Eski sevgilim ve hoşlandığım kişi aynı adliyede meslektaş. Bu işi durumu karıştırmadan nasıl çözebilirim? Lütfen bir akıl verin aklım çok karışık...

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Konu sahibinin yanlışı,daldan davranması, ne istediğini bilen,olgun bir tavır sergilese belki durum farklı olacak..Hakim savcı ile evlenmek öyle hayal falan değil,inanın eşleri lise mezunu hatta ortaokul mezunu olan o kadar çok hakim savcı ile karşılaşıyorum ki ..ama dediğiniz gibi 20 yaşında bir hukuk öğrencisinin kendi kariyerine odaklanması bu aşamada daha iyi..
Avukatım ben adliyenin içindeyim. Ancak eşi ev hanımı olanların çoğu zaten aile yapılarından ya da dini inançları sebebi ile ailesinin ya da çevresinin bulduğu bir kadın ile evleniyor. Ancak konu sahibinin anlattığı durum o kadar çok oluyor ki, adliyeye bekar bir hakim savcı gelir, eli yüzü de düzgün ise , bekar tüm katip stajyerler düşer peşine, adamda üç ay onunla beş ay bununla takılır durur. Sonra tayin olur geçer gider. Eşimin bir savcı arkadaşı her görev yerinde iki üç kız bıraktı öyle. Adamda öyle kimsenin peşinden koşacak bir karakter de değil. Sürekli kızlar için onlar peşimde dolanıyor,ilişkim varken bile en ufak şeyde hemen açık kapı arıyorlar demişti adam haklıymış. Kaldı ki konu sahibinin yaşadığı durumu yaşayan kızların arkasından o kadar dedikodu dönüyor ki şaşırır kalırsınız. Kimse hakim savcıya laf etmez ama. Hani konu sahibi iki erkek arasında paylaşılamayan kadın gibi görüyor ama kendini bunun aslı öyle değil, adamlar bir şekilde anlaşıyor, bir de utanmadan bu işin muhabbetini çeviriyorlar, meslektaş odalarında. Olanda katip kızlara oluyor, başsavcı ya da komisyon başkanının kulağına giderse, bazen kendisi bazen komisyon müdürü ahlak ve meslek etiği nutuğu atıyor. O filmler çok döner adliyelerde. Burda da var katip arkadaşlar onlarda yazar sanırım. Ben hiç evlenmez demiyorum evlenen de var ancak öyle adamlar önce kızın haline tavrına bakıyor, ağzına bakan peşinde dolanan kızlar olmuyor genellikle ve ilişkide kesinlikle adliyede laf olacak bir pozisyona sokmuyor, sonrada çok uzatmadan adını koyuyor. Çünkü çok uzatılabilir bir flört durumu olamıyor meslekten ötürü.
 
Üf bir de edebi yazmış. Doğruysa eğer yazılanlar küçük şehir tabi konumunu kullanarak senin gibi saftirikleri ayarlayan adamlar işte. Ciddi mi yok evlilik olur mu yok sonra buraya kullanıldim diye yazarsın. Yahu gerçek hayat acımasız işin var paranı harca okulunu bitir sende hakim savci ol yani vaktin varmış dört sayfa yazmışsın ben şu an çalışmıyorum böyle destan yazmaya vaktim olmaz
 
Hem avukat hanımın yazdıkları çok doğru, bulunduğun ortam öyle ilişki yapmana el vermeyen bir ortam. Hem de yirmi yaş çok genç ve yönlendirilmeye açık bir yaş. Kendinden yaşça büyük kişilerle olursan sen hiç farkında olmadan seni yönetirler. Adliyede ilişki yapma işini rafa kaldırman gerekiyor. Normal memurlar bile hayatı dikkatli yaşarken sizlerin mesleğiniz gereği daha da dikkatli yaşaması gerekiyor diye düşünüyorum.
 
Savcı hakim koca bulabilmek için kendini harap eden bir çok katip kız var
Ama onlar eninde sonunda kendi gibi hakim savcı avukat kadınla ya da görücü usulü ev hanımıyla evlenirler
Sizinse adliyede adınız çıktığıyla kalır
 
Konuya çok inanmadım ama belki gerçektir diye sana akıl vereyim eğer anlattıkların doğruysa savcı ve hakim senden hoşlandıkları için değil başka şey için beraberler haberin olsun
 
sınavlara ne ara hazırlanıyorsun derslere nasıl gidiyorsun ben de onu merak ettim. Hem de hukuk! Okulunu okuyacağıma kocasını bulayım kafasında mısın?
 
Merhaba hanımlar ben 20 yaşında bir genç kızım. Hukuk 2.sınıf öğrencisiyim aynı zamanda da kâtibim. Danışabileceğim kimse yok bu yüzden fikirleriniz benim için çok kıymetli. Biraz uzun olabilir şimdiden özür diliyorum.
Nerede yaşadığım ve adliye hakkında çok detay veremeyeceğim ne yazık ki ifşa olmaması adına çünkü küçük bir il ve adliye. Konuya geçersek benim babam alkolik, sorumsuz bir adam. Evi de sık sık terk eder aylarca gelmez. Annem ev hanımı bir de kız kardeşim var lisede. Bundan 2 yıl önce hukuk fakültesini kazandıktan sonra kpss ortaöğretime girdim ve 90 puan aldım. Birkaç yakınım işe gir aileni kurtar babanın hâli hâl değil dediler. Ben de klavye sınavı mülakat derken geçtim ve bulunduğum ilçede kâtip olarak işe başladım. Kendi ilimde torpil olayları çoktu şansım pek olmazdı. Üniversiteme sınavdan sınava gidebiliyorum. Kampüs ortamını yaşamak bile nasip olmadı maalesef. İleride avukat veya hâkim savcı olarak kendi işimi yapmak istiyorum nasipse. Velhasıl hem mesai arkadaşlarım hem de hâkim savcılarla aram iyidir, uyumlu bir insanım.

Gelelim esas hikayenin başladığı yere. Bir savcı var. Benden büyük 32 yaşında bekar, yakışıklı bir adam.
İlk gördüğüm an da etkilenmiştim fiziksel görünümü oldukça etkileyici olduğu için ama bir hâkime hanımla ilişkisi olduğunu öğrenince soğudum. Zaten hâkime hanım varken ben ne alaka hem o benim amirim konumunda hem de daha öğrenciyim onlara denk değilim diyerek aklımdan çıkardım onu.

Derken bir gün birlikte karar yazıyorduk ve mesai dışına sarktı. Sen de yoruldun, ben de yoruldum. Gel karşıdaki mekanda yemek yiyelim dedi. Şunu da belirteyim personelle arası çok iyidir, her hafta halısahaya gidiyorlar, yemeklere katılır vs o yüzden ben bundan anlam çıkarmadım. Zaten o da başka bir niyetle söylememişti. Kabul ettim. Neyse yemeği beklerken bana evet ayşe hanım (adıma böyle diyelim) anlat bakalım kimsin sen, neler yapıyorsun dedi. Hukuk okuduğumu öğrenince ilgisini çekti, müstakbel meslektaşım sayılırsın, niye katiplik yapıyorsun ki daha çok küçüksün falan dedi. Ben de ailevi konular, öyle gerekiyordu dedim. Üstüme gelmedi ama bana daha çok sorular sormaya başladı ve biz havadan sudan muhabbet etmeye başladık. 3 saat konuştuk o gün.

Annem aradı sonra. Ben kapattım ve sürekli aradı. Açtığımda kardeşim ağlıyordu. Abla koş babam içmiş anneme saldırdı bizi kapının önüne attı. Montumuzu bile giyemedik polisi aradık çabuk dön dedi. Ve o kadar ağlıyordu ki elim ayağım boşaldı beynimden vuruldum sanki. Masaya döndüm acilen gitmem gerektiğini söyledim bi yandan tren bileti arıyorum elim titriyor. Noldu falan dedi kalktı yerinden yanıma geldi su verdi. Savcım yok bir şey kusura bakmayın teşekkürler her şey için deyip kalktım. Peşimden geldi. Hayır böyle gidemezsin bir dur sakinleş ben bırakayım ne oldu dedi. Tam o sırada kardeşim yine arayınca ben daha fazla dayanamadım ağlamaya başladım duygusal bir çöküş oldu.

Beni öyle görünce o da bir an kaldı ne yapacağını bilemedi sonra sarıldı. O sarılınca ben çok savunmasız kaldım, herhalde bir 15 dk o şekilde kaldık ve hüngür hüngür ağladım. Velhasıl dönünce anlatacağıma söz vererek ısrar etmesine rağmen onu bırakıp şehrime döndüm. O iki gün onu hiç düşünmedim bile ailemle ilgilendim.

Döndüğümde artık bana karşı daha yakın bir adam vardı. Ben de ona yakındım artık çünkü ilk kez böyle güçlü, nüfuzlu ve koruyucu bir erkeğin şefkatini hissetmek beni etkiledi. Ona olayı anlatmadım babam fenalaşmış diye yalan söyledim ve zaman geçtikçe biz iyice samimi olduk. O sırada hâkime hanımın tayini çıktı ve sanırım ciddi bi adım bekliyordu savcıdan. Öyle bir adım gelmeyince de ayrıldılar. O sırada bir arkadaşım bana dedi ki savcı beyle aranızda ne var? Senin için mi ayrıldılar. Hayır bir şey yok dedim ve bana dedi ki hukuk okuyorsun diye kendini (ahmet olsun savcının adı) ahmet'e denk görme. Daha kuzusun sen hakime hanımı bile terk etti seninle mi olacak, gönül eğlendirir geçer aklını başına al ondan çok küçüksün asla denge kuramazsın, yönetir seni dedi.

Ben bu konuşmadan etkilendim biraz ve mesafe koydum aramıza. Birkaç hafta geçti ve bir gün kaleme geldi ben de o sırada erkek bir katip arkadaşımla gülüyordum. Bana bir şey gösteriyordu telefonda. Ahmet beni azarlar bir şekilde odasına gelmemi söyledi. Çocuğa da saçma sapan bir iş kitledi. Ben odasına gittim normal işimizi yaptık sonra ben çıkıyordum ki ona telefon geldi, telefonla konuşurken bana "sen kal sen" dedi. Telefonu kapatınca "amacın ne senin" dedi. Ne amacım olacak üslubunuzu düzeltin lütfen savcım dedim. Sonra dedi ki "önce yakınsın şimdi uzaksın tamam saygına eyvallah ama ben de bir insanım duygularım var küçük hanım, zaten seni öyle görünce neyse..." dedi (katip oğlanla konuşmamızdan bahsediyor)

Tamamlayın cümlenizi yarım kalmasın dedim. Kıskanıyorum oldu mu dedi. Velhasıl biz o gün aşk itirafında bulunmuş olduk ve sevgili olduk. Aradan 1 ay geçince ki her şey çok güzeldi. Bana bir gün dedi ki biz bir arada olmamalıyız sen daha genceciksin, yolun başındasın. Eline erkek eli değmemiş daha, tertemizsin. Biz denk değiliz dedi. Niye öyle diyorsun vs diye üstüne gidince öğrendim ki boşanmış yıllar önce. Doktormuş eşi, anlaşamamışlar 3 yıl sürmüş evlilik. Çocuk yokmuş. Onu bütün ilişki boyunca en duygusal gördüğüm gündü o gün. Savcı olan benmişim gibiydi sanki. Beni kendinden üstün görüyordu ve bu beni şaşırttı.

Ben o an biraz sarsıldım ama ona o kadar aşıktım ki bitmesine izin veremedim ilişkinin. Zamana bırakalım ayrılmayalım dedim. Kabul etti. Bir hafta falan böyle mesafeli arkadaş gibiydik ama yine hep konuşuyorduk haberleşiyorduk, yemeğe gidiyorduk. Bir hafta sonra yemekten çıkınca ben artık bitirmeyi düşünüyordum acı veriyordu çünkü. Kar yağıyordu, bekle dedi. Kabanımın düğmelerini ilikledi. Göz göze geldik ve sonra kar çok güzel baksana dedim biraz ağlamaklıydım. Senin kadar güzel değil dedi ve bir anda sarıldık ben yine onun kollarında küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım. Keşke hiç söylemeseydin bana boşandığını dedim.

Bu olay bizi yine daha çok bağladı. Hatta o bana bu boşanma olaylarını anlatınca ve ben de bir bakıma önemsemeyince rahatladı ve bana daha çok aşık oldu. Bu denk görmeme komplekslerini de aşmış oldu. Keşke o gün bitirebilseydim ama geriye dönüp baktığımda bunu planlı yaptığını anlıyorum. Bana başında anlatmak yerine ona aşık olduğumu ve kopamayacağımı anladığı zaman anlattı. Neyse bana çok ilgili koruyucu davranıyordu. Evim bir çiçek bahçesine dönmüştü. Hediyeler gezmeler vs sonra bir hâkim geldi bu yıl adliyeye. Hâkim bey yeşil gözlü kumral, uzun boylu, efendi, centilmen yakışıklı bir adam. Ağır cezada üye 26 yaşında. Bunu niye belirttim çünkü savcı bey ortamın tek yakışıklısı olduğundan havası çoktu. İkinci biri gelince bir de ondan genç olunca haliyle bir komplekse girdi. Uzun uzun anlatmayayım hâkim beyle bir sohbette ortak bir kitaptan bahsettik. Ben o cildini bulamıyorum ya dedi ben de ona hediye ettim bu kadar. Çok teşekkür etti gerçekten dosttuk o zaman yemin ediyorum ki. Ama Ahmet kıskançlık krizlerine girmeye başladı. Hâkim bey bir gün bana bir espri yaparken duydu ve bana ikimizle ilgili çirkin imalarda bulundu sevgilim. Kavga ettik falan. Adama odun gibi davranmaya başladım ve bir gün duruşmadan sonra dedi ki ayşe ben bilmeden sana yanlış bir tavırda mı bulundum, tavırlı gibisin. Değer verdiğim bir çalışma arkadaşımsın sorun varsa çözelim olur mu dedi. Çok mahcup oldum adama. Ve bu arada sevgilimin kıskançlıkları devam edince de ben ondan soğudum.

Ayrılalım o zaman madem anlaşamıyoruz dedim tamam dedi. O 1 aylık süreçte ben kendimi çok rahatlamış hissettim. Fark ettim ki onun yanında hep olgun bir kadın gibi davranıyorum, genç kız enerjim cıvıltım neşem yok. Bir de kıskançlıklar beni çok bunaltmış ama yine de üzülüyorum ayrılığa, özlüyorum eski günleri. Sabah geliyor adliyeye, çok yakışıklı olmuş diyorum içimden. Ama ona dönmek istemiyorum. Ve hâkim bey bu arada suratımı asık görünce takılıyor ara sıra, espri yapıyor. Ben vizelerime hazırlanıyorum, ara sıra ceza soruları soruyorum bana uzun uzun anlatıyor. Belki yaşlarımız daha yakın olduğundan mıdır bilmiyorum çok gülüyorum, eğleniyorum, uzun zamandır olmadığı kadar mutluyum onun yanında. Sanırım ondan etkilenmeye başladım ve o da bana boş değil. Böyle bir gözle bakmıyordum ona önceden ama bu imalar kıskançlıklar sanki olmayan şeyi aklıma soktu gibi oldu. Koridorda denk gelince anlamsızca mutlu oluyorum, niye bilmiyorum.


Ve bugün hayatında bir var mı diye sordu laf arasında. Yok, yani artık yok deyince "barışma ihtimaliniz??" dedi. Ve ben niye bilmiyorum hayır yok dedim. Hâlbuki eski sevgilim barışmak istiyor ve aklım da karışık. Ona dönmek hiç istemiyorum ama başkasıyla olma ihtimalini vs düşününce de sinirleniyorum. Seviyor muyum sevmiyor muyum bilmiyorum. Günlerdir düşünüyorum ama ne hissettiğimi çözemiyorum. Öte yandan eski sevgilim hâkim beyin üye olduğu mahkeme başkanıyla çok yakın arkadaş. Çocuğu kötüledi mi ne yaptı bilmiyorum ama başkan önce çok ılımlı sevecen bir adamken şimdi sürekli hâkim beye tavır yapıyor. Lojman lokalinde okey falan oynuyor mesela erkekler. Sanırım bu ikili hâkim beyi dışlıyor. Ona da üzülüyorum.

Kısacası şu an bir şey yok ama olsa bile hem onun hem benim için sorunlar başlayacak bundan eminim. Ama onunla iyi anlaşıyoruz ve soğuk davranmak istemiyorum. Eski sevgilime dönmedikçe de kıskançlığı ve öfkesi bileniyor bundan da endişeleniyorum. O eski centilmen karizmatik anlayışlı adamdan eser yok resmen nasıl böyle oldu bilmiyorum. İşimden olmaktan korkuyorum bu durumda ailem de zora düşer çünkü onlara ben bakıyorum. Ne yapmalıyım sizce? Benim yerimde olsanız ne yapardınız? Hislerim yumak gibi birbirine karışmış durumda hiçbir şey bilmiyorum.
Wow biraz şıpsevdi olabilir misin? Sanki hıyarım var diyene tuzla koşuyorsun..
 
adliyede aşk başkadır 🤣🤣🤣🤣 konu gerçekse bile betimlemeler o kadar romantik geldi ki nasıl bu kadar romantize edebiliyorsunuz her şeyi hayret ediyorum 😂 örneğin konuda ailevi bir mevzu var hemen geçiştirilmiş.Orada duygusal bir şeyler olmuş hakim bey 15 dakika sarılmış falan.Bir de insan flörtleştiği birine hakim bey hakim bey mi der.Burda bir konu vardı biri flörtleştiği kişi imam diye ondan sürekli imam diye bahsediyordu 😂

Kar yağmiş... bizim kizin gözleri dolmuş...
American christmas filmi gibi...
Kırmızı şapkası varmiydi acaba ? :)
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X