Çalışmamak, ev hanımı olmak ayıp mı?


Sonuna kadar katılıyorum.
Biri çalışmakla vuruyor diğeri ise (konuyla hiiiççç alakalı olmayan) kendisinin erkekler tarafından beğenilmesiyle vuruyor.
Ben çalışmıyorum amaaa beğeniliyorum, sen çalışıyorsun amaaaa erkekler seni beğenmiyor.
Garip bir ilişki?
 
Gün içinde giydiği 383632. kıyafetini çıkarıp geceliğini giyerken sadaka bekler gibi mevzu (anlarsınız ya ) bekleyen adnana “hayatım bugün dernekte çok yoruldum hemen yatıcam” diyen bihtoş reyizi bu vesile ile saygıyla anıyoruz. Ne yapıyolardı yaw o dernekte o kadar yorulacak
 
konudan anladigim şu ...ayşe size evlilikle ilgili yorum yapiyor siz bunu evlenmeyisine reddedilişine bagliyorsunuz... simdi siz calismiyorsunuz ayşe haklı cikti diye de kendinize yediremiyorsunuz...ikinizde aynisiniz ...yuzune soylemek yerine kinlenmek birde ustune misilleme yapmak sizin tarziniz sanirim
 
ayrica 5yildir atama icin ders calisiyorum ...evde oturmak benim icin korkunc birsey bunu yaşadim istemiyorun ...istemeyen de calişmayabilir ben onlara tuhaf gozle bakmiyorum
 
Bu bir dert değil.
Siz halinizden memnunsunuz kime ne?
Kadın ister çalışır ister çalışmaz,bunu ayıplamak kimseye düşmez.
Çalışanın çalışmayanı,çalışmayanın çalışanı aşağıladığı konulardan sıkılmadık mı?
Çalışmayan kadın derken düzeltme yapayım.
Dışarda çalışmayan diyeyim.
Zira evde yeterince çalışıyor 'ev hanımları'
 

Seni kıskandığı çok açık.
 

Ama calismiyor aramiza giremedi mesala herkes isle ilgili bir anısını anlatti krizi nasil cozdugunden bahsetti, herbirimiz bravo kelimesini duyduk. bu bizim icin acayip keyifli bir durumdur aslinda o biblo bebek gibi guzel ve ahenkli oturusuyla kaldi.

Şu kısım çok alakasiz degil mi? Araniza girip girememeyi ne kadar onemsiyordur o kişi bilemeyeceğim ama herkes her konuyla ilgilenecek diye birsey yok. İş yeri muhabbeti de buna dahil.

Bu sohbetin dışinda kalma olayi tamamen o an ki çogunlukla alakali bir durum. O an disarda kalan kişinin de konusacak konulari vardir aslinda ama sizinle uymuyordur sadece.

Cocuklularin bulundugu ortamda, cocuksuz biri de muhabbetin disinda kalabilir misal. Napsin aralarina girmek icin cocuk mu yapsin?
Calismayanlarin cogunlukta oldugu ortamda siz de belki sohbetin disinda kalabilirsiniz.

Biz 4 kisi olarak X hobisiyle yakindan ilgilenirken, icimizden bir kişinin o konuda ilgisi ve bilgisi olmuyor mesela. Olmayabilir kuçuk mu görmeliyiz? Bizim ilgilendigimizle ilgilenmiyor diye boş insan midir?
Yanimizda bir arkadasimiz sohbete katilamiyorsa biz X hobisiyle ilgili veya onun katilamayacagi konularla ilgili daha az konusuruz ki O bir kisi sıkılmasın ve bize katılsın diye daha genel muhabbetler ederiz. Aksini yapmak ayip bence ama bilerek dışlamak için yapmışsınız siz, o kişiyi cekemediginiz için. :))) O yuzden hosunuza gitnis bu durum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Önce başlığın cevabını vereyim, ortada herhangi bir ayıp yok.
Çalışmak isteyen çalışır, istemeyen de çalışmaz. Neyin onayını bekliyorsunuz ki? Liseden beri çalışıyorum, üniversiteyi bitirdim yine çalışıyorum. Çalışmak için ölüp bitmiyorum ama çalışmamak bana kendimi kötü hissettirir.

Başlık çalışmamak ayıp mı diye açılmış ama konuda yurt dışı tatilleri, var olan eviniz, aldığınız kiralar ve ayşenin reddedilmesi var. İlginç bir konu.
 
Çalışmamak ayıp değil, çocuk sahibi olmak ayıp değil, evlenmek de ayıp değil.
İnsan bence yaşadığı müddetçe bir değer üretmek zorunda değil. İnsanın üretiminden ziyade, doğal sistem çarkı, sürekli olarak değişmekte zaten. Bir dönem parfüm ozonu deliyor safsatası vardı. Bu aralar küresel ısınma gakguku var. Dünyayı yaşanır bırakmalıymışız vs. Yaşamak ulvi bir şey değildir. İnsan, hayatı boyunca ağaçtaki meyveleri uyurken kemiren tembel hayvanla ya da tek yaptığı beslenmek olan timsahla aynı gezegeni pylaşıyor. Timsahın bu dünyada ürettiği değer, varlığı ile bir canlının var olmasını ya da yok olmasını sağlamaktır en fazla. Bunun da sanırım farkında değil. Farkında olsa, varlığına, insan gibi anlam yükleme çabasına girerdi.
Bir diğer husus, İnsanın para kaynaklı işlerde çalışması fikri de kapitalizmin pompaladığı bir saçmalık. Nitekim hanede para kazanan ve kazanmayan biri varsa, para kazanan kişi, kazanmayana bakmakta bir beis görmüyorsa alan ve veren razı oluyor. Bu durumda kime nasıl bir söz hakkı doğabilir? Ama yiyecek ve içecek kaynaklarını insanın kendisinin yarattığı bir düzende (çiftçilik) çalışmamak bir seçenek değildir. Köy yerinde kadın saman basar, inek sağar, tarla takke ile uğraşır, ekmek yapar, bir taraftan bebesine bakar. Her gün, o kadın için yeni bir uğraşı demektir. Bu çiftçi gardaşlarım, kendine yeterin dışında bir üretim kafasına büründüğünde satış başlar, para girer olaya ve tekrar çarkın içine girmiş olurlar. Sosyolojik boyutu bu.
İşin, yüzlerce yıldır filozofların bas bas bağırdığı “erdem, ahlak ve insani” boyutuna bakarsak, çalışmayıp hazır yiyerek evladına asalaklığı aşılamış olabilirsin (konu sahibi sizi tenzih ediyorum, genel bir tespit olarak bakın) zira bence sadece kadın değil, erkek de yaşam alanını temiz tutma kabiliyetine sahiptir ve olmalıdır. Yiyeceği yemeği de edinmek zorundadır. İnsanlar para, mülkiyet konularından çok önce mağarada tozunu toprağını elbet temizliyor, kendilerine otlardan yatak yapıyor ve yiyeceğini iş bölümü ile ediniyorlardı. Şimdi ekmek parayla, su parayla, elektrik parayla, ulaşım parayla.
Ömrünüz boyunca armut piş ağzıma düş şeklinde yaşamak istiyorsanız, keyfi aktivitelerinize, kurslara, hobilere vakit ayırıyorsanız, eşiniz de buna ok diyorsa bize ot yemek düşer. Ama siz yine de üstte yazdıklarımı etraflıca bir düşünün.
Bu arada instagramda sizin inadınıza paylaşımlar yaptığını düşündüğünüz hanım kızımız dünyaya kendi “başarısızlıkları” ekseninden bakıyor. Ya da siz “onun başarısızlıkları” olduğunu düşündüğünüz eksenden bakıyorsunuz onun paylaşımlarına. Bu hikayede başarılı ya da başarısız yok kanımca. Tercihler var. Biri, eşi çetin bir hayatın içinde çalışırken, hobilerine ve kişisel refahına vakit ayırmayı tercih ediyor. Diğeri, ben çalışıp üretime katkı sağlıyorum diye böbürleniyor. Ne çalışması, ne de para kazanması başarı değil. Belki ona da, size sunulan şartlar sunulsa çoktan bacaklarını uzatıp haftada 5 saat kursa giderek öğrendiği yağlı boya tablosunu, keyif kahvesini içerken yapacaktı. Bir insanın, diğerinin emeğini ve kaynaklarını sömürmesi olarak bakalım duruma. Zira aile denen şey, en küçük parçasıdır bu sömürünün. Kurum, işyeri, devlet olarak devam eder bu örgütlü sömürü.
 
Ayşe her zaman ayaklarının üstünde durur da siz bir gün boşanirsiniz sudan çıkmış balığa donersiniz...

İlk eşimin çok iyi bir maaşı vardı ve sürekli sen çalışma derdi. Binlerce şükür hep çalıştım yoksa onun aldatmasini öğrenip bosandigimda ne olurdum hiç bilmiyorum...
 

Sizin gibi yabancı dil bilen kültürlü kadınlara her daim ihtiyaç var,not alıyorum sizi
 

Hehe bi bihter ziyagil kolay yetişmiyor,” sen bihter ziyagilsin kendine gel diyorum “
 
Senin şartların öyle gerektirmis çalışmamışsin 'liseden mezun olur evlenirim,çalışmam çocuk bakarım,kocam çalışsın ben yan gelir yatarım' kafasında olmamışsin. Senin durumunda biri için calismamak ayıp değil.
Öyle de arkadaş olmaz.
 
Bu arada son olarak söylemek istediğim bişe var hem beğenilmek hem de işsahibi olmak öyle çok zor bişey değil,ikisi bi arada olabilir/oluyor. Ama siz iki arkadaş belli ki birbirinize artık iyi gelmiyorsunuz bu bağlamda benim de sınırlandığım ilişkilerim var size de tavsiye ederim.
 

Ahah ilahi niye kucumseyelim ya da kiskanalim bizim kocalar onunki kadar olmasada zengin :))))) ki diger doktor kiz zengin olan adamin kardesiyle evleniyor. Kiskanalicak bir durum yok.

Herkes birbirine laf anlatir. Oyle dislayacak durumumuz da yok. Kizi da sevdik tatli hatun ama eksikti orada. Ben kendi adima soyleyim oyle olmak istemezdim .

Herkesin hayati kendine tabi. Biz calismayi seviyoruz kriz yonetmeyi seviyoruz o porseleni , cocuk sahbi olmayi seviyorsa niye bunu sevmiyor diyemeyiz. Instegramda evini cok guzel sunanlar var onlarda bir basari ben o kadar düzenli olamam mesala.
 
Ki soyleyim annelerimiz ev hanimi cogumuzun. Mis gibi anilarimiz var annelerimizle bu paha bicilemez. Okuldan eve dönünce anneyi evde bulmak muhtesem
 
Bence okuyan herkes çalışmalı eğer çok zor durumu yoksa o sıraları boşuna işgal etmedik oturduğumuz sıralarda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var evde oturmak için okumaya gerek yok bir ülkede ne kadar okumuş kendini geliştirmiş kadın varsa o kadar kalkınır
 
Reactions: Den
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…