İş güç kısmını geçeyim, sıkıcı ayrıntılar onlar.
Şu karışık dönemi de geçeyim, zira kolumuz kanadımız kırık. Normal zamanlardan bahsedeyim.
Karı koca kitap delisiyiz. Zevklerimiz çok farklı, bu yüzden alakasız kitaplar okuyoruz; sonra ilginç bulduklarımızı birbirimize anlatıyoruz. Ortak okuduğumuz kitaplar da var elbette. Bir ara yer yüzünde okumadığım kitap kalmayacak prensibindeydim, önüne gelen kitap yazdıkça hayal oldu. Kitap odamıza 2 tane baba koltuğu aldık, yan yana yerleştirdik, sallana sallana kitaplarımızı okuyoruz düzenli olarak.
Eşim şu an Çince öğrenme peşinde, bulunduğumuz yerde özel ders verecek birini arıyoruz, zor gibi; adı büyük şehir kendi küçük olan bir yerdeyiz çünkü. Ben belki İngilizce-Çince karşılaştırmalı anlatım yapan bir site bulursam, önce kendim öğrenir ona sürpriz yaparım öğreterek diye planlıyorum.
Gezme tozma konularını anlatmaktan hoşlanmıyorum, hatta sosyal ağlarda tatil fotolarını bile paylaşmam, yer bildirimi yapmam; bu yüzden bunları anlatmayacağım. Kimse üstüne alınmasın bana göre görgüsüzlük gibi geliyor. Özellikle en yakın, en sevdiğiniz arkadaşınız 6 senedir tatil yüzü göremediyse.
Hayatımızda rutinlerimiz var, sevdiğimiz rutinler demiştim. Onlar çok kıymetli nazarımda.
Düzenli içtiğimiz kahvelerimiz, beraber değişik ya da zor yemekleri yaptığımız günler (haftada 1), çiğ köfte günümüz (haftada 1), bir de gurme edasıyla gittiğimiz yerlerin her şeylerine puan vermelerimiz. Bunlar değişmezlerimizdir, aksatmayız. Elbette kitaplarımızı da.