- 19 Mayıs 2020
- 46.548
- 208.629
- 548
Tam evdekinden 100 liralık penyeyi esirgeyip feyste gördüğü kadına 100000 tl yollayan dayı kumaşı var adamda, tanırım bu malı ben.Ay sormayın sevgiliyken bana hep “çok güzel kokuyorsun çok güzel kokuyorsun bir insan hep böyle güzel kokabilir mi” falan iltifatlar yağdırıyordu. Evlendik parfümleri gördü diyor ki bir insanın neden bu kadar parfüme ihtiyacı olur. Ay valla komedi
Kesinlikle öyle. Evlendiğimizde eşimin de benim de arabamız vardı. Kavga ettiğimizde arabama atlayıp gezerdim. Ya da cafeye gider otururdum yer içerdim kime ne param var ödüyorum.Bunu çok sevdiğim bir ablam bana söylemişti, inanmamıştım. O aşk sevgi perdesi kalkınca adamın suratını bile görmek istemediğinde en azından arabana biner gider alışverişini yaparsın paran olunca demişti.
Dedim. İnternette okudum dedim erkekler dışarda bakımlı kadınları beğenir sonra onlarla evlenir evlenince masraf yapmamalarını ister ondan sonra da neden bakımsızsın diyorlarmış dedim. Sen de böyle yapıyorsun dedim. Ay çok zoruma gitti ben de istemem böyle olması inşallah toparlayacağım durumları falan diyor.Vursaydınız bu lafı yüzüne hemen. Evlenmeden önce imrenip alıyorlar kadınları sonra harcamaları gözüne batıyor.
Toparlayacağım.(Şüpheli,inançsız,gerçek dışı)Dedim. İnternette okudum dedim erkekler dışarda bakımlı kadınları beğenir sonra onlarla evlenir evlenince masraf yapmamalarını ister ondan sonra da neden bakımsızsın diyorlarmış dedim. Sen de böyle yapıyorsun dedim. Ay çok zoruma gitti ben de istemem böyle olması inşallah toparlayacağım durumları falan diyor.
Evlilik birliği içinde edinilen mallar boşanırken yarı yarıya otomatik olarak bölünür. Bundan korunmanın tek yolu evlenmeden önce ''mal ayrılığı sözleşmesi'' yapmaktır. Hani şu dizilere bile konu olan evlilik sözleşmesi. İşte o. Kaçmış ama o fırsat şu an ne alırsanız alın boşanmada talep etmesi halinde otomatik olarak yarısı kocanızın olacaktır. Evlenmeden önce sahip olduğunuz mallara ise hiçbir şekilde dokunamaz. Sakın ha sakınnn aranız düzelse bile bunu asla yapmayın. Teklif ederse reddedin. Erkeklerin düşünüp hareket etmesi sorumluluk alması gereken işleri düşünüp yüklenmeyin. Yoksa mutsuz olursunuz.Canım ama insan öyle düşünmüyor ki işte evlenirken. Benim bazı imkanlarım var onun yok ben de bu imkanları paylaşıyım kira ödemeyelim evimiz olsun diyor. Hayat arkadaşı ya sözde. Zaten kimse ben boşanırım diye evlenmiyor ki.
Peki bir şey soracağım evi kendi üstüme yapsam bile mi ilerde boşanma olursa ikiye bölünüyor?
Evet bölünür. Çünkü evlilik birlikteliği içinde alınan her şey ikiye bölünüyor. Ayrıca imkanını şöyle paylaşırsın: O zamanında birikim yapmıştır. Evi vardır. Arabası vardır. Ya da evi yoksa da iyi bir geliri vardır. Çok çalışkandır. Senin paranı umursamaz. Öyle biridir. Sıkıştığı zaman paylaşım yaparsın. Ama senin öyle olmamış ki. Adam eşya borcuna batmış. Sana söylememiş. Fotoğrafçı bile tutmamış. Bak ben evlenmeden önce gelinlik sade istedim. Eşim kabul etmedi. En iyisini istiyorum dedi. Sen benim eşim olacaksin. Sen iyisine layık olacaksın ki × in eşi de bak böyle diyecekler dedi.Canım ama insan öyle düşünmüyor ki işte evlenirken. Benim bazı imkanlarım var onun yok ben de bu imkanları paylaşıyım kira ödemeyelim evimiz olsun diyor. Hayat arkadaşı ya sözde. Zaten kimse ben boşanırım diye evlenmiyor ki.
Peki bir şey soracağım evi kendi üstüme yapsam bile mi ilerde boşanma olursa ikiye bölünüyor?
Bedavaya kokulmuyorAy sormayın sevgiliyken bana hep “çok güzel kokuyorsun çok güzel kokuyorsun bir insan hep böyle güzel kokabilir mi” falan iltifatlar yağdırıyordu. Evlendik parfümleri gördü diyor ki bir insanın neden bu kadar parfüme ihtiyacı olur. Ay valla komedi
Köprüyü geçene kadar herşeye tamam diyolar evlendikten sonra illa gerçek yüzlerini gosteriyolar asla sevgililillle evlilik aynı değil ilgi alaka azaliyo alttan almiyolar umursamiyolst cnku artık evlisin onla sevgiliyken bitirmek kolay ama evliyken çok daha zor tek verebilecegim tavsiye çocuk falan yapma sakın çift terapisti ne gidebilirsiniz erkekler evlendiğini anlamiyo sadece kendi ailesine seni sahil ettiklerini sanıyorlar o yüzden annesinden boşanmadan evleniyolar o annelerde rahat birakmiyo ki evliligimizi yaşayalım aynısı benim başımda bende 2 çocuk varHerkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım
İyi akşamlar hanımlar,
Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.
26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.
Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.
Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.
Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.
Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.
Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.
Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.
Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.
Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.
Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.
Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.
Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)
Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)
Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahvedenama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.
Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz
Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.
Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.
Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.
Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.
En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.
Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.
Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.
Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.
İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mıçok sağolun…
Arkadaşım bende muhafazakar bir kadınım. Eşimde öyle. Kadının İslam da çalışma zorunluluğu yoktur. Kavvam olan erkektir ve evine ailesine bakmak zorundadır. Sen İslâm a göre diyorum yanlış anlaşılmasın hiç bir durumda devreye girmek zorunda değilsin. Devreye girmen vicdani bir tercih olur. Hâl böyle iken sana sen mecbursun demeye getirmiş. Ayrıca kazandığın parada bir kuruş hakkıda yoktur. Senin kazandığın ona haramdır eğer vermek istemiyor isen. Ancak onun kazandığı sana her türlü helaldir. Mecbur seni bakmaya. Bakamıyor ise başta söylediler masrafları çok diye evlenmeyecekti. Herşeyi ortak yapalım diyip üstüne cullanmis benceBir de dün bana şey dedi. Benim etrafımda gördüğüm evliliklerde kadın erkek her şeyi ortak öder. Kazanılan para ortaya konur masraflar öyle ödenir diyor. Ben bunu kabullenemiyorum arkadaş. İsterse geri kafalı diyin. Ben bir kadın olarak tüm paramı ortaya koymak zorunda değilim. Erkek evi geçindirir sıkıştığı yerde ben devreye girerim. Sizce de öyle değil mi?
Bana ben bize çalışıyorum sen kendine çalışıyorsun diyor (makyaj cilt malzemeleri masrafları için söylüyor)
Satmayın evinizi. Çocuk yapmaktan bile pişman olmazsınız ama bundan konti garanti bir ömür pişman olacaksınız.Ev konusunda gözümü açtığınız için teşekkürlerbu saftirik kardeşiniz karısına bir mont almayan adamı mal mülk sahibi yapacaktı. Zaten gündemşmizde vardı ev bakıyorduk. Benim evi satıp kredi çekip yeni bir ev almak. Annemle babamın da onayı var aslında ama onlar olayların iç yüzünü bilmiyor tabii.
Bu arada bana absürt gelmiyor yani evimi satıp ev almamız. Annem babam ne için çalıştı senelerce benim için rahat yaşamam için çalıştılar. O da onların oğulları gibi olduğundan ona da ev imkanı sunmaları normal.
Ama işte benim koca bunlara değmiyor
O zaman şöyle bir argümanı oluyor abla. Abla diyorum yaşını bilmiyorum kusura bakma. Ben de ev işlerini yapıyorum diyor. Yemek bulaşık ütü kadının işidir ama ben sana yardımcı oluyorum diyor. Hakikaten de oluyor en az benim kadar ev işi yapar. Bu durumda napmalıyım ben yemek yapmayı falan çok az biliyorum. Bir de yoğun çalışıyorum yazılımcıyımArkadaşım bende muhafazakar bir kadınım. Eşimde öyle. Kadının İslam da çalışma zorunluluğu yoktur. Kavvam olan erkektir ve evine ailesine bakmak zorundadır. Sen İslâm a göre diyorum yanlış anlaşılmasın hiç bir durumda devreye girmek zorunda değilsin. Devreye girmen vicdani bir tercih olur. Hâl böyle iken sana sen mecbursun demeye getirmiş. Ayrıca kazandığın parada bir kuruş hakkıda yoktur. Senin kazandığın ona haramdır eğer vermek istemiyor isen. Ancak onun kazandığı sana her türlü helaldir. Mecbur seni bakmaya. Bakamıyor ise başta söylediler masrafları çok diye evlenmeyecekti. Herşeyi ortak yapalım diyip üstüne cullanmis bence
39 yaşındayim. Meslektasiz bende yazılım geliştirme uzmanıyım. Ev bulaşık ütü nerde yazıyor kadının işi diye soracaksın. Madem bu hayat müşterek sende yapacaksın. Ayrıca o şimdi evde o sebeple yapıyor doğru anladım sanırım. Birde sen evden çalıştığın için sanki çalışmıyorsun gibi bir hava ile bakıyor sana. Evdesin işte zaten yapmalısın gözüyle bakıyor. Herşeyi sen yap istiyor bence. Ve sonra sonra okudum yorumları evlenmeden önce nasıl senin sevecegin türden şeyler ile seni ikna ettiyse şimdide ev alabilmeniz için sanki yol yapıyor. Olan sana olacak. Sürekli olarak bir değirmeni döndürmek istiyor ve bunu sana yaptırıyor bence.O zaman şöyle bir argümanı oluyor abla. Abla diyorum yaşını bilmiyorum kusura bakma. Ben de ev işlerini yapıyorum diyor. Yemek bulaşık ütü kadının işidir ama ben sana yardımcı oluyorum diyor. Hakikaten de oluyor en az benim kadar ev işi yapar. Bu durumda napmalıyım ben yemek yapmayı falan çok az biliyorum. Bir de yoğun çalışıyorum yazılımcıyım
Ben aşk insanıyım ilişkide maddiyata o kadar bakmam ama bir erkeği ben geçindirmek de istemem yani. Aranız da öyle pek iyi değilmiş, hani kocam çok iyi biri maddiyat dışında bir sorunumuz yok da diyemiyorsun. Ben böyle bir ilişkiye devam etmezdim.Bu arada arkadaşlar market alışverişini iş yerinin bana yemek parası için verdiği tickettan yapıyoruz
Yeni evin borcuna halihazırdaki evinizden gelen kira ile destek olarak eşit katılımda bulunabilirsiniz değil mi? Satmanıza gerek yok. Bu şekilde sizin koyduğunuz ev parası kadar bir parayı da o koyacak mı ortaya? Hem evi satacaksınız hem de kalan borcu yine ortak ödeyeceksiniz. Peki tapuda %75 hak sizin %25 hak onun olacak mı hayır, eşit olacak. Tam bir kayıp. Aileniz de bi ilginç nasıl böyle bir şeye tamam derler. Ne gelin ne damat öz evlat olamaz. İşler bozulunca olmadığını anlarsınız.Ev konusunda gözümü açtığınız için teşekkürlerbu saftirik kardeşiniz karısına bir mont almayan adamı mal mülk sahibi yapacaktı. Zaten gündemşmizde vardı ev bakıyorduk. Benim evi satıp kredi çekip yeni bir ev almak. Annemle babamın da onayı var aslında ama onlar olayların iç yüzünü bilmiyor tabii.
Bu arada bana absürt gelmiyor yani evimi satıp ev almamız. Annem babam ne için çalıştı senelerce benim için rahat yaşamam için çalıştılar. O da onların oğulları gibi olduğundan ona da ev imkanı sunmaları normal.
Ama işte benim koca bunlara değmiyor
Tövbe tövbe. Ee çocuk olunca tüm sorumluluğu o üstlenecek sen sadece çalışacaksan ne âlâ. Ama uykusuz kalacak,tuvalet eğitimi,yemesi içmesi.. Yani tamamen anne gibiO zaman şöyle bir argümanı oluyor abla. Abla diyorum yaşını bilmiyorum kusura bakma. Ben de ev işlerini yapıyorum diyor. Yemek bulaşık ütü kadının işidir ama ben sana yardımcı oluyorum diyor. Hakikaten de oluyor en az benim kadar ev işi yapar. Bu durumda napmalıyım ben yemek yapmayı falan çok az biliyorum. Bir de yoğun çalışıyorum yazılımcıyım
annesi çalışıyor muBir de dün bana şey dedi. Benim etrafımda gördüğüm evliliklerde kadın erkek her şeyi ortak öder. Kazanılan para ortaya konur masraflar öyle ödenir diyor. Ben bunu kabullenemiyorum arkadaş. İsterse geri kafalı diyin. Ben bir kadın olarak tüm paramı ortaya koymak zorunda değilim. Erkek evi geçindirir sıkıştığı yerde ben devreye girerim. Sizce de öyle değil mi?
Bana ben bize çalışıyorum sen kendine çalışıyorsun diyor (makyaj cilt malzemeleri masrafları için söylüyor)
Vayy anam vayyy. Ne güzel hayat beee. Bu adam senin için ne yaptı ne aldı? Bana söyler misin?Bu arada arkadaşlar market alışverişini iş yerinin bana yemek parası için verdiği tickettan yapıyoruz
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?