Evliliğe, yeni bir şehre alışamama

Seni çok iyi anlıyorum ben de 22 senedir yaşadığım İstanbul'dan Karadeniz'in küçük bir şehrine geldim. Eşimin ailesi 6 ay köyde kalıyor 6 ay Bursa'da kalıyorlar. Geçenlerde köye gittik bekar kaynım da gelmişti. Eşim lavaboya girdi benden önce ayıptır söylemesi biraz kokmuş 😅 ben de bahçeye çalışmaya gideceğiz diye hemen arkasından girdim. Köy tuvaleti küçücük bir şey. Ben çıkarken kayınvalidem gördü. Neyse biz eşimle bahçeye gittik. Evin yakınlarına doğru geldik sonra. Kayınvalidem içerde kaynıma Ayşe sıçtı Ayşe sıçtı diyor 😏😏😏 o an eşimle baktık birbirimize Ayşe sıçtı diyor dedim, seslendi annesine, annesi fırladı hemen napıyosunuz falan konuşmaya çalışıyor. Eşime sonradan konuşup anlatmasını söyledim. Kayınvalidem diyor ki kızım sen yanlış anladın, ben Ayşe çıktı dedim. Çıktı ve sıçtı birbirine benziyor zaten 😣😣 saygısızlık olmasın diye alttan alıyorum, hareketlerine söylediklerine takılmamaya çalışıyorum ama ben böyle yaptıkça iyice aptal yerine koymaya başladı 😏 Daha yaptığı birkaç şey daha var ama bu kadar rahat yalan söylemesi, çok konuşması, her şeye karışması, sürekli dedikodu yapması beni çok soğuttu. Geçen komşularının oğlunun nikahına gittik. Bu kız gelinin arkadaşı mı çingeneye benzemiş dedi, kız duymuş mudur diye o kadar utandım ki. Gelin papatyadan buket yaptırmış onları bahçeden mi topladınız diyor kızın yüzü düştü yoo çiçekçide yaptırdık dedi. Komşularının evine gittik nikahtan sonra kadın sarma yapmış, Sarman güzel olmamış benim sardığım gibi değil diyor. Ben de tüm bunlardan dolayı ona artık yakınlık duyamıyorum bir arada bulunmayı hiç istemiyorum 😏
Sabah sabah aşırı güldüm kayınvalidenin dediğine 😀😀😃 Allah yardımcın olsun bacım zor valla ama en azından eşin farkında herşeyin
 
Sizin ki evliliğe alışamamak değil ki. Keşke baştan konuşsaydınız, öyle bir yerde mutlu olamayacağınız çok açık. Ben dediğiniz gibi bir ortamda 3-4 gün duruyorum kendimi inanılmaz kötü hissediyorum, benim eşim de İstanbullu değil ben olmasam kendi şehrine dönecekti, kendimi bildiğim için çok severek evlensem bile en başında konuşmuştum, ben orda asla mutlu olamam , yıllar sonra bana buradan oraya yerleşelim diye bir teklifle gelme, öyle bir durumda yalnız gidersin demiştim.
1 sene zorunlu görevle dediğiniz gibi yerde çalıştım da hiç öyle aaa şehire yobaz demeyin demekle olmuyor o işler. Kendilerinden olmayan kimseyi benimseyen insanlarla, ayrımcılığı , siyasi, dini baskıyı dibine kadar yaşıyorsunuz.
 
Şu yazdıklarınız aslında evlilik için ciddi sorunlar. Evliliginizin sorunlu başladığının farkında bile değilsiniz. Sürekli eşinizi ve ailesini "aslında iyi insanlar" diye aklamaya çalışırken asıl amacinızın kendinizii buna ikna etmeye çalışmak olduğunu hissettim ben.

Eşiniz sizin arkanizda duracak basirete ve duruşa sahip olsaydı istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda hissetmezdiniz. Zorunluluklarla başladığınız bu yeni hayata nasıl alısabilirsiniz ki zaten?



Bundan sonra da her tartışmanızda gündem olacak.

Her tartismada bunu gündem yapması olgun bir davranış mı sizce? Geçinmeye niyeti olan bir insan bu sekilde mi yaklaşmalı olaya?


Eşinizin bu tavrından anlıyoruz ki annesi ile sizinn aranızda çıkacak bi ihtilaf durumunda eşiniz sebep ve sonuçları göz ardı edip daima annesinden yana olacak. Çok büyük geçmiş olsun.


Her tartışmanızda sizin hatanızı yüzünüze vurarak ılımlı yaklaştığını mı düşünüyorsunuz.

Sizin yaşınız küçük bence. Bu konunun ve bu konunun içindeki yorumlarınız ancak 27 den küçük bir kiza ait olabilir.

Zira ben eşinizin ılımlı bir tarafını göremedim.

Arzu ederseniz her haftasonu yazlığa gitmeyi reddetmeye kalkışın da o zaman bi bakalım ne kadar ılımlıymış eşiniz ?
Evliliğimiz değil ilişkimiz sorunlu başladı bunun farkındayım. Her tartışmada konu farklı bile olsa yazdıklarıma çok şaşırdığımı yakıştıramadığını dile getiriyor ve bunu atlatamıyor. Gerçekten terbiyesizlik yapmıştım bunun da farkındayım ama dediğiniz gibi bunun sürekli önüme gelmesi hiç hoş olmuyor. Şu ana kadar taraf tutması gerektiren bir konu yaşamadık, yaşarsak annesinden yana olacağını kanısındayım ben de malesef.. Ve bunun korkusuyla gelme-gitme sıkıntısını paylaşırken beni yanlış anlayabileceğinden korkuyorum. Sanki ben ailesine düşmanmışım gibi bir izlenim oluştu çünkü. Ilımlı yaklaşıyor derken her tartışmamızda konuşmamız gerektiğini konuşarak paylaşarak çözüm yolu bulmamız gerektiğinden bahsediyor. Ben ise daha çok bir patlama yaşıyorum. Tartışma sırasında kırgınlık yaşadığımızda yatağa girdiğimizde sarılıp bu şekilde aşamayacağımızdan bahsediyor, ilk adımı hep o atıyor yani. Yazlığa gitme konusunda şu an bir hafta gidip diğer hafta gitmiyoruz. Yavaş yavaş bunu daha da seyrelticez inş. 26 yaşındayım bu arada. Küçük bir kız değil de evlilik konusunda tecrübesiz biriyim. Teşekkür ederim yorumlarınız için.
 
Ailenizi özlemişsiniz gelin yanlarına biraz onlarla vakit geçirin arkadaşlarınızı da görmüş olursunuz iyi gelir size
3 hafta önce ailemin yanındaydık, geçen hafta da en yakın arkadaşım bize gelmişti. Gerçekten tüm bunlardan uzaklaşmak iyi geliyor. Tüm hayatımın bunlar olmadığını bilmek iyi geliyor.
 
Farkındaysanız orta yolu bulmak adına fedakarlık yapan hatta kendinden ödün veren hep siz olmuşsunuz.

eşinizin herhangi bir huyunu, düşüncesini törpülediğini okuduğumu hatırlamıyorum.

sorun da burada. size hiç uygun olmayan bir hayatı kabul etmek fedakarlık yapmak veya alttan almak değildir, bu bildiğin kendinden ödün verip karşındaki insanın size biçtiği hayatı ve rolü yaşamaktır.

siz istediğiniz hayatı değil, sizin için uygun görülen bir hayatı yaşıyorsunuz. Üzgünüm. En başından bu kadar taviz vererek yapmışsınız hatayı.
Aynen söyledikleriniz gibi hissediyorum ben de. Sanki kendi hayatımı yaşıyor gibi değilim.
 
Evlilik zaten başlı başına zor bir olayken sizinki 2-3 kat zor hale gelmiş. Evet yeni evli olmak, yeni bir şehre alışmak zordur; ama sizin durumunuzda mutlu olmayı beklemek biraz hayalcilik, kusura bakmayın. Eşinizin ailesinin kendine ait bir düzenleri var ve doğal olarak bunu sürdürüyorlar. Sizin yaşam tarzınız ve hayattan beklentileriniz ise bambaşka. Hele şu sarma ve yufka olayı içime fenalık getirdi. İnş bir orta yol bulursunuz.
Umarım buluruz, teşekkür ederim
 
Bunu bem de yasadim ama bilerek kabul ettik .O yuzden bunu sorun ilarak esinize yansitmak ne kadar doğru. Uzaklik ve aile ozlemi hakkinda konusuyirum yanlis anlamayın. Ben gurbette tek başıma kaldim kimsem yoktu ve zor surecti malesed tedavi gördüm. Inanin kimsenin olmamasi daha da kötü duvarlara bakip konusmak.Bayram bilmemek.Ben bebegim oldugunda rahatlamistim.Ikilemde kalursaniz yapamazsiniz.Bir de ben ailemle gunluk goruntulu konuşuyordum iyi geliyordu.Calisma imkaniniz varsa calisabilir ya da evden is yapabilur hobi olarak bunlar da faydali olabilir.Yibaz konusuna gelince anlattiklarinizdan o insanlarin yobaz olmadiklarini dusunuyorum.Kiyafet olarak kapalı insanlara yobaz degil mutahasip deniliyor.
Günde 3-4 defa görüntülü konuşuyoruz. Bayağı bir iş aradım üniversiteden sonra hiç ara vermeden 5 yıldır çalışıyordum. Bu da beni etkiledi tabii. Çok şükür bir iş buldum eylül ayında işe başlayacağım. Yobaz kelimesi belki yalnış bir kelimeydi bilemiyorum şu an. Kapalı kıyafet değildi kastım. Benim ailem de muhafazakar bir aile. Her türlü dini, siyasi, hayat görüşüne saygım var. Bunlar kişisel şeylerdir. Ama kendi görüşlerini zorla size kabul ettirmeye, size saygısı olmayan, tek düzelilik olmaktan bahsetmeye çalıştım.
 
Herkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
İlk evlendiğim zamanlar bende böyleydim kafayı yicek gibi oluyordum sizi o kadar iyi anlıyorum ki. Bende bekarken çok sosyaldım aynı şehirdeyim ailemle ama eşimin ailesi dibimde. Sürekli birlikte olma yemeğe çağırma heryere birlikte gitme izin günlerimde rahat bırakmama dediğiniz gibi yanımda olma diye adlandırdıkları durumla psikolojimi bozdular. Ben diremdim ama sessiz kalmadım susmadım eşimle kavga ettim yılmadım. Alıştığı bi düzen vardı eşimin evli kardeşine gidip kayınçosula takılmak. Yeter bu ne surekli Allah aşkına evime gitmek istiyorum dedim. Sürekli ailesine gidnce bunaldım bak bizimde evimiz var dedim. Heryere birlikte gidnce biz neden tek başımıza gidemiyoruz dedim susmadım susmayacağım. Meyvelerini topluyorum. Haftada 1 ya da 2 dir görüşme. İzin günlerimde rahatsız edemez kimse. Haftasonlarıda yatıcam valla kaldıramaz kimse beni gidiceksekte kalkarız geç olmadan diyorum. İnsan yeni evlenince aklı duruyor susuyor kendini yiyor ağlıyor bende çok ağladım. Eşinize sarılıp ağlamak yerine bu duzeni kırıp kendi düzenine alıştırmaya çalışın lütfen ilerde bu böyle sürüp gider. Bi de gittiğiz bi yere yorum yapmışlar ne münasebet canım. Banada bi kere kaynanam o çamaşırlar kim asıyor öyle komşular dedikodu yapar dedi. Herkesin çamaşırı kendine dedim. Susmayın yani kimse size yorum yapamasın.
 
Daha çok yeni evlisiniz üstelik bambaşka bi r düzen ve gurbetlik hissettikleriniz çok normal ama neyseki eşiniz ve ailesi iyi insanlarmış.Anladığım kadarıyla eşinizlede aranız iyi ..ama zamanla belki 3-5 sene sonra herşey daha düzene girecek ve aile olacaksınız eşiniz evine alışacak ve belki çocuğunuzda olunca herşey daha iyi olacağımı düşünüyorum çünkü problemli insanlar yok hayatınızda .. bizde böyleydik eşim ve ailesi çok iyiler ama haftanın 4-5 günü oradaydık ama şimdi 6. Yılımız oğlum 4 yaşında eşim evine alıştı şimdi haftada bir gidiyoruz ben çalışıyorum istesekte gidemeyiz hayat telaşesi bizi de sardı ☺️Şimdi bu farklı yaşamı en az enkazla atlatmalısınız işe girmeyi düşünüyor musunu?yada bir kurs ..eşinle gezmeye filan çıkın ertele tatlı bir dille haftanın 5 gününü 4 güne derken 3 güne bişeyler bulun indirin oraya gideceğiniz günleri gittiğinizdede anın tadını çıkarın bi şeyler öğrenmeye çalışın yufka açmak vs ☺️Moral bozulmasında önemli olan o
 
Sorununuzu doğru tanımladığınıza emin misiniz?

Başlığı okuyunca "evli olmaya, ev işine alışamadım, bu şehirde çok sıkılıyorum" falan okuyacağım sandım.

Sizin olayınız başka bir şey. Tam anlamıyla "gelin alınmışsınız". Yani adamın ve ailesinin süregelen düzeninin içinde, sofraya sizin için de bir tabak konmuş gibi bir şey anladım durumunuzu. Üstelik eşiniz kendi işini yapacakmış, yani tamamen kurulu ve yerleşik bir düzen kuruyorsunuz, taşınmak zor bir ihtimal.

Her hafta sonu gitmek nedir, kusura bakmayın "eşim de bunaldı, sıkılıyor" falan diyorsunuz ama bence kesinlikle bunalmıyor çünkü kendisinin de normali bu. Hadi sizin için sürprizdi bu yaşantı, kendisi her şeyi bilerek getirdi sizi bu düzenin içine. Olacakları tahmin edememiştir derseniz çok safsınız diyebilirim sadece. Kendisi çok rahatsız olsa hiç dönmez, kurmaya çalıştığı işi İstanbul'da da deneyebilirdi. Hatta "yağmur bizim oralarda yapamaz, mutlu olmaz" deyip ona göre bir şeyler yapardı.

Bana büyük taklaya gelmişsiniz gibi geldi. Yerinizde olsam çocuk sahibi olmayı uzunca bir süre ertelerdim. Geçmiş olsun.
İlk aylarda ev sorumluluğuna da alışamadım tabi ki. Diğer sorunlar olunca çok da şey yapmadım/yapamadım. İlişkimizin ikinci haftasında beni karşısına alıp buraya sadece okul için geldiğini asla burada kalmayacağını geri döneceğini bunu bilmemi ona göre karar vermemi istedi. Eşimin bunalma sebebi ailesinin çok fazla mudahil olması. İkimizin karar verdiği paylaştığı şeylere yorum yapmaları. Onları kırmadan bundan nasıl vazgeçireceğimi bilmiyorum diyor. Birlikte olmaktan rahatsız olduğunu ben de sanmıyorum, ben buraya gelmeden öncede düzenleri bu şekildeydi. Kendi anne babası ablası. Benim rahat edemeyişim haliyle onu da etkiliyor. Aşırıya kaçıldığını o da söylüyor. Ben böyle ruhsal sorunlar yaşarken evliliğimizi oturtamamışken çocuk aklımdan bile geçmiyor. Teşekkür ederim yorumlarınız için
 
Seni çok iyi anlıyorum ben de 22 senedir yaşadığım İstanbul'dan Karadeniz'in küçük bir şehrine geldim. Eşimin ailesi 6 ay köyde kalıyor 6 ay Bursa'da kalıyorlar. Geçenlerde köye gittik bekar kaynım da gelmişti. Eşim lavaboya girdi benden önce ayıptır söylemesi biraz kokmuş 😅 ben de bahçeye çalışmaya gideceğiz diye hemen arkasından girdim. Köy tuvaleti küçücük bir şey. Ben çıkarken kayınvalidem gördü. Neyse biz eşimle bahçeye gittik. Evin yakınlarına doğru geldik sonra. Kayınvalidem içerde kaynıma Ayşe sıçtı Ayşe sıçtı diyor 😏😏😏 o an eşimle baktık birbirimize Ayşe sıçtı diyor dedim, seslendi annesine, annesi fırladı hemen napıyosunuz falan konuşmaya çalışıyor. Eşime sonradan konuşup anlatmasını söyledim. Kayınvalidem diyor ki kızım sen yanlış anladın, ben Ayşe çıktı dedim. Çıktı ve sıçtı birbirine benziyor zaten 😣😣 saygısızlık olmasın diye alttan alıyorum, hareketlerine söylediklerine takılmamaya çalışıyorum ama ben böyle yaptıkça iyice aptal yerine koymaya başladı 😏 Daha yaptığı birkaç şey daha var ama bu kadar rahat yalan söylemesi, çok konuşması, her şeye karışması, sürekli dedikodu yapması beni çok soğuttu. Geçen komşularının oğlunun nikahına gittik. Bu kız gelinin arkadaşı mı çingeneye benzemiş dedi, kız duymuş mudur diye o kadar utandım ki. Gelin papatyadan buket yaptırmış onları bahçeden mi topladınız diyor kızın yüzü düştü yoo çiçekçide yaptırdık dedi. Komşularının evine gittik nikahtan sonra kadın sarma yapmış, Sarman güzel olmamış benim sardığım gibi değil diyor. Ben de tüm bunlardan dolayı ona artık yakınlık duyamıyorum bir arada bulunmayı hiç istemiyorum 😏
Oooo sizin ki bambaşka bir boyutmuş. Sınır koymayı bilmek gerekiyor gerçekten 😌
 
1. Bakış açınızın/Hayat tarzınızı uymadığı bir birliktelik dahilindesiniz. Ama bunu bilerek evlenmişsiniz

2. Bir şehir yobaz olmaz.

3. Onlar senden kendi yaptıkları gelinliği bekliyorlar, yalnız bırakmamak değil görgüsü göreneği o. Akrabalarla oturmak. Neden çünkü başka sosyal hayatları yok. E sizin de olmayınca dahil ediyorlar. Demek ki kendinize bir meşguliyet elde ederseniz meşgulüm diyebilirsiniz.

4. Evliliğin ilk yılı zaten alışma sürecidir. Bu alışma sürecinde bir takım sorunlar aşılır yada dibine batılır. Eşinizle konuşun akrabalara, her hafta sonu yazlığa vs ayırmak yerine birlikte başbaşa vakit geçirme isteğinizi söyleyin. Eşinize abes gelen bir durum yoktur annesinden, akrabalarından gördüğü bu olunca garipsemez. Evlendik bizde öyle akraba oturması vs yok. Eşim tarafı çok oturur kalkar dedim yok gidemem o kadar sık işim gücüm hayatım uykum var, kocam var diye her gün gidemem öyle ki biz çok yakın oturuyoruz 1 yıldan sonra oturmaya başladı düzenimiz :KK70:
Teşekkür ederim yorumlarınız için. Umarım biz de düzenimizi oturturuz
 
Ben de başka bi şehire taşındım evlendiğimde ama ben çalışıyordum kendime ait bi çevrem olmaya başlamıştı, eşim ve onun ailesinden bağımsız. Diğer türlü tamamen eş ailesinin uydusu gibi oluyor insan. Bence en büyük hatalardan biri bu kendini o aileye ve eşin insafına bırakmak ben acilen iş bulun ve eş ailesiyle aranıza mesafe koyun diyorum. Umarım eş ailesinin imkanlarıyla açılmamıştır o işyeri yoksa çok zorlanırsınız çok.
 
ilk evlendiğim aylarda cumartesi pazar sabahın erken saatinde , yada öğle olmadan birbirlerine gidip akşama kadar oturuyorlardı , benı 1 aradılar dışarıdayım dedim , 2 aradılar annemdeyim dedim 3 aradılar sana gelecez evdeysen dediler ,
şimdi çıktık sahile gidiyoruz dedim veeee böylece haftasonu saçma sapan oturmalarından kurtuldum ,

hefataiçi çalışıp haftasonu evden hiç çıkmadna işe giderdi , biz bekarken hiç evde durmazdık ,

15 sene oldu eşimde alıştı şimdi hiç işimiz yoksa bile sahile yürüşe çıkıyoruz genede çıkıyoruz yanii,

senın hatan ilk başlarda belki hoşuna gitti onlarla vakit geçrimek ama abarmışsın , çalışmıyorsan kendine bir meşgale bul ,
ve işim var demeyi ögren , eşinde çok istiyorsa kendi git
ilk evlendiğim aylarda cumartesi pazar sabahın erken saatinde , yada öğle olmadan birbirlerine gidip akşama kadar oturuyorlardı , benı 1 aradılar dışarıdayım dedim , 2 aradılar annemdeyim dedim 3 aradılar sana gelecez evdeysen dediler ,
şimdi çıktık sahile gidiyoruz dedim veeee böylece haftasonu saçma sapan oturmalarından kurtuldum ,

hefataiçi çalışıp haftasonu evden hiç çıkmadna işe giderdi , biz bekarken hiç evde durmazdık ,

15 sene oldu eşimde alıştı şimdi hiç işimiz yoksa bile sahile yürüşe çıkıyoruz genede çıkıyoruz yanii,

senın hatan ilk başlarda belki hoşuna gitti onlarla vakit geçrimek ama abarmışsın , çalışmıyorsan kendine bir meşgale bul ,
ve işim var demeyi ögren , eşinde çok istiyorsa kendi gitsin
Yok hoşuma gitmek değil de eşimin ailesi olduğu için gidiş geliş olacak onlar da bizim mutluluğumuz için uğraşıyorlar hevesliler gibi düşündüm. Daha sonra bunun önünü alamadım. Çekirdek aile değil eşimin amcaları kuzenleri hep bu şekildeler. Dediğinizi ben de yaptım bugün hastaneye gideceğim, bugün müsait değilim gibi. Görüşmelerimizin haricinde hemen hemen her gün aramamı bekliyorlar bunu hiçbir zaman yapmadım haftada 1-2 aradım. Ben böyle olunca onlarda kendilerini geri çektiler. Fakat daha sonra bizi karşılarına alıp bir sıkıntınız mı var bize anlatamadığınız , biz kötü bir şey istemiyoruz ki bilmeden kıracak bir şey mi yaptık canımızı size veririz vs gibi bir konuşma geçti. Yani anlamıyorlar tüm hayatları çevrelerindeki herkes böyle yaşıyor
 
ya okurken tuhafıma da gitti, sanki apayrı bir kabileyi inceliyormuşsunuz gibi yazmışsınız, güldüm de biraz.
Demek ki size bu kadar farklı geliyorlar.
bana zaten çok garip geliyor "gelin gitmek"; başka bir şehre tamamen "eş"inin hayatının içine, kendi hayatından hiçbir şey götüremeden girivermek...
Bilmiyorum biraz cesaret de değil tamamen gözü kararmak olabilir.
Hiç bu kadar gözüm kararmadı sanırım toz pembe bakamadım hayata, o nedenle anlamakta zorlanıyorum bu şekilde evlenenleri.

Kendinizi ifade etme tarzınızdan gayet akıllı bir kadın olduğunuzu anlıyorum keşke evlenmeden önce şartlarınızı biraz sorgulasaydınız. Çünkü ya ne olacağıdı.. :KK43:

yani ben de böyle düşünüyorum
mesela bir işe girerken bile yol uzun o kadar yolu nasıl gidip gelirim diye düşünüyorum ben. İnsan hiç düşünmez mi bundan sonra nasıl yaşayacağım ne yapacağım ben diye? Gerçekten inanın garip geliyor. Sizi eleştirmiyorum da bir yandan da hani ne bekliyordunuz da demek istiyorum.
 
Daha çok yeni evlisiniz üstelik bambaşka bi r düzen ve gurbetlik hissettikleriniz çok normal ama neyseki eşiniz ve ailesi iyi insanlarmış.Anladığım kadarıyla eşinizlede aranız iyi ..ama zamanla belki 3-5 sene sonra herşey daha düzene girecek ve aile olacaksınız eşiniz evine alışacak ve belki çocuğunuzda olunca herşey daha iyi olacağımı düşünüyorum çünkü problemli insanlar yok hayatınızda .. bizde böyleydik eşim ve ailesi çok iyiler ama haftanın 4-5 günü oradaydık ama şimdi 6. Yılımız oğlum 4 yaşında eşim evine alıştı şimdi haftada bir gidiyoruz ben çalışıyorum istesekte gidemeyiz hayat telaşesi bizi de sardı ☺️Şimdi bu farklı yaşamı en az enkazla atlatmalısınız işe girmeyi düşünüyor musunu?yada bir kurs ..eşinle gezmeye filan çıkın ertele tatlı bir dille haftanın 5 gününü 4 güne derken 3 güne bişeyler bulun indirin oraya gideceğiniz günleri gittiğinizdede anın tadını çıkarın bi şeyler öğrenmeye çalışın yufka açmak vs ☺️Moral bozulmasında önemli olan o
Sizim adınıza çok sevindim. Eşimin ablası da evli 2 tane çocuğu var inanın 2 günde bir birlikteler, ramazanlarda tamamen kv evinde kalıyorlar. Yazlığı en çok onlar isteyip aldırdılar. Hep birlikte olmaktan ailecek gerçekten zevk alıyorlar. Kendi aileleri hariç eşimin amcası, gelinleri onlarda bu düzen de yaşıyorlar. İşe girdim beni çok rahatlatacağını düşünüyorum.
 
Yobaz bir şehir derken? Bu tabirinizi hiç beğenmedim. Ayrıca eşin ve ailesi çok iyiymiş, fakat yaşadığın şehirden ziyade evlilik bekar hayatı gibi zaten olamaz. Sorumlulukların oluyor, mesela eşin işten eve dönmeden yemek hazırlamak gibi, temizlik gibi, aile ilişkilerini iyi tutmaya çalışmak gibi.... Malesef bırakın ben sadece eşimle yiyip içip gezeyim gibi, her istediğimi yapayım gibi bir hayat söz konusu olmuyor çoğu evlilikte. Önce kendi sınırlarınızı saygı çerçevesinde çizmelisiniz, tabi bunun için eşinde sana destek olmalı aksi takdirde

Ya bu düzene alışacaksın yada burada yapamıyorum diyip eşinin eşinin tepkisine göre yolunu çizeceksin. Bu hayatı ne kendine, ne eşine, ne de kv ve kp gibi yaşını almış insanlara zehir etmene gerek yok.
Yok zaten bekar hayatı gibi olmayacağını biliyorum. Gezmek, tozmak istediğimi istediğim an yapmak gibi bir derdim yok. Ailesiyle olan ilişkimizi sınır koymamız gerekiyor dediğiniz gibi. Kv,kv bu zamana kadar asla bir saygısızlığım olmadı kalplerini kırmak isteyeceğim en son şey olur. Kendi mutsuzluğumla eşimi de mutsuz bir hayata sürüklemeyi ben de istemem
 
Back