Merhaba, yapılan yorumlar bana ağır (ve bazıları bayağı) geldiği için hesabımı kapatmıştım. Ama arkamdan atıp tutulanların haddi hesabı olmadığı için, ve gerçekten merak eden iyi niyetli insanlar için uzun bir açıklama yapmaya geldim.
- Bazıları doktor olduğuma inanmamış, sizi bu kadar şüpheye düşüren nasıl bir travma yaşadığınızı merak ediyorum. İntörnlük döneminde girdiğim ameliyat fotoğrafı mı paylaşmam gerekirdi? “Çapa’nın Gururu Dr. Ayşe Özkiraz” haberlerini fazla mı izlediniz de etkilendiniz? Kendi başlığım dışında yazdığım iki mesajı okumaya zahmet etseydiniz tıbbi içerikli olduğunu ve soru soran insanlara yardımcı olmaya çalıştığımı anlardınız.
- Doktor olduğumu söylemeyi sevmediğimi ama nickimin dr ile başladığını söyleyenler olmuş. Gerçek hayatta ben doktorum diye her fırsatta dile getirmediğimi ve konunun bununla ilgili olduğunu söylememe rağmen anlamamakta ısrar edilmiş.
- Yazılan mesajlara verdiğim cevaplar inanılmaz farklı yönlere çekilmiş. Beni şizoid bir hale sokmuşsunuz. Paragöz kelimesini direkt okuduğuma yemin edebilirim, belki sonradan silinmiştir, forum kurallarını bilmiyorum.
- Bu kadar ev içinde ev derdine düştüğüm söylenmiş. Fakat yine yazdıklarımın tamamını okumamışsınız. Zaten okumayı bilen bir millet olsaydık bu durumda olmazdık. Kirada oturmak istediğimi defalarca yazdım.
- Eşim olacak insanın ailesinin üstüne ev yapmamasına değil, sürekli iç içe olmak istemelerine sinirlendim. Artık anladılar ama hala ara sıra ne kadar yoğun olduğumu unutup sitem edebiliyorlar, insanlık halidir. Kimsenin evini zaten istemiyorum. Üstüne verseler de kendi evleri, sonuçta sevgilim kendi kazanıp almadı. Benim için kayınbabamın veya eşinin üstüne olması arasında fark eden bir şey yok. Kendi kazancımız ile almadığımız bir evde hak iddia edilecek. (Babamın kazancı ile olan benim üstüme olan bir evde otursak da.) Ben mi anlatamadım, anlaşılamadı mı bilmiyorum. Kötü düşünmek istemiyorum. Benim işim %80 kadınlarla ve tanıdığım her kadın dünya iyisi, kötü olma ihtimalinizi düşünmek istemiyorum.
- Babama hak vermeme kızanlar olmuş. Babamın sın cümlesine hak vermediğimi de yazdım. İsteklerinin kendince açıklaması vardı ve bence o da gereksizdi. Sonrasında yumuşayıp özür diledi. Babam kendi imkanlarını bile kabul etmeyen ve kendi lüksünü kendi sağlayan kızını paylaşamıyor bu kadar basit. Babamın tepkisinin patolojik olduğunu ben zaten kabul ediyorum. Kendi üstüne ev yapmama sebebi ise ailesi, sürekli ev istiyorlar, babam da evler benim değil çocukların diyor. Kira gelirlerini kendi almıyor.
- Kazancımı sorgulayanlar olmuş. (Üç ayda bir ev parası vs.) Babamın benim üstüme yaptığı evlerin kira geliri direkt benim hesabıma geliyor. Fakat babama onun kazancını istemediğimi söylememe rağmen evleri üstümden almadı (evleri vermek istemiyor vazgeçemiyor diyenler olmuş). Ben de kira gelirleri ile kendi fakültemdeki ihtiyacı olan, ulaşabildiğim her alt dönemim olan öğrenciye geri ödemesiz burs veriyorum. Bursları babam adına verdiğimi de belirtiyorum doktor adayı öğrencilere. Kendi emeğimle kazancımı bile sorgulamışsınız. Babamın imkanlarını sadece yurtdışı eğitimlerim için kabul ettim. Roma’da Camerino Üniversitesi’nde medikal estetik eğitimi aldım. Amerika’da John Hopkins hastanesinde üç ay fellowship yaptım. Bu eğitimlerimde ülkemizde en eksik kısım olan erkek medikal estetik kısmına odaklandım. Hakan Pekerin son hali örneğini verebilirim ülkemizde erkek estetiği yapabilen hekim bulmanın ne kadar zor olduğunu. Hastalarımın yarısına yakını, yanlış estetiklerini revize etmek için bana ulaşan erkekler. Ayda bir defa Dubai’ye uçuyorum ve iki gün boyunca erkek hasta alıyorum, Amerika’daki bir hocam yakın olduğum için Türkiye’den beni önermiş ve böyle bir iş teklifi aldım. Anlayacağınız kendi kazancım da herhangi bir doktordan kat be kat fazla. Bunları söylemek istemezdim ama o kadar deşmişsiniz ki ne sahte doktorluğum kalmış, ne baba parasından vazgeçemediğim kalmış. Bazalden gelen imkanlarım zaten çok fazla, üstüne kendi çabamla da bu imkanları genç yaşımda yakalayınca hemcinsinizle gurur duymak yerine saldırıya geçmişsiniz. Evet aylık 3 milyon kira gelirim var, çoğu burslara gidiyor, bir kısmı ile de yılda iki defa (intörnlüğümden itibaren) Afrika’ya gönüllü doktor olarak gidip orada su kuyusu açtırıyorum. Kira gelirlerini bir kuruş bile kendim için harcamıyorum. Kendi kazancım da 1 milyonu genellikle buluyor ve bazen de geçiyor. Rahatladınız mı?
- Kibirli demişsiniz evet öyleyim. Siz de aileniz yalıda otururken yıllarca ders çalışıp her sınavda derece yapsaydınız ve başarılı olup kendi paranızı hayal ettiğiniz gibi kazansaydınız benden çok daha fazla kibirli olurdunuz bir düşünün. Asla erkek arkadaşımın ailesine üstten bakmadım. Durumları ülke şartlarına göre iyi, kirada birçok evi olan insanlar. Durumları benim ailem kadar iyi olmadığı için ve kendilerini zorlamalarını istemediğim için evin mobilyalarını, tüm eşyalarını nişanlım ve ben alacağız. Nişan yüzüğü dışında hiçbir masraf etmesinler dedim. Ben mi insanları küçümsüyorum? Annesinin ve babasının her hastane işini ben hallederim, bizzat muayene sırasında yanlarında olurum, hocalarımla ben konuşurum. Takip randevularını bile ben ajandama kaydedip günü geldiğinde randevularını alıyorum. Aileden herkesle aram çok iyi.
- Gelme gitme meselesine şimdiden taktığımı söylemişsiniz. Evet, her hafta eşimin ailesiyle görüşebilecek biri değilim. Çok severim, çok saygı duyarım ama çok görüşmem. Bunu onlar da biliyor ve saygı duyuyorlar. Ama bu dengeyi kurmam dört yılımı aldı. Nişanlıma bayramda et doğramam dememe takılmışsınız eve ağır bir laftı fakat geleneksel yaklaşan nişanlıma söylemem gereken ve kavga anında söylenen bir laftı. Ama hala arkasındayım bayramda et doğramam :)
- Nöbet tutmama bile yalan demişsiniz. Asistan doktorlar kıdemlenene kadar nöbet tutarlar. Nöbetler artık 36 saat değil ki demişsiniz. Sabah 08.00’da başlıyorum, diğer sabah 08.00’da nöbetim bitiyor evet. Ama 07.50’de yara yeri enfeksiyonu olan veya kemoterapiye bağlı kaşıntıdan kendini kanatan bir hasta yatırılınca “Benim nöbetim on dakika sonra bitiyor yatıramam” demiyorum, veya hastayı yatırıp takibini yapmadan çıkmıyorum. Doktorluk böyle bir şey değil. Neredeyse her nöbette 07.45-08.00 arasında hasta yatırılır, çünkü onkoloji ve cerrahi vizitleri dermatoloji vizitlerinden yaklaşık 1 saat önce atılır, mutkaka bizim servise hasta gönderilir. Yeni hastamın yatışını kabul edip, serviste yer ayarlarım, yeni kanlarını ve kültürlerini isterim, hastayı stabilize ederim ve öyle çıkarım. Çıkmam her nöbet sonrası 12.00’ı bulur. Bu da 28 saat nöbet yapıyor. Hastam açık yarasını kaşıyıp ağlarken ben 08.00’da çıkıp oradan gidemem, şerefim üzerine bir hipokrat yemini ettim. Umarım anlatabilmişimdir.
Seviyesiz yorum yapan insanları da savcılığa sevk edeceğimi bilmenizi isterim. Avukat ücretlerini de baba parası ile değil her zamanki gibi kendi emeğim olan para ile karşılayacağım :)
Siz öyle dediniz diye öyle mi oldum. Çok takılması garip geldi
