlara engel ol lütfen'' diyerek yalvarıp ağladığım zamanları biliyorum. ama sonuç ne koca bir hiç herşey her zamankinden daha fazla kötüye gidiyor neden çünkü eşim buna dur demeyi beceremiyor. ben daha ne kadar katlanabilirmki bilmiyorum. en acısını yaşadım zaten bir evlat kaybettim. bebeğimi düşürdüm bana bir geçmiş olsunu bile çok gördüler. acımı paylaşmadılar.

ALLAHIM BEN KENDİMİ KANDIRILMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM. BENİM EŞİM BU OLAMAZ YA. BANA HER SEFERİNDE SEN ÇOK KATISIN HERŞEYİ KÖTÜ DÜŞÜNÜYORSUN HİÇ İYİ TARAFINDAN BAKAMIYORSUN DİYOR NASIL BAKARIM YA İYİ YOK Kİ. KALBİMİN BİR TARAFI EŞİME KARŞI HEP EZİK VE BÖYLE KALICAK GEÇMİYCEK. BEN NAPİYİM ŞİMDİ. EŞİME BUNU DAHA NASIL ANLATABİLİRİM Kİ. HER GÜNÜM AZAP YA KALDIRAMIYORUM ÇÜNKÜ. EŞİMİN BENİ EZDİRMESİNİ KALDIRAMIYORUM. BANA BEN İNSANALRI KIRAMAM DİYOR. YA BEN BURDA ÖLÜYORUM BENİ ÖLDÜRÜYOR AMA İNSANLARI KIRAMAZMIŞ. BEN ONA KIR DEMEDİMKİ BANA YAPILAN YANLIŞLARA DUR DEMESİNİ ARKAMDA DURMASINI BENİ KORUMASINI İSTEDİM BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN GÜLER YÜZÜMÜ AİLEİSNE HİÇ EKSİK ETMEDİM. BUNADA ZATEN GELİN ÇOK GÜLÜYOR DEDİLER. BEN NAPİYİM YA BİR AKIL VERİN NOLUR. ÖYLE BİRŞEY OLMALI Kİ BİZİM HAYATIMIZA KARIŞAMASINLAR ÇEKİNSİNLER YADA SAYGI DUYSUNLAR YAPTIKLARIMIZA. BEN ARTIK EŞİMDEN GEÇTİM O BU DURUMU DÜZELTEMİYCEK. BEN NASIL DAVRANMALIYIM BİR AKIL LÜTFEN. ÇOK UZUN OLDU KUSURA BAKMAYIN AMA O KADAR DOLUYUMKİ. DERDİMİ KİMSEYE ANLATAMIYORUM BANA YARDIM EDİN!

Değerli arkadaşım,

Bazı yerleri kırpmış gibi görünsem de, aslında yaptığım, benim yaşadığım benzer şeyleri bırakmaktı yazdıklarında.. Ne yazık ki pek çok evliliğin ilk bir kaç senesinde olan şeyleri yaşadığını söyleyerek başlayabiliyorum yazıma... Evlilikte "cicim ayı" ya çok kısa sürüyor, ya da hiç olmuyor.. Elbette bazı şanslı arkadaşlar var, kültürel bir farklılıktan mı ileri geliyor bu şans yoksa erkeğin ailesi ile direkt mi alakalı (erkeğin yetiştirilme tarzı?) üzerinde hiç düşünmedim. Tek bildiğim, benim cicim ayım hiç olmadı... Cicim günü de bilmiyorum... Neden bunları anlatıyorum, sanırım yazımın sonunda tam olarak ne demek istediğimi anlatmış olabileceğim..

Kimseye müdana etmeden evlilik kurmaya çalışmak, başkalarının size karışmasını engellemenin tatlı bir çözümü gibi duruyor en başta.. Biz de böyle yaptık.. Çünkü ben böyle olacağını sandım.. Tam aksine oldu.. Ama moralimi bozmamaya gayret ettim, evliliğin ilk gününe kadar.. Benim evlendiğim ilk geceyi bırakın anlatmak, hatırlamak bile istemiyorum. Gülümsedim "Keramet/Lanet" benzetmene... İlk gün eşyalarımı toplayıp gitmek istemiştim, onu hatırlıyorum.. Çünkü korkmuştum yaşadığım şiddetten... Üstelik bunun cinsellikle yakından uzaktan alakası yok..

Kendim hakkında örneklendirme yapmak, konundan uzaklaştığımı belki düşündürebilir... Ama altınlar konusundan, gelin arabasına kadar (kendi arabamızı balayına gitmek için alamadık ve gidemedik=) bırak bara ya da kendi evimize geçelim), sürekli aile ziyaretlerinden, ertesi gün onun ailesinin bize ziyaretlerine kadar... Kendi evime değil de, kayınvalidemin yanına gelin alınmış gibiydim.. Üstelik onlara gittiğimizde, çoğunlukla bizim eve hep birlikte dönerdik... =))) Buluşmalarımız sabahın köründe olurken, birbirlerinden ayrılmaları gece üçü bulurdu... Hep sabrettim.. görmek istiyordum çünkü, ne olacak böyle diye?... Ziyaretler gecenin on ikisinde başlayıp, sabahın altısını bulduğunda, biraz sinirlenmedim değil.. Uykusuz işe başlamak, kendine vakit ayıramamak, kocamı zaten hiç görmüyordum, üstelik üçüncü ay bitmişti vs. vs. derken, hatanın aslında en başından beri bende olduğunu anladım... Benim gelin geldiğim ailenin karakterine uygun hareket etmiyordum... Yani sabır, susmak, alttan almak, gülümsemeye çalışmak ve bedensel olarak kendini zorlamak, olmuyordu....

Eşim, senin büyük harflerle yazdığın "Kimseyi kıramam" lafını çoğunlukla söyler, üstüne üstlük yapılan en ufak bir eleştiriyi hakaret algılar ve ailesi yüzünden benimle tartışmaya girerdi... Baktım ki adam da gittikçe bozuluyor... Sadece karakterini tarttım "aile bütünlüğünün" ve "neler yapabilirim" yaptıklarım sonucunda "nelere katlanırım" adı altında bir çalışma yaptım kendimce... Bireyleri tek tek inceledim, bütün haline gelince değişen ve bir olan aile karakterini inceledim, bunun eşimi nasıl agresif ve saldırgan yaptığını da inceledim... İşim zordu... Ve ben çok zorluk çektim... Bunu hep söylüyorum... Kazanmak ve kaybetmek de vardı sonunda... Ama denemeden bırakmayacaktım...

Eşini seviyorsan, sana da aynısını öneririm.. Ben bir dönem boşanmanın eşiğine gelmiş, buna karar vermiş, en sonunda kapılardan döndürülmüş bir kadınım... Ama o eşiğe blöfsüz ve hazırlıkla kendim geldim... Korkmadım... Şimdi bu evliliği bu hale getiren mimar, Önce Rabbim, bana kuvvet verdi, sonra kendimim diyebilirim...

Bugün çözülmelerimden birini daha yaşadım bu forumda.. Benzer şeyler okuyunca yazmadan edemiyorum.. Bir de pes etmene gerek olmadığını düşünüyorum. Eşin kimseyi kıramadığını söyleyen bir karakterse, yüksek ihtimal seni kendisi gibi gördüğü için, seni kırıyordur... Çünkü seni kaybedebileceğine inanmıyordur.. Bu şuna benziyor, ailesi ile birlikte yaşarken, emin ol, senin için onları o kadar çok kırmıştır ki, çünkü o çatının altında.. Herşey biraz sonra düzelir.... Şimdi seninle bir çatı altında ve onları kaybedebileceğini düşünüyor... Garip bir psikoloji... Ama hepimizin içinden geçtiği bir şey bu...

Bana göre yapman gereken, gelin geldiğin ailenin bireylerinin tümünü bir incelemen gerek... Bu bireylerin tek başına karakterleri nasıl... İçlerinden hangisi sana daha yakın?... Hepsinin uzak olması imkansız, biri en azından diğerlerine göre daha yakındır... Elbette zaman alacak şeyler bunlar, onu da söylemekte fayda var.. Sonrasında, bu aile bireylerinin oluşturduğu "aile" kavramının total, bütünleşik karakteri nasıl oluyor? Lider kim? Pasif-agresif bir karakteri mi var bu ailenin, yoksa sizin evlilik bütünlüğünüze direkt saldırır bir haldeler mi? Tam olarak neyi istiyorlar? Ve bu zamana kadar sen nasıl bir karakterdeydin?....

Çünkü çözüm, senin karakterini değiştirmekten geçecek... Bu aileye karşı en azından.. ve eşine karşı...
Pes etme.. eşini seviyorsan, dünyanın en değerli savaşı bu...
Sonucu hep kazanmaktan geçer... Ya eşini kazanırsın, ya istediğin özgürlüğünü, olgunlaşmış olarak...
Umarım ne yazmak istediğimi anlatabildim.
Lütfen kendini yalnız hissetme, daha kötülerini yaşayanlar da var, elbette daha iyilerini yaşayanlar da... Hiçbir dert, devasız değildir ve her problemin bir çözümü vardır... Sadece pes etme...
Daha çok yeni çünkü.. Tam da olması gerektiği gibi hatta şu anda... Cahil bir aile, oğlunu kaybetmeye henüz hazır olmayan... Ailesine düşkün bir erkek, evlenince bunu farkeden... Dolayısıyla baskılanmış bir erkek olduğunu da söyleyebiliriz... Merak etme.. Eşini şu andan sonra tanıyacaksın... Öyle ki, bu güne kadar sana anlatmadığı bir çok sırrı da çıkacak, yeter ki sen sabırlı ol... Sağlıklı bir aileden gelmiyor, sağlıklı ilişkiler kurulmamış, problemli bir erkek çocuğu eşin... Ve sabırlı olursan, düzelecek...

Ne yapman gerektiği ile ilgili tek bir satır yazmadım farkındayım, çünkü bahsettiğin aileyi hiç tanımıyorum.. Üstelik karakterini de bilmiyorum.. Ve benim haddim de değil... Ama dertleşir gibi yazışmak istersen, ben elimden geldiğince yazışabilirim seninle... Veyahut kendi örneklerimi verebilirim, ama buradan değil... Umarım anlayışla karşılarsın beni, diğer arkadaşlarla da böyle yapıyoruz, daha hızlı ilerleyebiliyor,

Selamlar,
 
Serotonin nasıl bi şiddet yaşadın çok merak ettim doğrusu, ve o şiddetten sonra eşin için nasıl savaşabildin hem de kendini değiştirmek pahasına, peki değişmiş halini eşin dahamı çok sevdi
 
sen eşinle "benim karıma kimse birşey diyemez" dediği için mi evlendin boyka...
bir insanın daha evlenmeden ve hiç karısı olmamışken söylediği bu söze mi kapıldın?
bak bunun yerine ne diyebilmeliydi biliyor musun eşin?
benim karım kendine laf söyletmez...
bu kadar insan sana aynı şeyi söylüyorsa bir dön kendine bak istersen...
 
yazdıkların için çok teşekkür ederim. çok zorlu bir süreçte olduğumun farkındayım. ama henüz bunu nasıl aşmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok. ben daha önce hiç böyle şeyler yaşamadım ki, hiç böyle insanlar tanımadım. nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum. eşimin karşısına ailesiyle çıkmamın yanlış olduğunu biliyorum ama onun ailesi bu, onun karşılarına geçip konuşmasının daha doğru olucağına inandım hep. ben geçip konuşsam daha çok yanlış anlaşılıcağımı düşündüm. ben evliliğin bu kadar zor olucağını düşünmemiştim. çünkü ben evlenirken sadece eşime evet dedim.
 
daha geçen gün annesi bize gelcekti babası aradı beni geldilermi dedi. bende gelmediler çıktılarmı ki onlar evden dedim '' uf iyi tamam hadi'' diyip kapattı telefonu ben neye uğradığımı şaşırdım. ne kadar basit bir olay dimi ben bunu dahi kaldıramıyorum benimle böyle konuşulmasını kaldıramıyorum ne yapmam lazım onlarla konuşmadığımımı sanıyorsunuz daha 2 ay öncede kendi akrabalarından annemle ilgili yapılan konuşmaları anlattılar bana bende sinirlendim tabi babasına anlattım durumu bakın bu çok ayıp dedim. bana bağırıp çağırdı yok öyle birşey bana niye söylüyorsun git kim söylediyse ona sor gibi. ben napiyim şimdi. gerçekten benmi büyütüyorum. kendi akrabaları bile eşime karının arkasında durman gerek diyorlar onalrın arkamızdan yaptıkalrını anlatıyorlar eşimd ebenim yanımda duydu şahit oldu bunlara. ben napiyim Allah aşkına ya nasıl bir tavır izlemeli nasıl bir sınır çizmeliyim inanın bunu bilmiyorum.
Senin yaşadıklarının benzerlerini bir çok kişi yaşadı inan bana. Senin sıkıntın eşinin sana destek olmaması ve umursamamayı bilmemek. Neden kp ile muhatap oluyorsun hesap soruyorsun?
Kural 1: ne olursa olsun eşinin anne babasıyla kavga etme, tartışma sınırlarını zorlama. %100 haklı da olsan edepsiz gelin olur çıkarsın, suçlu yine sen olursun. Eşin ailesiyle kavga etse bile karışma. Onlar düzelir sen yine kötü olursun.

Kural 2: Asla ailesini eşine şikayet etme. Onlar yaşlı ve iyi niyetli sen yanlış anlıyorsundur !

Kural 3: Asla üçüncü kişilerden duyduklarınla hareket edip ikili ilişkileri zedeleyecek davranışlarda bulunma.

Şu an alışma dönemindesin. Böyle sıkıntılar olması normal. Zamanla eşin de sen de düzzeninizi kuracaksınız.
 
Ukalalık yapmadan kendi hikayemi anlatmak istedim boykacım, kına gecesi mevzusu açıldığında kv bana ne düşünüyosun diye sordu bende bi yer tutulmasından falan bahsettim keseyi biraz daha açıcaz yani dedim, gerek yok evden bi abiye ayarlarsın 2 kilo kuruyemiş alırız evde yaparız dedi, ev dediği bizim ev benim bi dünya kız arkadaşım var ki erkek tarafıda geliyo gecenin ilerleyen saatlerinde, annem şeker hastası annemi hizmet ettircem ben, ikincisi bi kayınvalide sorar kızım bindallı giyermisin ne istersin diye ben evden abiye ayarlıcakmışım, tamam o zaman istemiyorum dedim, herşeyine katlanırım ama kına gecesi olmadan olmaz dedi, tabi benim deli damarım attı siz benim neyime katlanıyosunuz katlanmayın o zaman taktığımız bi yüzük onuda çıkartırız dedim, bu konuşma arabada geçiyo nişanlım ve annemde arabada, o günden sonrada kına lafını asla açtırmadım kaçak göçek oğullarına kına yaptılar gitmedim tabiki, düğünden sonra onun da testi kırma fantazisi vardı ama onada yanaşmadım doğruca eğlenmeye gittik, adetlerine bağlı olan kişi ta baştan öyle davranırdı testiye gelince adet ama adam akıllı bi kına gecesi yapmaya gelince ben evden abiye ayarlıyorum yemezler.
 
yazdıkların için çok teşekkür ederim. çok zorlu bir süreçte olduğumun farkındayım. ama henüz bunu nasıl aşmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok. ben daha önce hiç böyle şeyler yaşamadım ki, hiç böyle insanlar tanımadım. nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum. eşimin karşısına ailesiyle çıkmamın yanlış olduğunu biliyorum ama onun ailesi bu, onun karşılarına geçip konuşmasının daha doğru olucağına inandım hep. ben geçip konuşsam daha çok yanlış anlaşılıcağımı düşündüm. ben evliliğin bu kadar zor olucağını düşünmemiştim. çünkü ben evlenirken sadece eşime evet dedim.

onun ailesiyle ilgili bi sıkıntı olduğunda eşin konuşacak senin ailenle ilgili bi sıkıntı olduğunda sen müdehale edeceksin, çünkü burun yüzden kesilmez senin ailen sen ne desen seni silemez onun aileside onu, ama o senin ailene bişey dese ya da sen onunkilere en ufak bişey desen batar, sittin sene konuşulur
 
Serotonin nasıl bi şiddet yaşadın çok merak ettim doğrusu, ve o şiddetten sonra eşin için nasıl savaşabildin hem de kendini değiştirmek pahasına, peki değişmiş halini eşin dahamı çok sevdi

=)
Bunun anlatımı zor, zira mesleğime tasarımcı yazdım.. Bir bakıma doğru, şu anda bu işi yapıyorum. Ama eğitimini aldığım meslek temelde başka.. Dolayısıyla, bazı şeylerin nedenlerini, niçinlerini daha rahat görebildiğim bir eğitime sahibim aslında.. Bu da eşimin gerçekte kim olduğunu, nereye kadar düzelebileceğini ve ne yapmam gerektiğini bana gösterdi.. Ve ben de denemeye başladım... Çok zordu... Hala aynısını söylüyorum... Ama, onun o tatmin olmamış, sevgiyi anlamamış çocuk gözlerini görünce ara ara... o çocuğu bırakmak istemedim... Ortaya çıkarmak istedim... Yine karakterinin büyük bir kısmını oluşturuyor, ailesinin yetiştirdiği o canavar... Ama bir de çocuk var... onu terkedemezdim... Kişilik bölünmesi/bozukluğu diyelim.. bilen arkadaşlar anlayacaktır...

Bu arada, üstüne basarak söylemeliyim "Ben kendimi değil, karşılaştığım "aile örgüsüne" ilişkin, "karşılıklı ilişki ve paylaşım" gerektiren müştereklerde ki "karakterimi" değiştirdim..."
Yani, değişmiş halini eşin daha mı çok sevdi? kısmı yanlış, çünkü bahsedilen konuda, eşim dahil diğer kişilerin "evliliğime ve karakterime tecavüz eylemleri" ve benim bu eyleme karşılık değiştirdiğim hareket prensibimden bahsediyorum...

Şöyle düşünelim.. Ben hep bunu yazarım zaten.. Evlilik stratejik bir savaştır ve hep iki cephe vardır.. En iyi anlaşan evlilerde bile... Cephe değişir, taktik değişir, oyun değişir, kural değişir.... Bu sizin kim olduğunuzu değiştirmez, sadece sınırlarınızı korumayı, kendiniz korumayı öğrenirsiniz.. öğrenebilirseniz....

Nasıl bir şiddet olduğunu anlatmak istemem, ne olduğunu da.. Sadece o gece eşimin psikolojisinin döküldüğü ve aslında bambaşka biriyle evlediğimi öğrendiğim geceydi...
 
yanlış anlaşılmaktan korktuğun için susmuşsun...
susarak doğru anlaşıldın mı peki...
bak eşin annesini de ailesini de terbiye edemez...
sen sınırlarını çizmeye başladığında eşinde yanında durmayı öğrenecektir...
ama önce sen "istemiyorum" demeyi öğren...
ihtiyacın olan tek şey bu...
kayınvalidene de bir şey söylemekten korkma...
saygıda kusur etmedim, güler yüzlüydüm, bunlar boş işler...
kadın sana saygısızlık edecek sen saygıda kusur etmemek için susacaksın yok öyle bir dünya...
ben gereksiz konuşana ne kadar boş konuşuyorsun farkında mısın derim, annem olsa da derim kayınvalidem olsa da derim...
tepkili, sinirlenerek değil ama söylerim...
ve bu dünyaya geliş amacım kimseyi memnun etmek değil sana da tavsiye ederim...
 
aglamayı zırlamayı bırak eşine tepkini göster sen agladıkca daha çok sana yüklenmeye devam edecek eşin
kaynananlara tepkini göster susma gülme bence hak etmiyorlar aranızda mesafe olsun
bende senin gibiydim eşim sürekli beni ezdi annesi haksız oldugu halde ama bende buraya konu açtım arkadaşların yorumları sayesinde dişimi gösterdim (istersen konuya göz at) aglamadım eşimin karşısına dikildim aglamayı bıraktım artık eşim onu bırakabilecegimi anladı kıymete bindim:KK1:
ha tüm sorunların bitti mi dersen tabiki hayır ama eskiye bakarak daha iyi haldeyiz
 
=)
Bunun anlatımı zor, zira mesleğime tasarımcı yazdım.. Bir bakıma doğru, şu anda bu işi yapıyorum. Ama eğitimini aldığım meslek temelde başka.. Dolayısıyla, bazı şeylerin nedenlerini, niçinlerini daha rahat görebildiğim bir eğitime sahibim aslında.. Bu da eşimin gerçekte kim olduğunu, nereye kadar düzelebileceğini ve ne yapmam gerektiğini bana gösterdi.. Ve ben de denemeye başladım... Çok zordu... Hala aynısını söylüyorum... Ama, onun o tatmin olmamış, sevgiyi anlamamış çocuk gözlerini görünce ara ara... o çocuğu bırakmak istemedim... Ortaya çıkarmak istedim... Yine karakterinin büyük bir kısmını oluşturuyor, ailesinin yetiştirdiği o canavar... Ama bir de çocuk var... onu terkedemezdim... Kişilik bölünmesi/bozukluğu diyelim.. bilen arkadaşlar anlayacaktır...

Bu arada, üstüne basarak söylemeliyim "Ben kendimi değil, karşılaştığım "aile örgüsüne" ilişkin, "karşılıklı ilişki ve paylaşım" gerektiren müştereklerde ki "karakterimi" değiştirdim..."
Yani, değişmiş halini eşin daha mı çok sevdi? kısmı yanlış, çünkü bahsedilen konuda, eşim dahil diğer kişilerin "evliliğime ve karakterime tecavüz eylemleri" ve benim bu eyleme karşılık değiştirdiğim hareket prensibimden bahsediyorum...

Şöyle düşünelim.. Ben hep bunu yazarım zaten.. Evlilik stratejik bir savaştır ve hep iki cephe vardır.. En iyi anlaşan evlilerde bile... Cephe değişir, taktik değişir, oyun değişir, kural değişir.... Bu sizin kim olduğunuzu değiştirmez, sadece sınırlarınızı korumayı, kendiniz korumayı öğrenirsiniz.. öğrenebilirseniz....

Nasıl bir şiddet olduğunu anlatmak istemem, ne olduğunu da.. Sadece o gece eşimin psikolojisinin döküldüğü ve aslında bambaşka biriyle evlediğimi öğrendiğim geceydi...

ne kadar güzel yazmışsın...
keşke senin yarın kadar sağduyulu olabilsem, şu anki hayatının masal tadında olduğunu düşünmek istiyorum, umarım öyledir, umarım özverinin mükafatını almışsındır
 
artık gitmeleri azalttık zaten dedim ya bunu yapmak çok zor oldu diye. ama ne kadar azda olsa her gidişim tahamülsüzce geliyor bana. muhabbet etmiycem onlarla bundan sonra bunu deniycem. soru sorarlarsa cevap veririm sonra sessizlik olucak. önümüzde bayram onlara gitme fikri bile öyle zor geliyorki bana. sabretmeye çalışıyorum. canımı sıkan bir konuşma olduğu zaman ne biliyim mutfaga giderim banyoya kapatırım kendimi. herşeyden kaçmak ne kadar doğru bilmiyorum ama artık üzülmek istemiyorum.ben böyle olsun istemedim. ben isterdimki can ata ata gidiyim onların evine ama kalbim çok acıyor. o kadar çok kırıldı ki. en çokta eşime zaten. bana bunları yaşattığı için onu affetmem bile çok zor . ona artık sabrımın kalmadığından bahsettim ondan soğumak istemediğimden. ama hiçbirşey yapamıyorum. tamam ailesi emekleri var üstünde ama banada yazık ya. ben bu kadar şeyi hakkedicek naptım ki.

bende 4 aylık evliyim ve inan seninle aynı duygulara sahibim. benimde yüzlerine karşı hiç bir saygısızlığım surat asmışlığım olmamasına rağmen neler neler yaşadım. bizde herşeyimizi kendimiz yaptık. hala borç içinde yüzüyoruz. bir elbise bile almayı defalarca düşünürken bizi götürdükleri düğünde kadının bana elbise giymedim diye söylediği laflara eşim ağzını bile açmadı :KK43: bir de üzerine düğün yaptık diye övünüyorlar. Rabbim bildiği gibi yapsın onları.

gittiğimde konuşmamayı ben 1 kez denedim ondada birşey sorduklarında kısa cevaplar verdim resmiydim ama saygısız kesinlikle değil tabi eşimde ben öleyim die bir o kadar ilgili davrandı onlara. inan bana çözüm değil sonrasında eşim bana ne dese beğenirsin "sende yaptın işte sana bişey dedimmi" ölürmüsün öldürürmüsün :KK43: insanlar bendeki kendi değerlerini bitirdiler. ve eşimede bakış açım ilk günkü gibi değil. seviyorum ama o da böle davrandığı sürece mutlaka bir gün biticek çünkü azaldığını hissediyorum.

yaşım var ama çocuk isteğimi bile onlar yüzünden erteliyorum. bu evlilik oturmadan çocuk hata gibi geliyor. inşallah senin öyle olmaz ama çok çok ii düşün sorumsuz sahiplenmeyen bir koca ile çok zor :KK43:
 
artık gitmeleri azalttık zaten dedim ya bunu yapmak çok zor oldu diye. ama ne kadar azda olsa her gidişim tahamülsüzce geliyor bana. muhabbet etmiycem onlarla bundan sonra bunu deniycem. soru sorarlarsa cevap veririm sonra sessizlik olucak. önümüzde bayram onlara gitme fikri bile öyle zor geliyorki bana. sabretmeye çalışıyorum. canımı sıkan bir konuşma olduğu zaman ne biliyim mutfaga giderim banyoya kapatırım kendimi. herşeyden kaçmak ne kadar doğru bilmiyorum ama artık üzülmek istemiyorum.ben böyle olsun istemedim. ben isterdimki can ata ata gidiyim onların evine ama kalbim çok acıyor. o kadar çok kırıldı ki. en çokta eşime zaten. bana bunları yaşattığı için onu affetmem bile çok zor . ona artık sabrımın kalmadığından bahsettim ondan soğumak istemediğimden. ama hiçbirşey yapamıyorum. tamam ailesi emekleri var üstünde ama banada yazık ya. ben bu kadar şeyi hakkedicek naptım ki.


bende 4 aylık evliyim ve inan seninle aynı duygulara sahibim. benimde yüzlerine karşı hiç bir saygısızlığım surat asmışlığım olmamasına rağmen neler neler yaşadım. bizde herşeyimizi kendimiz yaptık. hala borç içinde yüzüyoruz. bir elbise bile almayı defalarca düşünürken bizi götürdükleri düğünde kadının bana elbise giymedim diye söylediği laflara eşim ağzını bile açmadı :KK43: bir de üzerine düğün yaptık diye övünüyorlar. Rabbim bildiği gibi yapsın onları.

gittiğimde konuşmamayı ben 1 kez denedim ondada birşey sorduklarında kısa cevaplar verdim resmiydim ama saygısız kesinlikle değil tabi eşimde ben öleyim die bir o kadar ilgili davrandı onlara. inan bana çözüm değil sonrasında eşim bana ne dese beğenirsin "sende yaptın işte sana bişey dedimmi" ölürmüsün öldürürmüsün :KK43: insanlar bendeki kendi değerlerini bitirdiler. ve eşimede bakış açım ilk günkü gibi değil. seviyorum ama o da böle davrandığı sürece mutlaka bir gün biticek çünkü azaldığını hissediyorum.

yaşım var ama çocuk isteğimi bile onlar yüzünden erteliyorum. bu evlilik oturmadan çocuk hata gibi geliyor. inşallah senin öyle olmaz ama çok çok ii düşün sorumsuz sahiplenmeyen bir koca ile çok zor :KK43:
 
öncelikle evet annesinin isteyiydi ve yaşadıklarımda anormaldi.madem böyle bir düşünce vardı bana bunu nikah günü değilde daha öncesinde söylemeliydi. tamamen emrivaki yapıldı. adet öylemi bunlar kusura bakmada benim bildiğim işine gelen adet işine gelmeyen adet değil diye birşey yok.bohçalar hazırlanır, gelin evi hazırlanır yerleştirilir. gelin ve damat eve bırakılır, o gün eve yemekler yapılıp götürülür bunlar adettirtir işte ama bunları yapmayıpta bu yaptıklarına adet derlerse ben bunu kabul etmem.bu sadece gösterişdi.
kaybettiğim bebeğime gelince sen hiç ilk bebeğini kaybettinmi. bunun nasıl birşey olduğunu biliyor musun ki bana ahlanıp vahlanıcak bir durum değil diyebiliyorsun. insan zor zamanında heleki böyle birşeyde yanında acısını paylaşıcak birilerini ister. bir geçmiş olsun demek çok zor olmamalıydı.

sizi ezdikleri bir yer göremedim demişsin kusura bakmada üstüme çıkıp tepinicek halleri yok zaten bunu görmen için ve bunlar sadece başlangıç ki bu bile fazlasıyla yetti bana.

aynı bizimkiler işlerine gelen adet gelmeyeni biz adet bilmiyoruz oluyor. tek istediğimiz o da istek değil eşim sorunca nasıl olur die anneannemde hoca dua okur öle çıkarılır gelin demesiydi düğünde ve sonrasında sölemedikleri kalmadı biz hoca hoca diye tutturmuşuz. benim bildiğim gelin davulla zurnayla çıkar hoca dua okur. bizimkide geldi içeri girmeden hadi hadi verin gelinimi dedi çıktı. düşündükçe boğasım gelio :KK43: aynen bizdede öyle düğün sonrası eve gidildi testi kırma havayi fişek yok bal yala tatlı dilli ol. yok yağ sür. balı kendi yeseymiş yılan gibi sokuyo insanı. bunları yaşamayan bilemez. anca yaşayan anlar seni öyle iyi anlıyorumki boşver anlamayan anlamasın
 
evet saygıyı bozmamak gerekiyor. en azından kendim için bunu yapmam gerek çünkü ben böyle görmedim ailemden. neden böyle olmak zorundaki sanki.insan çocugunun mutlu olmasını istemezmi. neden herşeye karışır neden huzursuz ederki. neden kötü davranmak zorundalar bana anlamıyorum ve sanki buna zorunlularmış gibi davrandıklarını hissediyorum. neden benim annem babam böyle yapmıyor. bazı arkadaşlar eşin karıma laf söyletmem dedin diyemi evlendin diyolar. benim için evlilik gerektiğinde eşimin beni koruması gerektiğinde benim onun arkasında durmam. bu bence sorumluluktur benim için .ve evlilik 2 kişiliktir. anne baba bunlar 3. kişiler olarak kalmalıdır.bunu sağlmakta eşlerin birbirine kentlenmesiyle olur. ama ben kendimi bunları yaşadıkça tek başıma hissediyorum. sanki onlara evlat verilmiş gibiyim üvey kp, üvey kaynana,üvey koca. ailesini benim karşımda savunduğu gibi benide onlara savunmasını isterdim. bunu bana gösterebilseydi eğer isterlerse evimi yaksınlar umrumda olmazdı çünkü bilirdim ki kocam benimle. ve böyle tek başıma hissedince kendimi bunları bana yapılanları aklımdan çıkartamıyorum. diyorum ya çok zor bir başlangıç yaptım ve tek başıma bu durumu aşmam gerek en az zararla bunu atlatmam gerek. bulucam bir yolunu.
 
Eşin olaylara hiçbirzaman senin baktığın gibi bakmayacak.
Cehalet diyecek ve mevzu onun için kapanacak.
Sen konuları gündeminde tuttuğunla bu kadar büyüttüğünle kalacaksın.
Şimdi seni anlamadığım ve yaşadıklarını yeterince önemli görmediğim için bana da kızıyorsun ama gerçekten umursanmayarak halledilebilecek konular bunlar.
Yani mesela düğün gecenize dönelim aynı şey bana yapılsaydı o adet yerine getirilmezdi.
Adet iyidir kötüdür diye demiyorum düğün benim gece benim kararı ben veririm diye üstelik emrivaki diye.
Hak veriyorum sana ama birşeyleri kabul edip ses çıkarmayıp sonra arkasında kinlenmek sadece sana zarar verir.
Madem bu tip şeyleri eziklik olarak görüyor hazmedemiyorsun olabilir bu da bir karakter o halde yutmayacaksın.
Sana zengin komşu kızı anlatıldığında bu anlattığınız çok çirkin anne size hiç yakıştıramadım bir daha duymak istemiyorum diyebileceksin.
Yani özünle davranışların birbirini tamamlamıyor.
Sonra da yaşadıklarına kinleniyorsun yapı olarak kaldıramadığın için.
Bunun için evliliğini riske atma ,değmez .


aslında dedikleriniz çok doğru ama bunları ben uygulayamıyorum. ve bu da yetiştirilme tarzımızdan kaynaklı. anneme kızıyorum beni neden böle yetiştirdin diye. kaynanam birşey dediğinde hemen cevap verebilmeyi o kadar isterimki bunu yapabilsek kendimize sorun etmiyeceğiz belki ama asıl sorun bunu beceremiyor olmamız :KK43:
 
bende 1 aylık evliyim ufak tefek sorunlarım oldu fakat hiç nedne böyleleer demedim kendime sanırım bunun sebebi fazla beklentiye girmemiş olmamdı. Başıma gelen tüm olumsuzluklara bunada şükür dedim geçtim içimden . Annesini babasını kendi ailem gibi kabullenmem beklendi ama ben asla kabullenmedim , ailesiyle ilgili bir durumda eşim asla beni korumaz ama beni her durumda arkasında destek olarak görmek ister. Bende ailesiyle ilgili her durumu eşime çaktırmadan kendi çabam çözemye alıştım toplamda 3 yıllık birlikteliğimizde. Ve sevgiliyken de şimdi de ( yanlış bişi biliyorum ) hiçbir zaman arkamda kapı gibi eşim var destekçim var demedim içimden gelmedi demek sadece Allaha şükür sağlığım yerinde herşeyin üstesinden tek başıma gelirim dedi. ne kadar az beklenti o kadar çok mutluluk... Seni mutsuz etmeye çalışanlara gül geç hatta kv bi kızdan bahsetmiş yaaa "keşke daha önceleri söyleselermiş ama hala geç kalmış değilsin anne "de ve gülgeç.. İçinden çatlasanda belli etmeki mutlu olmasınlar sende zamanla gerçekten takamamaya alışacaksın büyük ihtimal
 
=)
Bunun anlatımı zor, zira mesleğime tasarımcı yazdım.. Bir bakıma doğru, şu anda bu işi yapıyorum. Ama eğitimini aldığım meslek temelde başka.. Dolayısıyla, bazı şeylerin nedenlerini, niçinlerini daha rahat görebildiğim bir eğitime sahibim aslında.. Bu da eşimin gerçekte kim olduğunu, nereye kadar düzelebileceğini ve ne yapmam gerektiğini bana gösterdi.. Ve ben de denemeye başladım... Çok zordu... Hala aynısını söylüyorum... Ama, onun o tatmin olmamış, sevgiyi anlamamış çocuk gözlerini görünce ara ara... o çocuğu bırakmak istemedim... Ortaya çıkarmak istedim... Yine karakterinin büyük bir kısmını oluşturuyor, ailesinin yetiştirdiği o canavar... Ama bir de çocuk var... onu terkedemezdim... Kişilik bölünmesi/bozukluğu diyelim.. bilen arkadaşlar anlayacaktır...

Bu arada, üstüne basarak söylemeliyim "Ben kendimi değil, karşılaştığım "aile örgüsüne" ilişkin, "karşılıklı ilişki ve paylaşım" gerektiren müştereklerde ki "karakterimi" değiştirdim..."
Yani, değişmiş halini eşin daha mı çok sevdi? kısmı yanlış, çünkü bahsedilen konuda, eşim dahil diğer kişilerin "evliliğime ve karakterime tecavüz eylemleri" ve benim bu eyleme karşılık değiştirdiğim hareket prensibimden bahsediyorum...

Şöyle düşünelim.. Ben hep bunu yazarım zaten.. Evlilik stratejik bir savaştır ve hep iki cephe vardır.. En iyi anlaşan evlilerde bile... Cephe değişir, taktik değişir, oyun değişir, kural değişir.... Bu sizin kim olduğunuzu değiştirmez, sadece sınırlarınızı korumayı, kendiniz korumayı öğrenirsiniz.. öğrenebilirseniz....

Nasıl bir şiddet olduğunu anlatmak istemem, ne olduğunu da.. Sadece o gece eşimin psikolojisinin döküldüğü ve aslında bambaşka biriyle evlediğimi öğrendiğim geceydi...

Son cümlen beni gercekten cok korkuttu,
cok korkunc birsey yasamis olman lazim, bambaska biriyle evlendigini ögrenmek,hemde evlendiginin gecesinde,
bu gercekten cok ürkütücü, napardim bilemiyorum,
ve neler yasadin allah bilir,
cok güclü bir insansinki bunu atlattin, öyle düsünüyorum..


Konu sahibine gelince, arkadasim benim tek bildigim en önemli sey,
fazla beklentilere girmiyeceksin,
evlendigimde esimn ailesi süper muhtesem olmiyacak, bana süper iyi davranmiyacak, kendi kizlari gibi benimsemiyecek :)
arada bi bana dirdir yapacaklar, benim canimi sIkacaklar, bunlari bilerek evlenmeliyiz cünkü caresi yoook,
nekadar az beklenti, okadar az hayal kirikligi,
sen sanirim biraz fazla kirilgan bir yapidasin, keske öyle olmasaydin, güclenmen gerekiyor,
onlarin dedikleri senin umurunda bile olmasin,
baska gelin alacaktimi diyor, lafini sok otursun asagi, nasilsa sen yanlizken söylüyordur söyliyecegini,
ogullarinin yaninda pek yapamazlar bunu, sende lafini sokarsin,
esine sikayet edersede etsin, yanlis anlamislar, cahilligime ver dersin :KK14:
nasilsa sende hep onlarin cahilligine vermen gerekiyor,
dedigim gibi onlari umursamamayi ögren, onlari hayatinin merkezine koyma,
onlarin dediklerinin yada istediklerinin gercekten 99% hic önemi yok, sen esinle evlisin ve onunla sürdürmen gerekiyor hayatini,
Ailesini ona sakin sikayet etme, cünkü erkekler bu konuda cok cok ters tepiyor,
ve karsisinda sakin aglama, gücsüz görüyorlar ezik görüyorlar,
Daime güclü dur ve gercekten umursamaa,
Allah kolaylik versin insallah
 
X