Konu sahibesi,
tüm yorumlarınızı okuyamadım, konu içeriğiniz ve birkaç yorumunuzdan eşinizin ruh halini çözdüm gibi, sakın kendinizi suçlamayın veya sevilip değer verilmediğinizi, eşinizin vicdan yapmadığını düşünmeyin, aksine sizi seviyor, değer veriyor ve şu an vicdanı, aklı ve duyguları arasında gidip geliyor.
Size en azından sizi ikna edecek, ayrılmak için geçerli sebep sayacağınız şeyleri sıralayamayacaktır zira bunun ne sizinle ne de onun sizi sevmemesiyle uzaktan yakından ilgisi yok, onca yaşanmışlıklarınızı da sizden çalınan yıllar olarak görmeyin, evet şu an kırgın, üzgün ve hatta yaşadığınız bu ani değişim yüzünden şoktasınız, kendinizce geçerli sebepler arıyorsunuz, belki kendinizi sorguluyorsunuz ama ben eğer eşinizi sizin anlatımınızdan doğru anlayabilmişsem durumun ne başka bir kadınla, ne size verdiği değerle ilgisi yok, bugünün geleceğini bilseydi sizle baştan evlenmez size bunu yapmazdı ama o da bu yaşayacaklarını bilmiyordu.
Yazdıklarınız ve eşinizin yaşını okur okumaz aklımda tek birşey oluştu, erkekler kadınlara göre daha geç yaşta olgunlaşmaya ve hayatla ilgili ne istediğini bizlerden daha geç yaşlarda anlamaya başlar.
Kadınlar ortalama 25 yaşlarında belli bir olgunluğa erişir ve kararlarından hayat görüşlerinden emin olurlar, erkeklerde ortalama 30 yaşından itibaren ben kimim, ne istiyorum, hayattan beklentim nedir demeye başlar, çevrenizde veya burada birçok evli kadına soracak olursanız istisnalar hariç 30 yaş öncesi çoğu erkek çocuk gibidir, evliliklerinde dengeyi oturtamaz, kararsızdırlar, tam olarak beklentilerinin farkında değillerdir, çabuk yönlendirilirler.
Eşinizin aile yapısı nasıldı bilemiyorum ama sanırım sizin hayat görüşünüze yakın insanlar ki bir uyum yakalamışsınız eşinizin ailesiyle, eşiniz bu yaşına kadar sürdüğü bu hayat tarzını yaşının oturmaya başlamasıyla beraber sorgulamaya başlamış, evlenmeden önceki yaşamı aşağı yukarı aynıydı diye düşünüyorum, bugüne dek yaşadığı hayatın istediği hayat olup olmadığını bilmiyor artık, üniversite zamanı fırsatı vardı diyebilirsiniz, o dönem için istediği hayat oydu, sorgulama gereği duymuyordu, kendi içindeki eksiklikten bahsetmiş, eksikliği tanımlayamıyor değil mi?
Bir süre daha tanımlayamayacak, zira aslında şu an eşiniz ben kimim, hayattan ne istiyorum, ne bekliyorum gibi soruların arasında sıkışmış vaziyette, bu sorularına cevap bulduğunda eksiklik dediği şeyin cevabını da bulmuş olacak, ne istediğini, aslında nasıl olmak istediğini bilmediği içinde bu bocalamanın arasında sizi tüketmekten korktuğu için ayrılmak istediğini söyleyip evden ayrılmış.
Aslında sizin için çok üzücü bir durum olsa da inanın bence eşiniz sizin için en doğru olanı yapmış, eğer evliliğinizi şu anki ruh haliyle yürütmeye çalışsaydı, sizi çok mutsuz edecekti, bunun farkında, mantıklı biriymiş aslına bakacak olursanız, sizi yıpratıp yaşanmış onca güzel yılı mahvederek sizi daha çok incitmek istememiş , diyeceksiniz ki böyle de beni mahvetti, emin olun eğer devam etseydi çok daha kötü şeyler yaşayabilirdiniz, bana kızmayın sakın objektif olarak sizin anlattıklarınızdan çıkardığım sonucu yazıyorum, sizin duygularınızın ne kadar incindiğini hissedebiliyorum, bu duruma nasıl geldiğinizi sorguladığınızı, bu süreçte yıprandığınızı anlayabiliyorum bir hemcinsiniz olarak lakin eşinizin yaşadığı kimlik bunalımını da görebiliyorum, eşya almak için eve geldiğinde size sarılmaları, sizle ağlaması sizi sevdiği vicdan yaptığı için.
Çok mantıklı, olgun ve gururlu bir kadınsınız, ayrılmak istiyorsa bırakın ayrılsın, ben kimim sorusunun cevabını bulamadığı sürece huzura eremeyecek, bari o süreçte siz kendi hayatınızı yok etmeyin.
Ve size tavsiyem çok daha fazla incinip üzülmemek için o eve geldiğinde sarılmayın, tensel temastan vb kaçının, bunu ne kadar çok yaparsanız o kadar çok yıpranırsınız.
Allah yardımcınız olsun ve hakkınızda hayırlısı neyse o olsun.