Sonra geri geldi. Onu hasretle kapılarda karşıladım. Bahanem, işsiz ve evsiz olmasıydı. Başka nereye gidecekti ki? O benim kocamdı, tabii ki ona eve alacaktım! Bugün öyle davrandığım için kendime çok kızıyorum. Hatta kendimden utanıyorum. Ama o anda aldığım darbe yüzünden ayrılmaya korktum. Zaten korkular kadar insanı bitiren başka bir şey yok. İçindeki hayvan o kadar vahşileşiyor ki, bokunu çıkarıyorsun. Kendine acımanın ne kadar fena bir şey olduğunu da o günlerde anladım. Birine bağlanmak, birini sevmek değildi artık benimki, hastalıklı bir uzva yapışmak gibiydi. Kızgınlıktan deliriyordum, ama adamı kapı dışarı edemiyordum
ben bunu okuduğumda çok etkilendim aldatılmış aldatıldığını bilen bir kadın ama o kişiden kopamıyor ne yazık değilmi.
ille erkek mi olması gerekiyor ayrılmak için neden ayrılamıyorlar anlayamadım