Evliliğe, yeni bir şehre alışamama

Yok hoşuma gitmek değil de eşimin ailesi olduğu için gidiş geliş olacak onlar da bizim mutluluğumuz için uğraşıyorlar hevesliler gibi düşündüm. Daha sonra bunun önünü alamadım. Çekirdek aile değil eşimin amcaları kuzenleri hep bu şekildeler. Dediğinizi ben de yaptım bugün hastaneye gideceğim, bugün müsait değilim gibi. Görüşmelerimizin haricinde hemen hemen her gün aramamı bekliyorlar bunu hiçbir zaman yapmadım haftada 1-2 aradım. Ben böyle olunca onlarda kendilerini geri çektiler. Fakat daha sonra bizi karşılarına alıp bir sıkıntınız mı var bize anlatamadığınız , biz kötü bir şey istemiyoruz ki bilmeden kıracak bir şey mi yaptık canımızı size veririz vs gibi bir konuşma geçti. Yani anlamıyorlar tüm hayatları çevrelerindeki herkes böyle yaşıyor

ne güzel işte sormuşlar size , bu konuşmanın üstüne halaa aynı şekilde davranmaya devam etseydin emın ol ayaklarını keserlerdi , ben alışık değilim bu kadar sık görüşmeye falan deseydin , keşke
 
Bu düzene karşı çıkacak siz ve eşinizsiniz
İnsanlar kaynanayla sarma sarıcam hayaliyle evlenmez ki, içim bunaldı okurken, nereye gideceğinizin hesabını sormak kaynanaya mı düşmüş
Onlar kendilerine herşeyine karışacak her işlerini yaptırcak gelin istiyorlar, bidaha sorgularlarsa ben kiminle görüşceğimi bilirim diyin, veya hiç bilmesinler ne yaptığınızı
Bu konu daha sonra görümcem ile açıldı. O işte korumacı davranıyor, elhamlı biri zaten ama haklısın gibi şeyler söyledi. Ben de küçük biri olmadığımı tehlikeli bir şeyi hissettiğim anda neler yapacağımı bildiğimi bu konuların kv değil eşim ve benim aramda konuşulmask gerektiğini böyle bir şeyi kendi ailemden bile görmediğimden bahsettim. O kadar iç içeyiz ki ne yaptığımı bilmeme gibi bir durum malesef olmuyor.
 
ne güzel işte sormuşlar size , bu konuşmanın üstüne halaa aynı şekilde davranmaya devam etseydin emın ol ayaklarını keserlerdi , ben alışık değilim bu kadar sık görüşmeye falan deseydin , keşke
Sorma şeklinde değil yakınma şeklinde oldu. Yine bir gün kv ben görümcem yaprak mı mantı mı öyle bir şey yapmaya gitmiştik. İkisi iki taraftan yüklendiler. Kp aramanı bekliyo o da huzursuz oluyo kafaya takıyo vs.Problem mi var diye soruyorlar aslında. Orada bile ağlamamak için kendimi zor tuttum çok bunaldım sıkıldım susmaktan kısa cevaplar vermekten başka bir şey yapamadım. Eşime söylediğimde bana da yaptılar aynısı dedi. Çok fazla anlatmıyor da ona yapılan baskıları. Daha sonra laf vurmalar başlıyor. Gittiğimizde ya da geldiklerimde ooo sizi bi daha bekleriz çay içmeye gibi şeyler. Bana açık açık çok yüklenemiyorlar bu konuda. Eşime baskı yaptıklarına o kadar eminim mi. Bu sefer o arada kalıyor onlar bi yandan ben bi yandan
 
Daha sonra laf vurmalar başlıyor. Gittiğimizde ya da geldiklerimde ooo sizi bi daha bekleriz çay içmeye gibi şeyler. Bana çok yüklenemiyorlar bu konuda. Eşime baskı yaptıklarına o kadar eminim mi. Bu sefer o arada kalıyor onlar bi yandan ben bi yandan

işte sen orada vicdan yapmışsın yapmayacaktın , eşinde ne yapaım istemiyor deyip çıkacaktı işin içinden ,
ben öyle yaptın , heftasonumu onlarla geçiremem dedim , ki görümcemi çok sevmeme ragmen durması gereken yeri bilmesi gerekiyordu ve bildide ,

sen eşinin sık bogaz etme dırdır yapma bu konuda sanki onunla yalnız kaldıgın için çok mutlu gibi davran , eğlenceli vakit geçir ki , ohh yaa iyiki gitmemişiz desin , ( anladın sen onu:dondurma::halay: )
 
Bu konu daha sonra görümcem ile açıldı. O işte korumacı davranıyor, elhamlı biri zaten ama haklısın gibi şeyler söyledi. Ben de küçük biri olmadığımı tehlikeli bir şeyi hissettiğim anda neler yapacağımı bildiğimi bu konuların kv değil eşim ve benim aramda konuşulmask gerektiğini böyle bir şeyi kendi ailemden bile görmediğimden bahsettim. O kadar iç içeyiz ki ne yaptığımı bilmeme gibi bir durum malesef olmuyor.
İç içe olmamanız mesafe koymanız gerekli
Sürekli görüşürseniz iyice yüz bulacaklar daha başka şeylere de karışcaklar zamanla
 
Evlenmiş başka şehire taşınmış ailesinden uzak biri olarak şunu söyleyebilirim. Sürekli iç içe olmamak lazım. Bunu da eşiniz ayarlayabilir. Ne yapın edin çalışın, sosyal çevreniz vs. değişecek uzaklaşacaksınız. Bebek içinde bekleyin, önünüzü görün
 
uzağa evlenmek pişmanlıktır kendimden biliyorum
tek bir arkadaşın olmaz annen babana ihtiyacın olduğunda yanında olmaz eşinle tartışırsın evin içinde kafayı yersin
bilmediğin bir şehir bir de kayınvalide kayınpeder görümceler aynı şehirdeyse şenlik başlasın ömür boyu delirmece.

yani kısaca şimdiki aklım olsa giderdim annemin babamın memleketinden bi koca bulurdum koca mı yoktu piyasada :KK43: ah kafam ah....
Ah sormayın. İyi ki eşimle evlenmişim ama keşke farklı bir şehirde yaşama şansımız olsaydı. Daha yolun başındayım şu an kurabildiğim düzene göre oturacak evliliğimiz o yüzden benim de mutlu olabileceğim bir şekilde olmasını istiyorum
 
Herkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..

mutsuzsan mutsuzsundur.. mutsuzluğuna sürekli bir kılıf bulmaya çalışmana gerek yok.. şöyleler ama aslında iyiler, böyleler ama aslında bizi seviyorlar vs kısımları tamamen kendini kandırmaca..
2 seçeneğin var ya bunları kabul edip bir an önce aralarına karışacak ve eşinle huzurla yaşayacaksın, ya da eşine ve ailesine resti çekecek ve kendi istediğin hayat için çaba göstereceksin. anlaşamıyorsanız da devam etmeyeceksiniz.
basit kararları komplike hale getirmekte üzerimize yoktur ama çözümler basittir ve evet maalesef acılıdır.
bi karar verip ona göre yaşamanız gerekiyor.. aşk karın doyurmuyor maalesef acı yoldan öğrenmişsiniz..
 
Evlenmiş başka şehire taşınmış ailesinden uzak biri olarak şunu söyleyebilirim. Sürekli iç içe olmamak lazım. Bunu da eşiniz ayarlayabilir. Ne yapın edin çalışın, sosyal çevreniz vs. değişecek uzaklaşacaksınız. Bebek içinde bekleyin, önünüzü görün
İşe girdim iki ay sonra başlıyorum. Umarım biraz rahatlatır beni. Bebek konusunu her şey yerli yerine oturana kadar hiç ama hiç düşünmüyorum
 
mutsuzsan mutsuzsundur.. mutsuzluğuna sürekli bir kılıf bulmaya çalışmana gerek yok.. şöyleler ama aslında iyiler, böyleler ama aslında bizi seviyorlar vs kısımları tamamen kendini kandırmaca..
2 seçeneğin var ya bunları kabul edip bir an önce aralarına karışacak ve eşinle huzurla yaşayacaksın, ya da eşine ve ailesine resti çekecek ve kendi istediğin hayat için çaba göstereceksin. anlaşamıyorsanız da devam etmeyeceksiniz.
basit kararları komplike hale getirmekte üzerimize yoktur ama çözümler basittir ve evet maalesef acılıdır.
bi karar verip ona göre yaşamanız gerekiyor.. aşk karın doyurmuyor maalesef acı yoldan öğrenmişsiniz..
Kendi sınırlarımızı koyabilmeyi istiyorum aslında. Hafta 2-3 görüşme değil de 1 görüşme bu kadar içli dışlı olmamak için çabalayacağım. Eşimle bu yönde konuşarak anlaşmayı isterim . Ha baktım olmuyo gerekirse kavgada edeceğim. Bu şekilde de olmazsa ailesiyle ne kadar kırılacaklarını bilsem de açık açık konuşacağım. Bir şekilde bu konuyu halletmem gerekli. Bu şekilde yaşayamıyorum, artık mental olarak da kendimi sağlıklı hissetmiyorum
 
Kendi sınırlarımızı koyabilmeyi istiyorum aslında. Hafta 2-3 görüşme değil de 1 görüşme bu kadar içli dışlı olmamak için çabalayacağım. Eşimle bu yönde konuşarak anlaşmayı isterim . Ha baktım olmuyo gerekirse kavgada edeceğim. Bu şekilde de olmazsa ailesiyle ne kadar kırılacaklarını bilsem de açık açık konuşacağım. Bir şekilde bu konuyu halletmem gerekli. Bu şekilde yaşayamıyorum, artık mental olarak da kendimi sağlıklı hissetmiyorum

bence mevzu sadece sık görüşmek değil. kendine ait bir hayatın olsa, çalışsan, kendi arkadaşların olsa belki bu kadar batmayacak gidip gelmek.
yani bir erkek için neden hayat tamamen değiştirilir asla anlayamadığım için bu kadar bir değişikliğin seni çok yıpratacağına inanıyorum.
şöyle düşün en basitinden bi 40 yaşına gelip geri dönüp baktığında yaşayamadıklarına mı hayıflanacaksın yaşadıklarına mı üzüleceksin, hepsi mi?
bunları bi düşün tart derim..
 
Evliliğimiz değil ilişkimiz sorunlu başladı bunun farkındayım. Her tartışmada konu farklı bile olsa yazdıklarıma çok şaşırdığımı yakıştıramadığını dile getiriyor ve bunu atlatamıyor. Gerçekten terbiyesizlik yapmıştım bunun da farkındayım ama dediğiniz gibi bunun sürekli önüme gelmesi hiç hoş olmuyor. Şu ana kadar taraf tutması gerektiren bir konu yaşamadık, yaşarsak annesinden yana olacağını kanısındayım ben de malesef.. Ve bunun korkusuyla gelme-gitme sıkıntısını paylaşırken beni yanlış anlayabileceğinden korkuyorum. Sanki ben ailesine düşmanmışım gibi bir izlenim oluştu çünkü. Ilımlı yaklaşıyor derken her tartışmamızda konuşmamız gerektiğini konuşarak paylaşarak çözüm yolu bulmamız gerektiğinden bahsediyor. Ben ise daha çok bir patlama yaşıyorum. Tartışma sırasında kırgınlık yaşadığımızda yatağa girdiğimizde sarılıp bu şekilde aşamayacağımızdan bahsediyor, ilk adımı hep o atıyor yani. Yazlığa gitme konusunda şu an bir hafta gidip diğer hafta gitmiyoruz. Yavaş yavaş bunu daha da seyrelticez inş. 26 yaşındayım bu arada. Küçük bir kız değil de evlilik konusunda tecrübesiz biriyim. Teşekkür ederim yorumlarınız için.
Yavaş yavaş azaltın, eşini evde rahat ettirki aklı sürekli onlarda olmasın, bazen de eşini tek yolla o gitsin gelsin , her zaman kendini gitmek zorunda hissettirme , eşine baskıdan bunaldığını söylemekten çekinme, en az 2 sene çocuk yapma, bekle evliliğin otursun düzene girsin, ailesi ile ilgili bişey deme sadece bu düzenden hoşlanmadığını vurgula ...
 
Kendi sınırlarımızı koyabilmeyi istiyorum aslında. Hafta 2-3 görüşme değil de 1 görüşme bu kadar içli dışlı olmamak için çabalayacağım. Eşimle bu yönde konuşarak anlaşmayı isterim . Ha baktım olmuyo gerekirse kavgada edeceğim. Bu şekilde de olmazsa ailesiyle ne kadar kırılacaklarını bilsem de açık açık konuşacağım. Bir şekilde bu konuyu halletmem gerekli. Bu şekilde yaşayamıyorum, artık mental olarak da kendimi sağlıklı hissetmiyorum
Kendini savunmaktan korkma , ben sana çok hak verdim , leş kargası gibi çökmüşler evliliğinize, esin de sıkıntılı..
 
İşe girdim iki ay sonra başlıyorum. Umarım biraz rahatlatır beni. Bebek konusunu her şey yerli yerine oturana kadar hiç ama hiç düşünmüyorum

Ben işimle geldiğim halde çevremi kurana kadar ki 4 a sonra da patlayan pandemi sebebiyle eve tıkılarak delirecek gibi olmuştum. Aşırı sosyal bir hayattan sorumluluk dolu bir hayata. Ama emin olun geçiyor, kendi çevreniz arkadaş ortamınız oluşuyor. Pandemi süreci zaten zorlayıcı sizde birleşmiş, umarım kısa zamanda düzen oturtursunuz. Ben 2 yılda şuan kendi şehrime dönemeyecek kadar benimsedim ve alıştım.
 
bence mevzu sadece sık görüşmek değil. kendine ait bir hayatın olsa, çalışsan, kendi arkadaşların olsa belki bu kadar batmayacak gidip gelmek.
yani bir erkek için neden hayat tamamen değiştirilir asla anlayamadığım için bu kadar bir değişikliğin seni çok yıpratacağına inanıyorum.
şöyle düşün en basitinden bi 40 yaşına gelip geri dönüp baktığında yaşayamadıklarına mı hayıflanacaksın yaşadıklarına mı üzüleceksin, hepsi mi?
bunları bi düşün tart derim..
Evet resmen kendime ait bir hayatım yok. Yaşadığım hayat sanki benim değil. Rol biçmişlerde bana istemeye istemeye üstüme eğrelti duran bu roldeki rolü oynuyor gibiyim. Daha çok gencim yapmak istediğim çok şey var yaşamak istediğim hayat kesinlikle bu değil. Sanki hayatım öyle akıp gidiyor da ben izliyor gibiyim. 2 ay sonra işe başlıyorum. Pandemi biraz daha hafiflerse bir kursa gitmeyi eşimle yapmak istediğimiz şeyleri görmek istediğimiz yerleri görmeyi planlıyorum. Eşimin ailesi tabi ki görüşeceğim onlarla ilgili bir problemim yok ama sınırlamam gerekiyor bu ilişkiyi
 
Ben işimle geldiğim halde çevremi kurana kadar ki 4 a sonra da patlayan pandemi sebebiyle eve tıkılarak delirecek gibi olmuştum. Aşırı sosyal bir hayattan sorumluluk dolu bir hayata. Ama emin olun geçiyor, kendi çevreniz arkadaş ortamınız oluşuyor. Pandemi süreci zaten zorlayıcı sizde birleşmiş, umarım kısa zamanda düzen oturtursunuz. Ben 2 yılda şuan kendi şehrime dönemeyecek kadar benimsedim ve alıştım.
İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Biraz benim harekete geçmemle düzelecek inş her şey. Kendi düzenimi kurup, alışacağım.
 
3-4 aylık evliyken kp şehirdışında bi yere gitmişti. Kv bize gelmişti kalmaya ve daha öncede biz de kalmıştı. Ben de ablamla mesajlaşırken istemiyorum kızına gitsin çok konuşuyor vırvırkadın gibi şeyler yazmıştım. Şu an tam olarak ne yazdığımı neleri gördüğünü tam olarak hatırlamıyorum. Argo da yazmış olabilirim. Bu onu çok öfkelendirdi. Nasıl böyle terbiyesiz şeyler yazabiliyosun nasıl ikimizin konuşması gereken özel şeyleri rahatlıkla anlatabiliyorsun gibi şeyler söyledi. Benden hiç beklemediği bir şeydi. Bu konuda tamamen haksızım.

Peki eşiniz ablanızla olan mesajlarınızı nasıl okuma haddini kendinde bulmuş sordunuz mu. Belki özel bir şey konuşuyorsunuz, kız kıza muhabbet etmek istiyorsunuz… özel şeyleri nasıl rahatlıkla anlatabilirsin diyen adam sizin özelinizede karışmasın. Ablanızla ne konuştuğunuzdan ona neymiş. Küfür hakaret varsa ayıp etmişsiniz tabi ama eşinizde sizden habersiz ablanızla konuşmalarınızı okumamalı buda ayıp. İkinizde de hata var. Eşinize o an ki gerginlikle yazdım özür dilerim, annenin yüzüne karşı böyle bir şey asla demem. Artık bu durumdan çok rahatsızım lütfen sende beni anla burada tek desteğim sensin başka kimsem yok sen beni anlamaya çalışmazsan ben derdimi kime anlatacağım boğuluyorum artık biraz başbaşa kalalım, evimize düzenimize alışalım istiyorum. Bu böyle devam ederse iyice yüzgöz oluruz ve birbirimize olan saygımızı kaybederiz. Böyle olsun asla istemem diye konuşma yapın derim. Sınırlarınızı çizin pasif kalmayın. Sürekli iç içe olmak zorunda değilsiniz artık siz bir ailesiniz kendinize göre planlarınız olacak, düzen oturtmanız lazım
 
Son düzenleme:
Herkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
Sizi çok iyi anlıyorum. Eş ailesinin kötü niyetli olmaması mutlu olmanız için yeterli değil. Zaten ne yaparlarsa yapsınlar gün sonunda adı “iyiliğiniz için” oluyor. Evet sürekli bir arada olmak, her şeye müdahale etmeleri, her konuda bir yorum yapmaları insanı çok bunaltıyor. Ben hayatımda her şey yolundayken sırf bu sebeple terapiye gitmeyi düşünüyorum. Eşim isterse onu da götürmek istiyorum. Çünkü ben bir şeyleri bir yere kadar anlatabilirim, ben 3. gözüm eşim ise o ailenin bir ferdi. Ne kadar istesem de benim gözümle göremez hiç bir şeyi. Belki profesyonel bir bakış açısı benim anlatamadıklarımı eşime anlatır diye düşündüm. İki insan evlendikleri zaman her iki tarafında aileleriyle sürekli bir arada olmak, onların her şeye müdahale etmelerine izin vermek asla sağlıklı bir durum değil. Çünkü bu kez geriye özel hayat diye bir kavram kalmıyor. Belki siz de eşinizle profesyonel bir yardım alabilirsiniz? Ayrıca kayınvalide için söyledikleriniz ikiyüzlülük falan değil. Sevmek zorunluluğunuz yok. Belli ki saygısızlık da etmiyorsunuz. E o zaman? Eşiniz ailesini savunmaya çabalayacağına biraz da sizi anlamaya çalışsın. O sürekli sizin ailenizle bir arada olsa ne kadar huzurlu olabilirdi?
 
Peki eşiniz ablanızla olan mesajlarınızı nasıl okuma haddini kendinde bulmuş sordunuz mu. Belki özel bir şey konuşuyorsunuz, kız kıza muhabbet etmek istiyorsunuz… özel şeyleri nasıl rahatlıkla anlatabilirsin diyen adam sizin özelinizede karışmasın. Ablanızla ne konuştuğunuzdan ona neymiş. Küfür hakaret varsa ayıp etmişsiniz tabi ama eşinizde sizden habersiz ablanızla konuşmalarınızı okumamalı buda ayıp. İkinizde de hata var. Eşinize o an ki gerginlikle yazdım özür dilerim, annenin yüzüne karşı böyle bir şey asla demem. Artık bu durumdan çok rahatsızım lütfen sende beni anla burada tek desteğim sensin başka kimsem yok sen beni anlamaya çalışmazsan ben derdimi kime anlatacağım boğuluyorum artık biraz başbaşa kalalım, evimize düzenimize alışalım istiyorum. Bu böyle devam ederse iyice yüzgöz oluruz ve birbirimize olan saygımızı kaybederiz. Böyle olsun asla istemem diye konuşma yapın derim. Sınırlarınızı çizin pasif kalmayın. Sürekli iç içe olmak zorunda değilsiniz artık siz bir ailesiniz kendinize göre planlarınız olacak, düzen oturtmanız lazım
Bunu da söyledim evet ben bir terbiyesizlik yaptım ama senin yaptığın da terbiyesizlik diye. Telefonum sehpanın üzerindeyken bildirim gelmiş annemin adını görünce gözüm takıldı yazılanları görünce de daha fazlasını okudum falan dedi. Bir daha böyle bir şey yapmayacağına söz verdi. Söylediklerinizi uygulayalacağım çok sağolun
 
Sizi çok iyi anlıyorum. Eş ailesinin kötü niyetli olmaması mutlu olmanız için yeterli değil. Zaten ne yaparlarsa yapsınlar gün sonunda adı “iyiliğiniz için” oluyor. Evet sürekli bir arada olmak, her şeye müdahale etmeleri, her konuda bir yorum yapmaları insanı çok bunaltıyor. Ben hayatımda her şey yolundayken sırf bu sebeple terapiye gitmeyi düşünüyorum. Eşim isterse onu da götürmek istiyorum. Çünkü ben bir şeyleri bir yere kadar anlatabilirim, ben 3. gözüm eşim ise o ailenin bir ferdi. Ne kadar istesem de benim gözümle göremez hiç bir şeyi. Belki profesyonel bir bakış açısı benim anlatamadıklarımı eşime anlatır diye düşündüm. İki insan evlendikleri zaman her iki tarafında aileleriyle sürekli bir arada olmak, onların her şeye müdahale etmelerine izin vermek asla sağlıklı bir durum değil. Çünkü bu kez geriye özel hayat diye bir kavram kalmıyor. Belki siz de eşinizle profesyonel bir yardım alabilirsiniz? Ayrıca kayınvalide için söyledikleriniz ikiyüzlülük falan değil. Sevmek zorunluluğunuz yok. Belli ki saygısızlık da etmiyorsunuz. E o zaman? Eşiniz ailesini savunmaya çabalayacağına biraz da sizi anlamaya çalışsın. O sürekli sizin ailenizle bir arada olsa ne kadar huzurlu olabilirdi?
Ben devlet hastanesinde psikyatra gittim. 10 15 dk sonra elimde antidepresan reçetesiyle kendimi kapıda buldum. Almadım ilacı kullanmadım da. Eşime çift terapistine gitmeyi önerdim. Ben bazı şeyleri hala seninle bile paylaşamıyorum başkasına anlatabilir miyim bilmiyorum ama istersen gidelim dedi.
 
Back