- 4 Eylül 2020
- 98
- 93
- 36
eşinle konuş gerçekten tekrar tekrar konuş ama uzun uzun karmaşık cümlelerle değil,erkekler uzun karmaşık cümlelerden anlamaz. bu şekilde hiç bi evlilik yürümez bunlar normal durumlar değil diye belirt. erzak konusunda net ol ben kendim gerekli görürsem yapmak istiyorum ikimiz için kendi ellerimle bişeyler hazırlamak bu deneyimleri kendim yaşamak istiyorum.çok emek harcıyorlar sağolsunlar ama biz ayrı bi aileyiz ve bizim için kendim bişeyler yapmak istiyorum de. onlar anlayana kadarda gelen herşeyi başkalarına ver tek bir şey bile evde tutma. ihtiyacı olan varsa çevreye sor hem ihtiyaç sahiplerinin duasını alırsın. . eşinle tartışsan bile küs kalma. bi çay kahve yap birlikte iç gecede sarıl karşılık vermese bile tepki gösterme arkanı dönme. bi süre bunları dene lütfen.İlk başta öyle yapıyordum. Ancak "normal" davranmanın bu aileye yaramadığını fark ettim.
Bu arka dönmeme olayını ben yapıyorum. Eğer sorun çözülmüyorsa saatlerce başında dil döküyorum. Ama hep ben hep ben... Artık beni çok yordu. O sıcaklığı yeniden sağlamak için çaba göstermiyor.eşinle konuş gerçekten tekrar tekrar konuş ama uzun uzun karmaşık cümlelerle değil,erkekler uzun karmaşık cümlelerden anlamaz. bu şekilde hiç bi evlilik yürümez bunlar normal durumlar değil diye belirt. erzak konusunda net ol ben kendim gerekli görürsem yapmak istiyorum ikimiz için kendi ellerimle bişeyler hazırlamak bu deneyimleri kendim yaşamak istiyorum.çok emek harcıyorlar sağolsunlar ama biz ayrı bi aileyiz ve bizim için kendim bişeyler yapmak istiyorum de. onlar anlayana kadarda gelen herşeyi başkalarına ver tek bir şey bile evde tutma. ihtiyacı olan varsa çevreye sor hem ihtiyaç sahiplerinin duasını alırsın. . eşinle tartışsan bile küs kalma. bi çay kahve yap birlikte iç gecede sarıl karşılık vermese bile tepki gösterme arkanı dönme. bi süre bunları dene lütfen.
GBT'de sadece ceza aldığı görülür diye biliyorum. Ne ceza aldığı, suçun içeriği için ancak avukat aracılığıyla dosya incelemesi yaptırılabilir. O da sanırım başkasının adına olmaz.zm
kusura bakmayın da ben sizin ailenizde de kusur buldum, belli ki naif hatta empat yapıda bir insansınız, böyle bir adamla ve aileyle sorgusuz sualsiz birlesmenize nasıl izin verirler? nasıl sizi uyarmazlar? suç sahibini bağlar evet ama o suçun niteliği aile yapısıyla ilgili pek çok done verir.En azından bir GBT baktırsaydı babanız filan bence herşey çok farklı olurdu... siz yaşını bile bilmediğiniz biriyle evlilik kararı almışsınız, önümüzdeki yıllarda o erzak meselesini unutturacak devasa meseleler çıkacak gibi önünüze , tek derdiniz erzak olsa keşke...
bi kaç gün benim dediğim gibi dener misin uzun uzun dil dökme, sorununu paylaş sonra güler yüzle onunla ilgilen. kahve yada çay ne seviyorsa onu yap yada sevdiği basit bi tatlı varsa onu yap, ama bu çabalarını başına kakma, ben çaba gösteriyorum sen hiç bişey yapmıyorsun gibi tavırlar sözler olmasın.Bu arka dönmeme olayını ben yapıyorum. Eğer sorun çözülmüyorsa saatlerce başında dil döküyorum. Ama hep ben hep ben... Artık beni çok yordu. O sıcaklığı yeniden sağlamak için çaba göstermiyor.
Kendisi bana geçen pazartesi 1-2 gün süre ver, biraz rahat bırak dedi. 4. günün sonunda 1-2 gün dedin ama hala aynı devam ediyorsun ne zaman düzeleceksin dedim. Düzelmesi de yüzünün şeklini kastediyorum, gelip sarılmasını falan değil yanlış anlaşılmasın. Mesela yemeğe oturuyoruz, yemek daha yersen var, koyarım diyorum. Sert şekilde "Hayır" diyor. Bir şey soruyorum "Fark etmez" hepsi ters. Neyse sonra dün akşam dışarı çıkacaktım kısa bir konuşmamız oldu, önce sert başladık ama sonunda ılımlı şekilde bitti. Dedim hiç diyalog kurmuyorusun böyle bir şey yapamayız. Sonrasında dedim ki kahvaltı yapıyorum duyuyorsun ama gelmiyorsun, bu da bir iletişim biçimi, sohbet etme günaydın de gel masaya otur. Sonra biraz razı oldu. (Eve geldim, geldiğimde 2 saat dedin geç geldin, dedi. Aslında ben 2 saat falan demedim, nerden çıkardı bilmiyorum. Gittiğim yer de ailemin evi ve yürüyüş yapıp geldim). Ama bu sabah kahvaltı hazırladım o uyanıktı, dedim yemek istersen hazır. Ben sonra yerim dedi.bi kaç gün benim dediğim gibi dener misin uzun uzun dil dökme, sorununu paylaş sonra güler yüzle onunla ilgilen. kahve yada çay ne seviyorsa onu yap yada sevdiği basit bi tatlı varsa onu yap, ama bu çabalarını başına kakma, ben çaba gösteriyorum sen hiç bişey yapmıyorsun gibi tavırlar sözler olmasın.
Geçmiş hakkında yorum yapmayacağım ama diğer konulardaki ben sıkıntılı bir durum göremedim.Merhaba, uzun süredir buraya yazmak istiyordum; ancak içimdeki problemleri daha fazla büyütüp üzülürüm diye yazmıyordum. Ancak artık paylaşmam gerek. Evliliğimin süresi 2 yılı geçti. Onun öncesinde de 12 yıllık sevgililik dönemimiz oldu. Eşimin ailesiyle problemleri vardı; ancak bunlar münakaşa şeklinde değildi. Benim gözlemlediğim daha çok geçmişe dair kırgınlıklardı. Bazen buluştuğumuzda annesiyle konuştuğunu ve onlardan bir şey beklemediğini söylediğini, söylüyordu. Ben de neden öyle diyorsun ki ailen olarak az da olsa katkı sağlamak isterler belki diyordum. İstemiyorum, diyordu hep. Ben de açıkçası çoğunda bu konuları didiklemiyordum. 12 yıl uzun değil mi vs diye sorabilirsiniz. 10 yılı geçtiğinde bir gün artık ayrılmayı düşündüğümü söyledim ama onu sevdiğim için bunun bana zor geldiğini ancak uzun süredir de bu düşünceden kurtulamadığımı... Bir şekilde bunun üzerine günlerce konuştuk. Birbirimizi sevdiğimiz için ayrılamadık. Bir baharda evlenelim, dedi, oturduk hesap kitap yaptık. Kararımızı verdik, ben sadece bu ailelerin tanışması vs için yazı beklemeyi önerdim. Yaz geldi, sonbahar başlangıcı oldu. Ne gelen, ne arayan ne de bir açıklama. Zaten yıllardır sinirimi bozan bu konu (yani ailesinin bir girişimde bulunmayışı) yine yanıbaşımdaydı. Ben ailesi haber versin, diye beklerken sevgilim bana bazı anlatacağı şeyler olduğunu söyledi ve geçmişine dair merkezinde babasının olduğu bazı sırlar açıkladı. Bunun üzerine dedim gelip tanışsınlar yine de aileler, yaşananlarda senin suçun yok. Bu arada niyetimiz aileler tanışacak ve biz sonbaharda evlenecektik. Sonrasında işimize gücümüze bakmak istiyorduk. Bu merasimleri de sevmeyen karakterlerdik. İşi hızlıca çözüp evimize girmek istiyorduk. 1 - 2 gün içinde ailesi geldi. Ama babam anlatıyor, bunlar dinliyor. Babası zaten hiç konuşmuyor. Eşimin gözü babasında sürekli. Herkes bir gergin. Sonrasında günlerce buluştuk. O anlattı, ben dinledim. En sonunda onun yaşını yanlış bildiğimi öğrendim. Anlattıklarında bana yanlış gelen 1 - 2 şey oldu ama her şey ailesiyle ilgiliydi ve onu suçlayamazdım. Zor bir hayat yaşamıştı. Ama yaşını bana söylememiş olması? Yalan söylememişti ama gizlemesi de bir yalan değil mi? Çok çatıştık, sinirlendim, ağladım, o ara hem doktoraya başladım hem de bir işe girdim. O kadar yoğunum ki her gün koşturuyorum. Bir taraftan da odaklanamıyorum. Gündüz iş-okul, akşam onunla oturup saatlerce dinleme seansları. Sonunda dedim tamam evlenelim. Aileme her şeyi anlattım. Dediler eşimle konuşalım mı, ben de o zaten mahvolmuş, daha fazla üzmeye gerek yok dedim. Babam bana sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi söyleyince tamam, dediler. Önceden eşim bize gelip gidiyordu, tamamen olmasa da biraz tanıyorlardı. Sonra yılın ilk günleri yüzük takıldı. 2 ay içinde de evlendik. Ama ne koşturma! İşten çıkmıştım. Amacımız şu: Evimize gireceğiz, ben okula o işine odaklanacak. İkimiz de olduğumuzdan daha iyi bir yerde olmak, gelişmek istiyoruz. Tabi bu hazırlanma sürecinde de bazı sorunlarımız oldu, ben koşturmacadan durup sorgulayamadım falan filan...
Evlendik... İlk gün akşam üzeri kayınvalidem eşimi aradı, eşim açmadı. Sonra dedim neden arıyorlar? (Bu arada o kadar uzun sevgililik olunca bazı şeyler biliyorsunuz... Onların memleketinde hâlâ ilk gece hakkında konuşulduğunu, söylemişti). O da cevap olarak ben evdeki düğün yemeğinden yemedim herhalde ondan getirelim diyecek, dedi. Bana pek inandırıcı gelmedi ama sorgulamadım. Sonra bu aramızda sorun oldu. Üçüncü günümüzde görümcem ve kayınpederim arabayla bize yiyecek ve erzak getirdi. Sadece görümcem eve girdi ve oturmadan gitti. Beşinci gün eşimin ailesiyle kahvaltıya gittik. Bunlarda böyle bir adet varmış ama eşim her türlü gelenek ve göreneği eleştirirdi, bizim bunu yapacağımız söylememişti. Meğer aile büyükleri de düğünden beri bekliyormuş kahvaltı için. Sonra dedi bize kahvaltıya gidelim ertesi gün de size kahvaltı ya da yemek ne istersen gidelim. Ben kabul etmek zorunda kaldım. Çünkü ne arama bitecek ne eve erzak getirme. Onlar da biz de rahatlayalım istedim. Aslında kendi aileme bile gitmekte gözüm yok. Çünkü 2 ay çok yoruldum, çok kilo verdim. En son çocukluğumda gördüğüm kilodaydım. Şöyle uzanıp tavanı izlemek istiyordum sadece. Son bu 5. gün kahvaltıya giderken evde eşimle tartıştık, konu benim babamla ilgili söylediği bir şeydi. Ben de buna taviz vermeyince bozuştuk. Ailesine mutlu gitmedi. Babası sofrada benden bahsederken "uyuz" dedi. Kahvaltı yetmedi tüm gün orda kaldık bir de yemek yedik öyle döndük. Ertesi gün bize kahvaltıya gittik. Öğlen olunca eşim bir arkadaşının bizimle buluşmak istediğini gidip gidemeyeceğimizi sordu ben de gidebiliriz, dedim. 10 gün sonunda falandı herhalde baya mutsuzduk biz. Ben bunları açıkladım. Tüm gün onlarda oturup işte bizde oturmaması falan... Sonra görümcem annesinin yaptığı yemeklerden bize getirmeye başladı. 10. gün, 2. hafta. 3. hafta geldiğinde annesi börek yapmış erken git, kahvaltıya, beraber yaparsınız diyormuş. Neyse görümcem kaçta kalktıklarını bilmiyorum, gidemem demiş. Bu arada eşim evden çalışıyor. Ben de haftanın 3 günü okula gidiyorum. Onun dışında hep evdeyiz. Çünkü o ara işi çok yoğun kafasını kaldırmıyor. Annesi arıyor, kardeşin bir şeyler getirecek, bi yarım gün görümcemi bekliyoruz; ev yakın değil. Mesela yoğurt mayalamış, onu gönderiyor. Biz de evimizde mayalardık. Baktım olmayacak anneme dedim süt alınca bana haber verin (Benim önceki evimle yeni evim yakın). Ben de kendim mayalamaya başladım. Ama kayınvalidem hala yoğurt gönderiyordu. Bu arada bir detay vereyim bazen benim kardeşim de iş çıkışı gelip 1 saat falan oturuyordu. İşini değiştirecekti ve eşimin fikrine de en az benimki kadar güvendiği için fikir danışmaya geliyordu.
Okul tatile girecekti, iş yüküm biraz azalmıştı. İki aileyi de yemeğe çağırdım. Herkes evimize davetli olarak ilk kez gelmiş oldu. Bundan 2- 3 hafta sonra eşim evlendiğimizden beri ilk kez serbest bir gün geçirecekti, ben de evimizdeki eksikleri tamamlamak için onu bekliyordum. Kayınvalidem ve görümcem yine bir şey getireceklermiş, kahve içmeye gelecekler eşim de tamam, demiş. O gece beni uyku tutmadı. Ağlarken eşim uyandı, dedi neyin var. Söyleyince dedi ki arayım sonra gelin deyim. Dedim artık tamam demişsin sadece öğleden sonraya al biz de sabah işimizi halledelim. Ben bu görümcemin bir şeyler getirmesi ve bu kahve içmeye gelme, olayından sıkılmıştım. Çünkü evdeyiz diye tatildeymişiz gibi mi algılıyorlar diye düşünüyordum. Bir de eşya eksiğimiz bitmemişti. Eşim işinin arasında onlarla uğraşıyor ve titiz olduğunu için günlerce araştırıyordu. O ara bize alınan TV, süpürge gibi şeylerden kayınvalide me de alındı. Bu süreçte eşim annesinin eve gelip bizim süpürgeyi denemesini talep etti, ben istemedim. Bu arada 3 ayımız doldu ama bizde aileler dışında sosyalleşme yok. Annesi sürekli bizi yemeğe çağırıyor. Bazılarına gidiyoruz, bazılarını geri çeviriyoruz. Tüm evin işi, pazarı, marketi benim üzerimde. Tek beklediğim elim dolu eve geldiğimde eşimin kapıda hoşgeldin deyip elimden poşetleri alması ama kapının önünden geçerken bakmıyor bile. Akşam yemeğe oturuyoruz. Sessizce yemeğini yiyip tabağını makineye koyup kalkıp gidiyor. Bir güler yüz görmüyorum.
Sonbahar geldiğinde (yazları birkaç ay ailesi köye gidiyor) kasa kasa konserveler ve kuru bakliyatla çıkıp geldiler. Daha önce bakliyatla ilgili konuşulmuş. Ben de biz her birinden 1 bilemediniz 2 kilo yeriz demiştim. Ama hepsinden 4'er 5'er kilo geldi (Eşim sonradan bunun kendi isteği olduğunu söyledi). Geldikleri gün biraz rahatsızdım ama onlar gittikten 2-3 gün sonra hastalandım, ateş vs. Acile gittik. 2 hafta eşimin yardımıyla yürüyordum evin içinde. 2 ay sürdü normal yaşantıma dönmem. Sonra yeniden işe girdim. Evin işi yine bende ama artık söylenmelerim karşısında eşim pazar ve marketi üstlendi. 4 ay kadar çalıştım sonradan analadım gibi eşim o günlerde pek de çalışmıyormuş ama bir gün bile evi süpürmedi. Birlikte yapalım dediğimde de birlikte yapmayı sevmediğini söylüyordu. Şimdilerde bir hafta o bir hafta ben yapıyoruz. Diyor ki ne rahatmış 2 saat sürüyor, üstlendim kurtuldum. Ancak bilmiyor ki ben süpürgeyi yapıyordum ardından yemek vs başka işler de oluyor. Hiç iş olmasa yemek oluyor.
Bu arada eşimin bana anlattığı sırrından ailesi hiç bahsetmedi ve birlikte buluşmalarda da ailesi komşuyu, akrabaları falan anlatıyor, sohbet böyle ilerliyor. Daha sonra kardeşim de evlendi. Kardeşimin düğününe kayınpederimin arabasıyla gidecektik. Ben arabaya bindiğimde göğüs dekoltemden dolayı bana öyle bir laf söyledi ki ben daha önce ne bir akrabam, ne arkadaşım ne de sokakta sözlü tacizde böyle bir laf duymadım. Sonra eşim ne diyorsun dedi babasına, o da hiç oğlum falan diyerek geçiştirdi. Sonradan eşim tam olarak ne söylediğini anlamadığını söylüyor.
Çok uzattım kusura bakmayın ama eşimin ailesine karşı herhangi bir insana göstereceğim saygıdan fazlası yok. Ve ben zamanla bunu da kaybetmeye başladım. Bu kışlık erzak konusunda fazla getiriyorlar ve ben bozulmasın diye uğraşıp kafa yoruyorum. Bir sonraki seneye kalıyor. Bayat yiyoruz. Ben beslenmeme dikkat eden biriyim. Yaşımızı başımızı almış insanlarız. İşlerimize odaklanıp bir an önce çocuk sahibi olmak istiyorduk ancak şu an her şey geriye gidiyor. Eşimin işi kötü durumda. Ben tezimi yazamıyorum. Kayınvalideme biz bunları yiyemiyoruz, kendinizi bu kadar yormayın diyorum ben yapamayı seviyorum diyor. Çok getiriyorsunuz daha önceki bitmedi diyorum onu çöpe at kızın diyor. Neden atıyım günah değil i hem emeğinize yazık diyorum annene ver kardeşine ver diyor. Her dediğime başka cevap veriyor. Birine bir şeyler getirmenin, erzağın vs.'nin de sınırı olduğunu düşünüyorum. Bu aşırılık ne anlama geliyor bilmiyorum. Eşim de sözde ailesinden bir şey istemediğin sürekli vurguluyordu. Bu arada pandemiden önce annemin önerisiyle psikiyatra gittim. O bana çift terapisi önerdi. Sorun seninle ilgili değil. Senin tek başına çözebileceğin bir şey değil dedi. Sonra pandemi geldi, erteledik. Ama pandemide aramız düzeldi. Neden? Çünkü aileler gelip gitmedi, biz de gelip gitmedi. Bu arada benim ailem ilk sene belki 2 kez geldi. O da çağırınca... Onun dışında nadiren geldiler. Ama eşim hala kendi ailesini düzgün ağırlayamadığından falan yakınıyor. Bu yaz ortasında ailesi geldi (pandemide köydeydiler, yasaklar kalkınca geldiler). Tama boş kavanozları, kasaları verip kurtulacağım derken 2 katı yükle gelmişler. Yaz ortasında kuru fasulye falan getirmişler. Bunlar yine bizim aramızda soruna yol açtı. Artık ikimizin de psikolojisi iyi değil. Bu arada çift terapisi bulma işini eşim üstlenmişti ama şu an tüm gün TV izlemekten başka bir şey yapmıyor. Ben araştırdım. Üniversitelerde yok. Sanırım İzmir'de devletin böyle bir hizmeti yokmuş. Özele de sürekli gitmeye gücümüz yetmez. Ben şu an eşimde başka psikolojik problemler olduğunu düşünüyorum. Bir yandan beni üzdüğü için artık devam etmek istemiyorum ve tezimle ilgilenmek istiyorum. Çünkü hayat hep erteleniyor. Diğer yandan da sevdiğim insanı bu halde bırakamıyorum. Üstüne de düşmek istemiyorum sanki ilgi çekmek için birtakım davranışlar yapıyor gibi geliyor.
2,5 yıldır ben bunların hepsini yaptım. dışarı çıkalım deyince zaten 24 saat aynı evin içindeyiz ben hava almak istiyorum diyor. Kahvaltıda hazır sofraya gelip evdeki yufkalardan hazırlamaya kalkışıyor. "Düzelmedin mi" demek kendine gel düzelmedin mi değil. "2 gün zamn istedim verdim hala moralin düzelmedi mi kendini dinleyemedin mi?" bunu soruyorum yani o da onu sorduğumu biliyor.eşinle konuşma üslubun çok yanlış.öncelikle bunu değiştirmeyi dene. hala düzelmedin demek üzerinde baskı hissetmesine sebep oluyor.
gidip sarıl daha iyi misin diye sor. biraz daha yemek ister misin kilo almaktan korkma seni kiloluda çok severim gibi sözlerle ortamı yumuşat.
dışarı mı çıkcan sende gelmek ister misin hem dönüşte biraz yürüyüş yaparız de.o gün olmasa bile birlikte yürüyüşe çıkalım mı de ve el ele tutuşarak yürü.
kahvaltı hazırlayınca güler yüzle canım istediğin bişey var mı onu yapıyım de. onun kalkıp gelmesini bekleme hazırlayınca hayatım gelir misin birlikte kahvaltı yapalım de.
bunları yapmak hiç zor değil inan ve sende böyle davrandıkça çok mutlu olmaya başlıycaksın onun tavrıda değişmeye başlıycaktır.
Güzel anlamışsınız. Sadece şunu anlamadım haftada 2-3 görüşme ailelerle normal mi dediniz?Geçmiş hakkında yorum yapmayacağım ama diğer konulardaki ben sıkıntılı bir durum göremedim.
Babası sanırım kötü zihniyetli birisi onunla mesafenizi koruyun eşinizle de bunu açıkça konuşun.
Ev işlerine gelince ne yazık ki kadınlar için hayat kesinlikle cok zor. Erkek asla ev işlerini kendi işi gibi görmüyor, yaptığı işleri tüm herkes kadına yardım adı altında topluyor oysaki ortak ev ama onların yaptığı yardım. Ben de bu konudan dertliyim.
Eşinizle aranızdaki soğukluk herşeyin sizi rahatsız etmesine neden olmuş gibi. Bence erzak getiren aile candır, fazla geldiyse teşekkür et ve git çevrendeki fakirlere ver. Yani eşinizle bunun için tartışmaya hiç lüzum yok. Aileler aynı şehirde olunca görüşme de daha sık oluyor, hafta 2 3 görüşme bence normal. Bir de erkekler evlenmeden önce ağaç kovugundan çıkmış oluyorlar, evlendikten sonra analı babalı. Hiç şaşmaz.
Biraz ailelere ara verip aranızı duzeltseniz aslında diğer konuların sorun olmadığını göreceksiniz. Aranıza soğukluk girmiş ve bu da tolere etme eşiğinizi düşürmüş.
Boğulmuşsunuz, ne yaparlarsa gözünüze batıyor. Boğmuşlar, içinizi kurutmuşlar sizin. Ama en başta eşiniz sorumlu. Benim eşimin ailesi de dallas gibi. Bi de kalabalıklar. Oooo ne olaylar ne maceralar var. Ben dışında tutuyorum kendimi o yüzden gözüme batmıyor. Eşim eve taşımıyor. Bazen oturup bana ablalarını falan şikayet ediyor. Sadece dinliyorum yorum yapmıyorum. Boşver karışma sen diyorum kapanıyor konu. Biraz zihinsel olarak uzaklaşın siz de. Kendi içinize dönün. İşinizine gücünüze odaklanın. Çünkü eşinize de yabancılaşmışsınız. Zaten eşinizle bütünlük içinde hareket etseniz bu saydıklarınız asla gözünüze batmaz. İdare edersiniz bi şekilde. Ama işte idare edebilmek için eşimizin hatrının büyük olması lazım. Bizim yanımızda olmazlarsa yabancı gibi dururlarsa olmaz.
Evet, mesela en son aslında erzak geldiğinde bunları söylemiştik özellikle yufka için yerimiz yok demiştik yine getirmişler, artık ben söylemekten sıkıldım. İkimiz arasında problem olmasından sıkıldım. Çocuk gibi gereksiz bir konuda sorun yaşıyoruz, dedim. Eşimle yan yana oturuyorduk, hatta el ele. O sadece sustu. Sonrasında başka sorunlar olduğunda ben ona bunu tekrarlamış oluyorum ya da ben söylemesem de her şey sorun oluyor diye bunu söylüyor. Bu sadece bir örnek. Aslında ilk söylediğimde susmak yerine evet haklısın aslında ama ilk söylediğimizi unuttular herhalde, ne yapayım onların da bir ayarı yok yapınca aşırı yapıyorlar falan dese belki takılmayacağım. Ama insan duvara konuşuyor gibi olunca kaldıramıyor.Boğulmuşsunuz, ne yaparlarsa gözünüze batıyor. Boğmuşlar, içinizi kurutmuşlar sizin. Ama en başta eşiniz sorumlu. Benim eşimin ailesi de dallas gibi. Bi de kalabalıklar. Oooo ne olaylar ne maceralar var. Ben dışında tutuyorum kendimi o yüzden gözüme batmıyor. Eşim eve taşımıyor. Bazen oturup bana ablalarını falan şikayet ediyor. Sadece dinliyorum yorum yapmıyorum. Boşver karışma sen diyorum kapanıyor konu. Biraz zihinsel olarak uzaklaşın siz de. Kendi içinize dönün. İşinizine gücünüze odaklanın. Çünkü eşinize de yabancılaşmışsınız. Zaten eşinizle bütünlük içinde hareket etseniz bu saydıklarınız asla gözünüze batmaz. İdare edersiniz bi şekilde. Ama işte idare edebilmek için eşimizin hatrının büyük olması lazım. Bizim yanımızda olmazlarsa yabancı gibi dururlarsa olmaz.
Boğuldum ve içimi tam olmasa da kurutmadılar. Aslında eşim böyle olmaya başladı. Sevgililik döneminde yaşam enerjisi yüksek biriydi. Ben de çok kolayi basit şeylerle mutlu olan biriyim aslında. Şimdi eşim diyor ki bizden bir şey olmaz. Ona diyorum ki bu kadar umutsuz olma. Bizim için değilse de kendin için. O kadar sıkıntı çekmişsin, bu yaşadıklarımızda ne var, toparla kendini, işlerimize odaklanalım diyorum. Eğer bitecekse de senden kötü şekilde ayrılmak istemiyorum. En azından bu kadar yıl sonunda ben ne yaşadım şeklinde nefret etmeyelim diyorum.Boğulmuşsunuz, ne yaparlarsa gözünüze batıyor. Boğmuşlar, içinizi kurutmuşlar sizin. Ama en başta eşiniz sorumlu. Benim eşimin ailesi de dallas gibi. Bi de kalabalıklar. Oooo ne olaylar ne maceralar var. Ben dışında tutuyorum kendimi o yüzden gözüme batmıyor. Eşim eve taşımıyor. Bazen oturup bana ablalarını falan şikayet ediyor. Sadece dinliyorum yorum yapmıyorum. Boşver karışma sen diyorum kapanıyor konu. Biraz zihinsel olarak uzaklaşın siz de. Kendi içinize dönün. İşinizine gücünüze odaklanın. Çünkü eşinize de yabancılaşmışsınız. Zaten eşinizle bütünlük içinde hareket etseniz bu saydıklarınız asla gözünüze batmaz. İdare edersiniz bi şekilde. Ama işte idare edebilmek için eşimizin hatrının büyük olması lazım. Bizim yanımızda olmazlarsa yabancı gibi dururlarsa olmaz.
GBT yi örnek verdim, aileniz en azından sizi uyarsaydı , eşiniz aracılığıyla birinci elden suçun mahiyetine ilişkin tüm evraklara ulaşabilirdiniz ama siz hala , tüm iyiniyetinizle sizden yaşını bile saklayan bir adamın beyanına güveniyorsunuz bu konuda,hatta onu kurtarma planları yapıyorsunuz, diğer konularda yaşadığınız tüm sıkıntılar da aslında bu tavrınizdan kaynaklı, sorgulamaya başladığınızda çok geç kalmış olmayın, en azından bir süre hamile kalmayın derimGBT'de sadece ceza aldığı görülür diye biliyorum. Ne ceza aldığı, suçun içeriği için ancak avukat aracılığıyla dosya incelemesi yaptırılabilir. O da sanırım başkasının adına olmaz.
Eşim suçu babasının anlattığı kadarıyla biliyor. Ben suçun detayını evraklardan öğrenebileceğini, neden öğrenmediğini de sordum. Ayrıca bunu nereden öğreneceğini o benden iyi bilir. Diyor ki o zaman o bilgiye sahip değildim. Yani gidip diyo öğrenebileceğimi bilmiyordum. Şimdi de deşmiyor galiba.GBT yi örnek verdim, aileniz en azından sizi uyarsaydı , eşiniz aracılığıyla birinci elden suçun mahiyetine ilişkin tüm evraklara ulaşabilirdiniz ama siz hala , tüm iyiniyetinizle sizden yaşını bile saklayan bir adamın beyanına güveniyorsunuz bu konuda,hatta onu kurtarma planları yapıyorsunuz, diğer konularda yaşadığınız tüm sıkıntılar da aslında bu tavrınizdan kaynaklı, sorgulamaya başladığınızda çok geç kalmış olmayın, en azından bir süre hamile kalmayın derim
Evet, mesela en son aslında erzak geldiğinde bunları söylemiştik özellikle yufka için yerimiz yok demiştik yine getirmişler, artık ben söylemekten sıkıldım. İkimiz arasında problem olmasından sıkıldım. Çocuk gibi gereksiz bir konuda sorun yaşıyoruz, dedim. Eşimle yan yana oturuyorduk, hatta el ele. O sadece sustu. Sonrasında başka sorunlar olduğunda ben ona bunu tekrarlamış oluyorum ya da ben söylemesem de her şey sorun oluyor diye bunu söylüyor. Bu sadece bir örnek. Aslında ilk söylediğimde susmak yerine evet haklısın aslında ama ilk söylediğimizi unuttular herhalde, ne yapayım onların da bir ayarı yok yapınca aşırı yapıyorlar falan dese belki takılmayacağım. Ama insan duvara konuşuyor gibi olunca kaldıramıyor.
Son dediğiniz cümlelerde çok haklısınız. Ben evimin içinde huzurlu olduğumda diğer şeyleri görmeyeceğim zaten. Mesela ilk aylardaki yoğurt konusunda eşim bir gün dedi ki "sen neden annemle rekabet ediyorsun?" Ben de dedim ki sen ne dediğinin farkında mısın? Biz evimizde mayalıyorduk ben zaten sağlıklı beslenmeye çalışıyordum bir süre sonra öğrenecektim mayalamayı. Ama baktım ki sürekli annen yapıyor ben de biraz daha erken öğrendim. Hem ben kendi evim için yapıyorum, asıl annen benimle rekabet etmiş olmuyor mu? dedim. Pek cevap vermedi ama empati de kuramadı, yani beni anlamadı.
Bir de şu var bir ara işte annesi kardeşi kahveye gelecek bir şeyler getiriyorlar vs konusunda ona memnuniyetsizliğimi dile getirdiğimde şunu söylüyor... Ya sen tezinle uğraşıyorsun başka işlerin var neden bunlarla uğraşıyorsun, bırak yapsınlar sen böyle biri değilsin diyor. Ben de dedim ki evet ben bu kadın işi olarak görülen şeylerde rekabetçi değilim ancak burası benim evim ne demek onlar yapsın, sonunda bize karışmış, müdahale etmiş oluyorlar dedim yine sessizlik.
Ben de uzun uzun yazarken bunu soylemek istemistim benim kadar kelime israfi yapmadan ozetlediginiz icin tesekkurler ve benimle ayni fikirde olan birilerini görmek guzel, acaba konu sahibine dogru aktaramadim mi diye düşünmedim değil yorumlarindankatılıyorum , konu sahibi kendi kök ailesinden gelen kurtarıcı - kurban şemalarıyla yönelmiş bu adama, çok da tatlı iyiniyetli , eşinin içini dökerse rahatlayacağıni düzeleceğini onu kurtarabileceğini filan düşünüyor ama bilmiyor ki adamın içi boş, bomboş...korkarım onu kurtarmaya çalışırken kurbana dönüşecek ve adamakıllı bir terapi almazsa çocuklarini da eğitimli bir kurban olarak yetiştirerek ömrünü bu aileyle heba edecek
Tamam onlar yara almisBurada aslında değinilenlere yakın ancak biraz farklı olan bazı konulara da değinmişsiniz. HERKES BU KISMI OKURSA ASLINDA GENEL BİR ŞEYİ DE YAZACAĞIM:
1- Siz kayınvalidenin unutma işi bu erzak aslında demişsiniz, bence de. Takıntı gibi bir şey ve bununla varolmaya çalışıyor. Bir onaylanma bekliyor.
2- Başka bir arkadaş da eşim bize geldiğinde onları yeterince iyi ağırlayamadığına takılıyor konusu ile ilgili o bence fiziki değil ruhsal doyumsuzluğu kastediyor, demişti.
Açıkçası bunun gibi sebeplerle ben aile olarak onların uzman desteği almamış olmalarını büyük eksiklik görüyorum. Ancak hepsine gücüm yetmez. Ben burada kendi düzenimi koruyabilmek için ancak eşimi kurtarabilirsem onu kurtarabilirim belki. Evlenmeden önce eşim başından geçenleri bana anlattığında "Aslında bu olayı bence sadece babam atlattı" dedi. Dedim destek aldı mı? Bir kere gitmiş, sonra gitmemiş, işte bildiğiniz bu toplumdaki psikolağa karşı olan önyargılardan birini bahane olarak getirmiş. Eşimin söylediğinden benim anladığım cezayı çeken nasılsa ben hapis yatıp çıktım deyip yoluna devam ediyor. Ancak dışarıda kalıp toplumsal mücadeleyi veren en büyük yarayı almış ve çözememiş (geri kalan üçünü kastediyorum).
iste sorun zaten esinizin emek vermemesi. Evliligin tum yuku sizde ve siz iki kisilik sorumlulukla tek basiniza mucadele veriyorsunuz hala oldurmaya çalışıyorsunuzBu arka dönmeme olayını ben yapıyorum. Eğer sorun çözülmüyorsa saatlerce başında dil döküyorum. Ama hep ben hep ben... Artık beni çok yordu. O sıcaklığı yeniden sağlamak için çaba göstermiyor.
Evli degilim belki bir evli gibi bakamam olaya ama mesela simdi yalniz yasayan biri olarak, evimde herseyi sifirdan öğretmek zorunda kalacagim ama 30larinda bir cocuk da istemezdimeşinle konuşma üslubun çok yanlış.öncelikle bunu değiştirmeyi dene. hala düzelmedin demek üzerinde baskı hissetmesine sebep oluyor.
gidip sarıl daha iyi misin diye sor. biraz daha yemek ister misin kilo almaktan korkma seni kiloluda çok severim gibi sözlerle ortamı yumuşat.
dışarı mı çıkcan sende gelmek ister misin hem dönüşte biraz yürüyüş yaparız de.o gün olmasa bile birlikte yürüyüşe çıkalım mı de ve el ele tutuşarak yürü.
kahvaltı hazırlayınca güler yüzle canım istediğin bişey var mı onu yapıyım de. onun kalkıp gelmesini bekleme hazırlayınca hayatım gelir misin birlikte kahvaltı yapalım de.
bunları yapmak hiç zor değil inan ve sende böyle davrandıkça çok mutlu olmaya başlıycaksın onun tavrıda değişmeye başlıycaktır.
Bir gün kayinvalide ve gorumceniz geldiğinde esinizi gönderin biz kadin kadina az sohbet edelim kaynasalim senin kadin muhabbetinde ne isin var gonder :) sonra sohbet konusu açın, esinizin cocuklugunu sorun, belli bir asamaya gelince esinizin anlattığını söyleyin onlar dökülür zaten, zor bir süreç yasamissiniz neler çektiğinizi siz bilirsiniz elbette , nasil.astiniz, detayli olarak ne oldu diye sorabilirsiniz. Yani mesafe koymaya calistikca daha cok evinize girip çıkıyorlar bari onlari yakindan taniyin ki, sizin de önyargılarınız kırılsın hem belki aranizdaki iletisim daha da iyiye gider ve yaptıkları da gozunuze batmaz. Hatta yapma fazla dediginizde bile bunu onlarin anlayabileceği üslubu kestirebilirsiniz. Simdi kayinvalidenize yapmayin dedikce ters tepiyor ama yakin iliskiniz olursa onu nereden vuracağınızı bilip konusursunuz.Eşim suçu babasının anlattığı kadarıyla biliyor. Ben suçun detayını evraklardan öğrenebileceğini, neden öğrenmediğini de sordum. Ayrıca bunu nereden öğreneceğini o benden iyi bilir. Diyor ki o zaman o bilgiye sahip değildim. Yani gidip diyo öğrenebileceğimi bilmiyordum. Şimdi de deşmiyor galiba.
Burayı bu yorum vesilesiyle başkaları da okursa sevinirim. Ben bir ara eşimin ailesiyle yalnız konuşsam mı diye de düşündüm. Bir de onların ağzından dinlemek için. Ancak bunun sonucu ne olur, bir şey öğrenemezsem boşuna sorduğumla kalırım diyerek kararsız kaldım. Fikri olan yazarsa sevinirim.