Herkese selamlar,
*** Arkadaşlar uzun yazmışım, affedin, ben de sinir oluyordum ne bu destan gibi diye ama insan başına gelince biraz da boşalmak için yazıyor aklına gelen her şeyi.
Başlığı açıp açmamakta çok tereddüt ettim. Senelerdir KK üyesiyim, diyet ve goygoy yapmak için üye olmuştum ve bir gün bu başlığı açıp sizlerin tavsiyelerinizi rica edeceğim hiç aklıma gelmemişti.
Türkiye dışında yaşıyorum, iyi bir eğitimim var, elim yüzüm düzgündü, iyi bir işim vardı ama kendimi bildim bileli hep bir değersizlik, anneden gelen sevgisizlik sorunum vardı. Zamanla bir kısmını hallettim. Tam o dönemlerde yaklaşık 4.5 sene önce eşimle tanıştım ve önce beraber yaşamaya sonra kısa sürede evlenmeye karar verdik, Haziran’da evliliğimizin 3. yılı dolacak. Hayatımda kimseden görmediğim sevgiyi / ilgiyi / saygıyı gördüm ilk 2-3 sene, bütün dünyası bendim, benim de oydu ve aşırı tatlıydı.
Ondan daha fazla kazandığım ve daha disiplinli biri olduğum için ortak yaşamımızın çoğu yükünü ben aldım, maddi manevi onu taşıdım, zamanla da annesi gibi oldum. Son 1 sene baktım böyle olmyor finansal sorumluğu ona daha çok verdim ama küçük meblağlardan bahsediyoruz, mesela eve alınan birkaç eşya (diğerlerini ben almıştım full) Asıl konu Eşim tanıştığımızdan beri içki içiyordu ama benim ailemde ve çevremde hep alkol tüketilir, o yüzden sorun görmedim, bilmediğim şey alkolik ve sosyal içicilik aynı şey değilmiş. Hayatımda hiç alkolik birini tanımıyordum. Meğer o sorumluluk alamazmış zaten bu hayat şekliyle.
Evlendikten 1 seneye kalmadan devlet bana dil kursunu zorunlu kıldığı ve ben eşimle -evle -işle uğraşmaktan çok yorulduğum, hepsini bir arada götüremediğim için işimi bıraktım. Çünkü bir gece içtiğinde çok öfkeliydi, diğer gece ayarsız neşeli, terapi yapıyorsunuz, sabaha kadar oturuyorsunuz, dayanamadım işe. Çok büyük bir hataymış şimdi anlıyorum. Hemen arkamdan o da işi bıraktı beni bahane ederek. bulunduğumuz ülkede devlet kiranızı, harçlığınızı veriyor, çalışmanıza gerek bile yok ama karın tokluğuna yaşıyorsunuz. Sadece ek iş gibi bir şey yapıyor bilgisayardan, onu da ben ayarlamıştım
onla da evden çıkmasına gerek kalmadan 3-5 içki parasını çıkarıyor.
Bana bir katkısı yok. Evden asla çıkmak istemiyor mümkünse bütün gün tv falan seyrediyor. Etrafında gerçekten destek, pek işinde gücünde aklı başında arkadaşı pek yok.
Zaten alkolikler böyle izole olurmuş zamanla.
Zamanla bana olan sevgisi, saygısı azaldı, aşağılamaları başladı. Seks bitti, onun için de beni suçladı. Benim de ona çünkü dayanamıyordum, çok dırdır yapmaya başladım, düşünün ki akşam 5-6ya kadar yataktan çıkmayan bir adam. Ben ülkenin vatandaşı değilim, o vatandaşı dili biliyor ediyor, ama her şey bana kalıyordu gün sonunda. Anlıyorum ki ben onu aşağıladıkça o da kendini koruma refleksiyle bana karşı saldırıyordu ama napacağımı bilemedim. Defalarca karşıma aldım, gel helalleşelim ayrılalım, sana kötü bir şey demiyorum ama bu hayatın evliliğe uygun değil vs anlattım. Yani çok defa çok sakin konuşmaya onu anlamaya çalıştım. Yeminler etti gelişiyorum değişiyorum öğreniyorum diye. İnanmayı seçtim. Ama işe yaramadı.
Ayık olduğu zamanlarda dünyanın en tatlı adamıydı çoğu zaman, son 1 seneye kadar. Yine belki tanısanız iyi dersiniz, bir çok erkeğe göre tatlıdır
Alkolle ilgili konular bir türlü çözülmeyince Kasım ayında hastaneye kaldırıldı psikiyatri birimine, 11 senedir bağımlıymış, normalde her gün 1 şişe votka içer. Orada ağır depresyon, bağımlılık teşhisi kondu. Terapiler vs 1.5 ay içmedi. Bu aralarda kavgalarımız çoğaldı, bana ilgisinin de azaldığını anladım, yüzleştim, ok ayrılalım bitti dedim. Vay sen misin onu diyen yine içkiye düştü ve ölümüne beni suçladı, ben bırakmıştım senin yüzünden tekrar içtim, sen böyle yapmasaydın içmezdi vs diye halbuki gerçek bu değil. O içmediği 1.5 aylık dönemin sonlarında canı içki çekiyordu söylüyordu, hatta bana yazın tatile gidersek belki içmeme izin verirsin falan diyordu, yani bence durumuna tam ayılmamıştı.
Neyse bu sefer kararım kesindi, bunu anladı ve bana düşman oldu ve her zamankinden çok korkunç içmeye başladı, günde 3 şişe vodka içiyor, sabah öğle akşam sarhoş, salonda kanepenin üstünden kalkamıyordu. Bulunduğumuz ülkede bürokrasi ve ev sıkıntısı var, he diyince kalkıp gidemiyorsunuz, 1 ay boyunca bana o evde cehennemi yaşattı, benim yaptığım evden beni kovdu vs ama kafası hep güzel, ayılınca da özür diliyor ona yumuşak davranırsam. Ben de kalktım annesine gittim durumu anlattım, bugüne kadar hiç anlatmamıştım. Çünkü ailesiyle de uyuşmadım, çok farklı benim değer yargılarımdan, hayatımda bu kadar dini imanı para insanlar tanımamıştım ben. Annesine banka dekontları, fotoğraflar videolar ağzından yazılmış özür mesajlarını gösterdim, komşuları eski iş arkadaşlarını şahit gösterdim, belliydi yani uydurmadığım. Zannettim ki annesi ilgilenecek peşine düşecek, kadın 3 gün ilgilendi evinde tuttu, sonra sallamadı bile. Şu anda 2. Kere hastaneye kaldırıldı mesela, yanında hiç kimsesi yok, annesi bir kere uğramamış, 3 günde 1 arıyormuş. çok üzülüyorum haline çünkü şükür şimdi Türkiye’ye annemin yanına geldim. Ama suçum olmasa da vicdan azabı çekiyorum. Çünkü aslında kötü bir insan değil, çok akıllı komik vs bir sürü iyi özelliği de var. Çocukluktan gelen çok acılar var.
Ama bana eşlik yapmadı maalesef, 4.5 senede 4 kere çamaşır makinesini çalıştırmadı, 1 yemek yapmadı, çocuk gibi, annesi gibi yaptı beni de ki çok düşünceli tatlı şeyler yapmıştır da hayatın karşısında çok az kaldı bunlar. Çok kötü olduğunu, beni çok özlediğini, yavaş yavaş da olsa değiştiğini geliştiğini söylüyor ama bir yandan da bana sürekli saçmalıklarla saldırıyor, karşınızda tam aklı başında biri yok, kötü hissetmemek için her şeyi söylüyor çünkü güçlü değil. Bir yandan da çok öfkeliyim ona çünkü her şeyimi kaybettim; işimi, görünüşümü, güzel evimi, paramı..
Çok uzun yazdım ama aranızda benzer yaşayan varsa siz ne noktada bırakmaya karar verdiniz? Doğru karar olduğunu nasıl bildiniz? Ya bir daha bu kadar sevilmezsem diye korktunuz mu?