Filmciğim öyle olmuyor cidden; Fight Clubtaki Brad abim gibi konuşuyorsun, katılıyorum da bakış açına (Beğeni atarak geldim her iki görüşteki insanlara da) ama bu değil mevzu.
"Öğretirim, salarım hayata gerisini toplar yapar" diyorsun ok, katılıyorum ama kabilelerin, ormana ergen salıp 10 gün sonra canlıysa kabileye geri aldığı bir adetmiş gibi anlatıyorsun, sistemde hayatta kalsın, içeceği aynı kahve olacak diyorsun. Kapitalizm farklı bir şey, anlık hayatta kalmak farklı bir şey, "Gelecek kaygısı taşımak" farklı bir şey; hepsi birbirine giriyor.
Hayal ettiğin dünyayı ben de istedim ancak gerçekler öyle değil. Burada, para için yapılan evlilikleri en çok ben eleştirirdim ancak sustum, çünkü ben parasızlık nedir görmedim (Gördüm, ama tıpkı senin gibi gördüm) ve elbette paranın benim için önemi olmayacaktı. Sen sürünmüş olabilirsin yatılı okullarda, ben de süründüm ki otobüse binmek için 25 kuruş daha bulamadığım zamanlar oldu, ama bilirdim ki babamın evleri vardı. :) Gelecek kaygısı yaşamadım, anlıyor musun bunun rahatlığını?
Hastalandığımda, yanlış teşhis geldi (O yıllarda hastalığım pek bilinmiyordu); biz ülkedeki en iyi doktorları gezdik, git-gel yol, her şehirde yemek, konaklama, doktor vizite; bir ev parası, benim hastalığımın teşhisi ve ilk tedavisi için harcandı. Olmasaydı ne olacaktı? O şehirlerde kaç akraba, eş, dost, nereye kadar kapı açacaktı? Hangi doktor "Kiminin duası" diyecekti?
Sen yatılı okul çıkışı, seni bir evin beklediğini biliyordun. Bu farkı kaçırma lütfen.
Ancak idealize ettiğin dünyayı ben de istiyorum ve çocukları sistemde kendilerini tam köleleştirmeden yaşayacak şekilde donatma fikrine de sonuna kadar katılıyorum. Bu konu gri alan bir konu benim için; ne ömrünü mal mülk peşinde harcarsın da kaçırırsın hayatı, ne de anı yaşıyorum diye köşeye atmazsın da ithiyarlıkta kıçı açık kalırsın.
Kimi barınma ihtiyacını karşılar, evi köşede garantisi olur; kimi de taşınmaza para bağlamaz parayı çark haline getirir, sürekli çalıştırır. O da ticari bir bakış; konuda bu da karıştırılmasın.
İyi de yavrum, ev demek garanti değil.
Amaç kendini garanti etmekse bambaşka alanlar var, onu da söyledim.
Aksine parayı bir yere olmamış bir geleceğe bağlamak insanı garanti etmek yerine yıllarının hebasına sebep olur.
Ha herkeste ticari zeka var mı, o ayrı.
Bildikleri en güvenli yoldan gidiyorlar.
Bence mantıksız, bir ev parasını 3 senede iki katına çıkaracak alanlar varken, cidden mantıksız.
Yatılı okul meselesi aman ne abartılmış, görürüm valla fareli odada yatabilen varsa buyursun el kaldırsın, biz beslemeye başlamıştık artık, yatağımda koyun koyuna günlerim geçti, banyo için hamama giderdim yahu o da aylık ha
![Face with tears of joy :joy: 😂](https://cdn.jsdelivr.net/joypixels/assets/8.0/png/unicode/64/1f602.png)
Süründüm diyorum, ev var diye ciddiye alınmıyor, ev benim değil ki ailemin, sanki kendi şahsi param.
Belki yiyecek, belki sokağa atılacağım, belki zırnık verilmeyecek ki babamı az çok biliyorsun, komando gibi yetiştirdi adam yahu, her duruma düştük kalktık.
Ben dilendim de şimdi, ne diyeyim yani yalan mı söyleyeyim, yol parası yemek parası için sokakta topladım, otostop çektim, borç taktım vs vs.
İçinden çorap çıkan yemekler vardı o yüzden komple açtık, şimdi buna da başka bir şey derler.
Sonuç olarak haybeden konuşmuyorum, dibi görmesi imkansız birinin dibi bir şekilde ucundan kıyısından tatmış bir şekilde tatmış fert olarak, evlatlarım da böyle yetişecek, kapitalist sistem içinde olduğu kadar ama mümkün mertebe uzak, bu kadar:)