cocuk sahibi olmadanda cok mutlu hayatini yasayan kadinlar :)))

Mutluluğa dair ne güzel yazmışsın valla ağzına sağlık! Haklısın, çok ortaya karışık bir topik oldu iyi ki de oldu.Çünkü ha babam de babam çocuk konuşmak sıkıcı olurdu herhalde.
Bu mevzu ne zaman açılsa ilk aklıma gelen çocuğunun olmamasının büyük bir özgürlük olduğudur. İstediğin zaman istediğini yapma özgürlüğü harikulade birşey. Özgürlük sevdalısı olmak.Bazı insanlar bunu hiçbirşeye değişmiyor.Burada bir arkadaş uzun bir mesajında yazmıştı 'bencillik' lafı geçmişti. Bencillikmi? bunu uzun uzadıya düşünmedim hiç.Ama şu var ki daha kendine dönük insanlar oluyor, hayatının merkezine bir sevgiliyi/bir eşi/bir çocuğu koymak istemeyenler oluyor. Çocuğun olunca kaçınılmaz olarak 1.sırada o olmak durumunda, kendini 2.sıraya atıyorsun.Hatta bazı kadınlarımız eş, aileler derken 4. 5. sıraya atabiliyorlar kendini.Size de oluyor mu bilmiyorum çocuklu hemcinslerimle kendini karşılaştırmak değil ama acaba onun yerinde olmak ister miydim gibi empati kurmalarım oluyor benim. Cevabım hiç değişmiyor.
 
Huzurlu ve keyifli bir hafta bizlerle olsun.
Haftanın geri kalanı benim için sinema keyifle geçecek gibi duruyor.
The Hobbit:The battle of the five armies filmi vizyona girdi.
Ona gideceğim büyük bir zevkle.
Ve hala gitmeye fırsat bulamadığım Interstellar filmine gideceğim.

Olivacım sen bu haftasonu neler yapacaksın, daha erken ama bir program düşündün mü?
 
Aayyyyy KIZIL`im sana yazsammi diye düsünüyorken, sanki senin icine dogmus gibi sordun, ee bende yazayim artik. Senin Berlin`i ne kadar cok sevdigini biliyorum ve bende bu hafta sonu Berlin`deyim ama söyle : bir arkadasimiz var Türk onun hayat arkadasi Alman, isin ilginc yani kac senedir beraberler ve iki tanede dünyalar tatlisi kizlari var biri 4, biri 2,5 yasinda. Nihayet evlenmeye karar verdiler ve gelinimiz Berlinli oldugu icin orada olacak dügün.
Öteki ilginc sey, dügünümüz temali yani bizim Alman gelin dügün gecesinin temasini 1920`li yillari secmis. Aman tanrim, ne ugrastim, 20`li yillarin kiyafetlerini bulmaya. Bakalim öteki arkadaslar nasil giyinecek, kesin cok komik olacak.
Buradan bir kac arkadas arabayla 3- 3,5 Saat cuma aksami gidecegiz orda otelde kalacagizki, cumartesi sabahi nikahlari kilisede gerceklesecek zamaninda orda olalim diye. Nikah Saat 10`da aslinda cumarteside yola cikabilirdik ama bu cok telasli olabilirdi, erken kalkma falan. Sonrada öglen dinlenip cumartesi aksami dügün eglencemiz olacak. Pazar sabahi gelin damat yakin ailesi ve yakin arkadaslari ile birliktede brunch yapacagiz, yani pazar ögleden sonra bitmis olacak. Eger esimi ikna edebilirsem, belki bir müze ziyaretide olabilir Berlin`de madem gitmisiz bu kadar yol,degilmi ? Ama pek eminim degilim..ikna etme kabiliyetime bagli artik...
Hobbit`de Yüzüklerin Efendisi gibi Peter Jackson tarafindan yapildigi icin muhakkak güzel olacak, eminim. Ben ne yazik, Yüzüklerin Efendisinden sonra baskada Peter Jackson filimleri seyretmedim.
Sana sinema`da bol eglenceler dilerim, özellikle orda patlatilmis misirli zevki cikar degilmi?
Evet, Interstelar`i bende duydum, Science-Fiction kesin güzeldir, tahmin ediyorum, buraya yazarsin artik nasil buldugunu.
Eeee desene hafta sonu full.
Dedigin gibi özgürlügü sevmek, es icinde gecerli, yani basima dert acan bir evlilik yasayacagima yanliz yasardim daha iyi. Orda bile özgürlügümü hic bir erkek icin feda etmezdim. Düsünsene bu dünyaya bir kere geliyorum ve beni seven adam bana baski yapacak, kabul edilir gibi degil. Ben babamdan bile tokat yemeyen bir insanken, elin insani hangi hakla bana siddet veya baski uygulayabilirki... Kadinsam bu demek degilki birisinin kölesiyim...
Onun icin sevgide askda bir yere kadar. Eger bana zarari olacaksa, cok sevsem bile katlanmam...bu dünyaya bir daha gelmiyecegiz cünkü..
 
Öyle mii hisler karşılıklıymış desene.Ne kadarda güzel bir haftasonu programınız varmış öyle.Düğün teması çok enteresan geldi. Bende merak ettim şimdi kıyafetleri ve aksesuarları. Bunları sadece eski filmlerde ya da yabancı dönem dizilerinde görebiliyoruz. Mesela Mad Men dizisi 1959-1965 yıllarını kapsıyordu.1920'yi okuyunca bir şaşırdım.Acaba gelinin bu yılı seçmesinin özel bir sebebi var mı ki? Çok doğru Berlin'e gitmişken aradan bir müzeyi çıkartmanız hiç fena olmaz. Gitmediğiniz bir müzeyi ballandıra ballandıra anlatabilirsin.Umarım eşini ikna edebilirsin.Müze demişken bende Abd'de müzelerde düğünler yapıldığını duymuştum.O da çok hoş bir fikir gibi gelmişti. Aklıma o zaman gelmişti;Berlinde koca bir haftasonunu müzelere ayırmak güzel bir program olurdu mesela.Çok güzel ve de keyifli bir haftasonu diliyorum sana.İyi yolculuklar ve iyi eğlenceler.
 
Doğru ya doğru Yüzüklerin Efendisini Hobbitten daha çok severim. Her ikisi de adeta bir görsel şölen sunuyor.Bence Hobbit'e de bir şans vermelisin.Tabi türü itibariyle film zevkine hitap ediyorsa.Her iki film içinde unutmazsam yazarım tabi seve seve. Teşekkür ederim Olivacım sinema keyfi dedim çünkü sinemaya sadece iyi ve kaliteli film olduğunda giderim anca öyle benim için keyif haline geliyor.Bazı aylar hiç sinemaya gitmeye değer film olmadığı bile oluyor. O yüzden az olduğu için daha bir değerli. Birde maalesef sinemada patlamış mısır keyfim olmuyor.Çünkü benim patlamış mısırım taze,yağsız ve tuzsuz olmalı. Anca evde film izlerken kendim hazırlıyorum, yiyorum.Bir hayli titizim dışarda herşeyi yiyip içemiyorum.Yine kolada içmiyorum yani sinemada sadece su oluyor yanımda filme büyük bir dikkatle odaklanıyorum.Film beni içine çekiyorsa o andan kopuyorum değmeyin keyfime o zaman.

Son söylediklerin ne kadar doğru bu konuda da aynı pencereden bakıyoruz. Anladığım kadarıyla sende benim gibi gururuna düşkünsün.Baskıya ve kıskançlığa tahammülün pek yok. Kesinlikle sırf duygularla değil mantığını da kullanıp hareket etmek en iyisi.Bende sevgi,aşk herşeyin üstesinden gelir , herşeyi çözer lafına inanmıyorum. Kötü bir ilişkindense yalnız kalmayı yeğlerim. Medeni durumumda sadece beni ilgilendirir.Seçim bana aittir.Yine kötü giden bir evliliği bitirmekten hiç çekinmezdim herhalde. Dediğin gibi bize bahşedilmiş sadece bir ömür var ve bunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız, bu dünyaya tek geldik tek gideceğiz. Bir derdim var bölümünde ne hikayeler okuyoruz etkilenmediğim için okumakta sakınca görmüyorum.Bir kez daha anladım ki; maalesef Türkiyede kadınlarımız evlilikten/ilişkilerden yana çok çok yıpranıp hayatları mahvolabiliyor. O yüzden senin her fırsatta vurgulamanı anlayabiliyorum.Eğitimli, meslek ve iş sahibi, kendi ayakları üzerinde durabilen kimseye muhtaç olmadan yaşayan bilinçli bir kadın olmak bu ülkede yaşayan kadınlar için çok daha önemli...

Evlilik demişken en son izlediğim bir film.. evli çiftlerin izlemesi gereken bir film bana göre.Evliliğe dair yapılan çıkarımlar vardı. Filmin adı Gone Girl. Bir David Fincher filmi. Ve başroldeki aktristin oyunculuk performansı kesinlikle izlemeye değer. Döktürmüş resmen. Eşle/Sevgiliyle izlenecek tarzda bir film.Tavsiye ederim.
 
Son düzenleme:
İyi gecelerrr
Interstellar filminden geldim ve hemen pc başına geçtim. Filme dair kritikleri,incelemeleri okuyup birkaç şey araştıracağım. Muhteşem bir filmdi.Yönetmen Christopher Nolan'a şapka çıkarmak lazım vallahi. Spoiler vermemeye gayret ederek yorumumu daha sonra yazarım. Hobbit' gelirsek serinin ilk iki filmini tekrardan bir izleyip öyle gideyim diyorum.Onları izleyip çabucak gideceğim.Derinliği olan, sağlam ve kaliteli filmlerin insana çok şey kattığını düşünmüşümdür hep.İyi bir sinema seyircisi olma gayreti içindeyim fakat daha çok yolum var gibi hissediyorum.Bir sinefil olur muyum orasını bilemiyorum ama :)


Geçenlerde de bir gazetede ana tema çocuk sayılabilecek bir röportaj ve ertesi gün röportajın üzerine yazılmış bir köşe yazısı okudum.Güzeldi, beğendim ama sürekli aynı konuya dair birşeyler alıntılamış gibi olur diye buraya aktarmadım.İsteyenler olursa linkleri özelden atarım.Birde bu konu sebebiyle gazeteleri okurken yada internette dolaşırken algıda seçicilik oluyor galiba
Herneyse, herkese keyifli haftasonları dilerim.
 
Hicde degil, bu konuda bu kadar mütevazi olma. Yeterince bir sinefilsin ve bende kendimi öyle görüyorum. Sinema hayat bakis acima cok katkisi var diye düsünüyorum. Tabiki bizden daha sinefil olan insanlar vardir elbet.
Sinema benim görüs acimi acan, degisik bakis acisi veren, beni düsündüren ve en önemlisi oradaki duyguyu yakalamam, bana cok sey katiyor. Felsefik oldu biraz, ama öyle.
Interstelar`i begenmene sevindim, esimde illa gidelim diyor herhalde gelecek hafta bizde bakariz, bende sana yorumumu yazarim o zaman spoilerini tartisiriz.
Bu arada KIZIL`im otobiografie hastasiyim, yani tüm begendigim ve giptayla baktigim insanlarin otobiografisi beni cok ilgilendiriyor, Otantik yasantilari didklemek, onlardan bir seyler kapmak, kendi hayatimla kiyaslamak cok zevkli.
Iyiki bu gibi seylere merakimiz var, cünkü o Zaman hayat daha bir anlamli oluyor. Ruhumu beslemeden yapamam.
Güzel bir müzik, güzel bir yemek, güzel bir kitap, güzel bir filim buna kisacasi Hedonizm derler. Bende herhalde bir Hedonistim, itiraf ediyorum.
 
Merhabalar, günaydınlar.
Bugün okuldan izinliğyim, 3 günlük tam gün süren Ergende Cinsel Eğitim çalıştayına katılacağım. Böyle zenginleşme alanları buldukça işimi daha çok seviyorum, motivasyonum artıyor.
2 yıl öncesine kadar sinema kültürü temeli oluşturmaya çalışıyordum. Öyle ki her gün iki film izlerdim. Ancak evlilik hayatıma girdikten sonra ve eşimle tamamen farklı sinema zevklerimiz olduğu için maalesef sinemadan koptum. Ancak burada sizlerin paylaştığı filmleri görünce tekrar canlandı bu isteğim. Eşim beş günde bir nöbetçi, onun nöbetçi olduğu günler film keyfi yapmaya karar verdim.
 
Etrafımdaki insanlar çok korkutuyor. Rahat günleriniz, çocuk çok zor gibi sözleri o kadar çok duyuyorum ki. Herkes bu kadar şikayetçiyse neden çocuk yapayım ki diye düşünüyorum.
Evliliğimin ilk aylarında bana da öyle söylüyorlardı ben de kendi kendime bu kadar kötü bişey mi yav derdim şu an çocuğum yok 3 yıldır evliyim kısmet ne zamanaysa o zaman olsun. İşin tuhaf tarafı nişanlıyken de nişanlılığın kıymetini bil evlenince bu günlerini ararsın demişlerdi ama tam tersi evlendim çok daha mutluyum ve rahatım demekki böyle şeyler kişiye göre evliliğe görw değişiyormuş
 

Evet öyle düşününce gerçekten haklısınız. Bana da dediler seni evlenince göreceğiz diye. Evlendim her şey güzel, şimdi de biraz zaman geçsin o zaman görürüz diyorlar
 
Evet öyle düşününce gerçekten haklısınız. Bana da dediler seni evlenince göreceğiz diye. Evlendim her şey güzel, şimdi de biraz zaman geçsin o zaman görürüz diyorlar
Demekki onların evliliği hep olumsuza doğru gitmiş. Kişi herkesi kendi gibi bilirmiş ya ondandır
 


Benzer görüşte olduğumuza sevindim.Haklısın, kesinlikle iyi yapımlar insana vizyon kazandırabiliyor.O yüzden her zaman kaliteli,ayırdığım zamana değecek filmlerin peşindeyim.Filmlere zaman geçsin,eğlence olsun diye bakanda çok.Onlarında gerçek bir sinema seyircisi olduklarını söylemek zor haliyle..

Bana sorarsan hiç vakit kaybetmeden gidin derim 7 kasımda vizyona girmiş, vallahi ben 1 ayı geçkin süre gitmediğime yani ertelediğime azcık pişman oldum. :) Sende izleyince üzerine konuşuruz tabi.Söylemeden geçemeyeceğim eşinle ne çok ortak ilgi alanlarınız var, ne mutlu sana.

Bende senin gibi otobiyografileri severim.Keza röportaj okumayı da çok severim.Yiğit öldür hakkını yeme misali Ayşe Arman'ı sırf röportajları için okurum mesela.Yoksa okuyacağım bir köşe yazarı değildir.

Haklısın, hayat insana neler öğretiyor, yine insan başka insanların hayat tecrübelerindende çok şey öğrenebiliyor.Senin yazdıklarını az çok tahmin etmiştim.Çünkü burda 'Ömür Dediğin'(Trt) adlı programa dair eski bir konunu görmüştüm. Bende o programı severdim.Maalesef bitmişti o program, bende güncelliğini kaybettiği için sana bahsini açmamıştım.

Oliviacım çok şaşıyorum konuştukça konuştukça ortak yönlerimizi buluyoruz böyle.Bu beni ne kadar mutlu ediyor bir bilsen.
Bende hedonistim diyebilirim.Kesinlikle Haz insanıyım,Bir ara bu Haz anlarımı bir kağıda sıralamıştım biliyor musun.Yine Tutku insanıyım.Tutkuların insanı yaşama daha çok bağladığını düşünüyorum.Birde Anları yaşamayı severim.Anları tabir-i caizse iliklerine kadar hissederek yaşamayı, keyfini ve zevkini çıkarmayı önemserim.Mesela güzel bir Anı fotoğraflamak yerine hissetmeyi tercih ediyorum. İnsanlar günümüzde her anının fotoğrafını çekerek aslında o Anı hissetmeyi unutuyorlar ve kaçırıyorlar.

Son cümlelerine bayıldım.Aynen, misal günlük sorunlar neticesinde kötü bir gün geçirmişsindir akşam güzel bir yemeği yemek akabinde güzel bir film izlemek sana o kadar iyi gelebiliyor ki..Hani Sevgili Candan Erçetin'in Dalga şarkısında geçer ya bu; ''Bazen kötü başlayan bir günü bile iyiye çevirmeli,Ve bunları yapabilecek gücünün olduğunu bilmeli...''

Son birşey; başka insanların hayatlarını kendi hayatınla kıyaslamanın çok zevkli olduğundan bahsetmişsin.Bunu biraz açar mısın ? Kıyaslamak olumsuz olarak algılanan birşeydir. Kıyasladığın insanlarla hayatta aynı yollardan geçip bugünlere gelmemişsin ki.. Yine kimsenin çocukluğu, gençliği yani bu hayatta yaşadıkları bir değil.
 
Merhabalar Lavin.İyi günler.Hoşgeldiniz.
Sizin burda mesleğinize dair anlattıklarınızı okuyunca Türkiye'de insanların Rehber Öğretmenlere karşı olan önyargılarını hatırlıyorum. Ben bu önyargılar içinde değilim elbette. Ne yazık ki her öğretmeni bir tutma yanlışı çok fazla.Okuduğum kadarıyla sizin mesleğiniz adına iyi bir örnek olduğunuz aşikar. Mesleğini seven bir Öğretmene rastlamak hoş. Başarılar dilerim.

Bu platformda filmler üzerine konuşulmasının size böyle bir geri dönüş sağlamasına şahsen sevindim. Sinemadan kopmanız şansızlık olmuş.Ama olsun geç değil hiçbir zaman. Bende sizinle benzer bir durumu yaşamıştım.Bilimkurgudan nefret ederdim ama karşımdaki insan bilimkurgu filmlerini çok severdi. Haliyle beraber oturup izleyemiyorduk. Şimdiki durumum bilimkurgu filmlerine bayılıyorum :) Ama bu benden kaynaklanıyor tamamen spontan bir şekilde, zamanla ortaya çıktı diyeyim, karşımdaki insan seviyor diye zorlamam,kasmam kendimi. Diyeceğim, insanın zamanla zevkleri değişebiliyor. Belki sizde spontane şekilde birbirinizin sevdiği türlere kayabilirsiniz. Eşiniz hangi türleri seviyor, siz hangi türlere yatkınsınız ? Tamamen farklı deyince merak ettim. Öte yandan güzel bir karar almışsınız. Sizde o günlerde peşpeşe kendi zevklerinizden filmler izleyebilirsiniz.Bu şekilde açığı kapatabilirsiniz. Aklıma geldikçe film önerileri paylaşmaya devam edeceğim.Sizde beğendiğiniz filmleri paylaşırsanız memnun oluruz.
 
Son düzenleme:
Oliva bu topiğe bol bol eklemek lazım. Şimdi kendi kendime söylüyordum ne ara 36 sayfaya geldi böyle diye. Çok farklı görüşler okuduk halende okuyoruz ama bir tartışmaya özellikle kişisel boyuta varan tartışmalar yaşanmadı. Bu sevindirici gerçekten. Eski konudaki gibi 300 sayfaya ulaşır mı dersin ? Bana kesin bir 100 sayfayı görürüz gibi geliyor.
 
Simdi KIZIL`im sunu demek istedim, biz hayatinda cok seyler basarmis insanlarin, mesela bir Vehbi Koc`un sadece ne kadar cok zengin ve varlikli olduguna yogunlasiriz. Ve genellikle su yapilir : Vay be hayat ne acimasiz, keske benimde Vehbi koc gibi varligim olsa, sunu sunu yapardim...
Oysa bende o adamin zenginligi veya varligi beni hic bir zaman ilgilendirmiyor, sadece oraya nasil geldi, nelerle savasdi, ne zorluklar gördü, hangi emegi verdi, nelerden feda etti, nereden bu azimi yakaladi, neydi onu böyle caliskan yapan, ne emekler sarf etti ??? Ve bu yönünü kendi hayatimla kiyaslarim hep. Yoksa hayatimda ne arkadaslarimin nede baskasinin hayatiyla kendi hayatimi kiyaslamam. Ama emege müthis saygim vardir.
Veya bir telkari sanatcisi ilgimi ceker, onun o emegiyle o güzel takilari yapmasi, bunu yaparken yasadigi mutluluk gibi.
Bu gibi konularda cok feyz alirim acikcasi.
Hepinize cok güzel bir pazar aksami diliyorum.
Güzel bir hafta sonundan sonra, yorgunluk icinde simdi kahvemi icip, yarin devamini yazacagim..sevgiler
 
Hoşgeldinnn Oliviacım. Afiyetler olsun. Bende şimdi kahvemi yapıp filmimi izleyeceğim.Pek keyfim yok bugün.Üşüttüm herhalde hasta olmama ramak kaldı. Film,patlamış mısır,kahve üçlüsüyle birazcık keyiflenmeye çalışacağım.

Açıkladığın için teşekkür ederim. Şimdi anladım. Benim bakmadığım bir açıdan ele almışsın.O açıdan bakmamıştım ve düşünmemiştim.Ama az çok yazdıklarından seni biliyorum, kendi hayatını misal arkadaşlarının hayatıyla kıyaslamadığınıda tahmin etmiştim.Anlattıkların çok ince düşünmeyi gerektiren türden.Senin kadar detaylı bakmasamda bazıları benimde dikkat ettiğim şeyler.Ayrıca bende elimden geldiğince feyz almaya çalışırım.Salt okuyup geçmem.
Haftasonun güzel geçmesine sevindim. Bugün aklıma gelmiştin uğramasaydın gözüm seni aramaya başlardı.
 
Bugün Amsterdam`dan kuzenim gelecek Noel bayramini beraber gecirecegiz. Cok seviyorum bu gelenegi, her yer isil isil. Kisi güzel yapan zaten o civil civil isiklar ve süslenmis cam agaclari. Eeee birde kafa dengi kuzen`de gelince süper olacak.
Bu arada aile baglarina cok ama cok önem veren bir insanim, gittigim her yerde tüm kuzenlerimi toplarim ve cok sicak iliskilerimiz vardir. Büyüklerin kavgalari falan bizi ilgilendirmez. Herkes herkesle baglantida. Ve her kuzen her kuzene yardimcidir, biri daire arar, o kuzen bulur, biri is arar öteki kuzen yardim eder.
Aile baglarimizin güclü olmasini cok destekleyen birisiyim ve hep derler, senin sayende buna ulastik diye. Illaki kuzenler ve yegenler meshur brunch larimiz olur. Aman tanrim ne güleriz ama, sirf o gün nerdeyse tüm restoran bize calisir. 30 kisi oluruz, kiz arkadasini getirende olur, bizimle tanistirir falan.
Yani ben varligimla aileme, cevreme ve topluma hayirli bir insan olmak istedim hep ve oldum. herhalde buda insani mutlu eden bir faktör daha. Sevilmek icin, ilk önce sende caba göstereceksin. Hic birsey kendiliginden olmaz. Mutlulugu sen yaratacaksin.
KIZIL`im cok güzeldi dügünümüzde, 20 li yillarin kiyafetiyle cok sikti kadinlar, erkeklerde süperdi. Cok eglendik dogrsu. Gelin`de sac modeliyle ve gelinligiyle uydurmustu, damat bey`de sapkasiyla benzemisti yani o döneme, hatta o tarz müzik`le danslarimiz süper. Charleston yapan yapana, zaten cok severim o dönemi. Özellikle bayanlarin elindeki o uzun sigata tutucusu, artik gercek ismi ne bilmiyorum. Süper resim kareleri yakalik esim. Resmen sergi yapabiliriz aslinda o resimlerle, bazende efekt koyup siyah Beyaz cekmis esim, tam o yillardaydik yani....
 
Şimdi, aile-sülale konuları hassastır. :) Bu mevzulara fazla girme yanlısı değilim ama anlattıkların bana epey uzak açıkçası. Dolayısıyla seni şanslı olarak gördüğümü söylemeliyim. Büyük zenginlik olsa gerek. Bense akrabaları kendimiz seçemediğimiz için ilişkiler adına bir zorunluluğum yok diye bakarım.İstediğim insanla görüşüp istemediğim insanla görüşmeme taraftarıyım. Daha çok az ve öz olsun yaklaşımındayım.

Unutulmaz bir haftasonu geçirmişsin ne mutlu sana. Fotoğraflarda çok hoş bir anı olarak kalacaktır.
Ayyy olivia sanki bir film sahnesi anlatıyormuşsun gibi geldi :) :) O sigara tutucusu gözümün önüne geldi ama bende unuttum adını bulursam söylerim. Daha önce sormuştum ama gözünden kaçmış olmalı gelininiz neden 20'li yılları seçmiş? Yani neden 50'li 60'lı yıllar değil de 20'ler. Pek merak ettim :)

Türkiye'de genel kanı Noel Christmas denilince Hıristiyanların bayramı o! deyip geçmek oluyor. Hoşgörü denen bir kavram yok bizim toplumda. Hoş zaten dinler arası hoşgörüyü benimsemiş bir toplum ve gerçek müslümanlığı yaşayan bir toplum olduğumuza katiyen inanmıyorum.İşte anca dini kullanırız, insanları dinden soğutmayı başarırız.Her neyse ben bu konularda çok açık görüşlüyümdür.Herhalde yurtdışında yaşasam bende gerek noel gerek yılbaşı için hazırlıklar yapardım.Misal bir çam ağacını süslemek isterdim dediğin gibi Kışı renklendiren birşey.Senin güzel anlatımından mıdır artık pek bir imrendimm :)
 
hahahaaha sahi dogru söylüyorsun. Aile iliskileri cok tehlikeli bir konu. Allah`tan süper kuzenlerim var ve onlarla senede birde olsa o toplantilar süper oluyor.
Bu arada cok yagmurlu burasi, hala kis gelmedi. Kar yok.
Hepinize iyi aksamlar.
 
Yok çok tehlikeli demiyorum tabi.Bana göre özele giriyor.O niyetle söylemiştim.
İyi geceler herkese..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…