Sevgili E. bugün sensizliğin kaçıncı günü bilmiyorum. Senden sonra günleri saymayı bıraktım. Bugün salı mı cuma mı? Ayın birinde miyiz yoksa yirmibirinde mi? Bilmiyorum. Hayatıma devam ediyorum. Sonbaharın gölgesi altında akıp giden yollarda yürüyorum. Yaprakları saça saça yürüyorum çocukluğumdaki gibi. Ama aynı keyfi vermiyor. Hiçbir şeyden keyif almıyorum. Gökyüzüne bakıyorum ama pembenin o en tatlı tonu eskisi gibi ısıtmıyor kalbimi. Bulutlar eskisi gibi gülümsetmiyor. Kuşların uçuşu ilgimi çekmiyor artık, kanatlanma hevesimi de galiba yitirdim. Sonra seni düşünüyorum. Daha doğrusu sensizliği. Gerçi artık ikisi de aynı şey. Ha sen ha sensizlik... Sensizliği düşündüğüm vakit nefes almakta zorlanıyorum, kalbim sıkışır gibi oluyor. Boğazımdaki düğüm varlığını hissettiriyor. Ama gündüzleri ağlamıyorum hiç merak etme. Geceleri kimse görmezken, yalnız odamda ağlıyorum. Hıçkırıklarımı kimse duymadığı için şanslıyım. Hani bana "sen insan görünümlü bir gökkuşağısın" demiştin, hatırlıyor musun? Şimdi tüm renklerimi yitirdim. Sanırım artık gri bile değilim. Bu halimi görsen ne derdin kim bilir? Beni neye benzetirdin? Seninle yürüdüğümüz yollardan geçiyorum, bir kere geçmek yetmiyor, altını çizmek ister gibi üç dört kez daha geçiyorum. Sanki sen geleceksin... Seninle o ilk buluşmamızda oturduğumuz bank vardı hatırlıyor musun? Gidip oraya oturuyorum, sağ yanına oturuyorum. O gün de sen sola oturmuştun, ben sağa. Eğer bunları yaparsam geleceğine inanıyorum çocuksu bir hisle. Bana verdiğin bilekliği koluma takıyor, hiç çıkarmıyorum. Kolumda o değil de sanki sen varsın.. Kitabını hala bitiremedim diye lütfen bana kızma. Bu sana önem vermediğimden değil. Aksine, eğer kitabı bitirirsem sen içimden çekip gidecekmişsin gibi geliyor da korkuyor bitiremiyorum. Kitabı hep okumakta olmalıyım bitmemeli ki sen de bitmeyesin. Anlayacağın, seni tüketmek istemiyorum. Hayat kendince akıp gidiyor anlayacağın. Hava da iyice soğudu bu aralar. Sana güzel görünmek için kırmızı bir manto almıştım kendime. Elimde kaldı iyi mi.. Elimde kalan ne çok şey var.. Birbirimize duygularımızı hiç açık açık ifade etmemiştik hatırlıyor musun? İkimiz de büyüyü kaçırmaktan korkuyorduk. Ama artık ortada büyüsünü kaçıracağımız bir biz olmadığına göre açık açık ifade edebiliriz. Sen şimdi neredesin, kimi seviyorsun, hangi filmi izliyor, hangi kitabı okuyor, hangi yoldan yürüyorsun bilmiyorum. Belki senin için anlamı yoktur ama çıkarmam gereken bir günah gibi zorlayan bir şey var beni. Bakma sen uzun uzun anlattıklarıma. Seninle oturduğum banklara oturup seni bekliyormuşum, yine o yoldan sen gelebilirmişsin diye yürüyormuşum falan... Bakma bu laf kalabalığına. Sana hep demek istediğim ama söyleyemediğim küçücük bir cümlenin tercümesi bunlar. Ne gerek vardı bu kadar uzatmaya bilmiyorum. Bu da benim çocuksu bir yanım galiba. Fakat artık söylemeli ve kurtulmalıyım çıkarmak gereken günahlardan. En çocuksu yanımla söylüyorum bak bunu. Sevgili E. seni seviyorum...