- 30 Mart 2023
- 3.371
- 9.918
-
- Konu Sahibi pamuk musun nesin
- #161
Çevremde entellektuel olarak vs vs benden daha üstün insan yok dediniz çevrenizde. Bunun sebebi o daha entellektuel çevreye( sizin en üstün olmadığınız, sizin de kimi zaman akıl aldiginiz) girmekte otosansur uygulamanız. Çünkü çözüm arayan değil çözüm bulan olmakla kendini ifade etmek.var tabi hepsi benden küçük, arada ölen filan da var.
ama
benden büyük kuzenlerimi de biz okuttuğumuz için ben küçücükken bile evde bir dünya okullu insan vardı. ev ders çalışma kampı gibiydi... çünkü ilkokulu köyde okumuş gelmiş küçücük çocuklar, babam onlar şehirdeki okula adapte olsun diye sürekli ders çalıştırırdı onlara. benim babamla olan anım yok mesela bu dönemde. vardiyalı çalışırdı ve hep birileri için koştururdu. ben de babam hep onlara ders çalıştırıyor diye yapmak gereken şeyin hep ders çalışmak olduğunu kodlamışım sanırım. mesela ben tüm rus edebiyatını ortaokula gelmeden bitirmiştim.
ha ama şu da var
şehirde değilsek köyde olurduk, köyde it gibi gezerdim. öyle uçlarda gezme etme filan demiyorlardı. sadece şu ki şehir hayatını bilmedikleri için şehirde daha kontrolcüydüler, köyden kente göçün ilk tedirginlikleri işte.... yoksa benim öz kontrolüm daha yüksekti yani.
anne babamın aşırı akraba sevgisi, aşırı memleket sevgisi.
ve birbirlerini sevmeyip her işi de görev olarak kabul edip çok fedakar ve mükemmele yakın şekilde yapmaları, yapmak için olağanüstü çaba göstermeleri. belki sevgi dolu bir evlilikleri olsa çok başka olacaktı onlar da hayattan hırslarını böyle çıkarmışlardır diye düşünüyorum.
beni şekillendiren şeylerin bunlar olduğunun farkındayım ben...
aslında hayatımızı şekillendiren annemden çok babamdı çocukluğumda. onun kararları doğrultusundaydı.
benim aşırı bir kendimi ifade etmek, iletişim kurmak, kurmaya çalışmak çabam var. bir çözüm olmasa bile anlaşılmak istiyorum. ve tabi anlamak. dediğim gibi sürekli iletişim kurmaları için uğraşmaktan herhalde
burayı tam anlamadım
benim çözmem gereken bir sorunum yok aslında sadece özel hayatımda doğru kişiyi bulamıyorum. o da olursa olur olmazsa olmaz yani.
Bedel ödeyen yalnızca sen değilsin.Herkese merhaba. Buraya pek konu açan, derdini açabilen biri değilim. Son raddeye gelene kadar da içimde yaşarım. Son raddeyi geçti bugün. Bazılarınız biliyor duvar paylaşımlarımdan. Bir süredir sancılı zamanlar geçiriyorum. İlk düğümü çözdüm, boşandım. Düğüm mü çözdüm yeni düğümler mi bağladım bilmiyorum. Konuşmaya çok ihtiyacim var. Düzelecek, iyileşeceksin, herkes bu duruma alışacak diye duymaya çok ihtiyacım var. Uzun olursa özür dilerim.
Eski eşim çok iyi bir insandır ama onunla evlendiğime pişmanım. Keşke hep iyi bir arkadaşım olarak kalsaydı. Iyi bir eş olamadı çünkü. Boşanma sebebimiz cinsellikti. Bir süre vajinismustan sonra ben bu sorunu aşınca onun cinsel problemleriyle karşılaştık. Erken boşalma gibi. Çeşitli arastirmalar, okumalar yaptik. Bu süreçte yapilmasi gereken ne varsa %80'ini ben yaptim diyebilirim. Onun sorunu için ben çabaladım. Penetrasyon ile orgazm şöyle dursun oral ya da elle herhangi bir şey de yapamiyordu. Ön sevişme dışında bir şey yoktu yani. Öyle böyle derken bu süreç 3 4 sene sürdü. Ben defalarca bu konuyu konuştum. Ne yapmamız gerekiyorsa yapalim. Doktor, terapist ya da boşanma ne gerekiyorsa dedim. Seneler boyunca minik adimlarla çabaladı. Zaten iyi de bir insan oldugu için hayat bir şekilde geçiyordu. Eksik geçiyordu ama geçiyordu. Tahammül seviyemi giderek kaybediyordum tabii ki. Zaman içerisinde onun çabalamadığını farkettikçe boşanma fikri iyiden iyiye oturuyordu. Her defasinda yeni baştan şans veriyordum. Çabalayacağına inandırıyordu. Yine öyle bir dönemdeyken eski eşim artık çabalamayacağını, bu haliyle evliliğe devam etmek istedigini, her erkeğin her ilişkide orgazmı sağlayamadığını, bunun o kadar mümkün olmadığını, bazi erkeklerin penis değer değmez boşaldığını ve eşlerinin bunu kabul ettiğini söyledi. Bu şekilde yaşayacağım doktora gitmeyecegim dedi. Duvara çarpmış gibi oldum. Yillarca beni emek verecegine inandırdı. Yıllarım, gençliğim, en sağlıklı yaşlarım heba oldu.
Sonuç olarak boşandım. O ailesine anlatti ben anlattım. Çocuk sahibi olamadik diye anlatti ailesine, karım yüzünden olmadı diye. Cinsel probleminden bahsedemedi. (Bu biraz ortak ksrar gibiydi.) Ben de erkek fertlere cinsellik diyemedigim icin bu sebebi söyledim. Onun ailesi ona şefkat gösterdi, üzüldü. Yaninda oldu sevgi gösterdi haklı buldu. Bana kimse üzülmedi, kimse şefkat göstermedi, başımı okşamadı. Hatta bir grup, eski eşimi haklı gördü. Benim ortada kaldığımı ima etti. Bunlari başkası yaşasa aksini söyler ikna ederdim onu. Kendi kendimi ikna edemiyorum. Birinin bunu bana söylemesi şiddete uğramış hissettiriyor. Ben eşimden ayrılarak iyi bir arkadaşımı kaybettim. Onun ailesinin bazı fertlerinden bana gelen sevgiyi kaybettim. Güven veren ilişkimi kaybettim. Evimi, eşyalarımı, güzel günlerimi kaybettim. Bir de üstüne bunları yaşıyorum. Hiçbir suçum yokken, her şeyi kaybetmişken bir de bu imalar, sevgisizlikler, yalnız birakmalar beni mahvediyor.
Geçecek mi bu süreç? Yeni bir hayat kurabilecek miyim? Kalbim acıyor. Sevgisiz kaldım. Hayata karşı korku duyar oldum. Tek bir destekçim yok. Hiç suçum yokken senelerim uçup gitti. Bedel ödeyen de yalnızca benim. Niye böyle bir şey yaşadım? Öfkeleniyorum, içim yanıyor. Çok yoruldum.
Şu açıdan sordum, evin ilk çocukları senin(izninle siz demek istemedim) gibi yüksek çıtada oluyor:)var tabi hepsi benden küçük, arada ölen filan da var.
ama
benden büyük kuzenlerimi de biz okuttuğumuz için ben küçücükken bile evde bir dünya okullu insan vardı. ev ders çalışma kampı gibiydi... çünkü ilkokulu köyde okumuş gelmiş küçücük çocuklar, babam onlar şehirdeki okula adapte olsun diye sürekli ders çalıştırırdı onlara. benim babamla olan anım yok mesela bu dönemde. vardiyalı çalışırdı ve hep birileri için koştururdu. ben de babam hep onlara ders çalıştırıyor diye yapmak gereken şeyin hep ders çalışmak olduğunu kodlamışım sanırım. mesela ben tüm rus edebiyatını ortaokula gelmeden bitirmiştim.
ha ama şu da var
şehirde değilsek köyde olurduk, köyde it gibi gezerdim. öyle uçlarda gezme etme filan demiyorlardı. sadece şu ki şehir hayatını bilmedikleri için şehirde daha kontrolcüydüler, köyden kente göçün ilk tedirginlikleri işte.... yoksa benim öz kontrolüm daha yüksekti yani.
anne babamın aşırı akraba sevgisi, aşırı memleket sevgisi.
ve birbirlerini sevmeyip her işi de görev olarak kabul edip çok fedakar ve mükemmele yakın şekilde yapmaları, yapmak için olağanüstü çaba göstermeleri. belki sevgi dolu bir evlilikleri olsa çok başka olacaktı onlar da hayattan hırslarını böyle çıkarmışlardır diye düşünüyorum.
beni şekillendiren şeylerin bunlar olduğunun farkındayım ben...
aslında hayatımızı şekillendiren annemden çok babamdı çocukluğumda. onun kararları doğrultusundaydı.
benim aşırı bir kendimi ifade etmek, iletişim kurmak, kurmaya çalışmak çabam var. bir çözüm olmasa bile anlaşılmak istiyorum. ve tabi anlamak. dediğim gibi sürekli iletişim kurmaları için uğraşmaktan herhalde
burayı tam anlamadım
benim çözmem gereken bir sorunum yok aslında sadece özel hayatımda doğru kişiyi bulamıyorum. o da olursa olur olmazsa olmaz yani.
ahaha yok ya değilÇevremde entellektuel olarak vs vs benden daha üstün insan yok dediniz çevrenizde. Bunun sebebi o daha entellektuel çevreye( sizin en üstün olmadığınız, sizin de kimi zaman akıl aldiginiz) girmekte otosansur uygulamanız. Çünkü çözüm arayan değil çözüm bulan olmakla kendini ifade etmek.
Teorim tutmadı sizde. Ben bunu anne problemi olarak tasarlanmıştim.
Hayır bu değil dediğim. Girişken olmanız, akademik cevreniz değil. Konuyu sabote etmeyeyim. Siz birgün konu açarsanız orda detaylandirayim. Sizin hayatınızı analiz etmeye belli ki çok niyetimiz varahaha yok ya değil
tüm denk kesim yurtdışında çünkü ...
benim liseden üniversiteden ülkede arkadaşım yok :S ha onlarla da iletişim sürüyor tabii ki ama ne kadar sürebilir çok mesafe var çok yıl var artık aramızda.
ben kendim de uzun süre yurtdışında çalıştım- gerçi şu anda da y.dışındayım da geçici süreyle
aile çevremi zaten anlattım oradan gelebilecek bir katkı yok.
ülke o kadar çoraklaştı ki son dönemde...salt benlik bir sorun değil bu yani. tüm lise üniversite dönemini yatılı okudum ben. sonra y.dışında çalıştım. sonra da ağır bir hastalık geçirip tedavi gördüm. bu koşullarda fazla bile ortama girmişliğim var diye düşünüyorum. bulsam kaliteli ortam şimdi de hiç sansür mansür uygulamam gözü kapalı dalarım. bildiğim bir ortam yok maalesef. sansürden değil ortam imkanım yok yani. bir de yeni nesle göre çok old school kaldığım yönler var, sosyal medya bile kullanmıyorum.
yoksa ben şu anda da ülkede işte odtü-bilkent-boğaziçi mezunu (bizim kuşakta bunlar vardı) sosyal beceri olarak da oldukça kaliteli bir grup insanla birlikte çalışıyorum mesela, onlardan akıl da alıyorum, erkek iş arkdaşlarımdan da ehh idare edecek olanlar var kalite olarak az olsa da, etrafımda kadın olarak gayet akıl aldığım alabileceğim insanlar da var (o yüzden diyorum ya kadın kalitemiz erkek kalitemizi 40a katlar maşallah ülkede) ama iş arkadaşım filan bunlar.... en nihayetinde zaten özel hayat başka iş başka...
alemsin film yahuŞu açıdan sordum, evin ilk çocukları senin(izninle siz demek istemedim) gibi yüksek çıtada oluyor:)
Bu yüksek çıtayı nasıl doldurmak istersen doldur.
Hem aile beklentisi ilgisi hem de davranış karakter olarak örnek çocuklar.
Ne yapsalar yaranamazlar, en en iyisi olmaları beklenir ve bu beklenti de boş değildir, emek emek örülür adeta hayatı bu doğrultuda.
Büyük çocukların bir de ben gibine idüü belirsiz kardeşleri oluyor.
Asla o büyük kardeşin çıtasına gelemeyen, gelebilecekken evdeki durumu farkedip buna tepki koyan ve ailesinin her anlamda burnundan getiren, serseri ruhlu, bu bizden nasıl çıktı ya dedirten küçük kardeşler
Umarım seninkiler, ailenin yüzünü kara çıkarmamıştır, ben çıkardım da…
Daha aksini görmedim, o sebeple benim için tam anlamıyla evin ilk çocuğu, örnek vatandaş, ‘aa o migrenimsi’ diye gösterilen birisin muhtemelen.
Size konulan bu yüksek standartlar, hayatınızın her alanında devam ediyor, insan eş dost seçiminde.
Ablama benzetiyorum mizaç olarak seni halbuki yaşıtımsın ama büyük çocuk olma farkı işte, naparsın
Ben varım istisna. Gerçekten kızın konusunu p*c ettik. Bir numaramız o kadar delilik kadrosunu doldurmuştu ki bazı konularda çıta bende daha yüksekti.Şu açıdan sordum, evin ilk çocukları senin(izninle siz demek istemedim) gibi yüksek çıtada oluyor:)
Bu yüksek çıtayı nasıl doldurmak istersen doldur.
Hem aile beklentisi ilgisi hem de davranış karakter olarak örnek çocuklar.
Ne yapsalar yaranamazlar, en en iyisi olmaları beklenir ve bu beklenti de boş değildir, emek emek örülür adeta hayatı bu doğrultuda.
Büyük çocukların bir de ben gibine idüü belirsiz kardeşleri oluyor.
Asla o büyük kardeşin çıtasına gelemeyen, gelebilecekken evdeki durumu farkedip buna tepki koyan ve ailesinin her anlamda burnundan getiren, serseri ruhlu, bu bizden nasıl çıktı ya dedirten küçük kardeşler
Umarım seninkiler, ailenin yüzünü kara çıkarmamıştır, ben çıkardım da…
Daha aksini görmedim, o sebeple benim için tam anlamıyla evin ilk çocuğu, örnek vatandaş, ‘aa o migrenimsi’ diye gösterilen birisin muhtemelen.
Size konulan bu yüksek standartlar, hayatınızın her alanında devam ediyor, insan eş dost seçiminde.
Ablama benzetiyorum mizaç olarak seni halbuki yaşıtımsın ama büyük çocuk olma farkı işte, naparsın
Bir zaman sonra o aranızdaki iletişimsizlik adı altındaki aslında daima kıyaslanma duygusu geçecek, geçmeli diyeyim en azından.alemsin film yahu
büyük çocuk olma farkını ben de çok hissediyorum kesinlikle en küçükle benim aramda mesela anne babamla olan iletişim konusunda bile çok fark var. hep konuşuruz bunu biz de.
ya o kadar saçma ki
mesela ben bir erkek arkadaşım -sevgilim bile değil normal arkadaşım- gelse evime kalsa hala anneme babama diyemem...özel hayatımı zaten hiç bilmezler.
ama en ufak gayet bunu söyleyebilir. çünkü bunda ne var?
kendi kendimize tüm o tecrübesizlikle koyulmuş bu yüksek çıtanın mağduru oluyoruz bir yerden sonra aslında ama bu da kişiliğimiz, değer yargılarımız tüm benliğimiz olmuş halde.
üstelik maalesef bizde benden 1 küçük olan kardeşimle de temelde senin bahsettiğin şeylerden kaynaklanan bir iletişimsizliğimiz var. çok can sıkıcı... gereksiz...
Hayır bu değil dediğim. Girişken olmanız, akademik cevreniz değil. Konuyu sabote etmeyeyim. Siz birgün konu açarsanız orda detaylandirayim. Sizin hayatınızı analiz etmeye belli ki çok niyetimiz var
Bu çevrede hiç mi sizden sizin dediğiniz anlamda üstün bir erkek yoktu yoksa siz üstün olmayanı mi seçtiniz? Neyse birgün siz konu açarsanız orda detaylandiririm.
film emin ol ben de hem kendim olayım, kendime ait dünyam olsun, hem kimseyi üzmeyeyim kırmayayım hem de ideal çocuk olayım diye çok zorlandım yahuBir zaman sonra o aranızdaki iletişimsizlik adı altındaki aslında daima kıyaslanma duygusu geçecek, geçmeli diyeyim en azından.
Belki ben erken havlu attım, bilemem.
Sende çıta da çok üst yahu, onlar napsın?
Ya da iki kardeş olmamızdan ötürü ‘e tamam var işte herkese anlatıp gururlandığınız, beni salın’ a erken geçebildim.
Sen ilk olmayı bilirsin, ben mağlubiyeti
Yani öyle bir şey ki, ablam üniyi kazandı İstanbul’da hatrı sayılır bir okul bölümü olarak, vay neden ilk değil de 3. tercihi diye olay çıktı.
Benim tercihimi kendileri yazdı tek atış vakıf, ona kendi kendilerine sevindiler falan, arayıp bana bir coşkuyla söylediler.
Halbuki hayalim olan okula gidecektim, kontrol altında tutmak için diplerinden ayıramadılar.
Kendileri çaldı oynadı yani bir nevi, yola geleceğimi sandılar.
Karşılarına geçip ben okulu bırakıyorum parasını bana verin dediğimde 19 yaşımdaydım, ablam ise 25 yaşında ‘ben burada kalacağım’ diyemediğinden aile şehrine geri dönüş yaptı
Aklına gelmemiş onların sözlerine karşı çıkıp gelmiyorum, burada düzenimi kuruyorum demek.
Fazla acınası bir hal yani mağlup kardeş olmak, bununla yaşamak ama bir yandan da kendin olabilmenin yolunu bulmak.
Uzun süre ablama bilendim ama bir yerde kabullendim, aykırı olarak dikkat çekebileceğimi anladığım yaştan beri böyleyim.
İstedikleri gibi olsaydım, ilgi alaka göremeyecektim ama zıttı olarak başlarının belası oldum sadece.
Ahh, çok ablamsın ya örnek Türk kadını
Siz yardım istemediniz ki. Ben kendi teorim için sordum. Kısmen doğru ama sorun anne değilmiş.he valla gece gece işiniz mi yok yav?
yoo ilk aşkım hadi üstün değildi diyelim ama (ay böyle üstün olmak olmamak deyince sanki IQ testi yapıp hayatıma insan alıyorum gibi, yok öyle bir şey tabi ki gönül bu yahu...)
benim kişiliğimi buluğum, ne aradığımı bildiğim aklım başıma geldikten sonra ki aşık olduğum adam gayet her yeteneğini takdir ettiğim, zeka olarak da çok kapasitesi yüksek, saatlerce de muhabbet ettiğimiz birisiydi. (fakat yaş olarak benden küçüktü henüz madden çok yeterli değildi ki bu bence hiç sorun değildi) ki ekşi zamanlarıydı o zamanlar, hiç birbirimizi görmeden aklınıza gelebilecek her ama her konuyu konuştuktan sonra bir operaya davet etmişti beni filan çok yüksek elektrikli de bir ilişkiydi- ilişkide demeyelim de işte ne diyeceksek adına...neyleyelim ki o bana aşık olmadı. yoksa ilişkimiz güzeldi ama tabi ki o aşık olmadığından yapacak bir şey yoktu. ben zaten başka da hiç aşık olmadım.
valla bu 10 sene oldu. 10 senedir gerçekten sadece şunu yaşıyorum:"vuhuuu, sen fazla donanımlısın".
hatta salak salak bu yaşta hala instagram kızlarıyla filan zaman geçiren tee üniversiteden bölümden bir arkadaşım var arada "sofistike kadın" kotasını doldurmak için yazar- kendi tabiri. çocukta IQ 160 filan ama işte her zeki, akademik olarak başarılı insan sosyal ilişkilerde iyi olmuyor ki. zor yani böyle 2 tipin denk gelmesi...
erkek arkadaşımla da biz ciddi bir ilişki niyetiyle başlamadık. olaylar farklı cereyan etti. ben kimseyi ezmem yalnız. o da akıllıdır, hiç o sulara girmez. sorun şu ki benim ruhum doymuyor böyle işte.
Yiymi üçBen de seni 19 diye düşünüyorum. Kaç yaşındasın?
Estağfurullahbenim o teyze
Eski eşiniz sizin ona verdiğiniz değeri vermiyor gibi geldi bana, arkadaş olarak, bile. Tabi ki geçecek bütün bunlar, hangi gece sabah olmadı ki?Herkese merhaba. Buraya pek konu açan, derdini açabilen biri değilim. Son raddeye gelene kadar da içimde yaşarım. Son raddeyi geçti bugün. Bazılarınız biliyor duvar paylaşımlarımdan. Bir süredir sancılı zamanlar geçiriyorum. İlk düğümü çözdüm, boşandım. Düğüm mü çözdüm yeni düğümler mi bağladım bilmiyorum. Konuşmaya çok ihtiyacim var. Düzelecek, iyileşeceksin, herkes bu duruma alışacak diye duymaya çok ihtiyacım var. Uzun olursa özür dilerim.
Eski eşim çok iyi bir insandır ama onunla evlendiğime pişmanım. Keşke hep iyi bir arkadaşım olarak kalsaydı. Iyi bir eş olamadı çünkü. Boşanma sebebimiz cinsellikti. Bir süre vajinismustan sonra ben bu sorunu aşınca onun cinsel problemleriyle karşılaştık. Erken boşalma gibi. Çeşitli arastirmalar, okumalar yaptik. Bu süreçte yapilmasi gereken ne varsa %80'ini ben yaptim diyebilirim. Onun sorunu için ben çabaladım. Penetrasyon ile orgazm şöyle dursun oral ya da elle herhangi bir şey de yapamiyordu. Ön sevişme dışında bir şey yoktu yani. Öyle böyle derken bu süreç 3 4 sene sürdü. Ben defalarca bu konuyu konuştum. Ne yapmamız gerekiyorsa yapalim. Doktor, terapist ya da boşanma ne gerekiyorsa dedim. Seneler boyunca minik adimlarla çabaladı. Zaten iyi de bir insan oldugu için hayat bir şekilde geçiyordu. Eksik geçiyordu ama geçiyordu. Tahammül seviyemi giderek kaybediyordum tabii ki. Zaman içerisinde onun çabalamadığını farkettikçe boşanma fikri iyiden iyiye oturuyordu. Her defasinda yeni baştan şans veriyordum. Çabalayacağına inandırıyordu. Yine öyle bir dönemdeyken eski eşim artık çabalamayacağını, bu haliyle evliliğe devam etmek istedigini, her erkeğin her ilişkide orgazmı sağlayamadığını, bunun o kadar mümkün olmadığını, bazi erkeklerin penis değer değmez boşaldığını ve eşlerinin bunu kabul ettiğini söyledi. Bu şekilde yaşayacağım doktora gitmeyecegim dedi. Duvara çarpmış gibi oldum. Yillarca beni emek verecegine inandırdı. Yıllarım, gençliğim, en sağlıklı yaşlarım heba oldu.
Sonuç olarak boşandım. O ailesine anlatti ben anlattım. Çocuk sahibi olamadik diye anlatti ailesine, karım yüzünden olmadı diye. Cinsel probleminden bahsedemedi. (Bu biraz ortak ksrar gibiydi.) Ben de erkek fertlere cinsellik diyemedigim icin bu sebebi söyledim. Onun ailesi ona şefkat gösterdi, üzüldü. Yaninda oldu sevgi gösterdi haklı buldu. Bana kimse üzülmedi, kimse şefkat göstermedi, başımı okşamadı. Hatta bir grup, eski eşimi haklı gördü. Benim ortada kaldığımı ima etti. Bunlari başkası yaşasa aksini söyler ikna ederdim onu. Kendi kendimi ikna edemiyorum. Birinin bunu bana söylemesi şiddete uğramış hissettiriyor. Ben eşimden ayrılarak iyi bir arkadaşımı kaybettim. Onun ailesinin bazı fertlerinden bana gelen sevgiyi kaybettim. Güven veren ilişkimi kaybettim. Evimi, eşyalarımı, güzel günlerimi kaybettim. Bir de üstüne bunları yaşıyorum. Hiçbir suçum yokken, her şeyi kaybetmişken bir de bu imalar, sevgisizlikler, yalnız birakmalar beni mahvediyor.
Geçecek mi bu süreç? Yeni bir hayat kurabilecek miyim? Kalbim acıyor. Sevgisiz kaldım. Hayata karşı korku duyar oldum. Tek bir destekçim yok. Hiç suçum yokken senelerim uçup gitti. Bedel ödeyen de yalnızca benim. Niye böyle bir şey yaşadım? Öfkeleniyorum, içim yanıyor. Çok yoruldum.
O ailesine anlatırken tüm suçu size yüklediği için "ah zavallı evladımız" diye teselli görmüş. Siz dürüstlükle ne anlaştıysanız onu anlattığınız için tipik türk kafası yaklaşımlarla karşılaşmışsınız.Çocuk sahibi olamadik diye anlatti ailesine, karım yüzünden olmadı diye. Cinsel probleminden bahsedemedi. (Bu biraz ortak ksrar gibiydi.) Ben de erkek fertlere cinsellik diyemedigim icin bu sebebi söyledim. Onun ailesi ona şefkat gösterdi, üzüldü. Yaninda oldu sevgi gösterdi haklı buldu. Bana kimse üzülmedi, kimse şefkat göstermedi, başımı okşamadı. Hatta bir grup, eski eşimi haklı gördü. Benim ortada kaldığımı ima etti. Bunlari başkası yaşasa aksini söyler ikna ederdim onu. Kendi kendimi ikna edemiyorum. Birinin bunu bana söylemesi şiddete uğramış hissettiriyor. Ben eşimden ayrılarak iyi bir arkadaşımı kaybettim. Onun ailesinin bazı fertlerinden bana gelen sevgiyi kaybettim. Güven veren ilişkimi kaybettim. Evimi, eşyalarımı, güzel günlerimi kaybettim. Bir de üstüne bunları yaşıyorum. Hiçbir suçum yokken, her şeyi kaybetmişken bir de bu imalar, sevgisizlikler, yalnız birakmalar beni mahvediyor.
Geçecek mi bu süreç? Yeni bir hayat kurabilecek miyim? Kalbim acıyor. Sevgisiz kaldım. Hayata karşı korku duyar oldum. Tek bir destekçim yok. Hiç suçum yokken senelerim uçup gitti. Bedel ödeyen de yalnızca benim. Niye böyle bir şey yaşadım? Öfkeleniyorum, içim yanıyor. Çok yoruldum.
Sen dünya güzeli su gibi bir genç kadınsın, karşındaki anormal olunca anlaşılmıyor ama etrafındakiler emin ol anlatacaktır öyle de inanıyorum ,sadece yeni düzenini kurman ve güzel bir iş sahibi olduktan sonra herşeyin en güzeli seni bekliyor benim güzel pamuğumBiraz ortak karar gibi oldu. Ben onun cinselliği söyleyemeyeceğini biliyordum. Zaten soylese kabul mu görecekti? Ailesi biraz farklı biri. Benim yeterince çekici olmadığımı, kilolarim oldugunu, bu sebeple oğullarının istemedigini falan düşüneceklerdi taharetten bihaber insanlar. Yani ben suçlanacaktim. M Mevsim hep bahar gördü kilomu da yüzümü de, söyleyebilir yani. Ailesinin begenisine kalmadım tabii.
Her defasinda sordum ona ne diyeceksin nasil aciklayacaksin diye. Bulurum bir şey deyip durdu. Ben de bu sebebi söyle bari dedim. Kismen de doğru bir şey aslinda. Kontrol altinda bir gebelik yasayabilirim ben. Ama korunmamın asil sebebi düzgün cinsellik yasayamamis olmaktı. Bunun duzelmesini bekledim olmadi.