- 29 Ocak 2016
- 623
- 1.545
- 38
-
- Konu Sahibi Suleymanin Hurremi
- #61
O zaman kendiniz içinde bu kadar stres yapmayın lütfen ve gerçekçi olun. Öyle ya da böyle birgün öleceğiz nasıl olduğunun,nerede olduğunun ya da ne zaman olduğunun bir anlamı kalmıyor malesef.stres yapıp, sürekli düşünüp kendinizi de germenin anlamı kalmıyor bu şekilde.ins küçük küçük olur enerjisi boşalır fay hattının da bu kötü senaryolar gerçekleşmez demekten başka yolumuz yok bu durumda.Ailem için endişeleniyorum tabiki ama onlar için yapabilecek hiç bişeyim yok. Onlar burada çalışıyorlar burada geçimlerini idame ettiriyorlar.
Hatta böyle bir deprem şayet ben burada değilken olmuş olsa elimden yardım göndermek haricinde ne kadar bişey gelir bilmiyorum. Yollar yıkılmış olur gelemem hadi geldim diyelim bu kaosta ne yapabilicem belki binayı bile bulamam buldum diyelim belki onlar çoktan gitmiş olacak iletişim zaten sıfır ülkenin insanı yağmacı hırsızı haydutu her bir yerde olacak can güvenliği olmayacak binaları yıkılmış ölmüş olsalar enkazdan çıkarılanları zaten toplu mezarlara gönderecekler kimlik tespitini beklemeden. Ölenlerin yüzlerininin fotoğrafını çekicekler şayet yüzleri darbe almış olursa tanınmaz halde olacaklar. Yaralı olsalar bile ülkenin farklı yerlerindeki hastanelere gönderilecekler yine kaos ve bulamayacağım. Gerçekçi olarak bakıldığı zaman endişelenmek ve üzülmek dışında elimden birşey gelmeyecek.
Çocuğu kolonun altına atacakmışım. Ben şimdi analık yüreği ile çocuğun üstüne kapaklanırmışım sakın yapmayacakmışım onu boğulurmuş çocuk.
Ayyy en tehlikeli yer kolon altı, sakın atmayın çocuğu kolon altına. Eşiniz de iyilik mi yapıyor kötülük mü bilemedim :)
Benim her odayla ilgili bir yaşam ucgeni planım var evde yakalanirsak diye, avizeyi izlemekten gözümü alabilirsem belki bir nebze şansım olabilir
Ona göre kolon altı sağlammış. Çok mu ruhsuzum bilemedim hiç plan yapmıyorum bu gibi durumlarla ilgili. Oğlanı kurtarmayı başarsam yeter bana. Onu da nasıl yaparım bilemedim. Üstüne kapaklanmak hala mantıklı geliyor bana :) duvar falan benim üstüme çöker kafasına darbe almaz en azından ama ağırlığımdan boğulabilir de.
Ya benim eşim de böyle 99 depremini yaşamış bir süre çadırda kalmışlar filan ufak bir sarsıntıda o kocaman adam gidiyor yerine başka biri geliyor. 5. kattan koşarak inmeyi düşünüyor en ufak sarsıntıda. Çok panik korkuyorum çocuğu alıp camdan atlayacak diye
Kesinlikle soğukkanlı olmak gerekiyor ama o depremi yaşayanlar için zor tabi destek almadıkları için. Aslında o depremden sağ kurtulan herkese psikolojik destek verilmeliydi. Valla kendi atlıyorsa atlasın bebeme ellemesin .Benimki 99 depreminde herkesi bırakıp kaçmış korkudan. Sonra fark etmiş ailesinin hala evde olduğunu :) ben de 99 depreminde ne bağırıyorsunuz az bi susun diyordum da annemden dayak yiyecektim Allahın gazabından korkmuyorsun diye. Yani korkmuyorum diyemem ama panik bir tip değilim ve mümkünse benim oğlanı depremde eşimden uzak tutmam lazım. Dediğiniz gibi her şeyi yapabilir o korkuyla.
Deprem anında saklanılmaması gereken yerler:
- Kolon, kiriş, kapı altı ya da yakınına saklanılmamalı.
- Kesici eşya, bardak, tabak gibi ürünlerin ve devrilme riski yüksek olan beyaz eşyaların bulunduğu mutfağa saklanılmamalı. Beyaz eşyalar sanıldığı gibi dayanıklı değildir üzerine düşen bir beton yığının altında hemen ezilir.
- Fayanslarla dolu bir banyoya saklanılmamalı. Çünkü deprem anında ilk patlayan fayanslardır ve fayanslar bir jiletten daha keskindir. Ayrıca çamaşır suyu, kezzap gibi kimyasal maddelerinde bir biri ile tepkimeye geçerek tehlikeli gazlar doğururlar.
- Deprem anında evden çıkmaya çalışmamalısınız. İlk çöken yerler merdivendir.
Deprem anında saklanılması gereken yerler:
- Çok yüksek olmayan dolap, koltuk, çekyat, masa gibi ahşap eşyaların yanlarında çök-kapan-tutun pozisyonunda beklenmesi gerekir. Çünkü ahşap eşyalar yukarıdan düşen bir beton parçasının size gelmesini engelleyebilir.
- Eğer hiçbir mobilyanın olmadığı boş bir koridordaysanız. Çerçeve, pencere veya kapı olmayan düz bir duvarının önünde cenin pozisyonunda beklemelisiniz. Kesinlikle kolon, kiriş ve kapıdan uzak boş bir duvar olmalı.
Bize yıllarca kolon altlarına saklanın dediler ama en tehlikeli yerler aslında. Iyice araştırıp tespit etmek lazım ama ben zaten tutulup kalıyorum deprem olduğu anda.
Kesinlikle soğukkanlı olmak gerekiyor ama o depremi yaşayanlar için zor tabi destek almadıkları için. Aslında o depremden sağ kurtulan herkese psikolojik destek verilmeliydi. Valla kendi atlıyorsa atlasın bebeme ellemesin .
Bu bilgiyi akşam eşimle paylaşayım da iyice panik olsun adam ne yapıcaz diye. Ben genellikle sakin kalıyorum böyle anlarda. 99da annem deprem değil de kıyamet kopuyor sandığı için "kelime i şehadet getirin" diye bağırıyordu. "ya sen getir ben daha 12 yaşındayım günahım az" demiştim :))) kadın o kadar panik ki, çocuk aklımla ben onu sakinleştiriyordum. Aman bir de de ilk regl olduğum gündü o gün. Asıl felaket oydu benim için. Çocukluktan genç kızlığa geçişin ilk günü deprem oldu. Kıpırdamaya korkuyordum depremi unutmuştum rezil olurum korkusuyla.
Böyle korktuğum bir olayda bile beni güldürdünüz cidden tebrik ediyorum sizi :)
Ben 99 da 5 yaşındaydım ve uyanmamışım bile İstanbul'da olmamıza rağmen. Hiç travma oluşturacak bir olay yaşamamama rağmen eşiniz gibiyim, eşim de benden bıkmış durumda. Şu an ayrı odalarda uyuyoruz ben kızımla uyuyorum diye, o hangi odada uyusa kaçış planı saklanma planı öğretmeye çalışıyorum her gece kendisine. Bir de nedense ne zaman aklıma deprem gelse, deprem fobim depreşse ya da depremden bahsetsek bir yerde olur mutlaka. Eşim bu durumdan da bıktı artık sus d eprem deme diyor :)
Ama elimde değil işte. Benim başıma depremden bir gelecek var herhalde
Allah korusun yahu demeyin öyle. Bu konularda çok fikir verebilen bir insan değilim anlamıyorum çünkü. Empati kuramıyorum. Sadece oğlumla ilgili korkularım var. Bir de ölmeyip enkazın altında hareketsiz kalması düşüncesi beni inanılmaz geriyor. Hani ben de o ana şahit olursam ve elimden hiçbir şey gelmezse kahrolurum diyorum. O yüzden mümkünse ya ölüp o ana şahit olmayayım ya da bir şekilde oğlumu kurtarayım istiyorum. Ölümden ziyade çaresizce beklemek zorunda olmak, evladım için hiçbir şey yapamıyor olmak korkutuyor beni. Düşüncesi bile korkunç.