cevabın için teşekkür ederim canım 50-60-70 modelleri arasında kararsız kaldım ben de tek korkum parlatması işte deneme imkanın olur mu bilmiyorum ama deneyenler yazsın lütfen.
Kahvalti takimlarinin cok gerekli oldugunu dusunmeyen biriyim acikcasi, bununla ilgili uzuuunnn uzuuunnn ilk sayfalarda anlatimim var, dilersen oraya bir gozatabilirsin... Hem daha detayli bilgiyi edinmis olursun...
Fiyatlari evet, malesef ki yuksekler. Fakat fiyatlar kac parca olduguna ve bone china olup olmadigina gore degisiyor. Internetten de arastirma yapmani tavsiye ederim. Emsan, Schaffer, Bernardo, Karaca gibi markalarin da kahvalti takimlarina bakabilirsin... Bunlar nispeten daha uygun olabilir. Ayni zamanda Kutahya Porselen ve Gural Porselenin de kahvalti takimlari var... Onlara da bak derim... Internet uzerinde iyi fiyatlar bulabilirsin. Internet uzerinden alisverise guvenmiyorum diyorsan, Istanbul`da eminonu taraflarini tavsiye ederim, orada cok uyguna bulabilirsin. Eger bu da mumkun degilse, cevrendeki magazalari gezerek uygun fiyatlari arastirabilirsin. Porselen konusunda bir magazanin fiyati digerine uymayabiliyor, bunun en buyuk sebeplerinden biri ise kampanyalar. Her magazanin kendine gore kampanyasi olabiliyor. Eger acelen yoksa, Eylul aylarinda alisveris yapmani da tavsiye ederim. Yaz donemi ceyiz esyasindan, beyaz esyaya hatta mobilyaya kadar pahali sezondur...
Kullanis anlaminda cok faydali olduklarini dusunmememe ragmen, benim de bir kahvalti takimim var. Noble Life`in kahvalti takimini almistim ben. Orta kalitede poselen oldugu icin, yani bone china degil, ama beyaz porselen. 1 Senedir bulasik makinasinda yikiyorum, desenlerinde solma veya cikma yasamadim. Her ne icin desenli porselen aliyorsan al, muhakkak alirken firinlanmasini sor. Eger satici `bulasik makinasinda kullanildiginda desenleri akar` diyorsa, bil ki firinlanma islemi boyadan once yapilmistir...
Porselenlerin firinlanma islemleri hakkinda da bir cok detayli bilgiyi onceki sayfalarda bulabilirsin... Umarim yardimci olabilmisimdir. Simdiden hayirli olsun...
teşekkür ederim çok yardımcı oldun,şimdi ilk sayfalardaki yazılarına bakacağım.İzmir deyim İstanbul dan bakma şansım yok fakat netten takip ediyorum sürekli...daha sana soracağım çoook şey var
Yardimci olabildigime sevindim, onceki sayfalari SIKILMAZSAN eger okumani tavsiye ederim, genis bilgiler verdim. Yine kafana takilan birsey olursa cekinmeden sorabilirsin...Elimden geldigince hepsini yanitlamaya calisirim...
Aşk olsun neden sıkılayım ki? sen bizlerin sorularını sıkılmadan,bunalmadan cevaplıyorsun ayrıca en baştan okumak daha faydalı aynı şeyleri tekrar tekrar sormamış olurum
Cok sagolasin canim...Hadi bakalim o zaman sana iyi okumalar... Bazen ben bile hangi yorumlari yaptigimi unutuyorum.. O kadar cok genis ki su ceyiz konusu...
sorma canım al al bitmiyor ama benim çeyizimde kullanmayacağım sandık bekleteceğim bişeyim yok çok şükür annem ve babamda daha önceden çok şeyler almışlar bana ama dediğim gibi hepsini severek kullanıcam nasipse
Insallah, sevindim senin Adina... Benim de sandik bekleyen birseyim yok, sadece dantellerimden bazilari bekliyor ama onlari da donusumlu olarak kullaniyorum... Tavisyem dantel konusunda vs. tam takim olsun, ama 1-2 tane olsun... Insan bir donemden sonra hep ayni model seyleri kullanmaktan SIKILIYOR, ilerde de alabilesin farkli seyler..
Aklima gelmisken, dertsiz masa ortulerinden 3-4 tane al... Bende 2 tane var, yetmiyor bazen... Yetmiyor darken, farkli farklli kullanmak istiyor insan...Alicam bir kactane daha, hala alamadim...
Ben sahsen tesir urununu Kabul etmem. Sebebine gelince, porselen cizilmis olabilir, parcalarindan herhangi birinde SIKINTI olabilir. Gerci artik porselenlerin de garantisi var, fakat yine de baska getirmelerinde fayda var. Ozellikle ayni parayi odeceksen, ki saniyorum tesir urunlerinde daha indirimli veriyor olmalari lazim, yoksa tesir urun almanin da bir espirisi yok... Fakat mumkunse baska subeden yeni urun getirsinler... Acilmis bir paketi tekrar paketlemede duzgun yerlestirme yapilamayabilir ve kargo esnasinda porselenlerde kirilma olabilir. Umarim yardimci olabildim...
Teknik bilgilerini bir satis danismanindan alman daha saglikli olur diye tekrar etmek istedim... Parlatma konusu utunun taban yapisi ile alakali. Ya da farkli tabanlari olan bir utu tercih edeceksin ki parlatma konusunda bir SIKINTIN olmasin. Benim kullandigim utu o sekilde. Ayri kumasli bir tabani var ve parlatmayan tabani da mevcut... Yine de ben genelde kumasli tabani kullaniyorum.. Ne olur ne olmaz diye...
Yardimci olabildigime sevindim, onceki sayfalari SIKILMAZSAN eger okumani tavsiye ederim, genis bilgiler verdim. Yine kafana takilan birsey olursa cekinmeden sorabilirsin...Elimden geldigince hepsini yanitlamaya calisirim...
kızlar merhaba,
bu başlık çok işime yaradı,tesk edıyorum.
bende gereksız bısey almak ıstemıyorum evıme ceyızıme...
sabah başladım 9 da ve 49 sayfa yeni bitti
ben ilk olarak ütüden bahsetmek istiyorum.benım için ütü çile + nefrettiryanı hep ütücüye falan veririm kıyafetlerımı o derece. o yüzden ben baya bı araştırmıştım ütü olayını çünkü nısanlım memur ve hergun jilet gıbı gıyınıyor artı ütücü olayına sıcak bakmıyor pıs ortamda utuluyorlar dıyor:) neyse sonuç olarak phılıpsın 4870 modelını bulmuştum. benı tek endışelendıren (yorumlardan) bıraz ağır olmasıymış ütünün...henüz almadım yanı:)
benımın hıc nevresım pıke takımım yoktu bu aralar onu almaya başladım.
sizlerede bu arada soru sorayım : tacın makosaten ürününü aldım 109 a. nasıldır kullanışlı mı? henüz gelmedı kargoda ve iade sansım var yorumlarınızı bekliyorum.teşekkürler.
yahu sen melek misin ben anlamadım kiiikaç gündür konuyu oku oku ben bittim sen cevap vermekten sıkılmamışsın ne desem bilemedimmmm iyi ki varsıııınnnn
yeni bir üyeyimmmm ve iyi ki de olmuşum seni ve bu konuyu takip etmekle kendime ne kadar iyilik etmişim bilemezsinn
bütün söylediklerini tek tek not ediyrummm ama yoruldumm kabul ediyorum ne kadar çok püf noktası varmışş çeyiz konusunda
neyseki daha 9 ayım var düğünümee bol bol vaktim olucak içime sine sine alıcam herşeyimii, neyse çok uzattım farkındayımm :26: çooookkk teşekkrler bu güzel paylaşım içinn :46
souvvenir maşallah çeyiz uzmanı olmuşsun :) Sen gibi birini denk getirebilmek büyük şans.
Şimdi birkaç sorum olucak sayfaları okudum ama hepsine bakamadım. Ben çeyizime büyük parçalardan başlıcam. Çelik takımlarda hisar almaya karar verdim. Porselende ne önerirsin? Renginin atmaması desenlerin çıkmaması önemli.
Tekstilde hangi markaları önerirsin. malum pikeydi nevresim takımıydı örtüydü battaniye felan epey bir ürün var.
En son olarakta tekstilde değil ama porselen yani kırılabilecek ürünlerde internetten almayı önerir misin? Kırılma olayı çok yaşanıyor mu markalar parça değişim garantili diyor ama bu garantiyi yerine getiriyormu genellikle.
Çok oldu sorular ama hiç etrafımda çeyiz yapan yok şuan seni bulunca sıraladım :)
Misafir tabak takımları genelde 12 kişilik alınır. Set halinde satılıyorlar zaten. Çeyiz alışverişi yapan herkes araştırmalarından bunu bilir. Ben genelde sade, çok göz yormayan fakat aynı zamanda da şık modelleri seviyorum. Fazla dallı budaklı, şatafatlı ürünler benim göz zevkime uygun değil. Ama dediğim gibi "bana uygun değil". Bu tarz modellerde tabii ki seçilebilir. Bone China takım almak sanırım en mantıklısı. Hem zarif, hem de ince porselen oldukları için gayet şıklar. Bone China almanızı tavsiye ederim. Bu kulvarda benim en beğendim markalar:
Royal Bone China, Hisar, Jumbo, Güral Porselen, Porland, Karaca
Bunlar ilk anda aklıma gelen markalar. İçlerinde en pahalı olanı kuşkusuz Royal Bone China, bütçem yetseydi almak isterdim doğrusu. İnanılmaz güzel, şık, zarif modelleri mevcut. Fakat bir porselen tabağa, kırılabilecek bir eşyaya bu kadar para vermek doğru mudur? Ben şahsen bu konunun tartışılır olabileceğinden yanayım. Herkesin bütçesi farklı olduğu için, uygun fakat şık modeller tercih etmekte fayda var. Kırıldığında içim cız etmemeli, bu görüşteyim. Sonuçta kul yapımı ve bizde insanız, elimizden kayabilir, makinada kırılabilir, çeyiz serilirken biri koliyi elinden düşürebilir... Bir sürü ihtimal var ortada.
Hisar modelleri, Jumbo modelleri de harika. Yine de siz bunlara mutlaka göz gezdirin ve aklınızda model bilginiz olsun. Benzer modelleri farklı mağazalarda da bulabilirsiniz. Benim yemek takımım Karaca, porselen olduğu için ve zaten porselenin adı üzerinde Bone China olduğu için, üretiminin çinde yapılıp yapılmadığı beni çok ilgilendirmemişti. O noktaya çok takılmayın derim.. (China özel bir porselenin adıdır, içeriğinde kemik tozunun varlığını vurgular, çinde yapıldığı anlamına gelmez, fakat dünyanın en iyi porselenleri Çin'dedir!). Nihayetinde porselen!
Porselen tabaklarınızı alırken kendi zevkinizin önemi büyük, kafanızda nasıl bir model istediğinizi, kullanış açısından nasıl bir şekil olmasını istediğinize karar verin. Son yıllarda kare şeklinde modeller moda, benim de tabaklarım kare şeklinde. Kimisi kullanımı zor, kenarları kırılabiliyor, bulaşık makinasında sorun çıkartabiliyor gibi yorumlarda bulunuyor. Bende kare tarzı kullanıyorum ama herhangi bir sorun yaşamadım açıkçası. Sanırım bu biraz kişinin kullanımına da bağlı. Eğer nazik ve önem vererek kullanacağınıza inanıyorsanız, farklı şık tasarımlarda tabaklar alabilirsiniz. Eğer benim bir arkadaşımın olduğu gibi, çok fazla önem vermiyor, amaaann nolacak tabak sonuçta diyerek haldır huldur kullanıyorsanız, size daha dayanıklı olabilecek, fazla köşeli ve kenarlı olmayan modelleri tavsiye ederim... Ben kendi tabaklarımın hem modelini seviyorum, hem de kullanışını. Ama ben kendi tarzıma, kendi zevkime göre aldım herşeyi, siz de o şekilde yapın muhakkak! İçinize sinsin, gördüğünüzde "işte aradığım buydu" diyebileceğiniz birşey olsun...
Tabaklar konusunda söylenebilecek çok fazla şey yok aslında. Ama size vermek istediğim en önemi bilgi şu olacak, ben tabaklarımı aldığımda bir çeyiz mağazasından aldım, markası belli sonuçta. Son yıllarda garanti kapsamında Karaca'nın sunduğu şöyle bir hizmet var ki: takımınızdan bir parça kırıldığında onu atmıyorsunuz, alıp aldığınız yere götürüyorsunuz ve onlar size yenisini temin ediyorlar, böylelikle takımınız bozulmuyor. Ama bu bir çok markada da geçerli, tabak takımı alırken mutlaka bu kapsamı sorun!
Benim yaşadığım sorun ise şu oldu: tabak takımımı aldığım çeyiz mağazası kapandı. Tabaklarımı aldıktan 1,5 sene sonra evlendim. Dolayısı ile garanti kapsamında olması gerekir hala. Çeyiz serme zamanından önce tabaklarımı tek tek yıkamıştım, o zaman bir baktık ki tabaklardan bir tanesi çatlak. Yani düşürme veya çarpma ile olan bir kırılma değil, koliden çatlak çıktı. Normalde ücretsiz aynı ürünü sağlamaları gerek. Ben Karaca'nın bir mağazasına gittim ve bu konuda yardım rica ettim. Onlarda bana "aldığınız yer ile görüşmelisiniz, çünkü biz bayiilere bu tarz oluşabilecek çatlak, kırık gibi durumlar için fazladan bir takım daha ücretsiz veriyoruz ki müşterilere bu konuda yardımcı olabilsinler" dediler. O mağazanın kapandığını söylediğim de ise, o zaman müşteri hizmetleri ile görüşmeniz gerek, onlar sizi yönlendirecekler dediler. Şaşırdım açıkçası, elimde çatlak tabağımla kala kaldım sizin anlayacağınız. Müşteri hizmetlerini de daha aramışlığım yok... Üşengeçliğimden...
Size tavsiyem, ürünlerinizi x bir mağazadan almayın. Bu tarz tabak takımları, tencere takımları, kahvaltı takımları gibi ürünleri mümkünse kendi mağazasından, Karaca ise Karaca'dan, Hisar ise Hisar'dan alın. Garanti kapsamı, ürün sorunları vs. gibi konularda size birebir hizmet sağlayacaklarından, ilerde kafanız rahat eder...
Günlük yemek takımına gelince, ben Luminarc Marka (Biev ürünleri satan yerlerde mevcut) aldım. Archoroc diye bilinen takımlardan. Bu ürünler Tamperli Cam'dan üretilmiştir. Tamperli cam, camın ısısı ve darbeye dayanıklı hale gelmesi anlamındadır. Luminarc Hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse: Bulaşık makinasında yıkanabilir, herhangi bir deforme(çizik, renk solması) olması söz konusu değildir. Ürünlerin yapısı camdır. Gözenekli olmayan bir malzemedendir ve %100 hijyeniktir, bakteri yerleşemez. Darbelere karşı dayanıklıdır, kolay kırılmaz. Takımlar bozulduğunda yedek parçaları temin edilebilir. Temperli Cam'dan üretildikleri için ısıya karşı dayanıklıdırlar. Mikrodalga ve Fırına girebilir ürünlerdir. Ayrıca Fransız üretimidir.
Kısaca günlük kullanım için idealler. Ayrıca son yıllarda Luminarc'ın bir çok farklı modeli çıkmış bulunmakta. Desenleri gayet güzel, günlük kullanım için seçilebilecek modeller. Ben günlük yemek takımıma uygun bir de günlük çatal kaşık bıçak takımı almıştım. Bunlar için çok büyük meblada paralar harcamadım. Günlük takımım 6 kişilik olduğu için (Luminarc'lar 6 kişilik takım halinde satılıyor) 2 takım alarak 12 kişiliğe tamamladım. Eşimin ailesi çok geniş, kalabalık bir misafir ağırlama durumunda, yetmediği yerde o tabaklarımı da kullanabileceğimi düşündüm. O yüzden eğer sizde fazla misafiri olabilecek bir aileye sahipseniz/sahip olacaksanız günlük takımınızın da 12 kişilik olmasında herhangi bir sakınca yok.
Hatta yukarda yapmış olduğum diğer tavsiyeyi tekrar hatırlatmak isterim, günlük yemek takımı veya bone china yemek takımınızın pasta tabaklarını ve servis tabaklarını kullanarak kahvaltı takımı alma zahmetinden kurtulabilirsiniz. Kahvaltı takımında bulunan porselen demlik ve fincanlar olduğu gibi kenarda duruyor. Biz genelde fincan kullanma kültürüne sahip bir toplum değiliz, ancak nescafe, kahve tarzı şeyleri fincanda içeriz. Onun haricinde çay, bitki çayları, meyve suları vs. gibi içecekleri asla fincanda içmeyiz. Çay bardağı varken fincanı kim kullanıyor ki?? Fazlalık olarak raflarınızda kalacaktır, bilginiz olsun...
Bu konularda sizinde isteklerinize göre araştırmanızı ve kendinize en uygun olanlardan karar vermenizi tavsiye derim...
Gelelim bardak grubuna... Ben 12 kişilik bardak takımı aldım, çok özenerek ve özellikle de tabak takımıma uyduğu için beni cezbetmişti.
Fakat çok gerekli mi? Bence hayır. Vitrinde veya konsolonuz vitrinimsi tarzdaysa orada gayet şık duruyorlar. O ayrı bir konu.
Genel anlamda çok gerekli ve "muhakkak olması gereken" birşey değil.
Benim bardak takımımın kadehleri çok büyük. Bu arada bardak takımım bu:
Karafakisini çok beğeniyorum, fakat şimdilik herhangi bir amaç için kullanmadım. İlerde belki kullanmak nasib olur, ne de olsa bende yeni gelin sayılırım...
Bardak takımları genelde 61 parça ve üzeri miktardadır.
Benim takımım 61 parça, bu parçalar:12 adet kadeh, 12 adet Su bardağı, 12 adet meşrubat bardağı, 12 Adet çay bardağı, 12 adet çay tabağı, 1 adet karafaki
61 parça üstü modellerde ek olarak: şekerlik, meyvelik, vazo gibi ek ürünlerde mevcut.
Almak isteyenlere lafım yok, eğer benim yerim olur, ben severim böyle şeyleri derseniz alın zaten. Birazda bütçe ile de alakalı.
Fakat benim bütçem yetmez, alternatif neler yapabilirim diye düşünürseniz de, farklı çözümlere başvurabilirsiniz.
Bardak takımı alınmazsa ne yapılabilir? Misafirlere sunulacak şık bir takım nasıl oluşturulabilir?
Bu sorulara en güzel yanıtı Paşabahçe mağazalarından alabilirsiniz. İnanılmaz derecede güzel, sade ve şık bardak seçenekleri mevcut. Bu bardaklara uygun ek ürünlerde almanız mümkün. Mesela ben bir bardak takımı daha aldım, ama öyle sandığınız gibi 12 kişilik falan değil... Sadece 6 Bardak, Uyumlu Cam tepsisi ve bir adet vazosu. Paşabahçe sınırlı sayıda bazı ürünler üretiyor, bu ürünler tükendiğinde bir daha üretimi olmuyor. Eğer siz bu ürünlerden yakalayan şanslı kişilerdenseniz, şöyle bir durum oluşuyor ki o ürün sadece sizde ve yakalayabilen bir kaç kişide bulunuyor. Bu bence güzel bir özellik. Herkesin zevki ve tercihleri ayrı olacağı için, herkes kendi zevkine uygun birşeyler oluşturma fırsatı buluyor... Tabii bu yine benim şahsi düşüncem... Bardak takımı almadan, bardak seti oluşturmadan muhakkak Paşabahçe mağazalarına bir göz atmanızı tavsiye ederim...
Paşabahçe mağazası da çok ucuz sayılacak bir yer değil. Fiyatları bazen insanı şaşırtabiliyor. O yüzden bunun yerine aynı şekilde züccaciyelerden, büyük marketlerden yararlanabilirsiniz. İnterneti çok tavsiye etmiyorum, cam eşyada özellikle, kırılma ihtimali olduğundan dolayı. Paketlemesine güvendiğiniz yerler var ise, o ayrı. Fakat paketlemesine güvenmediğiniz yerlerden almanızı kesinlikle tavsiye etmem. Herşey biraz bütçe meselesi aslında, uyguna da bulmak mümkün, daha markalaşmış yerlede biraz daha kese zorlamakta mümkün. Bu tamamen sizin tercihlerinize kalmış birşey. Ben her ne kadar bazı markaları ve mağazaları önersem de, kırılacak eşyalara çok fazla para dökmenin manasız olduğundan yanayım. O yüzden bunu da araştırarak, fiyat araştırması yaparak en uygun şekilde halledebilirsiniz...
Bardak takımı oluşturmak için neler gerekli? Hangi parçalar olmalı?
Bir defa sofra düzeninde bir bardak takımı oluşturmak istiyorsanız 2 boy bardağınız olmalı.
Su bardağı ve meşrubat bardağı. Meşrubat bardakları uzun olan bardaklar, çok kullanılır mı? Tartışılır. Ama almışken bulunsun. İşinizi görecektir muhakkak.
Bizim sofralarımızda en çok çay bardakları kullanılır, en çok çay bardağına ihtiyaç duyarız. Su bardakları 12 adet, meşrubat bardakları 12 adet, çay bardak ve tabakları da 12 adet olmalı.
Alkol kullanmayan ve alkol kullanma ihtimali olmayacak arkadaşlar kadeh almalarına gerek yok bence. Fakat ben sofra düzenine önem veririm diyorsanız, sade ve şık 6 kişilik kırmızı şarap kadehi almanızı tavsiye ederim. Çok uygun maliyete herhangi bir züccaciyeden veya züccaciye ürünleri satan yerlerden bunu temin edebilirsiniz. Ufak kırmızı şarap kadehleri masanızda şık bir görüntü oluşturabilir, bunlar sadece şarap veya alkol almak için kullanılacak diye bir kaide yok. Su bardağı olarakta bunları kullanabilirsiniz. Yani masanızı şu şekilde düzenleyebilirsiniz:
Buradaki su bardağı su için kullanılabilir, kadeh ise meşrubat için kullanılabilir veya tam tersi olabilir...
Bardak takımlarınızın illaki desenli olması şart değil veya tabak takımları ile tam uyumu sağlaması zorunlu değil.
Bu fotoğraftaki gibi, sade cam bir bardakta sadeliği ile masanıza şıklık katabilir.
Ben tabii bu fotoğrafta sade bir masa örneği seçtim, ama daha farklı, gösterişli tabaklarda dahi sade cam bardaklar gayet şık duruyor bence.
Önemli olan uyumu yakalamak, bu tarz bardaklarla da uyumu yakalayamamak mümkün değil...
Su bardaklarında günlük olarak kullanacağınız ayrı bir takımınız olsun. Günlük kullanacağınız sürahi haricinde de bir ekstra sürahiniz olsun.
Yani bunun için ayrı bir su takımı alarak eksiği tamamlayabilirsiniz. Sürahilerden bir tanesi günlük kullanımınız için (eğer tupperware veya farklı bir sürahi almamışsanız), diğer sürahi ise misafir geldiğinde sofraya ayran, şerbet, hoşaf vb. gibi meşrubatları servis edebilmeniz için faydalı olacaktır. Misafire sunacağınız sürahinin cam ve daha şık olmasında, bardaklarınız ile de uyum sağlamasında fayda var.
Gelelim şimdi nevresim takımlarına.
Nevresim takımları bence evin vazgeçilmezlerinden biri. Sürekli aynı nevresim takımlarını kullanacağınız için seçim yaparken gerçekten kaliteli olan ürünleri seçmenizde fayda var. Marka olarak şunları tavsiye edebilirim sizlere Pierre Cardin, Taç, Days in Colors, Sarev, Özdilek gibi bilindik ve kalite anlamında isim yapmış ürünler daha işinizi görecektir. Sebebi ise yıkandıkça renklerinin solmaması, renklerinin kaymaması, diğer nevresimlerinize bulaşmaması gibi... İlla şu model olsun veya bu model olsun diye takıntı haline getirmenize gerek yok, iki üç kullanımdan sonra hepsi gözünüze aynı görünecektir. İlla içlerinde favorileriniz olacaktır, benim var mesela. Fakat kendi zevkinize, kullanım rahatlığınıza uygun modelleri tercih etmenizde fayda var. Herşeyinizi severek kullanmak önemli burada...
İlla sezon ürünü, son moda olması şart değil. Nevresim takımlarını uzun süre kullanacağınız için, sezon olup olmaması pek birşey ifade etmiyor. Kalitesi ve kullanışı çok daha önemli olmalı sizin için. Mesela lastikli ve lastiksiz çarşaflar var, lastikli olanlar kullanım açısından çok rahatlar, bende kullanıyorum. Aynı takımdan bir tane daha almak istiyorum. Fakat ben nevresim takımlarını da ütüleyen biriyim derseniz ütülemesi zor. Lastiksiz olanlar ütülenmesi açısısından kolay, ama kullanımı daha zor olabiliyor. Yatak altına sıkıştırsanız dahi, toparlanabiliyor, kayma yapabiliyor. Bu noktada benim tavsiyem lastikliler, kullanışı daha kolay...
Nevresim takımları kaç adet olmalı derseniz eğer, bu çok göreceli bir kavram. Yeni evli olacağınız için hediye gelme ihtimali var, çok fazla kendinizi nevresim takımları ile de boğmayın. Çünkü ilerde farklı bir model beğendiğinizde "şunu beğendim ama alamıyorum çünkü çok var" diyebilirsiniz.
Bana göre çeyizinizde bulunması gereken nevresim takımı adedi 7 adet idealdir.
Bunlardan 2 adet tek kişilik nevresim takımı, bekar gelebilecek misafirleriniz için gerekli olabilir, fakat çeyizinide tek kişilik yorganınız veya tek kişilik nevresim kullanabileceğiniz bir durum yoksa tek kişilik nevresim almanıza gerek yok!
2 adet misafirler için kullanacağınız nevresim takımınız olsun, biri kullanıldığında yıkamaya kaldırırsınız, 1 tane de yedeğiniz olur. Sizde kalabilecek çiftler için.
Yeni evlilerde kalan pek olmaz, fakat aile samimiyetinize, akraba samimiyetinize bağlı olarak misafirleriniz de olacaktır muhakkak.
Siz yine yedekte bir çift nevresim takımı bulundurun.
Eğer tek kişilik nevresim takımı almayacaksanız, 2 adet çift kişilik misafirleriniz için, 5 adet çift kişilik nevresim takımı sizin için olabilir.
Kaliteli nevresim takımlarının kullanımı uzun zamanlı olur, her daim buna bir bütçe ayırmak zorunda kalmak istemiyorsanız mümkün mertebe kaliteli ve bilinen markalardan almanızda fayda var. Fiyat açısından ise eğer İstanbul'da yaşıyorsanız ve internet alışverişini sevmiyorsanız, en ideal alışveriş noktası Eminönü olacaktır. O yüzden muhakkak "eminönü-mahmutpaşa" ziyareti yapın, nevresim takımı almadan önce fiyatları karşılaştırın. Bazen kampanyalar ve indirimler oluyor, hatta bulabiliyorsanız outlet mağazalara da bu konuda başvurabilirsiniz. Bulacağınız indirimler sizi de şaşırtacaktır. Gidip AVM'lerden sakın almayın bu tarz şeyleri, normal fiyatının çok üstünde bir paraya mal edersiniz... İnternet alışverişi bu konuda gerçekten güzel indirimler sağlayabiliyor. Fakat her internet alışveriş sitesinin fiyatları da bir birinden farklı. Kampanyaları takip edin derim, güzel araştırın. Ben bütün nevresim takımlarımı internet üzerinden aldım ve gayet memnunum...
Dantelli nevresim takımları olur kızların çeyizlerinde, ya kendileri yapmıştır ya anneleri ya da annane-babaanne. Bence bu çok hoş birşey, fakat çok kullanışlı değil. Her gün kullanım açısıından zor, dantellerin ütüsü, düzeni derken sizi hayli yorabilir. O yüzden evliliğinizin ilk zamanlarında elbette çok şık olacaktır o yüzden bir tane olması bile yeterli olacaktır zaten. Özel zamanlarınızda ve doğumlarınızda kullanabilirsiniz.
Saten nevresim takımları çok gereksiz! Eğer bir "saten aşığı" değilseniz, bence almanızın hiç bir yararı yok, daha çok bütçenize zarar. Alırsanız pamuk saten nevresim takımlarından alın. Çok daha kullanışlı, hem de çok şıklar, ayrıca çarşafları da lastikli! (Sarev'inkiler öyle) Ama saten nevresim takımlarının gösterişi güzel, kullanışı rezalet. Yorgan üstünüzde durmaz, kaygan olduğu için kayar gider. Siz bile yataktan kayar gidersiniz. Tırnağınız takılsa satenin ipi çekilir ve düzelmez, kötü bir defo oluşturur. Ayrıca erkekler için hiç bir önemi yok bundan emin olun. Boşuna masraf etmiş olursunuz...
Uyku seti gereksiz birşey bence. Bende de bir tane var, kullanır mıyım kullanmazmıyım tartışılır. Bence en iyisi evinizde 2 adet yorgan (dilediğiniz şekilde elyaf, kaz tüyü veya yün, hangisi kullanışlı geliyorsa) bulunsun ve onları tertemiz geçirip kaldırabileceğiniz nevresim takımınız olsun... Yeterli olacaktırKaz tüyü yorgan aslında pek tavsiye etmiyorum, yıkanması ve kurutulması zor, koku yapabilir. Elyaf veya boncuk elyaf ürünleri tercih edebilirsiniz. Yine yorganda sakın cimri davranmayın, yataş, işbir yatak gibi bilinen kaliteli mağazalardan alın ki kullanımı uzun soluklu ve dayanıklı olsun...
Yatak örtünüz çeyiz serilme zamanı için mutlaka bir tane "geline yakışır" olsun. Bence hoş birşey, özel zamanlarınızda ve ağır misafirleriniz geleceği zaman serersiniz. Şık duruyorlar. "Çeyizimdeki Dantel'in haricinde mi" derseniz, evet o dantel anne-anneanne yapımı haricinde. Çünkü bu yeni modeller çok daha farklı, kumaşları çok daha güzel... Daha farklı bir hava katacağından emin olabilirsiniz... Biraz maliyet açısından pahalılar, o su götürmez bir gerçek, fakat şöyle düşünün 1 kere alacaksınız ve uzun süre kullanacaksınız...
Çok dantel, fır fır sevmeyenler için de bir çok seçenek mevcut. Yatak odanız ve mobilyanız ile uyumlu olmasını isterseniz eğer, biraz bekleyebilir, yatak odası modeliniz belli olduktan sonra alabilirsiniz. Bazı perdecilerde (özellikle Eminönün'dekilerde) yatak örtüsünü ve yatak odası perdesini bir yapıyorlar. Eğer bu şekilde uyumlu birşey almak isterseniz, evinizin belli olmasını bekleyin. Ölçüler ile birlikte gidip yaptırın, hem pazarlık payınız daha yüksek olacaktır, hem de dış piyasaya göre daha uyguna mal edeceksinizdir. Sadece ufak bir tavsiye...
Günlük yatak örtüsü almanızda fayda var, evinize ne zaman misafir geleceğini bilemezsiniz. Hem de yatak odanız her daim düzenli ve temiz görünümlü kalır. Öncelik olarak 1 adet günlük yatak örtünüz olabilir. Nevresim takımı satan heryerde bunları bulabilirsiniz. Ayrıca internet mağazalarında da farklı modeller ve fiyat çeşitliliğinde ürünler mevcut. Bende de şimdilik 1 tane var, fakat 2. yi almak istiyorum. Çünkü diğerini yıkama vakti geliyor sanırım. Yedekte bir tanesinin bulunmasında da fayda vardır her zaman...
Pike Takımları konusunda, sizin tercihinize kalmış birşey olarak düşünüyorum bu konuyu. Ben 2 adet aldım. Şimdi kış aylarındayız ve Eylül gelini olduğum için kullanmak nasib olmadı. Fakat bana göre yaz ayları için ideal ve kullanışlı. Sizde çeyizinizde 2 adet bulundurun derim. Ama dediğim gibi tercih meselesi, kimisi pike ile uyuyamaz yaz aylarında bile ince bir battaniye kullanmayı tercih eder. O yüzden kendi kullanımınıza göre tercih yapmanızda fayda var...
Eylül'ün sorusuna istinaden, süs eşyalarında çok acele etmemenizi tavsiye ederim.
Çünkü genelde evdeki süs eşyaları mobilyalarınızla uyumlu olması gerekir.
Ben o şekilde yaptım, önce eşyalarım ve çeyizim eve serildi (çeyizimde bile getirmedim düşünün) sonrasında düğünüme 1 hafta kala babam almayı çok arzu ettiği için, babam ile birlikte Eminönüne giderek beğendiğim şeyleri aldık. Süs eşyalarım klasik 4 parçadan oluşmakta, 2 küllük, 1 vazo, 1 meyvelik. Zaten fazla fazla yayacak yerim olmadığı için kalabalık bir takım istemedim. Fiyatını merak ediyorsanız, benim süs eşyalarım cam, dış yüzeyi gümüş kaplama ve taşlı... Biraz pahalıydı (bana göre) bu takıma ilk açılış kapısı olarak 500 dedi, farklı şeylerde aldı babam aynı mağazadan, sonra 450 dedi, diğer aldıklarını da belirterek daha iyi bir fiyat vermesini istedi, 400'e bağladık. Babam iyi pazarlık yapar, ama onun haricinde "acaba pahalıya mı aldım" diye düşünmüştüm. Evlendikten sonra evime yakın bir züccaciyede aynı ürünü gördüm, girip bir bakayım dedim, sadece vazosunu 200 TL etiketlemişler. Sonradan anladım ki bu tarz şeyleri eminönüne bakmadan almamak gerek. Eğer beğendiğiniz model orada yoksa, içinize de başka birşey sinmiyorsa alınabilir o ayrı, ama genelde modeller bir birinin benzeri oluyor. İyi araştırın derken hep bunu kast ediyorum. Bir tek mağazaya bakarak veya bir tek yerden fiyat almakla kalmayın... Bütçeniz açısından fiyat araştırması yapmanız çok daha iyi olacaktır...
Kendi zevkinizi ve kendi ihtiyacınızı ancak siz bilebilirsiniz.
Ben sadece buradan fikirlerimi sunuyorum sizlere, ayrıca tekrar tekrar altını çizmekte fayda görüyorum, benim bildiğim en iyisi demek değildir.
Herkese göre "iyi - güzel - şık" kavramları değişkendir...
Evinize gelen hediyelerde oluyor ayrıca, mesela kuzenim 7 fil hediye etti, hemen konsolumda yerini aldı... Emin olun arkadaşlarınız, eşiniz, dostunuz genelde süs eşyası veya mutfak eşyasından yana size hediyeler getireceklerdir.
Ben daha bekar iken, hayatımda eşim dahi yokken arkadaşlarım doğum günlerimde, yılbaşında vs. gibi özel zamanlarda hediyeler almışlardı. Şimdi onların bir çoğunu süs eşyası olarakta kullanabiliyorum. Bunları da göz önünde bulundurarak acele etmeyin derim, eşyalarınızla uyumlu içinize sinen şeyler olsun. Sonra elinizde bir yığın süs eşyası ile "bunları ne yapacağım" demekten kurtulursunuz.
Ben klasik bir insanım, Kristal takım almayı düşünüyorum derseniz eğer, o zaman onları alabilirsiniz, son dakikaya bırakmanıza gerek yok bence.
Çünkü Kristal takımların uymayacağı bir mobilya türü yok bence. Sporda olsa, klasikte olsa, avangartta olsa, mobilyalarınıza uyacaktır.
Kristal takım derken klasik kristal takımlardan bahsediyorum.
Bu tarz takımlar, benim çok hoşuma gider bunlar.
Fakat benim süs eşyalarım biraz aceleye gelmişti. O konuya hiç girmek istemiyorum, başka bir zaman anlatırım.
O yüzden araştırma fırsatım olmadı ve bunlardan bulamadım.
İlerde inşallah bir gün bu tarz bir set alacağım kendime...
Tablolar konusuna gelince, o konuda da acele etmeyin.
Eğer elinizde hali hazırda bir işleme pano, kaneviçe vs. tarzı panolardan yoksa evinizi hemen doldurma çabasına girmeyin.
Önce bir eviniz döşensin, eşyalarınız yerleşsin, ondan sonra tablo vs. gibi detaylara girin.
Rahat kafa ile daha güzel şeyler bulacağınızdan emin olun.
Benim kendi işlediğim bir panom vardı, çerçeveletmemiştim. Aylarca bekledim.
Eşyalarım evime girdikten sonra çerçevelettim ve çervesi inanılmaz derecede uygun oldu mobilyalarıma (tabii bu benim görüşüm).
O yüzden bu konularda biraz sabırlı davranmanızda fayda var.
Vitrin süsleri
Bence önemli bir mevzu... Eğer ki vitrin almayı düşünüyorsanız.
Bence bir kızın çeyizinde mutlaka bir vitrinlik şarap takımı olmalı!
Benim doğum günümde iş yerimdeki arkadaşlarım almışlardı böyle bir takım.
El yapımı Paşabahçe mağazasından alınmıştı... Severek vitrinimde sergiliyorum...
Vitrin için alınabilecek bir çok süs eşyası olmakla beraber, evinizi süs eşyaları ile boğmayın.
Unutmayın ki çeyizinizde bulunan güzel kahve takımları, çay takımları vb. eşyalarınızı da vitrinde süs amaçlı kullanabilirsiniz.
Bu konuda da sabırlı davranın bence, eğer şarap takımı almayı düşünmüyorsanız veya size bir hediye gelmeyecekse bu anlamda, bırakın almayın.
Baktınız vitrininizde ihtiyaç var, o zaman alırsınız...
Çatal bıçak takımlarında günümüzde onlarca marka yüzlerce model bulunmaktadır. Okadar çok seçenek mevcutki artık kullanıcıların kafası karışma noktasına gelmeye başladı. Geçmişte annelerimiz hatta annanelerimiz aldığı çatal bıçak takımları okadar kaliteliydi ki halen günümüzde torununa kalmış ve halen kullanan kişiler vardır. Bunlardan bir tanesi de benim annem...
Geçmişte alman çeliğine gösterilen ilgi aslında insanları hiç hayal kırıklığına uğratmamış. Ama artık hangi markayla konuşsanız "Alman çeliği kullanıyoruz" deselerde pekte doğru olmayanlarıda mevcuttur eminimki. Günümüzde kaliteli çatal bıçak takımları gerçekten çok pahalıya satılmakla birlikte, ikinci kalite ürünlerde çokça piyasada dolaşmaktadır. İnsanlar daha çok görüntüye önnem verdiklerinden kalitesini es geçiyorlar. Bu da gün geçtikçe paslanan çatal bıçaklar anlamına gelmektedir.
Ürün alırken satış sonrasını muhakkak düşünmelisiniz! Kaç yıl garantili? Kullanıcı hatası varmı yoksa ücretsiz parlatma yapılıyormu? diye muhakkak sormalısınız diyebilirim. Bazı markalar 30 yıl bazı markalar 100 yıl ömür boyu garanti vermektedirler. Garanti kapsamları tüketici haklarınız açısından çok önemli. Paslanan bir üründe veya hasara uğrayan bir üründe madur olmamak için bunları iyi araştırın.
Alacağınız markanın nerede üretildiğine, hangi standartlarda üretildiğine dikkat edin. Bilindik güvenilir marka olması sizin avantajınıza olacaktır. İyi bir araştırma sonucunda hem bütçenize uygun hem de kaliteli bir ürün alabilirsiniz. Fakat "ucuz etin yahnisi" hesabı olursa, kaliteli bir markaya nazaran madur olabilirsiniz.
Merhaba Canım,
Benim araştırmalarıma göre ve daha önceden edindiğim bilgilere göre mutfaklarda kullanılan silikon kapların herhangi bir şekilde sağlığa zararlı olmadığı yönünde.
Günümüzde mutfaklarda rengarenk, eğlenceli mutfak eşyalarını bulmak mümkün. Mutfakta yeni moda dikkat çeken rengarenk kap, kacak kullanarak mutfakta görsel bir şölen oluşturulmakta. Silikon Mutfak Kapları son yıllarda mutfağımızı renklendiren ürünler arasında yer almaya başladı, benim mutfağımda da yerlerini aldılar... Kek kalıpları, yumurta fırçası, maşa, kaşık gibi silikon araç- gereçler, çelik ve teflon kalıpları, metal maşaları, tahta kaşıkların yerini aldı bile! Peki, silikon ürünler sağlıklı mıdır?
Bu soruyu Diyetisyen Cansu Büyükbaş yanıtlıyor.
Camın da hammaddesi olan silis kumunun sıvılaştırılması sonucunda silikon elde edilir. Silikon da sağlıklı ve hijyenik bir hammaddedir. Silikon ortalama 357°C de erimektedir. Bu kadar esnek olmasına rağmen şaşırtıcı bir biçimde fırında erimeden kullanılabilir.
Silikon kalıpların diğer kalıplardan farkı nedir?
Metal kalıplar bir müddet kullandıktan sonra deforme oluyor. O nedenle de kısa bir süre sonra içinde pişen malzeme yapışabiliyor. Özellikle teflon kalıplar deforme olunca sağlıklı olma özelliğini yitirir. Silikon kek kalıpları ise kullanma prospektüsüne uyulduğu sürece yıllarca kullanılabilir. Plastik kaplar sıcağa dayanıklı değildir. Fırında kullanılamazlar. Ancak içine konulan sıcak yiyeceklerden bile etkilenerek insan sağlığına zararlı olabilirler. En sağlıklı kaplar cam kaplardır. Fakat onlarında olumsuz yanları kırılma ve yüzeyine dokunan malzemelere yapışma özelliği vardır.
Silikon kaplar kanserojen madde içermez
% 100 silikon kaplar kanserojen madde içermez. %100 sıvı silikon (LSR), ürüne kesinlikle tat ve koku geçirmez. İnsan sağlığı için zararlı maddeler içermez, esnek ve pratiktir. Çatlayıp, kırılma riski olmadığı için yıllar boyu kullanılabilir. Yapışma yapmadığı için yağsız da kullanılır. Bu nedenle gereksiz kalori almamamızı sağlar. Pişen kekin kalıptan çıkması teflon kalıplara göre bile daha kolaydır. Isıyı hızlı ve dengeli yayar. Deterjan gerektirmediği için kolay temizlenir. -25 ile +220 C arasında fırın, mikrodalga fırın, buzdolabı ve derin dondurucuda kullanılabilir.
Düdüklü tencere ile ilgili araştırmamı yaptım ve sizler ile paylaşıyorum kızlar:
Düdüklü Tencere Alırken:
1- Düdüklü tencere alırken, TSE belgeli, tanınmış ve bilinen markaların ürünleri tercih edilmelidir.
2- Düdüklü tencere, kısaca hızlı ve sağlıklı pişiren alettir. Zamandan % 70, enerjiden % 40 tasarruf sağlamaktadır.
3- Hatalı kullanımdan dolayı herhangi bir zarara uğramamak için kullanma talimatı dikkatlice okunmalı ve talimatlara uyulmalıdır.
4- Düdüklü tencere, pişirme sırasında belirli bir basınç altındadır.
5- Düdüklü tencerenin emniyet tertibatı asla değiştirilmemelidir. Aşınan parçalar daima yenileriyle değiştirilmelidir.
6- Öngörülen doldurma miktarlarına mutlaka uyulmalıdır.
7- Pişirme sırasında düdüklü tencere ve pişirme gösterge çubuğu gözlenmelidir.
8- Düdüklü tencere açılmadan önce hafifçe sallanmalıdır. Böylece kapalı tencere içindeki buharın, kapak açıldığında dışarı püskürmesi önlenebilir.
9- Elma marmelatı ve kompostolar düdüklü tencerede yapılmamalıdır.
10- Basınç altında iken asla düdüklü tencereyi açmaya çalışılmamalıdır. Açma talimatına mutlaka uyulmalıdır.
11- Buhar çıkarken eller uzak tutulmalıdır. Özellikle hızlı buharlaşma olduğu zamanlarda dikkatli olunmalıdır.
12- Düdüklü tencere hiçbir zaman fırın içine konulmamalıdır.
13- Düdüklü tencere veya parçaları hasar görmüşse, fonksiyonları kullanma talimatında yazılanlara uymuyorsa, kullanılmamalıdır. Hemen üretici firmanın yetkili servisi veya tüketici servisi aranılmalıdır.
Düdüklü Tencere Temizliği
Düdüklü tencere içinde yemek bırakılmamalı, her kullanımdan sonra yıkanmalı, tuzlu veya asitli yiyeceklerin iç yüzeyde iz bırakmaları önlenmelidir. Dibine yapışan yemekler olursa, içine sıvı haldeki biyolojik yıkama tozlarından dökülmeli ve çözülmesi beklenmelidir.
Tencere dışı hiçbir zaman su içinde bekletilmemelidir, çünkü metal kaplama zarar görebilir.
Tencere ve diğer aksesuarları sıcak suyla ve sıvı yıkama maddesiyle yıkanmalı, hemen kurulanarak parlaklığı geri getirilmelidir. Tencerenin dışı uygun bir paslanmaz çelik temizleyicisi ile yıkanabilir. Tencere kapağı lastiği çıkarılmalı ve yıkanmalıdır.
Markalar hakkında bilgi:
Ar-Yıldız Düdüklü TencereTekirdağ Çorlu’daki tesislerine üretim yapan ve 63 yıllık bir Türk firması olan Ar-Yıldız tencere ülke genelinde kaliteli ve sağlam ürünleriyle tanınmıştır. 5 litrelik ve 7 litrelik iki ayrı düdüklü tencere modeli bulunan markanın fiyatları 150 lira civarındadır.
Arzum Düdüklü TencereTürkiye’de küçük ev aletleri denince ilk akla gelen markalardan biri olan Arzum bu alanda 60 yılı aşan bir tecrübeye sahiptir. Arzum’un düdüklü tencere seti ve tek düdüklü tencereler olmak üzere şu anda dört farklı düdüklü tencere ürün seçeneği bulunmaktadır. Fiyatları ise 120 ile 200 lira arasında değişmektedir.
Cem Düdüklü TencereTürkiye genelinde bilinen tencere markalarından biri olan Cem firması da çeşitli ebatlardaki düdüklü tencereleri kullanıcıların beğenisine sunmaktadır.
Emsan Düdüklü Tencere1973 yılında kurulan Emsan Mutfak Gereçleri firması hem kalitesi hem de şık tasarımlarıyla ön plana çıkmaktadır. Kaliteyi uygun fiyatlara almak isteyenler esman düdüklü tencerelerine mutlaka bir göz atmalıdır.
Eternity Düdüklü TencereEternity Ev Yaşam Gereçleri azımsanmayacak bir tecrübeye sahip olmakla birlikte son yıllarda verdiği televizyon reklamlarıyla birlikte tanınırlığını bir hayli artıran bir markadır. Renkli desenleri ile hatırlayacağınız eternity tencereleri arasında düdüklü tencereler de önemli bir yer tutmaktadır.
Fissler Düdüklü TencereDüdüdklü tencere almayı düşünenlerin mutlaka bakması gereken markalardan bir tanesi Fissler’dir. Çünkü on sekiz farklı Fissler düdüklü tencere çeşidinden bir tanesi mutlaka sizin aradığınız özelliklere sahip olacaktır. Fissler düdüklü tencereler halk arasında aynı zamanda fischer, ficsher, fişher tencere şeklinde de bilinmektedir.
Hisar Düdüklü TencereSofra sanatı sloganıyla faaliyet gösteren Hisar markası çeyiz alışverişi yapanların mutlaka en az bir kez uğradığı bir mağazadır. Üst düzey kaliteli ürünleriyle tanınan Hisar düdüklü tencere olarak 6 litrelik tek bir ürün sunmaktadır. Bu şık düdüklü tencerenin fiyatı biraz fazla gibi görünse de uzun yıllar beğenerek kullanacağınızı tahmin ediyoruz.
Jumbo Düdüklü TencereDaha çok çatal bıçak kaşık setleri ve benzer aksesuarlarla öne çıksa da Jumbo da düdüklü tencere seçeneği olarak değerlendirilebilecek bir firmadır.
Korkmaz Düdüklü TencereLezzet uzmanı sloganıyla ürünlerini pazarlayan Korkmaz mutfakta kullanılan hemen hemen tüm gereçleri üretmektedir. Korkmaz düdüklü tencereleri iki tipte ve 6 farklı modelle alıcısını beklemektedir.
Mehtap Düdüklü Tencere1960 yılında sektöre giren Mehtap mutfak ürünleri elektrikli ve ileri teknolojiye sahip düdüklü tencere seçenekleri ile düdüklü tencere almayı düşünenler için farklı bir alternatif sunmaktadır.
Özkent Düdüklü TencereYaklaşık 30 yıldır sektörde faaliyet gösteren Özkent firması biri sade diğeri ise gayet güzel bir tasarıma sahip iki farklı düdüklü tencere tipi ve hacimlerine göre dört farklı seçenekle hizmet vermektedir. Özkent düdüklü tencereleri uygun fiyatlarıyla dikkat çekmektedir. Ekonomik bir ürün arayanların bakmasında yarar var.
Silit Düdüklü TencereÜstün Alman teknolojisine güvenenler için Silit düdüklü tencere uygun bir seçim olabilir. Almanya kaynaklı bir şirket olan Silit basınçlı tencereleri ile iddialı bir firmadır. Antibakteriyel ve nikelsiz modelleri ile hızlı yemek pişirme ile güvenli beslenmeyi birleştiren çözümler sunmaktadır.
Taç Düdüklü Tencere1960 yılından beri faaliyet gösteren ve pişirme gereçleri alanında Türkiye’nin en çok bilinen firmalarından biri olan Taç düdüklü tencereleri ile de mutfağınızda yer bulmaya adaydır. Çok küçükten çok büyüğe çeşitli hacimlerde Taç düdüklü tencere modelleri düdüklü tencere incelemesi yaparken atlanmaması gereken ürünlerdendir.
Tefal Düdüklü Tencere
Yanmaz yapışmaz tavanın mucidi olan Fransız firması Tefal şüphesiz mutfak gereçleri sektöründe en yenilikçi markalardan biridir. Tefal’in bu özelliği düdüklü tencere modellerinde de göze çarpmaktadır. Normalden üç kat daha hızlı pişirme vaat eden tefal düdüklü tencereler güvenliği ön planda tutan çağdaş bir anlayışla tasarlanıp üretilmiştir. Çok sayıda tefal düdüklü tencere çeşidi kaliteli ürün almak adına biraz daha fazla para ödemeyi göze alan müşterilerini beklemektedir.
Tek düdüklü tencere ve düdüklü tencere seti satın alabileceğiniz düdüklü tencere markalarının bazıları kısaca böyle. Düdüklü tencere alırken model, fiyat, güvenlik, kalite, tasarım, teknik servis olanakları gibi faktörlerin hepsini birden dikkate almanızı tavsiye ediyorum. Lütfen iyi araştırın ve kendi bütçenize, ihtiyacınıza göre olanını seçin.
Allah'ım yarabbim daha neler duyacağız....
Bu konuda diyebileceklerim şunlardır: Porselen tümü killi topraktan yapılmış veya daha açık bir deyimle kil ihtiva eden ham maddeden üretilmiş ürünlerin oluşturduğu büyük seramik grubunun bir elemanıdır.
Seramik grubunun ilk ve en ilkel ürünü, balçık tuğla veya kerpiç tuğladır. Bu aşamada söz konusu olan basit, kaba seramiktir. Daha sonra ise üretim aşamaları sıralamasına göre sırasıyla toprak çanak çömlekler, majorka çinisi (elvan çini), fayans, taş eşya, taştan oyma kap, seramik gelmekte ve porselenle grup en üstün ve en mükemmel formuna ulaşmış olmaktadır...
Birleşik bir bütün gibi görünmesine rağmen iç yapısında bileşik bir gövde ouluşturması nedeniyle "porselen" deyiminin kesin bilimsel bir tanımını yapmak zordur. En iyisi porseleni iki kısımdan Bisküvi (gövde) ve sır - oluşan bir kitle olarak tanımlanmaktadır.
Porselenin sırrı (üzerindeki cila tarzı katman) bileşimi açısından cama benzemektedir. Gövde veya pişirilmiş şekliyle daha anlamlı bir deyim olarak bisküvi yaklaşık %70 - %80 oranlarında içine başka kristaller eklenmiş olan camdan oluşmaktadır. Sözü edilen cam benzeri hamuru, aynı zamanda porselenin transparan (ışık geçirgenlik) olmasının da nedeni olmaktadır. Zaten porseleni seramik veya toprak eşyalardan ayıran da bu ışık geçirgenlik özelliğidir...
Bisküvi şekillendirilmiş, kurutulmuş veya pişirilmiş, ancak henüz sırlanmamış seramik ürünlere verilen addır. Bitmiş üründeki çeşitli maddeler, cam ve camla birleştirilmiş diğer kristaller, ancak pişirilmekle birleşmektedir.
Esas olarak porselen ikiye ayrılır.
a) Sert porselen (pate dure; eng: hard paste )
b) Yumuşak porselen (pate tendre; eng: soft paste )
Sert porselen genellikle Avrupa Kıtasın'da; Yumuşak porselen (Bone China dediğimiz) ise Çin'de, Japonya'da ve İngiltere'de üretilir.
Sert Porselen Nedir?
Almanya ve Avrupa Kıtasında üretilen porselen sert porselendir. En önemli özellikleri yüksek kaolen özellikleri ( % 50 ) ve ancak 1400 - 1500 C eriyen feldspat sırrıdır. Söz konusu sıcaklıkta sırrın altındaki porselen gövde de külçeleşmektedir. Bunun sonucu olarakda gövde gibi sırın da olağanüstü yüzey sertliği ve dayanıklılığı ortaya çıkmaktadır.
Sert porselenin bisküvisi ( gövdesi ) ve sırrı çeşitli metal oksitlerin uygun eklemeleriyle boyanabilir. Böylece fildişi porselen, kobalt porseleni (mavi boyalı ), seladon porseleni ( yeşilimsi boyalı ), pembe porselen ve hatta siyah porselen elde edilebilir. Daha sonrada sert porselenin yüksek sır pişirimi sıcaklığı sır altı dekorlama şansını kısıtlamakta ve büyük önem kazandırmaktadır. (Yani bu son cümleden kasıt, sert porselenlerde bulunan sır altı dekorlar daha kıymetlidir)
Yumuşak Porselen (Kemik Porselen) Yani Bone China nedir?
Yumuşak veya kemik porseleni adını; harmanında % 50 - 65 oranlarında bulunan kemik tozu veya fosfattan almaktadır. Kalan %15 - 30 'u ise kuartz ve Felspattan oluşan pegmatit ve kaolin oluşturmaktadır. Pegmatit İngiltere'de Cornwell - Helston' da Cornish -Stone adıyla çıkarılmaktadır. Kaolin oranının da sert porselene oranla bir hayli az olması nedeniyle daha düşük bir bisküvi pişirimi sıcaklığı kütleleşmeyi sağlamakta yeterli olmaktadır. Ancak yumuşakla sert porselen arasındaki tek fark değişik harman yapıları değildir. Bone China daha ilk bisküvi pişiriminde ( 1200 - 1280 C ) tam pişmiş olmaktadır. Genellikle kurşun ve Bor karışımlarını ihtiva eden sır ise, daha sonraları 920 - 1125 C 'da pişirilmektedir.
Yumuşak porselenin sert porselene kıyasla oldukça düşük olan pişirim sıcaklığının sert porselenin mekanik sertliğine; sağlamlığına ve darbe dayanıklılığına ulaşmamasına yol açması doğaldır.Ancak korlama ve renk seçimine olanak tanımaktadır. Yumuşak porselen Batı Dünyasında özellikle İngiltere'de üretilmekte ve "Bone China " ticari adıyla piyasaya sürülmektedir. Alınan son bilgilere göre Sovyetler Birliğinde de yumuşak porselen üretimi konusunda çalışmalar yapılmaktadır. ( Kemik külü oranı asla % 50'nin üstünde değildir. 1. pişirim sıcaklığı 850 C, 2. pişirim sıcaklığı ise 1250C civarındadır.
(Sevres) . Bu ürün kuartz, potasyum nitrat, tuz, killi toprak, soda ve alçıdan oluşan bir eriyikten yapılmaktadır. Bu karışıma öğütüldükten sonra kireç ve tebeşir (kireç karbonatı) katılmaktadır. Sırrı da yine kuartz , potas (kalsiyum karbonat ) ve sodadan oluşan bir eriyiktir .
Umarım bu bilgiler çok gelmemiştir size... Sağlık açısından yapılan araştırmalara göre, zaten her porselen bisküvi denilen hamur kısmı fırınlandıktan sonra sır denilen tabaka ile kaplanmakta. O yüzden gövdesinde (bisküvide) bulunan herhangi bir bileşen yemeklere karışmamakta... Karışamazda zaten, ilk aşama olarak bisküvi, ikinci aşama olarakta sır (parlak tabaka) fırınlandığı için o sertleşip farklı bir tabakaya dönüşmekte... Herhangi bir bakteri oluşumu da söz konusu bile olamaz... Dini bir sitede de caiz olup olmadığı konusunda yorumlar okudum... Sır ile kaplı olduğu için, dinen de herhangi bir sakıncası yoktur. Dilerseniz daha kapsamlı bir araştırmayı internetten yapabilirsiniz...
Sevgili LaViNNia_ sormuş olduğun soru için teşekkür ederim. Daha önce değindim mi bu konuya değinmedim mi hatırlamıyorum. Topik haricinde de bir çok yerde yorum yaptığımdan dolayı, hatırlamakta bazen güçlük çekebiliyorum. Topiği takip etmene sevindim, inşallah sana da bir faydam dokunuyordur.
Mutfak bıçaklarında tecrübe sahibi olmuş biri olaraktan şu tavsiyeleri vermek istiyorum kızlar.
En son şef bıçağım ile kendimi doğramış, parmağıma 3 dikiş atılmış biri olaraktan, lütfen mutfak bıçaklarınızın keskinliğini bilerek ve ihtiyatlı davranın. İnsan bazen acele ediyor bir işi yapmak için, (çalışan bir ev hanımı olacaksanız özellikle) bazen kafası da dolu olabiliyor. Bu yüzden çok ama çok dikkat edin kendinize....
Bu uyarımı yaptıktan sonra, bıçak konusunda babadan gelme bir "keskinlik" hastası olan bir insanım. Söz misali, domatesi doğradığım zaman kesinlikle o domates ezilmemeli. En önemlisi bu ve verebileceğim en güzel örnekte bu olacaktır sanıyorum. Geçenlerde eşimin teyzesi bana bir bıçak hediye etti, ufak bir bıçak ama resmen elim ayağım oldu. İsviçre menşeili bir bıçak. Elimi kesmeden her işimi görebiliyorum... Herhangi bir markası yok, fakat ufak meyve bıçaklarını andıran, tırtıklı yüzeye sahip isviçre bıçağı diye bilinen bir bıçak...
Eğer mümkünse isviçre menşeili bıçaklara önem vermenizde fayda var.
Ben standlı bıçakları çok beğeniyorum, aynı zamanda kendime alamadım. Çünkü zamanında babam sağolsun solingen marka bıçak seti almış bana, valizli olanlardan. Bir türlü onlara uygun bir stand bulamadım. Nasılsa benle yaşayacak değil ya düşüncesi ile de çok fazla önem vermedim. İlerde eğer ihtiyaç duyarsam standlı birşey almayı planlıyorum.
Standlılarda dikkat etmeniz gereken bıçakların sağlamlığı, tutuşu ve aynı zamanda kabzalarının nasıl monte edildiği. Bıçaklarda yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesi zamanla kabzalarının yerinden oynaması hatta yerinden çıkması. Bu yüzden biraz paraya kıymanız gerekecek. Bilinen, araştırdığınız ve kullanımı rahat olan bıçakları tercih etmenizde fayda var. Devamlı meyve, sebze, et ve su ile temas halinde olacak bu bıçaklar. Paslanma, bozulma riskini azaltmak açısından kaliteli marka olmasında fayda var. Bununla alakalı olarak bir çok marka var. Benim "şudur" diyebileceğim bir marka yok. Sizin araştırmalarınıza ve tercihinize bırakıyorum marka kısmını. Aynı zamanda pahalı olan marka en iyi markadır diye de birşey oluşmasın kafanızda. Muhakkak fiyat anlamında bir pahalılığı olacaktır, yine de iyi araştırın, çelik kalitesi, malzeme kalitesi çok önemli. Zaten araştırmadan sadece bıçak değil, hiç birşeyi almanızı tavsiye etmiyorum... Araştırmak çok önemli... Ne aldığınızı neye ihtiyacınız olduğunu bildiğiniz sürece, zaten size hitap eden en iyi ürünü bulacaksınızdır.
Standlarda tercih etmeniz gereken ise ahşap standlar. Çelik standları tavsiye etmiyorum. Mutfak pratik olunması ve temiz tutulması gerken bir yer diye düşünürsek eğer, çelik görünümlü standlarda parmak izi, paslanma, su lekesi tutma gibi unsurlar mevcut. Ahşap olanlar bana göre daha sağlıklı, aynı zamanda mutfakta görüntü olarakta şık duruyorlar. Tamam çeliğin şıklığı su götürmez bir gerçek, fakat uzun yıllar kullanacağınızı var saydığımızda, pratik olan bir ev hanımı için her gün o standı temizlemek biraz anti-pratiklik gibi olacak, tabiri caizse...
Geçen gün yaşadığım bir tecrübeyi de paylaşmadan edemeyeceğim. Haftasonu tavuk yapmıştım, eşim de tavuk makasını istedi benden. 2 ayrı modelde tavuk makaslarım vardı, vardı diyorum çünkü artık yoklar. 1 tanesi solingen marka olduğunu tahmin ediyorum çünkü o valizli setin içerisinde vardı, tahmin ediyorum dememin sebebi üzerinde "solingen" yazmaması. Diğerinin markası da üzerinde yazmadığı için ne olduğunu bilemiyorum. Fakat tavuğun en basit yerini kesmeye çalışırken 2sini birden kırdı eşim. Bunun sebebinin eşimden kaynaklı olduğunu düşünmüyorum, ilk kez kullanımda bu kadar çabuk kırılabiliyorsa, o ürünlerin kalitesizliğindendir. Diyeceğim o ki, mutfakta her ne kadar şimdilik gereksiz gibi gelse de, muhakkak tavuk makasına da ihtiyacınız olacaktır. Bu da bıçak grubuna girdiği için fikrimi paylaşmak istedim, aldığınızda ürünün çabuk kırılan bir yapıya sahip olmamasına, çelik kısımlarının yoğunluğuna, plastik kısımlarının doğru şekilde monte edilmiş olmasına lütfen dikkat edin. Benim gibi elinizde 2 tane olup, sonradan tek kullanımda hiç bir tanesinin işe yaramamış olmasıyla kalmayın derim...
Bıçaklar konusunda verebileceğim bir diğer bilgi ise, muhakkak iyi bir bıçak bileyini de alın. O uzun şerit şeklinde olanlardan değil de, bıçağın sürtülerek bilendiği ufak aparatlardan almanız daha sağlıklı olacaktır. Hem bileyinizi kolay saklayabilir, hem de bileme işlemini kolay yapabilirsiniz. Bir çok bilinen markanın kendi bileyi mevcuttur. Genelde aldığınız ürünün kendi bileyicisini seçerseniz daha iyi ve sağlıklı sonuç alırsınız. Daha kullanışlı olacaktır. Aynı zamanda bıçaklarınızı asla bulaşık makinasında yıkamayın. Körelme ve paslanma açısından elde yıkamanızda fayda var.
Sanırım verebileceğim bilgiler bununla sınırlı şimdilik. Daha iyi bir araştırma yapabilirsem eğer, o bilgileri de sizlerle paylaşacağım. Eylül'ün de dediği gibi aslında mutfakta en büyük önem taşıyan malzemelerden bir tanesi bıçak seti. En basit bir yemeği veya çorbayı yaparken bile bıçağa ihtiyaç duyacaksınızdır. Kullanımı kolay, elinizin yapısına uygun, görsel açıdan sizin zevkinize hitap edenlerden seçebilirsiniz.
Teşekkür ederim... Sağolasın, sizlerde iyisiniz inşallah?
Canım sen yorgan olayını baya bir abartmışsın bana göre. 2 yün yorgan, 3 adet elyaf, 1 tek kişilik yorgan var elinde değil mi?
Bence elyaf (light) yorganlarından bir tanesini annen de bırak. Eğer ihtiyaç duyarsan tekrar ondan alırsın, evinde çok fazla yer kaplayacaktır.
Bende bulunan yorgan sayısı:
1 adet yün yorgan annem yaptırdı
1 adet yün yorgan kayınvalidem yaptırmış
1 adet uyku setinde olan yorganım (kesinlikle lüzumsuz birşey)
1 adet yataş mikrofiber yorganım
Bu yorganlardan sadece mikrofiber yorganımı kullanıyoruz. Oldu da onu yıkamam gerekirse kendim için bir ekstra yorganım mevcut. Misafir gelme olasılığını göz önünde bulunduraraktan bir ekstra yorganım da mevcut. Çok fazla gereksiz eşya ile doldurmayın evinizi bence. Çünkü ilerde zaten ihtiyaç olursa alınır, bunların bakımı, temizliği, havalandırılması, kaldırılıp yerlerine yerleştirilmesi vs. çok detaylı ve zahmetli işler. Evinize aldığınız her üründe bunu da göz önünde bulundurun. Her fazla ürün sizi rahatsız eder ve daha çok işinizi çoğaldır.
Ama tabii bu benim görüşüm, bana göre angarya işler, başkasına göre zevkli işler halini alabilir... Kendi kullanım ve kolaylığınıza göre hareket edin derim canım...
Yastıklara gelince. Bende bir tane bütün yastık vardı annem yaptırmış sağolsun. Hani şu "bir yastıkta kocayın" muhabbeti yerini bulsun diye. Başta kullandık fakat insan çok rahat edemiyor onlarda ve kaldırmak zorunda kaldım. Ben kayınvalidem de yastık verir düşüncesi ile sadece 3 tane yastık almıştım. Büyük hata etmişim, çünkü yastık vermedi. Sen yine mümkünse ve aranızda bu anlamda iletişim varsa kayınvalidene sor almadan önce. Elinde fazla yastık olmasın, aynı zamanda eksikte olmasın. İnsan zorluk çekiyor vallahi... Benim gibi "aman düşünsün oda" diye beklemeyin yani...
Daha sonra eşim ile gidip visco yastıklardan aldık 2 adet. Ben şahsen memnunum, fakat herkes bu yastıklardan memnun olmayabiliyor. Bizim yatağımızda visko olduğu için, en azından vücutla boyun aynı sertlikte yatıyor olsun diye düşündük.
Başlangıçta bir evde olması gereken yastık sayısı bana göre:
2 adet yatak odası için
2 adet yatak örtüsü kılıfları için
2 adet misafir için
1 adet ekstra kullanım için
Bence bu kadar yeterli olacaktır. Benim şu anda yastık sayım az, insan evlendikten sonra eksikleri daha iyi görebiliyor, benim de 2 adet yastık almam gerek fakat bir türlü alamadım. Ha şimdi alacağım, ha sonra derken kaldılar malesef. Yine yastıkları internetten takip edebilirsiniz. Bir çok internet alışveriş sitesinde çok iyi markaların yastıkları çıkıyor, önce kendiniz bir araştırın ondan sonra alın derim. Kaz tüyü yastık almayı düşünürseniz eğer, şunu aklınızdan çıkartmayın ki kaz tüyü yastıkları yıkamak zordur. sebebi ise koku yapması, ancak bir kurutma makinanızın olması şart. Eğer kurutma makinanız olacaksa, tereddütsüz alabilirsiniz düşüncesindeyim. Ama kaz tüyü yastığa gelene kadar bence bir çok iyi markanın çok sağlıklı ve iyi yastıkları mevcut. Onlara da bir göz atmanızı tavsiye ederim...
Aynı zamanda, yastık yıkamak zor birşey değil, fakat ben çok fazla yastığımı yıkamak bir de onu kurutmaya uğraşmak istemiyorum derseniz (hele ki benim gibi visko yastıklarınız varsa) muhakkak yastık alezi alın. İster sıvı geçirmez, ister kapitone, ama muhakkak bir yastık aleziniz bulunsun. Bu alezlerden 4 adet alsanız yeterli. Misafirleriniz için de kullanabilirsiniz. Ayrıca yatak alezi de muhakkak alınmalı. Artık bekar hayatı gibi olmayacak hiç birşey. Yatağınızın üzerini temizlemek sandığınız kadar kolay birşey değil. Sünger kısımları aynı zamanda lekeleri çok iyi hapsedeceğinden dolayı, yıllarca yatağınızın temiz ve lekesiz kalmasını istiyorsanız alez muhakkak kullanın. Bazıları sıvı geçirmez alezlerin terlettiğinden yana şikayetçiler, bazıları ise gayet kullanışlı buluyor. Bu sizin tercihinize kalmış birşey. Ben yastık kılıflarımı ve alezlerimi (her zaman yedeklerini almakta fayda var) sıvı geçirmez aldım. Kullanıyorum ve gayet memnunum...
Banyo havluları benim için de önemli bir unsur. Zaten kız çeyizinde senin de bahsettiğin gibi bir sürü dantelli el/yüz havluları oluyor. Bana göre bunlar pek kullanışlı değil, dekoratif olarak serilebilir. Fakat günlük kullanımda çok kullanılamıyor. Dantel, iğne oyası veya işlemeli yerleri genelde fazla ıslanacağından, devamlı değiştirmek zorunda kalınabilir. Sonrasında ise tekrar tekrar yıkanmaktan oyalar aşınabilir. Eğer uzun süreli kullanmak ve bu havluları ziyan etmek istemiyorsanız, havlupan üzerine veya ekstra bir havluluğunuz var ise orada sadece dekorasyon olarak sergileyebilirsiniz. Gerçi kullanıp kullanmamak kişinin kendi tercihine kalmış.
Ben çok fazla el/yüz havlusu almadım, çünkü ne olursa olsun bütün havlularımı tepe tepe kullanacağım, benimle yaşlanacak değiller ya mantığı ile yaklaştım hep. Gel gelelim, evdeki hesap bazen çarşıya uymuyor. Meğersem dantelli havlulara el yüz silmekten eşim hoşlanmıyormuş. Sebebi ise havlularda bulunan oyalar yüzünü, gözünü çiziyormuş...Hoş, el havlusu almamam beni çok etkilemedi. Çünkü iş yerinden, eşimin teyzelerinden dantelsiz fakat çok şık bir çok el havlusu hediye edenim oldu. O yüzden şimdilik o anlamda bir sıkıntım yok. Bu havlulardan kaç tane alacağınız size kalmış birşey, fakat çeyizimde dantelsiz havlu bulunsun diyorsanız 3-5 tane yeterli olacaktır başlangıç olarak. Sonradan muhakkak hediye getirenler olur. Hediye gelmese bile, daha sonra da bu ihtiyacınızı kendi zevkinize göre karşılayabilirsiniz...
Havlu takımına gelince, havlu takımından kastım baş havlusu + vücut havlusu. Bende havludan bol birşey yok desem yeridir. Fakat gereksiz o kadar çok havlunun bulunması. Minimum (bana göre) evde bulunması gereken havlular (yukarıda bahsettiklerim haricinde) 2 takım misafir için ve kendi bornoz takımın. Zaten kendi bornoz takımın olacak, ona daha sonra gireceğim. Ben 2 takım aldım misafir için ve arada kullanılması icab ediyor. Daha yeni evliyim, fakat ihtiyaç durumları oluşmaya başladı bile. O yüzden siz her ihtimale karşın misafir için havlular da bulundurun derim. Güzel bir set alırsanız ihtiyacınızı görecektir. 2 baş havlusu, 2 vücut havlusu, 2'şer de bu takımlara uygun ayak havlusu aldınız mı tamamdır. 1 takımı kadın için, 1 takımı erkek için düşünebilirsiniz...
Bornoz takımlarına gelince, benden tavsiye bilindik markalardan almanız, çünkü havluların uzun ömürlü olması çok önemli. Bazı havluların yapısı çabuk eriyip gider, yıkamada çabuk yıpranır veya iplikleri kenar - köşelerden yıkama sonlarında sarkabilir. Kadife tarzı olan havlular su çekme açısından daha rahatsız edici olabilir. Görsel ve dokusal olarak güzeller, fakat kullanış olarak o kadar güzel olduklarını düşünmüyorum ben. Bambu havlular çok iyi, aynı zamanda son yıllarda çok moda, daha hijyenik ve sağlıklı olduğu da bir gerçek, onlardan tercih edebilirsiniz. Fakat her bambu havlu değil, bilindik markaları tercih edin (Sarev, Hobby, Soley, Taç, Özdilek vb.) Havlularda da kalite değişkenlik göstermekte, kalitesi hakkında bilgileri internetten araştırarak veya alacağınız mağazaya sorarak öğrenebilirsiniz. Fiyatlar da değişkenlik gösteriyor bu alanda. Benden tavsiye iyi araştırın ve internet fiyatlarını da takip edin. Bazen internet fiyatları mağaza fiyatlarından çok daha ucuz olabiliyor. Ayrıca bornoz takımlarında terlikli olanları tercih edin. Bu terlikler de havlu olduğu için, ayaklarınızdaki suyu çekecektir. Banyodan çıktıktan sonra ıslak ayaklarınızla halılarınızda leke bırakmak istemezsiniz...
4 adet banyonuzda ayak havlusu bulunsun. 2 adet kendi kullanımız için, 2 adet misafir kullanımı için (yukarda da bahsettiğim gibi). Muhakkak evinize namaz kılan bir misafiriniz gelecektir. Ayak havluları hem şık, hem de misafiri rahat ettirir. O yüzden muhakkak misafir için ayak havlunuz bulunsun ve temiz el/yüz havlunuz. Havlularda benim yaşadığım en önemli şeylerden bir tanesi de, havluları yıkamaya aldığım zaman kendi ihtiyacımı görecek havlularımın da kalması. Çünkü şöyle düşünün ki evde 2 kişi olunca her gün çamaşır sepeti dolmuyor, dolayısıyla bir yudum çamaşır için de koca çamaşır makinasını çalıştırmak mantıklı olmuyor... Bunu da göz önünde bulundurarak havlu ihtiyaçlarınızı kafanızda şekillendirebilirsiniz...
Minik sepetli havlulara gelince, onlarda benim çok hoşuma gidiyor. Misafirde gördüğüm zaman dediğin gibi insanın eli gitmiyor kullanmaya, sepetteki düzenleri bozulacak diye. Bence çok şık ve işlevsel bir aksesuar. Eğer kendi banyonun rengini biliyorsan, banyo rengine uygun bir sepet alabilirsin (genelde içlerinde 4-6 ad. havlu bulunuyor) bir tane alman yeterli olacaktır bence. Fazlasına gerek yok. Onları da banyonda uygun bir yere yerleştirirsin, misafirlerin için hem şık bir dekor, hem de kullanacakları temiz havlular olur... Ben daha almadım, fakat alamayı düşünüyorum. Ona da sıra gelecek inşallah...