• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

cocuk sahibi olmadanda cok mutlu hayatini yasayan kadinlar :)))

Düsünüyorumda, hayatta iki sey cok önemli, sececegin meslek ve sececegin hayat arkadasi. Eger bu iki önemli unsuru hayatinda dikkate alirsan, mutluluk zamanla insani buluyor.
Kendime bakacak olursam, senelerce cok calistim, tirnaklarimla kaziya kaziya derler ya, iste öyle adim adim en alt basamakdan yukariya cikiyorum hala. Ama bu yukariya cikis hicde kolay olmadi, is yerinde problemler, is arkadaslarinla anlasabilmek, üniversitedeki problemler, tuhaf bazi hocalar, anlamsiz ama mecbur kalip ögrendigin dersler derken zaman ne cabukda gecmis. Tam basardim galiba derken hastaliklar ama hic biri mutlu olmamama sebeb olamadi. Cünkü buna ben izin vermedim. Hep mutlu olmayi sectim ve gel görki o kadarda mutluluk insani buluyor. Sunu demek istiyorum, hayat ne kadar zor olursa olsun, hic bir zaman pes etmeye degmez...yapmak istediginiz ne varsa yapin o belirlediginiz hedefi ve asla birakmayin, ayni benim gibi. Zafer her zaman pes etmeyenindir...ve hic bir sey sizden kiymetli degildir ....hepinize iyi geceler, misil misil uyuyun emi ? :KK68:

Gece okuyup yazamamıştım,bu ara uyku problemleri yaşıyorum mışıl mışıl olmasa da rahat uyudum dün sağolun. :)
Ne güzel yazmışsınız, katılmakla beraber çok beğendim. :KK36: Aklıma şu geldi Oliviacım. Senin gibi çok güçlü kadınlar hayatta herşeylerini kaybetseler bile (tabi Allah korusun) tekrardan sil baştan yapıp 0'dan başlayacak o gücü kendilerinde bulabiliyorlar bence. Bunu kazanmış olmak harikulade birşeydir eminim. Birde hani demiştiniz ya kötü bir olaydan bile pozitif birşey çıkarmak yendiğiniz hastalıklar sizi daha da güçlü kılmış ve sanki 20'li, 30'lu yaşlarınızdan daha mı mutlu musunuz? Yanılıyorda olabilirim tabi sonuçta yakinen tanımıyorum sizi hep böyle pozitif ve mutlu biriydiniz belki. Şunu da paylaşmadan edemeyeceğim; bazen burada eşinizle haftasonları programlarınızdan bahsediyorsunuz ya sanki karşımda olsanız gözleriniz parıl parıl parlıyor olacak.Heyecanla,neşeyle anlatacaksınız gibi geliyor :) Okurken böyle bir hissiayata kapılıyorum :) Bunlarda zaten, siz mutluluğunuzdan bahsetmeseniz dahi kendinizle, eşinizle yani hayatınızda gerçek mutluluğu yakaladığınızı gösteriyor.
Biraz analizvari birşey oldu sanki ama içimden paylaşmak geldi :KK22:
 
Kahveciyimm kahveciii:DOliviacım ortak bir yönümüzün olmasına sevindim. Ben tam bir kahve tutkunuyumdur. Ve aynı anlattığın gibi kahve ritüellerim vardır benimde.İnşallah birgün seninle yüzyüze karşılıklı kahvemizi içerek bugünleri yad edebiliriz. :KK68:Bence Türkçe yazımın gayet iyi. Arada hepimizde yazım noktalama yanlışları olabilir ki.Hızlı yazıyoruz,dalgın oluyoruz vs birçok etmen var. Diyeceğim sen söyleyerek daha çok dikkat çektin sanki :KK48: Neden söyleme gereği duyduğunu tahmin ediyorum ama internet ortamlarında Türkçe yazımı konusunda insanlar bir kelimeyi yanlış yazsan demediklerini bırakmıyorlar. Hoşgörü sıfır..
 
Orhan Pamuk'un yeni kitabı mı çıkmışş daha bugün yeni çıkanlara bakmıştım halbuki. :KK57: Bertolt Bercht'i bende tanımıyorum, Alman edebiyatından ise normal gerçi. Çok uzağım çünkü.Bende araştıracağım.
Lavin, sahaf kültürü kalmadığı gibi varolan sahaflarda çok bozuldu.Bazılarında test kitaplarından geçilmiyor. :mad: İyi sahaf bulmak da zor artık.
 
Bir gün ama bir gün seninle karsilikli oturup kahvelerimizi icecegiz KIZILIM :KK68:
Ve dedigin cok dogru, gercekten cok güzel bir tespit yapmissin ve bunu burada acikliyorum : " ben yaslandikca daha cok mutlu oluyorum ", yani gencken mutlu olmaya pek zaman olmuyor cok calisiyorsun, hedeflerine ulasmak istiyorsun, birseylerin yerine oturmasini istiyorsun ve zamanla yas ilerledikce erdemlesiyorsun, Hayat tecrüben olusuyor, insan sarafi oluyorsun. Neyin önemli, neyin önemsiz oldugunu ayirt edebiliyorsun. Herseye cok üzülmüyorsun, oysa gencken herseyi kafaya takip en iyisi olmakla mesgulken...
Onun icin hep siz genclere söylüyorum, herseyi o kadarda ciddiye almayin, bilinki o sizi kizdiran insanlar bir gün hayatinizdan yok olacaklar. Hayati en güzel nasil yasarimla mesgul olun.

Dün tesadüffen CNN türk baktim Orhan Pamuk, hemen dinledim, kitabin adi : Kafamda bir tuhaflik ".
 
Konunu çok beğendim olivia, okudum bazı yorumları.
Ben de iki senelik evliyim şimdilik çocuk düşünmüyorum hatta uzunca bi süre. Çocuk düşünmem için baya bi hazır hissetmem gerekiyor. Bunu insanlarla paylaşınca nedense tuhaf karşılıyorlar.' hadi yapın bi çocuk da sonra olmaz bak.' diyorlar. İyi de ben çocuğum olsun diye çocuk yapamam ki. Ben o çocuğa yetebilecek miyim, sorumluluğunu alabilecek miyim, peki bu dünya çocuk getirilebilecek bi yer mi??? İnan o kadar detay düşünüyorum ki...
Şu an iki kişilik bi ailemiz var :KK60: Çocuğum olsa da olur olmasa da olur diyorum ben. İsterim tabi olmasını ama çocuğuma yeterli imkanları veremeyeksem olmasın.
 
Herhalde o zaman gerçekten saçlarımı çok istediğim kızıla boyatıp kızıl hatun olurum:D Hitabınızla uyumu yakalarım.:KK48:
Yaş aldıkça mutlu olduğunu söyleyenlere nadir rastlıyorum valla.Ne mutluuu size. :KK68:Bunları her fırsatta da dile getirmeniz hoş bence.Sizi bir an Sevgili Nilgün Belgün'e benzettim.Tanımıyorsanız tiyatro sanatçısıdır kendisi. Hayat doludur,çok güleryüzlüdür, inanılmaz pozitiftir, etrafına neşe saçar, kahkahaları hiç eksik olmaz.Yaş kompleksi de yoktur 61 yaşındadır ama görseniz 45 dersiniz. Çok severim ve takip ederim. O konuşsun ben kahvemi alıp sadece dinleyeyim o bile yeter.
Sizin dediklerinizi ise daha bir dikkatle okumalıyım o zaman.Zira o herşeyi olmasa da çoğu şeyi kafaya takanlardan biriyim.:KK56: Hayatta da herşeyde en iyisini ararım çok çok yorucu birşey tabi :KK51: Yine daha önce düşünmediğim birşey; birgün hayatımızdan çıkıp gideceklerini çok gözardı ediyoruz galiba evet. :KK64:
 
beni gören herkeste öyle diyor, sen anneliğe hazır değilsin diye ama evli olupta 4 , 5 yıl çocuk yapmamak çok ütopik geliyor,yoruldum daha şimdiden çevre baskısından, olursa olur inş olmazsada hastaneler tahliller vs gözüm yemiyor...
cnm biz 4 yıl yapmadık
neler neler denmedi
ama önemli olan kendini hazır hissettiğin zaman ve tabi RABBİM e bağlı her şey
evet çocuk çok zor,manen yetebilmek çok önemli,umarım biz öyle bir ebeveyn oluruz
çocuk istemeyenlere de saygıyla bakıyorum
 
Tesekkürler sevgili yaseminA ve sevgili poetticry yorumlariniz icin.

Hahahhaa cok güldüm KIZILAJAN evet artik caresi yok, biz bulustugumuzda sen saclari kizila boyaman sart oldu. Lavin`de gözlüklerini taksin ve bir sürü kitaplari tasiyarak gelsin. Bende size Nilgün Belgün olarak gelirim.:KK37:
bu arada gercekten sunu cok iyin bilin Hayati hic ciddiye almayin, sadece hedefinize ulasin ve mesleginizi cok sevin, bu sart tabi ama gerisi hiiccc birseyi bilemeyiz. Hayat biz plan yaparken, basimiza gelenlerdir.
Bende hic yasimla sorunum yok, cünkü yaslanmayi cok seviyorum, artik icindeki o firtinalar yok oluyor yerine huzur ve dinginlik geliyor. Bunu sizlerde yasayacaksiniz ve diyeceksinizki bunu bir gün Olivia demisti.
 
Haha ilahii Olivia güzel bi üçlü oldu :KK48:
O ana denk gelmezse peruk takar gelirim bende:cool::KK33::KK25:
Tüm samimiyetimle söylüyorum ki sizin yaşlarınıza geldiğimde dahi sizi hatırlayacağımı düşünüyorum.:KK39:
Bunu bana söyleten ise kalbe dokunan cümlelerinizin olmasıdır. :KK36:
 
Arkadaşlar; bugün bir köşe yazısı okudum.Düzenli okuduğum, takip ettiğim bir yazar değildir fakat tesadüfi rastladım, başlık dikkatimi çekti. Melike Karakartal'ın yazısı. Başlığı şöyle; Çocuk var mı Çocuk.
Giriş bölümü çok klasik, gelişme bölümü güzel, sonuç bölümü ise gündeme dair önemli bir detay paylaşılmış.Özellikle anne babaların okuması lazım.Son kısmın içinde dinden bahsediliği için buraya aktarmayayım. Şimdi istemeden konuya tartışma unsuru bırakmak istemem.Netice itibariyle fena olmayan, okumaya değer bir yazı bence. Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. Okurken yaseminA'nın sorusu aklıma geldi;

peki bu dünya çocuk getirilebilecek bi yer mi??? İnan o kadar detay düşünüyorum ki...
Yazıdan aynen aktardığım kısım, bu soruya cevap niteliği taşıyabilir.
Gelişmemiş ülkelerin nüfusu artıyor
Üremek, elindeki bilgiyi, genlerini senden sonrakilere aktarmak, insanoğlunun devamlılığını sağlamak... Annelik dürtüsü... Tüm bunlar birleştiğinde ''karşı konulmaz bir çocuk yapma'' arzusu oluşturuyor.
Çocuk yapmaya niyetlendiğinizde yaşadığınız dönemin rezil hali, kötü koşullar, ekonomik sıkıntı, hiçbirinin etkisi yok. Dünyanın en büyük sorumluluğu çocuk, fakat bu alandaki '' Yokuş aşağı kendimizi bırakalım, nasılsa bir biçimde aşağı ineriz'cilik, yani 'Çocuk rızkıyla birlikte gelir' inancı sağlam.
Eğitim kalitesi, yaşam kalitesi, ülkenin koşulları, bunların bir önemi kalmıyor. Nerede ? Gelişmemiş ülkelerde.
Gelişmemiş ülkelerde çocuk yapmak, devlet tarafından ''nitelik değil, sayı artsın, kalabalıklaşırsak güçleniriz'' anlayışıyla teşvik edilirken, yolunu bilime göre çizenlerde manzara farklı. Dünyanın kaynakları tükenirken, 100 yıl sonraki nüfusu kaldıramayacağı ve çoğunluğun insani olmayan şartlarda yaşayacağı öngörülüyor.Eline bilimsel gerçekleri alanlar ''üreme'' meselesini durdurmuyor elbette ancak frenliyor, haliyle önümüzdeki 100 yıl içinde gelişmiş ülkelerin nüfusu azalırken gelişmemiş ülkeler patlayacak.
Güney Amerika, Afrika,Güney Asya ve insanı yaşam koşulları açısından gelecek vaat etmeyen tüm gelişmemiş ülkeler iyice kalabalıklaşacak. Vaziyet buyken dünyanın daha iyi bir yere dönüşeceğini düşünmek zor.
Melike Karakartal
 
Süper bir yazi, bizimle paylastigin icin tesekkürler !
 
Sevgili yaseminA, demin tekrar o güzel yorumunu okudum ve anladimki, gercekten düsünerekten adim atmak istiyorsun. Yani herseyi ölcüp, bicip arkasindan gelismesini istiyorsun olaylarin. Bu cok güzel.
Yani her cocuk kismetiyle gelir kelimesi bence yanlis, ilk önce esimle iyi anlasabiliyormuyum, esimden iyi bir baba, bendende iyi bir anne olurmu gibi sorular sormak lazim insanin kendisine. Huzurun, sukunetin, mutlulugun ve maddi olanaklarin var oldugu bir ortama gelmeli bir bebek.
Bebek seni mutlu etmesi icin gelmemeli, veya yuvani kurtarmak icin gelmemeli veya kaynanan istiyor diye degil veya eltin dogurdu hadi bende üstüne bir daha dogurayim diye gelmemeli bir bebek...Ne zaman tüm taslar yerine oturmus olur, iste o zaman bir bebegin gelmemesine engel yok demektir.
 
Gelişmemiş ülkelerde çocuk yapmak, devlet tarafından ''nitelik değil, sayı artsın, kalabalıklaşırsak güçleniriz'' anlayışıyla teşvik edilirken, yolunu bilime göre çizenlerde manzara farklı

Güney Amerika, Afrika,Güney Asya ve insanı yaşam koşulları açısından gelecek vaat etmeyen tüm gelişmemiş ülkeler iyice kalabalıklaşacak. Vaziyet buyken dünyanın daha iyi bir yere dönüşeceğini düşünmek zor
Cok Dogru tespitler, aynen bende öyle düsünüyorum.
 
Değil mi nokta atışı tespitler resmen. Bizim ülkede çok hissedilen birşey bu. 3 çocuk,5 çocuk diye tutturan zihniyetlerin amacı bu. Kaliteymiş, nitelikniş onlarla ilgilenen yok ne yazık ki...Avrupadaki ülkeler bunun çok bilincinde devletler daha halkı çocuğa teşvik etmek için çok gayret sarfediyorlar.Bizimde Avrupa ülkelerindeki zihniyetini taşımamız elzem ama giderek daha nüfus daha da artıyor maalesef.Hani cennet gibi ülkemiz var denir ya hakikaten öyle konumuyla, doğasıyla... Ne yazık ki zerre değerini bilmiyoruz çok yazık oluyor bu ülkeye çok...
 
Oliviacım, Türk müziği dinliyor musun? Zeki Müren,Tarkan gibi değerlerimizden bahsettiğini hatırlıyorum.Zeki Müren'in yanı sıra Tarkan'ı da çok severim.Bu ara çok dinlediğim ve sevdiğim iki şarkıyı önermek istiyorum sana. Müzik zevkini bilemiyorum ama çok manalı ve güzel sözleri itibariyle seveceğini tahmin ediyorum.Sözleri ve Müzikleri Deniz Seki'ye ait.
Bizlere hayatı çok ciddiye almayın dedin bak şarkıda bile yer almış.Dinlerken aklıma geldi :)


Seni seveni sev, mutlu sen ol o zaman
Sarıl her ana yarına belki yok zaman
Fazla düşünme, ilk aklına geleni yap hemen
Hayatı çok ciddiye aldıysan yandın sen

Deniz Seki - Seni Seveni Sev

Zamanında olmuş olanlar olabilir
Kalp kırılıp yen içinde kalabilir
İnsan bu dünyaya zaten misafirdir
Gelişimiz belli gidişimiz belli değil
İnsanın ömrü bir kere dünyaya gelince
Kalp kırılınca içinde yen kalınca
Hayat iki bilet sadece
Biri geliş biri de dönüş
Sen istersen dövüş, istersen seviş
Korkmuyorum korkmuyorum
Korkmuyorum korkmuyorum
Hayat senden artık hiç korkmuyorum

Deniz Seki - Hayat İki Bilet
 
Bu akşam konudan konuya atlıyorum, mazur görün lütfen. :)
Oliva, alışverişlerinde bez torba kullanıyor musun? Almanya'da bez torba kullanımı yaygın mı? Bu bilinç orda yerleşmiş mi? Merak ettim.
Ben bir dönem dikkat ediyordum, kendi bez torbalarımda taşıyordum. Naylon poşet istemek kolayımıza mı geliyor nedir bez torba k,onusuna dikkat etmemeye başladım.Sadece ufak şeyler için naylon poşet istemiyorum.Çantama atıyorum.Artık farkettim ki büyük marketlerden, kozmetik mağazalarından,eczanelerden hep naylon poşetle döner oldum.
WWF / Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) 'nın alışveriş sitesi olan Panda Dükkana rastladım. Orada cici bez torbaları var, onlardan almayı düşünüyorum. Aynı zamanda beztorbakullananlar.com adlı bir site buldum, orayı inceliyorum.Bilinçlenmek adına dileyenler inceleyebilir. Devamlı bez torba kullanan arkadaşlar var mı? Eskiden file varmış köy pazarlarına sebze-meyve alışverişi için onla gidilirmiş.Bu da bir nevi ona benziyor değil mi :)
 
Sevmezmiyim? Hemde cok. Özellikle Deniz Seki`ye cok aciyorum, cok güzel sarkilar üreten ve söyleyen bir kadin ama hayatini mahv etti Hüsnü Senlendirici yüzünden.
Bu arada bir baligim var adini Hüsnü koymustuk, elime gelip yemini yiyen baligim. Bahcede havuzda yasiyorlar. Inanilmaz hayvanlar, yani balik diyip gecmeyin, gercekten insan müdavimi oluyor. Su ara yem veremiyorum, zira kis uykularina yatmalari lazim aslinda ama ne yazikki tam kis olmadi Burda ve baliklarimin kafasi karisti, ne yapacaklarini tam onlarda bilmiyor. Resmen 3-4 ay suyun altinda kaliyorlar ve normalinda buzun altindalar ama havalar 2 senedir kisin sicak gectigi icin, tam giremediler kis uykusuna.
Tam sevdigim bir konuya degindin, elimden geldikce bez torba kullaniyorum. Son zamanlar cok yogunlastilar bu konuya Almanlar. Ve bende dogayi koruma amacli bez torbalarim illaki olur yanimda.
Hatta evlerde herkes Burda 3`e ayirir cöplerini. birisi sadece kagit toplanir, ötekisi yemek artiklari, ücüncüsü naylan, Plastik icin. Ha birde cam siseleri toplariz onuda büyük Containerlere atariz. Yani uzun lafin kisasi cöp atarken bile düsünmemiz lazim. öyle hemen herseyi bir yere atmiyoruz.
 
Bu arada bu aksam Güldür Güldür var. onu seyrettikden sonra burdayim yine :KK68:
 
Ben acıyorum demek istemiyorum ama üzülüyorum. Dediğin gibi müziğinde çok üretken biri. Suçsuz olduğuna inanıyorum. Kullanmış bunu zaten kendiside kabul ediyor ve cezasını çekmiş fakat satmak ticaretini yapmak ne demek?.Bu kadının böyle birşey yapabileceğine inanmıyorum. Aslında Deniz Seki'yi çok nadir dinlerdim, takip ettiğim bir isim değildi, pek magazin haberleriylede ilgim yoktur.Şu cezaevi süreci ve suçlama itibariyle bu olayın evveliyatı neymiş diye bakmış etmiştim. Katıldığı bir programı izleyip neler söylediğini dinlemiş, onunla yapılan röportajı okumuştum. Maalesef bizim toplumun kanayan yarası; bilgin olmadan fikir sahibi olmak ! Herkes internette neler neler diyor bilmeden etmeden, çok yazık suçlamak yargılamak ağzına geleni söylemek ne kolay. Daha bugün okudum sevenleri kitaplar yolluyormuş ,kitap okuyormuş. Ranzanın üst katını kütüphaneye çevirmiş.Aynı koğuşta kaldığı bir matematik profrsöründen ingilizce dersi alıyormuş. İngilizcemi ilerletiyorum demiş.Üretken kadını görüyor musunuz cezaevinde bile boş durmuyor helal!

İlahii Oliva adamın isimden balığa nasıl geçiş yaptın öyle :KK48: Bende bir dönem balık besledim, fakat anlattıklarını ilk kez duyuyorum çok ilginç :KK57: Balıklarının cinsi nedir?
Ne güzel valla, bilinçli bir ülkede yaşamak gibisi yok.Burada geri dönüşüm konusunda bilinçlenme var fakat bez torba konusunda o kadar değil gibi henüz. Yaygınlaşması zaman alacaktır. Burada da çöpler dediğin gibi ayrılıyor çarşıda çöp konteynerleri o şekilde bölmeler halinde.Ama ev için durum farklı bizde.Tek poşeti geri dönüşüme ayırıyorum plastik-kağıt-cam hepsini ona atıyorum.Bunun için ayrılmış konteynere atıyorum.Geri dönüşüme özel kamyonda gelip ordan alıyor.Evde de mi ayrı poşetlere ayırıyorsunuz? Ayrı ayrı konteynerleri var onlara atıyorsunuz da toplanırken ona göre mi toplanıyor yani? Burasını anlamadım galiba :KK64:Sizde daha bi sistematik gibi geldi. :KK64:


Yemek artıkları içinde özel bir poşet ayırmıyorum ama balık yediğimde artanları sokak kediciklerine veriyorum. Bu arada hayvanlardan bahsetmişken burada sokaklarda yaşayan kedicikler ve köpekcikler içine yemek artanlarını verebiliyor muyuz arkadaşlar. Su konusunda bilgi sahibiyim ama ne yerler hiç bilemiyorum .Şu yaşıma kadar evimde kedi veya köpek beslemedim.
 
Keyifli seyirlerHoppa Ne o programa ne de arkadaşım hoşgeldin'e ısınamadım maalesef, ondan izlemiyorum. Bende gece uğrayabilirim, Londra'ya kadar gidiyorum :KK55: Çok Gezenti adlı programın Londra bölümünü izleyeceğim yani.:KK39:
 
Back