Çıkmazdayım..

Burda kalamam artık. Çok yıprandım. Yanlızlık bir yandan etrafımdaki cahil insanlarla uğraşmak bir yandan çok yordu beni. Orda en azından kendimi huzurlu hissettiğim yerde olacağım çocuklarıma bir gelecek hazirlamış olacağım.
Çocukları onun imzası olmadan götüremezsiniz ama. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeniz laızm. Sonra basın tekmeyi. Siz orda huzurla yaşarken o burda anasıyla tv izlesin
 
Sizin gibi düşünüyorum. Duygusal olarak uzaklaştırıyor eşleri birbirinden. Buda aradaki bağı zedeliyor. Gerçi bundan rahatsız olmayan insanlarda var. Sorun bizdemi onlardami çözemedim.
Sorun bizde değil emin olabilirsin . Yatağımı ayırmam için çok büyük bir kavga etmem lazım ki onu yanımda istemeyeyim. Senin konun zaten hepsinin içinden geçmiş acilen bu adamdan kurtul .
 
Bilmiyorum kafam çok karışık. Çocuklarımı mutsuz etmekten çok korkuyorum. Gerçi dediğiniz gibi yaşları biraz ilerleyince kendileride fark edecekler bazi şeyleri. Evliliğimizin en başından beri hata olduğu konusunda hakli eşim. İkimizde gençliğin ve toylugun kurbanı olduk. Kültür farkı eğitim farkı bir evliligi temelinden sarsıyormuş yaşayarak görmüş olduk. Kafam allak bullak toparliyamiyorum kendimi bir türlü. Gittiği yere kadar devam etmeye çalıştık ikimizde simdiye kadar ama gidecek yerde kalmadı. Boşanma kararını ben alırsam bunun altında ezilmekten (çocuklarıma karşı) çok korkuyorum. Bu yüzden eşime bıraktım kararı. Mutsuzsan bitir prangalarindan kurtul dedim.

Evet normal bir evlilik böyle olmalı zaten dedim. Çocuklar doğduktan sonra bizimle beraber yaptığı herşeyi bir görev bir yük olarak görmeye başladı. Kendini tutsak gibi görmesi bu yüzden. Senin kendini tutsak gibi görmen benim yüzümden değil evliliğin ve babaligin beraberinde getirdiği sorumluluklar sana ağır geliyor dedim. Boyle söyleyince sesini çıkarmıyor.

emin olun kapıları kilitleyen bir babayla çok mutludurlar sakın ayrılmayın
 
İyi akşamlar hanımlar. O kadar doluyumki içimi buraya dökmesem patlayacağım. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım mutsuzluğum günden güne artiyor. 10 yıllık evliyim eşimle yedi sene önce memlekete yerleştikten sonra hamile kaldım. Oğlum dünyaya geldikten sonra evliliğimden hiç birşey anlamadım. Eşim 180 derece değişti. Annesini ve çevresinde gördüğü kadınları baz alarak beni surekli içten içe bir şeylerle suçladı. Çok yıprandık çok sıkıntılı günler geçirdik. Tam toparliyoruz basit bir olayda tekrar başa sariyoruz. 4 gün önce annesine gittik saat geç olunca hadi kalkalım dedim kızımda çok uykusuzdu. Daha henüz evdeyken gece bilgisayarda işlerimin oldugunu soylemistim. Yurt dışına tasinacagimiz için CV düzenleme, iş baş vurulari ve motivasyon mektubu yazma gibi işlerim vardı çünkü. Gündüz çocuklardan fırsat bulamadığım için gece yapıyordum bu işleri iki gün sonra bilgisayarı mevcut is yerime teslim edeceğim için bilgisayarı göndermeden bu işleri halletmek istedim. Gitmeyelim burda kalalım dedi. Bilgisayarda işlerim var dedikçe kalalım diye tutturdu anneside bir yandan bastırdı kalın diye. Laftan anlamadiklari için ses tonum sertleşti neyse kalktık yolda bağırıp çağırıyor birşeyleri bahane ederek. Ertesi gün eteğindeki taşları döktü. Evliliğimiz en başından beri hataymış ayrı dünyaların insanlariymışız. Onun neyine zengin bir ailenin kızıyla evlenmek kendi gibi yokluk görmüş biriyle evlenmesi lazımmış. Benim çıtam çok yüksekmiş kendini bana köle edemezmiş. Kendisini bu evlilikte tutsak gibi hissediyormuş mutlu değilmiş vs. Benim annem ve babam herşeyi beraber yapıyormuş gezmeye gidiyorlarmış o böyle bir gelecek istemiyormuş. Hayalindeki kadın profili evinde oturup kocasınin gelmesiyle mutlu olan fazla beklentisi olmayan kadınmış. Ben böyle düşüncelere sahip olduğunu zaten hissediyordum son dönemlerde ama bunları duymak tokat etkisi yarattı bende. Daha önceleri çok sorun yaşadık hem bana karşı hem cocuklara karşı olan ilgisizliği yüzünden artık anladimki bu adam evlilik adamı değilmiş yada evlilik anlayışı çok farklıymış. Yaklaşık 3 yıldır ayrı uyuyoruz bir gün olsun kendi başına beraber uyumak için bir adım atmadı. Yetmiyormuş gibi çocuklar sabah erken uyaniyor diye yattığı odanın kapısıni kilitliyor. Ben bu konuda artık patlayınca geldi bir kaç gece ama ben diken üzerindeydim her seferinde. Yatakta dönüyorum örneğin oflayıp kufluyor. Sonra yine ayırdık yatakları. Kafayı yiyeceğim artık bazen kendimi sorguluyorum sorun bendemi normal olan nedir diye, çünkü sürekli memnuniyetsiz olmakla suçlaniyorum. Ne yapacağım ben sürekli hayatımızda figüran gibi duran bir eşle nasıl ömür geçirecegim. Boşansam çocuklarıma karşı bu vicdan yükünü nasıl taşıyacağım. Gerçekten delirmek üzereyim artık.
Çok bile katlanmissiniz.Ayri yatakta uyuyan adamla cinsellik yaşamanız hata.3 sene sizi ihmal etmiş
 
Yurtdışı konusunda hiç bir zaman baskı yapmadim. Onunda fikrini ve onayini alarak böyle bir karar aldık. Annemlerin evinde kalacağız ama annemler Tukiyede olacak çoğunlukla.
Yurt dışına gelmek istemiyor, yan çizecek. Bu huysuzluğu bundan. Kendisini size layık görmüyor, aşağılık kompleksi var, buram buram eziklik kokuyor her tavrı.. Çıkmazda değilsiniz. Mutsuz bir evliliği sonlandırmak hayatın sonu değil. Çocuklar da annesi babası boşanan ilk çocuklar olmayacak. Zaten şimdi bile gelmesinler diye kapısını kitleyen bir baba(!) Sevsinler onun babalığını. Olmasa da olur..
Tamamen katılıyorum. Potansiyeli varmış. Ama kendi çöplüğünde rahat hissedip sizi suçlu hissettirmis. Şimdi bu kadar dökülmesinin sebebi bu. Şimdilik kaba tabiri ile ayıya dayı diyin. Yurtdışına çıkınca bakarsınız duruma.
 
Hepimiz demiştik sizinle gelse bile döner o diye.
Gitmeden ayrılın derim, velayet meselesi sıkıntılı.
Tatlı tatlı anlaşın taş koymasın size.
Kendinizi suçlamayı da bırakın, ana babayla kalmak ne ya?
Sanki 500 km yol gidildi, bırakın Allah aşkına gitsin dengini bulsun hakikaten, siz de öyle.

Anadolu çomarları aslan kesiliyor siz de ben ne yaptım diyorsunuz, olmuyor işte sonradan terbiye.
 
Çocukları onun imzası olmadan götüremezsiniz ama. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeniz laızm. Sonra basın tekmeyi. Siz orda huzurla yaşarken o burda anasıyla tv izlesin
Çocukların başka ülke vatandaşlığı varsa götürebilir, diğer türlü dediğiniz gibi muvaffakatname alması gerekiyor.
 
Siz bu adamı yanınızda götürürseniz hatanın en büyüğünü yaparsınız. Bu tip adamlar anneleri aileleri olmadan asla mutlu olamazlar. Aile dediğim de siz ve çocuklarınız değil.

Arkadaşım yaptı aynı hatayı. O da yurt dışında doğmuş büyümüş 2 yabancı dil biliyor, çocuklarını da alıp gittiler, bir yıl sonra geri döndüler. Adam dil bilmediği için yapamadı, bir sene turist gibi gezdi. Arkadaşım sabah işe gidiyor, kocası saatlerce annesiyle görüntülü arama yapıyordu. Kız hem çalıştı hem çocuğu kreşe verdi. Babası çocuğu kreşe bile getirip götürmüyordu. Anlamıyormuş ne konuştuklarını. Arkadaşım şimdi kafasını vuracak taş arıyor, ben niye bu adamın aklına uyup döndüm diye. Tekrar gitmesinde sorun yok, istediği zaman iş bulur ama düzen kur düzen boz tekrar yapabilir miyim diyor. İyi bir iş bulursa boşanıp gidecek ama, kararlı. Koca moca umurunda değil artık.

Sabah çocukları gelmesin diye kapı kilitleyen adama ne vicdan yükü anlamadım. Boşanırsanız en azından bu muamelelere maruz kalmaz çocuklarınız. "Babam annemi sevmiyor, bizi de sevmiyor çünkü bizi yanında istemiyor" u keşfetmeleri ne kadar sürer?
 
Siz bu adamı yanınızda götürürseniz hatanın en büyüğünü yaparsınız. Bu tip adamlar anneleri aileleri olmadan asla mutlu olamazlar. Aile dediğim de siz ve çocuklarınız değil.

Arkadaşım yaptı aynı hatayı. O da yurt dışında doğmuş büyümüş 2 yabancı dil biliyor, çocuklarını da alıp gittiler, bir yıl sonra geri döndüler. Adam dil bilmediği için yapamadı, bir sene turist gibi gezdi. Arkadaşım sabah işe gidiyor, kocası saatlerce annesiyle görüntülü arama yapıyordu. Kız hem çalıştı hem çocuğu kreşe verdi. Babası çocuğu kreşe bile getirip götürmüyordu. Anlamıyormuş ne konuştuklarını. Arkadaşım şimdi kafasını vuracak taş arıyor, ben niye bu adamın aklına uyup döndüm diye. Tekrar gitmesinde sorun yok, istediği zaman iş bulur ama düzen kur düzen boz tekrar yapabilir miyim diyor. İyi bir iş bulursa boşanıp gidecek ama, kararlı. Koca moca umurunda değil artık.

Sabah çocukları gelmesin diye kapı kilitleyen adama ne vicdan yükü anlamadım. Boşanırsanız en azından bu muamelelere maruz kalmaz çocuklarınız. "Babam annemi sevmiyor, bizi de sevmiyor çünkü bizi yanında istemiyor" u keşfetmeleri ne kadar sürer?
Bende orda mutlu olacağını hiç sanmıyorum. Annesi alttan işliyor sürekli zaten sen yapamazsin geri dönersin gül gibi mesleğin var birakip gidiyorsun. Sende gidersen kim çalacak kapımızı biz senin umrunda degiliz falan. Burda iki aydır izinli her gün çarşıya gidiyor. Arkadaşlarının yanına gidip saatlerce oturuyor. Orda gidecek yeride olmayacak :) Yani bende oralarda yapabileceğini hiç zannetmiyorum. Zaten yapı olarak yenililiklere açık biri değil. İki hafta önce tatile gittik somurtup durdu sevmiyormus tatili mutsuz oluyormus memleketinde olmak onu daha çok mutlu ediyormuş. Orda beni neler bekledigini az çok biliyorum aslında. Ama gitmek zorundayım burdaki yaşantılarına uyum sağlayacak tahammül kalmadı bende. Şu an için gelmek isteyen kendisi (her ne kadar zaman zaman gel git yasadada bu konuda) her gün şikayet ediyor Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan. Gelsin denesin yapamiyorsa geri donebilir. Orda duzenimi kurduktan sonra ayaklarımın üzerinde daha sağlam durabilir daha sağlıklı bir karar verebilirim. Buraya geri döneceğimi hiç sanmıyorum.
 
Hepimiz demiştik sizinle gelse bile döner o diye.
Gitmeden ayrılın derim, velayet meselesi sıkıntılı.
Tatlı tatlı anlaşın taş koymasın size.
Kendinizi suçlamayı da bırakın, ana babayla kalmak ne ya?
Sanki 500 km yol gidildi, bırakın Allah aşkına gitsin dengini bulsun hakikaten, siz de öyle.

Anadolu çomarları aslan kesiliyor siz de ben ne yaptım diyorsunuz, olmuyor işte sonradan terbiye.
Ailesine her gittiğimizde aynı muhabbeti yaşıyoruz. Dakikalarca eve dönmek istediğimi gece orda kalmayacağını anlatmak zorunda kalıyorum 🤦 Ayrılma konusunu geçen yaptığı konuşmada kendisi açtı üstü kapali. Bende açık açık bitirmek istiyorsan bitir benimde tahammülüm kalmadı dedim. Sonra geri vites yaptı. İçten içe onun böyle bir karar verip adım atmasını istiyorum aslında. Bu adımı ben atarsam ilerde çocuklarıma karşı kendimi suçlu hissetmekten korkuyorum. Boşanma isteği onun tarafından gelirse en azindan bu yükü taşımam.
 
Bilmiyorum kafam çok karışık. Çocuklarımı mutsuz etmekten çok korkuyorum. Gerçi dediğiniz gibi yaşları biraz ilerleyince kendileride fark edecekler bazi şeyleri. Evliliğimizin en başından beri hata olduğu konusunda hakli eşim. İkimizde gençliğin ve toylugun kurbanı olduk. Kültür farkı eğitim farkı bir evliligi temelinden sarsıyormuş yaşayarak görmüş olduk. Kafam allak bullak toparliyamiyorum kendimi bir türlü. Gittiği yere kadar devam etmeye çalıştık ikimizde simdiye kadar ama gidecek yerde kalmadı. Boşanma kararını ben alırsam bunun altında ezilmekten (çocuklarıma karşı) çok korkuyorum. Bu yüzden eşime bıraktım kararı. Mutsuzsan bitir prangalarindan kurtul dedim.
Bence çocuklarınız okuldan geldiklerinde mutlu ve huzurlu bir anne görmeyi hak ediyorlar. Bu halinizi değil.
Onlara karşı ezilmeyeceksiniz, hak ettikleri mutlu evi yaratacaksınız boşanarak. Onlar bu huzursuzluğu, tartışmaları duymayı hak edecek hiçbir şey yapmadılar...
 
Aynı yatakta yatmak günün yorgunluğu mutsuzluğu ya da mutluluğu paylaşmak demektir benim için. Küçük bebek olabilir hastalık olabilir bunun dışında yatak ayırmak insanın arasını soğutur tabi ki . Hele ki gençlikte cinsel hayatı etkiler bu da evliliği ayakta tutan dinamiklerden biri . Ayrı yataklarda yatacağım biriyle neden evleneyim ? Ben böyle düşünüyorum. Tabi ki ayrı yatıp da mutlu olanlar vardır ama onlar istisna .
İlginçmiş bakış açınız
Gule gule kullanın
 
Eşiniz gelenekçi yapıda biri anladığım kadarıyla. Bu yapıda insanlar geleneğe ters düşmemek için boşanmayı teklif etmezler. Karşı tarafı yıpratırlar. Sonrada adı sen boşanmak istedin,yuvayı bozdun olur. Keşke aranızdaki farklılığı çocuklarınız olmadan görebilseydiniz. Muhtemelen böyle ite kaka sevgisiz ,ilgisiz sürecek bu evlilik .
 
Birbirimizi kandırmayalım, neyin sorumluluğu?
Diğer konunuzda da demiştim siz müthiş avantajlı, zaten burada durmaması, çocuklarını da alıp kurtarması gereken kişisiniz ama eşiniz değil diye.
Ve evet, eşiniz değil.
Gelişime açık değil, bilgi birikimi donanımı yok, hayat gailesi evladı ve karısı üzerine değil yani buna ne denir ki?
Elinde karısı gibi şans varken ‘anamda yatalım, babamda kalalım’, öf yani aptal kusura bakmayın ama öyle.
Kendi zekasını kullanmıyor ve çocuklarını düşünmüyor diye sorumluluğun sizde olması sizi ezmez aksine dibe çekenden kendinizi kurtarıyor olursunuz.

Ayrıca o aile, aile olsaydı öyle bir talebe evet demezdi.
Bizde de hep döner uykusu gelir kalalım lafı ‘sen yat ben çocukları alır giderim’ derim, kvdem oradan atlar ‘kalmak neymiş öyle eviniz odanız var, haydi bakalım düşün yola’ diye.
İşte anneler bu yüzden etkili özellikle erkeklerin hayatında, belki kvdem o cevabı vermese aynı ana kuzusu benim başımda olacak sizinki gibi.
Ve o anne değişmeden(imkansız) kocanız da değişmeyecek, sizi hiç ailesi olarak görüp sahiplenmeyecek.
 
Belki alakasız gelecek ama Gone Girl'ü izlediniz mi? İzlemenizi canı gönülden öneririm. Spoiler vermek istemiyorum ama konunuzla ilişkili gördüm filmi. Tabi psikopatlık açısından değil ama derinde yatan evlilik sorunları, erkeklerin tavırları ve kadınların konumlarına dair bir benzerlik hissettim. Orada da kadın sorunlu ama varlıklı, eğitimli bir yetiştirilmeye sahip ve adam klasik düz amerikan erkeği ve konu evlilik.

Adam açık açık demiş ki "ben çabalamam gereken bir ilişki istemiyorum, seninle kendimi yetersiz hissediyorum (e çünkü yetersiz cidden), kendimi geliştirmek istemiyorum, sırf erkek doğduğum için parmağımı kıpırdatmamam gereken bir ortam istiyorum, mutlu ve destekleyici bir evlilik benim için önemli değil bana hizmetçi ve bakıcı lazım.". Siz bu adamı tutup batı avrupaya götürürseniz "fragile masculinity"si iyice tavan yapar, kendini daha da yetersiz hisseder ve sizi saldırabilir. Gerçek bir bağlılıkta, ilişki inşa etmekte, gelişmekte gözü yok. Bunlar ona zul geliyor. Aslında bunların hepsi kendini ezik ve yetersiz gördüğü ve çabalamadığı için olan şeyler. Bu hisleri telafi etmek için "hiçbir şey yapmıcam, niye yapayım, erkeğim ben" moduna giriyor. Kendini beğenen, yeterli hisseden insan bir iki eksiklik için bu kadar yükselmez, kendine gelişme fırsatı verir.
 
Bilmiyorum kafam çok karışık. Çocuklarımı mutsuz etmekten çok korkuyorum. Gerçi dediğiniz gibi yaşları biraz ilerleyince kendileride fark edecekler bazi şeyleri. Evliliğimizin en başından beri hata olduğu konusunda hakli eşim. İkimizde gençliğin ve toylugun kurbanı olduk. Kültür farkı eğitim farkı bir evliligi temelinden sarsıyormuş yaşayarak görmüş olduk. Kafam allak bullak toparliyamiyorum kendimi bir türlü. Gittiği yere kadar devam etmeye çalıştık ikimizde simdiye kadar ama gidecek yerde kalmadı. Boşanma kararını ben alırsam bunun altında ezilmekten (çocuklarıma karşı) çok korkuyorum. Bu yüzden eşime bıraktım kararı. Mutsuzsan bitir prangalarindan kurtul dedim.
Çocukları bahane etmeyin. Cesaretim yok derseniz anlarım. Onunda bunu yapmayacağını bildiğiniz için topu eşinize atıyorsunuz. Ama bence hata yapıyorsunuz.
 
X