Sadece konunuza yorum yapmak için giriş yaptım.
İlk bilmeniz gereken şey eşcinsellik kesinlikle bir tercih, "tercih meselesi" değildir. Eşcinsellik hastalık değildir. Eşcinsellik yönelimdir. Nasıl ki siz kendinizi bilmeye başladığınızdan beri karşı cinsle ilgileniyorsanız, yöneliminiz bu yöndeyse, eşcinsellik de aynen böyledir. Toplum tarafından "garip" bulunması ve sonucunda üreme gerçekleşmemesi dışında hetero ilişkilerden hiçbir farkı yoktur. Özünde iki insanın birbirini sevmesi ya da arzulamasından başka bir şey değildir.
En yakın arkadaşım gay, buna istinaden az çok bir şeyler yazmak istiyorum.
Bana kalırsa kardeşiniz biseksüel olabilir. Yani hem kadınlara hem erkeklere ilgi duyuyor olabilir(bu da bir yönelimdir dememe gerek yok sanırım :) ) Anaokulunda kızları öperdi, lise 1'de sevgilileri oldu vs dediğinizi gördükten sonra yazıyorum bunu. Kardeşinizin hetero olma ihtimali çok düşük, ya biseksüel ya da gay. Eğer biseksüelse muhtemelen biraz başkaldırış(ablanızın top demesi, aile içindeki sorunlar), biraz da meraktan şuan hayatında daha çok erkekler var. Kızlardan da hoşlanmış, e erkeklerden de hoşlanabildiği için biraz da o şekilde deniyor sanırım.
İlişkiden sonra pişman olması, gay değilim sanırım demesi suçluluk psikolojisinden. Aile bunu kabul etmez, kendisi de hastalıktan korkmuş, bunlar birleşince pişman olmuş. İstemediğinden değil.
Eğer gay ise, cinsel kimliğini biraz geç keşfetmeye başlamıştır sanırım. Bu süreç de illa ki sancılı oluyor. Arkadaşım daha çok küçükken intihar etmeye kalkışmış mesela bu yüzden(çocuklar da çok acımasız, sınıfta davranışlarından anlayınca itip kakabiliyorlar). Muhtemelen öncesinde konduramamış, ama ısrarlı bir yönelimi olduğunu farkedince denemek istemiştir.
Bunları niye söylüyorum, pişmanlığı sizde hetero olduğuna dair umut doğurmasın diye. Ben çok az ihtimal veriyorum heteroseksüel olmasına. Çünkü bir düşünün, siz kendinizi hiç hemcinsinizle düşünebiliyor musunuz? Ergenlikte düşündünüz mü? Kimilerinin ergenliği ve cinsel kimlik bunalımı sancılı geçer. %1 böyle bir ihtimal de olabilir. Ama cinsel ilişki denemesinden sonra korkmasına, pişman olmasına rağmen sonra yine öpüşme olayı geçiyorsa bu ihtimal üzerinde fazla durmayın derim.
Gelelim siz ne yapmalısınız kısmına; öncelikle bence çok iyi bir ablasınız. Böyle bir konuyu size anlatabilmesi bile(özellikle o yaşta, çok zordur) size çok güvendiğini gösterir. İşe ablanızı susturmakla başlayın. "Top musun" ne iğrenç bir laftır. En yakınlarından bunları duymak onu daha büyük bir bunalıma iter.
Sonralıkla, başka bir psikiyatr'e götürün. Eşcinsellik bahsettiğim gibi, bir hastalık değildir, dolayısıyla tedavisi de yoktur. Ben şuan üstünkörü çıkarımlar yaptım, yeni bir psikiyatrla konuştuktan sonra yönelimi az çok ortaya çıkacaktır. Siz bu süreçte onu her şekilde sevdiğinizi, kabullendiğinizi hissettirin.
Psikiyatr sizle de görüşecektir. Heteroseksüel değilse eğer, kendini kabul etmesini sağlayın. Kendinden nefret etmesine izin vermeyin(buna çok eğilimlidirler, ailem duysa benden nefret eder, iğrenç biriyim gibi düşünceler olabilir kafalarında). Kendini kabullenmesini, bu şekilde devam etmesini sağlayın. Bunu tek başına yapmanız zor, psikiyatrdan destek almaya devam edin o yüzden. Bir şeyleri aştıktan ve bir şeyler kesinleştikten sonra da, bilinçlenmesini sağlayın. Gaylerin büyük kısmı(toplum tarafından da bilindiği kadarıyla) cinsel anlamda rahatlardır. Mesela benim arkadaşım hiç öyle değil, ama çevresindeki arkadaşları böyle. Bu kişilikle de alakalı tabii ama yalnızca cinselliğe dayalı ilişki yaşamaya eğilimli çok büyük bir topluluk var. Eşcinsel ilişki yalnızca cinsel anlamda değildir, bunu anlatın. Duygusal ilişkiler kurulabilir, heteroseksüel bir çiftten hiçbir farkları olmayabilir. Bunu öğrenmesi gerek, çevresini düzgün seçmesi ve sağlığına dikkat etmesi gerek. Anladığım kadarıyla akıllı bir çocuk zaten.
Son olarak, ailenize söylemeyin. Aileniz kabul edebilecek bir aile değil belli ki, belli bir yaştan sonra belki kendisi söyler, kendi kararı. Bana kalırsa bilmelerine gerek yok, ablanız da dahil.