Eşimle nasıl bu hale geldik?

Bizde eşimle çok yıprattık ilişkimizi , yani geriyr bakıp döndüğüöde keşke yapmasaydım dediğim çok şey var...
ama insanın gerçektwn sevebileceği güvenebilwveği bir insank bulması çok zor...
Hele de iyi bir baba ise...
Umarım toparlarsınız ama sihirli değnek bekleme biraz zaman ver...
Umarım biz de sizde toparlarsınız. Allah kimsenin yuvasına zeval vermesin.
 
Psikologumda buna benzer bir şey söyledi. Anne ve babamı kendime rol model seçmişim ve beynimin bir yerlerinde hep onlarin ki gibi bir evliliğimin olacağı eninde sonunda boşanacagımı şartlamışım. Babam olan öfkem annemi aldatması eşime yansımış. Aslında karşımdaki eşim değil babam ve ben ben değilim annem. Yani bir nevi bizi ailemizi onlara bağdaştırıp işleri çıkmaza sokuyormuşum. Bunu nasıl aşacağımı zamanla terapilerle başa çıkabilecegimi söyledi. Evet olumlu gelişmeler var inşallah daha da güzel olur herşey ikimiz içinde.

Benim size bir tavsiyem: kendinizi bir kac gün gözlemleyin ve ne zaman sinirlendiğinizi ve saldirdiginizi not edin. Bunun terapide yardımcı olacağını düşünüyorum, çünkü sizi neler tetiklediği daha net çıkıyor. Benimle mesela çocukluğumda çok dalga geçerlerdi aile içinde. Bazen eşim küçük bir şaka yapıyım dese acayip sinirleniyordum, alınıyordum. Halbuki onunki altı üstü şaka. Ama eskiden kalan o mahcubiyet ve utanma duygusu o anlarda hemen ortaya fırlardı. Bende ona göre hemen karşı atağa (tıpkı çocukluğumda gibi) geçerdim, halbuki eşim saldirmamisti. Insallah en kısa zamanda terapinin faydalarını görürsünüz. Esinizden de utanmayin. Kötü Çocuklugunuz sizin suçunuz değil
 
2 aydır terapi alıyorum minicikde olsa yol kat ettik mesela artık en azından en ufak şeyde bagırmıyorum. Sessizce laf sokuşturuyorum. Işte tüm bu saçma huyları arkamda bırakmak ve eşimle eski günlere dönmek istiyorum.
Ne güzel daim olsun inşallah peki doktor lohusalık depresyonuyla ilgili bisey demedi mi 🤔
 
Bebeğim yeni doğduğunda benim de sizin kadar olmasa da eşime bir tahammulsuzlugum oldu. Her şeye ağlayan, trip atan biri olmuştum. Ama sonra insanın başına daha büyük bir şey gelince dank ediyor.

Sizi o yüzden anlamaya çalışıyorum ama sizinki biraz fazla uzamış, sevgisi hiç bitmez, benim kahrımı hep çeker diye düşünmüşsünüz. Ama sonuçta o da bir insan ve onun da duyguları var.

Hatanızı anlayıp terapiye de başlamışsınız. Şimdiden sonra düzelmek sizin elinizde. Bir de bu yatak ayırma olayı bana göre eşleri soğutuyor birbirinden, buna çözüm bulmakta fayda var.
 
Anlayabiliyorum, benzer bir durumu çocuk sonrası ilk bir-bir buçuk sene boyunca yoğun yaşadım. Eşimin her şeyi batıyordu, her söylediği canımı sıkıyordu resmen kavgaya yer arar hale gelmiştim. Adam kötü bir şey söylemese de alınıyor, belki uykusuzluktan belki bebekli hayata alışmakta zorlandığımdan, hırsımı eşimden çıkarıyordum. Oysa bir o kadar da sorumluluklarının bilincinde, ev işleri ve bebek bakımını üzerime yıkmayan paylaşımcı biriydi. Ama dediğim gibi, batardı bana, o rahat uyuduğunda, bebeğim ille de beni tutturdukça uyuyan adamı da uyandırırdım "Kalk, ben uyumuyorum uyuma sen de, su getir, bez ver, mama ısıt" vb. illa uyandırırdım yani. Yine de gık demezdi.

Tabi bir süre sonra benim hareketlerim kabak tadı vermeye başladı; gerçi eşimin de kabahatli olduğu durumlar yok değildi, ama şimdi şimdi anlıyorum, yüzdeye vuracak olursam %70 ben hatalıydım. Elbette eşim de kendini geri çekmek durumunda kaldı o sıra. Neye sinirlensem, eşimden çıkardığım bir dönemdi. Ya hormonlar yüzünden, ya işte dediğim gibi bebekli hayat içinde yorulup bitap düştüğümden (Oğlum kolikti ve ağlama nöbetine çok sık girerdi, susturamazdık; ağlamaktan morarırdı, kendini sıkmaktan kabız olurdu vb. hastaneye git gel, gece-gündüz aralıksız sürekli ağlama sesine maruz kal, ne çay kahve içebil, ne adam akıllı yemek yiyip sçabil, kene gibi yapışık, ağlak bir bir buçuk sene geçirdik bebeğimle), eşim benim stres topum haline gelmişti işte özetle.

Önce karşılıklı atışmalar, sonra tartışma ve büyüyen kavgalar, ardından bozulan cinsel hayat... Sanırım rahat bi 6-7 ayı iletişimsiz, birbirimizden uzak yaşadık tam da bilemeyeceğim. Baya baya koptuğumuz bir dönemi yaşadık yani.
Sonra nasıl toparlandı, ben ağlama uluma seslerine kendimi kasmaları bıraktım, bi rahatlık geldi... Öyle de olmuyor böyle de olmuyor, karnı tok sırtı pek, ağlayası var ağlasın'a bağladım bir noktadan sonra (Psikolojik destek de aldım bunun için), bebek konusunda kendimi rahat bıraktıkça, bebeğim de düzene girmeye başladı; sonra oğlumla ilgilenirken anne-baba rollerimiz üzerinden yine bir araya gelmeye başladık. Cinsellik de kendiliğinden düzeldi vb.

Bebeğinizle uğraşırken kendinizi kasmayın, farkında olmadan strese sokmayın tüm hayatınızı etkiliyor. Olduğu kadar oluversin, yediği kadar yesin, uyuduğu kadar uyusun, ne bileyim alın yanınıza emerken birlikte uyuyun uykunuzdan vermeyin, relaks... Siz ve bebeğiniz birbirinizi ne kadar az yorarsanız o kadar düzenli gidiyor. Yoksa o stres ailedeki herkese bulaşıyor, kabak da babaların başına patlıyor. Biraz bırakıverin, her şey mükemmel olmasın... Sonra güzelce bi oturun konuşun, özrünüzü dileyin, tatlı tatlı sokulun öpün, gönlünüzden geçtiği gibi bir hediye yapın dilerseniz (Ben eşime, 3ümüzün fotoğraflarından oluşan bir aile albümü hazırlayıp hediye etmiştim, fotoğraflar, seni seviyorum-benim gibi zor biri ile baş edebildiğin için teşekkür ederim notları vb), sarılın kucaklaşın ve sıfırdan, bugünden başlayalım; bazen delirirsem de beni hoşgör, ben de alışmaya yeni halimi anlamaya çalışıyorum, seni çok seviyorum filan deyin. Toparlanamaz şeyler değil bunlar, farkındasınız ve adım atmaya hazırsınız; bu iyi bir şey.
 
yani ne denebilir ki... farkındasınız.

sadece şunu söyleyeyim, birinin sizi bir daha olmayacak, çabalayacağım diye ikna edip edip, hayal kırıklığına uğratması çok yıkıcı bir durum.
adam her seferinde sevdiğinden size inanmayı seçmiş...

her seferinde hayal kırıklığına uğramış.

ben psikolog değilim, bunun altında neler var bilemem.
ama 7.5 ay, anneliğe alışma süreci olarak iyi bir zaman.
bir de babadan ne umdunuz bilmiyorum ama annelik böyle bir şey. en azından ilk 1 yıl için, o çocuğu bir uzvunuz gibi düşünmelisiniz.

toplumda kadın-erkek geleneksel rolleri onaylayan biri değilim.
ama bir bebeğin en azından ilk 6 ay anne/baba paylaşımını (vakit anlamında) bilecek kadar tecrübeliyim.
bence annelik üzerine biraz daha düşünün.
Benim annem beni hiç sevmedi bende oğlumu çok sevdim. Rabbim biliyor eşimden bile kıskandım. Doğumda onca acıyı ben çektim 9 ay ben karnımda taşıdım doğumdan sonra adını bile duymadığım hastalıklarım çıktı ve oğlum babasını görünce gülümsüyor. Benim annem ve babam beni belkide hiç sevmedi ama ben oğluma resmen aşık oldum. Yani gözüm başka kimseyi görmüyor sadece o ve ben ikimiz olalım. Uyumam gerek eşim ben bakayım diyor vermek istemiyorum. çık hava al gez diyor hayır diyorum oğlumu kimseye bırakmak istemiyorum 1 sn ye bile çünkü annem beni tam 15 yıl önce hiç arayıp sormamak üzere bıraktı.

Sorun bu oğlumu eşime vermek istemiyorum dinlenmek için. Ama kıskanıyorumda gece deliksiz uyumasını istediği zaman rahatça yemek yemesimi göbeğinin çatlamamış olmasını saçlarının hala yerinde ve canlı olmasıni istediğin duşa girmesini herseyini kıskandım. O mu suçlu ? Elbette değil çünkü o bu konforu bana da saglamaya çalıştı sadece ben başaramadım.
 
En son cümlelerinizde o uyuyor ben uyuyamıyorum demişsiniz ya yok artık diyorum o kadar yardım eden bir eşiniz varken de uykusuzsanız yok artık adam neredeyse dayanabilse gece de bakacak hale gelmiş haketmişsiniz ay okurken dridm içinden afedersin ama sövdüm sana kıymetini bilmiyorsun diye eşinin sinirlerin yıpranmış psikiyatriye gitmen gerekli olduğunu düşünüyorum sanırım sinirli ve çok agresif birisiniz eşiniz anlattıklarınıza göre iyi bile dayanmış ben doğumdan sonra 10 gün sonra başlanacak d vitaminini 5 gün unutup geciktirdiğim için ne fırça yedim eşimden demedi bu benim de hatam bu görev bana ait olsun diye sabahlara kadar uyumazdım 5 te uyur 8 de kalkardım bulmuşsunuz da bunuyorsunuz bundan sonra eşiniz sizden iyice soğursa aklınız başınıza gelir he ayrıca 8 ay da kadınlığımı bilmedim benden uzak duran cinsel anlamda bir eşim vardı sen düşün nasıl sabrettim hem uykusuz hem eşin bu davranışları şükret kardeşim şükret
 
Benim annem beni hiç sevmedi bende oğlumu çok sevdim. Rabbim biliyor eşimden bile kıskandım. Doğumda onca acıyı ben çektim 9 ay ben karnımda taşıdım doğumdan sonra adını bile duymadığım hastalıklarım çıktı ve oğlum babasını görünce gülümsüyor. Benim annem ve babam beni belkide hiç sevmedi ama ben oğluma resmen aşık oldum. Yani gözüm başka kimseyi görmüyor sadece o ve ben ikimiz olalım. Uyumam gerek eşim ben bakayım diyor vermek istemiyorum. çık hava al gez diyor hayır diyorum oğlumu kimseye bırakmak istemiyorum 1 sn ye bile çünkü annem beni tam 15 yıl önce hiç arayıp sormamak üzere bıraktı.

Sorun bu oğlumu eşime vermek istemiyorum dinlenmek için. Ama kıskanıyorumda gece deliksiz uyumasını istediği zaman rahatça yemek yemesimi göbeğinin çatlamamış olmasını saçlarının hala yerinde ve canlı olmasıni istediğin duşa girmesini herseyini kıskandım. O mu suçlu ? Elbette değil çünkü o bu konforu bana da saglamaya çalıştı sadece ben başaramadım.
Belki de problem budır yani yaşadığınız şey ağır bir şey ve hamilelik hormonlar bütün vücud dengesi alt üst okuyır...
Belki de çok endişelisiniz anne olmanın verdiği psikolojik yükten dolayı benve siz kendini iyi bir terapiste gidin
 
Anlayabiliyorum, benzer bir durumu çocuk sonrası ilk bir-bir buçuk sene boyunca yoğun yaşadım. Eşimin her şeyi batıyordu, her söylediği canımı sıkıyordu resmen kavgaya yer arar hale gelmiştim. Adam kötü bir şey söylemese de alınıyor, belki uykusuzluktan belki bebekli hayata alışmakta zorlandığımdan, hırsımı eşimden çıkarıyordum. Oysa bir o kadar da sorumluluklarının bilincinde, ev işleri ve bebek bakımını üzerime yıkmayan paylaşımcı biriydi. Ama dediğim gibi, batardı bana, o rahat uyuduğunda, bebeğim ille de beni tutturdukça uyuyan adamı da uyandırırdım "Kalk, ben uyumuyorum uyuma sen de, su getir, bez ver, mama ısıt" vb. illa uyandırırdım yani. Yine de gık demezdi.

Tabi bir süre sonra benim hareketlerim kabak tadı vermeye başladı; gerçi eşimin de kabahatli olduğu durumlar yok değildi, ama şimdi şimdi anlıyorum, yüzdeye vuracak olursam %70 ben hatalıydım. Elbette eşim de kendini geri çekmek durumunda kaldı o sıra. Neye sinirlensem, eşimden çıkardığım bir dönemdi. Ya hormonlar yüzünden, ya işte dediğim gibi bebekli hayat içinde yorulup bitap düştüğümden (Oğlum kolikti ve ağlama nöbetine çok sık girerdi, susturamazdık; ağlamaktan morarırdı, kendini sıkmaktan kabız olurdu vb. hastaneye git gel, gece-gündüz aralıksız sürekli ağlama sesine maruz kal, ne çay kahve içebil, ne adam akıllı yemek yiyip sçabil, kene gibi yapışık, ağlak bir bir buçuk sene geçirdik bebeğimle), eşim benim stres topum haline gelmişti işte özetle.

Önce karşılıklı atışmalar, sonra tartışma ve büyüyen kavgalar, ardından bozulan cinsel hayat... Sanırım rahat bi 6-7 ayı iletişimsiz, birbirimizden uzak yaşadık tam da bilemeyeceğim. Baya baya koptuğumuz bir dönemi yaşadık yani.
Sonra nasıl toparlandı, ben ağlama uluma seslerine kendimi kasmaları bıraktım, bi rahatlık geldi... Öyle de olmuyor böyle de olmuyor, karnı tok sırtı pek, ağlayası var ağlasın'a bağladım bir noktadan sonra (Psikolojik destek de aldım bunun için), bebek konusunda kendimi rahat bıraktıkça, bebeğim de düzene girmeye başladı; sonra oğlumla ilgilenirken anne-baba rollerimiz üzerinden yine bir araya gelmeye başladık. Cinsellik de kendiliğinden düzeldi vb.

Bebeğinizle uğraşırken kendinizi kasmayın, farkında olmadan strese sokmayın tüm hayatınızı etkiliyor. Olduğu kadar oluversin, yediği kadar yesin, uyuduğu kadar uyusun, ne bileyim alın yanınıza emerken birlikte uyuyun uykunuzdan vermeyin, relaks... Siz ve bebeğiniz birbirinizi ne kadar az yorarsanız o kadar düzenli gidiyor. Yoksa o stres ailedeki herkese bulaşıyor, kabak da babaların başına patlıyor. Biraz bırakıverin, her şey mükemmel olmasın... Sonra güzelce bi oturun konuşun, özrünüzü dileyin, tatlı tatlı sokulun öpün, gönlünüzden geçtiği gibi bir hediye yapın dilerseniz (Ben eşime, 3ümüzün fotoğraflarından oluşan bir aile albümü hazırlayıp hediye etmiştim, fotoğraflar, seni seviyorum-benim gibi zor biri ile baş edebildiğin için teşekkür ederim notları vb), sarılın kucaklaşın ve sıfırdan, bugünden başlayalım; bazen delirirsem de beni hoşgör, ben de alışmaya yeni halimi anlamaya çalışıyorum, seni çok seviyorum filan deyin. Toparlanamaz şeyler değil bunlar, farkındasınız ve adım atmaya hazırsınız; bu iyi bir şey.
Sizin daha önce konularınızı ve yorumlarinıza çok denk geldim. Çok tatlı bir kadınsınız burdan hissettiğim öncelikle bunu belirteyim. :)))

Yorumunuza gelince harfiyen katılıyorum çokk haklısınız ve bu yollardan geçmiş biri olarak beni anlayıp bu kadar güzel açıklamanız içime ümit tohumlari attı. Sahura kalkınca dayanamayıp aylar sonra ikk kez eşime sarılasım geldi. Nasil tepki alırım bilmiyorum ama bir yerden başlamam lazım. Onu eski halimizi çok özledim. Inşallah dediğiniz gibi güzel olur herşey. Sizin geçtiğiniz yollardan bende kazasız belasız geçerim inşallah. :)
 
Benim size bir tavsiyem: kendinizi bir kac gün gözlemleyin ve ne zaman sinirlendiğinizi ve saldirdiginizi not edin. Bunun terapide yardımcı olacağını düşünüyorum, çünkü sizi neler tetiklediği daha net çıkıyor. Benimle mesela çocukluğumda çok dalga geçerlerdi aile içinde. Bazen eşim küçük bir şaka yapıyım dese acayip sinirleniyordum, alınıyordum. Halbuki onunki altı üstü şaka. Ama eskiden kalan o mahcubiyet ve utanma duygusu o anlarda hemen ortaya fırlardı. Bende ona göre hemen karşı atağa (tıpkı çocukluğumda gibi) geçerdim, halbuki eşim saldirmamisti. Insallah en kısa zamanda terapinin faydalarını görürsünüz. Esinizden de utanmayin. Kötü Çocuklugunuz sizin suçunuz değil
Not edeceğim. Genelde eşimle huzursuzluk hep oğlumuz üzerinde üstünlük kurmamla başladı. Mesela ufak bir ornek verecek olursam aşkım bu su sanki soğuk gibi bıraz daha mı sıcak su eklese diyor ben hemen ben annesiyim ben taşıdım karnımda nasıl suda yıkayacağımı bilirim sanki sabaha kadar sen mi bekliyorsun başında gibi anlamsız ve gereksiz bir ton saçmaliklar zırvaliyorum. Halbu ki o su gerçekten de soğuk. Bunun gibi sebeplerle çıktı ve sonra yemek yemesine bile sarmaya başladım. Ben pişirdim ben yiyemiyorum sen rahat rahat yiyorsun ben çocukla ilgileniyor falan. Yani hep bi omu ezikleme suçlama içerisindeyim.
 
Ne güzel daim olsun inşallah peki doktor lohusalık depresyonuyla ilgili bisey demedi mi 🤔
Evet dedi. Benim lohusalık depresyonunda olduğumu emzirdiğim için psikiyatriste yönlendirmedi. Bunun altında da hep annemi sorumlu tutarak kendimi depresyona sürüklediğimi düşünüyor. Hastanede eşim ve kayınvalidem vardım 1 hafta bana kayınvalidem sag olsun yardımcı oldu ama.ben her gece annemi sayıklamışım. Kemdimi hep eksik ve yetersiz hissettim. Eşimin ailesi çok iyi insanlar ama benim ailem bile yok. Bunlardan dolayı kendimi depresyona sürüklediğimi düşünüyor ve en önemliside annemin beni terk edişiyle benim oğluma bakamayacağim gibi garip bi bağ kurdum. Bu yüzden gard aldım eşime.
 
Bebeğim yeni doğduğunda benim de sizin kadar olmasa da eşime bir tahammulsuzlugum oldu. Her şeye ağlayan, trip atan biri olmuştum. Ama sonra insanın başına daha büyük bir şey gelince dank ediyor.

Sizi o yüzden anlamaya çalışıyorum ama sizinki biraz fazla uzamış, sevgisi hiç bitmez, benim kahrımı hep çeker diye düşünmüşsünüz. Ama sonuçta o da bir insan ve onun da duyguları var.

Hatanızı anlayıp terapiye de başlamışsınız. Şimdiden sonra düzelmek sizin elinizde. Bir de bu yatak ayırma olayı bana göre eşleri soğutuyor birbirinden, buna çözüm bulmakta fayda var.
Aramızı düzeltebilirsem ilk işim yatakları birleştirmek olacak inşallah.
 
Benim annem beni hiç sevmedi bende oğlumu çok sevdim. Rabbim biliyor eşimden bile kıskandım. Doğumda onca acıyı ben çektim 9 ay ben karnımda taşıdım doğumdan sonra adını bile duymadığım hastalıklarım çıktı ve oğlum babasını görünce gülümsüyor. Benim annem ve babam beni belkide hiç sevmedi ama ben oğluma resmen aşık oldum. Yani gözüm başka kimseyi görmüyor sadece o ve ben ikimiz olalım. Uyumam gerek eşim ben bakayım diyor vermek istemiyorum. çık hava al gez diyor hayır diyorum oğlumu kimseye bırakmak istemiyorum 1 sn ye bile çünkü annem beni tam 15 yıl önce hiç arayıp sormamak üzere bıraktı.

Sorun bu oğlumu eşime vermek istemiyorum dinlenmek için. Ama kıskanıyorumda gece deliksiz uyumasını istediği zaman rahatça yemek yemesimi göbeğinin çatlamamış olmasını saçlarının hala yerinde ve canlı olmasıni istediğin duşa girmesini herseyini kıskandım. O mu suçlu ? Elbette değil çünkü o bu konforu bana da saglamaya çalıştı sadece ben başaramadım.

mevzu derin, beni aşar.

kendi hayatımda,
ben basit bakıyorum.

siz anneniz değilsiniz.
ve her şeyin bu kadar farkındayken aynı şeyi yapmaya devam etmemeliydiniz.
peki siz eşinizin yerinde okusaydınız ne yapardınız?
nasıl inanırdınız bu sefer?

(bunu cevaplarsanız sevinirim)

ben öyle empati duygusu çok yüksek bir insan degilimdir.
ama sizin yazdıklarınızı okuyunca, eşiniz için üzüldüm.
bir insan neyi yapsaydım daha iyi olurdu? sorusunu kendisine sorduğunda cevap alamıyorsa, artık karşı taraftan umudu keser.

esas konuya gelince, bence zamana bırakın.
eşinizden de zaman isteyin. ama sözler vermeden, ikna etmeye çalışmadan...
çocuğun 1 yaşına kadar mesela...
çünkü belliki nafakasına kadar düşünülmüş bir karar var ortada.
siz de düşünün.
2.5 ay sonra hala eşiniz için hayal kırıklığı ise bu evlilik, yapacak bir şey kalmamış olur.
 
En son cümlelerinizde o uyuyor ben uyuyamıyorum demişsiniz ya yok artık diyorum o kadar yardım eden bir eşiniz varken de uykusuzsanız yok artık adam neredeyse dayanabilse gece de bakacak hale gelmiş haketmişsiniz ay okurken dridm içinden afedersin ama sövdüm sana kıymetini bilmiyorsun diye eşinin sinirlerin yıpranmış psikiyatriye gitmen gerekli olduğunu düşünüyorum sanırım sinirli ve çok agresif birisiniz eşiniz anlattıklarınıza göre iyi bile dayanmış ben doğumdan sonra 10 gün sonra başlanacak d vitaminini 5 gün unutup geciktirdiğim için ne fırça yedim eşimden demedi bu benim de hatam bu görev bana ait olsun diye sabahlara kadar uyumazdım 5 te uyur 8 de kalkardım bulmuşsunuz da bunuyorsunuz bundan sonra eşiniz sizden iyice soğursa aklınız başınıza gelir he ayrıca 8 ay da kadınlığımı bilmedim benden uzak duran cinsel anlamda bir eşim vardı sen düşün nasıl sabrettim hem uykusuz hem eşin bu davranışları şükret kardeşim şükret
Şükretmem gerektiğinin biliyorum. Lakin dilime hükmedemiyorum bunu aşmak için tedavi görüyorum ve bu forumda yaşamış bilgiki kadınlarsan tavsiye arıyorum. Teşekkürler bu ve benzeri yorumlar beni kendime daha çok getiriyor.
 
Belki de problem budır yani yaşadığınız şey ağır bir şey ve hamilelik hormonlar bütün vücud dengesi alt üst okuyır...
Belki de çok endişelisiniz anne olmanın verdiği psikolojik yükten dolayı benve siz kendini iyi bir terapiste gidin
Terapi alıyorum inşallah aşacağım emzirdiğim için ilaç tedavisi alamıyorum ama inşallah düzelir herşey
 
Evet dedi. Benim lohusalık depresyonunda olduğumu emzirdiğim için psikiyatriste yönlendirmedi. Bunun altında da hep annemi sorumlu tutarak kendimi depresyona sürüklediğimi düşünüyor. Hastanede eşim ve kayınvalidem vardım 1 hafta bana kayınvalidem sag olsun yardımcı oldu ama.ben her gece annemi sayıklamışım. Kemdimi hep eksik ve yetersiz hissettim. Eşimin ailesi çok iyi insanlar ama benim ailem bile yok. Bunlardan dolayı kendimi depresyona sürüklediğimi düşünüyor ve en önemliside annemin beni terk edişiyle benim oğluma bakamayacağim gibi garip bi bağ kurdum. Bu yüzden gard aldım eşime.
Aslinda bilakis tam tersine ben asla annem gibi olmayacağım oğlumu ailemi bırakıp gitmeyeceğim onlara sahip çıkacağım ve çok mutlu olacağım diye düşünseniz ❤😘
 
Hayırlı ramazanlar dilerim herkese iyi geceler.

3 yıllık evliyim. Eşimle birbirimizi çok severek evlendik. Özünde iyi insandır. Ilk evlendiğimizde kıskançlıkları ve ettiğimiz kavgalarda birbirimizi derinden yaraladık. Zamanla kıskançlık sorunumuz pek kalmadı. 1 oğlumuz var 7 buçuk aylık.

Herşey oğlumun doğumuyla başladı. Dediğim gibi birbirimizi çok severdik uyurken bile elimi tutardı. Bende keza bir dediğini iki etmemeye çalışırdım. Ufak tefek sorunlarımız olurdu her evlilikte olduğu gibi ama ya o ya ben bir şekilde alttan alır büyük kavgalara yer vermez sorunların üstünü örterdik. Sanırım en büyük hatamız da bu hiç konuşmadık, sorunları hep örtük ve doğumdan sonra artık birbirimizin yüzüne vurur olduk hatalarımızı.

Uzatmadan hatalarımdan bahsetmek isterim. Doğumdan sonra eşime karşı tahammülüm hiç kalmadı. Sürekli bir afra bir tafra, trip atan, her dediğini iyi bile olsa yanliş anlayıp laf yetiştirin, en ufak hatasında laf sokmaya çalışan, kendimi üstün görmeye çalışan ve eşimi ezmeye çalışan biri haline dönüştüm.

Orta da sorun yokken surat asmaya başladım. Oğlum kök söktürdü özellikle ilk doğduğu dönemlerde sıfır uykuyla ayakta kalmaya çalıştım ve hep eşimi suçladım. Bana yardım ederdi. Gün içinde eve gelir (kendi dükkanı var esnaf) bebekle ilgilenir benim uyumam için. Sürekli çeşit çeşit yemek yapma bir çorba bir pilav yeter. Onuda yapamazsan ben miss gibi tost yaparım yeriz derdi. Bulaşık, çamaşır, temizlik elinden ne gelirse yardım etti ama ben şımardım. O yaptıkça tepesine çıktım hep dahasını istedim. Agresif, laftan anlamayan herseyi büyüten bir cadıya dönüştüm.
Bu dönemde benden tek istediği sabah erken kalktığı için gece uykusunu almak istemesiydi. Gündüz sen uyu gece ben uyuyayım derdi çocukla gece ben ilgilenirdim. Bu yüzden de yatakları ayırdık. Ben oglumla oğlumun odasında yatmaya başladım.

Gerek tartışmalarımız, gerek bahanelerim, gerekse triplerimle cinsel ilişkimizede zarar verdim. Bu önce 1 hafta sonra 15 gün derken biz birlikte bile olmamaya başladık aylarca.

Eşim en sonunda ayrılmak istiyorsan tahammülün yoksa kendine hayatı zehir etme dedi ve "elimden ne gelirse yaparım şan 20 bin veririm nafakada öderim evde de arabadada hakkınvar yavaş yavaş onlarıda veririm evini tutalım bi işe gir oğlumuzun bakıcı parasınada yardımcı olurum" dedi.

Tabi bana o zaman dank etti. Eşimi seviyorum ama neden böyle davrandığımı bilmiyorum. Bana önce bir destek alalım psikologdan ama sevgin bittiyse ikimize de hayatı zehir etme dedi.

Terapiye başladım herşey yavaş yavaş düzelmeye başladı. Pat iki hafta sonra şiddetli bie kavga. Evet yine sorun bende. Doyumsuzluğumda...

Eşim halime tavrıma anlam veremesede ilk başta bana destek olan adam gitti yerine ketum, konuşmayan,yüzüme bakmayan birine dönüştü.
Ben hatalarımı anladım elimden geleni yapmak istiyorum ama nasıl başarıcam bilmiyorum. Eşimin sevgisi bitti mi yoksa bana ders mi vermeye çalışıyor bilmiyorum.


Çok uzattım kusura bakmayın ama ne yapmalıyım bana bir akıl verin. Konuşmayı denedim. Eşime daha önce kac kez tamam değişicem dedim ama hep 1 2 hafta anca sürdü sonra eski moduma döndün haliyle bana inanci kalmadı.

Şuan arada gelir sarılır. Birlikte hava almaya çıkarız, bebeğimizle ilgilenir ama anlarsınız ya bakışlarından donuk. Bir görev gibi içinden gelmiyor biliyorum.

Neyse daha fazla uzatmayacağım sizce ne yapmalıyım? Bir süre sessiz kalıp kendi haline mi bırakayım gönlünü almak için mi uğraşayım?

Yada adamın yakasından düşmeli miyim?

Not: Doyumsuzluğum maddi yönden değil genel olarak o uyuyor ben uyuyamıyorum gibi basit ve saçma sebepler. Onun erkek oluşu kadınlara göre erkeklerin daha rahat yaşantısının olmasını kıskanıyorum ve bu beni hırşınlaştırıp doyumsuz isteklere yönlendiriyor.

Okuyan herkese teşekkürler iyi geceler..
Bence düzeltebilirsiniz ilişkinizi. Evet, insan bir gıcık oluyor uyuyamayıp da eşi uyuyunca. Ama bunlar geçici bir süreç. Ben de çok sinir olurdum uykusuz kaldığım gecelerde eşimin uyumasına. Bu sebepten kavga çıkardığımda çok olmuştur. Elinizdekinin kıymetini bilip bundan sonra iyi davranırsanız bence düzelebilirsiniz. Cinselliği de ikinci plana atmayın derim. Araya iyice soğukluk girmesin. İş sizde bitiyor yani.
 
X