Vallahi bravo. Düşüncelerimi bir bir yazmışsın.O aşık olup pılı pırtı toplayanlar bir kaç sene sonra da mutsuz oluyorlar, hayalperestliğin de anlamı yok. Hayatı dramatik aşk filmleriyle de karşılaştırmamak gerek. İstanbulda doğmuş büyümüş bir insan hiç çevresinin olmadığı Diyarbakır'da ne yapacak? Adamın keyfi yerinde anası babası kardeşi bilmem nesi olacak yanında, o yalnız kalmayacak. Kadın iş bulsa hadi bir derece ama Diyarbakır'da ha diyince iş bulunmaz. İşsiz ve bambaşka bir yerde kendi ailesinden uzak ne yapacak? Sadece akşamları tek bir kişiyi görecek, canı sıkılsa arkadaşıyla bir kahve içemeyecek, annesine uğrayamayacak. Yakında değil ki çok özledim diye atlasın gitsin. Adam bir süre sonra hadi annemlere yemeğe hadi kahvaltıya dediğinde ne olacak?
Şimdi havadan romantik romantik sevsen giderdin demek ayağı yere basmayan hayalperest laftan öteye gidemiyor.
Hayat sadece sevgiliden aşıktan yada eşten ibarette değil. Tek bir sevgi de yok. Arkadaşını, kardeşini, anneni özleyebilirsin. Adamın yaptığı bir kere nasılsa nişanlandık benden vazgeçemez diye şartları kendi kafasına göre uydurmak. Hiç adil değil. Neden sırf kadından sevdiğinde fedakarlık yapması bekleniyor. Adam sevdiği kız için ayrılmayı göze alamasın silsin aklından dönmeyi memleketine.
Biz de eşimle Ankara'da tanıştık, ben egeliyim eşim Karadenizli. Birden bire nişanda düşündüm de biz memleketimde yaşayalım dese ben açık ve net kabul etmezdim. Bu sevmediğimden değil, yapamayacağımdan ve ilişkimizi yıpratmamak adına. Ben nasıl ki onu sırf memleketim diye kendi ilime sürüklemiyorsam aynı saygıyı o da bana duymalı.
Eğer sizden bu nedenle vazgeçip ayrılığı dile getiriyorsa o her türlü memleketine dönecektir. İyice düşünün bu romantik hayallere kapılmayın lütfen. Mutlu olamazsınız orada bir başınıza, yalnızlık bu.
Aynısını bir arkadaş yaşadı, yedi yıl sevgili oldular dershane ve üniversite hayatı boyunca. Kız atandı sonra yaşadıkları şehire. Çocuk tutturdu ben memlekete döneceğim, eş durumundan sen de gel evlenelim orada yaşayalım diye. Kızcağız ben neden senin ailenin yanına gidiyorum ki biz böyle hiç konuşmadık, şimdi neden ben geliyorum dedi. Ama yok çocuk dinlemedi. Bir sene uzakta öyle kavga dövüş inatlaştılar. Sonra çocuk gitmiş ordan annesinin bulduğu bir memleketlisiyle evlenmiş hiç beklemeden hem de.!! Yani derdi sevgi aşk değilmiş sadece ama sadece memleketinde yaşamak ve evliliğini orada yapmakmış.
Bu düpedüz bencillik. Neden kadından bekleniyor anlamıyorum. Adam bildiğin kocaman bir bencil yani. Beyefendi sırf memleketinde yaşayacak diye niye kadın yalnız bir şehirde ailesini özleyerek yaşasın. Biraz da adam otursun nişanlısını düşünsün.
Fedakarlık kadının vazifesi falan değil.
Ciddi anlamda lütfen otur düşün. O kadar kolay değil.
Ben olsam giderdim, aşk bu değil diyenlere de çok takılma.
O aşk beş sene sonra yerini sevgiye saygıya bıraktığında yapayalnız olduğunda sürekli eşini suçlayıp senin yüzünden mutsuzum diye suçladığın da hiç de muhteşem bir evliliğin olmayacak.
Otur düşün.
O eğer gelmezsen ayrılırız ima ediyorsa benim arkadaşımın sevgilisi gibi de olabilir. Neden o seni kaybetmekten korkmuyor şartlar sunuyor da sen sunamıyorsun? Bu soruya da dürüstçe cevap ver ve ölç biç tart. Ciddi anlamda düşün. Yapamam diyorsan da kimse için kendini mutsuz etme. Aşk sevgi tamam ama senden ve mutluğundan da değerli değil. Lütfen iyi düşün ve olmaz yapamam diyorsan da gitmeyeceğini kararlı bir şekilde söyle. Olmuyor ayrılalım diyorsa da ilişkiniz için fedakarlık yapamayan sadece sen değilsin.
Oyle olmuyor o işler. Eşim asker il il dolaşmış. Az çok bizde birseyler yaşadık. Gidilmiyor cnm. Bunlar toz pembe hayaller. Bende istanbulluyum, esimin ataması var doguya. O gun geldiğinde eşim işi bırakacak. Düşün o bile evlatlarımı oraya surukleyemem dedi. Deseydı ki bana illa gidelim ki Allahtan tam tersını söylüyor, evli iki çocuklu da olsam aslaaaaaa gitmem. Yemişim sevgisini. Kocanı sevsen ne, yasadıgın yeri sevmiyor ve mutlu degilsen.Seviyorsan eğer şartlar her ne olursa olsun; Sevdiğinin Elinden tutar,Fizana bile gidersin... Bırak Diyarbakırı...
İnşallah hakkında en hayırlısı olur. Tüm kalbimle ailesinin dibinde oturmayı sana tercih etmemesini diliyorum.Gördüm ve yapamayacağıma kanaat getirdim orda. Tesekkur ederim bu arada mesajlarınız için.
bu endişelerle mutlu olamazsın yol yakınken ayrılArkadaşlar merhaba,
Yaklaşık 1 senedir nişanlıyım. Ve nişanlımla 2.5 senedir beraberim. Çok seviyorum ama aramızda son aylarda ciddi sorunlar olmaya başladı. O diyarbakırlı. Bense istanbulluyum. Burda İstanbul'da çalışıyor ama ilerde ne olur bilinmez evlendikten sonra Diyarbakir'a yerlesebiliriz hayat şartlarına bağlı diyor. Benim bütün ailem İstanbul'da. İstanbul dışında bir hayatı düşünemiyorum bile. Bunu ona söyledigimde ciddi anlamda tartışmalar oluyor aramızda. Ben ömür boyu burda yaşamak istiyorum, çocuklarımı burda büyütmek istiyorum. Ama o hayatın ne getireceği bilinmez deyip, inanilmaz bir belirsizliğe sürüklüyor beni. Ciddi kültürel farkliliklarimiz da var. Çok endişeli ve mutsuzum. Yardiminiza ihtiyacım var.
O aşık olup pılı pırtı toplayanlar bir kaç sene sonra da mutsuz oluyorlar, hayalperestliğin de anlamı yok. Hayatı dramatik aşk filmleriyle de karşılaştırmamak gerek. İstanbulda doğmuş büyümüş bir insan hiç çevresinin olmadığı Diyarbakır'da ne yapacak? Adamın keyfi yerinde anası babası kardeşi bilmem nesi olacak yanında, o yalnız kalmayacak. Kadın iş bulsa hadi bir derece ama Diyarbakır'da ha diyince iş bulunmaz. İşsiz ve bambaşka bir yerde kendi ailesinden uzak ne yapacak? Sadece akşamları tek bir kişiyi görecek, canı sıkılsa arkadaşıyla bir kahve içemeyecek, annesine uğrayamayacak. Yakında değil ki çok özledim diye atlasın gitsin. Adam bir süre sonra hadi annemlere yemeğe hadi kahvaltıya dediğinde ne olacak?
Şimdi havadan romantik romantik sevsen giderdin demek ayağı yere basmayan hayalperest laftan öteye gidemiyor.
Hayat sadece sevgiliden aşıktan yada eşten ibarette değil. Tek bir sevgi de yok. Arkadaşını, kardeşini, anneni özleyebilirsin. Adamın yaptığı bir kere nasılsa nişanlandık benden vazgeçemez diye şartları kendi kafasına göre uydurmak. Hiç adil değil. Neden sırf kadından sevdiğinde fedakarlık yapması bekleniyor. Adam sevdiği kız için ayrılmayı göze alamasın silsin aklından dönmeyi memleketine.
Biz de eşimle Ankara'da tanıştık, ben egeliyim eşim Karadenizli. Birden bire nişanda düşündüm de biz memleketimde yaşayalım dese ben açık ve net kabul etmezdim. Bu sevmediğimden değil, yapamayacağımdan ve ilişkimizi yıpratmamak adına. Ben nasıl ki onu sırf memleketim diye kendi ilime sürüklemiyorsam aynı saygıyı o da bana duymalı.
Eğer sizden bu nedenle vazgeçip ayrılığı dile getiriyorsa o her türlü memleketine dönecektir. İyice düşünün bu romantik hayallere kapılmayın lütfen. Mutlu olamazsınız orada bir başınıza, yalnızlık bu.
Aynısını bir arkadaş yaşadı, yedi yıl sevgili oldular dershane ve üniversite hayatı boyunca. Kız atandı sonra yaşadıkları şehire. Çocuk tutturdu ben memlekete döneceğim, eş durumundan sen de gel evlenelim orada yaşayalım diye. Kızcağız ben neden senin ailenin yanına gidiyorum ki biz böyle hiç konuşmadık, şimdi neden ben geliyorum dedi. Ama yok çocuk dinlemedi. Bir sene uzakta öyle kavga dövüş inatlaştılar. Sonra çocuk gitmiş ordan annesinin bulduğu bir memleketlisiyle evlenmiş hiç beklemeden hem de.!! Yani derdi sevgi aşk değilmiş sadece ama sadece memleketinde yaşamak ve evliliğini orada yapmakmış.
Bu düpedüz bencillik. Neden kadından bekleniyor anlamıyorum. Adam bildiğin kocaman bir bencil yani. Beyefendi sırf memleketinde yaşayacak diye niye kadın yalnız bir şehirde ailesini özleyerek yaşasın. Biraz da adam otursun nişanlısını düşünsün.
Fedakarlık kadının vazifesi falan değil.
Ciddi anlamda lütfen otur düşün. O kadar kolay değil.
Ben olsam giderdim, aşk bu değil diyenlere de çok takılma.
O aşk beş sene sonra yerini sevgiye saygıya bıraktığında yapayalnız olduğunda sürekli eşini suçlayıp senin yüzünden mutsuzum diye suçladığın da hiç de muhteşem bir evliliğin olmayacak.
Otur düşün.
O eğer gelmezsen ayrılırız ima ediyorsa benim arkadaşımın sevgilisi gibi de olabilir. Neden o seni kaybetmekten korkmuyor şartlar sunuyor da sen sunamıyorsun? Bu soruya da dürüstçe cevap ver ve ölç biç tart. Ciddi anlamda düşün. Yapamam diyorsan da kimse için kendini mutsuz etme. Aşk sevgi tamam ama senden ve mutluğundan da değerli değil. Lütfen iyi düşün ve olmaz yapamam diyorsan da gitmeyeceğini kararlı bir şekilde söyle. Olmuyor ayrılalım diyorsa da ilişkiniz için fedakarlık yapamayan sadece sen değilsin.
O aşık olup pılı pırtı toplayanlar bir kaç sene sonra da mutsuz oluyorlar, hayalperestliğin de anlamı yok. Hayatı dramatik aşk filmleriyle de karşılaştırmamak gerek. İstanbulda doğmuş büyümüş bir insan hiç çevresinin olmadığı Diyarbakır'da ne yapacak? Adamın keyfi yerinde anası babası kardeşi bilmem nesi olacak yanında, o yalnız kalmayacak. Kadın iş bulsa hadi bir derece ama Diyarbakır'da ha diyince iş bulunmaz. İşsiz ve bambaşka bir yerde kendi ailesinden uzak ne yapacak? Sadece akşamları tek bir kişiyi görecek, canı sıkılsa arkadaşıyla bir kahve içemeyecek, annesine uğrayamayacak. Yakında değil ki çok özledim diye atlasın gitsin. Adam bir süre sonra hadi annemlere yemeğe hadi kahvaltıya dediğinde ne olacak?
Şimdi havadan romantik romantik sevsen giderdin demek ayağı yere basmayan hayalperest laftan öteye gidemiyor.
Hayat sadece sevgiliden aşıktan yada eşten ibarette değil. Tek bir sevgi de yok. Arkadaşını, kardeşini, anneni özleyebilirsin. Adamın yaptığı bir kere nasılsa nişanlandık benden vazgeçemez diye şartları kendi kafasına göre uydurmak. Hiç adil değil. Neden sırf kadından sevdiğinde fedakarlık yapması bekleniyor. Adam sevdiği kız için ayrılmayı göze alamasın silsin aklından dönmeyi memleketine.
Biz de eşimle Ankara'da tanıştık, ben egeliyim eşim Karadenizli. Birden bire nişanda düşündüm de biz memleketimde yaşayalım dese ben açık ve net kabul etmezdim. Bu sevmediğimden değil, yapamayacağımdan ve ilişkimizi yıpratmamak adına. Ben nasıl ki onu sırf memleketim diye kendi ilime sürüklemiyorsam aynı saygıyı o da bana duymalı.
Eğer sizden bu nedenle vazgeçip ayrılığı dile getiriyorsa o her türlü memleketine dönecektir. İyice düşünün bu romantik hayallere kapılmayın lütfen. Mutlu olamazsınız orada bir başınıza, yalnızlık bu.
Aynısını bir arkadaş yaşadı, yedi yıl sevgili oldular dershane ve üniversite hayatı boyunca. Kız atandı sonra yaşadıkları şehire. Çocuk tutturdu ben memlekete döneceğim, eş durumundan sen de gel evlenelim orada yaşayalım diye. Kızcağız ben neden senin ailenin yanına gidiyorum ki biz böyle hiç konuşmadık, şimdi neden ben geliyorum dedi. Ama yok çocuk dinlemedi. Bir sene uzakta öyle kavga dövüş inatlaştılar. Sonra çocuk gitmiş ordan annesinin bulduğu bir memleketlisiyle evlenmiş hiç beklemeden hem de.!! Yani derdi sevgi aşk değilmiş sadece ama sadece memleketinde yaşamak ve evliliğini orada yapmakmış.
Bu düpedüz bencillik. Neden kadından bekleniyor anlamıyorum. Adam bildiğin kocaman bir bencil yani. Beyefendi sırf memleketinde yaşayacak diye niye kadın yalnız bir şehirde ailesini özleyerek yaşasın. Biraz da adam otursun nişanlısını düşünsün.
Fedakarlık kadının vazifesi falan değil.
Ciddi anlamda lütfen otur düşün. O kadar kolay değil.
Ben olsam giderdim, aşk bu değil diyenlere de çok takılma.
O aşk beş sene sonra yerini sevgiye saygıya bıraktığında yapayalnız olduğunda sürekli eşini suçlayıp senin yüzünden mutsuzum diye suçladığın da hiç de muhteşem bir evliliğin olmayacak.
Otur düşün.
O eğer gelmezsen ayrılırız ima ediyorsa benim arkadaşımın sevgilisi gibi de olabilir. Neden o seni kaybetmekten korkmuyor şartlar sunuyor da sen sunamıyorsun? Bu soruya da dürüstçe cevap ver ve ölç biç tart. Ciddi anlamda düşün. Yapamam diyorsan da kimse için kendini mutsuz etme. Aşk sevgi tamam ama senden ve mutluğundan da değerli değil. Lütfen iyi düşün ve olmaz yapamam diyorsan da gitmeyeceğini kararlı bir şekilde söyle. Olmuyor ayrılalım diyorsa da ilişkiniz için fedakarlık yapamayan sadece sen değilsin.
Çok güzel yazmışsınız. Bütün bunları konuştuğumda, yani bu fedakarlığı sen yapabilir misin diye sorduğumda, "Ben kimin için İstanbul'dayım?" diye söylüyor bana. O yapıyormuş, benim de yapmam gerekirmiş "yeri geldiğinde". Bana söylediği, bana ömür boyu İstanbul'da yaşayacağının garantisini verememesi..
Bana güven vermedi. O bir şey ne? Nişanlandıktan sonra mı aklına gelmiş? İstanbula sizinle tanışıp gelmemiş zaten orada tanışmışsınız, dolayısıyla sizden beklediğiyle aynı şey değil. Zaten İstanbuldaymış kandırmaya çalışıyor sanki. Bilemiyorum.
Açıkçası ben melek değilim, kayınvalidem bana melek gibi de davransa bazı şeyleri batıyor bir haftadan uzun bizde kalsa daralıyorum. Hele ailemden ayrılıp direkt onların şehirine tanışıp aşırı samimi bir hayat beni mutlu etmez aşkından ölsem etmez. Sen tahammül edebilir misin, sen mutlu olabilir misin? Bunları iyice düşün.
Bana güven vermedi. O bir şey ne? Nişanlandıktan sonra mı aklına gelmiş? İstanbula sizinle tanışıp gelmemiş zaten orada tanışmışsınız, dolayısıyla sizden beklediğiyle aynı şey değil. Zaten İstanbuldaymış kandırmaya çalışıyor sanki. Bilemiyorum.
Açıkçası ben melek değilim, kayınvalidem bana melek gibi de davransa bazı şeyleri batıyor bir haftadan uzun bizde kalsa daralıyorum. Hele ailemden ayrılıp direkt onların şehirine tanışıp aşırı samimi bir hayat beni mutlu etmez aşkından ölsem etmez. Sen tahammül edebilir misin, sen mutlu olabilir misin? Bunları iyice düşün.
Haklısınız tabi. Hayatın ne getireceği belli olmaz.. Ama az çok bazı şeylerin kafanızda belirli olması gerek.O sana ışığı yakmış bundan sonrası sana kalmış. Valla benim arkadaşım da doğma büyüme İstanbullu eşi ise Ankaralıydı ama evlenip Diyarbakır'a gelin gitti. Gerçi eşinin işi oradaydı 4 yıldır filan orada yaşıyorlar ama temelli yaşamayacaklar sanırım. Yani her insanın yapabileceği bir şey değil. Muhakkak her yerin bir zorluğu vardır ama hayatta İstanbul dışında bir yerde yaşamam demeyin Allah öyle bir yaşatıyor ki..
Haklısınız. Ben de böyle bir hayatı istemem, istemiyorum. Özgürlüğüne aşırı düşkün bir insanım. Görünüşte nişanlım da öyle. Bana müdahale etmez, rahattır pek çok konuda. Ama bu diyarbakır mevzusu hakikaten kafamı çok kurcalıyor. Nişanlanmadan evvel, " ben birgün diyarbakır'adönmek istersem sen gelir misin" diye sormuştu. Ben çok çok ilerde, yani yaşlı olunca ancak demiştim. o zaman da yılın 4-5 ayını Dİyarbakır'da geçiririz diye konuşmuştum. O kadar..
Arkadaşlar merhaba,
Yaklaşık 1 senedir nişanlıyım. Ve nişanlımla 2.5 senedir beraberim. Çok seviyorum ama aramızda son aylarda ciddi sorunlar olmaya başladı. O diyarbakırlı. Bense istanbulluyum. Burda İstanbul'da çalışıyor ama ilerde ne olur bilinmez evlendikten sonra Diyarbakir'a yerlesebiliriz hayat şartlarına bağlı diyor. Benim bütün ailem İstanbul'da. İstanbul dışında bir hayatı düşünemiyorum bile. Bunu ona söyledigimde ciddi anlamda tartışmalar oluyor aramızda. Ben ömür boyu burda yaşamak istiyorum, çocuklarımı burda büyütmek istiyorum. Ama o hayatın ne getireceği bilinmez deyip, inanilmaz bir belirsizliğe sürüklüyor beni. Ciddi kültürel farkliliklarimiz da var. Çok endişeli ve mutsuzum. Yardiminiza ihtiyacım var.
Artık Diyarbakırlılar bile Diyarbakır'da yaşamak istemezken, terör olayları nedeniyle, seninki de oraya mı gitmek istiyor? ŞaşırmışArkadaşlar merhaba,
Yaklaşık 1 senedir nişanlıyım. Ve nişanlımla 2.5 senedir beraberim. Çok seviyorum ama aramızda son aylarda ciddi sorunlar olmaya başladı. O diyarbakırlı. Bense istanbulluyum. Burda İstanbul'da çalışıyor ama ilerde ne olur bilinmez evlendikten sonra Diyarbakir'a yerlesebiliriz hayat şartlarına bağlı diyor. Benim bütün ailem İstanbul'da. İstanbul dışında bir hayatı düşünemiyorum bile. Bunu ona söyledigimde ciddi anlamda tartışmalar oluyor aramızda. Ben ömür boyu burda yaşamak istiyorum, çocuklarımı burda büyütmek istiyorum. Ama o hayatın ne getireceği bilinmez deyip, inanilmaz bir belirsizliğe sürüklüyor beni. Ciddi kültürel farkliliklarimiz da var. Çok endişeli ve mutsuzum. Yardiminiza ihtiyacım var.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?