Ben de idrak'in samimiyetine güvenip yazanlardanım, sizi de az çok biliyorum, o yüzden rahatça fikir alışverişi yapabilirim, idrak'in topikteki bir yazısında kardeşiyle ilişkisinin hep aynı düzeyde olduğunu okudum, ben anlayamadığım için soruyorum veya fikirlerinizi merak ediyorum diyeyim, kardeşinizle ilişkiniz, eşinizle ilişkiniz hep aynıysa, yıllar içinde bir değişiklik olmamışsa neden kardeş üzerinden vurup tartışma çıkarılır ki?
Mesela evinde zaten oğlundan imkan buldukça yemek yapıp ev işlerini yapmaya gayret ediyordur, arada kardeşine bir kap yemek götürse veya pişirse, çamaşırlarını yıkasa bunun eşe gösterilmeyen ilgiyle ne gibi bir bağlantısı var?
İnsan kendini kardeşle kıyaslamamalı, rakip görmemeli, kaldı ki her konusunun tüm ayrıntılarını bilmesem de adamın görmediği ilginin yükünü yalnızca idrak'in üzerine yıkmasını haksız buluyorum.
Nasıl ki bir erkek sevilmek, ilgi görmek istiyorsa kadında gördüğü ilgi sevgi karşılığında ilgi ve sevgi verebiliyor, yani eş sevgiye açsa bu açlığı kendi yaratıyor bence, misal ne zaman idrak'in saçını okşayıp idrak bugünlerde geçecek demiş? Ya da idrak'in maddi konularda üzüldüğünü gördüğü zamanlarda ne zaman sarılıp teselli etmiş?
Evliliklerde her zaman hatalar tek taraflı olmaz, bir taraf hata yapıyorsa diğer tarafta yapıyordur, ki çoğumuz evliyiz, insan evladını nasıl çok iyi tanır bilirse eşini de iyi bilir, ne söylerse damarına basacağını bilir, bence idrak'in eşi ilgisizliğine çözüm aramıyor, direkt vicdan yaptırıyor zira idrak'in damarına basmayı iyi bildiği gibi vicdan yapacak bir kadın olduğunu da çok iyi biliyor, kardeşinden laf atıp damarına basıyor sonra da ben ilgi istiyorum diyor, karşısına alıp iletişim kurmak istese idrak hadi git işine diyecek biri değil ki.
Her birimiz kendi yaşantımız, tecrübelerimizden yola çıkarak yorumlama yapıyoruz elbette.
Ben idrak’ın ailesiyle eşinin gerilim hattında olduğunu anımsıyorum.
Aslında bu konuda da eşinin haklı olduğu aklımda kalmış, gece 2 de eve otel gibi gelme durumu vardı mesela kardeşinin, dolayısıyla bir aile hayatında eve gelen misafir bu kadar özgür ruhlu davranamamalı.
Ya da idrak’ın ailesinin kendi oluşumsal huyları sebebiyle yine eşine aslında karakterinden bağımsız olarak değersiz hissedecek şeyler yaptıklarını hatırlıyorum, yanılıyor da olabilirim.
İlişkileri hep aynı düzeyde olsa da ev içerisinde çiftler arasında yaşanan bir gerilim var en azından birlik olabilmek adına savaş veriliyor.
Ve bu sürede dış etken hatta kendince mutsuzluğuna neden olmuş bir için çaba görmek istemiyor ya da en azından gözünün bunu görmesini tercih etmiyor olabilir, ben bu aşamadayım mesela.
Kardeş, anne baba vs, sorun olma durumu ancak ve ancak eşe gösterilmeyen özen durumunda devreye girer, yoksa dediğiniz gibi ne alakası olabilir?
Sonuç olarak kocası böyle hissetmiş, ve karşısına alıp konuşmaya çalışsa bence idrak tam olarak da ‘off ağır saçmaladın hadi işine git’ diyebilecek kadın.
Saçı okşanıp ya da yaşadığı üzüntüyü belli edecek, ardından sarılıp koklaşalım diyecek biri değil.
Aksine tam da daha büyük kıyamet koparıp, her şeyimiz bitti kardeşim mi başladı diye fitili ateşleyebilir yapıda.
Ben olsam öyle yaparım çünkü, oradan biliyorum
Ben de eşine zerre kadar hak vermeyenlerdenim. Çünkü idrak herşeyi yapıyor her şeye yetişiyor tüm boşlukları dolduruyor ama eşinin bu umursamaz halinizi kaniksamiyor artık ama sanki mükemmel es modundaymis gibi olan beyefendi aydinlanma yasamis gibi idrakten mukemmel es olmasini bekliyor once bi kendine bak bu kadun bu hale nasıl geldi bi dusun ama yok kardesi ile sorun yasamamis misafirperver ev sahibi halini kiskanip sanki suclu idrakmis gibi suçluluk hissettirip bir de kendiyle ilgilendirmeye çalışacak kendi idrake sevgi gösterip yükünü taşımaya çalışmasın ama
İdrak’ın konularını genelde hatırlarım.
Eşinin karakteri olarak çok fazla bu kadını zorlayan noktası olsa da, idrakla empati yapabildiğim için nasıl duvarları olduğunu tahmin edebiliyorum.
Mükemmellikten ziyade, idrak’ın her konusunda kasvetten bıkmış bir adam var.
Hayatımız çocuklarımız itibari ile aşırı zor, evdi çocuktu işti maddi durum falan derken tebessüm edecek hal yok, kabul.
Ve böyle mızmız bir eş, ona da kabul.
Ama o adam böyle kendince triplere girdiğinde hiç mi haklılık payı yok diye de düşünmek lazım.
İnsan tahammül yüzdesinin 95 inden fazlasını çocuğuna harcayınca, nefes alan biri bile batıyor zamanla.
İlk defa idrak’ın konusunda sevindim ben, sevgi emareleri var çünkü:)