- 23 Kasım 2022
- 11.876
- 53.316
-
- Konu Sahibi ekmeksepeti
- #201
Ama kuzucum eğer adetler uygulanacaksa düğünle kına birleştirilince kız tarafı hiçbir şeye elini sürmemiş oluyor, kız tarafı kına yapsaydı bir yer tutmaları gerekirdi, ya bu adetler topyekün uygulanmamalı veya sadece erkek tarafına yüklenilmemeli.
Kına sevmeyen onu da birleştirmesin :)) kına sevmiyorum ama erkek tarafı salon tutmuşken yapayım demek deOrası öyle. Konu sahibi genelinde söylemiyorum aslında o zaten ne nişan yapmış ne söz. Şuan herkes düğün ve kınayı birleştiriyor. Bir salon parasına denk geliyor. Kına sevmeyenler için güzel bir alternatif.
Bana kalsa kınanın K'sını yapmam tamamen toplumsal baskı ve neyse hadi kına yapmıyorsun bari böyle olsun dediler iyi dedim ne edek.Kına sevmeyen onu da birleştirmesin :)) kına sevmiyorum ama erkek tarafı salon tutmuşken yapayım demek dene muhalefet kadınım yahu ama gerçekten böyle düşünüyorum, kızım kına yakma fikrini reddetti ne o öyle dedi bele kurdele bağlama davul zurnalı gelin alma vs hepsine karşı annesinin çocuvu:))
Babamız takın yüzükleri sonra gidin nikah günü alın gelin dedi, o bizden de gıcık bu tip adetlere ama işte dünürlerimizin de tek çocuğu oğullarına kız isteme heyecanını yaşamak istediler o yüzden geldiler, resmi giyinmeyin bile dedik takım elbise kravat gereksiz kasılma, sonrasında sohbet kahkaha, hiç böyle bir merasim görmemişsinizdir
Çocuklar kısmetse sonbaharda nikah yapacak benim kız kayınvalide kayınpedere teyze amca diyor, damadım da bize abla abi
Dedik kafanıza göre takılın, sıfatların önemi yok, siz iyi misiniz iyisiniz gerisini boşverin gitsin.
Bence Bu zor süreçte, öncelikle sakin kalmaya ve iletişimi sürdürmeye özen gösterin. Eşinizle birlikte, aileyle açık bir şekilde konuşarak hislerinizi ifade etmek önemli. Aile dinamiklerinin farklı olabileceğini kabul ederek, beklentilerinizi yeniden gözden geçirin. Kendi mutluluğunuzu ve huzurunuzu korumak adına, gerektiğinde sınır koymayı öğrenin. Ayrıca, güvendiğiniz insanlardan destek alarak bu süreci daha kolay atlatabilirsiniz. Son olarak, düğün sonrası kuracağınız hayat ve ortak hedeflerinize odaklanarak, büyük resmi aklınızda tutmaya çalışın. Unutmayın, sizin ve eşinizin mutluluğu her şeyden önce gelir.merhaba, ben özel sektörde evden çalışan bir kadınım. eşim de aynı şekilde evden çalışıyor. mayısta nikahlandık, kaynanamlara yakın bir ilçedeki evlerine yerleştik. eylül’de düğünümüz var, yani çok kısa bir zaman kaldı. direkt konuya gireyim, kayınpederim ve görümcem birkaç gün önce davetiye bastırmaya bizim yaşadığımız ilçeye geldi. onların oku dağıtma alışkanlığı var, bu yüzden hediye paketlerinin üstüne yapıştıralacak şekilde davetiyeler bastırıyorlar. geldikleri gün, görümcem eşime davetiyenin fotoğrafını atıyor. öncesi de değil, ilçeye tam geldikleri zaman. davetiyeye bakarken fark ediyoruz ki düğünün yeri olarak farklı bir yer belirtmişler. bir okulun bahçesi. bu şekilde komplekslerim yoktur, lüks arayışım da yoktur. bugüne kadar da bir dediklerini iki etmedim, attığım her adıma dikkat ettim küçük bir yer olduğu için kayınvalidemin kayınpederimin benim yüzümden laf duymasını istemedim. muhafazakar bir aile oldukları için giyimime dikkat ettim. bi fazla yaptırayım her şeyi diye uğraşmadım. ailem de ben de her zaman maddi konu açıldığında neye gücünüz yeterse biz ona kabulüz, fazlasını istemeyiz dedik. tüm bu iyi niyet boşa gitmiş gibi hissediyorum çünkü düğünün yapılacağı yeri değiştirirken bize tek bir kelime etmediler, sormadılar istiyor musunuz diye. bu kararı tek başlarına aldılar. benim ne düzgün bir sözüm oldu, nişan desen zaten yok, düğünümü de kınayla birleştirdim ki onları da yormayayım. görümcelerim (2 tane) biriyle aramda 11, biriyle 15 yaş var. ne ablalık gördüm, ne iyi niyet gördüm. sevgiliyken ayrıldığımızda eşimize “sevindim. iyi olmuş” diyen insanlar. hem de benim onlara karşı bir suçum günahım olmamasına rağmen. nikahlandıktan sonra aynı evde yaşamamız dahi sorun oldu düğünü beklemediğimiz için. tamam anlıyorum muhafazakar bir aile ama evli barklı insanlar olmuşuz, daha hala kardeşlerinin eşi olduğumu kabullenemediler. üstelik bu davetiye olayından sonra eşim gitti konuştu. benim günlerdir üzgün olduğumu, böyle bir kararın bize sorulmadan verilmesinin saygısızlık olduğunu söylemiş. 1 saat dil dökmüş. görümcem abarttığımı söylemiş. kayınpederim ve kayınvalidem de anlamamak için direnmiş. kayınvalidemin dişleri kanamış sinirden, eşime sus doldum ben demiş. eşim yer önemli değil, biz kompleksli insanlar değiliz. ama karım okul bahçesinde düğün istemek zorunda değildi de, sorabilirdiniz demiş. sonuç hüsran. eşim ağlayarak döndü eve sinirden. kısacası bütün haftamız mahvoldu. ben kalp kırmak istemiyorum, ama gerçekten yoruldum. o konuşmadan sonra beni bir kere aramadılar, bir kere kusura bakmayın demediler. gelininiz üzülmüş, hiç mi önemli değil diyorum kendi kendime. kayınvalidem üzgünken ben kırk takla atıyorum. verdiğim değer yok oldu gitti yani, çok kırıldım. neyse ki eşim benim haklı olduğum konularda arkamda duruyor, anne kuzusu bir adam değil. gerçekten çok seviyorum. ama düğün öncesi bu kadar kargaşadan da bunaldım. benim ailemde her şey konuşarak çözülür, eşimin aile dinamikleri farklı ve asla iletişim kuramıyorlar. özür dileyemiyorlar, bir kusura bakma diyemiyorlar. allah var haklarını yiyemem, maddi olarak destek oldular evlerini açtılar. ama her olayın sonunda üzülen eşim oluyor. ben artık eşimi de kendimi de üzdürtmek istemiyorum.ne yapabilirim, nasıl davranmalıyım bundan sonra? hakikaten napacağımı şaşırdım.
Gençler istemediğiniz hiçbir şeyi toplum baskısı deyip kabul etmeyin, gün sizin gününüz istediğiniz gibi planlamak da sizin hakkınız.Bana kalsa kınanın K'sını yapmam tamamen toplumsal baskı ve neyse hadi kına yapmıyorsun bari böyle olsun dediler iyi dedim ne edek.
Ben de teyze diyorum anne baba demek hiç işime gelmiyor. Kv şimdiden başlamış. Bana kpden bahsederken baban şuraya gitti falan diyor.
Gelinlik veya sözde abiye falan giydi mi ?Kına sevmeyen onu da birleştirmesin :)) kına sevmiyorum ama erkek tarafı salon tutmuşken yapayım demek dene muhalefet kadınım yahu ama gerçekten böyle düşünüyorum, kızım kına yakma fikrini reddetti ne o öyle dedi bele kurdele bağlama davul zurnalı gelin alma vs hepsine karşı annesinin çocuvu:))
Babamız takın yüzükleri sonra gidin nikah günü alın gelin dedi, o bizden de gıcık bu tip adetlere ama işte dünürlerimizin de tek çocuğu oğullarına kız isteme heyecanını yaşamak istediler o yüzden geldiler, resmi giyinmeyin bile dedik takım elbise kravat gereksiz kasılma, sonrasında sohbet kahkaha, hiç böyle bir merasim görmemişsinizdir
Çocuklar kısmetse sonbaharda nikah yapacak benim kız kayınvalide kayınpedere teyze amca diyor, damadım da bize abla abi
Dedik kafanıza göre takılın, sıfatların önemi yok, siz iyi misiniz iyisiniz gerisini boşverin gitsin.
Sizin oralarda teyze denmesine normal bakılıyor mu? Bizde söylenebiliyor, ama eş ailesinin memlekette böyle bir durum yok bu yüzden çok ayıp karşılayacaklarını söyledi eşim. Ben de hiçbir şekilde hitap etmiyorumBen de teyze diyorum anne baba demek hiç işime gelmiyor.
Abiye giymedi, nikahta da standart gelinlik damatlık giymeyi planlamıyorlar, pantolon gömlek ve beyaz elbise gibi bir şey düşünüyorlar, bakalım bize de sürpriz olacak :)) ben de nikahta kayınvalide konsepti takılmayacağım, her zamanki bene uygun bir kıyafetle gideceğimGelinlik veya sözde abiye falan giydi mi ?
Kp çok takılmıyor eğitimli birisi ama kv öyle değil.Sizin oralarda teyze denmesine normal bakılıyor mu? Bizde söylenebiliyor, ama eş ailesinin memlekette böyle bir durum yok bu yüzden çok ayıp karşılayacaklarını söyledi eşim. Ben de hiçbir şekilde hitap etmiyorum
Bizimkinin oralarda öyle bir adet hiç yokmuş, o yüzden söyleyemiyorum ben. Olsa şak diye yapıştırırdım teyzeyiKp çok takılmıyor eğitimli birisi ama kv öyle değil.Takılacak gibi duruyor bu mevzuya.
Düğüne gitmemerhaba, ben özel sektörde evden çalışan bir kadınım. eşim de aynı şekilde evden çalışıyor. mayısta nikahlandık, kaynanamlara yakın bir ilçedeki evlerine yerleştik. eylül’de düğünümüz var, yani çok kısa bir zaman kaldı. direkt konuya gireyim, kayınpederim ve görümcem birkaç gün önce davetiye bastırmaya bizim yaşadığımız ilçeye geldi. onların oku dağıtma alışkanlığı var, bu yüzden hediye paketlerinin üstüne yapıştıralacak şekilde davetiyeler bastırıyorlar. geldikleri gün, görümcem eşime davetiyenin fotoğrafını atıyor. öncesi de değil, ilçeye tam geldikleri zaman. davetiyeye bakarken fark ediyoruz ki düğünün yeri olarak farklı bir yer belirtmişler. bir okulun bahçesi. bu şekilde komplekslerim yoktur, lüks arayışım da yoktur. bugüne kadar da bir dediklerini iki etmedim, attığım her adıma dikkat ettim küçük bir yer olduğu için kayınvalidemin kayınpederimin benim yüzümden laf duymasını istemedim. muhafazakar bir aile oldukları için giyimime dikkat ettim. bi fazla yaptırayım her şeyi diye uğraşmadım. ailem de ben de her zaman maddi konu açıldığında neye gücünüz yeterse biz ona kabulüz, fazlasını istemeyiz dedik. tüm bu iyi niyet boşa gitmiş gibi hissediyorum çünkü düğünün yapılacağı yeri değiştirirken bize tek bir kelime etmediler, sormadılar istiyor musunuz diye. bu kararı tek başlarına aldılar. benim ne düzgün bir sözüm oldu, nişan desen zaten yok, düğünümü de kınayla birleştirdim ki onları da yormayayım. görümcelerim (2 tane) biriyle aramda 11, biriyle 15 yaş var. ne ablalık gördüm, ne iyi niyet gördüm. sevgiliyken ayrıldığımızda eşimize “sevindim. iyi olmuş” diyen insanlar. hem de benim onlara karşı bir suçum günahım olmamasına rağmen. nikahlandıktan sonra aynı evde yaşamamız dahi sorun oldu düğünü beklemediğimiz için. tamam anlıyorum muhafazakar bir aile ama evli barklı insanlar olmuşuz, daha hala kardeşlerinin eşi olduğumu kabullenemediler. üstelik bu davetiye olayından sonra eşim gitti konuştu. benim günlerdir üzgün olduğumu, böyle bir kararın bize sorulmadan verilmesinin saygısızlık olduğunu söylemiş. 1 saat dil dökmüş. görümcem abarttığımı söylemiş. kayınpederim ve kayınvalidem de anlamamak için direnmiş. kayınvalidemin dişleri kanamış sinirden, eşime sus doldum ben demiş. eşim yer önemli değil, biz kompleksli insanlar değiliz. ama karım okul bahçesinde düğün istemek zorunda değildi de, sorabilirdiniz demiş. sonuç hüsran. eşim ağlayarak döndü eve sinirden. kısacası bütün haftamız mahvoldu. ben kalp kırmak istemiyorum, ama gerçekten yoruldum. o konuşmadan sonra beni bir kere aramadılar, bir kere kusura bakmayın demediler. gelininiz üzülmüş, hiç mi önemli değil diyorum kendi kendime. kayınvalidem üzgünken ben kırk takla atıyorum. verdiğim değer yok oldu gitti yani, çok kırıldım. neyse ki eşim benim haklı olduğum konularda arkamda duruyor, anne kuzusu bir adam değil. gerçekten çok seviyorum. ama düğün öncesi bu kadar kargaşadan da bunaldım. benim ailemde her şey konuşarak çözülür, eşimin aile dinamikleri farklı ve asla iletişim kuramıyorlar. özür dileyemiyorlar, bir kusura bakma diyemiyorlar. allah var haklarını yiyemem, maddi olarak destek oldular evlerini açtılar. ama her olayın sonunda üzülen eşim oluyor. ben artık eşimi de kendimi de üzdürtmek istemiyorum.ne yapabilirim, nasıl davranmalıyım bundan sonra? hakikaten napacağımı şaşırdım.
Öyle seviyorsanız öyle yapsınlar tabi zevkler ve renkler tartışılmazAbiye giymedi, nikahta da standart gelinlik damatlık giymeyi planlamıyorlar, pantolon gömlek ve beyaz elbise gibi bir şey düşünüyorlar, bakalım bize de sürpriz olacak :)) ben de nikahta kayınvalide konsepti takılmayacağım, her zamanki bene uygun bir kıyafetle gideceğim
Onlara mutluluklar diler ve o gün , o adresteki dugune katılamayacagımı belırtır iyi gunler dıler telefonu kapatırdım...merhaba, ben özel sektörde evden çalışan bir kadınım. eşim de aynı şekilde evden çalışıyor. mayısta nikahlandık, kaynanamlara yakın bir ilçedeki evlerine yerleştik. eylül’de düğünümüz var, yani çok kısa bir zaman kaldı. direkt konuya gireyim, kayınpederim ve görümcem birkaç gün önce davetiye bastırmaya bizim yaşadığımız ilçeye geldi. onların oku dağıtma alışkanlığı var, bu yüzden hediye paketlerinin üstüne yapıştıralacak şekilde davetiyeler bastırıyorlar. geldikleri gün, görümcem eşime davetiyenin fotoğrafını atıyor. öncesi de değil, ilçeye tam geldikleri zaman. davetiyeye bakarken fark ediyoruz ki düğünün yeri olarak farklı bir yer belirtmişler. bir okulun bahçesi. bu şekilde komplekslerim yoktur, lüks arayışım da yoktur. bugüne kadar da bir dediklerini iki etmedim, attığım her adıma dikkat ettim küçük bir yer olduğu için kayınvalidemin kayınpederimin benim yüzümden laf duymasını istemedim. muhafazakar bir aile oldukları için giyimime dikkat ettim. bi fazla yaptırayım her şeyi diye uğraşmadım. ailem de ben de her zaman maddi konu açıldığında neye gücünüz yeterse biz ona kabulüz, fazlasını istemeyiz dedik. tüm bu iyi niyet boşa gitmiş gibi hissediyorum çünkü düğünün yapılacağı yeri değiştirirken bize tek bir kelime etmediler, sormadılar istiyor musunuz diye. bu kararı tek başlarına aldılar. benim ne düzgün bir sözüm oldu, nişan desen zaten yok, düğünümü de kınayla birleştirdim ki onları da yormayayım. görümcelerim (2 tane) biriyle aramda 11, biriyle 15 yaş var. ne ablalık gördüm, ne iyi niyet gördüm. sevgiliyken ayrıldığımızda eşimize “sevindim. iyi olmuş” diyen insanlar. hem de benim onlara karşı bir suçum günahım olmamasına rağmen. nikahlandıktan sonra aynı evde yaşamamız dahi sorun oldu düğünü beklemediğimiz için. tamam anlıyorum muhafazakar bir aile ama evli barklı insanlar olmuşuz, daha hala kardeşlerinin eşi olduğumu kabullenemediler. üstelik bu davetiye olayından sonra eşim gitti konuştu. benim günlerdir üzgün olduğumu, böyle bir kararın bize sorulmadan verilmesinin saygısızlık olduğunu söylemiş. 1 saat dil dökmüş. görümcem abarttığımı söylemiş. kayınpederim ve kayınvalidem de anlamamak için direnmiş. kayınvalidemin dişleri kanamış sinirden, eşime sus doldum ben demiş. eşim yer önemli değil, biz kompleksli insanlar değiliz. ama karım okul bahçesinde düğün istemek zorunda değildi de, sorabilirdiniz demiş. sonuç hüsran. eşim ağlayarak döndü eve sinirden. kısacası bütün haftamız mahvoldu. ben kalp kırmak istemiyorum, ama gerçekten yoruldum. o konuşmadan sonra beni bir kere aramadılar, bir kere kusura bakmayın demediler. gelininiz üzülmüş, hiç mi önemli değil diyorum kendi kendime. kayınvalidem üzgünken ben kırk takla atıyorum. verdiğim değer yok oldu gitti yani, çok kırıldım. neyse ki eşim benim haklı olduğum konularda arkamda duruyor, anne kuzusu bir adam değil. gerçekten çok seviyorum. ama düğün öncesi bu kadar kargaşadan da bunaldım. benim ailemde her şey konuşarak çözülür, eşimin aile dinamikleri farklı ve asla iletişim kuramıyorlar. özür dileyemiyorlar, bir kusura bakma diyemiyorlar. allah var haklarını yiyemem, maddi olarak destek oldular evlerini açtılar. ama her olayın sonunda üzülen eşim oluyor. ben artık eşimi de kendimi de üzdürtmek istemiyorum.ne yapabilirim, nasıl davranmalıyım bundan sonra? hakikaten napacağımı şaşırdım.
Ablamın dünürleriyle aynı şeyleri yaşıyorsunuz. Onun damat da abla abi diyor, yeğenim teyze amca, onlar da şık bir nikahla ve sade elbiseyle yapmaya karar verdiler sonrasında partileyecekler. Acaba benim ablam mısın Mune? Adın Ayşe miGençler istemediğiniz hiçbir şeyi toplum baskısı deyip kabul etmeyin, gün sizin gününüz istediğiniz gibi planlamak da sizin hakkınız.
Yok Allahtan benim dünürler bana anne de baba de diyen insanlar değil, dış görünüşleriyle gelenekselci imajı çiziyorlar ama davranış olarak öyle değiller, hele kayınpeder, kızım ismiyle hitap etse bu kız ne diyor demez.
Sen de nasıl rahat ediyorsan öyle hitap et baskılara göre şekillenme.
Sizin için Ayşe de olurum:))) Bu arada yeğeninize de mutluluklar dilerimAblamın dünürleriyle aynı şeyleri yaşıyorsunuz. Onun damat da abla abi diyor, yeğenim teyze amca, onlar da şık bir nikahla ve sade elbiseyle yapmaya karar verdiler sonrasında partileyecekler. Acaba benim ablam mısın Mune? Adın Ayşe miModeratörün kardeşi çıkarmışım
Düğüne git oyna herkese inat . Ama sonra mesafe koy herkesle aranamerhaba, ben özel sektörde evden çalışan bir kadınım. eşim de aynı şekilde evden çalışıyor. mayısta nikahlandık, kaynanamlara yakın bir ilçedeki evlerine yerleştik. eylül’de düğünümüz var, yani çok kısa bir zaman kaldı. direkt konuya gireyim, kayınpederim ve görümcem birkaç gün önce davetiye bastırmaya bizim yaşadığımız ilçeye geldi. onların oku dağıtma alışkanlığı var, bu yüzden hediye paketlerinin üstüne yapıştıralacak şekilde davetiyeler bastırıyorlar. geldikleri gün, görümcem eşime davetiyenin fotoğrafını atıyor. öncesi de değil, ilçeye tam geldikleri zaman. davetiyeye bakarken fark ediyoruz ki düğünün yeri olarak farklı bir yer belirtmişler. bir okulun bahçesi. bu şekilde komplekslerim yoktur, lüks arayışım da yoktur. bugüne kadar da bir dediklerini iki etmedim, attığım her adıma dikkat ettim küçük bir yer olduğu için kayınvalidemin kayınpederimin benim yüzümden laf duymasını istemedim. muhafazakar bir aile oldukları için giyimime dikkat ettim. bi fazla yaptırayım her şeyi diye uğraşmadım. ailem de ben de her zaman maddi konu açıldığında neye gücünüz yeterse biz ona kabulüz, fazlasını istemeyiz dedik. tüm bu iyi niyet boşa gitmiş gibi hissediyorum çünkü düğünün yapılacağı yeri değiştirirken bize tek bir kelime etmediler, sormadılar istiyor musunuz diye. bu kararı tek başlarına aldılar. benim ne düzgün bir sözüm oldu, nişan desen zaten yok, düğünümü de kınayla birleştirdim ki onları da yormayayım. görümcelerim (2 tane) biriyle aramda 11, biriyle 15 yaş var. ne ablalık gördüm, ne iyi niyet gördüm. sevgiliyken ayrıldığımızda eşimize “sevindim. iyi olmuş” diyen insanlar. hem de benim onlara karşı bir suçum günahım olmamasına rağmen. nikahlandıktan sonra aynı evde yaşamamız dahi sorun oldu düğünü beklemediğimiz için. tamam anlıyorum muhafazakar bir aile ama evli barklı insanlar olmuşuz, daha hala kardeşlerinin eşi olduğumu kabullenemediler. üstelik bu davetiye olayından sonra eşim gitti konuştu. benim günlerdir üzgün olduğumu, böyle bir kararın bize sorulmadan verilmesinin saygısızlık olduğunu söylemiş. 1 saat dil dökmüş. görümcem abarttığımı söylemiş. kayınpederim ve kayınvalidem de anlamamak için direnmiş. kayınvalidemin dişleri kanamış sinirden, eşime sus doldum ben demiş. eşim yer önemli değil, biz kompleksli insanlar değiliz. ama karım okul bahçesinde düğün istemek zorunda değildi de, sorabilirdiniz demiş. sonuç hüsran. eşim ağlayarak döndü eve sinirden. kısacası bütün haftamız mahvoldu. ben kalp kırmak istemiyorum, ama gerçekten yoruldum. o konuşmadan sonra beni bir kere aramadılar, bir kere kusura bakmayın demediler. gelininiz üzülmüş, hiç mi önemli değil diyorum kendi kendime. kayınvalidem üzgünken ben kırk takla atıyorum. verdiğim değer yok oldu gitti yani, çok kırıldım. neyse ki eşim benim haklı olduğum konularda arkamda duruyor, anne kuzusu bir adam değil. gerçekten çok seviyorum. ama düğün öncesi bu kadar kargaşadan da bunaldım. benim ailemde her şey konuşarak çözülür, eşimin aile dinamikleri farklı ve asla iletişim kuramıyorlar. özür dileyemiyorlar, bir kusura bakma diyemiyorlar. allah var haklarını yiyemem, maddi olarak destek oldular evlerini açtılar. ama her olayın sonunda üzülen eşim oluyor. ben artık eşimi de kendimi de üzdürtmek istemiyorum.ne yapabilirim, nasıl davranmalıyım bundan sonra? hakikaten napacağımı şaşırdım.