ben de onu diyorum. adam başka biriyle seks yaptığını hayal ediyorsa o an?
diyelim ki oyle.
sorun, bebekle alakasını kurmakta zaten.
dusunceleri ne olursa olsun erkegin, sperm saglamaktan baska bir vasfı yok ki o an.
bence hayat korkularla yüzleşmek için iyi bi sahne. hayatını kurtar sen buna layıksın.çünkü düzgün bi insan asla söylemez bu tarz şeyleri. sen kendini değersiz gördükçe böyle devam eder gider. bebeğin daha küçük ilk başlarda sana destek çıkan ailenle kal sonra iş bulur duruma göre yoluna bakarsın. ileride yaparım falan dersen bunun ilerisi yine aynı. etrafımda pekçok kişi var senin durumunda olup da korkan ve hayata yenik düşen. cesaret et iste ve yaşantına yeni bi sayfayla başla. inan daha sonra ben neden daha önce yapmadım bunu der durursun... allah yardımcın olsunbu adam ne sanıyor kendini?
offff tam yolmalık...
uygun şartları bekle ve sonra git...
öyle bir zamanda öyle cümle...
rabbime havale et...vicdansızı
Konuyu çok net hatırlayamıyorum geçmişe de bakmadım ama bu yazdıklarımı hatırlıyorum. Sizin de yazdığınıza istinaden konudan bağımsız şunları demek istedim aslında ben.Bu mesajınızı birkaç gün önce gördüm ve bir şeyler yazmak istedim ama konu gündemde olmadığı için ben taşımak istemedim, şimdi izninizle yazıyorum. Tartıştığınız kişinin argumanlarına katılmadığımı da baştan belirteyim.
Siz söylememiş olsanız dahi
"namussuzluk sadece aldatmayla olmaz çalışmayan kadın akşam köpek maması gibi yemek koyuyorsa bu da namussuzluktur."
bu cümleye referans vermek, hem de kınamadan, katılarak referans vermek bana göre inanılmaz çirkin bir hareket. Bir insana namussuz diyebilmek bu kadar saçmasapan şeylere bakmaz.
Evet bakar derseniz, çalışıyorsunuz, eşiniz de çalışıyor, sizden az yaptığı her yemek, az sildiği her yer namussuzluktur.
Bence ogretmeninizin olaya genis pencereden baktigi falan yok. Verdigi ornege bakilirsa, kendisine dogru duzgun yemek yapmayan bi esi var buyuk ihtimal. Bence de bunun adi namussuzluk olamaz. Kadin kocasi isteyken asigiyla bulusup, konusup vs. vakit gecirip yemek yapmamaissa evet namussuzluk. Ayrica kopek mamasi gibi de ne demek. Kotu bir benzetme. Yemek yemekdir. Yemegi kucumsuyorsa restauranta gitsin. Sacmalik! Siz unutun gitsin o ogretmeninizin dedigini. Ogretmenin agzindan cikan her soz dogrudur diye bisey yok.Konuyu çok net hatırlayamıyorum geçmişe de bakmadım ama bu yazdıklarımı hatırlıyorum. Sizin de yazdığınıza istinaden konudan bağımsız şunları demek istedim aslında ben.
Namus bizim ülkemizde birkaç damla kanla, bacak arasında olup biten bir şey olarak algılanıyor. Ancak her şeyin bir çözümü olduğu gibi bunun da çözümü var. Sadece zarın kaldığı ama her şeyin yaşandığı ilişkilerden sonra hanım kızımız son derece kendinden emin bir şekilde evleniyor. Bunların bir kısmı da namus edebiyatı yapıyor yakın çevresine artı kocasına. Bu mudur namus?
Ünide bir arkadaşım vardı. Kız o kadar rahat ve kendiyle barışık biriydi ki ona duyduğum saygı şurada namus abidesi olan insanlara duyduğumdan kat be kat fazladır. Bir gün şöyle bir cümle kurmuştu” ilk erkeğimin X değil de Y olmasını çok isterdim” Yıl 2000. Şimdi bile bu cümleyi kuracak NAMUSLU kız sayısı çok azdır. Ve bildiği gibi yaşayan, yaşadıkların hiç pişmanlık duymayan biriydi. Bu insan namussuz mu? Senin de yazım tarzın namusu kalıba sokmuş gibi. Ama benim namus anlayışım cinselliği kapsamaktan çok geniş bir çerçevede ele alıyor olayı. O öğretmenimin dedikleri 20 sene sonra dahi aklımda kalmış. Bence o da haklı. Demek o da geniş bir açıdan bakıyormuş namus kavramına. Bir de namusuyla çalışmak deyimi vardır. Bu da herhalde zina yapmadan çalışmayı kapsamıyor olsa gerek. Tek mesajıma bakarak mı yazdınız bilmiyorum ama namusu iki adet bacaktan ibaret görmediğimin altını kalınca çizmek istemiştim. Tüm namusun temeli beyinde başlar ve orada biter.
Yani ne diyeceğimi bilemiyorum.Çok ağır olmuş.Yani böyle birşeyi insan düşmanına söylemez.Ortada bir sebepte yokken.Eşini en iyi sen tanırsın.Ne desek boş.kızlar merhaba ben 24 yaşındayım eşim 38 ve severek evlendik ailelerin karşı çıkmasına karşın evlendik 3 senedir evliyiz 2 senede ewlenmeden önce görüşüyorduk yani 5 yıldır birbirimizi tanıyoruz.geçen sene hamile kaldım ve hamileliğim boyunca eşimle çok iyiydik bir dediğimi iki etmedi ta kii doğum yapana kadar..mayıs ayında doğum yaptım ve 37 haftalık acil sezeryana alındım bebeğimde solunum sıkıntısı vardı yoğun bakımında yattı ben perişandım 2 gün hastanede yattım ilk defa doğum yaptım hemde sezeryan çok kötüydüm ve eve geldik eşimle sürekli tartıştık herşeye bahane bulmaya başladı bana sürekli al çocugunu git babanın evine demeye başladı ne yapsam sinirleniyordu anlam veremiyordum ve ben perişandım doğum yapmışım bebeğimi kucağıma alamamamışım dikişliyim doğrulamıyorum bile..ve uykusuz hiç dinlenemiyorum çünkü 3 saatte bir bebeğime anne sütü sağıyordum sağmak içinde hastaneye gidiyordum doğum yaptıgımın 4. günüydü. kalktım bebeğime süt götürecektik eşim yine bağırmaya başladı sebepsiz yere..ve bana konuşalım dedi bende aynen şunu dedim bak sezeryanlıyım günlerdir uykusuzum belimi bile doğrultamıyorum ve bebeğimiz yoğun bakımında bi çıksın bende toparlanayım sorunlarımızı konuşarak çözelim dedim bu sözüme karşın sinirlendi bağırdı ve bana aynen şunu dedi '' sana bişey dicem kaçgündür nasıl diyeceğimi düşünüyorum ben hala eski eşimi seviyorum ve onu unutamadım'' cümle eksiksiz fazlasız buydu....dünya başıma yıkıldı kendimi okadar kastımki dikişlerim patlayacak sandım gözlerimden yaşlar akmaya başladı eşime bağırmaya başladım ve o halimle ağlaya ağlaya evi terk ettim aileme bişey diyemedim uzaktalar zaten onların isteemediği bi ewlilik yapmışım onalara ne diyebilirimki..eşim hemen ortak tanıdıgımız bi ablayı araıyo evi terk ettiğimi söylüyor ve o tanıdık abla bana yardım etti saatlerce ağladım bağırdım çağırdım ve eşim geldi ben seni seviyorum ben öyle bişey demek istemedim sen yanlış anladın sana örnek vermeye çalıştım vs vs dedi yani söylediği şeyleri kıvırmaya çalıştı..çocugum şuan 7 aylık bebeğim için evliyim ama hiç istemeyerek bana dokunmasını dahi istemiyorum aslında farkında biliyor.. çünkü o günden sonra eşimden soğudum ona bakışlarım bile değişti aşık olduğum adam benim için değersiz oldu. evliliği sadece çocugum için sürdürüyorum ama psikolojik olarak bitiyorum o cümleleri unutamıyorum eşime en muhtaç oldugum zamanda beni yıktı bitirdi..bana yıllarca yalan söyledi ki ben tanıştıgımızda ona eski eşinle barışma ihtimalin var mı onu seviyor musun diye sormuştum kesinlikle hayır demişti...bu yalanı affedemiyorum onu gerçekten sevdiğini unutamadığını biliyorum çünkü yüzünden onunla ilgili konu açıldıgı zaman değişiyor bu bariz belli..kızlar bana bir yol gösterin siz olsanız ne yaparsınız gerçekten çok kötüyüm..
Senin hayatın,genel algıların,bu formda yazılanlardan veya çevrenden duyduklarından ibaret mi?boşanmaların çoğu erkek kaynaklıdır hepimiz biliriz bunu şu forumu okumanız da yeterli. o yüzden evlenip boşanmış adamla evlenmek isteyen genç kızlar örnek almalı.
Mesela ben türbanlı değilim.Olaya erkek kadın olayı olarakta bakmam.Ama sen ve senin gibi,dar düşünceli,kalıplaşmış hayat çizgileri olan insanların,insanları erkek,kadın,türbanlı türbansız,boşanmış boşanmamış....gibi sınıflandıran insanların hayattan hiç nasibini almamış olduklarını düşünüyorum.Büyük büyük konuşmak ondan ileri geliyor.İnsan acı yaşar ama yaşadıkları ders olmadıktan sonra.....bu türbanlıların erkek korumacılığını da anlamadım gitti.
elbette kadının kafayı yediği yerler olacak ama şunu düşüneceksin yerini yurdunu terketmesi gereken kadın elin kadınıyla adamıyla yaşamak zorunda bırakılan kadın. erkeğin egosuyla uğraşan yine kadın.
erkek kadınla hizmetçilik içinmi evlendi ki yemek bekleyecek?
şu forumu gez her türlü sorunla uğraşan kadınlar değilmi?
Hangi istatistik.Hayatı bu kadar şu şöyleyse şöyledir bu böyleyse böyledir gibi kalıplara sokmayın.Evet 14 yaş fazla belki ama her anlaşamayan her boşanan çiftin arasında 14 yaş yok.20 yaş olupta senelrce mutlu evililik süren insan da var.36 yaşında adam da yaşlı değil ki uyum sağlayamasın.Onyargili degilim, sadece istatistik kurallarina gore siz cokca gorulmeyen bir durumsunuz. Neden oldugunu aciklayayim :
1. 14 yas cok fazla, arada bildigimiz kusak farki var. 23 yasindayken 36 yasindaki adamla evlenmissiniz, ikiniz de genc oldugunuz icin anlasabilirsiniz. Lakin siz 40 yasindayken yani hala gencken esiniz 53 yasinda yasliliga adim atmis olacak. Belki siz hala genc, dinamik olacaksiniz, o evde oturmak isteyecek..........neyse. 23 yasinda, 36 yasinda adama uyum sagladiginiza gore ya siz cok olgunsunuz, ya da esiniz olgunlasamamis.
2. Konu sahibesinin esi evlenip bosanmis, simdi de eski karimi seviyorum diyor. Bunu gectim bosanmak insan ruhunu yipratan bir sey zaten, bosanan, yuvasi dagilan bir insan, kadin olsun erkek olsun kalbinin daha parcalanmadigi gunlerdeki hali kadar dertsiz, gelecege umutla bakan psikolojide olabilir mi ? Bence olamaz. Yani arada deneyim farki var, 23 yasinda bir genc kizla, bosanmanin cirkinligini yasamis bir erkek zihniyet olarak ayni olamaz. Hayatta farkli yerlerde dururlar, farkli noktalardan bakarlar.
Dedigim gibi ben herkesi tek tek tanimiyorum, sadece istatistik kurallarina bagli kalarak yorumumu yaptim. Yadiginiz gibi bu nasil bir genellemelik bir yorum yaptigimi dusunmuyorum, gayet dogru bir genelleme yaptigimi dusunuyorum.
35 yaşındayım ve öğretmenim canım benim diyecek yaşta değilim. "Ogretmenin agzindan cikan her soz dogrudur diye bisey yok."cümlenize binaen yazıyorum. Çocuğa nasihat verir gibi olmuş da..Bence ogretmeninizin olaya genis pencereden baktigi falan yok. Verdigi ornege bakilirsa, kendisine dogru duzgun yemek yapmayan bi esi var buyuk ihtimal. Bence de bunun adi namussuzluk olamaz. Kadin kocasi isteyken asigiyla bulusup, konusup vs. vakit gecirip yemek yapmamaissa evet namussuzluk. Ayrica kopek mamasi gibi de ne demek. Kotu bir benzetme. Yemek yemekdir. Yemegi kucumsuyorsa restauranta gitsin. Sacmalik! Siz unutun gitsin o ogretmeninizin dedigini. Ogretmenin agzindan cikan her soz dogrudur diye bisey yok.
Aslında hocan,tek bir cümleyle o kadar kapsamlı güzel örnek vermiş ki?35 yaşındayım ve öğretmenim canım benim diyecek yaşta değilim. "Ogretmenin agzindan cikan her soz dogrudur diye bisey yok."cümlenize binaen yazıyorum. Çocuğa nasihat verir gibi olmuş da..
Adamın da ne yaşadığını bilmiyoruz değil mi?
Ben bekarken eve gidince annemin yemek için güzel bir şey yapmasını beklerdim. İnsan güzel bir yemek yiyince mutlu olmaz mı?
Adamın eşi çalışmıyordur yemek niyetine ne koyduğunu da bilmiyoruz. Ama bence kadın çalışmıyorsa evinde yemeğini yapabilmeli.
Neyse ne zaman yazıldı bunlar bilmiyorum hortlatmış biri. Namus herkese göre değişken bir terim olsa gerek ki her şeyi yaşayıp da sonra kocasına bakire giden kızlarımız namus timsali kesiliyor.
Bence bu düşünce özgün bir terim "namus" bırakın herkesin namus anlayışı kendine özgü olsun.
Valla bak şimdi türbanlısın sen diyecek birisiAslında hocan,tek bir cümleyle o kadar kapsamlı güzel örnek vermiş ki?
Çok doğru,namus sadece bakire olmak,başka erkekle flörtöz davranmak değildir.Evlilikte sadakatsizlik,ona davranış biçimin,önüne koyduğun yemek,kurduğun cümle...herşeyde vardır.
Hangi istatistik.Hayatı bu kadar şu şöyleyse şöyledir bu böyleyse böyledir gibi kalıplara sokmayın.Evet 14 yaş fazla belki ama her anlaşamayan her boşanan çiftin arasında 14 yaş yok.20 yaş olupta senelrce mutlu evililik süren insan da var.36 yaşında adam da yaşlı değil ki uyum sağlayamasın.
Boşnmanın ÇİRKİNLİĞİ nedir.Dünya bir yığın insan anlaşamadığı için boşanıyor.MEDENİ kanun da da var,Allah katında da hak.Asıl çirkinlik boşanması gerektiği halde,kavga gürültü evlilik yürütmektir.
53 yaşında olupta evde oturan değil,20 li yaşlarında olupta asosyal olan gençler var.Önemli olan karakterdir.Hayattan öğrendiklerindir.Akıl yaşta değil baştadır.
Sonuç olarakta bu hayatta kader diye,alın yazısı diye de birşey var.Kız sevmiş nasip olmuş evlenmiş.Bunu sorgulamanın anlamı yok.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?